Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Devam edebilirsiniz tabi ki. Ateist veya dinsiz anlayışın savunduğu şey şudur: bir eylem akli yeterliliği olan insanlarla, gönül rızası ile, herhangi bir zorlama yapmadan gerçekleştirilirse, bu eylem, suç, ayıp veya günah değildir. Yani Kendi başına karar verebilecek yaştaki, yani akli yeterliliğe kavuşmuş insanların kendi iradelerini dikkate alır. Yukarıdaki sorularına cevap vereyim: 1. Ateistler ve dinsizler için cima'nın sınırı vardır. Birşey zorlama ve rıza dışı olmaya başladığı an, o iş suça girer. 2. Hayvanlarla yapılan cinsel ilişkiyi ateistler/dinsizler tasvip etmez, zira hayvanların bu işe olumlu yanıt verebilecek iradeleri yoktur. 3. Başkalarının eşleri ile cima yapmak, evlilik sözleşmesini ihlal ettiği için, evlilik dışı ilişki sözleşmenin bozulması anlamına gelir. Evlilik sözleşmesini her iki taraf anlaşarak sadakat maddesini kaldırmışlarsa, bizce bir sorun yok. Bir taraf evlilik szöleşmesinde sadakat maddesi olmasına rağmen, sadakatsızlık yapmış ise, sözleşmeye sadık kalan tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür. 4. Çocuklarla yapılan cinsel ilişkiyi ateistler/dinsizler tasvip etmez, zira çocuklar bu işe olumlu yanıt verebilecek akli olgunluğa erişmemişlerdir. (Hz. Ayşe işine ateistlerin takmış olmasının nedeni budur. Evlilik kurumunun anlamını dahi bilmeyen bir çocukla evlenmek) 5. Eşlerin hepsi gönül rızası (kendi iradeleri ile) ile "eş değiştirme" eylemine katılıyorlarsa, zorlama yoksa, eş değiştirmek onların bileceği iş. Bize bişey demek düşmez. Suç değildir. Bu işe girmiş olan insanların kendi tercihleridir. Ben devam edeyim: 1. Bir insan evli olsa dahi, eşi istememesine rağmen onla cinsel ilişkiye girerse, bu suçtur. 2. Bir kadına tecavüz etmek, onu iradesi dışında cinsel ilişkiye zorlamak olduğundan, suçtur. 3. Savaş esirleri arasındaki kadın askerlere, cinsel ilişki karşılığında özgür bırakma teklifi yapmak suçtur. Kadın kurtulmak amacıyla bu teklife onay verse dahi, bu dururm, teklifi yapanın suçunu azaltmaz. Zira tutsaklık mı yoksa özgürlük ve seks mi gibi bir zorlama tercihle başbaşa bırakılmıştır. 4. Bir işverenin, işe alacağı kadınlara "benle cinsel ilişkiye girersen seni işe alırım" demesi suçtur. kadın bu teklife olumlu yanıt verse dahi suçtur. Zira, normal şartlar altında onay vermeyeceği bir ilişkiye, işsizlik korkusuyla onay vermiştir. Dinsiz/Ateist/Agnostist ahlak böyle bir anlayıştır. Umarım anlamışsınızdır.
  2. Sevgili suheda, Bozuk saat de günde 2 kez doğru zamanı gösterir. Marifetnamede bazı doğru şeylerin olması, bu hurafeler külliyatının değerli kılmaz. Kuran'da da bazı doğru şeyler vardır. Ama yanlışlarla karşılaştırınca bunların da bir değeri kalmıyor. Sürekli yanlış tedavi yapan bir doktorun, ara sıra bazı hastaların iyileşmesini sağlaması o doktora iyi doktor dememizi sağlamaz. Saygılar.
