Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Google'da eski sevgiliyi aramak


Taylan Abi

Önerilen İletiler

Genciz. Bununla birlikte kısa ömürlerimize ne kadar çok şey sığdırıyoruz farkında olmadan. Çocukluktan gençliğe geçen dönem tamamen kayıp bir dönem gibi sanki. Ama sonrasındaki "delikanlı" ve "genç kız" olduğumuz yılların hesabını kendimize çok zor veriyoruz bazen. Evet, pişmanlıklardan ve keşke'lerden bahsediyorum.

Hiç bir ilişkimi nefretle, kötülükle hatırlamadığımdan sanırım hepsini ayrı ayrı özlerim. Hep söylerim, benim en iyi becerdiğim şey "ayrılmak". En temiz, en sorunsuz, en saygılı, en sevgili yaptığım şeydir bu ayrılık eylemi. Ağlamaktan ciğerlerimi yırttığımı bilirim, üstelik terkedilen de değilken.

Ancak hayat bizi kimi zaman öyle ayrımlara getirir, öyle insanlar ve ilişkilerine şahit oluruz ki, dönüp arkamıza bakmak ihtiyacında oluruz. Bize bu flashback'i yaşatan kimi zaman ortak bir dosttur, kimi zaman yaman bir şarkıdır, kimi zaman bir şehrin anlık görüntüsüdür. Hayatta en çok sevmiş olduğu sevgilisiyle tanışıp ayrıldığı şehrin içinden yıllar sonra bir gece yarısı geçerken ağlamaklı olan adama soramazsınız nedenini. Bir karedir belki hepsi. Saniyedir sadece.

İnsanız ve tüketmeye programlıyız biraz da. Çocukluğumuzu yaşayıp tükettik, gençliğimizin içine ettik, en sevgilileri kırdık geçirdik, gününde kadir kıymet bilmedik. Ve dediğim pişmanlıkları ve keşkeleri yaşadığımız zamanlarda aldık elimize klavyeyi, mezun olduğumuz okulların mezun derneklerini aradık, ad'lar soyad'lar yazdık, evlendirdiklerimizin yeni soyadlarını bulduk öyle aradık, bulduk bazen bulmak istemediklerimizi (bulmaya çalışan ama bulmak istemeyen insanlarız). En çok koyan da resimler oldu. Tahmin etmek başka, bilmek başka ama görmekse bambaşkaymış, öğrendik.

Sevgili okur, sana diyeceğim şudur;

Google'da aranacak sevgiler yaşama, böylesi aşkları tüketme. Tüketirsen de beni bul, açalım 70liğimizi ve akalım derim seninle. Seni en çok ben anlarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taylan? Güselim nooldu sana yahu?

 

bak genciz diye girmişsin mevzuya da bu yazılanlar bire bir yaşlılık alameti haberin olsun...

 

ki ben de tam Google icat oldu mertlik bozuldu diye düşünüyordum bu günlerde...

 

 

Taylan ıptal olmuş yaa.....

 

pişmanlıklarını anımsamış

 

madem anımsadın bundan sonra pişman olmayacagını düşündüğün seyı bıle

 

ılerde pişman olurum belki mantıgıyla

 

 

bırakmaa sahip çık .

 

cok zor bu sahip cıkmak dediğin gibi alışmışız bırakıp kaçmaya kolay olanı bu bızım ıcın..

zor bıle olsa aslında kolayı yaptıgın ıcın hep artık bıraz zorla ve belllkkkkkkkı pısman olursun dıye sahıp cık ne olursa olsun

 

 

kirpiyı annesı ooo ne kadar yumusaksın dıye severmiş bilirmisin..

sen de öyle sev öyle baglan artıık kolay görunen ama zor olanı yap kendı kafanda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

açalım 70 lik ..

 

pişmanlık değil sanırım...

 

gerçeklerin görebilmek..

 

saygılar.. :clover:

 

itiraf.Kom'a çevireceğiz burayı az kaldı. Başlık altında masadaki insanlar belli oldu;

ErdalAktas, meliskoo, ben, Nazan Teyzem-asiyem belki katılır.

