Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Bizde her yöntem var. Bilim'i öcü sanan insanlara bilimle cevap vermeyiz, kafanı eskitme sen. Sana senin dininle de cevap veririz, hiç endişen olmasın. Bak bu başlıkta sadece dine dinle cevap veriliyor, güncel başlık olduğu için veriyorum. Saygılar.
  2. Sevgili TARAFSIZ, Sen mutlu olmazsın da, cennet ehli denenler mutlu olmayı bırak, cehennemdekilerle sadistçe eğlenmeyi marifet sayıyorlar. Araf-44: Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır. Araf-50: Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır, derler. Yani diyelim ki, sevgili eşin, hayat arkadaşın, seninle birlikte üzülen, seninle birlikte ağlayan, zorluklara katlanan, hiçbir kötülüğünü görmediğin eşinin tek "kusuru" ateist/dinsiz olmasıydı, ve varsayalım ki semitik dinler doğru çıktı. Araf-44/50'deki sahneyi yaşıyorsunuz. Eşin Sana diyor ki: Suyundan ve Allah'ın sana verdiği rızıktan, biraz da bana ver. Sen'in cevabın da şu oluyor (kolunda, sağında, solunda, sayısız hurilerle birlikteyken): Allah bunları kafirlere haram kılmıştır. O sırada yanında duran "inançlı" cennetdaşın da slogan atıyor: Allah'ın laneti zalimlerin üstüne olsun!!! İnançlı arkadaşlara "mutluluklar" ve "sabırlar" dilerim cennette. Saygılar.
  3. Biz yanlış biliyorsak sen doğru bildiğini yaz, biz de öğğrenelim. Bilimi de insanlar yapar, yine bilimin ürettiklerine de insanlar karşı çıkar. Senin farklı bir önerin mi var? Saygılar.
  4. İslamiyetteki cennet tanımına bakılırsa öyle bir formatlanacaksın ki, sen sen olmaktan çıkacaksın. Dilin bile değişecek, dilin Arapça olacak (bu arada dinde milliyetçilik var mı diyenlerin dikkatine sunulur). Cehennemdeki sevdiklerine üzülen yanların ameliyala alınacak, duygusuzlaşacaksın. Canının her istediğine kavuçacaksın, bir elin yağda bir elin balda. Ama bu yediğin şeyleri boşaltabilecekmisin yoksa sadece tıkınmaya mı programlanacaksın bilemem. Gölgelikler içinde yan gelip yatmak sana göre değil de, saunada iliklerini ısıtmak istersen öyle birşey var mı bilemem. Gölgelik olduğuna göre, "yakıcı güneş" de var ki cennette, gölgelik düşünülmüş, yani cennetin de tercih edilmeyen yerleri var demekki. Mesela sen dağcılıktan hoşlanıyorsun, dağcılık yapabileceğin bir yer olacak mı bilemem. Dağcılık yaparken tadılan adrenalin coşkusunu, ölme, yaralanma riski olmadığı için tadabilecekmisin bilemem. Şurada 9999999999999999999 yıl dinleneyim, ne olsa sonsuza kadar buradayım, bu kadarcık sürenin sonsuzluk yanında lafı mı olur diyeceksin bilemem. neden dinlenme ihtiyacı duyacaksın onu da bilemem. Neden hurilere "ihtiyaç" duyacaksın onu da bilemem. Açlık bir ihtiyaçtır, ihtiyaç ise bir eksikliktir. Cennette ne kadar eksiklik var bilemem. Eksiklik olan yere cennet denebilir mi onu da bilemem. yani bu fantaziyi kuranlar bu soruları cevaplandırmamışlar veya sormamışlar. Benim sorunum değil, zira hepsi hurafe. Çelişkilerle dolu bir fantazi bu. Saygılar.
