hoppa tarafından postalanan herşey
-
Misyoner iddiası
Yaa konuyu bu kadr uzatmaya gerek yokk allaaaaaaa allaaaa.Bu ateist diplomasını kim veriyor, kim bu konuda yetkili onu söyleyin yahuuu.Mürdet olacam valla bak
-
Misyoner iddiası
Sayın boşig, Yoo yoo hiç bu ******* ,tenzih filan da etme Mesela ben bilimin B sini bilmem.İstediğin şeyleride açıklayamam.İlkokul mezunu sıradan biriyim. Ne yapmam gerekiyor şimdi ? Ateistliği bırakmam mı gerekiyor ?
-
Misyoner iddiası
Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil.Tüm dünyadaki müslümanları bağlayan bir kutsal kitapları olmasına rağmen hiç bir müslümanın şimdiye kadar,bir kişinin gerçek müslüman olabilmesi için, Arapça dilinin tüm özelliklerini bilmesi kuranı başta sona ezberlemiş olması Kuranın muhkemini müteşabihini ayırt edebilmesi Ayetlerin inidiriliş sebeblerini Ayetleri açıklayıcı mahiyette olan hadisleri bilmesi gerekir diye bir takım şartlar öne sürmezler.Salt kelimei şahadeti söyleyen birini müslüman kabul ederler. Ama ateizme gelince maşallah bir sürü ahkam kesmeye başlarlar.
-
Misyoner iddiası
Sayın boşig, Kendi kafanızda ürettiğiniz bir takım kurallarla ateist şu şeklide olmalıdır diyemezsiniz.Bunu diyebilmeniz içim tüm dünyadaki atesitleri bağlayan bir kitabın olması ve o kitapta ateizmin kuralları şunlar şunlardır diye yazılı olması olması gerekir.O kurallara dayanarak işte bazıları kendi kurallarına aykırı davrandığı için gerçek ateist değildir diye suçlayabilrisiniz. Böyle bir kitap ortaya sunamadığınız müddetçe ateizm hakkında söyledikleriniz mesnetsiz suşlamadan öte gidemez. Hayır hiçte öyle değil. Her ateist olan mutlaka bilimde uzman olacak diye bir şart yok,Senin paşa keyfin öyle olmasını istiyor olabilir ama bu ateisleri bağlamaz. Sıradan bir insanın da dinlerdeki saçmalığı gördüğü için ateist olmaya hakkı vardır. Ateistlerin çelişkiye düşme hakkı da vardır,hata yapma hakkı da vardır. Bundan gocunmazlar, çünkü zarar görebileceğine inandığı dogması veya kutsalı yoktur. Öyle bir endişesi de yoktur.Böyle endişesi olanlar teistlerdir. Her ateistin,teistlerin varoluş konularındaki sorularına cevap vermek gibi bir zorunluğuda yoktur.Ama bu onların bu konularla ilgilenmediği anlamına gelmez.Zaten bu konuda yeteri kadar bilim adamları var,makaleler var,yayınlar var.İsteyen, merak eden gidip oralara bakar öğrenir. Atezim sadece tanrı fikrini reddir. Ve orda nokta koyar.Nasıl ki,mantıki düşünen sıradan her insan, mademki şapkadan tavşan çıkmaz diyorsun,öyle ise nasıl çıkarıdığımı açıkla diye dayatan illuzyoniste cevap vermek,açıklamak zorunda değilse,tanrı yaratmadı ise canlı nasıl oluştu diye dayatan teistlerede, ateistler cevap vermek zorunda değildir. Çünkü ateistlerin bir iddiası yoktur. İdda sahibi olan teistlerdir.Dolayısıyla kanıt getirme külfetini de teistlere bırakır. Sen hiç bir şey diyemezsin,isteyen istediği sebepten ateist olabilir.
-
Metafizik dünyadan vahy alma iddiası
Bak bu konuda haklsın sarıgöl, Bizim sınırsız kadınlarla evlenebilme gibi bir adetimiz olmadığı için çoğalma konusunda istesek bile size yetişemiyoruz.
