
Radya tarafından postalanan herşey
-
ERBAY Uşağımızın Doğum Günü
Yaz yaz... ama kendini kaptırıp pastanın hepsini götürme..
-
İktidarda biziz..Muhalefette biziz..
Acı ama gerçek..halkın partisi...o oylar gökten zembille inmedi maalesef...! ama çamaşır makinasıyla ama buzdolabıyla...
-
Hayalinizdeki Mutfak Hangisi ?
Bir kadın için evin mutfağını sevmesi çok mühim diye düşünüyorum...Yemek yaparken çalışabileceği geniş bir alan,bütün araç gereçlerin rahatlıkla sığabileceği dolaplar,ailenin yemek yiyebileceği bir köşe veee aydınlık bir ortam...İşte benim için bunlar önemli gerisi zevke kalmış... Benim eski evimde bu saydıklarımın hiçbiri yoktu, özellikle karanlık oluşu beni çok mutsuz ediyordu...Ama şimdi bütün gün aydınlık ve söylediğim özelliklere sahip güzel bir mutfağım var...
-
Ne kadar vaktimiz var..
Sevgiye Yer Kalmadı Erdal Atabek Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardır. Bu sevgiydi ve sevgiye her zaman yer bulunurdu. Nicedir hayatımızda sevgiye yer bulamadığımızı düşündüm. Bir Polanya filminde Nazi dönemi anlatılıyordu. Nazi komutanı güzel bir evi komutanlık merkezi yapmıştı. Evin güzel sahibesi üst kata çıkmıştı ve az görünüyordu. Komutan bu kadına âşık olduğunu anladı ve aralarında şöyle bir konuşma geçti: - Madam, aşkımız beni zayıf düşürüyor. - Hayır komutan, sevginiz sizi insan yapıyor. İnsan ruhu da doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındıramayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır. Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız. Nefret etmeden birini öldüremezsiniz. Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır. İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun ağır bedelini ödeyecektir. Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtulmak için çok kötü şeyler yapar. Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür. Hoşgörü sevgi değildir istemediğine katlanmaktır. Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır. Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevgi, yaşama hakkını kabul etmektir. Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktır. Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır. Sevgi, bütün yapay ayrımların hayattan çıkarılmasıdır. Sevgi, bilinçtir. Sevgi, insan olmaktır. Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine parayı koyduk. Para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz. Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine üstün olmayı koyduk. Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve nefreti içimize çağırdık. Birbirimizden nefret ediyoruz nefretle yaşıyoruz, nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefretle öldürüyoruz. Sevginiz olmadıktan sonra daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz arabanız, malınız olsa ne olur? Yaşamınızda Sevgi yoksa hiçbir şeyiniz yok demektir. Yaşamınız yavan ve anlamsızdır.. Belki de yeniden öğrenmemiz gereken budur.
-
ERBAY , KuklaCi , Shadow_in_Desert , ozcan34 , isvil 'in doğum günü
ERBAY (26), KuklaCi (39), Shadow_in_Desert (21), ozcan34 (33), isvil (27) İyi ki doğdunuz arkadaşlar...Sağlıkla nice mutlu yaşlara...