  5. Sevgili TARAFSIZ zaten ben de o işin çıkmazını göstermek için o şekilde ************* yaptım. Formatlama olayının en sonunda yazdığım şeye dikkat et: Neden orada olduğunu bile hatırlamazsın. Yani bu durumda "bu dünya sınav" hikayesi anlamsızlaşır. Zira sınav, ancak hatırlandığı ve sonuşları idrak edildiği zaman sınav olur. Yani formatlama işi ile dinin temel varsayımlarından biri gider. Öte yandan, insan fmaddi varlığı, fikirleri, duyguları ve hatıraları ile bir bütündür. Formatlama ile bu vasıflardan arındırılırsa, cennete giden kişi, zaten bu dünyada yaşayan insan olmaktan çıkar. Yok format atılmayacaksa, insani duygular nedeniyle kardeş/ana/baba/eş/çocuk sevgisi nedeniyle, cennete gitsen dahai, sevdiklerin cehennemde olduğu için, cennette cehennemi yaşarsın. Yani sonuç şu: Semitik dinlerin kurduğu öte dünya fantazisi bile çıkmazlarla doludur. Ben bu çıkmazı göstermek için hem formatlama olasıılığını, hem de dünyadaki duyguların ve benliğin devamı olasılığını birlikte değerlendirdim. Her ikisi de çıkmaz yol. Saygılar.
  6. Belki hafızalara format atılır, cillop gibi bir hafıza yani. Kardeşi hatırlamazsın, anayı, babayı hatırlamazsın, sevgiliyi, çocukları hatırlamazsın. Neden orada olduğunu bile hatırlamazsın. Yoksa, herşey "vur patsasın çal oynasın" durumundayken çıkar bir sivri "Komşusu/anası/babası/eşi/çocukları/vs. aç iken tok gezen bizden değildir" der, herkesin neşesine limon sıkar cennette Cennettekilerin hafızasına format atrarsan, bu durumda cehennemdekilerin hafızasına da format atmak gerekir. Yani Tanrı'nın adil dabvrandığınacağını varsayarsak. Onlar da neden orda olduklarını hatırlamazlar. Hafızaya format işi olmazsa, bu durumda cennet de cehenneme döner vallahi Ya da şöyle bir sahne. Siz de cennetliksiniz eşiniz de. Sen hurilerle işi pişiriyon, o nurilerle. Aynı şeyi dünyada yapmış olanlar da cayır cayır yanıyor öbür tarafta. Domuz eti yiyen eşinini kıskanmaz diye sallıyorsun bu dünyada, sanki cennetde ana menü domuz eti sanki de herkes istediği huri veya nuriyle Saygılar.
  7. Aynı kavramlara "Arapça" isimler verince daha mı ulvi oluyor? Bilime yanıldığını kim söyleyecek, medyumlar mı? Cinler mi? Periler mi? Hayatletler mi? Senin kafan peyganber göndermek, inanmak, başkalarının sana doğruları dikte etmesi falan dışında bir "düşünme tarzını" almıyor mu?
  8. Sevgili TARAFSIZ teleolojik iddianın çıkmazlarından biri budur. Bir taraftan evren/canlılar/insanlar o kadar mükemmel ki, bir tasarımcı'sı mutlaka var der. Ama, diğer taraftan, aynı mantığı işleterek, Tanrı o kadar mükemmel, o kadar harika ki onun da bir Tasarımcısı var diyemez nedense. Çünkü tasarım'ın mükemmelliğinden yola çıkarak, bir tasarımcı olduğunu iddia edersen, o tasarımcının da mükemmel olduğunu ve dolayısıyla onun da bir tasarımcısı olduğu iddiası ile karşılaşırsın ve ve sonuçta sonsuz sayıda tasarımcı çıkar karşına Saygıolar.