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Bak sana en güzel cevabı cübbeli ahmet hoca veriyor. -http://www.youtube.com/watch?v=gwsK7Vx85gs-
-
Kur'an son ve ebedi geçerli evrensel kitaptır iddiası
Elbette çağırmadı ama yine onlar haklıdır.Filmi taaa en başına alırsak yine muhammed haksızdır. Adamların şöyle veya böyle kendilerine ait bir takım inaçları var. Yok efendim işte şöyle böyle haksızlıklar oluyordu diye itiraz edecek olursanız, sözde hak dini mensubu olan müslümanların günümüzde yaptıklarının yanında bir hiç kalır. Günümüzde biri çıksa,müslümanların bu yanlışlarını bahane ederek ben allahın son elçisiyim,kuran ve muhammed sahtedir,bana iman edin diye alenen propaganda yapsa ve taraftar toplamaya çalışsa,müslümanlar ne yapar ? Hadi işin rast gelsin mi der,yoksa adamı öldürürleri mi ? O günah keçisi yerine koyduğunuz müşrikler sizden daha medeni.Önce muhammed vaz geçmesi için her türlü yolu denemişler. Amcasına gidip şu yeğenine sahip çık,ilahlarımıza küfretmesin,ne isitiyorsa verelim demişler. Ama adamda ******** var nuh diyor peygamber demiyor (bir elime güneşi diğer elime ayı verseler yinede vaz geçmem) Adamlar bakmışlar muhammed laftan anlamıyor öldürmeye karar vermişler.Muhammedde bunu anlayınca medineye kaçmış. Oh be kurtulduk diyecekler ama nerdeee, adam rahat durmuyor ki.Mekkenin ticaret kervanlarını vuruyor,onların can damarını kurutmaya çalışıyor. Ne yapsın paşa paşa oturup ölmeyimi beklesinler? Elbette müslümanlara savaş açacaklar. Tüm bunlara rağmen hicretin bilmem kaçıncı senesinde sanki hiç bir şey olmamış gibi mekkeye hac ziyareti yapmaya geliyor. Müşrikler kapılarına kadar gelen muhammedi ve arkadaşlarını orda öldürebilriler di ama yinede yapmamışlar,sadece mekkeye sokmak istemiyorlar. Neyse uzatmayalım hudeybiye anlaşması yapılıyor.Anlaşmayı bozan yine muhammedin taraftarları. Müşrikler hiç bir zaman sebepsiz yere müslümanlara saldırmamıştır.Yani kısaca olay sizin mesnetsiz iddialarınız aksine kendilerini savunmak zorunda olan müslümanlar değil,mekkeli müşriklerdir. Yok hayır diye itiraz edecek olursanız sorumu tekrarlıyorum Günümüzde biri çıksa,müslümanların bir takım yanlışlarını bahane ederek ben allahın son elçisiyim,kuran ve muhammed sahtedir,bana iman edin diye alenen propaganda yapsa ve taraftar toplamaya çalışsa,müslümanlar ne yapar ? Hadi işin rast gelsin mi derler,yoksa adamı öldürürler mi ? Bu sorunun cevabını vermeden söyleyeceğiniz her şey demogoji olmaktan öteye gitmez.
