Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey
-
Küba
Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir. ... Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir.EyaletlerOn dört eyaleti ve bir özel belediyesi (the Isla de la Juventud) vardır. Bu eyaletler eskiden 6 geniş eyaletin parçalarıydı: Pinar del Río, Habana, Matanzas, Las Villas, Camagüey and Oriente.TarihiKüba yerlileri; Küba'nın ilk sakinleri Karayip Denizi, Meksika Körfezi'nin güneydoğusunda Atlas Okyanusu'nın uzantısı olan bir denizdir. 2.754.000 km²lik yüzölçümüyle Karayip Denizi dünyanın en geniş tuzlu su denizlerinden biridir. Denizin en derin noktası Küba ile Jamaika arasında olup derinlik 7.686 metredir. Karayip kıyıları birçok koy ve körfeze sahiptir. Honduras, Venezuela ve Darien Körfezi bunlardan en önemlileridir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Güney Amerika'dan adaya gelen Guanahatabey ve Kiboni Yerlileriydi.Adaya daha sonra yerleşen Taynolar (Antil Aravakları) çömlek ve alet yapımında belirli bir düzeye ulaşmış tarımcı ve barışçıl bir halktı.İspanyolların adada ilk koloniyi kurduğu sırada çoğunluğunu Taynoların oluşturduğu Yerlilerin sayısı 80-100 bin dolayındaydı. Kolonyal Küba Amerika'nın güney yarısını oluşturan kıta. Pasifik Okyanusu'nun doğusunda, Atlantik Okyanusu'nun batısında, Kuzey Amerika'nın güneyinde ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunur. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Kristof Kolomb'un birinci yolculuğunda keşfederek (Kristof Kolomb (1451 - 20 Mayıs 1506), Cenovalı denizci ve kaşif. 1492'de Atlantik Okyanusu'nu aşarak Amerika'ya ulaşan ilk Avrupalıdır. Bu yolculuğunu İspanyol bayrağı altında yapmıştır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ekim Ekim Gregoryan Takviminde senenin onuncu ayı, 31 günden oluşur. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1492) ispanyol toprağı ilan ettiği Küba'da ilk kalıcı yerleşim 1492 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1511'de kuruldu.Kolonicilerin baskı ve sömürüsü, salgın hastalıklar, açlık ve göçler Yerli nüfusunu 5 bine kadar düşürdü.18. yy' a girilirken bölgede sağlanan barış ve düzenle birlikte koloninin nüfusu 50 bine ulaştı.1511 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'dan düzenli gemi seferlerinin başlaması İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Havana'nın ticari ve stratejik önemini artırdı.Bu arada hayvancılığın,tütün ve şekerkamışı üretiminin artırılması ve işgücü için Havana (İspanyolca La Habana, tam olarak San Cristóbal de La Habana), Küba'nın başkenti. 2,2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Geçim kaynağı başta puro, şeker kamışı ve mısırdır. Havana ayrıca bir turizm kentidir. Kentte ilkbahar aylarında hızı 200 km hıza ulaşan kasırgalar görülür. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Afrika'dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yarattı.Afrika, Avrupa'nın güneyinde, Atlantik Okyanusu'nun doğusunda, Hint Okyanusu'nun batısında ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunan kıta. Eski dünya karalarından birisi olan Afrika, 30 218 000 km² yüz ölçümü ile kıtalar arasında Asya ve Amerika'nın ardından üçüncü sırada gelir. Afrika adı, Kartaca'ya ilk defa ayak basan Romalılarca "Afri" veya "Africani" denilen oymakların adından esinlenerek verilmiştir. Afrika adı bu ülkeye Pön savaşları sırasında verilmiştir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1865'te köle ticaretinin sona ermesiyle ortaya çıkan işgücü açığını kapatmak için adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika Yerlileri ve Çinliler getirilmeye başladı. Bağımsızlık ve sonrası 1901 - 1958 19. yy'ın sonlarından itibaren 1865 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'nın şeker üretimi ve ihracatı için gerekli işgücü, sermaye, makine, teknik beceri, ve pazarları sağlamada yetersiz kalması Küba'yla olan siyasi ve iktisadi bağlarının giderek zayıflamasına yol açtı.Bu ortamda İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD'li işadamları şeker üretiminde ve ticaretinde güç kazanmaya başladı. İspanyolların adada gelişen özerklik talebine ödün vermemesi ve vergileri daha da artırması, On Yıl Savaşı'nın (ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1868 - 1868 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1878) başlamasına neden oldu.Sonunda 1878 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya Zanjon Sözleşmesi'yle (İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1878) siyasal ve ekonomik reformlar yapmaya söz verdi.Adada sağlanan