Masanın 4 köşesi var hani.

Ama beni en çok Erdal anladı.

 

Erdal kardeş; yengeden izin alırız gerekir ise. Ama Nazan Teyze için Ege balığı sipariş edelim. Yıpratabilir akabinde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

foça açıklarından tutulmuş 2 adet çupra, kulüp rakısı... aksi takdirde hır çıkarırım... tersim pistir, hatta tersim pes'tir. bilginize... :excl:

aslına bakarsanız google da eski sevigiliyi aramak bulacağınız şeyi aşşağı yukarı biliyorsanız çok da sürprizli olmuyor... :P

pişmanlık yüce bişey bence... pişman olmalı insan yoksa nasıl hatırlayacak insan olduğunu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ege balığı konusunda yanılmadığımın resmidir.

 

Google'da ummadığınız öyle hayatlar var ki sevgili Nazan Teyzem, aşağı yukarı bildiğinizi sandığınızı size o anda unutturabiliyor. Tecrübeyle sabittir.

 

Ve pişmanlık konusu; Vazgeçilmezimiz bence.

Pişman olmadığını söyleyen bir samimiyetle karşılaşmadım henüz. Pişman oldukça insan olacağımızdan değil bu, insan olduğumuzdan pişman olacağız'dır. Zaafımız bu, kabul etmedikçe bile bizimle birlikte yaşayan...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

google ne be, ben hepsinin vatandaşlık numaralarını, kimlik bilgilerini ssk numaralarını falan bulurdum.ssk kayıtlarından iş yerini bulur müşteri gibi giderdim. sizi bir yerden hatırlıyorum siz önceden şu okuldaMIYDINIZ ,şu iş yerinde miydiniz,,,falan derdim.

. eve şaşırıyorlardı ama sadece o kadar pek başarı sağladığım söylenemez.çünkü çoktaaaan sözlenmiş, nişanlanmış oluyorlardı.her zaman söyelrim YAMYAMLAR YEDİRMEZ..... sadece bir kere işe yaradı.kız senden adam gibi hoşlanmıyorsa istersen ciğerini dalağını incele hiç bişey olmaz.

 

hoşlanıyosa d hiiiiiiiiiiiiiiiç bi zorluk çıkarmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

google ne be, ben hepsinin vatandaşlık numaralarını, kimlik bilgilerini ssk numaralarını falan bulurdum.ssk kayıtlarından iş yerini bulur müşteri gibi giderdim. sizi bir yerden hatırlıyorum siz önceden şu okuldaMIYDINIZ ,şu iş yerinde miydiniz,,,falan derdim.

. eve şaşırıyorlardı ama sadece o kadar pek başarı sağladığım söylenemez.çünkü çoktaaaan sözlenmiş, nişanlanmış oluyorlardı.her zaman söyelrim YAMYAMLAR YEDİRMEZ..... sadece bir kere işe yaradı.kız senden adam gibi hoşlanmıyorsa istersen ciğerini dalağını incele hiç bişey olmaz.

 

hoşlanıyosa d hiiiiiiiiiiiiiiiç bi zorluk çıkarmaz.

 

 

hepsını ben de yapıorum ama ssk kayıtlarından ıs yerını nasıl buluyorsun ıs yerın mı var ıns kayn yonetıcısı mısın?

arkadasın mı war..

neyse

kızlar tavlar kızlar yakalar yuvayı dişikuş yapar

onlar sızı ıstemıyosa koşmayın bosuna peslerınden :wub:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

doğru söylüyosun da,

istemedikleri zaman çok tepkisiz olduklarını biliyoruz,

ama istedikleri zamanki davranışlarıyla, arkadaşça davranışları arasında hemen hemen bi fark yok.ben hayatım boyunca arkadaşça mı davranıyo,hoşlanıyo da mı böyle davranıyo hiç anlayamadım.

 

sonuçta hoşlanmıyorsa selam bile vermez, ama selam veriyosa hoşlandığı anlamına da gelmiyo. .kadınlardan gerçekten nefret ediyorum.bu kadar zor olmak zorunda mısınız ya!

