Odris tarafından postalanan herşey
-
ALLAH'I İnkar Etmek
omarcığım. psikolocik tahlil mi yapıyorsun. daha önce konuştuk ya uzuuuunn uzuunnn...
-
HATUN ARIZA ÇIKARDI
hocam şarkılara kötü demiyorum, güzel. ama rock değil. popüler müzik bu. yani elektro gitar bas gitar ve davul kullanıldığı için rock olmaz ki değil mi? o yüzden belki en yukrdaki soruyu pop severlere sormak lazım. belki onlar daha isabetli bişeyler söyler. fakat dediğim gibi gayet hoş güzel şarkılar. tebrik ederim. başarılar dilerim.
-
Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
- Genel Sağlık Sigortası'nda yapılan değişiklikler
Geçtiğimiz hafta kamuoyunun gündemini oluşturan konulardan biri de 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alınanların gelir tespiti başvurularına ilişkin oluşan uzun kuyruklardı... Yazılı basının ve televizyonların haberi veriş şekli, kamuoyunda, gelir tespiti için sanki 31 Ocak son günmüş algısı yarattı. Ardından yetkililer tarafından yapılan karmaşık açıklamalar da bu algıyı güçlendirdi. Oysa paniğe gerek yok, zira 31 Ocak gelir tespitinde son gün değil. Ancak fazla gevşememek de gerekiyor. SÜRE TEBLİĞDEN İTİBAREN BİR AY Sosyal güvenlik kapsamı dışında kalanların genel sağlık sigortalılıkları, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 60/g kapsamında resen tescil edildi. Genel sağlık sigortalılıkları tescil edilenlere ayrıca, gelir tespitini yaptırmak üzere bir ay içinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurmaları gerektiği yazılı olarak bildirilmeye başlandı. Bir aylık başvuru süresi, 1 Ocak'tan itibaren değil, SGK tarafından gönderilen yazının tebliğ tarihinden itibaren başlıyor. Ancak SGK tarafından gönderilecek yazının alınmasını beklemeksizin de doğrudan gelir testi için başvurmak mümkün. Dolayısı ile 31 Ocak tarihi, son müracaat tarihi değil. Yazının 15 Ocak 2012 tarihinde tebliğ edilmiş olması halinde, bu kişi 15 Şubat tarihine kadar gelir tespiti için başvurabilecek. Keza kendisine 30 Ocak 2012 tarihinde tebligat yapılacak kişinin de 28 Şubat'a kadar gelir tespiti için başvurma hakkı var. GELİR TESTİNİN SONUCU 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle genel sağlık sigortalılığı 60/g kapsamında tescil edilenlerin primleri, gelir testleri sonuçlanıncaya kadar asgari ücret üzerinden 106 lira olarak tahakkuk ettirilecek. Ancak gelir testi sonucuna göre gerekli düzeltme yapılacak. Gelir testi sonucunda, aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olduğu tespit edilenlerin 60/g kapsamındaki genel sağlık sigortalıkları ile tahakkuk ettirilen prim tutarı iptal edilecek. Bunların genel sağlık sigortalılıkları 1 Ocak itibariyle 60/c-1'li olarak tescil edilip, primleri de devlet tarafından karşılanacak. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte biri ile asgari ücrete kadar olanların asgari ücret üzerinden tahakkuk ettirilen primleri, asgari ücretin üçte biri üzerinden yeniden hesaplanarak 36 lira olarak düzeltilecek. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretle asgari ücretin iki katına kadar olanların ise asgari ücret üzerinden tahakkuk ettirilen 106 liralık primlerinde herhangi bir değişiklik olmayacak. