Taylan Abi

Genciz. Bununla birlikte kısa ömürlerimize ne kadar çok şey sığdırıyoruz farkında olmadan. Çocukluktan gençliğe geçen dönem tamamen kayıp bir dönem gibi sanki. Ama sonrasındaki "delikanlı" ve "genç kız" olduğumuz yılların hesabını kendimize çok zor veriyoruz bazen. Evet, pişmanlıklardan ve keşke'lerden bahsediyorum. Hiç bir ilişkimi nefretle, kötülükle hatırlamadığımdan sanırım hepsini ayrı ayrı özlerim. Hep söylerim, benim en iyi becerdiğim şey "ayrılmak". En temiz, en sorunsuz, en saygılı, en sevgili yaptığım şeydir bu ayrılık eylemi. Ağlamaktan ciğerlerimi yırttığımı bilirim, üstelik terkedilen de değilken. Ancak hayat bizi kimi zaman öyle ayrımlara getirir, öyle insanlar ve ilişkilerine şahit oluruz ki, dönüp arkamıza bakmak ihtiyacında oluruz. Bize bu flashback'i yaşatan kimi zaman ortak bir dosttur, kimi zaman yaman bir şarkıdır, kimi zaman bir şehrin anlık görüntüsüdür. Hayatta en çok sevmiş olduğu sevgilisiyle tanışıp ayrıldığı şehrin içinden yıllar sonra bir gece yarısı geçerken ağlamaklı olan adama soramazsınız nedenini. Bir karedir belki hepsi. Saniyedir sadece. İnsanız ve tüketmeye programlıyız biraz da. Çocukluğumuzu yaşayıp tükettik, gençliğimizin içine ettik, en sevgilileri kırdık geçirdik, gününde kadir kıymet bilmedik. Ve dediğim pişmanlıkları ve keşkeleri yaşadığımız zamanlarda aldık elimize klavyeyi, mezun olduğumuz okulların mezun derneklerini aradık, ad'lar soyad'lar yazdık, evlendirdiklerimizin yeni soyadlarını bulduk öyle aradık, bulduk bazen bulmak istemediklerimizi (bulmaya çalışan ama bulmak istemeyen insanlarız). En çok koyan da resimler oldu. Tahmin etmek başka, bilmek başka ama görmekse bambaşkaymış, öğrendik. Sevgili okur, sana diyeceğim şudur; Google'da aranacak sevgiler yaşama, böylesi aşkları tüketme. Tüketirsen de beni bul, açalım 70liğimizi ve akalım derim seninle. Seni en çok ben anlarım.

Genciz. Bununla birlikte kısa ömürlerimize ne kadar çok şey sığdırıyoruz farkında olmadan. Çocukluktan gençliğe geçen dönem tamamen kayıp bir dönem gibi sanki. Ama sonrasındaki "delikanlı" ve "genç kız" olduğumuz yılların hesabını kendimize çok zor veriyoruz bazen. Evet, pişmanlıklardan ve keşke'lerden bahsediyorum. Hiç bir ilişkimi nefretle, kötülükle hatırlamadığımdan sanırım hepsini ayrı ayrı özlerim. Hep söylerim, benim en iyi becerdiğim şey "ayrılmak". En temiz, en sorunsuz, en saygılı, en sevgili yaptığım şeydir bu ayrılık eylemi. Ağlamaktan ciğerlerimi yırttığımı bilirim, üstelik terkedilen de değilken. Ancak hayat bizi kimi zaman öyle ayrımlara getirir, öyle insanlar ve ilişkilerine şahit oluruz ki, dönüp arkamıza bakmak ihtiyacında oluruz. Bize bu flashback'i yaşatan kimi zaman ortak bir dosttur, kimi zaman yaman bir şarkıdır, kimi zaman bir şehrin anlık görüntüsüdür. Hayatta en çok sevmiş olduğu sevgilisiyle tanışıp ayrıldığı şehrin içinden yıllar sonra bir gece yarısı geçerken ağlamaklı olan adama soramazsınız nedenini. Bir karedir belki hepsi. Saniyedir sadece. İnsanız ve tüketmeye programlıyız biraz da. Çocukluğumuzu yaşayıp tükettik, gençliğimizin içine ettik, en sevgilileri kırdık geçirdik, gününde kadir kıymet bilmedik. Ve dediğim pişmanlıkları ve keşkeleri yaşadığımız zamanlarda aldık elimize klavyeyi, mezun olduğumuz okulların mezun derneklerini aradık, ad'lar soyad'lar yazdık, evlendirdiklerimizin yeni soyadlarını bulduk öyle aradık, bulduk bazen bulmak istemediklerimizi (bulmaya çalışan ama bulmak istemeyen insanlarız). En çok koyan da resimler oldu. Tahmin etmek başka, bilmek başka ama görmekse bambaşkaymış, öğrendik. Sevgili okur, sana diyeceğim şudur; Google'da aranacak sevgiler yaşama, böylesi aşkları tüketme. Tüketirsen de beni bul, açalım 70liğimizi ve akalım derim seninle. Seni en çok ben anlarım.

