Mouchette tarafından postalanan herşey
-
AH BE GÜZELİM
Seni tebrik ediyorum Cyrano bacaklara bakmamışsın seni o kadar şaşırtmış ki kızlar fırsatın olmamış sabah sabah banada bacak hele hele kız bacağı arattırdın ya
-
AH BE GÜZELİM
Umarım bu programda olanlar tamamen şakadan ibarettir ya hangi insan evladı otopsi için öldürülmüş insan şarttır der. Format şu ; güzel bacaklı kızlar bir yere oturtulur , giydirilir, süslenilir. Çokta güzel olmalarına gerek yoktur. Sadece sevimli sevimli gülsünler olabildiğince aptalca cevaplar versinler. Erkekler de ne kadar aptal bunlar diyip ayrıca ağızları bir karış açık şekilde kızlara alkışı tutsunlar. Ya aslında sözün özü alan memnun satan memnun işte
-
TÜRKİYENİN YASAKLARI -I-
bu siyasi tercihi Belçikada camii yapına karşı çıkan Hristiyan Demokrat Partiden yana . Bir müslüman olarak umarım bu konuda da bir şeyler yapar ve o zaman da alkışı alır
-
TÜRKİYENİN YASAKLARI -I-
Bu alkışın hesabı kitabı muhakkak yapılmıştır. Kimse boşu boşuna alkış tutmaz birilerine. Hristiyan Demokrat partisinden parlamentoya türbanı ile girişi mi gururlandırıyor sizi anlaşılır gibi değil.
-
ASPARAGAS HABERLER
İlkeli ve dürüst haberciliği ilke edinen ülkenin en büyük haber Ajansından gelen son habere göre İstanbul semalarında son zamanlarda bir çok ufo görülmeye başlandı. Türkiye Üst Bilim Kurulu Kahramanmaraş temcilsi nin belirttiğine göre ''Büyük Kahraman Maraş Gözlem Evi''nde yaptıkları incelemelerde ufoların tamamen gerçek olduğunun anlaşıldığını belirtti. Sayın temsilci sözlerine şöyle devam etti; Uzun zamandır İstanbul da meydana gelen ufo olaylarını elimize ulaşan belgelerle birlikte incelemeye aldık. Üst Bilim Kurulunun bu konudaki duyarsızlığından dolayı Maraşlı bilim adamları olarak çok üzgünüz. Bir an önce Yüksek Ufo Şurasının kurularak bunların halkımıza ve tüm dünyaya gösterilmesi gerekiyor. Nasa ile şu an görüşmelerimiz devam etmekte olup Türk Hükümeti herhangi bir girişimde bulunmazsa ABD ile ortak çalışacağız ve ülkemiz halkına değil de ABD halkına hizmet etmekten dolayı büyük üzüntü duyacağız. Ayrıca Maraşta Ufo karşıtı gösteriler başlatan küçük bir grup sokaklarda olay çıkartarak çevredeki işyerlerinin camlarını kırdı. Olayların büyümesinden endişelenen yetkiler gerekli önlemleri almaya başladı. Ufo satan beyaz eşya dükkanlarını yağmalayarak ellerinde ufolarla dolaşan göstericileri gözaltına almaya başlandı. Göstericiler polis aracına bindirilirken ‘’Ufo budur başka ufo bilmeyiz’’ diye sloganlar attı.