-
ERBAY Uşağımızın Doğum Günü
Oh yetiştim benden önce kimse açmamış.... Erbaycım güzel kardeşim doğum günün kutlu olsun...İyi ki doğmuşsun ablacım...Sevdiklerinle beraber sağlıklı nice mutlu yaşlar diliyorum sana...Sen şiir seversin biliyorum...Senin 35 olmana uhuuuuu daha çok var...Cahit Sıtkı Tarancı'nın Otuz beş yaş şiirine karşılık yazılmış bir şiir okudum geçenlerde...Sevgisizlik arttıkça sahiden daha çabuk yaşlanıyoruz galiba ne dersin... Gel görki Yaş otuzbes yolun yarısı değil O senin zamanındaydı Tarancı Yollarımızı yaşlarımızı şaşırdık Ne doğduğu belli güneşin nede batışı Ardamarı catladı degişti kalp atısı Yitirdik neyimiz varsa güzelden yana Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi Dogru olanı terk ettik yanlışa saptık Kardeş kanına bulanık elimizi Kimse kurtaramaz Tarancı…kimse bizi Zamansız yağıyor şakaklarıma kar Mor halkalar koyu çizgiler derin İçimizde özlemi güzel günlerin Sana dost olan aynalar bize yabancı Genc ile ihtiyar farksız şimdi Tarancı Sular daha cok boğmakta insanları Gökyüzündeki renkler daha baskalaştı Ates dahada çok yakıyor benligimizi Dert üstüne dert acı üstüne acı Kıyamet kopacak,kopmalıdırda Tarancı Mevsimler degişti bir bir Ne kışın kış oldugu belli ne yazın yaz Cenazeler tarumar olmuş bahceler Okadar cogaltdi ki Tarancı Üzüntüler bir anlık Gözyasları yalancı Senin taht misali dedigin o musalla tasına Konmaya değmez oldu insanlar İstemez bundan böyle bu toprak bizi Elimiz harama dilimiz yalana alıştı İnsanlıktan ırak kıldık kendimizi Kimse kurtaramaz Tarancı kimse bizi (İlkan San) Pasta nutellalı.... Haydin yiyin gari daaaaaaa...(Karadeniz ege karışık bir şive oldu galiba.. )
-
ŞAİRLER ŞEHRİ
RENKLERİM ÇOK DEĞİŞTİ Kırmızıyla başladım yaşama Elimde fırça Herşeyi kırmızıya boyadım. Annemin çantasından rujunu çaldım Dudağıma sürdüm Aynada ki görüntüme bakıp Gülümsedim.. Üzerime kırmızı elbiseler Ayağıma kırmızı papuçlar aldım. Saçlarıma kırmızı tokalar taktım Oynarken yere düştüm Dizlerimden kırmızı aktı Aldırmadım.. Çocukluğun verdiği masumiyetle Kırmızıdan hiç korkmadım. Derken, Pembe girdi hayatıma Ve pembeyle devam ettim yoluma. Kırmızının keskinliği Giderek azalmaya başladı Pembe,uyumluydu,sakindi... Çizgileri yoktu. Hayata karışarak yaşamayı seviyordu Dünyanın ve de insanlığın Gençlik rengi pembeydi. Pembe düşler kuruyordum geleceğe dair. Aşklarım,hayallerim pembeydi Pembe panjurlu bir evde oturacaktık sevdiğimle Pembe,sevginin rengiydi. Olgunluk çağıma girdiğimde Yani büyüdüğümde Hayatı ve insanları tanıdığımda Herşeyin bir teslimiyet içerisine Girdiğini gördüm. Siyah,herşeye hakimdi. Tüm güzelliklerin üzerinde Nöbet tutan eli vardı. Renkler giderek kirleniyordu. Şimdi ben; Cesaretli beyazım Boyuma posuma bakmadan Herşeyin kirlendiği bu dünyada Temiz kalmak Ve rengimi korumak tek amacım. Renklerim gerçekten çok değişti.. Serap ÖZEN
-
ŞAİRLER ŞEHRİ
ŞAİRLER ŞEHRİ “ Uzakta, çok uzakta, hala herkesin gidemediği, henüz ulaşılamayan o dağın ardında bir kent varmış. Orada ancak gönül gözü keskin, sevda dili oynak, canevi zengin, düş gücü kıvrak, hoşgörüsü engin, öfkesi kısrak ruhözü sezgin, kalemi bıçak, kanı kaynak, sesi berrak, dili kaymak, yüreği seyyah insanlar yaşarmış. Umutla umutsuzluğun büyük testilerde mayalanarak oluşturulduğu, dünya yaşında ballanmış şarap içer, lezzetin bin yıl dirimli gizlerini tadar; yazın deniz kıyısında , baharda dağ zirvelerinde, kışın hane içlerinde ateş yakar, daima ateşin başında yaşarlarmış. Gözlerinden kıvılcımlanan asıl ateşin koru, yüreklerinde hiç küllenmezmiş. Ateş bakışlı bu insanlar, kendilerinden olmayanı hemen tanır, sevda yüklü kadınları, özü mert erkekleri ama en çok kendilerini severlermiş. Doğuştan kor yürekli bu insanlara “şair “ denirmiş. Orada yalnızca bu özelliklere uygun insanların, gerçek şairlerin kabul edildiği o kentte şiir yaratılır, şiir düşlenirmiş. Şairler Beldesi’nde şiir okuyan, şiir soluyan ozanlar; yürekleri kabuk tutmuş, göz ferleri çekilmiş, kanının kırmızısı solmuş insanların yaşadığı kentlere şiirler yollarmış; çiçek çiçek, ışık ışık, çığlık çığlık ….” Buket UZUNER (Şairler Şehri)
-
Derli Toplu Bir Ev Için...
