BrainSlapper

bilimselcinin imzasında bir söz vardı. İnançları yıkmak, atomu parçalamaktan zordur diye. İnsan hiç görmediği, hiçbir kanıtı y6okken ruh adını verdiği bir bilinmezin düğünebildiğini iddia eder, ama kafası kesilen bir adamın düşünemeyeceğini bilir, ama da ruh düşünüyor demekten kendini alamaz. Buna hurafe mi denir, korku mu denir, saplantı mı denir bilemem. Saygılar.

Sayın boşig, Burada kanıtlamaya çalıştığımız şey, bilgisayarın felsefe yapması değil, "aşığım abi ya" diye zıplaması değil. Madde, cansız madde, muhakeme, karşılaştırma yapabilir mi, genel anlamda, düşünebilir mi? Sizin cevabınız "hayır" olmuş, ama örnekleriniz "evet" olmuş. Karmaşık bir durum yani. Biz zaten bigisayarlar insan gibi olacak demedik hiçbiryerde. Burada varmaya çalıştığımız nokta, en basitinden madde düşünebilir mi? Sizden edindiğimiz bilgilere göre, Japonya'da üretilen robotlar ses tonunuza göre, duygusal tepkiler bile verebiliyor. Bunu ne yapıyor? Metal mi, silikon mu? Elektrik mi? Kablolar mı? Dijitler mi? Ortada gördüğümüz şey bir metal+silikon+plastik+elektrik yığını, başka birşey değil. Beynin yapısı henüz anlaşılamadı. Bilgisayarların yapısını biliyoruz. Beyine göre çok çok çok çok basit kalıyorlar. Bilgisayarların yapısı da, beyininki kadar karmaşık olsa, o zaman insan hareketlerini birebir taklit edebilecek kadar programla doldurulsa, o zaman ruh var robotta mı diyeceğiz? Benim bu konudan varmak istediğim yer. Madde, beyin, et parçası düşünebilir. Ruh düşünür diyerek, "kanıtsız" sallamamak lazım. Saygılar.

Sağol. Şimdi sonuç olarak ne diyorsun anlamaya çalışayım: Birinin varlığı diğerini imkansız kılar.. Herşeye gücü yetmenin varlığı hiç bir şeye gücü yetmemeyi imkansız kılar. Bu olay paradokstur.. Önerme Doğru Ama doğru olmayan soru sorulamayacağına ilişkin iddianız. Nedeni de şu: Önermede ön kabul var: Herşeye gücü yetiyor. Bizim sorumuz zaten biz bunun böyle olup olmadığını sorgulamak. Önkabullerin doğru olup olmadığı bilinmediği için, bu sorular sorulabilir. Sen, Herşeye gücü yetittiğini kabul ediyorsun. Dolayısı ile tabiki yapamayacağı şey olamaz. Yani sen diyorsun ki, herşeye gücü yettiğinden, kendisini klonlayabilir de, yok da edebilir.

Tartışma stratejisi konusunda bayağı yol almışsınız. Önce madde düşünebilir mi, karşılaştırma ve muhakeme yapabilir mi gibi bir başlığı sadece düşünme alanına çektiniz, sonra burada da zorlanınca işi "irade" sahasına döktünüz. Güzel taktik. Bu yanınızı takdir ettim. Bilgissayar kendi karar vermiyor, program ona söylüyor ne zaman virüs taraması yapacağını. Program söylüyor yani. Cansız bir şey (program) yine cansız birşeye (bilgisayar) veya cansız bir programa komut veriyor Saygılar.

Biri ve diğeri ile kastettiğiniz ne? Anlamadım da

İşin demogojisine kim kaçıyor belli. Kendiliğinden hareket ettiğini zannetmiyorum Okudum, anladım. Bilgisayar bir makinadır ve cansızdır, doğru. Zaten konunun başında canlı varlıkları bir tarafa bırakalım, cansız madde düşünebilir mi dedim. O cansız makine, sen evinde horul horul uyurken, klavye veya fare ile herhangi bir komut girmezlen, acaba virüs girmiş mi diye tarama yapıyor, program indiriyor, hatta "bu forumda olduğu gibi" (bot programı ile) sen ve ben gibi başlıklara yazı yazıp, reklam veriyor değil mi? Plastikve metal mi yapıyor bunları? İneğin kuş olduğunu ispat etmeyi başarabiliyorsan ben burdayım. Hatta bunu başarabilirsen, evrimciler senin alnından öperler. Saygılar.