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Muhammed: "Ali nerede?" Sahabe: "Gözleri ağrıyor (hasta)" Muhammed: "Bana gelsin" Bu konuşmadan sonra Ali, Muhammed'e gelir. Ve Muhammed, Ali'nin gözlerine tükürür, tedavi eder. Hadiste, aynen şu anlamdaki sözler yer alır: "Peygamber, Ali'nin gözlerine tükürdü ve gözler hemen orada iyileşti. Öylesine ki, gözlerde hiç ağrı bulumamış gibiydi." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/102, 143; Tecrid, hadis no: 1236; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/132, hadis no: 1807 ve öteki hadis kitapları.) Üfürükle tedavi: Hadislerde pek çokörnek verilir. Ve, iki türü vardır. Tedavide tükürüksüz üfürük, tükürüklü üfürük.. Tükürüksüz üfürük: Hadislere göre Muhammed, bu yöntemle kırıkları, yaraları, kılıç yaralarını bile tedavi ediyordu. Yani okuyup üfürerek. Ekva Oğlu Seleme, Hayber'de bacağından vurulur. Muhammed'e gelir. Muhammed, "üç nefes" eder, yani okuyup "üç kez üfürür". Seleme'nin sorunu, ağrısı, sızısı kalmamıştır. (Bkz. Buhari, e's-Sahih, kitabu'l-Megazi,/38; Tecrid, hadis no: 1611; Ebu Davud, Sünen, Kitabu't-Tıbb/19, hadis no:3894 ve öteki hadis kitapları.) Tükürüklü üfürük: Ali'nin gözlerinin tedavisinde görüldüğü gibi, pekçok olayda bu yöntem uygulanırdı. Ilkellerde de bu tedavi yöntemi çok geçerli ve yaygındır. Prof.Dr.Veyis Örnek şunları yazar: "Tükürük (ilkellerde) hastalık tedavisinde kullanılır. Tüküren kimsenin mistik ve majik (büyüsel) gücünü karşısındakine geçirdiğine inanılır. Ayrıca nazar inancının yaygın olduğu yerlerde, kötülüğü uzaklaştırıcı pratikler de kullanılır" (Bkz. Örnek, Etnoloji Sözlüğü, Tükürük Mad.) Üfürükle tedavinin alanına giren hastalıklar: Yukarıda da belirtildiği gibi, hadislerde bu tedavi yönteminin pek çok olayda kullanıldığı anlatılır. "Nazar"a (göz değmesi"ne karşı üfürük: Yüzünde "sarılık" belirtisi görülen bir kız görür Muhammed. Ve hemen buyurur: "Bu kızcağızı okutup üfletin. Çünkü buna göz değmiştir (nazar var)." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1933; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/59, hadis no:2197 ve öteki hadis kitapları.) Muhammed'in karılarından Aişe anlatıyor: "Peygamber, göz değmesine karşı (tedavi için) okuyup üfürmeyi buyurmuştur." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1932; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/55-56, hadis no:2195 ve öteki hadis kit.) Yılan, akrep böcek sokmalarında üfürük: Malik Oğlu Enes anlatıyor: "Peygamber, böcek, akrep, yılan zehirlenmelerinde ve kulak ağrısında tedavi için okuyup üflemeye izin verdi." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/26; Tecrid, hadis no:1929; Müslim, Kitabu's-Selam/57-58, hadis no: 2196 ve öt.) Aynı şeyi Aişe de anlatıyor. (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1934; Müslim e's-Sahih, Kitabu's-Selam/52-53, hadis no:2193) Üfürükle tedavi ücreti ve Muhammed'in payı: Hadiste anlatıldığına göre: Ebu Said ve Peygamber'in öteki arkadaşlarından bir kalabalık, birkesim yeri ele geçirmek için yola çıkar. Yolları bir kabileye düşer. Kabile başkanını akrep sokmuştur. "Peygamber'in arkadaşları"na başvurulur. Tedavi için birşey bilen olup olmadığı sorulur. Ebu Said Hudri atılıp, başkanı tedavi edebileceğini söyler. Ücret pazarlığından sonra tedaviye girişir. Fatiha suresini okuyup üfürür. Başkan kurtulmuştur. Ücret: Bir sürü koyun. Yani, akrep zehirini okumayla, üfürükle tedavinin karşılığı. Bu arada sürünün Ebu Said ve arkadaşları arasında bölüştürülmesi söz konusu olunca sorun çıkar. Çözüm için "Peygamber"e götürülür konu. Olay ve tedavi anlatılır. Alınan ücret de..Bunun üzerine, Muhammed'in verdiği karşılık şu olur: "Çok iyi etmişsiniz (bu tedavi ve ücret işinde) Koyunları şimdi paylaştırın ve benim payımı da ayırın.." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/39; Tecrid, hadis no:1031; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/65-66, hadis no:2201)" Günümüzdeki cincilere,üfürükçülere,muskacılara hiç kimse tek laf bile edemez. Onlar muhammedi örnek alan dört dörtlük müslümanlardır. --------------------------------------------------------------------------------
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Valla hiç bir şey anlamadım.
