YARASA tarafından postalanan herşey
-
Allah ın varlığını ispatladım
Peki siz küçücük beyninizle onu (insan beyni ile anlaşılamayacak onu) ispatlamaya neden çalışıyorsunuz? Peygamber mi ilan ettiniz kendinizi? Onun ilkokul matematiği ile ispata mı ihtiyacı var ki? İnanırsın ya da inanmazsın. Bu, senle onun arasındadır.
-
Allah ın varlığını ispatladım
Hangi iddia o? Bir iddiada mı bulunmuşum?
-
KADER VAR MI ?
Evet demirefe, gerekten çok sığ, ama bir o kadar ağdalı yazılmış (sığlığını gizlemek için olsa gerek) bir yazı. isteyen olursa içindeki çelişkileri teker teker ortaya çıkarırım Ama ne olur beni bir daha okumaya mecbur kılmayın bu yazıyı
-
AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı
Şimdi bu konuda çok yorum yapacağım ama olmayacak. Çoğu insan kaldıramaz. Ama şu kadarını söyleyeyim, bu tip vatandaşlar Allah bir dese inanmam... ( tabi bu deyimden espri üretmeyelim )
-
AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı
Son zamanlarda, size verilen tavizler gibi, başımıza örülen çorapların farkında olduğumuz gibi bu lafların da ne kadar boş olduğunun çok iyi bilincindeyiz. Karnımız tok artık...
-
Yorgun demokrat ile şaşkın demokratın farkı varmı sizce?
Kaplan-200, bence her iki tarafı bir o kadar daha dinle ki, insanlar ile, gerçek demokrasiyi savunan insanlar arasındaki farkı görebilesin. Bu arada, demokrasi, solculuk bilmem ne adına Kürt milliyetçiliği yapan insanları çok iyi tanıyoruz...
-
AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı
Kürt kökenli vatandaşlar memleketin her karışında devlet yapısı dahil her kadeemede yer bulabilmişledir. İşyerleri açmışlarzengin olmuşlar hatta devleti yönetmişlerdir. Her okulda, üniversitede okuma hakkına sahiptirler. Buna rağmen ezilmekte ve 2. sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini her fırsatta söylemektedirler. bu vatandaşlar, ya kötü zihniyetlidir, ya da art niyetli... Hal böyle olunca, çerkes yada laz vatandaşın yapmadıklarını yapan bu vatandaşlar elbette tepkiyle karşılaşmakta, bu tepkiyi de sözde 2. sınıf muamelesinin kılıfı yapmaktadırlar. Dertleri basittir: hep daha fazlası... En öğretici ve en doğru kaynak olan tarih boyunca bu hep böyle olmuştur.
-
Allah ın varlığını ispatladım
"ama bize öğretilmediği için asla bilemeyiz. " deyip kestirecek birisi neden daha öncesinde basit bir matematik kullanıp (ki o kısmı da tartışılır) "Allah'ı ispatladım" der? Madem anlayamayacak yapıda olduğunu düşünüyorsun, ne diye anlamadığın şeyi ispat yoluna giriyorsun?
-
İslamda çok kadınla evlenmenin şartları!
Hayır. Sadece ve sadece, araplar bu konuda taviz veremezler de ondan. Zaafiyetten başka bir şey değildir. Bu aslında, sadece Arap kültürü ve ayrıca bunun dindeki etkisinin göstergesidir.
-
Ergenekon'da son dalga
- Allahın gücünün yetmediği an
Peki bakalım: Kendini bilme ve insanlığa adamış bilim adamları mesela... 20. yüzyıla göre çok daha fala ilerlettiğimiz bilgi birikimimiz ve gelişen teknoloji mesela ki se 14. yy'a göre hesap et. Daha önce tanınmayan hastalıklara bulunan çareler mesela. Doğaya ve insana saygı duyan şey hepmizin özlemini duyduğumuz evrensel onurdur mesela. Öldükten sonra ödül değil, yaşarken hakkı olanı vermek mesela! Mistikleri değil gerçekleri ön plana çıkaran materyalizmin taa kendisi mesela... Hiç bir inanç sistemi kendi içinde yetiştiği toplumun dilini ırkını diğerlerininkiyle eş görmez mesela... Sadece ve sadece bilimin gözünde insanlar eşittir mesela... Mistik kolmayan olaylar mistik olmayan olaylardır mesela Kendin de söylüyorsun kainatın ve insanın gerçeğidir ki bu gerçek yavaş yavaş ortaya çıkarılmaktadır mesela... Çıkarılmayan hususlarda hemen kolaya kaçmamaktır, "böyle yaratılmış" demek yerine "araştırmak lazım" demektir mesela... Araştır oku mesela... HY amca dışında hiç bilimsel yayınları okuyormusunuz mesela? Bırakın okumayı nasıl erişebileceğinizi biliyormusunuz mesela? Sen ben onlar bunlar nasıl istersek öyle olur gibi mesela... Ama siz boşverin, herşey biliniyor ve yüzyıllardır boşuna uğraşıyorlar mesela... Aç Kuran'ı oku gerisi boş mesela... Al işte olay budur mesela:- Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Arkadaşlar tekrarlıyorum: bu ülkede kürt sorunu diye bir şey yoktur. Bu ülkede Türk insanı olabilme sorunu vardır (milliyet anlamında algılamayalım). Yani gelir dengesizliğinden tutun da eğitim sorunlarına kadar her alanda hakkettiğimiz şeyleri çerkes olsak da kürt olsak da yaşayamama sorunu vardır! Ve olmayan bir sorun hakkında burada 61 sayfa boyunca 1475 ileti yazılıyor ise ortada gerçekten farklı bir sorun vardır!!!!- "HZ. MUHAMMED BİZİM MODELİMİZ"
:D Dayanamadım dayı, Sana bir çiçek daha bu akşam:- Allah Olgusu Nasil Olustu ?Neden ihtiyac Duyuldu ?
