Zıplanacak içerik

Altinay

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Altinay tarafından postalanan herşey

  1. Ben halk savaşı versem bana yardım edecekler, kim yardım edecek......yerden yere vurduğun devlet zayıf düşsün gör paramparça ederler bizi, Osmanlıyı öyle yapmadılar mı? Bizim hümanist muhabbetlerine karnımız tok, öldürülen Türk oldu mu dünyanın sesi çıkmaz..... Allah devletimize zeval vermesin....
  2. Sayın evrensel-insan göya hümanistsin ama Türkiye düşmanlığına gelince hümanistsin, Türkiye'yi yıkmaya çalışan emperyalist güçler ve içerdeki maşalarından hiç bahsetmiyorsun... IŞİD kimin adamı, onlarda yabancı devletlerin kontrolünde..... Kobani diye Türkiye'nin altını üstüne getirdiler.... onlar demokratik haklarını kullandılar ama.... bana ne Kobani'den....
  3. Şimdi Kobani'yi kim bize vermiş ki biz IŞİD'e peşkeş çekelim.... Suriye'ye kim saldırdı..... Türkiye zaten dingonun ahırı her türlü terörist, ajan provakatör cirit atıyor. Ajanları ilk eğitiminde Türkiye'ye gönderiyorlarmış.... Suriye'yi, Irak'ı Türkiye mi bu hale getirdi.... Emperyalist güçlerin it dalaşında, Türkiye Türkiye.... Türkiye kendini korumaya bakıyor...... milyonlarca mülteciye bakıyor.... sanki her şeyin sorumlusu Türkiye...
  4. Sayın evrensel-insan; "Burada onemli olan kimsenin etik olarak dini ya da milli herhangibir farkina takilmadan, evrensel hukuk insan haklarinin hak ve ozgurlukleri temelinde halklardan ve onlarin basta yasam hakki olmak uzere her turlu hak ve ozgurluklerinden yana olmak. Halklara uygulanan her turlu saldirinin kimden ya da nereden gelirse gelsin, karsisinda olmak ve halklarin yaninda olmak. Bunun disindaki her hangi bir etik temelli dini ya da milli mezhepsel ve etnik kokenli yanasim sadece bir ayrimci politik cikar icerecektir. Insan haklarini talep etmek savunmak ve desteklemek ise; politik cikar degil; insanlik evrensellik icerir. Yaa halklardan yanasindir, ya da ayrimciliktan cikardan yana." Sayın evrensel-insan benim dedelerim bana kanla bedelini ödüyerek bir vatan bırakmış, bende çocuklarıma gerektiğinde bedelini kanla ödüyerek bir vatan bırakmak zorundayım. Ütopik söylemler ancak Türk düşmanlarının ekmeğine yağ sürer. Osmanlıyı da işte böyle ütopik söylemlerle yıktılar. Var olacak mıyız? Olmuyacak mıyız?... Ütopik söylem yok olmak yönünde tercih yapmaktır.
  5. Size katılıyorum politika, aslında Kürtlere değil, Türklere karşı asimilasyon politikası uygulanıyor.
  6. Herkes kurnaz, kürtler ayrı, araplar ayrı, farslar ayrı, Amerikalılar ayrı, İngilizi ayrı, Almanı ayrı v.s.... hesap içinde hesap var, kim haklı çıkacağı belli değil ama keybeden taraf savaşın olduğu yerler olacak.... niye Amerika, Meksika ya da Kanada ile savaşmaz. Niye Avrupa ülkeleri birbiriyle savaşmaz da, biz burada savaşırız. Niye biz onları birbiriyle savaştıramıyoruz da, onlar bizi birbirimizle savaştırıyor.... senin etrafın yangın yeriyse sen nasıl Norveç gibi dünya olaylarına bakabilirsin..... illa ki sende öyle ya da böyle bulaşacaksın, bu bitmez tükenmez savaşa...... zaten savaşmıyormuydun 30 yıldır PKK ile..... yine savaşacaksın bir başkalarıyla..... ta ki bulanık su durulana kadar, IŞİD'le savaş en az 10 yıl sürer diyorlar.... bizi bulaştıracaklar seyredecekler. Nasıl Irak'la İran'ı savaştırdılar.... şimdi de Araplarla, Türkleri, Farsları ve Kürtleri birbirine kırdıracaklar...... hangisi nasıl denk gelirse, onlar için farketmez, farkeden şey İsrail'in güvenliği, ne kadar aşağılayıcı, burada milyonlarca Arap öldü, Fars öldü, Kürt öldü, Türk öldü ama sanki köpek öldü..... İsrail'in güvenliği, nereden geldi bu İsraillilerde burada binlerce yıldır yaşayan insanların güvenliği ve insan olduğu önemli değilde, İsrail'in güvenliği önemli.... İsrail'in güvenliği bu lafa gıcık oluyorum.... diğer insanların güvenliği nerede?