-
İKİZLER BURCU
Bende ikizler burcuyum. Lise dönemlerimde burcum yüzünden paronayak olacaktım nerdeyse. Çünkü o dönemlerde yeni birileriyle tanıştığında ilk sorulan sorulardan biriydi burcun ne diye. Ben ikizlermiş doğum tarihime göre dediğim anda karşımdakinin yüzü ekşir bir ıyyyyy çeker ikiyüzlü şeyler sizi derdi. O kadar çok kişiden duydum ki bunu alla alla gerçekten bende öylemiyim gibisinden garip garip düşüncelere girmiştim Eee bi taraftan da zaten ergen psikoloji var üzerimizde. Ya bende neden yay gibi aslan gibi karizmatik bir burç olmadım ki diye hayıflandığımı bile hatırlarım. Hatta üniversiteye başladığımda burcumu soranlara o anda aklıma gelen hangi burçsa onu derdim ikizler haricinde Neyse artık barışığız burcumla. Ama cidden garibiz... Mesela bir an çocuk sahibi olup mulu bir yuvam olsun beni seven bi kocam olsun geçinip gidelim diye düşünürken anında bundan vazgeçip evlilikte neymiş evlilik aşkı (aşık ta olmayız ya aşık olduğumuzu sanar peşine takılırız sonra ne yapıyom ben ya deyip tabana kuvvet kaçarız) öldürüyor deriz. Mesela suskun suskun oturursun ne oldu canın mı sıkkın derler hayır dersin inanmazlar yalan söylüyorsun derler ama o anda kafanda 40 tane tilki zaten cirit attığından dolayı onlara sadece ağzından hayır kelimesi çıkar. Mesela çok zor arkadaş olurlar insanlarla. her gülüp konuştuğu insanla arkadaş sanılmasın. sadece arkadaş adayıdır onlar. Ama birinide arkadaş olarak kabul ederse eğer o kişi istediği kadar gıcık olsun yinede arkadaşım der sahiplenir her zaman her yerde onu. falan filan uzar gider. Bi de bizler için kendini anlatmayı çok sever derler. Susayım bari
-
Novecento / 1900 - Bernardo Bertolucci
Novecento / 1900 - Bernardo Bertolucci Sene Bin Dokuzyüz Çift Sıfır Bir bernardo bertolucci filmi. 1976 yapımı. Çok ünlü isimler var filmde. Onların gençliğini görünce vayyy be diyorsunuz. Ayrıca dünyanın en uzun filmlerinde biri. Yalnızca 5.5 saatçik kadar sürüyor.Ee 1900 ile 1945 yılları arası İtalya tarihini anlatan bir konu olunca 6 saate yakın sürmesi gayet normal diyor insan. Aslına bakarsanız sayfalar dolusu yazılabilir film hakkında. Karakterler, konu geçişleri, müzikler, kostümler, mekanlar…yaz yaz bitmez. Ama filmi seyretmeyenler vardır muhakkak o yüzden küçücük te olsa hiçbir şekilde spoiler içersin istemiyorum bu yazı. Benim için çok önemli olan bu filmi izlemek isteyenler olur belki diye büyüsünün kaybolmasını istemiyorum. Ama dayanamayıp video bölümüne filmden küçük bir sahne ekleyebilirim. Çok sağlam bir film.
-
İbraim Odza
en sevdiğim pesnalardan biridir ibraim odza.dinlemesi güzel, dans etmesi güzel, dans edenleri seyretmesi güzel
-
Nat King Cole / Quizas quizas quizas
-
Dean Martin - Sway
-
Brubaker (1980)
Hapishane filmleri deyince liste uzar gider. papillon, carandiru,karılar koğuşu v.b. düşünce ne çok film geliyor insanın aklına.hepsi birbirinden güzel. Ama yinede liste başım brubaker.
-
Brubaker (1980)
Brubaker (1980) En iyi hapishane filmi // Tür: Dram Yönetmen: Stuart Rosenberg Yapım: 1980, ABD Süre: 125 dk. Oyuncular Robert Redford, David Keith, Murray Hamilton, Jane Alexander M. Emmet Walsh, Matt Clark, Jon Van Ness, Yaphet Kotto Tim McIntire, Richard Ward, Albert Salmi, Linda Haynes "Ben bir insanım, suç işlemiş olsam da bir insanım. Senden saygı istiyorum müdür, bir parça saygı. Artık çevremde güzel bir renk olsun istiyorum. Bu hücrenin duvarlarını sarıya boyat" bu sözleri filmde Walter karakterini canlandıran ve o zamanlar henüz kariyerinin başında olan Morgan Freeman söylüyor Brubaker ile olan konuşmasında. Belki de bu filmi en iyi özetleyen cümle bu. İşkence, rüşvet, adam kayırma, yolsuzluk, görevi ihmal, cinayet ne ararsan var . Bazı filmler vardır defalarca seyretmişsindir ama her seferinde o ilk seyrettiğindeki tadı alırsın. Brubaker da benim için öyle .Dün akşam bir kere daha seyrettim ve paylaşmak istedim sizlerle. Sinema tarihinin en iyi hapishane filmlerinden biri. İzlemeyen varsa muhakkak izlesin derim.
-
E.T
Bu filmin bende çok önemli bir yeri vardır. Hayatımda sinemada seyrettiğim ilk film bu. İlkokul 1 de bütün sınıfı götürmüştü öğretmenimiz. En ön koltukta oturmuştum ve öğretmen de benim yanımda acayip havam olmuştu. Çok duygulanmıştım ve çok ağlamıştım film bitince. Hatta uzun süre etkisinden kurtulamadım evdekilere de epey bi çektirmiştim. E.T. aşşağı E.T. yukarı...