barış ortamı ekonomik bunalımın derinleşmesi yüzünden uzun süreli olamadı.1878 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1895'te sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci 1895 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Jose Marti'nin sürgündeki siyasi örgütleri biraraya getirmesiyle gerilla taktiklerine dayanan bir bağımsızlık savaşı başladı.Buna karşı Jose Marti (1853 - 1895) Jose Marti Küba'nın ulusal kahramanı ve simgesidir. O bir siyasetçi, bir devrimci, bir ozan, bir gazeteci, edebiyat profesörü ve elçiydi. Yaşadıkları ve gördüğü eğitim onun her alanda başarılı olmasına yardımcı oldu. Marti, 1853'de Küba'da doğdu. Küba, o zamanlar, İspanya'nın bir kolonisiydi. Jose Marti'nin babası İspanyol, annesiyse Kanarya Adaları'ndandı. Jose Marti, çok gençken siyasete atıldı ve İspanyol yönetimiyle çatışmaya başladı. Daha 17 yaşındayken ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya adaya 200 bin asker çıkardı.Savaş ortamının adadaki şeker üretimini durma noktasına getirmesi üzerine ada ekonomisinde etkin durumda olan İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD'nin ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Havana limanında demirli Maine Gemisi'nin batırılmasını bahane ederek Havana (İspanyolca La Habana, tam olarak San Cristóbal de La Habana), Küba'nın başkenti. 2,2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Geçim kaynağı başta puro, şeker kamışı ve mısırdır. Havana ayrıca bir turizm kentidir. Kentte ilkbahar aylarında hızı 200 km hıza ulaşan kasırgalar görülür. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'ya savaş açmasına neden oldu. İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'nın İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanyol - Amerikan Savaşı ({{Bilgi Kutusu Savaş ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1898) sonunda yenilmesinin ardından imzalanan Paris Antlaşması çerçevesinde öngörülen 1898 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Küba'nın bağımsızlığı Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1 Ocak 1 Ocak hem Julian hem de Gregorian takviminde yeni yılın ilk günüdür. Sonraki sene için 364 gün var (Artık yıllarda 365). ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1899'da 1899 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD işgali altında yürürlüğe girdi.Küba Devleti'nin siyasal ve ekonomik çerçevesini belirleyici önlemler alan ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD, Küba'nın iç ve dış ilişkilerinde söz sahibi olma ve Guantanamo Koyu'nda bir deniz üssü kurma hakkını aldıktan sonra birliklerini adadan çekti.( 1901) İkinci ABD müdahalesinden ( 1909) sonra seçimleri kazanan liberallerin adayı Jose Miguel Gomez döneminde rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir yönetim biçiminin yolunu açtı.Özellikle Afrika kökenli kübalıların siyasal haklar ve daha iyi iş olanakları için giriştiği eylemler sert biçimde bastırıldı.Gomez'le birlikte örtülü bir diktatörlüğe dönüşen cumhurbaşkanlığı çoğu kez hileli seçimler ve askeri baskı yoluyla ele geçirilen bir makam durumuna geldi. 1933'te ABD'nin desteğiyle Gerardo Machado'yu deviren Fulgencio Batista, en ünlü diktatör olarak uzun yıllar Küba yönetimine damgasını vurdu.Batista zamanında tarım ve hayvacılığın yanı sıra turizm ve kumarhane işletmeciliği de önemli bir gelir kaynağı haline geldi.Buna karşı işsizlik oranın yükselmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk içinde kalması ve ekonominin giderek daha da dışa bağlanması Batista yönetimine karşı etkin bir muhalefetin doğmasına yol açtı. Devrim ve Sonrası Küba 1950'lerde diktatörlüğü hedef alan gruplardan birine liderlik eden Fidel Castro, Moncada Kışlası'na düzenlediği başarısız bir baskından ( 1953) dolayı bir süre hapis yattı. Daha sonra Meksika'ya giden Castro 1955'te 26 Temmuz Hareketi'ni başlattı.Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı örgütün Aralık 1956'da Küba'da başlattığı gerilla hareketi, zamanla öteki gruplardan da destek alarak Batista'ya bağlı birliklere önemli darbeler indirdi. 1 Ocak 1959'da diktatör Fulgencio Batista'nın Küba'yı terketmesinin ardından Castro'ya bağlı bin kişilik bir kuvvetin Havana'ya girmesiyle yeni bir yönetim başladı. ( Küba Devrimi) Marksist-Leninist Küba İktidara geldikten sonra köklü toprak reformu gibi adımlarla geniş bir kesimin desteğini kazanan Fidel Castro, ittifak kurduğu Küba Sosyalist Halk Partisi ile birlikte yönetime ağırlığını koydu.Toprak kamulaştırmalarından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla ABD yönetiminin uygulamaya başladığı iktisadi ambargo ve bunu izleyen Domuzlar Körfezi Çıkartması, Castro'nun SSCB ile yakın bir ilişkiye girerek sosyalist bir çizgiye yönelmesini hızlandırdı.Ertesi yıl Küba'ya yerleştirilen Sovyet füzeleri yüzünden patlak veren Ekim Füzeleri Bunalımı'nda Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in geri adım atması Küba'nın SSCB ile olan ilişkilerini bir ölçüde bozdu. 