  7. Funda hanım sizi terkedenin arkasından gözyaşı dökmek boşuna, sizi düşünüp düşünmediği de önemli değil, kendinize yeni ilişki ve hayat kurana kadar ya dostlarınızdan ya da psikologlardan yardım alın. İnsanoğlu bu, bu bunu da yapmış diye duyduğumda şaşırmıyorum. Onun için her şeye önceden hazırlıklı olmak lazım, başınıza gelince şaşırmamak lazım. Hayat bu ya sevdikleriniz sizi terkediyor ya da ölüyor.... en güzeli kalan dostlarınız ve arkadaşlarınızla yola devam edin.... benimde babam öldü, altı aydır onunla yatıp kalkıyorum ama ne yapacaksın hayat devam ediyor.... hayat bu sevdikleriniz ya terk eder ya ölür, o sizin için artık ölmüştür, dirilir mi? dirilirse ilerde siz kabul eder misiniz? belli olmaz... ekonomik olarak günlük hayatınızı kimseye muhtaç olmadan devam ettirebiliyor musunuz? önemli olan bu....
  8. Altinay şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Bu gün bayram, herkese iyi bayramlar....
  9. Sorun burada zaten, bizim oluşmuş kültürel kodlarımız sıkıntılı.... kimi yerde kadın madur, kimi yerde ezici.... yetiştirilirken bir sefer kız çocukları, erkeklerden korunması gerektiği şeklinde şartlandırılıyorlar. Erkeklere karşı bir önyargı ile büyüyorlar. Erkek çocuklarda yetiştirilirken şişiriliyorlar. Erkeksin, kralsın diye.... sonra Erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'ten oluyor.... ama her geçen kuşakta bu düzeliyor.... çünkü feodal toplumdan modern topluma geçiyoruz..... geçiş dönemindeyiz, üç beş kuşak daha sürer bence.... sonra bu tip tartışmaya gerek kalmaz.... en azından bu sorunu tartışmak bile bir gelişmedir.....
  10. Altinay şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Cildiye bana küçük bir hap vermişti, 24 saatte bir içiyordum. Çok acılı yediğim zaman kullanıyordum.... bayağı faydasını gördüm.... Bir cildiyeciden sormak lazım.... kollarım kaşınıyordu, kaşıntımı bir saat içinde kesiyordu...geçmiş olsun....
  11. Altinay şurada cevap verdi: tango başlık tango'nun şiirleri
    İnsan sevdiklerini ya da güvendiklerini kaybedince kaybediyor..... ama ölünce, ama ayrılınca.... öldüğüm zaman acaba benim içinde kaybedilmenin eksikliğini hisseden olacak mı acaba....
  12. Can şenliği derler yanında bir insan olması.... yalnızlık bazı insanlara kolaydır, bazı insanlara zordur.... yalnız kalmamakla ne kastediyoruz, eş mi?, sevgili mi?, arkadaş mı?... ne istediğimizi bilmemiz gerekiyor. Onunda sizinle zaman geçirip geçirmeyeceğini bilmek gerekiyor.... 70'ler de, 80'ler de komşun, mahallen bir parçandı ama şimdi aynı evde bile herkes ayrı dünyalarda yaşıyor. Sosyal ilişkiler kopmuş...
