Taylan Abi

Temel'e sormuşlar: "Kadınların neden eli öpülür?" diye.. Temel cevaplamış : "-Eee bir yerden başlamak lazım" Şimdi burada sağ sol karmaşası yapmanın ne anlamı var di mi? İşimize bakalım biz.

Sevgili avni, Vatandaşın ekmeği umut değil midir biraz da? Benim dileğim en başta, (her ne kadar seçim sistemi üzerindeki tartışmalara hak versem de) millet iradesinin hakkı ile mecliste temsil edilebileceği bir seçim olması. Mitingler adresini bulmuştur, o konuda ise hiç endişem yok.

23 Haziran'da Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olamayacağını siz böyle kabul edin, 23 Temmuz'da vatandaş Abdullah Gül'lerin cumhurbaşkanı olamayacağını size öyle kabul ettirecek. Hepsi sırayla.

Biryerlere anasayfanın farklı renk alternatifleri ile çalışılmış görüntüsü hazırlansa, biz bakıp oy versek filan? Olma mı?

Artık sizler için bu bir namus meselesine döndü sanırım. Seçiyordunuz, ne oldu, arıza mı yaptı? Yine mi seçeceksiniz? Emin misiniz? Önceden de emindiniz. Zorunuza gidecek ama yine ve yine seçtirmeyecekler. Zaten o cesareti de bulamayacak oy oranlarında kalacaksınız. Körler sağırlar birbirini ağırlar. Siz kutlayın ve yakıştırın. Sonuç değişmeyecek. Hadi geçmiş olsun.

Fazla içine atma istersen. Söyle, hem sen rahatlarsın, hem forum insanları bu paylaşımdan faydalanır Saygılar.

Sayın avni, tartışma anlayışınız bu heralde. Farklı konulardaki "göreceli" ifadelerle yazıp bırakmışsınız. Söylenen şudur; "Yargının Bağımsızlığı başlıklı 138. maddesini okuyunuz." Yazıyı kimin yazdığı, Oyak konusu, Chp yönetimi ise çok başka başlıklar altında zaten tartışılan konulardır. Sap ile samanı birbirinden ayırıp, öze dönmenizi rica ederim. 138 ile ilgili sözünüz varsa alalım.

BU KAFA AZ DAHA CUMHURBAŞKANI OLACAKTI! Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, önceki gece bir televizyon kanalında konuşmuş. Devletin Anadolu Ajansı dün konuşma metnini geçti. Gül aynen şöyle demiş: "Ümit ediyorum ki Anayasa Mahkemesi (Sezer ve CHP tarafından açılan son Anayasa değişikliği davaları konusunda) bu kez önceki gibi davranmaz, hukukun üstünlüğünü dikkate alarak karar verir. (Yani iptal kararı vermez!) Bu sefer nasıl karar verecek, göreceğiz. Düşüneceklerini ümit edelim bu sefer." Arkadaş Anayasa’dan habersiz. Cumhurbaşkanı olma hayalleriyle yaşadı, hadise Anayasa Mahkemesi’nden dönünce şoka girdi. Halen de şoku atlatamadı. Şimdi Anayasa’nın Yargının Bağımsızlığı başlıklı 138. maddesini okuyalım: "...Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hákimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, TAVSİYE ve TELKİNDE bulunamaz..." Evet, kendisi Anayasa’dan habersiz. Bol kepçe konuşuyor, mahkemeye açıkça tavsiye ve telkinde bulunuyor! Üstelik hiç sıkılmadan nasihat vermeye falan yelteniyor. Anayasa’yı çiğniyor. Bu kafa az daha cumhurbaşkanı olacaktı! Allah bizi korudu. E.Çölaşan, 23.06.2007, Hürriyet

Eski sevgili, "yenisine" yazılmış mektuptur bir anlamda. Umuttur. Bişekilde kaybetmenin verdiği ezik üzüntü ile yeni kazanımlara duyulan susuzluktur sanki biraz da.

