Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mouchette

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    604
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

Mouchette tarafından postalanan herşey

  1. akıllı deli Hint mitolojisinden devam edelim o zaman Tanrı, kaplumbağanın yavaşlığını,boğanın bakışını, fırtına bulutlarının kasvetini, tilkinin kurnazlığını, boranın dehşetini aldı, sülüğün yapışkanlığını, kedinin yaramazlığını, hindinin kabarışını, gergedan derisinin sertliğini onlara ekledi.bunların üzerine ayının kabalığını, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını kattı ve erkeği yarattı. Sonrada yarattığı erkeği adam etsin diye kadına verdi
  2. tabii ki biliyorum sayın Chatmaster. Ama dün akşama kadar profil ayarlarında böyle bir şey yoktu. daha önce modlardan birine de iletmiştim zaten bu sorunu. teşekkürler...
  3. Hani 15 gündü ben daha ne kadar erkek olarak gözükücem
  4. Çok sıradan gibi geliyor bana Bir de daha öncede söylemiştim sanki sayfanın açılma hızını yavaşlatıyor gibi. En azından gizle butonu olsa iyi olur.
  5. bir de bu konu hakkında arkadaşlara yardımcı olacak bir fikir benden olsun forum ana sayfasının en altında tüm iletileri okunmuş say diye bir yazı var sol alt köşede. onu tıklarlarsa eğer artık son yazılan iletiden sonrakileri okuyabilirler. ama misafir olarak girerlerse tekrar aynı işlemi yapmak zorundalar, tabi bi de farklı bilgisayardan yine misafir olarak bakarlarsa iletilere o pc de de tüm iletileri okunmuş say ı tıklamaları gerekiyor. bundan sonra böyle bir sorunları kalmaz. test ettim
  6. "Hamamböceği hızla bir istikamete doğru giderken hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve son sürat başka bir yere doğru koşmaya başlar.Bunun nedenini çözdüğün vakit, erkekleri de anladın demektir." (kim demiş ne zaman demiş bilmiyorum)
  7. ha haa gerçekten emek harcadığını düşündüğüm bir arkadaşa rep vermek istedim. Aynı konu altında 4-5 iletisi var ve ben hepsine pozitif repleri başladım işaretlemeye. Ama bir pencere çıkıyor karşınıza sanırım 5. rep te. " Ha haaa! göremeyeceğimizi sandınız değil mi" şaşırdım kaldım.çok güzel
  8. Dün akşam Hindistandaydı.Belki de şimdiye kadar izlediğim Hindistanı en güzel anlatan programdı bu. Çok keyif aldım ben. Rajasthan da gezdi biraz takım elbiseler içinde. Ee ne de olsan kral ona yemek yapacaktı. FAkat takım elbiseyi maymun kıyafeti olarak nitelendiren Bourdain bir an önce onlardan kurtulup kot ve t-shirt giyip yerel halkın arasına karıştı. Kalacağı oteli onun tabiri ile popçuların abuk subuk programlarda ev gezdirmesi vardır ya hani aynen ona benzeterek gösterdi. Daha sonra bir arkadaşı ile buluşup yerel yemeklerden oluşacak menüyü (acayip vejetaryan besleniyorlar bu arada hintliler) beklerken evin küçük çocuğuna bakıcılık yaptı.Gülmekten koptum Bourdain'in hallerine. Ben bir kendimi bilirdim çocuklardan bu kadar ürken.Yalnız programın en komik bölümü bir medyumu ziyarete gitmesi idi. Çok mistik bir ortam filan diye söze başladı ki mistik bir müzik çalmaya başladı. O da ne bu ses medyumun cep telefonundan. En garibi de medyum amcamızın medyumluğu güzel bir laptop üzerinden yapması. Hele Bourdain'in o laptop a bakışı ve yorumları öldürdü beni.
  9. birde baktığınız sayfadan bir önceki sayfaya geri tuşu geldiğinizde yukarıdaki son gönderilen forum iletileri ile blog iletileri birbirine karışıyor. Ya ikiside forum iletilerini gösteriyor yada iki yerde de blog iletileri oluyor. Maksat hata aramak değil ama eksiklik olarak gördüklerinizi yazın demiştiniz. Belki gözünüzden kaçmıştır. Şu galeri bölümüde çok fazlalık gibi sanki. Eğer kaldırılması istenmiyorsa en azından diğer forum ana bölümlerinde olduğu gibi gizle butonu olursa iyi olur gibi geliyor bana.Ayrıca sayfanın açılmasını da yavaşlatıyor sanki. Saygılar.Kolay gelsin.
  10. hemde ne karışmak 2-3 gündür profilimde erkek olarak gözüküyormuşum ve daha yeni farkettim. Sanırım profil ayarlarında henüz giderilmemiş eksiklikler var. Ama zaten demişlerdi 15 gün nazik davranın foruma diye
  11. Travel Channel da No Reservations adlı bir yemek programı üreten kişidir kendisi. Program 2005 te yapılmış ama ben daha 4-5 aydır takip ediyorum ve alışkanlık yaptı bu program. Dünyanın çeşitli ülkelerini geziyor ve oralarda yaşayan gerçekten de çok sıcak bulduğum arkadaşları ile ülkeyi şööle bir dolaşıyor ve nerde izbe bir lokanta var veya sokak satıcıları var onları muhakkak tespit ediyor.Onlarda bulunan ne kadar garip yemek var hepsinin tadına bakıyor. Acayip bir et obur ne bulursa yiyor. Bir de çok karizma kendileri. Harika bir gülüşü var.Ukala, lafını hiç esirgemez, elinden sigarayı düşürmeden yapar programı. Çok rahat.Dedim ya yemek bahane Çoğu yemek programının aksine Antony Bourdain o ülkelerin geleneksel yemek kültürlerini o kadar harika bir dille anlatıyor ki. Mesela geçenlerde bir eskimo ailesine konuk oldu. Aile bir hayvanı parçalamış , yere oturmuş ve içinde ne kadar gereksiz uzuv varsa hepsini çiğ çiğ yiyorlar. Elleri yüzleri kan içinde. Evin küçük çocukları dahi böyle ve bundan o kadar keyif alıyorlar ki. Normalde bu görüntüleri görsem midem kalkardı ama Antony beyfendimiz öyle büyük bir iştahla tadıyor ki hayvanın organlarını sanki insanın iştahı açılıyor. Elinde hayvanın gözü ve gözün içini yiyor ve en sonunda da ne güzel bir lezzet diyor. Enterasan bir adam bu vesselam.
  12. Mouchette