Aradım bulamadım. Ama hemen hatırlayacaksınız. Bir kare daha olsun; Erbakan'ın hükümetin başı olduğu zamanda tarikat şeyhlerine başbakanlık konutunda verdiği bir iftar yemeği vardı. Sarıklar, cübbeler.. Yıl 1997.

Eskiden kalma bir alışkanlığı vardır yurdum insanının. Örnekleyerek izah edeyim; Hatırlarsınız, Hamam diye bir film vardı. Filmdeki delikanlıların cinsel tercihlerini bahane eden Hamamcılar Derneği ayaklandı. "Böyle film istemezüüüük" Yine hatırlarsınız, Erol Köse'nin Dr. Erol Bey diye bir şarkısı ve buna çektiği bir klibi vardı. Klipteki hemşirelerin kıyafetlerinden Türk Hemşireler Derneği rahatsız oldu. "Biz böyle hemşireler değilüüüüük" Şimdi burada Nazan Teyzem'in ve benim yaptığım/yaptığımız şey şudur; Kimsenin dünya görüşü, siyasi anlayışı, müzik zevki veya maddi imkanlarıyla bir alıp veremediğimiz bir husus yoktur. Eğer ki bu tespitlere saplanıp kalırsanız, yapdığımız enlerce yakıştırmanın içerisinden bunları ince ve özenli bir art niyet ile seçtiğinizi düşünürüm. Sürç-i lisan etmişsem affola, derdim amacım hoş vakit geçirmek/geçirtmekti. Allah'tan mutlu bir ömür, kutlu bir yuva dilerim. Saygılar.

Bence kız Anap'lıysa, oğlan da biraz MHP'lidir. Ateş etme, teyze vurma, zurnacı öldürme gibi aktiviteleri kendilerinden pek çok kez gördük, işittik. Ayrıca oğlanın isteği ile o düğünde Cengiz Kurtoğlu'ndan bir parça çalmazsa, ben o düğünün hep eksik kaldığına inanırım. Nazan Hanım Teyzecim, kır düğünü yapmam, yapanı sevmem, yapanları sevenlerle evlenmem, koşarak uzaklaşırım.

Vefatından bir iki gün sonraydı. Birisi çıkıp "Barış Akarsu'nun heykelini dikelim" dedi mesela. Ayıptır arkadaşlar, kimsenin ölüsüne saygısızlık değil benim söylediğim (ya da birilerinin anladığı). Ayıptır çünkü bu ülkede Barış Manço'nun, Zeki Müren'in heykeli yokken Barış Akarsu'ya heykel dikmek, *******. Bunu söylediğimizde kimse de çıkıp olayı üzüntüyle, ölüye saygıyla ilintilemesin. Mantıklı olun.

Aslında buraya yazdığım cevap başkaydı. Fakat seni gereksiz yere önemsediğimi farkettim. Sildim. ***** ***** ****.