 

zorluk çıkardıkça daha değerli olacağınızı sanıyosunuz ama tam tersi,sadece krediyi tüketiyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

doğru söylüyosun da,

istemedikleri zaman çok tepkisiz olduklarını biliyoruz,

ama istedikleri zamanki davranışlarıyla, arkadaşça davranışları arasında hemen hemen bi fark yok.ben hayatım boyunca arkadaşça mı davranıyo,hoşlanıyo da mı böyle davranıyo hiç anlayamadım.

 

sonuçta hoşlanmıyorsa selam bile vermez, ama selam veriyosa hoşlandığı anlamına da gelmiyo. .kadınlardan gerçekten nefret ediyorum.bu kadar zor olmak zorunda mısınız ya!

 

zorluk çıkardıkça daha değerli olacağınızı sanıyosunuz ama tam tersi,sadece krediyi tüketiyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

doğru söylüyosun da,

istemedikleri zaman çok tepkisiz olduklarını biliyoruz,

ama istedikleri zamanki davranışlarıyla, arkadaşça davranışları arasında hemen hemen bi fark yok.ben hayatım boyunca arkadaşça mı davranıyo,hoşlanıyo da mı böyle davranıyo hiç anlayamadım.

 

sonuçta hoşlanmıyorsa selam bile vermez, ama selam veriyosa hoşlandığı anlamına da gelmiyo. .kadınlardan gerçekten nefret ediyorum.bu kadar zor olmak zorunda mısınız ya!

 

zorluk çıkardıkça daha değerli olacağınızı sanıyosunuz ama tam tersi,sadece krediyi tüketiyorsunuz.

 

Karışık işte... biz de bazen yanlışi tepkiler verebiliyoruz seven adamdan kaçıp sevmeyene tapabiliyoruz

insanlık hali bunlar. karışık duygular

gerçekten kollarını açıp sana koşan olursa sen kaçma bari.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gerçekten kollarını açıp sana koşan olursa sen kaçma bari.

bütün hayatımız bizim seçemediğimiz,ama bizi seçen insanlara razı olarak geçti zaten.biz ne zaman hoşlandığımız insanla çıkıcaz acaba

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bütün hayatımız bizim seçemediğimiz,ama bizi seçen insanlara razı olarak geçti zaten.biz ne zaman hoşlandığımız insanla çıkıcaz acaba

rusya gittiğin zaman rusyada kimden hoşlansan gelirmiş ya sen öyle diyorsun ya (ne kadar doğru bu anlamış değilim ya neyse )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rusya gittiğin zaman rusyada kimden hoşlansan gelirmiş ya sen öyle diyorsun ya (ne kadar doğru bu anlamış değilim ya neyse )

 

rus kızlarından oyle bahsedıyor olabılır rusyada

o kızlar ıcın oyle bır soylem var

kımı begenırse kız hemen gelıyormus cok cana yakınlarmış

burası Türkiye kımse kımseyı begenmıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rusya gittiğin zaman rusyada kimden hoşlansan gelirmiş ya sen öyle diyorsun ya (ne kadar doğru bu anlamış değilim ya neyse )

 

kimden hoşlanırsan gelir demedim.

 

güney sahillerimizde biraz diyaloğum oldu.karşılaşınca insan gibi merhaba der,iyi akşamlar der,yabani değiller.. ilgini anlamışsa ve kendi de hoşlanmışsa süründürmez.direk çıkarsın.

 

orda güzel kadın çok olduğu için bizdeki gibi anormal ilgi görmüyolar rus erkeklerinden.ruh sağlıkları yerinde.bu dünya için en fazla ne kadar önemli olduklarını biliyolar.. kendielrini nicole kidman sanmıyolar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlışlar insanlar için.

Biz kim oluyoruz ki tanrının bile bizi sınamak için bir ömür tanıdığı bu hayatta, bir cümle - bir bakış - bir an'lık anlayış ile yargılara varabiliyoruz?

Acaba?