    Kedi Bakimi

    Hayatım boyunca hayvanlarla aram pek iyi olmadı. Onlar beni sevmedi pek (bkz.çocuklukta hayvanlara yapılan baskı ve zulumler)Heleki tüylü hayvalar hep kabusum oldu benim.Kedi ve köpekler özellikle. Hani şu mini mini olanlar kendilerini sevdirmeye çalışırken gelir sana dokunur ya. Tabi ben feryat figan çığlık üstüne çığlık bide.Baktım herkes balık besliyor. Dedim onlar yapabiliyosa bende yaparım. Ne yani at yemi büyüsünler. Tabi olmadı düşündüğüm gibi. Öldü hepsi. Oysaki yavaş yavaş hayvanlara ısınma turları atıyodum. Neyse benim enterasan kardeşimin gazına gelerek bu seferde tüylü hayvan alışmalarına ön ayak olsun diye bi hamster aldık. Şimdi kimbilir hangi yaban ellerde. Kaçtı gitti Tospaa En nihayetinde 3 gün önce bir kedicik aldım ben. Kucağımda şimdi. Ama çok garip ya kımıl kımıl edip duruyo bu.Bi rahat vermiyor bana.Kuyruğu kollarıma filan değiyo sürekli hareket halinde.Zaten 2 odacık evim var nereye gitsem karşımda. Otursam ya yanımda ya kucağımda. Sabah kalkıyorum bakıyorum yatakta.Adı da yok daha kedicikkk diye seslenip duruyorum sanırım adı bu olacak. Çünkü benimsedi gibi :)Aynı küçük çocuk gibi. Kedi bakımı ile ilgili yazıyı okudum şimdi. Sanırım çok zor olacak ne çok dertleri varmış İshal oluyormuş, çapaklarını temizlemek gerekiyormuş,ee bide kulaklarını da temizlemek lazımmış. Aman allahımmmm korktum valla. Başarabilirmiyim ben bu Kediciği bakmayı bilemiyorum.
  13. -babaların bitanesi sana kaaveee yapayımmı -olur kızım -babacığım dur ben sana trt4 ü açayım sanat müziğide dinlersin -hııı iyi olur -babacığım biliyonmu sen çok yakışıklısın (babam şöööle bir arkasındaki yastığı düzeltir kasılır hafiften) -babacığım sen amcamlardan bile yakışıklısın -ehhhh pırpırlitsa sööle bakayım kaç para istiyon çok sık yaşardık babamla bu diyoloğu
  14. okulda olan şeyler geldi ilk başta aklıma ; kokulu bissürü silginin olması, pembe okul çantanın olması, teneffüste simit ile kola içmek, hoşlandığının çocuğun yakalamaç oynarken seni kovalaması (çok yakışıklıydı ama) okul bandosunda olmak, sen hastayken öğretmenin gelip seni sevmesi, öğretmenin ceketini taşımak, en arka sırada oturmak, bitlenenlere bitliii bitliiiii demek, çarpım tablosunu ezbere bilmek, sınıf başkanı olmak, annemin yıllarca vatmen dediği walkman sahibi olmak..... ama herşeyden önemlisi biz siyah önlük çocuğuyuz, en karizma tarafımız bu sanırım.
  15. Aradığım bir dökümana ulaşmak için zorunlu olarak üye olmanız gereken heralde onlarca forumda varım ama yazdığım ve sürekli takip ettiğim bir yer yok. İnterneti genelde film ve diziler için kullanıyorum bi de işim gereği sürekli yönetmelik ve genelge takip etmek için.
  16. Mouchette

    ne olacak?

    ne oldu :eski bozan artık yok sanırım (siyasetli) ne oluyor : bozan aydınlanıyor (aşklı) ne olacak : yeni bozan eski bozan'a yenilmez inşallah (toplumlu)
  17. Mouchette

    DİPNOT'lar...

