
Radya tarafından postalanan herşey
- Kuzeyin oğlu, volkan konak
-
sümeyra , ferdelance10 , alegria 'nın doğum günü
sümeyra (19), ferdelance10 (24), alegria (34) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
-
İLK HEYECAN-İLK İÇ ÇEKİŞ
:D
-
İLK HEYECAN-İLK İÇ ÇEKİŞ
Farklı bir bakış açısı tabii... Ben şiirdeki kavonozu esaret olarak düşünmedim...Aşk bir esaret midir...? Olsa olsa gönüllü bir esaret halidir Aşk... Erkekler şevkat ve koruyuculuğu severler,tabi sadece şevkat olmamak kaydıyla... Onlar ne kadar büyüselerde hep analarının oğulları olarak kalırlar ve bu yüzden de hep analarına benzeyen kadını ararlar... Saygılar
-
BİR ETEK GELİNCİK..
Ben bu yaşıma kadar kıskanç bir insan olmadığımı sanırdım... Fakat farkettim de böyle güzel öyküler okuduğumda biraz kıskançlık hissediyorum galiba kendi adıma... Çok güzeldi tebrikler...
-
Annem Öldü Mü?
Ana gibi yar olmaz...
- İntizar
-
Fincanda Pişen Dibek kahvesi
- Fincanda Pişen Dibek kahvesi
Sırf kahveyi bu usül pişirebilmek için özel ateşe dayanıklı fincanlarım var benim... enfes olur... yanlız içerken dikkat etmek lazım fincan uzun süre sıcaklığını korur...Bir kere ben acele ettim dudağım fincana yapışmıştı...- Fenerbahçe - Galatasaray
- Fenerbahçe - Galatasaray
Canımı al avatarımı alma...- İlk uluslararası edebiyat festivali başlıyor
32 ülkeden 52 yabancı yazara ev sahipliği yapacak olan İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali 31 Ekim'de başlıyor. 31 Ekim - 3 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali (İTEF), Amerikalı yazar Adam Fawer, dünyanın en önemli feminist ve aktivist ismi olarak gösterilen Mısırlı yazar Nawal El Saadawi, 'Agata ile İstanbul’da kitabının yazarı Cristina Fernández Cubas, Avrupa’da isimli 1200 sayfalık kitabıyla Avrupa tarihini edebiyat lezzetiyle dünyaya okutan Hollandalı yazar Geert Mak gibi 32 ülkeden 52 yabancı yazara ev sahipliği yapacak. Yabancı yazarların Türkiye’den yazarlarla yapacakları tanışma-tartışma toplantılarından, Hare’li edebiyat kahvelerine, D&R Kitabevleri’nde edebiyat okumaları ve TÜYAP’ta gerçekleşecek paneller, söyleşiler ve imza günlerinden, yazarların DJ olacakları kapanıştaki edebiyat partisine kadar birçok etkinlik festivalde yer alacak. 31 Ekim akşamı açılış töreniyle yola çıkacak olan İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali’nin bu yılki teması 'Şehir ve Zaman' olarak belirlendi. ntymsnbc- Fenerbahçe - Galatasaray
Tebrik ediyorum...- trinity , muki , yaso_19 , mrcds , ahmetnuray , tugce35'in doğum günü
trinity (25), muki (86), yaso_19 (23), mrcds (31), ahmetnuray (59), tugce35 (18) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...Sağlıkla nice mutlu yaşlara...- Muki'nin doğum günü
Sevgili Muki; Geleceğin sana kalbindeki tüm dilekleri vermesini diliyorum. Doğumgünün kutlu olsun.- GÜNAYDIN
- FAUST_30 , jomanji_481'in doğum günü
FAUST_30 (34), jomanji_481 (21) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...Sağlıkla nice mutlu yaşlara...- Bir Eylül getirdi sevgini bana
Bir Eylül getirdi sevgini bana İçime bir ateş düştü ki, sorma Yıllardır açmayan gönül çiçeğim O sefer bir açış açtı ki, sorma Yaklaşınca her yıl halâ titrerim Sevmek zamanına Eylüldür derim. O hazan gözlerin hüzün yerine öyle bir sevinci seçti ki, sorma Susayan yüreğim su yerine Bir kadeh sevgiyi içti ki, sorma Yaklaşınca her yıl halâ titrerim sevmek zamanına Eylüldür derim Beste: Avni Anıl ( Nihavend ) Güfte:Bekir Mutlu- hdagbagi 'nın doğum günü
hdagbagi (25) Doğum gününüz kutlu olsun nice mutlu yaşlara...- GÜNAYDIN
Teşekkürler şimdiden...- Gülümsemek Üzerine
Şehrin en kalabalık caddelerinden birinde, bir köşede durup oradan oraya koşuşturan insanları gözlemlediğimizde, büyük bir çoğunluğun yüzlerinin asık olduğunu görürüz. Hep birşeylere ya da bir yerlere yetişme kaygısıyla, tam anlamıyla koşuşturmaca içinde geçen yaşamlara tanık oluruz. Dışımızdaki gerçekliği, içsel gerçekliğimizle yarattığımızın farkında olmaksızın, gülümsemeyi sadece belli koşullar gerçekleştiğinde özgür kılacağımız bir tutsağa dönüştürüyoruz. Bu nedenledir ki gün geçtikçe günlük gülümseme oranımız düştükçe düşüyor. Yapılan bir araştırmaya göre, bundan elli sene önce, bir insanın günlük gülme süresi yaklaşık 18 dakika iken, günümüzde malesef altı dakikanın üzerine çıkamıyor. Dış koşullaraın gülümsememize izin vermediği