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Çünkü o örnek insandır değilmi ? Bakın size onun örnekliğinden bazı hadisler aktarayım. İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam, öleceği sıra, kendine ait altı köleyi azad etti. Onlardan başka malı da yoktu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onları çağırdı. Onları üç gruba ayırdı, sonra aralarında kur'a çekti. İkisini azad etti. dördünü köle olarak bıraktı. Adamı da şiddetle azarladı." Müslim, Eyman 56, (1668); Muvatta, Itk 3, (2, 774); Tirmizi, Ahkam 27, (1364); Ebu Davud, Itk 10, (3958- 3961); Nesai, Cenaiz 65, (4, 64). Hz. Cerir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez." Müslim, İman 122-124, (68, 69, 70); Ebu Davud, Hudud 1, (4360); Nesai, Tahrimu'd-Dem 12, (7, 102). İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm av veya koyun veya çoban köpeği hariç diğer bütün köpeklerin öldürülmesini emretti." İbnu Ömer radıyallahu anh'a: "Ebu Hureyre, "veya ekin köpeğini de diyor!" denilmişti, bunun üzerine: "Onun ekini var da ondan!" cevabını verdi ve ilave etti: "Biz Medine ve civarına gider, tek köpek bırakmaz, hepsini öldürürdük. Hakkat biz, çölden gelmiş kadına refakat eden arkadaş köpeği bile öldürürdük." Buhâri, Bed'ü'l-Halk 14; Müslim, Musâkât 45, (1570); Muvatta, İsti'zân 14, (2, 969); Tirmizi, Sayd 4, (1488); Nesâi, Sayd 9, (7, 184). Hadis No : 3482 Ravi: Ebu Saidi'l'Hudri Tanım: Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü! Biz senin için Buda'a kuyusundan su alıyoruz. Halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri, kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım, su almaya devam edelim mi?)" diye sordular. Şu cevabı verdi: "Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez." Kaynak: Ebu Davud, Taharet 34, (66); Tirmizi, Taharet 49, (66); Nesai, Miyah 2, (1, 174) Örnek insan bunu demişse doğrudur!...İçmeye devam...Yarasın... Muhammed içi su dolu bir bardak ile bir kap getirmelerini ister. Getirilen kabın içinde ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra ağzındaki suyu kabın içine püskürtür, yanında duran Ebû Mûsâ ile Bilâl'e hitaben: "Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze sürünüz! Size müjde veririm" der. Ebû Mûsâ ile Bilâl de su kabını alarak içindeki suyu içip bir kısmını da yüzlerine, göğüslerine sürerler. O sırada Muhammed'in kadınlarından Ümm-i Seleme, perde arkasından Ebû Mûsâ ile Bilâl'e seslenir: "Oğullarım, o sudan ananıza da ikrâm ediniz." Onlar da bu sudan bir miktar ayırıp Ümm-i Seleme'ye ikrâm ederler. (Diyânet yayınları: Sahih-i Buhari.... Cilt I, sh. 163, hadis no. 148; ve Cilt X. sh. 338, hadis no. 1634)
-
Kur'an son ve ebedi geçerli evrensel kitaptır iddiası