  9. "Kendi yapar putunu, kendi tapar". Haklısın, Muhammed yapıyor, sen tapıyorsun... İsa yapıyor, birbaşkası tapıyor. Musa yapıyor, ona da birbaşkaları tapıyor. Tanrı'nın, ilahların insanlar açısından farkı, "dokunulmazlıklarıdır". Ateistler, agnostistler, dinsizler açısından dokunulmaz olan şeyi söyle bana. Bilim'i ilah kabul etseler, bilim "yanılmışsın" deme cüretini gösteremezler. Yani Bilim dinsizler için ilah değildir. Yukarıdada söyledim, yine tekrarlıyorum: ilahsız, putsuz, cinsiz, meleksiz, şeytansız düşünebilmenin de mümkün olabildiğini görmen dileğiyle... Saygılar.
  10. Bu ne sorusu şimdi? Zaten biz diyoruz topraktan geldik, toprak olacağız, başka bişey değil diye. Bu soruyu neden bana soruyorsun anlamadım. Saygılar.
  11. Sen "öyle istediğin" için mi var Hak Din? Neden Hak din olamayacağını, kralx ile yaptığımız bir tartışmada, gösterdim, sen de katılabilirsin o tartışmaya. Bir Tasarımcı/Tanrı varsa bile, bu tasarımcı'nın/Tanrı'nın tasarımı hakkında insanlara yanlış bilgi vermeyeceğini, veya Tasarımı hakkında yanlış bilgiye sahip olmayacağını kabul edersin herhalde. Bu soruların iki cevabı vardır: 1. Tasarımcı/Tasarımcılar/Tanrı/İlahlar vardır, ancak Muhammed'e yanlış bilgi vermiş/ler/dir, yani yalan söylemiş/ler/dir. 2. Tasarımcı/Tasarımcılar/Tanrı/İlahlar Muhammed'e bili vermemişlerdir, Muhammed, zamanında yaygın olan inançları/bilgileri kullanmıştır. Yani kendi inisiyatifi ile hareket etmiştir, vahy almamıştır. Yani Hak Dİn Yoktur. Hangisini diyorsun, Tanrı/İlahlar yalancı mı diyorsun, hak Din yoktur mu diyorsun? Saygılar.
  12. Tasarım deyince, bir veya birçok "tasarımcı"nın varlığını kabullenme zorunluluğu doğar. Ancak evrende bir tasarım var demiyelim de bir "düzen" var. Bu düzen nasıl oluşmuştur, insan üstü bir düzenleyici veya düzenleyicişler mi vardır, yoksa Adam Smith'in "ekonomi" teorisinde söylediği gibi, bütün tarafların bilinçsiz eylemleri mi bir düzen oluşturuyor? İnsan onu anlamaya çalışıyor. Saygılar.
  13. Tasarım iddiasını ilk öne sürenler Platon, Aristo, Cicero gibi panteistlerdir zaten, monoteistler (müslüman/hristiyan/musevi) değil. Monoteistler sahiplenmiştir o fikri bugün. Saygılar.
  14. Bilim tanrısı diye bişey yok. Tanrı, melek, cin, şeytan mefhumları olmadan düşünebileceiğiniz günlerin gelmesini dileyin. Senin neye inannacağına, senin için neyin doğru, neyin yanlış olduğuna, senin yerine birileri karar vermiş zaten, o nedenle sen karar veremezsin, veremeyeceksin de
  15. Sevgili rastlantı, iyi bir konu açmışssın, ben biraz daha genişleteyim. Buna teleolojik iddia deniyor. 1. Evren/insan çok komplike, çok düzenli. 2. Bu çok düzenli evreni/insanı ancak çok akıllı, herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen bir Tasarımcı yaratmış olmalı. 