Benim merak ettiğim şey, böylesi siyasi seçimlerle ilgili bir anketin web sitesi tanıtımı başlığı altında işi ne? Taşıya taşıya buraya taşımışlar. Kim gelir, kim bulur, kim yapar artık Allah'a kalmış. Ben bile kendi başlığımı zor buldum. Admin'e özel teşekkürlerimle.

Siz benim gibilere seçkinci diyorsunuz demek, bunu bir kez de annemlerin yanında tekrar etmenizi istirham ediyorum. İyi bir şey yaptığımdan filan da bahset biraz. Janjanlı, dantelli, entelli cümleler olsun havada. Kandırmamız lazım. Bu sene de bekar gezerim problem değil. Otuz senedir en iyi yaptığım iş. Ama bununla size nasıl bir fayda sağlayacak olduğumu çözebilmiş de değilim.

Tanrım onu annesine babasına bağışlasın. Ömrün iyiliklerle ve güzelliklerle geçsin. Karaoğlan, Haydutcan benim kanım 0 Rh +, aklında olsun. Annen baban bi yana, ka kardeşi olalım seninle ALPcanım.

Barış Akarsu'nun kullandığı otomobilin plakasını hala hatırlayan var mı? 48 UK 556 Çarpışan kamyonun plakasını hatırlayan? 34 AT 9921 Hastahane önünde ağlayanlar, ekranları başındakiler siz de dahilsiniz, yanındaki arkadaşlarının isimleri neydi? Nalan Karaman, Zeynep Koçak. İlk bakışta Barış'ın öldüğü günü tarihiyle hatırlayan? 05.07.2007 ******* ******* ********** ********* Sevgili la_bohéme ; timsahın gözyaşlarıdır bunlar. Okuyanların %99'u hatırlamadılar. Söyledim ben sana. Anladın sen onu.

Geneliniz itibariyle İstanbul ve çevresinden katılıyorsunuz sanırım( ilyada sana demedim). Bu buluşmaların destekçisi olmakla birlikte, ne kadar uzak olduğumun da farkındayım. Ancak biryerlerde paylaşımların olduğunu bilmek insanda heves ve heyecan duygularını harekete geçiriyor bilesiniz. Bugün olmaz yarın olur, yarın olmaz öbür gün. Bir gün bir yerlerde karşılaşalım derim.

Köy düğünü denen aktivite kır düğünü'ne nazaran daha sabit bir zemindedir. Topuklar sağlamdadır nispeten ama zemin yine stabilizedir.(stabilize: Ana yapısı olarak sertleştirilmiş toprak zemin üzerine orta büyüklükte çakıllı kum serilip sıkıştırılmasıyla oluşturulur. kaynak: vikipedi.org) Ancak ve ancak şehirlilerin anlayacağı haliyle foseptik, Anadolu insanın bileceği şekilde tezek kokuludur mekanımız, mis missss. Yılan yoktur, börtü böcek muhtemel tabii ki. Ama eğlenceli yanı 40 wattlık on'larca ampul altında yapılan danslardır, buna ben halay derim, Nazan teyzem Zeybek der, sen horon dersin, eğlenilir. Emperyalist olduğumdan değil, daha steril ortamlarda hayal etmişimdir kendimi. O yüzden bekarım sanırım

Sevgili RA_dya, sana boynum kılcan incedir bilirsin. Ayakkabının modelini kleo izin verirse paylaşabiliriz. Ama kleo için alternatiflerim illa ki var, bence biraz kapalı bu. Bu daha şık sanki. Bu da iddialı. kleo, limuzini verelim dolaşsın arkadaşlarımız. Biz balodayız, yorulunca dönün arkadaşlar. Saat 00:00 olmadan

Bahçe duvarından aştım Sarmaşık güllere dolaştım Öptüm, sevdim, halelleştim Yanıyorum, yanıyorum Mail oldum gonca güle Acem şalı ince bele Bir bakışta yaktın beni Dert ile bıraktın beni Yaktın beni, yaktın beni Yeter, naz eyleme bana Gel göreyim kana kana âşık oldum gülüm sana Kardeş Türküler, Bahar, No:7 (Neşet Ertaş'a sonsuz sevgi ve saygılarımla)