Sevgili la_bohéme.

selam taylan abi ben la_boheme' yi düzelteyim senin yazılarınıda çok severek okurum kendimce doğru yada yanlış buşduğum noktalar oluyor ama genelde çok severim yazılarını çok güzel ifade etmişsin allahın bizi sınamak için bir ömür biçtiği hayatta biz kim olyuyoruz ön yargıda bulunabiliyoruz bunun farkında olmakta büyük bir erdemliktir. ama sen hani denir ya sözü geçen ağır abiler vardırya ben bu sitede seni böyle görüyorum ve bende romantik yanının olduğunu çok fazla tahmin etmezdim ama bizde insanız insanlık haliyle yanıla bilirizde dimi :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eski Sevgiliyi Aramak mı?

 

Aşk Nedir ki?

 

Gör bak!

 

Genciz. Bununla birlikte kısa ömürlerimize ne kadar çok şey sığdırıyoruz farkında olmadan. Çocukluktan gençliğe geçen dönem tamamen kayıp bir dönem gibi sanki. Ama sonrasındaki "delikanlı" ve "genç kız" olduğumuz yılların hesabını kendimize çok zor veriyoruz bazen. Evet, pişmanlıklardan ve keşke'lerden bahsediyorum.

Kayıp bir dönem gibi,

Çünkü yaşanması gerekenden

Ya da hatırlanmaya değecek kadarından çok şey sığdırmaya çalışıyoruz o döneme...

"Kaç kız ile çıkarım?"

"Kaç erkek ile çıkarım?"

 

Sayısı arttıkça, yaşanılanlarda artıyor,

Yaşanılanlar arttıkça önemi ve özelliği,

Hatırlanasılığı azalıyor...

 

Az birlikteliğim oldu,

Ama çok yaşantım oldu

Hatırlamaya değer...

 

Çok ta insan tanıdım...

 

Ayrı bir tattı hepsi ve yeni bir yaşantıydı eskiyi taklid eden ve birazcık eskiyi özleyerek ama özgün'dü aslında, özgünleşiyordu,

Çünkü yeni bir insandı karşımdaki...

 

Hepsinde ayrı bir ilki tatmanız...

Tattığınız ilklerdir, sizde o insanları kalıcı yapan.

Gerisi sıradanlaşır zamanla, unutulur, bayağılaşır.

"Zaten Hep Yaşadıklarınız"ın tekerrürüdür de ondan...

 

Ne kadar çok ilişki yaşarsanız,

Hayatınıza soktuğunuz o yeni insandan o kadar az şey alırsınız.

Ve o insan size o kadar az tutunur...

Ve tabii ki sizde ona...

 

"Sevgi" açlıktan doğar,

"Eksiklik"ten doğar...

Budur zaten "Ben seninle bir bütünüm" dedirten...

 

Farkında değilsinizdir,

"Sevememezliğinizin" nedeninin

O hep Yaşadığınız "doygunluğun" olduğunu...

 

"Neden aşık olamıyorum ben?"

 

Her ilişkimin bitişinde, uzun bir süre ara vermişimdir hep...

Bayağılaşmamak için,

Aç kalmak için...

 

Ve biri çıkar karşısına insanın...

"Erkek gözü ile bakamam" dersiniz ya hani

Korkuyorsan eğer,

İşte o uzun süredir kendini aç bıraktığın sevgidir o karşılaştığın...

Eskisinden daha büyük bir aşkla,

Ve şevkle bağlanırsın...

 

Ve biter mutlaka...

 

Ve bir daha...

 

...

 

Ve bir daha aç bırakacaksınızdır kendinizi...

Çünkü o em güzel duyguyu tatmanın tek yolu, o duyguya aç kalmaktır...

 

Ve mutlaka başkasına, daha büyük bir aşkla bağlanacaksınızdır,

Tüm o söylediğiniz "Gerçek Yalanlar"a rağmen...

Bağlanmazsanız eğer, ömür boyu mutsuz olacağınızı bilirsiniz...

 

"Senden başkasını bu kadar sevmeyeceğim"

O an için gerçektir hep, tek doğrudur...