3. O herşeye yeten, herşeyi bilen "varlık" Tanrı'dır. 4. O halde Tanrı vardır. Kökeni Platon'a, Aristo'ya, Cicero'ya kadar dayanır (Yani panteistlere, sayın kralx, size hitap ediyorum, çünkü burada Tasarım ideolojisini belirgin olarak siz savunuyorsunuz) Cicero'nun bu konudaki en ünlü lafı, "saat, zamanı göstermek için, bir saatçi tarafından yapılmıştır. saatin zamanı göstermesi rastlantı değil, tasarımcının amacıdır. Hal böyleyken, evren için, tasarımcısız ve amaçsız denebilir mi" şeklinde bir sözdür. Sayın kralx'in antropic principle dediği, şey de bunun içindedir. Bu fikrin zayıf noktaları şunlardır: 1. Bu teorinin/fikrin "Tanrı'yı kanıtlamaya çalışanlar açısından zayıf noktalarından birisi, tamam canlılar yapısı komplike, atomların, evrenin yapısı düzenli, fakat Tasarımcı'nın Bir, Üç veya daha çok olduğu nerden belli? Bu fikir monoteismin Tanı'sını kanıtlamak için de kullanılabilir, panteismin "ilahlarını" kanıtlamak için de. 2. Bu fikrin diğer çıkmazlarından biri de, evrenin ezeli olacağını kabul etmez, ancak Tasarımcının ezeli olacağını kabul eder. Peki neden? Cevap yoktur. 3. Ayrıca bu fikrin diğer bir zayıf noktası da, evet herşeyin bir Tasarımcısı var ve hiçbirşey amaçsız değil diyorsan, aynı şablonu Tasarımcı içinde kullanmak gerek, yani, Tasarımcıyı kim tasarlamıştır? Bunun yanıtı da yoktur. Saygılar.
  16. Evrenin nasıl oluştuğu konusunda sana birşey yutturmaya kalkan yok. İnsanlar fikir yürütüyorlar, yapabiliyorlarsa bu fikri test ediyorlar, test edemiyorlarsa, mantık yoluyla test ediyorlar. Bir fikir yanlış ise, başka fikirler üretiyorlar. Ürettikleri herhangi fikire, kesin doğru demiyorlar. O fikre itiraz edenlerei cehenneme atmıyorlar. O fikir çürütülünce ağlamıyorlar. O fikre karşı çıkanları hakaretle suçlamıyorlar. O fikri savunanlara cennet vaadetmiyorlar. Saygılar.
  17. Anlama, idrak etme, hüküm verme nasıl ruhla ve kalple ilgili oluyor? Kalp nakli yaptıran birinin idraki ve hüküm verme yeteneği yeni kalbine göre değişiyor mu? Yapay kalp takan birisi, artık idrak edemiyor mu? Hüküm veremiyor mu? Duyguları, düşünceleri, muhakeme yeteneği değişiyor mu? Kralx, bu kadar açık bir şeye bari itiraz etme. Eski devirde, özellikle Mısır kültüründe kalp düşünme, kavrama, anlama, hissetme organı sanılıyordu. Bu yanlış bilginin ürünüdür Kuran'daki bilgiler, varsaydığın Tasarımcı'nın bilgileri değil. Yetişmek kelimesinden ne anlıyorsun? Aynı kulvarda, aynı yöründege, aynı kategoride bulunan iki şey için kullanılabilir yetişme veya geride kalma ifadesi. Burada kullanılan ifade bu kadar açık. Güneş'in ve Ay'ın dünyanın çevresinde döndüğünü, sırayla görünüp kaybolduklarını senen bir inanç var karşımızda. Ve geçmişte insanlar evreni geo-centric (dünya merkezli) düşündükleri için, bu yanlış bilgi de Kuran'a Muhammed tarafından sokulmuştur, varsaydığınız Tasarımcı tarafından değil. Yukarıda verdiğim ve bilimle çelişen şeyler duruyor ortada. İnsan ruhla düşünür, anlar, kavrar gibi, akla mugayir bir şeyi söyleyip bana mantıklı açıklaması var deme.Mantıklı açıklama diye sunduğun şey de, kalp nakli gibi bir durumla karşılaşınca fos çıkar. Kusura bakma dininiz akıl ve mantık dini değil, geçmişteki putperest inançların Yahudilerce biraraya getirilmiş bir kolleksiyonu, çeşni olarak da Arap putperestliği eklenmiş. Semitik dinlerde yüzyıllarca tezat bulan insanlar çıktı, ya engizisyonda yakıldı, ya derisi yüzüldü, ya idam edildi. Ama bugünkü kadar fazla tezat ve saçmalık bulan çıkmamıştı. Çünkü bilgiye ulaşmak, karşılaştırmak ve irdelemek bugünkü kadar kolay değildi. Saygılar.