Her seferinde yerin dibine batırılan müşriklerden,müslümanlara ahlak dersi. Yazıyı islami bir siteden aldım.Parantezler bana aittir.Zira olayları nasıl kendi lehlerine manupile ettiklerini göstermek için ekliyorum. Uhud Savaşı Başlıyor (M. 625 - H.4)İslâmın 16'ncı, hicretin 3'üncü, miladın 625'inci yılının 25 Mart'ında, 11 Şevval Cumartesi günü Uhud gazası başlamış oldu. Mekkeli kadınların çalgıları arasında ortaya çıkan ve çarpışmak için adam isteyen kâfir askerleri Hazreti Hamza ve Hazreti Ali'nin kılıçları ile yere düştüler. Kureyşliler ölülerinin öcünü almak, putlarını korumak için var güçleriyle saldırıyor, onların üçte birinden daha az müminler ise Allah yolunda, O'nun hak dâvası uğrunda karşı koyuyorlardı. Savaş kısa zamanda kızışmış, imanlı İslâm askerleri düşmanın merkezine kadar ilerlemişti. Onların kılıç darbeleri altında hemen 20 kâfir ölmüş, düşen bayraklarını kaldıracak kimse bulunamaz olmuştu. Okçular Tembihe UymuyorÇok geçmeden Kureyş ordusu bozulmuş, kadınlar panik içerisinde dağa kaçışmaya, bağırışmaya başlamışlardı. Müminlerin bir kısmı kaçan düşmanı kovalamaya çalışırken, diğer bir kısmı ise savaş zaferimizle bitti, diyerek ganimet toplamaya başlamıştı. Ganimetler pek çok olduğundan ( eee hani siz kendinizi savunuyordunuz, bu ganimet hırsı nerden çıktı) düşmanı sonuna kadar kovalama işini bıraktılar, ele geçen büyük bir fırsatı tam değerlendiremediler. Ayneyn adındaki boğaza yerleştirilmiş bulunan okçular da savaşın, kendilerinin zaferiyle bittiğini söyleyerek ganimet toplamaya koştular. Kumandanları Hazreti Abdullah b. Cübeyr'in, hiç bir halde buradan ayrılmamakla emrolunduklarına dair gösterdiği çabalar bir sonuç vermedi. Boğazda kumandanla beraber sekiz okçu kalıverdi. Kureyş kumandanlarından Halid b. Velid, bu fırsatı çok kollamış fakat ele geçirememişti. Okçuların dağıldığını görünce, 250 kişilik süvari birliği ile boğaza daldı. Kalan okçuları şehîd ettikten sonra, ganimet toplamaya dalan mümin askerleri arkadan sardı. Diğer taraftan da dağılan Kureyş askerleri toplanıp saldırmaya başladı. Müslümanlar iki taraftan da kıskaca alınmıştı. Müminler aralarındaki parolayı bile unutmuşlar, birbirlerine girmişlerdi. Bu şaşkınlık içerisinde savaşı kazanmışken kaybeder hale düştüler. Dağlardan inen Kureyş kadınları tekrar kâfirleri çalgılar ve şarkılar ile coştumaya çalışıyorlardı. İslâm Ordusu pek sıkışık bir halde kaldı. Kendilerini toparlamaya çalıştılarsa da, Kureyşliler üstünlüğü ele geçirmişti. (ya lafı o kadar uzatmaya gerek yok,müslümanlar açıkça savaşı kaybetmişler işte)Bazı sahabîler Kureyş'in amansız saldırılarına, yer yer mukavamet gösteriyorlar ise de, umumî gidiş kâfirlerin lehine idi.Mübarek Dişi kırılıyorKureyş askerleri bu fırsattan faydalanarak Peygamberimiz Aleyhisselâmı öldürmeyi gözetliyordu. Sahabîlerden Hazreti Mus'ab'ı, Efendimiz (A.S) sanarak şehîd etmişler ve bunu bağırarak savaş meydanına duyurmuşlardı. Peygamberimiz Aleyhisselâmın öldürüldüğüne dair yayılan bu yanlış haber de, müslümanların moralini iyice bozdu. Halbuki, dağın tepesinde bir avuç müslüman Peygamberimiz Aleyhisselâmın etrafını sarmışlar, O'na bir zarar gelmemesi için canlarını veriyorlardı. Bu arada Peygamberimizin mübarek dişi kırılmış, yanağı yarılmış, bazı yaralar almıştı. Ebû Süfyan, Peygamberimiz Aleyhisselâmın bulunduğu tepenin altına gelerek oradakilere seslendi. Peygamberimiz Aleyhisselâmın, Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer'in sağ olup olmadıklarım öğrenmek istedi. Fakat Peygamberimizin emriyle cevap verilmedi. Ebû Süfyan'ın "Demek ki, bunların hepsi ölmüş!" demesine