YARASA tarafından postalanan herşey
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Bir başka iletide instantkarma tarafından verilen bu cevap buraya yanlış aktarılmıştır. Ahlakın cin ile, melek ile alakasını olduğunu veya olduğuna inanıldığını gösteren bir ileti ve alıntı değildir. Not: Sayın instantkarmanın yerine sadece bir "okuyucu" olarak cevap verdiğim için, bu tartışmada yaklaşık aynı görüşleri savunduğum bir kişinin avukatlığını yapmakla ithamda bulunacak iletiler yazmayınız... Zira, tartışmanın gidişi, böyle bir olasılığı göstermektedir.
-
Alttaki ne ister?
ister vallahi Alttaki hiç bişe istemez
-
Kurandaki çelişkiler
Size de... Bu şahsen beni ilgilendirmez Ama bu düşünce beni çok ilgilendirir Ne zamandır böylesine samimi ve tarafsız bir yazı okumamıştım. Evet emperyalizmdir, ve bunun en büyük kanıtı bana göre Hac muhabbetidir. Evet, zaten Kuran'ın o dönemki bilimsel verileri sentezlediğinden ve bu doğrultuda yoruma gidildiğinden eminim. Söylediğin gibi bunu gösteren bir çok veri var.
-
SİVAS MADIMAK'TA DUMAN HALA TÜTÜYOR. 16 yıl önce bugün Sıvas’ta Pir Sultan Abdal’ı anmak için toplanan insanlar diri diri yakılmıştı.
"Hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?" Birincisi, bu bir katliamdır; hiç bir katliam meşrulaştıramayacağı gibi bu da meşrulaştırılamaz! Çabaların ne olduğu ortadadır! İkincisi, bu, Türkiye'nin aydınlık geleceğine yapılan bir saldırıdır; kınamak yerine hesap derdine düşmekle siyaset yapılamaz! Çabaların ne olduğu yine ortadadır!
-
ZAZADAN MEKTUP
****** Emekli Paşalar asimilasyon politikası mı izlemişler de hata yaptık demişler? Yoksa PKK ile yanlış mücadele yöntemleri mi uygulamışlar? PKK'dan önce Kürtlerin sorunu yokmuydu da bir anda Paşaları sorumlu tuttunuz bu soru için? Sevgili Tengeriin, derin tarih bilginle bizi yine aydınlattığın, bu "kürt meselesi"nin aslını ve duygu sömürüsü politikalarının içi boş olduğunu gösterdiğin için tekrar teşekkür ederiz: Osmanlının yıkılması ve Yeni Türk Devletinin kurulması durumu ile Kürt Aşiretlerin bir takım ayrıcalıkları kaybetmesi ve bunu sindirememeleri sorunudur...
-
ZAZADAN MEKTUP
Bu çok önemli bilgiler için teşekkür ederiz sayın Tengeriin, Umarım bazılarının ezberlerini sorgulamasına neden olacaktır (pek sanmam ya ).
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
İnsanlarda içgüdünün, yanlış hatırlamıyorsam 5-6 yaşlarına kadar var olduğunun söylendiğini hatırlıyorum (Freud idi sanırım). Yok, kelime anlamları açısından değil, konuyla ilgili olarak insanlarda neden içgüdü değil de dürtünün olduğunu söylediniz demek istemiştim. Oysa, bir çok bilimsel çalışma var "insan içgüdüsü" (human instinct) üzerine. Hatta elimde GEO dergisinin verdiği "insan içgüdüsü" (BBC yayınlarından) diye bir CD serisi var ve geçen gün izlemeye karar vermiştim. Ancak fırsatım olmadı ve konu üstüne geldi Bu iki alıntı bana aynı şeyi söylüyor gibi geliyor. Öyle ise, insanda doğuştan gelen içgüdüsel davranışlar zamanla kendini öğrenmeyle elde edilen bilgiye bırakıyor. öyleyse, gibi bir yargı, geçerliliğini pek de korumuyor. Tabii, içgüdüsel bilgiyi, "bilgi"den sayarsak... Yanlış hatırlamıyorsam bilimsel bir yazıyı Türkçeye çevirip forumda tartışmaya açmıştım. Yazının içeriği "bilinç" ile ilgiliydi (yanlış hatırlamıyorsam). Yazıda, tek hücreli hayvanların davranışı bile "bilinç" ile açıklanıyordu. Daha karmaşık hale gelen varlıklarda bilinç de karmaşıklaşmakta. örneğin köpeğin (şartlı da olsa) öğrenmesi. Zeki ev köpeği besleyenler bilir. Benim köpeğim de çoğu zaman beni hayrete düşüren zeka örnekleri sergilemekte. Onu izlediğim zaman davranışlarının şartlı değil resmen "öğrenme" ile şekillendiğini düşünüp dururum bazen. Tabii bunu çok ilkel olarak kabul etmek lazım... Her neyse, bu durumda, içgüdüyü bence doğuştan gelen ve genlerimizde kodlanmış bilgi olarak kabul etmek gerekir diye düşünüyorum.