    Yüzyılın en büyük empatitör'ü taktım ben Ayşe Arman'ın adını. Muhakkak onuda yapar kendisi
  18. Suheda, benim Gün Sazak’la ilgili yaptığım alıntılamada kaçakçılıkla ilgili herhangi bir cümle varmı. Kaçakçılık yaptı gibi bir ithamda bulunsaydım, böyle bir yorum yazsaydım bu cevap olabilirdi. Ben 250 bin gencin örgütlenmesiyle ilgili bir soru soruyorum ve benim aldığım cevap Gün Sazak’ın kaçakçılık konusunda yaptıkları. Hem şu nokta da ilginç Şimdi bu başlık Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu ile ilgili olsaydı eminim ki neler yazılırdı neler çizilirdi. Ama şimdi Uğur Mumcu ve Abdi İpekçinin adı veriliyor ve Gün Sazak’ı nasıl desteklediklerinden bahsediliyor. Sonra da kadrolaşmadan bahsediyorum ve siz bana yine aynı şeyleri cevap olarak yazıyorsunuz.
  19. Suheda ilk önce şunu söyleyim size, bir konu hakkında burda görüş alış-verişinde bulunuyorken ve hemen hemen hepimiz birbirimizin bilgi birikiminden yaralanıyorken lütfen rica ediyorum şu ben daha iyi bilirim ben daha zekiyim, bunu bulamadınmı , şunu görmedinmi tarzı uslubunuzdan vazgeçiniz. Ne güzel şurda akıllı mantıklı bir kaç insan bulmuş birbirini toplumu ilgilendiren konularda çoğu kişinin (gençlerin diyelim özellikle) yap-a-madığını, yani konuşmadığı konuları irdelemeye çalışıyor. Konunun tadını kaçırmayalım. Bu tarzınızdan hoşlananlar varsa onlara konuşunuz ama benim iletilerimin altında bu tarz bir uslup istemiyorum.Heleki aç neti bak uslubu hiç hoş değil. Bu da yeni moda oldu başımıza. Neyse konuya dönersek ; Bu 250 bin gencin bir kısmı koministler tarafından öldürüldü diyorsunuz.Dursun Önkuzu'nun da nasıl öldüğünü biliyorum. Ve bundan mutluluk duyduğumu da düşünmeyin kesinlikle. Her kim olursa olsun , düşüncesi etnik kimliği ne olursa olsun hiç bir ölüm karşısında soğuk kanlı olabileceğimi zannetmiyorum. Ama bu 250 bin kişinin çoğunun da ülkede yaşanan katliamlarda kullanıldığından da bahsetseydiniz keşke. Gün Sazak'ın dönemin Tekel ve Gümrük Bakanlığını yürüttüğü sırada yaptığı kadrolaşmaları, örgütün en büyük finans kaynaklarından biri olduğunu söylememe de gerek yok heralde. 250 bin genç beyin + ülkede en büyük kadrolaşmalardan birinin mimarı + finans kaynağı yaratmak için oturduğu bakan koltuğunu kullanması. bunlar bence zaten başlı başına sayfalarca incelenmesi konular.
  20. Kağıthane ülkü ocakları başkanlığı yapmamışmıydı ? Şişli de ki örgütlenmenin içinde yer almamışmıydı?
  21. Gün Sazak gerçektende çok şey çağrıştırıyor bana. Bunlardan bir tanesi; "O dönemlerde Türkiye çapında 250 bin genci eğittik. Gençleri Ankara"da seminerlerden geçiriyorduk. Türkiye"yi 10 bölgeye ayırdık. Her bölgeye eğitimci adıyla yerleştirilmiş öğretmenler tayin ettik. Bunların altlarına otomobiller verdik. Bu işleri hep rahmetli Gün Sazak"la birlikte organize ettik." (Türkeş"in Anıları, Syf:404) acaba bu 250 bin genç nasıl kullanıldı?