1960'larda ABD baskısı yüzünden artan askeri harcamalar ekonomide sarsıntıya yol açtı.Aynı dönemde Küba, Latin Amerika'daki devrimci hareketlere verdiği destekten dolayı diplomatik yalnızlığa itildi. 1970'lerde ekonomide başlayan düzelme ile birlikte parti ve devlet istikrarlı bir yapıya kavuşturuldu.Bu arada Castro'nun yönetimdeki etkinliğide pekiştirildi. 1979 - 1982 arasında Bağlantısızlar Hareketi'nın dönem başkanlığını yürüten Küba'nın SSCB ile olan ilişkileri doğrultusunda Angola ve Etiyopya'ya asker göndermesi, bağlantısız bir ülke olan Afganistan'ın SSCB tarafından işgal edilmesine tepkisiz kalması Üçüncü Dünya'da bazı tepkilerle karşılaşmasına yol açtı. 1980'de Kübalı rejim muhaliflerine ABD'ye gitme izninin verilmesinden sonra göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçluların ve akıl hastalarının bulunması ve ABD'nin Grenada'ya müdahalesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi. 1990'da Doğu Bloku'nu saran değişim dalgası siyasi olarak Küba'yı etkilemedi. Soğuk Savaş Sonrası Soğuk Savaş sonrasında kesilen Sovyet yardımı yüzünden iktisadi bir açmaza sürüklenen Küba, turizm yatırımlarına yöneldi ve kısıtlı da özel yatırımlara izin verildi.Gene bu dönemde ABD ile olan ilişkilerde kısıtlı bir iyileşme görüldü.1990'ların sonlarından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'ne yakınlaşan Küba, Latin Amerika'da da (özellikle Venezuela ve Bolivya) yeni müttefikler buldu. 31 Temmuz 2006'da Fidel Castro başkanlik görevlerini geçici olarak kardeşi Raul Castro'ya devretti.
-
AZ SONRA...........
Kanal D deki 32 günü seyrediyorum...bitene kadar bakıcam ama o sırada forumdaki güzel yazılara bakıcam ekleme yapıcam sonrada kitap okuyup yatacagım....
-
EVİNİZE HIRSIZ GİRSEYDİ ONA NE CEZA VERİRDİNİZ?
Aslında çok zor giremezki hertaraf demir ve üzerinde tel arkasında çelik kapı 3 ey kilit v.s v.s hadi girdi diyelim potmantonun üserinde beyzbool sopasını aratmıyan bi sopa hadi onua aştı diyelim alnın çatısından onu oldugu yere çivileyecek makine oyuncak canım korkmayın hadi bunuda geçti diyelim 149 kg luk ben bahçedeki 43 kg luk dalmaçyalı ve pc nin yanındaki fare kafesini yazmayı unutmıyımda sizce girermi g,yeysede çıkabilirmi neyse yaaa ona fare kafeslerini temizletirdim
-
Çağrışım
Yayamaz==========Kayımca
-
Üstündekinin ihtiyacı...
yer minderleri, çıtıy çıtıy yanan bir soba,1 duble alkol,köşe lambaları ve slow müzik...................ama sadece bir gece degil yeter ama ben bıktım bu ortamdan diyene dek (tiyo aldım asıcık tabi )
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
Tamam bidaha yapmam sen rahat ol lütfen o duygularıda unut tamamı hımmm ben bu vatandaşı kitaba çevirdim gitti
-
hawa, cecile, PRUSIAS, Angelos ve bordobere'nin doğum günü...
Bu beş arkadaşın dogum gününü kutluyorum..nice yıllaya.....
-
Yusuf Hayaloğlu şiirleri..............
Başım Belada Bugün yine düsünemiyeceğin kadar başım belada Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada İler-tutar yani yok Fişlenmişim adım-eşkalim bilinmekte Üstelik göğsümde yani tam şuramda Kirli sakkalıyla bir eşkiya gezinmekte Başım belada Adamın biri vurulmuş sokakta Cebinde adresim bulunmuş Başım belada Tabancamı unutmuşum helada Nerden baksan tutarsızlık Nerden baksan ahmakça Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda İhanetin adı yok Neylersin ki çember daralmakta Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim Yasal mermisiyle bir komser yaklaşmakta... Yusuf Hayaloğlu
-
Yusuf Hayaloğlu şiirleri..............
büyük acılar yüzümden firar etti gözlerim şimdi bir denize bakıyorlar dört duvar arasında kalmışım yanımdakiler öyle diyorlar kafamı çarptığım ranzanın demiri ciğerlerimi emen soğuk duvar saçımdaki karları çoğaltmışım yanımdakiler öyle diyorlar görüş günüm olmadı henüz daha yeni başlıyor büyük acılar ve daha epey ağrıyacakmışım yanımdakiler öyle diyorlar seni görmeyeceğim artık zaten tamamlanmıştı anılar ihtimal sabah alınırmışım yanımdakiler öyle diyorlar gözlerime iyi bakarsın umarım günde milyonlarca kez seni ararlar diğer tüm hisleri bırakmamışım yanımdakiler öyle diyorlar yanımdakiler öyle diyorlar Yusuf Hayaloğlu
-
Yusuf Hayaloğlu şiirleri..............