Ohhh keyfe bak...
-
İlginç Komik Diyaloglar... Zor sorular
-Anneee biliyomusun Allah çok şanslı. -Niye -E çünkü görünmez olduğu için ona domuz gribi bulaşamaz...!
-
Derli Toplu Bir Ev Için...
Gerçek mi bu... Yoksa sen yukarıda bircenin resmini koyduğu erkeklerden misin... Yok yok bu doğru olamaz...
-
death is the will of GOD , İsyanın_gölgesi , akRep_n , yabgu , antalyaserkan , sonbuse , .çobanoglu' nun doğum günü
death is the will of GOD , İsyanın_gölgesi , akRep_n , yabgu , antalyaserkan , sonbuse , .çobanoglu İyi ki doğdunuz arkadaşlar...
-
Derli Toplu Bir Ev Için...
Evetttt işte buuuuu..... Offff sanki annemin söylediklerini okudum... Buna yüzde yüz katılıyorum işte...Gerçi çocuklu bir evde o söylediğin düzeni her zaman tutturamıyorsun ne yazık ki...Ama düzenli olmak gerçekten de temizliğin yarısıdır.. Bende daha düzenli olabilmek adına fazla eşyadan uzak dururum..Toz tutacak, tozunun alınması vakit alacak herşeyden kaçınırım..(Biblolar her türlü süs eşyası) Mutfağımdaki kapkacaklar kullanacağım kadardır...
-
Derli Toplu Bir Ev Için...
Bana gelen bir maili buradan paylaşmak istiyorum Sevgili Birce... “ Hanımlar !!! Unutmayın bir toz tabakası, altındaki ahşabı korur. Bir ev mobilyaların üzerine ‘seni seviyorum’ yazılabildiğinde gerçek bir ev olur. Yıllardır her haftasonu, ‘aman biri çıkıp geliverirse’ diye en az 8 saatimi her şeyin mükemmel görünmesine harcıyordum. En sonunda anladım ki, hiç kimsenin çıkıp geldiği filan yok; hepsi dışarıda hayatlarını yaşayıp eğleniyorlar! Şimdi, insanlar ziyarete geldiğinde, kendimi evimin durumunu izah etmek zorunda hissetmiyorum. İnsanlar, benim daha çok dışarıda hayatımı yaşarken ve eğlenirken ne yaptığımla ilgililer. Bunu hâlâ keşfedemediyseniz, lütfen tavsiyelerime kulak verin. Hayat kısa, tadını çıkarın! Mecbur hissediyorsanız, temizlik yapın! Ama onun yerine; bir resim yapmak, bir mektup yazmak daha iyi değil mi? Kurabiye ya da bir kek pişirmek, toprağa bir tohum ekmek… İstemek ve gereksinim duymak arasındaki farkı keşfetmek? Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki çok zamanınız yok. İçilecek bir kahve, yüzülecek bir nehir, tırmanılacak bir dağ, dinlenecek bir müzik, okunacak bir kitap, dedikodu yapılacak arkadaşlar, sürdürülecek bir hayat var… Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki, dünya gözlerinizi kamaştıracak güneş var. Dışarıda; saçlarınızın arasında gezecek rüzğarlar, karlar, sizi ısıtacak yağmurlar var ve bu gün bir daha yaşanmayacak. Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama hep aklınızda bulunsun, yaşlılık bir gün gelecek ve bu çok da hoşunuza gitmeyecek. Bir gün bu dünyadan gittiğinizde -ki hepimiz mecbur gideceğiz- geride daha çok toz bırakacağız! “ Bu bilgiyi hayatınızdaki kadınlarla paylaşın. Topladıklarınız değil, nasıl bir yaşam yaşadığınıza dair dağıtabildiklerinizdir hayat. “
-
Ne kadar vaktimiz var..