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin iki katı ve üzerinde olanların genel sağlık sigortası primleri, asgari ücretin iki katı üzerinden hesaplanacak ve daha önce asgari ücret üzerinden 106 lira olarak tahakkuk ettirilen primleri 213 lira olarak düzeltilecek. İlk prim ödemesi de şubat ayı sonuna kadar yapılacağından, paniğe gerek yok. Yeter ki SGK yazısının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde başvurulmuş olsun. Sorun, SGK yazısının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde gelir tespiti için başvurulmaması halinde söz konusu. Zira bu durumda aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin iki katı kabul edilecek ve asgari ücretin iki katı üzerinden 213 lira prim tahakkuk ettirilecek. Eğitim için yurtdışına gidenlerin GSS durumu 2009 Eylül ayından beri Belçika'da doktora yapan 1986 doğumlu oğlum, yaş nedeniyle 2011 Kasım itibariyle benim üzerimden sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Daha üç yıl kadar yurtdışında kalacak. Bursu yok ve çalışmıyor, bizim imkanlarımızla okuyor. Orada talebe müfettişliğine Belçika'daki ikamet adresini bildirmesine rağmen adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde hala bizim üzerimizde gözükmekte. Biz bu durumda normal olarak onun GSS kapsamında olmasını istemiyoruz. Orada zaten sigortası var. Burada da özel sağlık sigortası var. Bu durumda ne yapmalıyız? Nursun Tan İkametgahı yurtdışında olan veya eğitim için yurtdışına giden ve sağlık sigortaları oradaki devlet veya okullar tarafından karşılananların genel sağlık sigortası kapsamında tescillerinin yapılmaması gerekiyor. Oğlunuzun da genel sağlık sigortalısı olmaması için ikametgah adresinin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden (ADNKS) yurtdışındaki adres olarak güncellenmesi gerekiyor. Bunun için yurtdışında ikamet ettiğine ilişkin belge ile nüfus idaresine başvurmanız halinde, oğlunuzun ikametgah adresinin yurtdışı adres olarak güncellenmesi gerekiyor. AKLINIZDA BULUNSUN Borçlu Bağ-Kur'lunun da sağlık hizmeti alması mümkün 4/b (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olanlardan 60 günden fazla prim borcu olan ve tecil veya taksitlendirmede bulunmayan sigortalılar sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Ancak bu kişiler 4/a (SSK) kapsamında hizmet akdine tabi çalışmaya başladıklarında 4/b kapsamındaki sigortalılıkları sona eriyor. 4/a kapsamında adlarına en az 30 gün prim ödendiği tarihten itibaren de kendileri ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sağlık yardımlarından yararlanmaya hak kazanıyorlar. (M.Taş-S.Özcan)- İdeal evlilik yaşı sizce ne olmalı?
bence fark yok. islam 9 demişse bence de 9 dur. itiraz etmem.- HATUN ARIZA ÇIKARDI
siz buna Rock mı diyorsunuz? yoksa şakacı mısınız?- İdeal evlilik yaşı sizce ne olmalı?
zerre kadar tartışılır bir tarafı yoktur. gerekli yerlerde kaynak göstermiştim. bu başlık altında ayrıntıya girmiyorum. http://www.turkish-media.com/forum/topic/258659-cok-eslilik-ve-kuran-in-onerisi/page__view__findpost__p__958997- İdeal evlilik yaşı sizce ne olmalı?
islam dinine göre 9 yaş caizdir.- Hardiskten Herşeyi Silen Makine
15-16 BİN avro MU?!! bizim memlekette bir laf vardır: "hiç aç kalmadınız mı siz bilaader " "şaşırdın mı sen kendini beaa?" şeklinde kullananlar da vardır ok kadar... geçenlerde 2TB'lık samsung disk aldım, fiyatı 190 tl.- Çocuktan İnsanlık Dersi
bu insanlık dersi değil, din dersi.- SİZ NESİNİZ?