Beni Tutmayın Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım. Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle. Üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık. Beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın. Yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın. Sen benim en ince dilimde türkümü çaldın Sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin Her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi. Bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, Gelip sana sığınırdım.,umutlarım bir kez daha sönerdi. Beni tutma şantajlara boyun eğmem. Beni tutma hırsımdan çatlarım. Yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki, Şimdi yanardağlar gibi birden patlarım. Bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana, Bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım, Bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim. Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam Kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim. Ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim. Beni tutma ben senin dizlerine çökemem Beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım Yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki; Şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım. SEN, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim, dost bildiğim. SEN, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim. Yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğim Bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış Bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa Beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun. Yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun. Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun Ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun. Hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne kolaymış. Peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı SEN! Peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla, Yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı SEN! Beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun Yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki Şimdi bir tükürürüm kaskatı olur rezil olursun Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler, Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar. Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı. Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI! ....... Yusuf Hayaloğlu
-
AZ SONRA...........
Yatacagım.......................uyumak istiyorum...............
-
Üstündekinin ihtiyacı...
Avatarındaki ifadeye bakılıysa AŞK a ihtiyacı var.....
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
sincaba................
-
içinden geçeni yaz.........
SANDS seni özledim be uyus............
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
Ahmet Kaya...............acılara tutunmak...........
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
Yazılan yazılara önem veyip yorumunu esirgemeyen
-
SEN BU FORUMUN......
İfadelerinde samimi göyüneni
-
Çağrışım
Başlangıcın sonu.................
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
Teşekkürler MURTİ...........................Gene yineliyeyim ben resim basamıyoyum neden onuda bilmiyorum!neyse....bende herşeyin daha özgür yaşandıgı nice günler diliyor ve yüregi güzeliklerle çıypan herkeze en sevdigi çiçegi yoluyorum......................
-
needlove, aragorn666 ve patron58'in doğum günü...
Nice ,nice yıllara............................................
-
Diyetle ilgili en çok sorulan sorular........
hımmm güselbir düşünce ilginç......neyse efet 149 kg la olmak kolay degil dimi hıı unutmadan rica edeyim
-
Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........
Şanlıurfa mevsimlik tarım işgücünün en fazla olduğu illerin başında gelmektedir. Bu işgücünün yüzde sekseni kadın ve çocuklardır. Şanlıurfa dışında, yurdun çeşitli bölgelerinde fındık, şeker pancarı, pamuk, patates, kaysı, fıstık, zeytin, üzüm, toplamak üzere giden bu iş gücünün çoğunu kadın ve çocuk işçiler oluşmaktadır. Özellikle pamuk toplama işinde çocuk işçiler daha çok tercih edilmektedir. Küçük parmakları kozadan pamuğun daha iyi alınmasını sağlıyor. Halı atölyelerinde kız çocuklarının tercih edilmesi, halıya atılan küçük düğümlerin küçük parmaklarda kaliteyi ve dokumayı hızlandırıyor. Şanlıurfa yerine daha nemli olan Çukurova’ya pamuk toplamaya gitmeyi tercih ediyorlar. Ödenen ücret kilo hesabı olunca nemli iklimde pamuk daha ağır geliyor. Diğer bir sebep ücretlerinin Şanlıurfa’da ücretlerini zamanında almadıklarından yakınıyorlar. Tarım işçiliğinde erkeğin daha güçlü olduğu düşünülerek ücret bakımından kadın ve çocuk işçilerden farklı gündelik ödeniyor. Kadın ve çocuk işçiler işin niteliğine göre ön plana çıkabiliyor. Bazı işler bedensel güçtense daha fazla el becerisi gerektiriyor. Kadın ve çocuklar bu gibi işlerde etkin yine de daha aza ücret alıyorlar. Hatta ücret çoğu zaman onlara bile ödenmiyor. Kadınlar çoğu zaman ne kadar ücret aldıklarını bilmiyorlar. Genellikle ödemeler kadının kocasına, babasına veya abisine erkeğe ödeniyor. Kadınlar kendi emeklerinin karşılığını değerlendirmek için bile parayı ellerinde tutamıyorlar. Oysa kadın tarlada çalışsa bile ev halkının çalışma sonrası yeme içme çamaşır v.b. ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Çocuklar ise bu koşullar nedeniyle okullarını dönem itibarıyla geç başlayıp erken bitirmek zorunda kalmaktadırlar. Bu kayıt dışı çalışan mevsimlik tarım işçilerinin dramını yıllardır yakından görüyoruz. Bu yıl tarlalara giderken yaşanan trajedi bu sorunun öncelikli hale getirdi. En son yaşanan trafik kazasında ölenlerin kadın ve çocuklar olduğunu gördük. Canlı iken önemsenmeyen insan hayatı ölünce de önemsenmedi. Yeterli cenaze arabası olmayan Şanlıurfa’da kamyonetlerle taşınan cenazeler insan hayatına verilen değeri gösteriyordu. Yıllardır göz ardı ettiğimiz bu konuda ciddi çalışmalar bekliyoruz. Bölgede yaşanan işsizlik sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Bölgedeki tarımın sanayileşmesi, Türkiye’deki mevsimlik tarım işçiliği kayıt altına alınmalıdır.