Ne ben, ne sen, ne de insanlık o soruların cevabını verebilmiş değil. İnsanlık o soruların cevaplarını arıyor. Sadece cevap bulduğunu sananlar ve cevap olmadığını bilenler var. O kadar. Ben cevabı bilmiyorum deyince, hayal kırıklığına uğradım sözünüze sarıgöl cevap versin: Tesadüf iddiası da sadece bir teoridir, kanıt gereklidir. Ben bir taraftan insanoğlu bu sorunun yanıtını bilmiyor, ben de bilmiyorum derken, dönüp bana "sizler gibi bütün yaratılmışları kör tesadüfe mi isnad etmek gerek" diye sormak, yanlış olur değil mi? herşey tesadüf sonucu oldu dersem, o zaman da herşeyi bildiğimi iddia etmiş olurum. Halbuki ben öyle birşey demedim. Hem din cevapları biliyor diyorsun, ben insanoğlu bu cevapları bilmiyor diyorum, sonra da çıkıp, insanoğlunun kanayan bu yarasına bir merhem olunuz diyorsunuz? cevap varsa, neden kanayan yara var? Yoksa cevap olmadığı için mi kanayan yara var Saygılar.

Verdiğiniz örnekler bizim soruyla benzeşmiyor maalesef. Sorular da abes değil. Tanrı kendini klonlayabilir mi veya yok edebilir mi? Bu kadar basit. Neden klonlamıyor demedik. Neden yoketmedi de demedik. Sadece yapabilir mi diyoruz. Tarı'nın fiziki bir varlığının olmadığını kabullenerek sorduk, taş sorusu değil bu. Basit bir güç/yetenek sorusu. Senin de dediğin gibi yani. Herşeye gücü yetebiliyosa, yani klonlayabiliyosa, "abes iş yapmıyorsa dahi", istese yapar, yani teorik olarak milyonlarca klon Tanrı olabilir. Doğru mu? Herşeye gücü yetebiliyosa, herşeyi yok edebilir, kendisini de yok ebebilir, yani en azından "aklına gelmemişmidir" "hakkaten ya kendimi yok edebilir miyim" sorusu? Korkmuşmudur yoksa yok olmaktan?

Eğer düşünmen için bir ışık yakabilmişsek onur duyarız. Size kim inana dedi bilmiyorum ama, bana inkar et diyen olmadı. Ben kendim farkına vardım bu masalın. Saygılar.

Sevgili TARAFSIZ yanıtlamış. " Yazdığın şeyler tamamaen hayal ürünü. Hiçbir kanıta dayanmayan sallamasyonlar. Duyu organlarının Ruhun penceresi olduğunu nasıl tespit ettin? Algılayamadığın şekillerde diyorsun, yani algılayamıyorsun, sonra algılayamadığımız şekillerde şuur, akıl ve irade sahibi ruha iletilir diye sallıyorsun, bu nasıl olabiliyor? Hem algılayamıyorsun, hem ilettiğinden eminsin. "Bu bilgileri fizikî âlemdeki dar şekil ve mânâlarının ötesinde değerlendirip anlamlandıran, aklî ve iradî olarak cevaplandıran da "ruh" olur" derken kanıtın ne? Tek bir örnek ver. "Yani "ruhun beden ile irtibatı en başta beyin (ve kalb) üzerinden oluyor denilebilir" mi? Neye dayanarak? Sallayarak mı? Saygılar.

Senin hurafelerin ne kadar ciddiyet taşıyorsa, TARAFSIZ'ın teorisi de o kadar ciddiyet taşıyor. Saygılar.