Elbette Yine çok güldürdün beni sağol sevgili dayı... Kısa bir biçimde "merakten" dememin sebebi şuydu. İnanan da inanmayan da, kendisini ve aradığını, bir şeyleri merak ettiği ve merakının peşinden gittiği için bulmuştur ve bulacaktır. İnsan olarak (yarasa ya da yaramasa farketmez ) merak edelim ve peşinden gidelim. Sevgiler dayı...- Allahın gücünün yetmediği an
- Davos - Erdoğan - Peres
Evet. Farklı şeylerden bahsettik. Teşekkürler Cyrano.- Allah Olgusu Nasil Olustu ?Neden ihtiyac Duyuldu ?
Meraktan... Sevgilerle...- Davos - Erdoğan - Peres
Sayın Cyrano, Başbakn'ın oradaki tavrını Türk halkıın benimsediğinden kuşkuluyum. Nitekim elektronik-gazetelerde haber yorumlarını okuduğumda bu tavrın benzerinin neden PKK ya da Kuzey Irak'ta gösterilmediğini sorgulayanlar hiç de az değil. Böylesi bir hareket spontane olsa da diplomatik değildi. Bu hareket tutarlı da değildi. Eğer ki başbakanın bu tavrı hem diplomatik çerçevede sürdürülen hem de tutarlı bir duruş olsa idi işte o zaman Türk halkının görüşünü yansıtırdı. Yine de bu hareketten memnun olanların sayısı da az değil. Ama sorgulayınca farklı şeyler çıkıyor. Merak ettiğim ise bu hareketi destekleyenlerin şu röportaja vereceği tepkidir: -http://www.haberturk.com/haber.asp?id=125095&cat=110&dt=2009/01/31-- Davos - Erdoğan - Peres
Deniz Feneri mi? O neydi ya? "Artık önemi yok, o değil de sen başbakanın raconunu gördün mü abi??? Helal sana başkanım!!!"- dünyanın en zor sorusu
Bilimde kendi iradenle söylediklerinin hiç bir anlamı yoktur. Herhangi bir kitapta yazılan ve kutsal sayılan bir şeyin de anlamı yoktur. Bilimde araştırmak, deney yapmak ve ispatlamak esastır. Bilimsel bir konu tartışılırken, konunun "bence"si "sence"si olmaz. Veriler konuşur... Evreni dini olgularla açıklamaya çalışanlar ise, kitaptan başka bir verileri olmadığı için her şey ona atarlar. "Kitap şöyle diyor", "kitap böyle diyor", "zaman aslında şöyledir, evren aslında böyledir, bunların gerçekliği yoktur", "asıl gerçek diğer taraf" falan filan.... Ölünce mi göreceğinizi sanıyorsunuz gerçeği? Şu dünyanın gerçekliğini kavrayamayan ölümden ne medet umar ki? O tarafta mı göreceğini sanır Ama dünyanın hiç bir yerinde kitaplara göre bilim yapılmıyor. Doğayı anlamak için doğaya, yani gerçekliğe bakacaksın. "Bence"ye "sence"ye de değil. Doğaya...- Gazze'de katliam
Bu başlıkta ben 3 ana konuya şahit oldum. Bu konular şu şekilde genelleştirilebilir: 1. Sorgusuz sualsiz ve sırf müslüman olduğu için duyguları kabarıp bu savaşı kınayan ve İsrail'e lanet okuyanlar; 2. Savaşın nedenlerini ve her iki tarafın geçmişini sorgulayp tartışanlar (burada demirefenin ve brainslapper'ın dikkate değer ve çok önemli katkıları var ve yeri geldiğinde katıldığımı da söyledim) 3. Savaşın nedenlerini sorgular gibi yapıp, kutsal kitaplara başvuran, hatta ırkçılığa kadar varan söylemlerini (propaganda diyelim) yazarak olayı sırf "müslümanmı ölürse *****" diyebilecek noktaya getirenler... Umarım bu başlıkta neye karşı çıktığım ve neyi sorguladığım yeterince açık olarak görülmektedir.- Sizce Deniz GEZMİS Neden idam edildi?