-
Gebelik ve Diayabet.....
Gebelik doğal bir olay olmasına karşın gebelik sürecinde anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokabilecek birtakım olaylar gerçekleşebilir. Normal seyreden gebeliklerde bile anne adayının vücudunda meydana gelen bazı istenmeyen değişiklikler, anne ve bebeğin yaşamını tehdit edebilir. Bu nedenle anne adayları gebelik öncesinde gerek vücudun böbrekler, karaciğer, solunum sistemi, kalb ve damar sistemi, kan şekerini ve kan yapısı gibi temel fonksiyonları ve gerekse de özellikle düşüklere ve sakat bebeklere neden olabilen toksoplazma, herpes (uçuk), kızamıkçık, ve benzeri virütik hastalıkar açısından sıkı bir tıbbi kontrolden geçmeli, ve bir sakınca yoksa öyle gebeliğe karar verilmelidir. Aksi taktirde bu sorunlar anne adayını ve hiçbir şeyden haberi olmayan bebeği zor durumlara sokar, hatta ölümlerine yol açabilir ! Bu nedenle gebelikler kazara değil planlanarak, olmalı diyoruz, “aile planlaması” diyoruz. Böylece doğum öncesinde anne adayında ortaya çıkabilecek sorunlar saptanır ve tedavi edilebilir. Anne adayı daha önceden tamamen normal olsa da gebelik nedeniyle ortaya çıkabilecek problemlerin başında şeker hastalığı (diabet) gelir. Diabetes mellitus (şeker hastalığı) insulin salgılanması ve/veya insulin etkisindeki eksiklik sonucunda ortaya çıkan vücudun temel yapı taşları olan ve gıdalarla alınan karbonhidrat, yağ ve protein kullanımındaki bozuktur. Dünya Sağlık Örgütü diabeti 3 sınıfta toplamıştır. Bunlar diabetes mellitus, bozulmuş glikoz toleransı ve gebelikte ortaya çıkan diabettir. Gebelikte ortaya çıkan diabet gebelik öncesinde aşikar olmayan belirti vermeyen ancak gebelikle belirti veren diabet olarak tanımlanabilir. Bu hastaların daha önceden bilinen diabetleri yoktur. Gebelikte ortaya çıkan diabetlilerde doğum sonrasında glukoz kullanımı düzelebilir, bozuk veya diabetik olarak devam edebilir. Gebeliklerin yaklaşık % 0,2 - % 0,3’ünde anne adayı daha önceden diyabet tanısı almış iken gebelikte ortaya çıkan diabetin görülme sıklığı % 1 - 4 arasında değişir. Bu oranlara göre Türkiye’de 15 ile 75 bin diyabetik anne bebeği doğduğu anlamına gelmektedir. Dünyada ise günde 135 bin gebeliğin gebelikte ortaya çıkan diabet ile birlikte olduğu bilinmektedir. Görüldüğü gibi hiç de küçümsenecek bir durum değil ! Gebelikte ortaya çıkan diabetin tanısı için 24-28. gebelik haftasında bütün gebelere tarama amaçlı 50 gr. glukoz testi yapılmalıdır. Gebelik kontrolleri sırasında annelerin riskleri belirlenmeli ve oluşabilecek komplikasyonlar yönünden anneler uyarılmalıdır. 25 yaşından küçük olanlarda, normal kiloya sahip olanlarda, ailede diabet öyküsü bulunmayanlarda, daha önceki gebeliklerinde herhangi bir sorun yaşamamış olanlarda gebeliğe bağlı diyabet daha az görülür. Şişman gebeler, daha önceki gebeliklerinde diabeti olanlar, ailede diabet öyküsü bulunanlar, yaşlı anneler, tekrarlayan düşükleri olanlar, izah edilemeyen anomalili bebek doğuranlar, tekrarlayan vajinal ve üriner enfeksiyonu olanlar ve bebeği normalden