 

"Senden başkasını bu kadar sevmeyeceğim"

Ondan sonrası için ise en büyük yalandır...

Hiç bir ilişkimi nefretle, kötülükle hatırlamadığımdan sanırım hepsini ayrı ayrı özlerim. Hep söylerim, benim en iyi becerdiğim şey "ayrılmak". En temiz, en sorunsuz, en saygılı, en sevgili yaptığım şeydir bu ayrılık eylemi. Ağlamaktan ciğerlerimi yırttığımı bilirim, üstelik terkedilen de değilken.

 

İşte her bitişinde de bir güzellik, hatırlanasılık vardır "Özgün Aşk"larda...

İstisnalar kaideyi bozmaz kabilinden

Hep "Tatlı" olmuştur aslında ayrılıklarım,

Hatırlanası...

 

Hiç nefret etmemişimdir,

Kin duymamışımdır...

 

Hepsini ayrı ayrı özlerim...

Çünkü hepsinin bana kattığı anlam farklı idi...

 

Dedim ya;

Ne kadar çok şey yaşarsanız,

O kadar çok az şey alırsınız her yeni sevgilinizden...

 

Ve ne kadar "doymuş" başlarsanız bir ilişkiye,

O kadar kolay bir "sonu" olur mutlaka...

O yüzden kendimi aç bırakırım bir süre,

Sonra biri çıkar karşıma...

"Erkek gözü ile bakmaktan" korkuyorsam eğer,

Vardır bunda bir bit yeniği...

Aslında bakmalısın belki de,

Çünkü artık ona açsın...

 

Daha önceki ayrılıklarım...

En hatırlanası olanı, kaybettiğimde idi...

Düğününe gittim;

"Acaba arkasında bir şeyler bırakıpta mı gidiyor?" diye diye öğrenmek için...

Yoksa tümden mi yok oluyordum?

 

Müzik çalıyor ve dans ediyordu,

Benim olmam gereken yerde başkasıyla...

 

Kapının yanında idim ve yaslamıştım,

Kimsecikler yoktu sanki etrafımda, o kalabalıkta...

 

Üç-Beş saniyelik bir "An"dı...

 

Evet, bir şeyleri burada bırakıyordu...

Asıl ayrılığımız o idi,

Sözlerin bittiği ve sadece bakışlarının bir "son"a imza attığı...

 

O üç-beş saniye de durakladı...

Durakladı ve gözlerini zar zor aldı...

 

Bana bir "Son bakış" bıraktı...

 

Tüm zevklerimizin,

Tüm sevgimizin,

Tüm özlemimizin,

Tüm yaşanmaya değer ne varsa yaşanmış olan yaşanmışlıklarımızın

En kısa ama en uzun özeti idi...

 

 

Sonra geldi,

Aradan yıllar geçmişti...

 

Derim hep "Hayatım tekerrürlerden ibarettir" diye,

Aynı düğün salonunda,

Onun kardeşinin düğününde...

 

Aynı tenha kalabalıkta...

Aynı sahnede...

Aynı "Son Bakış"

Yine aynı yerde...

Hala taptaze ve hala hatırlanmaya değer...

 

Ayrı ayrı özlediğim en güzel ayrılığımdır...

 

 

Bir keresinde de;

Dans ederken baktığım bir çift yüzün,

O danstan sonra gidişini izlemiştim arkasından...

Son gördüğüm şey,

Kapıdan çıkarken bıraktığı silüetti,

Diğer insanların suratında...

 

Ciğerleri yırtacak kadar ağlamanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim.

Zira hatırlanmaya değer her "Tatlı" ayrılıklarımın ardında öyle ağladım hep...

İstisnalar "Acı" ile ağlamaklar...

 

Ancak hayat bizi kimi zaman öyle ayrımlara getirir, öyle insanlar ve ilişkilerine şahit oluruz ki, dönüp arkamıza bakmak ihtiyacında oluruz. Bize bu flashback'i yaşatan kimi zaman ortak bir dosttur, kimi zaman yaman bir şarkıdır, kimi zaman bir şehrin anlık görüntüsüdür. Hayatta en çok sevmiş olduğu sevgilisiyle tanışıp ayrıldığı şehrin içinden yıllar sonra bir gece yarısı geçerken ağlamaklı olan adama soramazsınız nedenini. Bir karedir belki hepsi. Saniyedir sadece.