-
SAYI OYUNU
271 yazman gerekiyordu... Olmuyor!
-
SAYI OYUNU
270 ne uğraşıyorsunuz ki
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Sevgili muki, evrim kuramını göz önüne aldığımızda insanların da hayvanlar ile ortak bir atayı paylaştığını biliyoruz. Peki ne oldu da insanın atasındaki içgüdü insan döneminde yok oldu? Ya da bu özellik yitirildi mi? Yitirildiyse veya değiştiyse bunun sebebi ne ve nasıl oldu? Bu konuda benim bir fikrim yok, bilmiyorum. Ayrıca içgüdü ve dürtü arasındaki farkı nedir bunu da açıklarsanız sevinirim.
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Bu cümle benim de çok dikkatimi çekti ama gerekli açıklama yapılmış. Yine de vurgulamadan edemeyeceğim. Bilimin ta kendisi, bizim ve hayvanlar aleminin bir çok alışkanlığını, içgüdülerini, "öğrenme" olmadan yapılan hareketleri genlerimizde saklı olan "kodlanmış bilgi" olarak nitelerken, "yüklenmiş hazır bilgi yok" demek biraz bilimsel dışı olmuyor mu? Sanırım bu tarz bir karşı duruş, dini inanışların bu tür "kodlu" bilgilerin yaratan tarafından verildiği tezlerine karşı durmak amacını güden bir karşı duruş.
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Olsun, her insan unutur üzülme..
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Unuttum işte
-
Bir radyo olsaydı hangi şarkıyı isterdin Dj'den....
Anathema isteruk, o yoksa empyrium; o damı yok? O zaman emre aydın olsun: kalan sağlar senin olsun
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Okuyorsun ama bir türlü anlamadım ne anlıyorsun?
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Yareppim nedir bu çektiğim forumdan????
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
uğraşma işte bu lastik işe yaramaz patlamış...
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Olurdu ama arabanın lastiği patlamış... (dedim ve başa)
-
Son Kelimeden Cümle Türetmece
Acaba bulsa ne olurdu
-
Tanrı var mıdır ?
İşte benim anlamadığım ve anlamlandıramadığım nokta da tam bu sayın instantkarma.... Dini duygular ve düşünceler neden bilim yoluyla ispat edilmeye çalışılır? Bunun, belki de bir sebebi, ateist düşüncelere olan antitez üretme ihtiyacıdır. Oysa ateizm de bir tez değildir bana göre. Bu arkadaşlar, inançlarını (!) ispatlamak adına bilimin işine gelen yönlerini alıp kullanır, işlerine gelmeyenle dalga geçerler. Evet inanç konusunda çok doğru söylüyorsun, ispatlansa inanç olmaz. Bir insan neden inancını ispat etme gereksinimi duyar ki? Onu başkasına dayatmadan kendi içinde yaşamak varken? Şimdi diyecekler ki, "bunu ateist insanlar yapıyor da onan"... Halbuki, ateistler, ortaya atılan "inanç" tezlerini eleştirirler, antitezlerini doğal olarak oluştururlar. Aslına bakarsanız, bana göre, nasıl dini inançlar bilimsel yolla ispatlanması yanlışsa, ateist inançların da "ispatı" olmaz. Bilimsel bir çalışma mı var hangi dinin doğru olduğuna dair? Tanımlanan "Tanrı" kavramlarından birisini ispatlamaya giden bilimsel bir çalışma mı var? Yok. Bilimsel veriler bize gerçeklik hakkında veri sağlar. Bu verileri İNANCIMIZ doğrultusunda BİZ yorumlarız. Maddenin sonsuz devinimine inanırız, ya da maddenin başka bir sonsuzluk tarafından yaratıldığına. Felsefe yaparız yani değil mi? Eğer tam verimiz var ise, felsefeye gerek kalmadan "yargı" yoluna gireriz. Maddenin devinimini, sonsuz geçmişini ve geleceğini henüz bilmezken, bilim henüz "var/yok" demiyor iken biz onun ağzından "var/yok" deme hakkını nereden buluyoruz bir türlü anlamam. Ha şu doğrudur, bildiklerimizi inanç sistemleri ile karşılaştırıp inançları sorgulayabiliriz. Bu yapılması gereken bir şeydir. Tam da bu konuya güzel bir örnek teşkil edecek bir yazını okudum bugün. "Gök" ve onun "oluşumunu" ayetler ile bildiklerimizi karşılaştıran bir yazıydı. Madem inanç sistemini bilimsel veriler ile destekleme yoluna giriyorsun, bu işi tam yapacaksın... Birbirini destekleyen noktaları, inancını savunma adına söyleme hakkını bulduğun kadar çelişkili noktaları da es geçmeyecek kadar samimi olacaksın. Çok doğru söylüyorsun.