iri (4500 gr’ ın üzerinde bebekler) olanlarda daha diabet gelişme riski yüksektir. Bu nedenle önceki gebeliklerinde 4500 gr’ın üzerinde doğum yapanlara ise tanısal amaçlı oral glukoz tolerans testi uygulanmalıdır. Gebeliğe bağlı diabet ile annenin hastalıkları ve bebeklerin hastalıkları ve ölümleri arasında yakın bir ilişki vardır. Gebeliğe bağlı diabette, bebekte aşırı irilik, yeni doğan yani hemen doğum sonrası bebekte kan şekeri düşüklüğü, kan hücrelerinde bozukluk ve sarılık riski artar, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon daha sık görülür, bebeğin rahimde içinde bulunduğu sıvı olan amniyon sıvısındaki artış ve buna bağlı ters gelişlere sık rastlanılır. Bu nedenle bu hastalarda doğum daha çok sezaryen ile gerçekleştirilmek zorunda kalınabilir. Gestasyonel diabet öncelikle diyet yani beslenmenin düzenlenmesi ile tedavi edilmelidir. Diyet % 50 - 55 karbonhidrat, % 30 yağ ve % 20 protein içermelidir. Günlük alınması gereken kalori miktarı ise gebelik öncesindeki ideal kiloya göre hesaplanır ve kilo başına 30-35kcal’dır. Bunun düzenlenmesini diyetisyenler yapar. Şişman hastalarda kalori miktarı daha da düşürülebilir. Diyet tedavisinde amaç kilo kaybı ile insüline olan doku cevabını artırmaktır. Hastaların bu dönemde demir ve kalsiyum ihtiyaçları karşılanmalıdır. Hastalar günlük aktivitelerine devam etmeli, egzersiz ve yürüyüşlerle kilo vermeye çalışmalıdır. Eğer diyet ve egzersizlerle kan şekerleri normal seviyelerde tutulamıyorsa (açlık kan şekeri <105mg/dl, tokluk kan şekeri < 120 mg/dl olmalıdır) tıbbi tedavi uygulanma gerekliliği vardır. Ağızdan alınan antidiyabetik ilaçlar muhtemel teratojenik etkileri nedeniyle tercih edilmedikleri için bu hastalara insulin tedavisi uygulanır. Gebelikleri sırasında diabet tanısı alan hastalar doğumdan sonra da izlenmelidir. Doğumu takiben 6-8. haftalarda 75 gr lık glukoz tolerans testi ile kalıcı diabetin oluşup oluşmadığı tesbit edilmelidir. Diabeti olan anneye gelecekteki gebelikler için tavsiyede bulunulmalıdır. En yaygın olarak mekanik engel oluşturan yöntemler kullanılabilir. Bunun yanında düşük doz oral kontraseptifler de kullanılabilir. Bu ilaçlar kullanılmaya başlandıktan sonra kan şekerleri yakından takip edilmelidir. Eğer hasta doğurganlığını tamamlamışsa tüp ligasyonu (rahim kanallarının bağlanarak kalıcı bir şekilde gebeliğin önlenmesi) önerilebilir. Hanımlar unutmayınız bütün bunlar gebelik sırasında hekim kontrolleri ile tanınır ve takip ve tedavisi yapılır. Bu nedenle gebelerin sadece kendileri için değil, henüz doğmamış bebekleri için de en yakınlarındaki sağlık kurumlarından düzenli gebelik muayenelerini yaptırmaları gereklidir. Ana Çocuk sağlığı merkezleri, sağlık ocakları gibi merkezlerde bu taramalar yapılabilmekte, ille de hastanelere gitmek gerekmemektedir. Bebeğiniz ve kendiniz için gebelik öncesi ve gebelik sırasında düzenli kontrollerini yaptırın, yaptırmayanları da uyarın lütfen... Günleriniz sağlıklı olsun....
-
Kadınlarda Sık Görülen Üreme Sağlığı Sorunları ....