 

İşte yıllar sonra "Ardına" bakmanın tadı,

Ardına bakılmaya değer ayrılıklar yaşadığınızda oluyor...

"Yarım Kalan" birliktelikler,

"Hatırlanası" bir "Son" ile bittiğinde...

 

Hatırlamak hep içimi tatlı bir hüzne boğmuştur...

Tuhaf bir tebessüm bıraktığı suratımda,

Belli belirsiz bir burukluk vardır hep o zaman...

 

Belki de bir şehrin ortasında,

Geceyarısı "Ağlamaklı" olduğunu gördüğünüz adamlardan birisi de benimdir...

Gece yarıları birden bire kendimi sokağa atıp,

Issız karanlıklarda yürümeyi alışkanlık haline getirmiş biri olarak...

 

İnsan bakar arkasına bazen;

"Acaba yaşanmaya değer şeyler mi yaşadım,

İzi bu güne kadar gelen

Ve bana yeni şeyler biriktiren..."

 

Bakar insan arkasına;

Tanımak için kendisini...

 

Bakmıyorsa eğer,

Ve hatırladığında içi burulmuyorsa,

Tuhaf ve anlamsız bir özleyiş hissetmiyor

Ve bir hüzne boğulmuyorsa,

"Anlamsız" yaşamıştır bu güne kadar...

 

Koskoca bir sıfırdır...

Hatırladığında kalbi hızlı hızlı çarpmıyor,

Ağlamak gelmiyorsa da içinden ve ağlamayacaksa da gözleri nemlenmiyorsa...

 

Ne kadar az ise yaşantılarınız,

O kadar net hatırlarsınız...

Bu "Net"likten kastım "Ayrıntıları" ile anlatabilmeniz değildir yaşadıklarınızı...

"Gözlerinizin Yaşarabilmesi"dir istemsiz,

Anlatabilmenizdir bazen boğazınızdan zor bir yutkunma geçerek...

Tuhaf bir ürperişin, boynunuzdan başlayıp,

Parmak uçlarınıza ulaşmasıdır...

 

Yaşamıyorsanız,

Şanssızsınız...

 

Siz hiç en basit "Dokunuşlarınızı" anlatırken,

Ağladınız mı sevginizden?

Yaşadınız mı bu kadar yoğun?

İşte bu "Değer bir haz"dır...

 

Yoksa sizin hatırladığınız, anlık, bir zamanlık dokunuşlar mı?

Başkalarında tattığınızda yenisini,

Onun sıradan olduğunu sandığınız...

Yazık...

 

İki dokunuştan, sarılıştan;

-Hangisini gözleriniz yaşararak anlatıyorsunuz, anıyorsunuz?

-Hangisini belli bir hazza kurban ederek anlatabiliyorsunuz, anabiliyorsunuz?

 

Yeni bir bedende onu aramıyorsunuz

Ve yeni bir bedenin size kattığı farklı oluyor belki...

 

Ama hep anışlarınız,

Yüzünüzde gülümseyişle birlikte

Gözlerinizde "nem"mi bırakıyor?

Sesiniz mi titriyor anlatırken, hissedemesenizde?

 

Belli belirsiz bir kare oluyor genelde evet!

Ya üç-beş saniyelik bir "Son Bakış"

Ya da diğer insanlara bırakılmış bir tek silüet...

...

 

İnsanız ve tüketmeye programlıyız biraz da. Çocukluğumuzu yaşayıp tükettik, gençliğimizin içine ettik, en sevgilileri kırdık geçirdik, gününde kadir kıymet bilmedik. Ve dediğim pişmanlıkları ve keşkeleri yaşadığımız zamanlarda aldık elimize klavyeyi, mezun olduğumuz okulların mezun derneklerini aradık, ad'lar soyad'lar yazdık, evlendirdiklerimizin yeni soyadlarını bulduk öyle aradık, bulduk bazen bulmak istemediklerimizi (bulmaya çalışan ama bulmak istemeyen insanlarız). En çok koyan da resimler oldu. Tahmin etmek başka, bilmek başka ama görmekse bambaşkaymış, öğrendik.