-
ATEİST YETİŞTİRME KAMPI KURULUYOR... Çocukların 'ateist' olarak yetiştirileceği bir yaz kampının kurulması için kollar sıvandı...
Ne yani ben bilimi 100 yıl geriden takip ediyorlar derken çok mu iyimserdim?
-
Tanrı var mıdır ?
Eh gözün aydın kardeş
-
Tanrı var mıdır ?
İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz? Daha kısacık bir süre önce, evrim deyince çileden çıkan dini çevrelerden son zamanlarda, "evrim gerçekleşmiş olabilir, Allah yarattı ve değiştirdi, ol demesi ile mümkündür, zaten kitapta da yazıyordu" gibisinden 180 derece dönmüş cümleler yükselmeye başladı. Kitapta yazıyormuş bakar mısın? Ama kısa bir zaman önce karşı çıkıyordunuz? Ne oldu kitabın içeriği mi değişti? Yoksa yeni mi okumayı öğrendiniz? Madem yazıyordu siz ortaya atsaydınız? 6 günde yaratıldığına inanılan evrenin (dünya) bugünlerde 14 Milyar yıl önce YARATILDIĞI bile söylenmeye başlandı. Çünkü şu an için öncesi bilinmiyor. Bilim 14 Milyar yıl öncesini çözse, ondan önceye göre endekslenecek bütün inanış. Daha neler neler... :) Bu aslında, birincisi, yukarıda sorduğum A ve B kişileri arasındaki ilişkinin gerçekliğini; ikincisi, bu mantıkla bilimin buluşlarını 1 asır öteden takip etmek zorunda kalınalacağı gerçeğinin göstergesi. A kişisi zamanla her şeyi çözebilecek güce sahip "bilim" ve buna muhtaç olan, bunu işine geldiği gibi yontan, bir taraftan reddedip bir taraftan da ayakta kalmak için onu kullanan B kişisi, yani "din". Yahu bırak zorlama işte, inanıyorsan inan ama zorlama işte
-
Tanrı var mıdır ?
Evrim kuramı, evrim bilimini yakından bilen bilim adamlarında artık "kuram" olarak değil, "kanun" olarak kabul görüyor. Bu kanun, HY ve benzeri kaynakları okuyanlar tarafından ise "safsata" gözü ile bakılıyor Aradaki farkı anlatmaya gerek var mı? Sayelerinde 100 yıl öteden takip etmek ve anlamak durumundayız toplumca...
-
Tanrı var mıdır ?
Şimdi ben sadece bir soru soracağım. Konuyu dağıtmadan, çarpıtmadan sorularıma yanıt isterim. Ha yanıtlamak istemezsiniz, o sizin bileceğiniz iştir... A ve B isimli iki şahıs düşünelim. Bunlardan A kişisi, oldukça güçlü, her konuda yetkin, çalışkan ve üretken birisi olsun. B kişisi de, tam tersi bir kişilik... B kişisi, A'nın yaptıklarından, ürettiklerinden sadece işine gelenleri alıp işine gelmeyenleri safsata diye değerlendiriyorsa, onun gücünden sadece ve sadece kendi işine geldiği gibi yararlanıyorsa bunun adı nedir? Kabul ettiği de etmediği de A'nın ürünleri iken bu neyi gösterir? B'nin acizliğini ve A'ya muhtaç olduğunu değil de başka neyi?