düşüncesi çok yaygın. Oysa balçıkla sıvanamayacak gerçek önümüzde duruyor; gülümsemediğimiz için dış koşulları daha da zorlaştırıyoruz! Gülümseme, başta ruhsal sağlığımız olmak üzere, fiziksel ve sosyal sağlığımız için de çok önemli bir işleve sahiptir. Bilinenin aksine iç durumumuz, gülümsediğimiz zaman kendimizi iyi hissetmemize neden olan hormonların salgılanmasıyla iyileşiyor. Gülümsemek için iyi hissetmemiz gerekliliği inancının tersine, nasıl hissedersek hissedelim, gülümsediğimizde bir süre sonra kendimizi iyi hissetmeye başlayacağımız anlamına geliyor bu. İşte bu nedenle gülümsemeyi, açma kapama düğmesi dudaklarımızın arasında bulunan ve iç dünyamızı aydınlatan bir lamba olarak düşünebiliriz. Yüz kaslarımızla içsel durumumuzun yakın bir ilişkide olduğu biliniyor. Şöyle ki kendimizi kötü hissettiğimizde yüz kaslarımız geriliyor; iyi hissettiğimizde ise gevşiyor. Bu ilişkiyi diğer yönden kullanmanın mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl ki kaşlarımızı yukarı doğru kaldırdığımızda kızmamız, sinirlenmemiz mümkün değilse, gülümsediğimizde de olumsuz düşünmemiz mümkün değildir. Üstelik yorgun olmayı somurtmanın bir nedeni olarak gösterme eğilimimize karşın, bilim bize bu eğilimimizin bir aldatmaca olduğunu söylüyor. Çünkü, “Somurttuğumuzda 18, gülümsediğimizde ise sadece 3 kasımızı kullanıyoruz”. Bir kahkaha, bir kilo ete bedeldir... İyi hissetme ve gülümsemenin bu yakın ilişkisi sadece içsel durumumuzun manevi atmosferini değiştirmekle kalmayıp, fiziksel bedenimizin de güçlenmesini sağlıyor. Bağışıklık sistemimizin gülümsemeyle birlikte salınan hormonlar nedeniyle güçlendiği artık modern tıp tarafından da saptanan bir gerçeklik. Bu vücudumuzun hastalıklara karşı daha dirençli olmasını mümkün kılıyor. Bedensel enerjimizi yükselten, hastalıklara karşı daha güçlü olmamızı sağlayan şey yine gülümsemek! Sosyal bir varlık olarak insan, topluluklar halinde yaşamını sürdürürken, olmazsa olmaz araç olarak iletişimi kullanmaktadır. Gülümsemenin, iletişimimizde yarattığı etki ise gerçekten mucizevidir. Hiçbirimiz, sürekli somurtan, oflayıp puflayan birileriyle uzun süre ilişkide kalmak istemez. İç dünyamızı ve bedenimizi iyileştiren gülümseme, iletişim sorunlarımız için de son derece etkilidir. Bazen sadece tek bir gülümseme bile çok şeyi değiştirebilir hayatımızda. Gözlerimize yansıtabildiğimiz gülümseme, tüm bunların ötesinde bizi güzelleştiren en ucuz estetik operasyondur! Peki, gülümsemek bir kendini kandırma mıdır? Ya da gerçekten gülümseyebilmek için bazı koşullara ihtiyacımız var mıdır? Gelin bu soruların yanıtını, California Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörlerinden Dr. Paul Ekman’ın etkin ve saygın bilim dergisi Science’daki bir makalesinde arayalım: “Eğer bir insan, gerçekte o duyguyu hissetmese bile, yüz hatlarını o duyguyu hissettiği zamanki duruma getirirse, vücudu gerçekten o duyguyu hissediyormuş gibi tepki verir. Yani kalp atışları ve kan basıncı o duruma uygun bir tepki gösterir. Kaşlarınızı çattığınızda, beyniniz buna neden olan durum gerçekten varmış gibi tepki gösterir ve ona uygun sıkıntılı bir ruh durumu ortaya çıkar. Gülümserseniz, mutlu olursunuz...” Bizler büyürken ilk olarak kendimizden uzaklaşıyoruz. Yaşam koşuşturması içinde, şehrin kalabalık bir caddesinde yüzümüz asık yürürken ilk olarak içimizdeki çocuğu ağlatıyoruz. Büyümenin daha az gülümsemek olduğuna dair yanlış bir öğrenilmişlik içinde kendimizi ciddiye almanın yolu sanki hiç gülümsememekten geçiyor gibi davranıyoruz. Hem kendi içimizden geçmesine bile tahammül etmediğimiz bir takım duyguları saklamanın hem de saygın ve otoriter görünmenin bize sağladığı içi boş güven duygusunu kaybetmemenin bir yolu olarak mutluluğumuzu feda ediyoruz. Oysa gülümsemek, tüm bunların bize sağladığı sahte mutluluktan sıyrılıp gerçekten mutlu olabilmenin yollarını açan en büyük araç. Hiçbir gereksinim olmaksızın şu an şimdi gerçekleştirebileceğimiz bir gülümseme, ruhsal, fiziksel ve sosyal yanımızı sarıp güçlendiren en etkili ve ucuz ilaçtır!- GÜNAYDIN
Dönülmez Akşamın Ufkundayım...lütfen...- GÜNAYDIN
Allah iyiliğini versin... Türküleri kaydedin de dinliyelim gene... İyi eğlenceler...- GÜNAYDIN
Allaha çok şükür iyiyim sen nasılsın...?- Çağrışım
- Fincanda Pişen Dibek kahvesi
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.