  3. Müslümanların her soruya verilecek bir cevabı mı var bir hurafesi mi var? * Müslüman iken, ateistler şöyle bir soru sorardı: Kutuplarda oruç ve namaz nasıl olacak? Bu sorunun bile cevabının olmaması, İslamiyetin evrensel olmadığının bir kanıtıdır. Biz de güya aklımızca onu alt edecek cevabı verirdik ve gülerdik: Sen Türkiye'de namaz kıldın da, kutuplardaki namaz soruna mı geldi sıra? Bu soruyu soran adamın ne kadar art niyetli ve Allah'ın gerçeklerinden bihaber olduğunu düşünürdük. Değil kutuplara gitmek, Türkiye'nin kuzeyine bile gidebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama ara yıllar geçti. Rusya'nın en Kuzeyi'ne gitme imkanım oldu. Oradaki gün kavramıyla karşılaşınca, biz öğrenciyken bize çok art niyetli gelen ateist arkadaşın sorduğu soru aklıma geldi. ve ona bir özür borçlu olduğumu o zaman farkettim. Hakikaten, Rusya'nın kuzeyine gittiğim zaman hiç güneşin batmadığı bir iklimle karşılaştım. Güneş fazla yüksekte değil, ama sürekli ufukta görünüyor. Şimdi düşünün Ramazan ayı yavaş yavaş yaza kayıyor. Temmuz ayının ortasını düşünün. Müslümansınız. Oruç tutmak istiyorsunuz. Ama güneş doğalı 3 ay olmuş. batmasına da 3 ay var. Sahur vakti ne zaman, iftar vakti ne zaman Nasıl orç tutabilirsin ki? O zamanlar hala semitik hurafeleri Allah'tan gelme sanıyordum. Bir dinci arkadaşıma sordum, Türkiye'den. Güneşin doğup battığı en yakın zaman dilimine uy dedi. Bunun dayanağı var mı hocam diye sordum Yok. Sadece mantıken böyle yapılabilir dedi. Ramazan olmamasına rağmen bir deneyeyim dedim. Ama inanın güneş orda size bakıp duruken "şimdi oruca başladım, şimdi iftarımı açıyorum" diyemiyorsunuz. Oruç sakat oldu hissine kapılıyorsunuz. Yapamıyorsunuz. Ben müslümanken bana bu soruyu yöneltmiş olan ve bu soruyu art niyetli olarak gördüğüm için güldüğüm bütün inançsız insanlardan yıllar sonra özür diliyorum. Saygılar.
  4. Allah'ın varlığı veya yokluğu ispat edilemez diyen, ama varlığı yokluğu bile ispat edilemeyen bir Allah'tan gediği iddia edilen kitaptaki talimatları tek gerçekmiş gibi kabul eden bir mantık. Milletin dinine dil uzatıyor katakuta? Kuran'daki allah, "narsist, megaloman, işkenceci" olarak tanıtılmıyor mu? Bunları biz söyleyince hakaret mi etmiş oluyoruz? 6. yüzyılda Arap kabileleri arasında yaşanan iktidar mücadelesinde sıralanan sloganların "Allah'tandır" diye evrensel değer olarak pazarlanmaya kalkılmasına itiraz etmek hakaret mi oluyor? İnsan oaklına, insan onuruna hakaret etmeyi bırakarak, öncelikle kendinize saygı duyun. Saygılar.
  5. Sayın boşig, sayın scgksk ve sayın abraham sana gerekli cevabı vermiş. Ben de sevgili katakuta gibi senin vereceğin cevabı merak ediyorum. Bir dinsizin, bir ateistin inat etmesiiçin herhangi bri gerekçe yok. Bu işten bir çıkarı yok çünkü. Semitik din mensupları, bu hurafeler için birazcık düşünseler, bu masallara inanmanın mümkünatı olmadığını anlayacaklar. Ama hurafelere, sonsuz süre yeme içme ve sonsuz süre çiftleşme umudu satıyor, neylersin... Saygılar.