SEVEN ÖLMEZ Bir gün yüksek bir yere çıkıp konuşmaya başladım. Doğumdan, yaşamdan, sevgiden, ölümden söz ettim. Sevgi, sevmek sizin elinizdedir. Oysa öbürleri elinizde değildir, dedim.. Doğmamak, ölmemek sizin elinizde değildir, dedim. Sevgisiz yaşamak yaşamamaktır dedim. Yaşamak, dedim, ilkin sevgi ile, sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil.. Yaşam da sevgisizlikle biter dedim, ölümle, ölmekle değil.. Şimdi sizlere “seven ölmez” diyorum.. Yaşamakla ölmek konularının kavramları arasında sizleri, kendinizi yeniden gözden geçirmeye çağırıyorum dedim ve indim. Dinleyiciler arasında büyük bir kavga çıktı. Üç kişi öldü. Sordum, soruşturdum. Ölenlerden biri “evet, seven ölmez” diyenmiş. Öbürü buna karşı: “hayır, seven de ölür” diyenmiş. Ya üçüncü ölen? diye sordum. O mu? dediler, anlattılar. O, bunların ikisinin arasındaki tartışmanın sonucunu öğrenmek için bekleyenmiş.. Özdemir Asaf (Etika-62)
-
İZİNDEYİZ
Türkiye´nin güclü ve medeni bir ülke olmasi, ancak evrensel hukukun anayasada güvence altina alinmasiyla mümkün. Önümüzdeki referandum; bizi evrensel hukuka yaklastiracak olan tarihi bir firsattir. Ayrica; bu firsati iyi degerlendirirsek, egemenligin nihayet millete gecmesi yönünde de cok önemli bir adim atilmis olacak.
-
GÜNAYDIN
Sizede günaydın Dayı... Herkese günaydın...
-
DAİMA KALBİMİZDESİN...
Bugün bize tuttuğun ışığın karartılmak istendiği bir ortamda olmanın üzüntüsü ve utancı ile; SAYGI SEVGİ VE ÖZLEM İLE ANIYORUM SENİ... BÜTÜN KALBİMLE ; Ey Atam! Türk gençliği olarak, varlığımızın en değerli parçası olan, bağımsızlığın, cumhuriyetin ve devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz. Bu karar, onurlu ve ilkeli irademizin göstergesidir. Bizi hiçbir kuvvet yolumuzdan döndüremeyecektir. Bizler, bütün gücümüzü senin emanetlerinden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki Türklük onurundan alıyoruz. Senin ilkelerin doğrultusunda attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçli olacaktır. Varlığımızın ve birliğimizin esası olan bağımsızlık ve cumhuriyet; eğilmeyen başları ve bükülmeyen bilekleriyle buna sahip çıkan onurlu Türk evlatlarının elinde kuşaktan kuşağa aktarılacak, sonsuza dek yaşatılacaktır. Bağımsızlığımıza, cumhuriyetimize ve toprak bütünlüğümüze göz diken, onları yok etmek isteyen düşmanların ve onlarla işbirliği yapan içimizdeki hainlerin, satılmışların varlığını biliyoruz. Onlara sinsi emellerini gerçekleştirme fırsatı vermeyeceğiz. Düşman, en modern silahlarla donanmış olarak en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsa bile, tek yumruk olmasını bilen ulusal birliğimizi bozamayacak, yenilmez Türk gücünün ve inancının zerresini sarsamayacaktır. Bağımsızlığımızı, cumhuriyetimizi ve toprak bütünlüğümüzü korumak gerektiğinde, içinde bulunacağımız koşullar ne olursa olsun inancımızı