 

Sonra...

Sonra dediğim gibi yaşantılarınız arttıkça,

Basitleşiyorsunuz...

 

Yakıştığı yere saklayamıyorsunuz bazı şeyleri ve harcıyorsunuz...

Harcanıyorsunuz...

 

Bazen bazı acılar öyle koyuyor ki;

Çok şey yaşamak istiyorsunuz, unutmak için...

Ancak farkına varmıyorsunuz o zaman,

Tükettiğiniz kendiniz olduğunuzun...

 

Fütursuzca doyurduğunuz açlığınız,

Size "Sevgi Tokluğu" olarak geri dönüyor...

"" olmadığınız ve tatmin olduğunuz için,

Yaşadıklarınız her ne kadar "Sevgi" ise de

Eninde sonunda sönüyor...

Ya da "Hoşlantı"dan öteye geçemiyor...

 

Çünkü artık "Sevgi"den ne beklediğinizi bilmiyorsunuz...

 

O kadar çok "Sevgi" yaşamışsınız ki?

 

Sevgi nasıl bir şeydir biliyor musunuz?

Nasıl yaşarsınız?

 

Gerçek sevgiyi,

Bir öncekinden büyük ise ancak yaşayabilirsiniz...

Ancak o zaman iliklerinize kadar hissedebilirsiniz...

Yoksa hep ya öncekini özlersiniz bilinç altınızda,

Ya da artık yenilikler az olur, kendinizi boğduğunuz o tatmin olmuşluğunuzda...

 

Aç bırakacaksınız kendinizi,

Ve her yeni sevginizde azar azar yaşayacaksınız yaşamak istediklerinizi...

 

Aşk Psikolojik Bir Vakadır, emin olun...

Aşık olmakta, olamamakta bununla ilgilidir...

 

Size tüm "Neliğini" anlatabilirim sanıyorum...

Ama bir kötülük yapıp, sadece ip uçlarını vereceğim...

 

Sevgi nasıl mı tadılır?

Aşka nasıl mı inanılır?

-Sevgiye daha "az" kalarak,

-Aşka daha "aç" kalarak...

 

Sevgi nasıl mı ölümsüz olur?

Aşk nasıl mı yaşatılır?

-Sevgiyi daha doyumsuz bırakıp, erteleyerek,

-Aşkı daha yalnız ve muhtaç bırakarak...

 

Nasıl mı çok sevilir?

Nasıl mı çok aşık olunu?

-Daha az severek,

-Daha az aşık olarak...

 

Ne dersek diyelim;

"Tüketilmişliği" yaşıyoruz hep...

Tüketiyoruz, çünkü benciliz...

 

"Sevgi Açlığını" gerçekten sevebileceğimiz birine değil,

Bize "sevgi gösteren" her hangibir bencilliğe

Bencillikle verebiliyoruz...

Atlıyoruz...

Arıyoruz, ne aradığımızı bilmeden...

Ve yaşıyoruz...

 

Sonra doğal olarak aslında bir "Sevgisizlik" ve bir "Sanrı" içersinde

"Sevgiyi" ve "Aşkı" tüketiyoruz...

Kısa zamanda çok doyuyoruz,

Ve çok şey veriyoruz...

Tatmin oluyoruz...

Bitiriyoruz ve tüketiyoruz...

 

Çünkü basitleştiriyoruz...

 

Ve ne oluyor biliyor musunuz?

Yeni birisi daha...

Yeni birisi daha...

Yeni birisi daha...

 

Ta ki o ne olduğunu bilmediğiniz aradığınız şeyi bulana kadar...

Bulacağınızı sanarak...

"Gökten Zembille Düşmesini" beklemek gibi bir şey bu...

 

Oysa "Sevgi"yi yaşamanın tek kaynağı

Yine kişinin kendisidir...