  13. Okurken zihinsel bunalıklığa sebebiyet veriyor. Önce i harfiyle algılıyorum, sonra anlamsız olduğunu görerek, tekrar ı harfiyle okuyorum. Bu da okumadaki akıcılığı engelliyor. C harfi ile okuyorum, sonra Ç olduğunu düşünüyorum. o cümleyi geçemiyorum, ç harfinin alt işaretinin olmaması bir eksiklik olarak içimde kalıyor. Okurken konuyu düşünmeye ek olarak harfleri de düşünmek gibi ek bir düşünceyle de uğraşıyorum. Sanki yabancı ve anlamadığım bir metin okuyup onu çevirmeye çalışıyormuşum gibi hisse kapılıyorum.
  14. Sayın evrensel-insan akdemik yazılar yazıyorsunuz ama klavyenizde sorun var. ç ve ı harfleri yerine c ve i harfleri var. Okurken sıkıntı yaratıyor, bunu düzeltmenizi rica ediyorum. Türkçe olarak bir Türk formunda yazıyoruz. Harflerimizin bir yabancı gramere göre yazılması bir dayatma değil midir? Saygılarımla;
  15. İnsanoğlu Sümer rahiplerinin gökyüzünün düzeni gibi yeryüzünün de bir düzeni olduğu söylemiyle, determinist ve hiyerarşik bir söylem geliştirmesi, Animalizm yani doğada ki her şeyi canlı olarak görmesi ve insanın kendi soyunun, ağaçtan, kurttan falan geliyor gibi algılamasına göre bir devrim gibi gözükse de..... içe dönük zihinsel yapıdan, dışa dönük zihinsel yapıya yönelmiştir. İşte şu Türk atasözünde ki yönelim artık insanoğlu için bir rehber olmuştur. " Kırk derviş bir halıya sığmış da, iki padişah bir cihana sığmamış." dışa dönüklük padişahlık göstergesi, içe dönüşlük dervişlik göstergesi. Herkes kendini bir padişah gibi gördüğü için insanoğlu birbirini gırtlaklamaktadır. Ne zaman derviş gibi görmeyi başarırsak sorun çözülecek. Dünya da insanoğluna yetecek her şey var ama herkes padişah, dünya bir kişiye bile yetmiyor. Zihniyet değişiminin çatışmaları Osmanlı'da hep yaşandı. Dervişler içe dönük olarak dış dünyayı algıladı, padişahlar dışa dönük olarak dış dünyayı algıladı. Sümer zihniyetinden (padişahlık zihniyetinden), Dervişlik zihniyetine dönüşümü sağlamamız gerekiyor ama nasıl....
  16. Şimdi Türk erkekleri evlenmeden önce ancak hayat kadınlarıyla ilişki kurabiliyordu. Hayat kadınlarıyla da genelev dediğimiz son derece iğ renç bir ortamda ilişkiye giriliyordu. Rus kızları Türkiye'ye gelmeye başladığında, otel odalarında lüks bir cinsel ilişki ortamı doğdu.... Bir rus kızıyla para karşılığı sevişmekle, bir Türk hayat kadınıyla sevişmek arasında dağlar kadar fark var idi. Rus kızları Türk erkeklerinin cinsel hayatına kalite getirdi, çoğu Türk erkeği sevişmesini Rus kızlarından öğrendi. Toplumumuzdaki erkeklerde bulunan cinsel açlık sorununu rahatlattılar..... onlardan çok şey öğrendik..... ben kendi adıma onlara teşekkür ediyorum....
  17. Amerika'da halkların iradesimi var. Rusya'da halkların iradsimi var. Avrupa birliğinde halkarın iradesimi var. Halkların iradesi ve demokrasi söylemleri emperyal güçlerin, halkları sömürge altına almaları içindir. Böl ve yönet İngiliz taktiği, Bir tek Amerikan halkı var, bir tek Rus halkı var. Bir tek avrupa birliği halkı var ama Yugoslavya'da halklar var ve demokrasi için 5'e böl veyönet. Türkiye'de de bir sürü halklar var, bil ve yönet. Irak'ta da halklar var, böl yönet.