Adet düzensizlikleri Her kadının yaşamı boyunca zaman zaman adet kanamalarında düzensizlikler olabilir. Adet düzensizliği diyebilmek için bu durumun yineleyici nitelikte olması gerekir. Adetler 9 yaşından önce başlamışsa, 16 yaşına kadar meme gelişimi, tüylenme, vücut şeklinin değişmesi gibi, ikincil seks karakterleri denilen değişiklikler başlamamış ve henüz adet görülmemiş ise, 18 yaşına gelindiğinde ikincil seks karakterleri adı verilen değişiklikler başlamış, ancak henüz adet görme gerçekleşmemiş ise, Adet kanamaları 21 günden daha sık, 35 günden daha uzun aralıklarla oluyorsa, Adet kanamaları 7 günden uzun 1 günden kısa sürüyorsa İki adet arasında kanamalar, lekelenmeler oluyorsa Adet kanamaları aşırı miktarda oluyorsa Bir yerde yanlışlık var demektir. Uzman hekimlerce, hepsi çok kolay tanınır ve tedavi edilebilir. Böylece bu bozuklukların kadınlarda ayapabileceği genel vücut sağlığını bozucu kansızlık gibi sorunların engellenmesinin yanında kadınların üreme sağlığında da oluşabilecek kalıcı bozuklukların önüne geçilmiş olunur. Akıntılar Her kadınlarda hastalık olmayan normal bir akıntı olabilir. Bu nedenle kokusuz, kirli beyaz ve kilot yıkanırken kaynatıldığında leke bırakan bir akıntı korkutmamalıdır. Bu akıntının içinde bulunan, hormonlar etkisiyle dökülmüş hücreler, iç çamaşırı kaynatıldığında bir leke bırakır. Doğal olan bu salgı, yanlış olarak birçok kadınları telaşlandırır. Herkesin boyu ve kilosu nasıl aynı değilse salgı miktarı da kişiden kişiye değişir. Yinede akıntının normal olup olmadığının heki tarafından belirlenmesinde yarar vardır. Akıntı sarı-yeşil renkli ve kötü kokulu ise, Beyaz çökelek peyniri gibi pütür pütürse ve ekşi kokuyorsa, Şeffaf beyaz akıntı her zamankinden daha çok olmaya başlamışsa, Beraberinde kaşıntı ve yanma hissi ve o bölgede kıazrıklık varsa, Bir sorun var demektir. Akıntıların uzmanlarca tanınması ve tedavileri oldukça basittir. Bir uzman hekimin görüp doğru tanı koyması ve tedaviyi düzenlemesi gereklidir. Karın ve kasık ağrıları İç genital sistem iltihaplarının tanısı biraz zordur. Karın alt bölgesinde ağrı, hassasiyet olur ve bu süreç içinde ateş 38 derece ve üzerine çıkabilir.bu durumda yapılacak en doğru şey, bir uzman doktora başvurulmasıdır. Bazı kadınlarda karın alt bölgesinde değişik şekillerde kendini gösteren ağrılar olur. Bunlar sanki bir ağırlık varmış gibi veya batar gibi yavaş yavaş başlayıp şiddetlenip, sonra geçen ve belli aralıklarla tekrar eden ağrılardır. Değişik nedenlere bağlı olabilir. Bu nedenle asla ihmal edilmemelidir. Bir uzman hekimce basit tanı yöntemleri ile çoğu kez ağrının nedeni bulunur ve tedavi edilir. Kadınlarda çok sık görülen yumurtalık kistlerin büyük çoğunluğu basit kistlerdir. Kolayca kendiliğinden geçer. Asla telaşlanmamak gereklidir. Ancak böyle bir şüphede yapılacak en doğru iş, hemen uzman bir hekime gitmektir. Tüylenme ve sivilceler İstenmeyen tüylerde bir artış varsa lütfen epilasyondan önce bir hekime baş vurunuz, sebebini bulmak ve tedavi etmek oldukça kolaydır. Böyle bir durumdan endişeniz varsa veya belirgin olmasa da bu durum kadını üzüyorsa, mutlaka bir uzman hekime başvurması gereklidir. Memelerdeki değişimler Kadınların en çok merak ettiği konulardan birisi de meme gelişmesidir. Ergenlik devri sonlarına doğru memeler normal şekillerini alır. Ama herkes de küçük farklılıklar olacağını kabul etmek, gebelik ve doğumdan sonra da bazı değişiklikler olacağını bilmek gerekir. Meme içinde tıpkı bir çarşaf altında küçük bir pirinç tanesi hisseder gibi sert bir kitleden veya meme başında çekilme, simetrisinde farklılaşma gibi anormalliklerden yakınılıyorsa, doktora başvurulması şarttır. Adete yakın, göğüslerde hassasiyet ve içinde ağrılı kistler çoğu kez normaldir ve tedaviyle geçer. Adet sancısı Bazı kadınlar adet kanamaları sırasında bel ve kasıklarında ağrı hissedebilir. Sancı kasılma biçimindedir. Kanamanın ilk gününde ya da 1-2 gün öncesinde başlayabilir. Birlikte bulantı - kusma olabilir. Adet sancısını azaltmak için bel ve karın bölgesini sıcak tutmak ve beden hareketleri yapmak yararlıdır. Adet sancısı çok rahatsız ediyorsa bir doktora başvurmak gerekir. Miyomlar Miyomlar doğurganlık döneminde hemen hemen her üç kadından birinde bulunan fakat çoğu kez herhangi bir şikayete neden olmayan iyi huylu, kanserleşmeyen, rahim urlarıdır. Ancak bazan ağrı, ağrılı adet görme, kanama düzensizlikleri , lekelenmeler, aşırı kanamalar gibi şikayetlere yol açar. Bu gibi durumlarda yapılacak en iyi şey, bir uzman hekime başvurmaktır.
-
Biberon ..........