  6. Sevgili Badican, Biz İslam barış ve hoşgörü dinidir diye uyutulanlardan idik. Şimdi uyandık. Kafa, kol kesmek, İslam dininin emridir, yukarıda da söyledim. * Sorgun'daki olayları izliyormusun? Evleri yakılan adamlar, ne yapmışlar? Fuhuş yapmışlar. Eeeee? Kime ne bundan? Birisine zorla tecavüz mü var? Birinisini zorla fuhuşa mı zorlamışlar? Kime ne bundan? Nerden geliyor, fuhuş yapanları linç etme girişimi? "Fuhuş edenleri taşlayarak katledin, yaşama hakkı vermeyin" diyen bir inanç sisteminden almış olmasınlar? Muhabir mikrofonu uzatıyor insan kılıklı ama beyin sahibi olduğu tespit edilemeyen bir yaratığa: Neden evlerinize gitmiyorsunuz? "Namussuzlar, ahlaksızlar dışarda, benim oğlum, benim kardeşim nezarette! Onlar serbest bırakılıncaya kadar gitmeyeceğiz! Bakarmısın gerekçeye? Fuhuş yapanlar cana mı kastetmişler? Çocuk mu çalıştırmışlar? Zorla ırza mı geçmişler? Zorla kadın mı çalıştırmışlar? Sorgunlu erkekleri zorla fuhuş yapılan evlere mi sokmuşlar? E be insan kılıklı yaratık, sana ne o zaman? Eğer bir zorlama varsa, yap şikayetini, versin cezasını kanun, sana ne? Cana kastedenler, canlı canlı insanları kızartmaya kalkankanlar, kendi inançları çerçevesinde suç gördükleri eylemin cezasını kendileri vermeye kalkanlar elbette nezarette olacaklar, ortalıkta gezinsinler mi? Herkes kendi inancına göre suç saydığı eylemleri yapanların cezalandırılmasını mı talep etsin? Cezalandırılmaz ise, kendi mi cezalandırmaya kalksın? Linç girişimcileri ve insanları canlı kebap yapmaya çalışanlar, fuhuşa böyle bir ceza verilmesi gerektiği düşüncesini nerden aldılar? İslam'dan mı, yoksa Budizm'den mi, yoksa Ateizm'den mi? Saygılar.
  7. Sorun da burda zaten. İslam emrediyor kafa kol kesmeyi. Kuran kafirlerimn, müşriklerin öldürülmesini emreder. Kuran Allah yolunda savaşmayan bizden değildir der. Fanatikler bu ayete dayanarak kafirlerin kafasını kolunu keserek, Allah yolunda savaştıklarına ve sevap kazandıklarına inanırlar. İyiliği de kötülüğü de insan düşünür, insan yapar. İyiliğin de kötülüğün de sorumlusu insandır. Saygılar.
  8. Sayın Badican, Müslümanların yaptığı eylemlerle, dinsizlerin yaptığı eylemler arasında şöyle bir fark var: Ben gidip birisini öldürürsem bu işi kişisel nedenlerle yaparım. Dolayısı ile yaptığım eylem diğer dinsizleri bağlamaz. Ancak vücuduma bomba sarmalar ve bir camiye, kiliseye dalar ve "Kahrolsun semitik dinler, yaşasın dinsizlik" dersem, o zaman dinsizlik düşüncesini de suçlayabilirsiniz. Yani beni motive eden şey dinsizlik ise, dinsizliği de suçuma iştirak etmiş sayabilrisiniz. İslam coğrafyasında adam kesenlerin, terör eylemi yapanların dayanakları İslamdır. Yani yaptıkları işin hukuki/ahlaki dayanağı İslamdır. Motivasyonu islamdan alıyorlar. Bu nedenle İslam suçludur. Haçlı seferlerini yapanlar insandır. Ama sadece bu seferleri organize edenler veya katılanlar değil, Hristiyanlık da suçludur. Zira, bu seferi motive eden şey Hristiyanlıktır. Hristiyanlık bu nedenle suçludur. Bugün Diyanet İşleri Başkanı komşusu ile ortak kullanım alanlarına komşusu çöp döktüğü için kavga etseler ve Diyanet İşleri Başkanı öfkeye kapılıp komşusuna kurşun yağdırsa, Diyanet İşleri Başkanının yaptığı eylemden dolayı İslam'ı suçlamayız. Zira, komşusunu katletmesine neden olan olayın motivasyonunu İslam'dan almamıştır. Diyanet İşleri Başkanı komşusu olan bir dinsizi, "bu kafiri öldürmek sevaptır" diye katlederse, bu kez İslam suçlu duruma düşer. Çünkü komşusunu katletme motivasyonunu İslamdan almıştır. Kafa kesenler, kafa keserken İslam'a ait sloganlar attıkları için, yaptıkları eylemin motivasyonunu İslam'dan aldıklarını, bu eylemleri İslam adına yaptıklarına açıkça beyan etmektedirler. Saygılar.