iyi de sonuç ne abii- Genel Sağlık Sigortası'nda yapılan değişiklikler
merak edenler için: gelir tespiti için başvuru süreleri şubat sonuna kadar uzatılmıştır.- Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
gazel falan attığımız yok. fransız ürünlerinin boykot edilmesi gösterilecek tepkilerden biridir. burada gazel atmak olarak değerlendirilecek bir durum olduğunu da sanmıyorum. ha, ben fransız peyniri yiyerek büyüdüm, yemezsem çatlarım, iki gözüm arkada küt diye giderim diyen varsa da afiyetle yesin; yeyip içenlere de saygı duyarız. AB'nin türkiye konusunda ne kadar samimi ve dostane olduğu tartışılır. ama iyi ki de AB diye bir oluşum var, olmasaydı Türkiye gibi bir orta zekalılar ülkesinde kişi hak ve özgürlüklerinden az da olsa bahsetmek mümkün olmayacaktı. bu ülkenin, kendi vatanadaşlarının iyiliği sağlığı, refahı ve özgürlüğü için bir potansiyele sahip lduğunu sanmıyrum. dış dinamiklere malesef gereksinim var. Eğer bir yer gayrimüslimlerin ibadet yeriyse, gayrimüslimlerin ibadet yeridir, onlarındır. ben geldim burayı aldım benim oldu, sen de buradan çek git denemez. eşkiyalık devri kapandı. herkes sahip olduğu şeyin sahibidir. daha fazlasına sahip olmak isteyen çalışıp kazanacak, "eşkiyalıkla aldım benim oldu" devri bitmiştir. bu ülkede müslümanlar da var müslüman olmayanlar da var. herkesin hakkını vermek zorundalar. milletin parasıyla gayrimüslimlerin ibadethanelerini onardık demek ne demek? gayrimüslimler vatandaşlık haklarından yararlanamaz mı? bu milletin parasıyla her mahalleye 5 tane cami mi yapılsın yani? milletin parası sadece camileri onarmak için midir? eğer öyleyse bu millet kimdir? ben tunceli isyanlarının bastırılmasının devrim koşullarında olağan ve doğru olduğunu düşünüyorum. fakat siz gazel atmayan biri olarak tunceli isyanlarını bastıranları katil diye damgalayıp AB'ne yaranmaya çalışanları nasıl boykot ediyorsunuz çok merak ettim.- SİZ NESİNİZ?
ben nerdeyim bi bakayım...genel pisikoloci... köşeyastığı sonuç nereye gidecek. ben çok melek gibi biriyim mesela. çok ama..- Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
kim demiş ben çok yakından takip ediyorum. çünkü bence bu ve buna benzer yasal düzenlemeler özellikle üzerinde durulması gereken bir durum. burada son derece dikkat çekici bir şey var: bilim adamları araştımacı-tarihçiler dahi konuyu araştırıp böyle bir katliamın yapıldığını gösterir delliler yoktur şeklinde bir açıklama yapamıyorlar. bazı avrupa ülkelerinde örneğin nazi katliamlarının da tarihçiler tarafından reddedilmesi yasak. ama bu doğru bir yasal düzenleme değil. çünkü meclisler bir şeyin bilimsel anlada araştırılması ve bilim insanları tarafından fikir beyan edilmesi noktasında sınırlayıcı yasalar koyamazlar, koymamalıdırlar. bu düşünce özgürlüğü ve akademik dokunulmazlığa aykırı bir durumdur. dolayısıyla fransa'nın yaptığı da budur. ayrıca demokrasi ilkeleriyle de bağdaşmaz. bu nedenle Rua olarak hiçbir zaman fransız mallarını satın almayacağımı buradan belirtiyorum. (özellikle fransızlar bu durumdan fena halde tırsacaklardır )- Çıplak işkence heykeline Şanlıurfa sansürü!