  22. Birçok konuda saatlerce ,sayfalarca yazan arkadaşların bu başlık altında bir düşüncelerinin olmaması gerçekten üzdü beni. Yanıbaşımızda Avrupanın ortasında 8000 den fazla kişi katledilmiştir.Bir soykırım gerçekleşmiştir. Olayı gerçekleştiren askerle madalyalar takılmış, çoğu suçlu hala ortalıklarda , büyük göçler yaşanmış, aileler parçalanmış, tecavüze uğrayan bir çok kadın intihar etmiş ama ses çıkmamıştır doğru dürüst ne Türkiyeden ,ne Türki Cumhuriyetlerden nede Müslüman geçinen diğer arap ülkelerinden. 1992-95 yıllarında cengaver milliyetçiler neredeydiniz , nerdeydiniz Müslüman kanı aktığında taş üstünde taş bırakmayan hızlı mücahitler. Hiç birinizi göremedi Srebrenitsa. Evet gidenler oldu duyduk . Pala bıyıklı ağabeyler gitmiş hep. Ama talan için. Evet duyduk paralar toplanmış bir nebze olsun ordakilere ilaç olsun diye . o zamanın hükümeti tukaka yapsın diye. Potoçari kampında Mladiç’in çocuklara çikolata dağıtıp hiç kimseye bir şey olamayacak diye kamerelara verdiği pozlar heralde hayatım boyunca gözümün önünden gitmeyecek. Yaklaşık 25 000 kişinin tutulduğu kampın Hollanda bm askerleri tarafından Sırplara teslimiyle etnik bir temizliğe başladı mladiç.öldürülme şekilleri ve o anları yaşayanların anlattıklarını şimdi burada yazamayacağım. o vahşet öyküleri eminimki daha yıllarca hafızamdan silinmeyecek. Savaş sonrası yaşanalar..mahkemeler…istifalar..tutuklanmalar..yalnş anlaşıldık demeler.. kitaplar..belgeseller..filmler..özürler…hiç biri 8000 den fazla insanımı geri getirmeyecek.
  23. Bu forumu yaklaşık 2005 ten beri takip ederim.Ama hiç günü gününe ne yazılmış ne çizilmiş diye bakmamıştım. Ta ki 2007 ye kadar. 2007 de bir hastalık yüzünden epeyce hastanede ve evde vakit geçirmek zorunda kaldım. O zaman keşfettim sevgili Tengerin seni . inan saatlerce yatakta olmak zorunda kaldığım zamanlarda senin o uzun yazıların varya hani vaktin benim için o kadar çabuk geçmesini sağladı ki.Bunun için sana teşekkür ediyorum. Her ne kadar tanışmasakta yerin ayrıdır benim için. Ben düşüncelerini ve kendini bu kadar güzel ifade edebilen çok az insan tanıdım.Sende onlardan birisin. Sanırım yaşça da benden küçüksün. ve yaşına rağmen bu kadar bilgi birikimine sahip olman ve sürekli kendini daha da ilerletmeye çabalaman gerçekten de takdire değer. Umarım hayatta yapmak ve başarmak istediğin bütün planlarını gerçekleştirirsin. ve inşallah uzun süreler daha burda yazılarını görürüm ve olaylara yaklaşımın, bakış açın bir kere daha beni hayretler içine düşürür
  24. Mouchette

