
Radya tarafından postalanan herşey
-
........Tengeriin boşig.......
Hoşgeldin,hoşgeldin deee blog yazma nütfen ben hazır 500 incelemeyi geçmişken
-
Şans Kurabiyesi Kırmak İstermisiniz? Öyleyse Ne Duruyorsunuz?
Sevginize karşılık verilecek... Kim oynamıyım diyorum gene dayanamıyorum işte
-
İskender PALA
GİZLENEN SEVGİLİ Aşkın sebepleri arasında en inanılmaz olanı belki de rüyada görüp âşık olmaktır. İnsan sevgiliyi rüyada her vakit görür ama rüyada yalnızca bir kez gördüğü birine sevgili der mi? Bunlar olsa olsa Hüsrev ile Şirin, Vamık ile Azra hikâyelerinde olur. Gönlün, hiç mevcut olmayan birine tutulması, sanki hiç gerçeği olmayan bir şeyle geçim sağlamak gibi değil midir? Birisi hiç görmediği ve asla göremeyeceği bir güzeli sevdiğini söylerse herhalde aklından zoru olduğunu düşünürler. Ruhu ona telkin ediyormuş, temenni ve arzuları kalbini yönlendiriyormuş, bunlara inanmazlar. Oysa bir âşık, sevgilinin ay mı, güneş mi olduğunu bilemese de, aklının bir oyunu mu, hayalinin bir çılgınlığı mı olduğunu kestiremese de, gözlerine her daim onun görüntüsü girdiği müddetçe âşık değil midir? Âşık olmak için maddî varlık şart mıdır? Allah'ın güzelliğini rüyasında görüp ona âşık olan sufiye inanıyoruz da neden bu âşıka inanmıyoruz. Eğer ona inanmayacaksak aşk surete tapmaktan gayrı ne olur ki? O halde bir kişi sevdiğini karşısında görmeden de âşık olabilir. Sevgili için kaygılanmak da, hayaliyle mest olmak da, geceleri uykusuz kalmak ve seherlerde acı çekmek de hep âşıkın sevgiliyi görmeden yaptığı şeyler değil midir? Bir duvarın arkasında şarkı söyleyen bir kadını işitmek, bazen ona tutulmak için yeterlidir. Bazıları buna temelsiz bir bina gözüyle bakabilir, ancak âşık, o binayı inşa etmekte her zaman çok mahirdir. Zihni görmediği bir varlığın tutkusuyla meşgul olan kişi, düşünceleriyle baş başa kaldığında hayalinden ona şekiller çizer, kıyafetler giydirir, renk ve koku isnat eder, tavır biçer. Sevgili, âşıkın zihninin içinde yapılıp mükemmelleştirilir, âşıkın hayali ve tasarım gücü sevgilinin güzelliğini artırır. O şarkıcıyı bir yerde görsün, yahut görmesin. Şimdi kim bu şarkıcıya âşık olan kişiyi ayıplayabilir ki? Cenneti de ancak tasvirle tanıyor değil miyiz? Onun söylediği şarkılar kulağımızı doldurup kalbimizi ona yönlendirdiğinde genelde âşık onun güzelliğini sesine göre ölçmez mi? Eğer kendisini gördüğünde aşkı artıyorsa şarkıcıda onun sesine denk bir güzellik görmüş demektir. Ama eğer şarkıcının yüzü sesinden daha güzel ise bu âşıkı, sesten yola çıkarak güzelliği keşfettiği için tebrik etmek gerekmez mi? Cennetin en güzel tasvirleri bile cennetin yanına yaklaşmaktan uzak değiller midir? O halde, kainatta görülen bütün güzelliklerin "Mutlak Güzel"den bir iz taşıdıkları için güzel olduğunu söyleyen sufiler haksız sayılabilirler mi? Kim Allah'ın güzelliğine vurulup da ona tapınıyorsa aşkı mübarek olsun!.. Aşk hikâyesi "İstanbul'da bir zamanlar, devletlulardan olan komşusunun oğluna gönlünü kaptırmış bir kız yaşarmış. Oğlanın hiç haberi yokmuş sevildiğinden. Kederi artıyor, umutsuzluğu büyüyormuş kızcağızın. Sonunda onun sevdasından yataklara