uzak asyadaki örneklerin verileceğini tahmin etmiştim aslında. fakat ben doğuyla tam olarak uzak doğuyu kastetmedim. peki bu söylediklerim uzak doğu medeniyetleri için ne kadar geçerli olur: pek tabi uzak doğu'da ortadoğu coğrafyası kadar korkunç bir tablo çizilemez. fakat batı gibi aydınlık ve gelişmeye açık da değildirler. bütün bunların yanında dünyada -eğer heykelleri örnek verecek olursak- en muhteşem heykel örnekleri her zaman batı uygarlığından çıkmışıtır. eski yunan ve roma dönemi çalışmaları muhteşem eserlerdir. yukarıdaki gibi böyle tek-tük örnekler çok şey ifade etmez. ayrıca ortadoğu coğrafyasında bunlar birer sanat akımına dönüşememiştir. tam tersine günümüzde dahi tepki meselesi olmuş ve bazı noktalarda dinamitle imha edilmişlerdir. çünkü gelenekler ve din bu sergilemeye izin vermez. onları günah kabul eder. doğudan sadece kokuşmuş bir din inancı yükselir. sanatsal içerikli öğelerin toplumsal olarak özümsenmediği ve bu tür çalışmaların süreklilik sergilemediği bölgelerde topraktan çıkan üç-beş örneği alıp "bakın bu toplum sanat ve kültür toplumudur" diyemeyiz. her toplumda her coğrafyada bir kaç örnek tabiki gösterilebilir. bu söylediklerim mısır için de geçerli. bugün mısırlılar bu geleneklerini devam ettirip ortaya özgün bir sanat akımı koyabiliyorlar mı? yoksa firavun heykelleri dine aykırıdır ve firavun allah tarafından lanetlenmiştir deyip ona bela mı okuyorlar. gayet tabi bir doğu toplumu ikinciyi tercih eder. çünkü yineleyelim ki, doğu kültürleri sanatsal akım değil dini akımlar üretir. bu akımlar hoşgörüden uzak kaba bakış açıları ortaya koyar. arıca tümü için gerçekten çok ironik bir şeyi de görmek gerekir ki, bu heykel ve kabartmaların neredeyse tamamı batılı bilim adamları tarafından gün yüzüne çıkarılıp üzerinde ki yazıtlar yine ancak batılı bilim adamları tarafından ya da batı sisteminde yetişmiş bilim adamları tarafından okunup anlamlandırılıyor. yani mısırlılar bu hiyeroglifleri okuyamaz ve ne olduklarını da hiç bilmezler. zaten onların inisiyatifine kalmış olsaydı büyük bir olasılıkla firavun heykellerini dine aykırı olduğu için parçalayacaklardı. bu tür toplumlarda özellikle heykel UCUBE olarak adlandırılır ve yıkılması uygun görülür. çünkü bu toplulukların sanatsal altyapıları yoktur, geçmişten gelen böyle bir kültürel değerleri yoktur. sanatı algılayamaz, yorumlayamaz ve anlamlandıramazlar. eski yunan ve roma uygarlıklarında olduğu gibi bir akım ortaya koyamazlar. gelelim hammurabi yasalarına. bu çok güzel bir nokta o yüzden bu kadar net ve ince bir ayrıntıyı hemen gördüğünüz için, öncelikle kutlarım. hammurabi yasaları çok kısa bir metindir, kapsamı dardır, metinler basittir ve en önemlisi de bölgede bir hukuk devleti ve hukuk toplumu yoktur. oysa eski roma hukuku bugünkü hukuk sisteminin temelini teşkil eder. eski yunan uygarlıkları ilk anayasayı hazırlamışlardır. bunlar muhteşem gelişmelerdir. yine en önemlisi bu toplumlar bir hukuk toplumudurlar ve hukuk devletleri kurmuşlardır. primitif demokrasiyi inşa etmişler ve ilk demokrat toplumu yaratmışlardır. ilahlarının heykellerini zamanla yıkmamışlar bunlardan sanatsal akımlar üretmişlerdir. bugün hala bu mücizevi eseler kendi ülkelerinde özenle korunur ve sergilenir. bu kadar mükemmel heykeltraşlığı doğuda bulmazsınız. bu mükemmelliğe ancak hukuk temeli olan gelişmiş batı toplularında ulaşılabilir. yani hammurabi yasaları basit ve dar kapsamlı toplam 282 maddelik bir metindir. ve mezopotomya'da bir hukuk toplumu inşa edilememiştir. çünkü bu çok daha kapsamlı ve derin bir çalışma gerektiriyor. bu çalışmanın ortaya konması için de böyle bir altyapıya sahip insanlardan oluşan gelişmiş ve gelişmeye açık bir toplum