  18. Kralx, işlemcinin ruh olduğunu nerden çıkarıyorsun? Kanıtın ne? Saygılar.
  19. Aynı soruyu kendine sor. Hangi Kanunun kaçıncı maddesine göre Tanrı peygamber gönderiyor acaba diye? "Zira varsa bir Tasarımcı, tasarımının her ayrıntısını bilir, tasarımı hakkında yanlış şeyler söylemez." mantığından giderek söylüyorum Tanrının peygamber göndermemiş olduğunu. Madem siz "tasarım" konusuna büyük önem veriyorsunuz, sizin dikkatinizi çekecek hususları sunayım, başa başlıklarda da sunmuştum. Sayın boşig yazdı, siz yazmadınız, halbuki tasarım'a siz inanıyorsunuz, sizin de yazmanız beklenirdi. 1. A'raf-179: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. Şimdi bu ayette, hiç mecaz ifade kullanılmış falan gibi kaçış yolu bırakmayacak şekilde, ANLAMA organının KALP olduğu söyleniyor. Mecaz yok, çünkü, ayette sıralanan diğer organlar da kendi işlevleri ile anılmışlar. Şimdi söylermisin bana, eğer Tasarımcı peygamber gönderiyorsa, bu ayette, tasarladığı herşeyi bilen Tasarımcı mı yanılmış, yoksa, Tasarımcı'dan bilgi almadığı halde, Tasarımcı'dan bilgi aldığını iddia eden insan (Muhammed) mi? 2. Yâsîn-40: Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. Şimdi bu ayette, güneş ve ayı'ın birbirine yetişemedikleri söyleniyor. Yani aynı yörüngede oldukları veya birbirlerini yakalayamadıkları halde kovaladıkları iddia ediliyor. Ama bilim Güneş ve Ay'ın yörüngelerinin birbiriyşe alakalı olmadığını, yetişme gibi bir durumun olmadığını gösterdi, herhalde itirazınız yok. Şimdi söylermisin bana, eğer Tasarımcı peygamber gönderiyorsa, bu ayette, tasarladığı herşeyi bilen Tasarımcı mı yanılmış, yoksa, Tasarımcı'dan bilgi almadığı halde, Tasarımcı'dan bilgi aldığını iddia eden insan (Muhammed) mi? Sevgili kralx, Tasarım'a inanıyorsan, Tanrı'ya inanıyorsan, bence Tanrı'ya saygı duy, Tanrı ile alakası olmadığı halde kendini Tanrı'nın seçilmiş kulu diye lanse eden ve yaptığı yanlışı Tanrı'ya havale eden adama değil. Saygılar.
  20. Özlü sözler söylemeye başladınız. İnsan daha bu dünyanın sırrını çözememiş, birileri gelip ben "varoluşun sırrını çözdüm" diye ortaya fırlıyor ve bunu herkese yutturmaya çalışıyor. üstelik kendi çözümünü kabullenmeyenlere de tehditler savuruyor. Saygılar.
  21. Valla herkes bu "Deist" tasarıma inansa ve düşünceleri, fikirleri, yaşam tarzını, siyaseti O tasarımcı kimse ona atfetmese, sorun yok zaten. Saygılar.