dayanamayan Hazreti Ömer, "Hayır! Sorduklarının hepsi de sağ!" cevabını verdi. Ebû Süfyan: "Savaş nöbetledir. Bugün biz Bedir'in öcünü aldık!" diye övünmek istedi. Hazreti Ömer de "Fakat bizim ölülerimiz Cennette, sizinkiler Cehennemde!" diye haykırdı. Müşrikler, müminlere karşı sağladıkları üstünlükten faydalanıp savunmasız kalan Medine'ye giremediler (.Dilin sürçtü galiba ne demek giremediler,girmemişler işte neden girmediklerini biraz sonra açıklayacağım) Çünkü Allahü Teâlâ'nın onlara verdiği korkuyla, müminlerden tek bir esir bile alamadan Mekke'nin yolunu tuttular.(Baksen,şu yazdıklarına kendin inanıyormusun?? Adamlar korksalardı taaa mekkeden ne diye oralara kadar gelip savaşsınlar ki,üstelik galip durumda iken medineye girmekten korksunlar?) Yolda akılları başlarına geldi ve tekrar saldırmayı düşündüler.( İşte zurnanın zırt dediği yer burası. Öyle düşüündüklerini nerden bliyorsun)) Fakat Peygamberimiz Aleyhisselâm da böyle bir tehlikeyi düşündü. Sahabîlerden bir birlik meydana getirdi. Başlarına geçerek düşmanı takibe çıktı. Medine'den sekiz kilometrelik mesafedeki Hamrâulesed denilen yere kadar gidildi. Üç gece hiç sönmeyen kalabalık ateş yaktırdı. Müslümanlara kuvvet geldiğini sanan kâfirler korktular. Tekrar saldırmaya cesaret edemeden yollarına devam ettiler. Halbuki müminlerin sayısı 75 kişilik bir kuvvetti. -http://mitglied.lycos.de/muslimmm/tuerkce/siyerinebi/00000092390063731.htm- Sonuç Mekkelil müşrikler savaşı kazanmalarına rağmen medineye girip talan yağma yapmıyorlar.Böyle bir amaçları yok.Hiç bir müslümanı köle ve cariye olarak almıyorlar isteselerdi yapabilirlerdi. Onların tek derdi muhammedi ortadan kaldırmak.Muhammedn öldüğü haberi yayılınca tekrar geri dönüyorlar. Birde Muhammedin kazandığı savaşlara bakın yığınlarca ganimet ve o kadar savaş esirleri cariyeler,köleler
-
Kur'an son ve ebedi geçerli evrensel kitaptır iddiası
Peygamberin hayatı katliamlarla doludur.
-
Misyoner iddiası
Bu bir cevap değil. O toplum allaha inanan bir toplum, ancak inandıkları tanrıdan buyruklar alan peygamber olgusu (ümmi arapları kast ediyorum)yok.Muhammed bir devrim yapmıştır bunu inkar eden yok. . Eğer kendi adına yapmaya kalksa,yani ben böyle düşünüyorum diye düzeni değiştirmeye kalksa başarısız olacak. İşte bunu gerçekleştirebilmesi için kutsal bir otriteye ihtiyacı var. Oda allahın elçisi olduğunu iddia etmek.Ve elbetteki bir takım değişiklikler yapacak ki ilgi çekici olsun. O toplumun tanrılarının tamamını reddetmemiş,sadece yüzlerce tanrı inancı yerine tek tanrı fikrinin geçerli olduğunu vurgulamış. O toplumun ölüm ötesi inancı yok fakat muhammed ahiret ve cennet cehenem inancını ilave etmiş. Bak sana şok olacağın bir şey söyleyeyim. Muhammed ateist bir insandır,en azından deist,tir.Tanrı buyrukları diye idia ettiği şeylere kendisi bile inanmamıştır.Eğer o gerçekten öldükten sonra allaha hesap vereceğine inansa idi bu kadar kötülüğü yapamaz idi. Bir illuzyonist,in yaptığı numaraların iç yüzünü seyiciler bilmeyebilir, ama o kendisi yaptığı numaraların aslı olmadığını herkesten daha iyi bilir ve zaten bunu bildiği için insanları bir nevi kandırmaktan zevk alır.