Bebeklerimizin yalnızca yarısı ilk bir saat içinde emzirilmektedir. 0-3 aylık bebeklerimizden yalnızca %9,4'ü tek başına anne sütü almaktadır. Biberon emmesi ile anne memesinin emzirilmesi farklıdır. Biberonun içindeki mama/su biberonun emziğinin emilmesi ile bebeğin ağzına dolar. Biberon emen çocuğun bir çaba sarf etmesine gerek yoktur. Anne memesini emen çocuk yalnızca meme ucunu değil, areolanın büyük bir kısmını ağzının içine alır ve dilini areolanın altına uzatır. İçi sütle dolu lakteferöz sinüslerin çoğu areola bölgesindedir. Bebek dili ile bu kanalları sağar ve ağzına dolan sütü yutar. İçinde ister mama, ister su olsun yaşamın ilk günlerinde biberon verilen bebekler (bir kez bile verilse) memeden de biberon gibi emmeye çalışırlar. Bu bebekler yalnızca meme başını emerler ve dilleri ile sağma işlemi yapmazlar. Bu duruma meme başı şaşkınlığı denilmektedir. Çocuk yalnızca annenin meme başını emdiği için memeyi boşaltamaz, süt gelmediği için huzursuz olur. Çocuğun huzursuz olması anneye yeterli sütünün olmadığını (yalancı süt yetersizliği) düşündürür. Bebeğin etkisiz emdiği durumlarda memeler sürekli şiş ve gergindir. Yalnızca meme başının emilmesi nedeni ile meme ucunda zedelenme ve çatlaklar da oluşur. Daha çok biberon kullanılmaya başlanır. Bebek rahata alıştığı için anne memesini bir daha almak istemez. Anne de sütünün yetersiz olduğunu düşünerek ve meme başı sorunları nedeni ile emzirmeyi sürdürmek istemez. Anne sütü ise her zaman ve her yerde hazır durumdadır. Bebeğin beklemesine gerek yoktur. Bu nedenle emzirilen çocuklar huzurludur. Bebek için "emme" yalnızca karnının doyurması değildir. Aynı zamanda anne ve bebek arasındaki ikili ilişkinin tam olarak gelişmesini sağlar. İlk bir yaş içinde her istediği anda annesini yanında bulan ve emzirilen çocuklarda, temel güven duygusu gelişir. Biberon ile beslemede, beslenme süresi boyunca verilen mamanın içeriği aynıdır. Bununla birlikte anne sütünün en önemli özelliği yaşayan bir sıvı özelliği göstermesidir. İçeriği sabit olmayıp çocuğunun yaşına, fizyolojik durumuna uygun bir değişim gösterir. Emzirme döneminin başında ya da sonunda olmasına göre anne sütünün içeriği değişir. Emzirme döneminin başındaki süt suludur. Emzirme döneminin sonundaki süt ise yağlıdır, bebeğe doygunluk hissi verir. Bebek anne göğsünü gereksinimi kadar emer, biberon ile beslemede ise annesinin almasını düşündüğü kadar almak zorundadır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde obezite daha az görüldüğü bilinmektedir. Anne sütü ile beslenmede ileri yaşlarda obezite, koroner kalp hastalıkları, tip I diyabet mellitus, celiac hastalığı gelişme riski daha azdır. Anne sütü yalnızca en ideal besleyici değil aynı zamanda en ekonomik beslenme yoludur. Biberonun temizlenmesi çok zordur ve bebekler için enfeksiyon kaynağı oluşturur. Biberon ile beslenen bebeklerde ishalli hastalıklar sık görülmektedir. Emzirmeden önce anne göğsünün temizlenmesine gerek yoktur. Her koşulda verilebilir, Mikrop bulaşması sorunu yoktur. Emzirdikten sonra da annenin bir miktar sütünü sıkıp göğüs uçlarına sürmesi temizlik için yeterlidir. Herhangi bir pomat kullanmaya gerek yoktur. Emzirme öncesi annenin yalnızca el yıkaması gerekmektedir. Çalışan anneler, anne sütünü sağarak eve bırakılabilir ve anne evde olmadığı zaman bebeğe kendi anne sütü verilebilir. Anne sütü buzdolabında 24 saat, oda ısısında sekiz saat saklanabilir. İnek sütü ise oda ısısında iki saatte bozulur. Bu sağılan anne sütünün de biberonla değil, kaşık ile verilmesi gerekmektedir. Kaşığın temizlenmesi kolaydır ve meme başı şaşkınlığı yaratmaz. Bebeklerin kaşık ile almadığı durumlarda fincan kullanılabilir. Bebek yarı oturur pozisyonda iken, bebeğin alt dudağına içinde mama bulunan fincan yaklaştırılır. Bebek dili ile fincanın kenarından mamayı alır. Bebeğin ağzına hiçbir zaman mama dökülmemelidir. Emzirmenin üstünlükleri tartışılmaz olduğunun bilinmesine karşın biberon kullanımının halen yaygın olması düşündürücüdür. Hastanelerimizin tamamının "bebek dostu hastane" olması emzirmenin yaygınlaşmasını sağlayacaktır.