düşmüş. İffetinden gidip halini oğlana anlatamamış. Anlattığı vakit "Ya inanmazsa!" diye korkuyormuş belki de. Sonra "Ya beğenmezse!", "Ya yüz çevirirse!" gibi ihtimaller belirmiş zihninde. Bunlar da hastalığını artırmış, nergisceğiz erimeye, solmaya başlamış. Nihayet annesi gerçeği anlamış. Ona sırdaş olmayı teklif edip işin aslını öğrenmiş. Sonra da demiş ki "-Ona halini bir şiirle anlatmalısın!" Kız bu yolu denemişse de oğlan aklından geçirmiyor, zeki ve duyarlı olmasına karşın asla kıza toz kondurmuyormuş. Sonunda aşk hadden aşıp ölümcül raddelere gelmişken kader onlara fırsat tanımış, bir gece baş başa kalmışlar. Kızın kalbi yerinden oynayacak gibi olmuş, sabrı tükenmiş, amma iffetinden bir adım dışarı çıkmamış. Gecenin sonunda ayrılmak üzere kız ayağa kalkmış, fakat kalbi o sırada kendisine hükmetmiş ve oğlanı yanağından öpmüş. Sonra tek kelime söylemeden güvercin yürüyüşüne benzeyen bir yürüyüşle, kulağındaki küpeleri çın çın sallayarak çıkıp gitmiş. Delikanlı çok şaşırmış tabii. Gücü takati kesilmiş, soğukkanlılığını yitirmiş. Öfkelenmiş, utanmış, sevinmiş, eli ayağına dolaşmış... Kız daha bahçe kapısından çıkmadan aşk tuzağına yakalanıvermiş. Ertesi gün yüreğinde ateş alevlenmiş, soluk alıp vermesi ritmini bozmuş, korkuları çoğalmış... Gözüne uyku girmeden üç gece geçirmiş ve dördüncü gün sabahleyin kızı görmek için evden çıkmış. Ne çare, kız o gece aşk yolunun son yolculuğuna yürümüş. Daha sonraki zamanlarda delikanlıyı hep onun mezarı yakınlarında dolanırken görmüşler. Soranlara şöyle olmuş: - Ona karşı öyle bir arzum var ki, bu arzuyla Allah'a yalvarabilseydim tüm günahlarım bağışlanırdı. Bu arzuyla dua edip istesem, vahşi hayvanlar merhamete gelir, insanlara zarar vermekten vazgeçerlerdi. İsterdim ki o hayattayken yüreğimi bir bıçak ile yarıp açsınlar, onu içine yerleştirsinler, sonra da göğsümü kapatıp diksinler. Böylece hep yüreğimde kalsın diriliş gününü başka yerde değil, orda beklesin, ben yaşadıkça o da yaşasın, kabrin derin karanlığına girdiğimde de yine kalbimin içinde kalsın. [bERCESTE] Sînene aşk ile elifler kes Bilsin ol servi sevdiğin herkes Bakî Ey âşık!.. Bağrına aşk ile selvi biçimli çizikler çek; ta ki o selvi boyluyu sevdiğini herkes anlasın. İskender Pala
-
İnanmayacaksınız Ama O İsyankar Benim..:)
Yok tutmuyordu,bu olaydan yaklaşık 2 yıl sonra evlendim... Tam tersine isyanımın neye olduğunu anlıyabilseydi,heralde daha uzun süre(aşkı bulana kadar),evlenmezdim...
-
Ege Şivesi
He gıı kızganıvedim... Dendi bizim de bi topikimiz olsun gari deyivedim
-
........Tengeriin boşig.......
Amanda aman yağlar ballar mı dökelim...
-
.....::Radya::.....
Evet efemmm imzama ilaveten
-
.....::Radya::.....
Hadi ordan "yavuz hırsız evsahibini bastırırmış"...Asıl sen nerelerdesin cicim,hııııı söle bakemm Yayamazım aslında o boşnak değil POMAK olacaktı,ben yanlış yazmışım sonra da düzeltemedim...Bundan olsa gerek ben havada değil karada yufka açabiliyorum
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Kız yayamaz sana gelmeden önce en az 5 kilo zayıflamamız lazım bizim... Çünkü orada bi o kadar aldırırsın sen bize...