-
David Carradine
David Carradine, Martin Scorsese, Ingmar Bergman ve Hal Ashby gibi yönetmenlerin yönettiği 100′den fazla filmde rol aldı. 8 Aralık 1936′da California’da Hollywood’da dünyaya gelen David Carradine, ünlü bir oyuncu olan John Carradine’ın oğluydu. Üniversitede müzik ve tiyatro eğitim alan David Carradine, sinema dünyasına 1960′ların başında western dizileri “WagonTrain” ve “The Virginian” ile adımını attı ve 1972′de yayımlanmaya başlayan “Kung Fu” dizisindeki Kwai Chang Caine rolüyle üne kavuştu. Kung Fu dizisinde, vahşi batıda kasaba kasaba gezen bir keşiş olan Caine, maceraları sırasında zaman zaman çocukluğuna dönerek kendisine “Çekirge” diye seslenen hocası Po’dan aldığı nasihatleri hatırlıyordu. Dizinin 3. sezonunun tamamlanmasından sonra Carradine, “dizinin kendisini tekrar ettiğini” söyleyerek Kung Fu’dan ayrılmıştı. Carradine sinemadaki ilk başrolünü o dönemde yönetmenliğe adımını yeni atmış olan Martin Scorsese’nin yönettiği “Boxcar Bertha”da (1972) oynadı. 1973′te yine Scorsese’nin yönettiği “Mean Streets” filminde Carradine Robert De Niro ve Harvey Keitel gibi aktörlerle birlikte rol aldı. 1977′de İsveçli yönetmen İngman Bergman’ın “The Serpent’s Egg” filminde başrol oynayan Carradine yönetmenlik de yaptı. Carradine, 1980 ve 90′lı yıllarda filmlerde oynamayı ve film yönetmenliğini sürdürdü ancak, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle bu dönemdeki filmleri geçmişte elde ettiği başarıya ulaşamadı. Carradine bu dönemlerde, birçok düşük bütçeli filmde rol aldı. David Carradine, Kung Fu dizisinin ilk kez yayımlanmasından 20 yıl sonra 1992′de Kwai Chang Caine rolüyle “Kung Fu: efsane sürüyor” dizisiyle yeniden Kung Fu dizisiyle kameraların karşısına geçti. Babası gibi kardeşleri Keith ve Robert ile kızları Calista ve Kansas da oyuncu olan Carradine, yeniden çok başarılı olan bir filmde başrol oynamak için 2002′yi beklemek zorunda kaldı. Carradine, Quentin Tarantino’nun 2002 ve 2003′te iki bölüm olarak çektiği, Uma Thurman’ın “Gelin” rolünü oynadığı “Kill Bill” filmlerinde “Bill” karakterini canlandırdı. Film, Carradine’e Kung Fu dizisi popüler olduğunda henüz doğmamış olan genç hayranlar kazandırdı. Carradine, 2004′teki bir röportajında, “yaklaşık 20 yıl önce büyük bütçeli filmlerden uzaklaştığımdan beri tek ihtiyacım olan böyle bir filmde oynamaktı. Anthony Hopkins, Clint Eastwood ya da Sean Connery gibi yaşlı oyuncuların yaptığı ve benim yapamayacağım bir şey yok. Tek gereken, Quentin gibi cesur birisinin beni alıp spot ışıklarının altına götürmesiydi” demişti. Geçmişteki uyuşturucu ve alkol alışkanlığından da bahseden Carradine, bu alışkanlıklarını terk ettiğini ve sadece kahve ile sigara kullandığını belirterek, “Bulunduğum halden hoşlanmıyordum, o kadar içtiğinizde duygusal olarak kontrolden çıkıyorsunuz, çabuk sinirlenen biri olmuştum. Muhtemelen bu soruyu cevapladığımı son kez görüyorsunuz. Çünkü bu bir yenilenme, yeniden doğuş. Benim için yeni bir kariyerin başlangıcı. Artık ileri bakma zamanı” demişti. Carradine’ın doğu bitkileri, sporları ve felsefesine olan ilgisinin hiç kaybolmadığı ve yıllarca Tai Çi ve diğer dövüş sanatlarıyla ilgili tanıtım videoları çekmeyi sürdürdüğü belirtiliyor. (hurriyet.com) David Carradine’ın, Fransız Charles de Meaux’un çektiği “Stretch” filminin çekimlerinin tamamlanmasına 3 gün kala öldü. Usta Caine artık aramızda yok. Tüm çekirgelerin başısağolsun...