Tesadüfen ulaştığım bir site bu. "Azınlıklar, dış politika, din-laiklik, ekonomi, güneydoğu sorunu, ordu ve siyaset, özelleştirme, tarım ve köylüler, yönetişim ve siyasi konum" konu başlıkları altında kısa sorular soruluyor. Vereceğiniz cevaplara göre alternatif partilerinizi hesaplıyor. Açıkcası ilginç buldum ancak ikincil ve üçüncül tahminlerde sapmalar olabiliyor. Bir kaç kişi denedik ve dominant/resesif seçenekler konusunda fikir birliği yaptık. Sizlerin de denemenizi tavsiye ederim. Herhangi bir siyasi görüşe ait değildir, kendilerini ARI Hareketi olarak tanımlayan bir oluşumdur. Şahsen kendilerini tanımam bilmem. Değerlendirmeye layık buldum hepsi budur. http://www.bilinclioy.com

Genellikle gelin kızımızın diretmesiyle gündeme gelir. Yağmur riski, zemin yumuşaklığı (topuklu giyenler için), rüzgar, börtü böcek vs gibi dertleri vardır. Bununla birlikte halay, uzun eşek ve yaylım ateşi'ne müsaittir. Bu tür organizasyonlar için işletilen yerleri tercih etmeyip, piknik yapılan yerlere giderseniz yurdum mangalcılarının yağlı mavi dumanlarıyla maymun olma ihtimaliniz de aklınızda bulunmalıdır. Evleneceğimiz kızın çok fazla Hollywood filmi izlememiş olmasına dikkat edelim derim ben. Yoksa sonuç anlattığım gibi olabilir.

Rica ederim, size layık olduğunu düşünmüyorum ama elimden gelen de şimdilik budur. Beyaz limuzinimiz büyük, LeylaM da gelebilir başkaları da. Ancak ayakkabılar sadece 1 çift Akşam 8'de alırım, hazır olursan park problemi yaşamayız

Hoşgeldin kleo, Limuzin de hazır, ayakkabılar da Baloya gitmekten vazgeçmediysen eğer

Bu tür konuların pazarlık edilebilecek şekle gelmesindeki kusur yine bizde. AB ve ABD cellatları ilmeği bizim boynumuza çoktan geçirmiş ve biz sehpaya kurbanlık koyun gibi gidip çıkmışız, güzel günler hayaliyle bekliyoruz. Bize düşman olanlara karşı verebilecek cevabımız yokken, bize dost görünenlerin kulu kölesi olmuşuz. Sorarım size, AB veya ABD bize siyasi ve ekonomik olarak karışAmasa, biz bu Apo'yu asmaz mıyız? ********** O bakımdan, bu çirkin polemikleri yaratanlardan önce, bu siyasi-ekonomik esareti yaratanları ayıplamak gerekir. Sonrasında RTE ve Bahçeli'yi ayrıca ayıplarız.

Hoşgeldin sevgili delfin, Muhtemel bir forum toplantısında piyanonu getirmen zor olur ama kemanınla birlikte bekliyoruz

Sevgili kızkurusu hoşgeldin partisi için limuzini ve halıyı hazırlamıştık ki, sen gelinliğinle gelmişsin.. Yoksa kısmetin bu sitede mi?

Hoşgeldin sevgili Emel. Herkes hazır, lütfen önden siz buyrun. Kırmızı halımız güneşten solmuş ya da hep pembeymiş ama idare edeceğiz artık.

Öyle deme sevgili Cüneyt, ne tipitipler var burada. Değişik şeyler yazdığında "laubali olmaya gerek yok" gibi vecizeler yumurtluyorlar. Adam düz, selam-naber-nassın modeli. Eskiden bi de A/S/L 'ciler vardı bilmem hatırlar mısın, aynı o misal. Ve tabi merhaba sana da;)

Peki