hiç yitirmeyecek, bu uğurda can veren şehitlerimizin gittiği yoldan sapmayacağız. Kudret ve cesaretini 5000 yıllık geçmişinden alan bu gençlik, vatan sevdasıyla yoğrulmuş damarlarındaki asil kanın varlığını bilmekte ve ona layık olabilmek için bütün engelleri aşarak her türlü güçlüğü yenmek azmindedir. Ey Türk ulusunun ulu önderi! Her zaman, her yerde ve her koşulda, senin ilkelerinden ayrılmayacağıma, ulusumun çağdaş uygarlık doğrultusunda onurlu bir şekilde yaşayabilmesi için dilimden ve dinimden ödün vermeden elimden geleni yapacağıma, bu amaçla çok çalışacağıma, namusum ve şerefim üzerine söz verir, varlığımı Türk ulusuna adarım. Ne mutlu “Türk'üm” diyorum. RUHUN ŞAD OLSUN ATAM... Senin için dinliyorum bugün...
-
Mor ve Ötesi Konseri
Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi (SGM), 17 Kasım Salı saat 20:00’de 2008 Eurovisyon Yarışması’nda Türkiye'yi temsil eden ‘mor ve ötesi’ grubunu ağırlıyor. Mor ve Ötesi 1995 yılının Ocak ayında Kerem Kabadayı (davul), Harun Tekin (vokal/gitar) tarafından kuruldu. Şehir isimli ilk albümleri 1996 Haziran'ında piyasaya çıkan ‘mor ve ötesi’nin altı albümü bulunuyor. mor ve ötesi üçüncü albümünün kayıtlarına girmeden önceki en önemli performansını 9 Aralık'ta İstanbul'da Placebo'nun ön grubu olarak gerçekleştirdi. 2002'nin nisan ayında mor ve ötesi 6 şehri kapsayan ilk Türkiye turnesine çıktı. 2 Temmuz 2002’de İstanbul'da yapılan H2000 festivalinde mor ve ötesi o döneme kadarki en başarılı konserlerinden birini verdi. Çeşitli basın ve yayın organlarınca görsel-işitsel yapısı büyük övgü alan bu performansa yaklaşık beş bin kişi tanıklık etti. 2003 yılında mor ve ötesi’nin bestelediği ve Türkiye’nin önde gelen müzisyenleriyle seslendirdiği "Savaşa Hiç Gerek Yok" adlı şarkı, savaş karşıtı hareketin marşlarından biri oldu ve Ankara'da yüz bin kişiyle birlikte söylendi. Grubun, Çağan Irmak'ın Mustafa Hakkında Her şey filminde de yer alan, "Bir Derdim Var" isimli parçası, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Film Şarkısı' seçilerek Altın Portakal ödülünü aldı. Dünya Yalan Söylüyor isimli albümü yayımlanışından iki buçuk yıl sonra, Blue Jean Dergisi tarafından 'Tüm Zamanların En İyi Türkçe Rock Albümü', Billboard Dergisi tarafından da 'Son On Yılın En İyi İkinci Türkçe Rock Albümü' seçildi. Powerturk televizyonu tarafından düzenlenen Müzik Ödülleri 2008'de de ‘Yılın En İyi Grubu’ seçildi. Mayıs 2006’da yayınlanan “Büyük Düşler” albümünün ardından kapsamlı bir Türkiye turnesine çıkan grup, yaz aylarını yüksek profilli birkaç İstanbul konseri ile geçirdi. Bu konserler arasında haziran ayında Morrissey ile yapılan One Love Festival ile, Bauhaus grubunun efsanevi solisti Peter Murphy'nin misafir olarak katıldığı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki iki buçuk saatlik performansı unutulmayacak konserler olarak öne çıktı. Albüm yılsonunda RollingStone ve Blue Jean dergileri tarafından sırasıyla ‘Yılın En İyi Albümü’ ve ‘Yılın En İyi Rock Albümü’ seçildi. 