-
Hz Muhammed hakkındaki iddialar
Ne yani şimdi burda oylama yapıp parmakmı kaldıracağız?Bende aynen onun gibi düşünüyorum. Hem ayrıca bu bir iddia değil.En yakın arkadaşarı vahiy anındaki gözlemlerini anlatmışlar..Bunların hiç birisini yalanlayamıyorsun. Bu tablodan çokan sonuç çok açık ve net
-
Misyoner iddiası
Doğru bir tesbit,ancak nalıncı keseri gibi tek tarafa yontuyorsunuz? Bir kişi hariç neden hep başkaları? Aynı mantığı Muhammed için kullanmamızı engelleyen nedir ? Zira muhammed ateist bir toplumda yaşamadı değilmi? Muhammed,içinde yaşadığı toplumun en değer verdiği bir olguyu yani dini kendi kişisel çıkarları için neden kullanmış olamaz? Hadislere hiç girmiyorum Duha 5- Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın. 6- O seni yetim bulup da barındırmadı mı? 7- Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi? 8- Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?
-
Biraz hoşgörü!
Öyle bir durum yok ama öyle olduğunu var sayalım. Yani ehli kitap müslümanlara saldrmış,müslümanlarda kendilerini savunmak zorunda kalmış. Tevbe 5- Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız *******, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Günümüze bunu uyarlayalım Mesela amerika Türkiye ile yaptığı anlaşmayı bozdu ve savaş açtı.Ortam savaş hali. Türk askerlerine verilen talimat şu şeklide o müşrikleri nerede bulursanız *******, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Müşrik kelimesini amerikalı askerler diye değiştiriyoruz o amerikalı askerleri nerede bulursanız *******, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Buraya kadar hiç bir sorun yok. Ancak talimatın devamı var. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın E hani kendimizi savunuyorduk bu ne şimdi ? Başka dinden olanlara veya düşman askeri ateisttte olablir,namaz kılması ve zekat vermesi şartıyla serbest bırakmak apaçık din dayatma değilmi? Mehmetçik; La coni derhal namaz kıl yoksa seni ******** Coni,waat namaz Mehmetçik, eee günah benden gitti Coni,jes jes,allahu ekber
-
Kuran,müslümanları putperestlikle suçluyor
Başkalarına putperest tanımlamasını yaparken önce kendinize dönüp bakın.Ya hiç yapmayın yada sonuçlarına katlanın. .Size ne elalemin türbesinden,heykelinden,haçından,ineğinden, mezarından ? Yok ben anlamam türbeye,heykele,haça, karşı elini açıp dua edenler putpersttir diye dayatırsan,bende sana, kabaye karşı yönelip allaha yaklaşmak için günde beş kare yerlere kapandığın için aynı tanımı yaparım. Kısasa kısas. Kuranın emri unutmayın. Tanrıya inanmayan bir ateist nasıl dünyevileştirir. Bu yeni bir taktik mi?
-
Kuran,müslümanları putperestlikle suçluyor
Namaz allaha yaklaşmak için yapılan bir ibadettir. Ben demiyorum kuran diyor Alak 19. Kella la tütı'hü vescüd vakterib Hayır ona boyun eğme,secde et ve yaklaş
-
Kuran,müslümanları putperestlikle suçluyor
Hayır değildir efendim.Eğer müslüman isen kuranın putperest tanımına bağlı kalacaksın,kendi kafandan putperest tanımı uydurmayacaksın Zümer 3 Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez. Ne yapıyormuş putperstler? Putlara allah diye tapınmıyorlarmış değilmi? Bunlar bizi allaha daha çok yaklaştırsın diye tapınıyorlarmış.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
İlginç!!! Demek kıskanmak çirkin huy oluyor.Mümin erkekler hurilerle yatıp kalkarken müslüman bayanlar kıskanmayacak.
-
Biraz hoşgörü!
Açıklamayın efendim sizi zorluyanmı var? Ayetin neresinde yazıyor bir gurup olduğu?Tevbe suresinin başıdaki anlaşmayı kast ediyorsanız bu anlaşma mekkeli müşriklerle yapılan hudeybiye anlaşmasıdır, ehli kaitabı bağlamaz.. Ehli kitabın müslümanlarla anlaşma yaptığına dair ne kuranda nede tarihi kaynaklarda tek bir belge yoktur. Varsa buyrun getirin.