Deniz Gezmiş ve içinde büyüdüğü 68 gençlik hareketini, ne bugünün Ergenekonu ile ne de devrimci felsefesiyle ele almak yanış olur. Deniz Gezmiş'in dev-sol ile bir alakası yoktur. Olmamıştır da. Dev-sol hareketi, o zamanki adıyla THKP-C adıyla Mahir Çayan ve arkadaşlarının geleneğidir. Daha sonra dev-sol olmuş ve ikiye bölünmüş DHKP-C ve Dev-Genç isimli hareketleri doğurmuştur. Yanlış hatırlamıyor isem böyle. Diğer taraftan İbrahim Kaypakkaya vardır ve TİKKO hareketini başlatmıştır. Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Atatürk devrimini tarihsel materyalizm çerçevesinde ele almış ve bağımsızlık yolunda atılmış çok önemli ancak yarım kalmış bir hareket olarak görmekte, devrimin tam bağımsızlık yani sosyalizm ile nihai hedefine ulaşacağını savunmuşlardır. Geldikleri son noktanın marksist-leninist felsefe olması, onların, bugün kendini bu şekilde tanımlayan hareketler ile aynı olduğu anlamına gelmez. Nitekim bu hareketler içinde, bugün de olduğu gibi o gün de bir çok ayrımlaşma yaşanmıştır. Beni en çok düşündüren de, sol görüşlü insanların bu ayrımlaşmalardan kendini alıkoyamamasıdır. Ancak bu çok farklı bir tartışma olduğu için konuyu dağıtmak istemiyorum. Sol devrimci hareket, o günün siyasetinde belli bir noktadan sonra tehlikeli bir unsur olarak görülmüş ve bu harekete en ufak katkısı olan gruplar ya da insanlar bile etkisiz hale getirilmeye çalışılmıştır. Sebep budur. Bugünkü konumda dünün tehlikeleri haklı ya da masum hareketler olarak da görülebilir ki görülmektedir. Ancak yadsınamayacak bir gerçek vardır ki, Deniz Gezmiş ve arkadaşları (hatta Mahir Çayan ve arkadaşları da) bu ülkeye hizmet etmeyi amaçlamışlardır. En başında, ülke çıkarlarını gözeten bir harekettir. Bu hareketin doğruluğu, yanlışlığı, getirileri ya da götürüleri uzun bir tartışma konusudur. Ama şunu unutmamalıyız, o dönemin gençliği düşünen ve tartışan bir gençlikti. Düşünen, sorgulayan ve tartışan beyin topluluklarının bu ve benzeri hareketleri yaratması ise kaçınılmazdır. Bugünümüze baktığımızda tamamen pasifleştirilmiş bir gençlik söz konusudur. Bana sorarsanız, pasif bir gençliktense, sorgulayan ve doğruyu arayan gençlik hareketi her zaman daha iyidir. Bunun adı, ister sağ olsun ister sol, kendi iç çatışmaları sonucunda doğruyu bulacak bir hareket olacaktır. Yeter ki durdulmasın, sekteye uğratılmasın...- Gazze'de katliam
Dedim ya, iş ki müslümanlığa saldırmak olsun, İnsanlıkmış, evrensellikmiş... e önemi kalır?- Gazze'de katliam
Çünkü bazıları için din, dil ve ırk tahmin edebileceğimizin de ötesinde önemli sanırsam...- Gazze'de katliam
Evet, bu endişeler tartışılmalıdır. Tekrarlıyorum, benim demek istediğim şey, müslümanları karalama ve kendi propagandasını yapma fırsatını bulduğu anda, böylesine ciddi bir olayın, bir dramın, bir katliamın, bir savaşın sadece ve sadece dini çıkarlar adına basitleştirilmesi, içinin boşaltılması hiç de samimi olmayan yanlı, sağlıksız ve taraflı bir duruştur. Elbette anlarım, isteyen gerekirse islamiyeti de eleştir, yahudileri de övebilir... Buna kimse bir şey diyemez ama karaya kara dememek için olayları çarpıtmak samimiyeti alıp götürüyor işte. Bu nedenle sayın suheyla'ya tekrar soruyorum: bu olayda, tarafları kafanızda değiştirin ve işgalci müslümanların bölgedeki yahudileri vurduğunu düşünün. Olay böyle olsaydı tepkiniz ne olurdu? - Allahın gücünün yetmediği an
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.