 

Kişi için Sevgiliye duyulan Sevgi "Üç" türlüdür;

-Karşımızdakinin bize verdiği, paylaştığı "Kendi Sevgisi"

-Bizim karşımızdakine verdiğimiz, paylaştığımız "Kendi Sevgimiz"

Bu ikisi "Görünen"dir...

 

Önemli olan üçüncüsüdür;

Kendi içimizde yaşadığımız ve yaşamakta yapayalnız olduğumuz o tek duygu...

 

İlk ikisinde yalnız değiliz, karşımızdaki ile paylaşıyoruz...

 

Lakin üçüncüsünde karşıdakinin bir etkisi yok,

Kendimiz yaratıp,

Kendimiz öldürüyoruz...

 

Aç kalarak,

Ya da çok çabuk doyarak...

Basitleştirerek...

Google'da aranacak sevgiler yaşama, böylesi aşkları tüketme. Tüketirsen de beni bul, açalım 70liğimizi ve akalım derim seninle. Seni en çok ben anlarım.

Taylan Abi...

 

Google'da aranacak aşklar yaşamayalım değil mi?

 

Hiç bir aşkımı tüketmedim...

Hala onların gözlerinde,

Ve her anışımda kendimde,

İnanılmaz bir mutluluk, heyecan ve hüzün duyuyorum...

Hala "Kendilerine Özel" olarak yaşıyorlar...

Onlara özel "İlklerimde" ve "İlklerinde"

 

Geleyim bir gün olur mu?

Açalım 70'lik iki şişe Rakımızı...

 

Ama ben Fiski severim, söyleyeyim...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

selam taylan abi ben la_boheme' yi düzelteyim senin yazılarınıda çok severek okurum kendimce doğru yada yanlış buşduğum noktalar oluyor ama genelde çok severim yazılarını çok güzel ifade etmişsin allahın bizi sınamak için bir ömür biçtiği hayatta biz kim olyuyoruz ön yargıda bulunabiliyoruz bunun farkında olmakta büyük bir erdemliktir. ama sen hani denir ya sözü geçen ağır abiler vardırya ben bu sitede seni böyle görüyorum ve bende romantik yanının olduğunu çok fazla tahmin etmezdim ama bizde insanız insanlık haliyle yanıla bilirizde dimi :)

 

 

Sevgili Julyana, öncelikle içten yazmış olduğun satırlar için teşekkür ederim. Ancak yanlış anlaşılmaması için bir hususun altını çizmek istiyorum. Ağır abi'lik sendromu yaşayan tipler gibi hiç olmadım (misal, kurtlar vadisi). Ancak arkadaş ortamlarımda usluptan mütevellit bir yakıştırmaydı bu abi'lik. Yıllardır böyle tanınır ve bilinirdim fakat bu hiç bir zaman benim duygularıma engel olmadı.

Forumda yazdıklarımdan farklı bir kaç şey daha okumak istersen http://taylanabi.blogcu.com/ adresine de bakabilirsin. Abiyiz dediysek, ruhsuzuz demedik :)

Sevgilerimle.

Saygılarımla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taylan Abi...

 

Google'da aranacak aşklar yaşamayalım değil mi?

 

Hiç bir aşkımı tüketmedim...

Hala onların gözlerinde,

Ve her anışımda kendimde,

İnanılmaz bir mutluluk, heyecan ve hüzün duyuyorum...

Hala "Kendilerine Özel" olarak yaşıyorlar...

Onlara özel "İlklerimde" ve "İlklerinde"

 

Geleyim bir gün olur mu?

Açalım 70'lik iki şişe Rakımızı...

 

Ama ben Fiski severim, söyleyeyim...

 

Saygılarımla...

 

 

Sevgili Tengeriin boşig,

Bu kadar detaylı ve samimi bir yazını okuduktan sonra sana isminle hitap etmeyi isterim aslında. Ne güzel olmuş, ne kadar yalın anlatmışsın içindekileri...

Rakıları fiskileri açalım, sakilik boynumuzun borcudur artık.

Hürmetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.