  22. Türkçe anlayabiliyormusunuz? Kanıtlanmayan şeye ne var denebilir, ne yok. Adı üstünde, bilinmiyor. Bilim, doğru dürüst, akla mantığa uygun birşeyler bulmuş olan kime ne demiş? Red mi etmiş? Allah var, peygamber var, o nedenle peygamber doğru söylüyor demek ile Dünya var, öküz var, ee deprem de oluyor, p zaman dünya öküzün boynuzlarındadır, herkes öküze saygı duysun, tapınsın demek ile aynı şey. Kanıtlanıncaya kadar, ne öküz hikayesi insanlara empoze edilebilir ne de peygamber hikayesi. Semitik kitapları ve düşünce yapısını, tarihini inceleyen herkesin ulaşabileceği bir sonuç vardır: Tanrı varsa bile, tasarım yapmışsa bile, bu dinlerdeki Yehova/Allah o Tanrı değildir. Ayrıca Tasarımcı Tanrı peygamber göndermez. "Dünyayı boynuzunda taşıyan öküz beni temsilci" yaptı demek ile "Allah beni temsilci yaptı" demek aynı şeydir. Birincisi sana mantıksız geliyorsa, ikincisi de mantıksız gelmek zorunda. Saygılar.
  23. Bugün gidememiş olması yarın gidemeyeceğini göstermez. İnsanlar 100 yıl önce Satürn'e, Merküre'e Venüs'e de gözlem uydusu gönderemiyorlardı, denizlerin altına da inemiyorlardı. 100 yıl önce yapamadılar, bugün yaptılar, birgün aya da giderler. Sevgili kral, atestlerin, agnostistlerin, deistlerin, bilimum dinsizlerin sorunu tasarım var mı yok mu, değildir.tasarım var mı yok mu bilimsel buluşlarla bu ortaya çıkar zaten. İtiraz edilen şey. Tasarım varsa dahi, bu bu tasarımı yapan "şey" ile irtibatta olduğunu söyleyerek insanları kandıran sistemler, dinbler ve kişilerdir. Ben hiçbir yerde Tanrı vardır veya yoktur demedim, çünkü varlığına da kanıtım yok, yokluğuna da. Kanıtım olmayan şey sadece benim düşüncem olarak kalır, senin inancın olarak, bir başkasının teorisi olarak. İlk insandan beri insan varlığının ve çevresinin varlığının nedenini ve bu varlığın işleyişini anlamaya çalışır. Benim kabullenemediğim şey, birileri çıkmış ortaya "hey, uğraşmayın, ben sizin binlerce yıldır bulamadığınız şeyin cevabını buldum, Tanrı diye bişey var, ona sordum, cevapları bana söyledi." Varmı bööle birşey ya? Tanrı'dan diye pazarladığı cevap da cevap olsa, gam yemiycem... Saygılar.
  24. Hah, bak oldu şimdi... Tasarım varsa dahi, kimin yaptığı bilinemez. Kim olduğu bilinemeyen "Tasarımcı'dan vahy aldım, O'nla konuştum" denemez. Kim olduğu bilinemeyen Tasarımcı'ya "Allah" adı verilip- "şu dağları Allah yaptı" denemez. Kim olduğu bilinemeyen Tasarımcı'ya "Allah" adı verilip, "Allah şunu yaptı, bunu şaptı, şunları da yapacak" denemez. Kendisi bile bilinemeyen bir Tasarımcı'yı "konuşturan" herkes doğru söylemiyordur. Tasarımcı'ya atfedilen sözler sallamasyondur. Tasarımcı'ya inanç, insanı yapsa yapsa, Deist yapar, Tek Tanrı'cı yapar, Gök Tanrıcı yapar, Ulu Manitucu yapar, ama Müslüman/Hristıyan/Musevi yapmaz. Çünkü Semitik dinlerde bilinemeyen Tasarımcı ile irtibat iddiası, ondan emir alma iddiası, ondan kural alma iddiası vardır, bilineyen Tasarımcıya roller verme, beklentiler verme, sıfatlar iliştirme durumu vardır. Tasarım var mıdır yok mudur, varsa bu tasarımı kim yapmıştır, araştırıp öğrenmek gerekir. Zaten insanoğlu, bilim dediği şey ile bunu yapıyor. Saygılar.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.