-
1 Kadın 1 Erkek
Boşrollerde Demet Evgar,Emre Karayel var. Kadın-erkek ilişkilerinde yaşananları komik diyaloglarla yansıtan kısa hikayelerden oluşuyor dizi ve Türkmax de yayınlanıyor. Ben yeni keşfettim ve pek bi sevdim bu ikiliyi. Araklama bir dizi ama olsun.Ayrıca türk kanallarında +18 ibaresi ile yayınlanan ilk dizi. bir kaç video da eklemeden olmaz
-
1 Kadın 1 Erkek
Boşrollerde Demet Evgar,Emre Karayel var. Kadın-erkek ilişkilerinde yaşananları komik diyaloglarla yansıtan kısa hikayelerden oluşuyor dizi ve Türkmax de yayınlanıyor. Ben yeni keşfettim ve pek bi sevdim bu ikiliyi. Araklama bir dizi ama olsun.Ayrıca türk kanallarında +18 ibaresi ile yayınlanan ilk dizi. bir kaç video da eklemeden olmaz
-
1 Kadın 1 Erkek
Boşrollerde Demet Evgar,Emre Karayel var. Kadın-erkek ilişkilerinde yaşananları komik diyaloglarla yansıtan kısa hikayelerden oluşuyor dizi ve Türkmax de yayınlanıyor. Ben yeni keşfettim ve pek bi sevdim bu ikiliyi. Araklama bir dizi ama olsun.Ayrıca türk kanallarında +18 ibaresi ile yayınlanan ilk dizi. bir kaç video da eklemeden olmaz Video: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...view&id=228
-
TÜRK ERKEKLERİ NEDEN RUS KADINLARINI TERCİH EDİYOR
beyzahanım Türkiye de en çok yapılan estetik ameliyatın kızlık zarı diktirme olduğunu da nerden çıkardınız. Sanırım yurt dışında yaşamış bir kadın olarak bu konu ile özel olarak ilgilendiniz ve estetik ameliyatlar konusundaki istatistik bilgilerinde uzmanlaştınız. Bilmiyorum burun ameliyatı diye bir şey duydunuzmu hani en çok yapılan estetik ameliyat bizim burda yani Türkiye de o diye bilinir ama sanırım yurt dışında yaşamış kadın bakışı ile ordan bakınca öyle gözüküyor. neyse ... halayıkken hanım olan kurna kırar taşıylan
-
Bisiklete meraklımısınız? Hergün kullanıyormusunuz?
İlkokul 1. sınıfın yaz tatiline kadar mahalenin en hızlı ve en havalı bisiklet sürenlerinden biriydim ama haylaz erkek çocuklarının peşine takılıp onların her yaptığını bende yaparım diyerek inşaatın 2.katından aşağıdaki kum yığınına atlamaca oyununu oynamasaydım ve bisikletim de dahil olmak üzere kol ve bacağımı kırmasaydım belki bugün bende bu çok kıskandığım sohbete dahil olabilirdim. Yapmayı en çok istediğim şeylerin başındadır bisiklete atlayıp dağ bayır dolaşmak, turlara katılmak v.s. ama ben artık bisikleti kullanamıyorum. Korkuyorum...
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
bravo arkadaşlar konuyu resmen prisoner's dilemma ya dönüştürdünüz ya sonunda.
-
UFO Nedir ? Gercektende UFO varmidir
e ilahi Tengerin elin uzaylısı bakalım okumuş mu erkekliğin kitabını sanırım bundan sonra taş yerine erkekliğin kitabının yazarı Alişan'ı ufo bekçisi ilan edip gördüğü yerde de bu kitabı fırlatmasını söylemeliyiz.
-
DİYANET İŞLERİ KALDIRILSIN KUR'AN YENİDEN YORUMLANSIN... Birçok ateist, dindar görünen birçok kimseden daha onurlu bir tavır sergiliyor...
Ninem elinden kuranı, mesnevileri, yunus emre yi düşürmeyen biridir. Bütün dini zorunlukları da elinden geldiğince ve yürekten yaptığına inandığım biridir. Dini kullanarak bir yerlere gelenleri, milletin gözünde önemli yer edinenleri, milleti sadaka vermeye zorlayanları o kadar güzel bir lafla tarif eder ki. Laf şudur; Allah ile aldatanın önde gideni .Bayılırım bu lafa. Bana göre de diyanet işlerini en güzel anlatan cümle.
-
Din olmadan öncede ahlak vardi...