-
Ege Şivesi
EGE ŞİVESİ 1) -sevgili babaannem sokakta güneşin altında oynayıp terleyen kuzenime kızmaktadır: -demingkden ben sene kölgelerde oyna dimedim mi? - ..... -geberdirin çocuk seni - ..... -git önkü yüzünü yuuka gel. sırtındakini de değiştir.koş baken!!!! 2) önkü tası horaya go = şu tabagı oraya götür hangırıya goycem teeze ? (Hangi yere koyacağım teyze..) Hönkürüye gıı.. (Oraya işte..) needip goyyonuz (ne yapıyorsunuz? ) 3) Otobus yolculugunda kendinden cok su istenen denizlili bir muavinin; 'sayin yolculaamiz duz mu yaladingiz? hareme kadar su yok gaari' 4) senin oğlan hangi bölümü kazandı? tıpa kazandı 5) al bunu götüvecesen götürüve, götüvemicesen götüvecek vaa… Bu paraya götüreceksen götür,götürmeyeceksen, götürecekler var. 6) nerem deding ? : hasta birisinin şikayetinin ne olduğunu sormak için kullanılır. örnek: kişi a: nerem deding bizim gıız? kişi b: sooma gareee, öskürü öskürü bitmediii. soonuda hurama hööle bi ağrı girdi. kıpırdeyemeyyon. tokturu gitçen hindi… 7)hööle bi yürüyüp gelive biyo , irahmat yaaiyosa semsiyeni de alive- 8) gülü gülü deezem (güle güle teyzem) dedigi de bir arkadas tarafindan test edilip onaylanmistir 9) 'sıranızı geçin' -denizli anafartalar lisesi müdürünün öğrencileri hizaya sokmak için söylediği emir cümlesi:) 10) bu yorelerde pazar yerinde dolasmak da cok keyiflidir. yasli teyzecikleri opmemek icin zor tutar bazen insan kendini. ortalikta bir saat dolasip diyaloglari dinlemek bile meditasyon etkisi yapabilir. ornek: - domat dativeecenmi iki gilo. - dattim dattim. aha suracikta. aliveecen mi? - alcem de tobayi aciveecen mi? - accem de parami cikariveemedim bi dakka bekleyiveecen mi? - bekleyiveririm nolcekki... seklinde uzar gider. bir sure ortalikta dolastiktan sonra 'beni bak' denilmesi normal gelmeye bile baslayabilir. .. 11)Denizli'de iki kadın pazarda karşılaşırsa -ne buuuu neree gidik gidesiiin?? -çocuklaaa döndeeme (dondurma) isteepturuu ne zımandıı.. 12) - biyol ötüvee çil horozum (bir kere öter misin çil horozum?) 13)-'dinelmek' vardır, (ayakta) durmak anlamında: - bizimoğlan orda dinelme de beni bi çay yap. (arkadaşım/çocuğ um ayakta durma da bana bir çay koy.) 14)Mersindeyiz, Denizlili bir hemşehrimiz ögretmen..Sınıfta gürültü yapan bir öğrenciye bağırır, -Kızdırmeyin bene,şindi sene tahtaya kaldırır,sıfıra bascen. 15) eşsiz bir şivedir. gapçık ağızlı diye bir kavram vardır misal. beni bırakın, hala ne olduğunu anlayabilmiş bir nene, dede yoktur. bu şivenin özü komedi üzerine kurulu gibidir sanki. misal dedeniz size küfreder ama belki anlayamadığınızdan belki de söylediği şeyin komikliğinden dedenize kızamazsınız bile. -dede neden bu böyle? -sus bakem gapçıkaazlı! -o ne demek dede? -höyt höyt edip durma bakem gömüveğcem şimcik depçiğine işte böyle. bu ve bunun gibi kendine ait söylenişi son derece komik, ama ne anlama geldiği tam bir muamma olan kelimeler içerir bu şive...
-
önce tanrı terk etti, sonra sevgilim..
Dayı; iyi ki bu forumda iyi ki bizimlesin... İnan çoğu zaman yazdıklarını okurken ıslık çalıp tezahürat yapmaktan alamıyorum kendimi Çok yaşa Dayııı,nur ollll... (ki bence NUR'sun zaten)
-
Son Çare
Son pişmanlık fayda eder mi bilmem ki
-
Vampirler Var mı?
Gerçekten var mı yok mu bilemem ama bizim evde var bir adet... Ağzına vampir jelibon diye bir şekeri takıp koşuyor peşimizden
-
.....::Radya::.....
Anne dedem; Midilli'de doğup büyümüş bir beyaz arap. Anneannem;Boşnak Baba dedem;Yörük Babaannem;Yörük (Lakabı Deli Ahmet olan bir zat-ı muhteremin kızı)
-
Piknik: Haziran 14 - Yer: BüyükAda : VARMI PİKNİĞE GELEN
Çok güzel bir fikir, gelmeyi çok isterim... Yeterli çoğunluk sağlanırda bir tarih belirlenirse şartlarımı uydurup gelmeye çalışırım.
-
Hayat Bir Çocuğa Nasıl Anlatılmalı?
Çok güzel bir yazıymış teşekkürler sevgili gelincik...