2007’nin Ağustos ayını altı ayaklı bir Ege Bölgesi, kasım ayını da dokuz ayaklı, çok başarılı ve yüksek katılımlı bir Almanya turnesi ile geçiren grup seneyi TRT tarafından önerilen Eurovision 2008 temsilciliği ile noktaladı. Powerturk televizyonu tarafından düzenlenen Müzik Ödülleri 2008'de ‘Yılın En İyi Grubu’ seçilen mor ve ötesi, yaz aylarını yoğun bir konser programıyla geçirdikten sonra aralık ayında içinde "Deli" ile birlikte "İddia" ve "Sonbahar" isimli iki yeni stüdyo şarkısı, sene başında TRT Tepebaşı stüdyolarında canlı olarak kaydedilmiş olan, aralarında "Bir Derdim Var"ın da bulunduğu üç şarkı ile sekiz adet remixin yer aldığı başıbozuk isimli albümü çıkardı. 2009 yılının ilk yarısında bugüne kadarki en geniş kapsamlı Avrupa turnesini gerçekleştiren grup, ardından yedi ayaklı bir Türkiye turnesine çıktı. Bu arada 2008 yılındaki performansı KRAL TV ve MÜ-YAP tarafından ortaklaşa düzenlenen 15. KRAL Müzik Ödülleri’nde mor ve ötesi’ne ‘Yılın Grubu’ ödülü getirdi. Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi ve aylık programlar ile ilgili detaylı bilgiye htpp://sgm.sabanciuniv.edu adresinden ulaşabilirsiniz. Bilgi için :0216 483 90 26 Bilet Fiyatları: İndirimli 7 YTL / Tam 10 YTL Tarih : 17 Kasım 2009 Salı 20:00
-
SEVDİKLERİNİZE MÜZİK PARÇASI GÖNDERİN.
Bu eseri video bölümüne eklemiştim ama video görünmüyor ne yazık ki.. Çok değişik ve güzel bir yorum olduğunu düşünüyorum.. Dinlemek isteyen arkadaşlara... http://www.dailymoti...-arif-bey_music
-
Kıraç Konseri
Yeni albümünün ilk konseriyle KIRAÇ 20 Kasım 2009 Cuma akşamı Bostancı Gösteri Merkezi'nde...Bilet Fiyatları: 1. Kategori: 45,00 TL 2. Kategori: 34,00 TL 3. Kategori: 23,50 TL Yer:Bostancı Gösteri Merkezi Mehmet Şevki Paşa Cad. Lunapark Yanı Bostancı İstanbul Tarih : 20 Kasım 2009 Cuma 21:00 Bilet Satış Yerleri :Biletix
-
İlhan Şeşen Live Konuk:Fatih Erkoç
İlhan Şeşen Live’ın konuğu “Fatih Erkoç” İlhan Şeşen Live yeni sezona Fatih Erkoç’la merhaba diyor. Akustik sohbetler Pazartesi geceleri İlhan Şeşen ve birbirinden değerli konuklarıyla artık CKM’de. Yeni sezonun ilk programında müziğimizin en önemli ustalarından Fatih Erkoç sahnemizin konuğu. Tiyatro sahnesinde samimi bir havada gerçekleşen, farklı içeriği ile herkesin büyük bir keyifle takip ettiği İlhan Şeşen Live’da iki büyük usta sizleri bekliyor. Bilet Fiyatları: 1. Kategori: 28,50 TL Yer:Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon Haldun Taner Sok. No:11 Caddebostan İstanbul Tarih : 16 Kasım 2009 Pazartesi 21:00 Bilet Satış Yerleri :Biletix
-
Göksel Baktagir:Dost Mızraplar