Tartışma harika ve pek çok farklı bakış açısı ile karşılaşıyor insan. Heleki bazen öyle bir tatlılaşıyor ki elimdeki işimi bırakıp ne yazılmış diye merak edip başlıyorum okumaya Cyrano'nun kavram kargaşaları üzerinde durması belki çoğu kişinin canını sıkıyor ama bu inadında onu çoğu zaman haklı buluyorum . Tartışma konusu olan çoğu başlıkta özellikle vurgulama yapıyor kavram kargaşaları konusunda. Etik ve ahlak kavramlarının tanımları sanki bana karıştırılıyormuş gibi geldi. Türk Dil Kurumu Türkçe sözlüğüne bakıp anlamlarını yazmak istedim fakat bu kavramlarla ilgili çok güzel bir çalışma ile karşılaştım. Link bu bir göz atmanızı tavsiye ederim. Onun haricinde ben bilimselcinin yerinde olsam en azından etiği bilim olarak kabul eden bir kaç yazar yada araştırmacı bulup buraya yazardım. Tamam tartışmanın konusu bu değil ama iddaa sahibinden biz konuyu takip edenler olarak böyle bir davranışta bulunmasını beklerdik ( 4-5 kişi varız bu arada ) Michael Shermer mesela İyilik ve Kötülüğün Bilimi-etik diye bir kitap yazmış.(böyle bir örnekleme yapmış olmam sayın bilimselcinin yazdıklarını savunduğum anlamına gelmez)
-
Emniyetteki birim internete yorum yazanları takip ediyor
İşte örnekler: Bir kamu kuruluşunda çalışan F.K. adlı memur, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü eleştirdiği ''okur yorumu'' yüzünden davalık oldu. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, F.K'yı şikayet etti. F.K'nın ifadesi alındı.Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan "Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü Bilişim Suçları Bürosu'' internet sitelerini yakın takibe aldı. Sitelerde yer alan haberlerin altına düşüncelerini yazan okurların ''sakıncalı'' bulunan yorumları hakkında işlem yapılmaya başlandı. 2008 yılının son aylarında faaliyetlerini hızlandıran birim, internette yayın yapan yüzbinlerce siteyi takip etmeye çalışıyor. Polisin görev yaptığı birim, bir yandan da gelen şikayetleri değerlendiriyor. Bilişim Suçları Bürosu'na şu ana dek en çok Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nden şikayet geldi. 18 kişinin haberlerin altlarına yazdıkları yorumlarda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hakaret ettiğini öne süren Çankaya, bunlar hakkında işlem yapılmasını istedi. Bilişim Şubesi'nde görev yapan polisler de şikayet üzerine gerekli çalışmaları başlattı. Polis, yorumların yazıldığı sitelerin yöneticilerinden, okurların ''internete bağlandıkları adresleri'' istedi. Sitelerden gelen bilgiler üzerine, kişilerin internete hangi IP'den bağlandığını tespit eden polis, bilgileri savcılığa ulaştırdı. Savcılık da bu kişiler hakkında işlem başlattı. Şikayet edilen bazı yorumcuların yurt dışında yaşadığı ve bu yüzden polisin savcılığa ''Bu kişiler bulunamadı'' bilgisini verdiği de öğrenildi. Savcılığın ifadesini aldığı son kişi ise bir kamu kuruluşunda çalışan F.K... Memur olan F.K. bir gazetenin internet sitesine yazılan ''okur yorumu''ndan dolayı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından şikayet edildi. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen imzasını taşıyan şikayet dilekçesinde, F.K'ya ait olduğu öne sürülen bir yorumda Cumhurbaşkanı Gül'e yönelik ''hakaret''te bulunduğu öne sürüldü. F.K ise Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede, yorumda yazan düşüncelere katıldığını ancak yorumda yer alan son kelimeyi hiçbir zaman kullanmayacağını ifade etti. F.K, kendi ismiyle yazılan yorumun ''herkese açık'' bir bilgisayardan gönderildiğini belirterek, ''suç unsuru taşıdığı iddia edilen kelimeyi kimin yazdığının tespit edilmesi çok zor'' dedi. F.K'nın, Gül'e hakaret kastı olmadığını söylediği de öğrenildi. Hukukçular ise bu uygulamanın sakıncalar doğurabileceğine işaret etti. İnternette yer alan yorumların ''düşünceyi ifade özgürlüğü'' kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten hukukçular, "Yayın yapan sitelerden erişim bilgilerini almak, korku toplumu yaratır. Kimse düşüncelerini ifade edemez'' görüşünde birleşti. Öte yandan, Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’a yapacağı ziyaret haberini okuduğu internet sitesine "İhanet budur, Gül’ün yaptığıdır" yorumunu gönderen M.K. isimli mühendis hakkında "Cumhurbaşkanı’na açıkça hakaret" suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. alıntıdır-memurlar.net
- Beşiktaş
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.