-
Biraz hoşgörü!
Evet aynen öyle Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a, ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın.
-
Kuran,müslümanları putperestlikle suçluyor
Alakasız bir benzetme Eğer ben öğremenime namazda okuduğunuz şu sözleri söyleyerek 2- Hamd o âlemlerin Rabbi olan allah içindir, 3- O Rahmân ve Rahim, 4- O, din gününün sahibidir . 5- Ancak sana tapar, ve ancak senden yardım dileriz günde beş kere karşısında yere kapanırsam bal gibi ona tapınmış olurum. Ben bu sözleri kabeye değil allaha söylüyorum diyeceksiniz.Diğer putperstlerde aynısını söylüyor zaten.Onlarda putların temsil ettiği tanrıya tapınıyor bizzat putların kendisine değil. Denemesi çok kolay.Bir budiste gidip sende hiç akıl yokmu, ne diye buda heykeline tanrı diye tapınyorsun? şeklinde sorun. Alacağınız cevap, sizin bana verdiğinizden başkası türlü olmayacak.
-
Cennet'de türban ve çarşaf olacak mı?
oğlan غُلاَم; [Cogul] غِلْمَان , غِلْمَة genç çocuk; köle; hizmetçi; oğlan http://www.arapcasozluk.net/ Gulam,genç çocuk,gılman,hizmetçi oğlanlar Tur suresi 18-Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk ü sefâ sürerler. Rableri onları, cehennem azabından korumuştur. 19- (Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" (denilir.) 20- Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Ayrıca biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik. 21- İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar (yok mu?); işte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Kendilerinin amellerinden birşey de eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır. 22- Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik. 23- Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma. 24. Ve yetufu aleyhim ğılmanin lehum keennehum lu'luum meknun 24- Kendilerine ait bir takım hizmetçi oğlanlar onların etrafında dönerler. Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler. Adamlar zaten hurilerle evlenmiş.Eğer bu genç oğlanların hizmeti cinsel içerikli değilse sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler. şeklinde tasvir etmenin hiç bir anlamı kalmaz çocuk وَلَد; [Cogul] اَوْلاَد , وُلْد çocuk; evlat; erkek çocuk; genç; velet; oğlan; veled,küçük çocuk.Bu kökten türetilen mevlüd,doğum günü. İnsan suresi 19. Ve yetufu 'aleyhim vildanun muhalledune iza reeytehum hasibtehum lu'luen mensuren. 19- Etraflarında ölümsüz küçük erkek çocuklar dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın. Modern kanunlara göre çocukların çalışması yasaktır. Eğer bu küçücük çocukların görevi/hizmeti garsonluk anlamında ise Allah cennette hizmet verecek küçüçük çocuklardan başka birilerini bulamamışmı? Melekleri ne güne duruyor?
-
KALPLERİ NASIL MÜHÜRLEDİ ALLAH (C.C.)
Bir şeyin mühürlenmesi demek,o şeyin işlevsiz/iptal hale gelmesi demektir.Kalbin iptal olması halinde insanlar yaşayamaz ölür.Allahın kalplerine mühür vurduğunu söylediği inkarcıların hepsi inadına çatır çatır yaşıyor. Eğer allah insanların beyni olduğunu bilse idi beyinlerini mühürleyecekti ama bilmiyor işte. A’râf 179 Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla yorum yapamazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. Ayette kalbin işlevi olarak yüklenen anlam,''FKH'' kökünden türetilen yefkahune sözcüğü var. Fıkıh,herhangi bir metinden yorum yapabilme kabiliyetidir.İslami literatürde bunun karşılığı, kuran ve hadislerden hüküm çıkarabilmektir.Böyle yetkin kişilerede FAKİH denir,çoğulu FUKAHA,dır. Bu kişilerin derlediği eserlere de FIKIH KİTAPLARI denir.Diğer bir adıyla İSLAM İLMİHALLERİ. Bilim bize tüm bunları yapan organımızın beyin olduğunu söylüyor.