Tarih : 15 Kasım 2009 Pazar 20:00 Bilet Satış Yerleri :Biletix "Dost Mızraplar" Türkiye-Yunanistan Teller birbirine karışıp harmanlanır iken, iki kıyı bir denize sevdalıydı… Dost Mızraplar o sevda denizinde ahengin dalgaları oldular. “DOST MIZRAPLAR” konserinde ud ve kanun'ların mızrabına, lavtalar eklenecek ve iki kültürün renkleri, mızrapların coşkulu titreşimleriyle karışıp ortak ahenk kurulacak. Dost tınılardan oluşan şarkılar dillenip sanatseverlerin yüreklerine bir yol olacak. Türkiye Kanun: Göksel Baktagir - Ud: Yurdal Tokcan Kanun: Hakan Kılınçarslan - Ud: Alper Akdeniz Kanun: Volkan Kırımlıoğlu - Ud: Kaan İçli Kanun: Tuncay Tuncay - Solist: Özlem Kırımlı Yunanistan Kanun: Tolis Tsardakas Ud: Yiorgos Mavromanolakis Lavta: Giorgo Marinakis Solist: Sofia Papazoglou Perküsyon: Katerina Papadopoulou Bilet Fiyatları: 1. Kategori: 29,50 TL 2. Kategori: 19,00 TL Yer:CRR Konser Salonu Cemal Reşit Rey KOnser Salonu Harbiye İstanbul
-
Cem Adrian Konser
Tarih : 11 Kasım 2009 Çarşamba 22:30 Fiyat : 34,50 TL Bilet Satış Yerleri :Biletix Cem Adrian'ın uzun bir çalışmanın ardından Ocak ayında dinleyenleriyle buluşan dördüncü albümü "EMİR" gerek video klipleri gerekse benzersiz sound'uyla müzik eleştirmenleri ve dinleyenlerinden tam not aldı. Boğaziçi Üniversitesi tarafından dört dalda aday gösterilen albüm "En iyi albüm" ve "En iyi düet" dallarında ödüle layık görüldü. Albümün elektronik rock konseptindeki konserleri devam ederken, ikinci akustik konseri için geri sayım başladı... Beyoğlu Hayal Kahvesi'nde gerçekleşecek bu büyülü gecede sanatçıya; Gitarda Barkın Sertkaya, Viyolada Anıl Karaoğlu eşlik edecek. www.hayalkahvesibeyoglu.com Yer:Hayal Kahvesi Beyoğlu Adres:Büyükparmakkapı Sk. No:19 Beyoğlu-İstanbul Tel:0 212 244 25 58
-
Aşkım Sihirimdir ( İllüzyon Gösterisi)
Tarih : 5-10-19-24 Kasım 2009 20:30 Fiyat : 18,00 TL Bilet Satış Yerleri :Biletix Türk illüzyon tarihinde uluslararası platformda ilk ödül sahibi İlkay Tercan uluslararası bir illüzyonist olduğunu kanıtlamış, yaptığı muhteşem gösterileriyle “KARTLARIN EFENDİSİ” ünvanıyla anılmaktadır. İlk olarak Balkan İllüzyon Yarışması'nda Balkan Şampiyonu olmuştur. Daha sonra yarışmaya ikinci defa katılarak “Kartların Efendisi 2010” adlı gösterisi ile “GRAND PRİX” ödülü alarak şampiyonlar şampiyonu olmuştur. İlkay Tercan, yine Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek 2003 yılında yapılan Dünya İllüzyonistler Şampiyonasına katılmış ve Türkiye’yi başarı ile temsil etmiştir. Kartların Efendisi İlkay Tercan, geçen dönem sergilediği “AŞKIM SİHRİMDİR” adlı iki perdeden oluşan sihir gösterisiyle izleyicileri büyüleyerek hafızalarda kalmıştır. Yeni dönemde bütün gizemiyle sihir yolculuğu devam ediyor. Kemerlerinizi bağlayın İlkay Tercan ile sihirli bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Yer:Müjdat Gezen Tiyatrosu Osmanağa Mah. Kırtasiyeci Sok. No: 46 Kadıköy - İstanbul İstanbul