Her il'e "üniversite", her ilçe'ye "yüksekokul" mantığı ile oy avcılığı yapan zihniyetten kurtulduğumuz anda taşlar yerine daha sağlam oturacak sanırım.

rakı balık ayvalık

Askeri kadromuzun tatbikat meydanlarındaki üstün başarıları ve ihtişamlarını izlediğimiz kadar, "söz söyleme ve yanıt verme" konusunda akademilerde ne kadar iyi yetiştirildiklerini de hepbirlikte takip ediyoruz. Son bir kaç ay'a baktığınızda, onur kırıcı ve sürekli düzeltmeler gereken konuşmalar yapan bir hükümet ve başbakanı var. Ama Genelkurmay'ın bir sözünü geri aldığını, düzeltme gereği hissettiğini gördünüz mü? Bu eğitimdir, kararlılıktır, iş bilmek, ön görmek, ileriye bakmak ve acizlerle aynı seviyeye inmeyecek kişiliğin dik duruşudur. Bu sözün üstüne, asker sevdalısı olduğumu, ihtilal aşkıyla yandığımı, militarizmi alkışladığımı söyleyecek örümcekler illa ki olacaktır. Dediğim şu'dur; Net olmak, sözün arkasında durmak, düzeltmelere ihtimal vermeyecek şekilde açıklama yapmak herkesin harcı değildir. Kelle'yle, Sayın'ın, Ananı al da git'le, İçerdeki teröristlerin hesabı öyle kolay verilmez. Olmaz öyle, yemezler.

Yorumsuz

Foruma bir "askeri lojman griliği" havası gelmiş. Daha iyi olabilirdi bence.

Sizin o anda veremeyeceğiniz her şeyi, Olmayanı, Yiyip yiyip kilo almamayı, Erkekleri parmaklarının ucunda oynatmayı, Kumandayı, Aşık olunmayı, Hep affedilmeyi, Ölene kadar güzel kalmayı, Vazgeçilmez olmayı, Anlaşılmayı, Her zaman haklı olmayı, Kıskanılmayı, Şikayet etmeyi, Tek taş yüzükleri, Metroseksüel görünümlü maço'ları, Lafa gelince eşitliği, Pamuklu don rahatlığında g-string'leri, Trafikte yalnız olmayı.

Nasıl işe yarıyor ki? Bilmediğimiz birşey var belli.

Dur sakin biraz Senden önce yazanlara da söyledim bunu. Neyse, anladın sen onu. Sevgiler.

Kadınlar böyledir işte arkadaşlar. Neyse kirlilik yaratmayalım, ÖM şeyini şeyedelim.

Evi terkedip duruyorsun ama sen de; olmaz ki böyle. Bir aydır çoluk çocuk evde yorgan yiyor, ben ne zorluklar çekiyorum bilmiyosun. Bi kere sen avatarı değiştirmekle satışa başladın, sonra da kayboldun. İnsanların gözünün önünde aile kavgası yapmayalım. Lütfen yani.

Noluyor arkadaşlar? Siz değil miydiniz, bu başlıkta bu tür tartışmalar yapılmasın diyen? Birileri anlayış gösterdiğini söyledi, birileri onları tebrik etti filan. Ne çabuk unuttunuz?

Oooo hoşgeldiniz hoşgeldiniz, epeydir yoktunuz özlettiniz. E artık dinlenmişsinizdir sanırım, performans izleyelim biraz

İtalya'yı pek bilmiyorum ama yanında bol miktarda demir 1 YTL götürmeni tavsiye ederim. Aklına gelebilecek her türlü ihtiyacı otomatik makinalardan alabiliyorsun. Ve bizim 1 YTL ile onların 2 Euro'su aynı ebatlarda. Makina bi de para üstü veriyo Türküz biz evet.

bi de Süper Kız Çocuğu Özo

Adaylarınki de kutlanıyorsa, ben de teşekkür ederim. Hani bir gün evlenirsem, baba bile olabilirim. Çok potansiyel gördüm kendimi

Erkekler ne isteeeeer, güzel olmuş soru. Yemekte salça ister Kadında kalça ister Sokakta hanım ister Yatakta "dişi" ister (anladın sen onu) Direkt olaya girmek ister (bunu da anladın) Arkasını dönüp uyumak ister Olunca, tam olsun ister