Bu senin kuruntuların. İddia yerinde duruyor sayın kralx, Metal+silikon+plastik+elektrik yığını nasıl oluyor da program kabul edebiliyor? Nasıl olur da komut alabiliyor? Tek adımlık geri atma diye birşey yok...Teyid ediyorum burda.. Sallama, saptırma... Senin bilgisayarla haşırneşir olduğunu bildiğim için bu konuyu açtım, sana en çok bildiğin alanda savaşma imkanı sundum... Bir yukadıdaki sözlerinle tamamen demogojiye sapmışsın... Soru başka: Metal+silikon+plastik+elektrik yığını nasıl oluyor da matematik yapıyor? Nasıl oluyor da a masasındaki bilgisayara virüs girdi diyor? b masasındaki bilgisayardan administratör yetkilerini kullanma teteşebbüsü var diyor? Programlama nedir peki? Programöı cinler mi okuyor? Ruh mu okuyor? Okuması gerektiğini nerden biliyor? Sen nasıl karar veriyorsun? Canlı ile cansız aynı şekilde programlanacak diye birşey mi var? Programlamadığın/öğretmediğin bir çocuğu koy bakalım sıcak ızgaranın yanına, ne oluyor gör. İrade programlama ile veriliyor, yavaş yavaş. Bugün basit kararları verir, yarın karmaşık. Sen tasarıma inanıyorsun ya, bu konu tam sana göre, Tanrı'da insanları programlamış demen lazım. Ha yaratmış, ha programlamış. Aynı şey. Senin hatan nerde biliyormusun? Düşünmenin "ruh" adını verdiğin ve ne olduğunu ispat edemediğin, inançtan öteye hiçbirşey söyleyemediğin şey tarafından yapıldığını iddia etmek. Bu iddianı da sırf beyin düşünmez, ruhun insan ruhundaki iletişim noktası olan kalp düşünür demek için sürdürüyorsun. Çünkü bu iddiadan vazgeçmek Kuran yanlış demek anlamına geliyor değil mi? Onu demeye korkuyorsun. Saygılar...

Bak şimdiye kadar yaptığın en güzel tavsiye bu Saygılar.

Şeytan yaratıcısını inkar etmemişse nasıl şirke girmiş oluyor? Renkli yer açık değil, anlaşılmıyor veya anlayamadım.

casulu25 sen şşu aşağıda yazılı şeyi anlayıncaya kadar tekrar tekrar oku. Kalbinle anlamaya çalışma, beyninle anlamaya çalış. İnsan aklı ile düşünür, akıl beyin fonksiyonlarının tümüne verilen isimdir. Yani insan beyni ile düşünür. Kalp ile düşünmez. İnsanın kafası kesilse, makineye bağlanıp, hayatta tutulamaz. Ama kalbi çıkarılsa, makine ile yaşatılabilir. Saygılar.

En iyisini sen yapıyosun

Neden tanıttırma ihtiyacı duysun ben de ona hayret ediyorsun? İnsan'daki gibi bir "kibir", "böbürlenme", "büyüklük hissetme" yani kısaca "megalomania" mı var Tanrı'da? Ben tanımadığım, bilmediğim, varlığından yokluğundan emin olamadığım birşeyi "megalomania" ile suçlayamıyorum. Sen inandığın halde suçluyorsun, bence yanlış yapıyorsun, dinen de. İnsanlık bu soruların cevabını arıyor. Bulabilmiş değil. Valla biz mütevaziyiz. Herşeyi biliyoruz diye ortaya atlamadık ki, eleştir oklarını üstümüze çekelim. Herşeyi, bu dünyayı, ötedünyayı açıkladık, bütün cevaplar cebimde diyen sizsiniz, elbette savunmada olacak olanlar da sizlersiniz. Bizim cebimizde herşeyin cevabı yok maalesef. Saygılar.