  18. Ben bir Nazi filmi seyretmiştim. Kamptaki esirler cesaret edip hiç bir Naziyi öldüremiyor. Nazileri gözlerinde ilah yapmışlar. Sonra birisi cesaretini toplayıp bir Naziyi öldürüyor ve çığlık atıyor... sonra herkes teker teker Nazileri öldürüyor. Biz de batıyı öyle bir ilah yaptık ki yenilmez güç gibi, 15inci yüzyılda biz onlara egemendik. Önce Tanzimat'tan bu yana ruhumuza işlemiş aşağılık kompleksimizi yeneceğiz.... Bunu da tarihimize rasyonel olarak bakıp biz güçlüydük ve yine güçlü olacağız diyeceğiz. Hep yönetilen yönlendirilen piyon psikozundan kendimizi kurtaracağız. Türkiye'ninde kendine göre bir gücü ve etkinliği var.
  19. Giderken parası olur iyi kötü, iş 3-5 ay sonra para göndermek.... ben olsam her ay başı gönderirim bankamatiğine, 50-100 her neyse... bana kardeşim getiriyordu, her ay, hiç unutmuyorum, aradan 30 yıl geçti.... o insan sizi unutmaz, hayatının sonuna kadar....
  20. Gene topu taca attınız. Siz ne düşünüyorsunuz çağı yakalamak için, kendi terminolojimizi kurmak için.
  21. Altinay şurada cevap verdi: irinçköl başlık Din Felsefesi
    Tam tersinden soralım soruyu Hristiyanlık ve demokrasi... Demokrasi dinsel dogmatizme karşı vardır. Sokrates pagan dogmatizme karşı çıktığı için demokrasi kurbanı olmuştur. Hristiyan dogmatizmine karşı savaşı kazanmıştır. Demokrasi deyimi dillerde sakız, Laikliğin olmadığı demokrasi olmaz. Suyun olmadığı baraj olmuyacağı gibi.... Pagan Roma, Hristiyan Roma olmuştur. Hristiyan Roma ise Laik Roma olmuştur..... Dinle demokrasi senkronize olmuştur. Bizde bu senkronize olma olayı sancılıdır. Önce Osmanlının son dönemlerinde dinsel tahakküm oldu, Cumhuriyet döneminde Jakoben Laiklik oldu. Şimdi ise gene ezilmişliğin verdiği kinle, taassup mahalle baskısı söylemiyle kendini göstermiştir. Şimdi barışma zamanı ne biz onları yok sayacağız ne de onlar bizi, herkes kendi alanının sınırını bilecek. Biz alanımızın sınırını çizemedik onları yok saydık, şimdi onlar bizi yok sayıyor ama senkronize olacağız..... o zaman demokrasi bilinci yerleşecek. Avrupa'da bu 300 yıl sürdü, bizde o kadar uzun sürmeyecek..... ama sürtüşme devam edecek, ben tarafım laiklikten yana.