    Bungee Jumping

    Yıllardan beri en çok yapmak istediğim şeylerden biriydi Bungee Jamping. Bu isteğimi arkadaşlarıma söylediğimde hadi canım kafayı mı yedin çok tehlikeli bir spor bu diye yanıtlar aldım hep. Hep boynum bükük kaldım bu hayalle yanıp tutuştum. Ta ki bu mayıs ayında en sonunda ‘’ne olur siz sadece gelin bana bakın’’ diye ısrarlarıma dayanamayıp koyulduk yola 5-10 kişi. Belki de o yolculuk hayatımın en mutlu yolculuklarından biriydi. Yolculuk boyunca bundan sonra yapmak istediklerim konusunda (parasailing var sırada) epeyce bi kafalarını şişirdim bu arada.Neyse Alanya aqua parka vardık ve sürekli zıplayarak yerinde duramayan ve bir an önce kendini boşluğa atmak isteyen ben en sonunda atlayış için hazırlandım. Sardılar sarmaladılar beni.Yüksekten bakmak bile büyük bir heyecan veriyor insana. Ustaya ben atlayamıyacam heralde it beni dedim adam olmaz dedi kendim atlamalıymışım.ee peki madem dedim. Kapattım gözlerimi veeeee… aman allahım o ne güzel bir duygu. İlk zıplayışta sanki içim dışıma çıkacakmış gibi geldi.Sadece tek düşündüğüm kalp krizi filan geçirirmiyim oldu. Bide bu atlayışı yaparken tavsiyem gözlerinizi açık tutmaya çalışın çok daha zevkli olur eminim ki. Ben de tek göz açık tek göz kapalıydı da o yüzden söylüyorum . Yukarı çıktığımda ben bunu iyiki yaptım dedim kendime. Adrenalin doruklarda… Müthiş bir şey. Atlayışı yapmak isteyipte korkan varsa inanın korkulacak bir şey yokmuş onu anladım ben. Kesinlikle ama kesinlikle hayatınızda bir kere olsun yaşayın bu deneyimi
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.