gerekiyor. mezopotomya medeniyetleri belki bir zaman diliminde 200 küsür adet maddesi olan bir kanun metni ortaya koymuş olabilir. (bu metinler zaten çoğunlukla hırsızlığın engellenmesi için bir zorunluluk olarak ortaya çıkmış çok basit ve yüzeysel metinleridir.) fakat bir hukuk devleti ve hukuk toplumu ortaya koymamışlardır. oysa batı uygarlıkları zorunluluğun dışında bir yasa devleti oluştırmuşlar anayasalar yapmışlar vergi kanunları yapmışlardır. bugün bile hukuk temelini romadan alır. roma hukuku bir hukuk doktirini oluşturmuştur. çağdaş hukuk normlarının temel bilimsel prensipleri batı uygarlıkları tarafından ortaya konmuştur. mezopotmyadaki hammurabi yasaları denen taşa kazılı basit metinlerle değil. işte değerli dostum, bizde bir heykelin m.s. 2000 yıllarda bile "yıkın şu ucubeyi" denerek yıkılmasının nedeni budur. kendi kendisiyle bile anlaşamayan bir anadolu kültürü, hoşgörüsüzlüğü, bitmek bilmeyen kavgalar, 10 yaşında evlendirilen iki çocuk sahibi kız çocukları, şiddet vs. tüm bunların nedeni de kısaca bu anlattıklarma dayanıyor. çünkü siz ne yaparsanız yapın doğudan aydınlık çıkmaz.!- David Gilmour & Rick Wright
- GERCEKTE TANRI YOKTUR
gerçekten çok büyük felsefi yaklaşım sergilemişsin. nutkumuz tutuldu, bakakaldık, ne diyeceğimizi bilemiyoruz...- Tanrı Kavramı Üzerine Bir Kaç Soru
dostum evrim tartışmasız bir bilimsel gerçekliktir. biraz daha okumalısın. nitekim atıp tutmakla fikir beyan etmek arasında oldukça büyük bir fark vardır. ayrıca bilim bir tanrı değildir.- Çıplak işkence heykeline Şanlıurfa sansürü!
Aslında bu haber hiç şaşırtıcı olmamalı; Çünkü görsel sanatlar gelişmiş toplumlara özgüdür. geri kalmış ya da gerici toplumlarda görsel sanatların, ilgiyle karşılanmayı bir yana bırakın, serbestçe sergilenebildiğini bile hiçbir zaman göremezsiniz. İnsanlık değerleri, uygarlık, hümanizm, demokrasi vb tüm medeni akımlar her zaman batıdan yükselmiştir. doğudan yükselen tek şey güneştir o da çok geçmeden batar zaten. işte bütün bunlardan dolayı sanat doğuda asla sergilenme olanağı bulamaz. bu yukarıdaki haber insanlık adına utanç verici bir içeriğe sahiptir. işin ilginç tarafı bu tür utanç sahiplari üstüne düşen utanç payını asla kendi sırtlarında taşımazlar. Çünkü utanç duygusunu bile sırtta taşımak için batının bakış açısına ve hoşgörüsüne sahip olmak gerekir.- Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
bu arada başbakan yine "sabrediyoruz" dedi yahu! daha önce terör örgütü eylemleri yüzünden çok sayıda şehit verildiğinde de aynı şeyi söylemişti. başbakan kasımpaşa geleneğiyle sadece kendi çöplüğünde sesi çıkan bir yapıya sahip. yılmaz özdil'in dediği gibi şu işi liselerde falan derslerde iyice bir öğretsinlerde en azından vatandaş kendi kendini savunabilsin.- Terazi Burcu Günlük Yorumu
hep kemer politikası... hep kemer politikası... tutumlu değil atımlı olacağım bir zaman ne zaman gelecek o yıldızlarda görünmüyor mu acep?- İçki bozulur mu?
bu arkadaş kesinlikle bir trakyalı rakı ve uzo kesinlikle bozulmamıştır, rahat rahat iç- Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
şu andan itibaren fransada ermeni katliamı diye bir şey olmamıştır demek suç sayılacak. bunu kabul etmeyenler araştırmacı ya da akademisyen bile olsa hapse atılacak ve bunun adına fransada demokrasi denilecek. hemen hatırlatalım fransız parlamentosu buna benzer teklifleri daha önce reddetmişken mesele türk-ermeni ilişkilerine gelince -fransızları hiç ilgilendirmediği halde- hızla parlamentodan geçirildi ve kabul edildi.- Fransa meclisi genel kurulu, "Ermeni teklifini" kabul etti
yasa teklifi kabul edilmiştir. - Genel Sağlık Sigortası'nda yapılan değişiklikler
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.