-
Tarihte Bugün
13 MAYIS ÇARŞAMBA 1915- Çanakkale'de, Binbaşı Ahmet Bey'in komutasındaki ''Muaveneti Milliye'' muhribi, Golyak zırhlısını torpilleyerek batırdı. 1919- İzmir'in işgal edileceğine ilişkin Venizelos'un beyannamesi, Aya Fotini Kilisesi'nde Yunan Albayı Mavrudis tarafından yerli Rumlara okundu. 1950- Ereğli Kömür İşletmelerinde Türkiye'nin ilk siyasal grevi yapıldı. 1965- Batı Almanya İsrail'i tanıdı. Karar nedeniyle dokuz Arap ülkesi Batı Almanya ile ilişkisini kesti. 1975- Başbakan Süleyman Demirel, Vural Önsel adlı bir kişinin saldırısına uğradı. Demirel'in burun kemiği kırıldı. 1981- Papa II. Jean Paul, Mehmet Ali Ağca tarafından Roma'da vurularak yaralandı. 2000- Ankara'da Sincan'da tarlaya bırakılmış halde fazla miktarda patlayıcı madde ve silah ele geçirildi. Patlayıcı ve silahların, yasa dışı Tevhid (Selam) örgütü mensubu Necdet Yüksel tarafından bırakıldığı belirlendi. Yüksel'in, Ahmet Taner Kışlalı'nın aracına bombayı koyduğunu ''itiraf ettiği'' bildirildi. 2008- İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Edinburg Dükü Prens Philip, resmi ziyaret için Ankara'ya geldi. Kraliçe Elizabeth, 37 yıl aradan sonra gerçekleşen ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi.
-
İnanmayacaksınız Ama O İsyankar Benim..:)
Tıpkı böyle bir değişimi girdiğimde ilk tepkim babama olmuştu... Bir gün tüm cesaretimi toplayıp hızla kapıyı çarptım. Arkamdan anneme demiş ki; -"Bu kız evlenmek istiyor heralde"...
-
Tarihte Bugün
12 MAYIS SALI 1820- Dünya Hemşireler Günü ve Hemşirelik Haftası: İngiliz hastane reformcusu ve Selimiye kışlasındaki Kırım Savaşı yaralılarınca, ''Lambalı kadın'' olarak bilinen Florence Nightingale doğdu. 1947- Güzel Sanatlar Akademisinin Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde yetişen on sanatçının oluşturduğu ''Onlar Grubu'' kuruldu. 1951- Yıkıcı gücü Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan bombaların 100 katı büyüklüğünde olan ilk hidrojen bombası denemesi, Pasifik Okyanusu'ndaki Eniwetok atolünde yapıldı. 1976- Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) Türkiye'de büro açma isteği kabul edildi. 1978- Liselerde okutulan ahlak dersi ve müfredat programları ile ders kitapları uygulamadan kaldırıldı. 1978- Ankara'nın Dışkapı semtindeki YIBA Çarşısı, tüp patlaması nedeniyle yandı: 49 kişi öldü. 1979- Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği, gazetelere ''Gerçekçi Çıkış Yolu'' başlıklı, Ecevit hükümetini eleştiren tam sayfa ilan verdi. 1994- Kayıp olan Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, başına iki kurşun sıkılmış halde ölü bulundu. 1997- Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlarda 28 terörist ölü ele geçirildi. 1998- İstanbul'da, Hollanda ve Türk polisinin ortak çalışması sonucu, deniz yoluyla İtalya ve Hollanda'ya gönderilmek istenen, uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin'in amcasının oğlu Nizamettin Baybaşin'e ait 10 trilyon lira değerinde eroin ve afyon sakızı ele geçirildi. 2005- Türk sinemasının usta yönetmeni Ömer Kavur 61 yaşında İstanbul'da vefat etti. 2008- Çin'in güneydoğusundaki Sichuan eyaletinde, Richter ölçeğine göre 8 büyüklüğündeki deprem, ardında 88 bin ölü ya da kayıp bıraktı. 375 bin kişinin yaralandığı deprem yüzünden 5 milyon insan evsiz kaldı.
-
AZ SONRA...........
Dil de pabuç kadar Bende tekniğimi geliştirdim artık azıcık deil...anladın sen onu
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Teşekkürler mavim Teşekkürler Yakışıklı Teşekkürler ablacım
-
AZ SONRA...........
Bak şimdiiiii arada sende gümbürtüye gidersin ona göre
-
AZ SONRA...........
Öğle tatili 5o dk Yarım saati yemek yesen kaldı 20...vee 50 soru Bak biz senle artık hep burdan konuşalım senin için daha güvenli
-
AZ SONRA...........
Yeni döğüş sanatları öğrenmeliyim...az sonraaa
-
arasıra herkes dalar ama neyi düşünürler
Bu yıl kızımın karnesi ne olur,sınavı iyi geçip iyi bir okula girer mi? Yaşlanınca insan fazla uzağı düşünemiyo