  22. Marksist terminoloji Türk ve İslam dünyasına kan kusturmuştur. Biz kendi terminolojimizi ve felsefemizi kurmadan, batının yemi olmaya devam edeceğiz. Başka bir şey daha söyliyeyim, Ortadoğu, Uzakdoğu, Yakındoğu, Avrupa, Amerika, Avustralya... kimliği olan yerler ve kimliksiz yerler. Ortadoğu, yakındoğu ve uzakdoğu derken merkez neresi, İngiltere.... Dünyanın merkezi İstanbul'du ve Sultanahmet'te dünyanın merkezinden dünyanın diğer yerlerine gidilen oklu yönler vardır. Batılıların egemen olduğunda belli kültürdeki insanların yaşadığı, Amerika, Avrupa ve Avustralya oluyor. Batılıların olmadığı yerler sanki insanların yaşamadığı çoğrafi terimler oluyor. İşte burada seni aşağılıyor, yok sayıyor... Tekrar merkez biziz diyebilmeliyiz ve bunu en azından söyleyebilmeliyiz. İşte bizim varız dememizle mücadele burada başlıyor..... Orhun kitabelerinde der ki; Ötüken'i terketme.... Doğu da gün ortasına, batı da gün batımına kadar iller bize tabidir diye devam eder. Burada da atla doğu istikametine,sabahtan öğleye kadar gidilen yer, batı istikametinde ise akşam hava kararıncaya kadar gidilen yer bize tabidir. Merkezimiz, Ötükenmiş....sonra mekezimiz İstanbul olmuş, sonra merkezimiz şaşmış..... biz var olabilmek için önce merkezimizden başlıyarak kendi kavramlarımızı, söylemlerimizi geliştireceğiz yani kendi felsefemizi geliştireceğiz.....
  23. Mesela Ortaçağ kavramı, Avrupa için evet ama bizim için müreffeh bir yaşamdı. Avrupa'da açlık kıtlık ve cadı avı yapılıp insanlar diri diri yakılıyorken, İstanbul'da insanlar sadakayı sadaka taşının altına koyuyorlardı ve ihtiyacı olan oradan alıyordu. Esnaf gelen müşteriyi komşum siftah yapmadı ona git deyip yandaki komşusuna gönderiyordu. Avrupa için ortaçağ idi bizim için sosyal adaletin olduğu çağ idi. Dört kıtayı biz yönetiyorduk, kimsenin burnu kanamıyordu. Bizim kontrolümüzden çıktıktan sonra en az yüz milyon insan ölmüştür, dört kıtada ve daha bir yüz milyon insan daha öleceği muhakkak. İnsanlığın sosyal demokrasisi Osmanlı zamanında idi.... Ortaçağ kime göre ortaçağ, işte önce sana kavramaları dayatır, kendi söylemine göre seni yönlendirir. IŞİD konusunda Hristiyanlar öldürülünce harekete geçti dediniz ve bir ip ucu yakaladınız. Din savaşları bitmemiştir. Müslümanı müslümana kırdırma politikası devam etmektedir. Bu politikayı yıkabilmemiz için önce kavramları yıkmamız gerekiyor....
  24. İnsan ilişkisinin bir doğası vardır. Bir yer kuraklaşmışsa ne kadar zorlarsanız zorlayın, gene kendi haline kalırsa kuraklaşır. Bir yer yeşillikse, ne kadar zorlarsanız zorlayın illa bir şeyler yeşerecektir. İlişkilerimizde bazı insanlarla kuraklaşır, bazı insanlarla yeşerir. Kuraklaşmış ilişkiyi yeşertemezsiniz, yeşermiş ilişkiyi kuraklaştıramazsınız. Bu bütün ilişkiler için geçerlidir. Arkadaş, sevgili, dost, biri sizinle görüşmek istemiyorsa, onunla ilişkiniz kuraklaşmıştır. Eğer siz birisiyle görüşmek istemiyorsanız, onun için sizinle ilişkisi kuraklaşmıştır. Kuraklaşmış ilişkinin zorlamayla doğası değişmez. Ha... tekrar yeşerir mi, o da ilişkinin o dönem ki doğasına bağlı....
  25. Ortak kullanım alanları saygı gerektiriyor. Nasıl ki sokağa rastgele çöp atıyoruz, piknik yerlerimiz ve sahillerimiz pislik içinde. Trafikte'de araba kullanmak zorunlu kurallara uymak yerine, ataride oyun oynar gibi önündeki arabayı solluyarak ilerlemek. Önümdeki arabayla hep mesafe bırakırım, hep gelip biri muhakkak girer, önümdeki araba yavaş gdiyorsa umursamaz, dibine girmem gerekiyor. Bu gün bir yazı okudum park etmiş araba da " Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsanız, güvenli mesafede takip etmiyorsunuzdur." bende bulup bu yazıyı arkaya takayım.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.