Sevgili sardunyam, meallein hiçbirinde parantez içinde açıklama gereği duyulmamış çinkü, oradaki "O" zamirini, dünya olarak algılayan ilk kişi olarak sizi gördüm. Mesela siz ve sarıgöl bu konuda bir mutabakata varın lütfen, ya sen yanılıyorsun ya da o. Çünkü aynı başlık altında, aynı ayeti, iki müslüman olarak farklı anladınız. Birinizden biriniz yanlış anlıyor. ben sarıgöl'ün anladığı gibi anlıyorum, oradaki "O" zamiri Allah için kullanılmıştır. Saygılar.

Yok öyle bir soru sormayacağım. Sadece kendini klonlamaya gücü yeter mi veya kendini yoketmeye gücü yeter mi onu merak ettim. Sonra "Ya kendini klonladıysaü şimdi sayısız ilah varsa"? gibi saçma bir soru geliyo aklıma. "Birbirlerini öldürebilirler mi? Öldüremiyorlarsa yapamadıkları başka şeyler de var demek ki." Ya da "Kendine 'Yok Ol' deyip intihar ettiyse?" gibi saçma sorular geldi işte. Saygılar.

Kusura bakma sitenin linkini unutmuşum. Burada. Dikkat ederseniz beni çeviri yanlış mı doğru mu tartışması ilgilendirmez dedim. Sadece çeviri konusunda tartışma varsa, iki taraf için de çeviriye mevzu olan metin tarihi vesika kabul edilmektedir. Saygılar.

Bu konuyu ali ilmek ile tartışıp karara varın, sonra ben de katılayım. Saygılar.

ali ilmek en büyük günah şirk diyor. Şirk nedir? Allah'a ortak koşmak. Bu ne demek? Ya başka bir Allah var demek, ya da, birkaç tane Allah var demek. Sen demişsin ki: Ben de diyorum ki (ali imek''in de tastik ettiği bilgiye göre): Şeytan şirk suçunu işlememiştir. Yani en büyük suçu işlememiştir. Sen diyorsun: Şeytan İslama göre en büyük günahı işlemiştir. Bu durumda, şirk değilse, senin en büyük günah dediğin ne? Kökten inkar ne demek, şirk tanımının içine girmiyor mu? Kökten inkar suçu/günahı Kuran'da tarif edilmiş mi? Bu kökten inkar suçu ateistlik mi, Allah yoktur demek mi? Şayet böyle ise, Şeytan'dan daha kötü kişiler mi var? şeytan'danb daha kötü kişiler varsa, neden şirk suçunu işlemeyen şeytan cehennemin en dibinde? Saygılar.

Yanılıyorsun, bütün konuları kişiselleştirmiyorum. Bu başlığı herkes cevaplayabilir, ancak kralx'in özellikle cevaplamasını istedim, zira bilgisayarla ilgili bir işi var, madde düşünemez diyor, tasarım'a inanıyor. Kişiselleştirme yok yani. Şahsı ile ilgili tartıştığımız bir konu yok. Kendisi bana bir konuda "sallama" anlamında güldü, bende gülmesinin gereksiz olduğunu gösterdim. O kadar. Saygılar.

İtiraz edebilir. "Aynı adı taşıyan bir dosya var, bu dosya dını veremezsiniz, başka ad verin" "Bu programı yükleme yetkiniz yok, lütfen sistem yöneticinize başvurun". Ben tesadüfen oluştum demez. Beni bir adam yaptı da demez. Beni yapan adama biraz tapınayım, sevgi gösterisinde bulunayım da demez. Saygılar.

Bu temel dini tartışmalardan biridir. Sen beyin'e "et" deyip düşünemez diyordun. Ruh var diyordun. Ama ruhu kanıtlayamıyorsun. Biz de sana silikom+metal+nikel+elektrik yığını birşeyin basit de olsa düşünebildiğini, muhakeme yapabildiğini gösteriyoruz. Bir insanı programlama, doldurma balaım. Ne oluyor. Mesela hiç ateş ve ızgara görmemiş bir çocuk ateşe gider mi gitmez mi? Bu programlamadır. Beyinde trilyonlarca hücre var. Bilgisayarlarda da o kadar çip/işlem gücü olunca, o metal+silikon+plastik+elektrik yığınının daha iyi düşünemeyeceklerini nerden biliyorsun? Saygılar.