  9. Hadi yaa? Hitler'in eleştirilmezli var. Mussolini'nin eleştirilmezlliği var. Stalin'in eleştirilmezliği var. Evrim teorisinin ekleştirilmezliği var. Dünyanın öküzün kafasında olduğuna dair inancın eleştirilmezliği var. BrainSlapper'in en zeki, en yakışıklı, en harikulade insan olduğuna itiraz edilebilemez. Onun eleştirilmezliği var. Başka? Eleştirenleri kebap yaparız. Saygılar.
  10. Milletvekili adayı sana "Hiçbiriniz beni çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek xxx partili olamazsınız. ” dese o adamın akıl sağlığından şüphe etmez misin? Bu söz o adamın ilgi ve sevgi açlığını göstermez mi? Bu bir ayet değil, hadis. Ancak mevzumuz o değil. Benim için ayet de hadis de Muhammed'in sözüdür. Orada iyice anlaşılsın diye "bana...dedi" ifadesini farklı renklendirdim. Bu sözü Muhammed söylüyor. Yani bu söz Muhammed'in iç dünyasını yansıtıyor. Megalomania, narsissizm, önemsenme ve ilgi odağı olma arzuları. Mitevazilikle yakından uzaktan bir alakası yok Her iki hadisde de, görüleceği üzere Muhammed mütevaziliğin yanından yakınından geçmemiş. Mütevazilik konusunda örnek olmak bir yana, kibrin, büyüklenmenin allahını yapmış yani. Buna dikkatinizi çekerim. Saygılar.
  11. Sen benim imzxayı okumamışsın galiba. Tevazu sahibi Muhammed'i tanı. Saygılar.
  12. Sevgili arkadaşım, İnançlarını tek doğru olarak pazarlama. İslam'ın kendisi batıldır. İslam'ın kendisi İsrailiyattır. Semitik dindir. Semavi dindir. Gezegen tapınımı dinidir. Kabile dinidir. İsrail soyunu yüceltme dinidir. İsrail'in bütün atalarına peygamber sıfatı verip göklere çıkarma dinidir. Herkese hitap etmez. Bana hitap etmez. Ben dinsiz bir insanım. Benim için Allah da puttur, Gök Tanrı da. Burada karşı koyduğumuz şey, kendi semitik inancını göklere çıkarıp, diğer her inancı aşağılaman, batıldır demendir. Seninki ne kadar değerli ise, başkalarınınki de öyle. Bir dinsiz gözüyle, tarafsız bir bakış açısıyla bakacak olursak, Gök Tanrı inancı İslamiyetten daha medeni bir inançtır. En azından Gök Tanrı'nın insanları haşladığına, kebab yaptığına, kızarttığına dair bir inanç yok. En azından Gök Tanrı'nın narsistik, megalomanik davranışları yok. En Azından Gök Tanrı "Büyüklük benim ridamdır, azamet de benim izarımdır. Kim, bunlardan birinde benimle iddialaşmaya kalkarsa, onu cehenıneme atarım." gibi laflar etmiyor. Anlatabildim mi? Saygılar.
  13. Katkıların için teşekkürler sevgili pardus. Hep kendisini öven, kibirlenen, büyüklük taslayan kişiler için megaloman, narsist gibi tanımlar kullanılır. Kuran'ın Allah'ı da bu insana bile yakışmayan eylemlerin hepsini yapıyor. Bunları söyleyince kimse hakaret diyorsun demesin lütfen. Bunları söyleyen Kuran/Muhammed. Saygılar.
  14. Burda ırkçılık yapan yok sevgili kardeşim. Sadece Arapçılık yapılarak, bir ulusun geçmişteki inancının aşağılanmasına itiraz var sadece. Ben hiçbir yazımda Arapları ve Arap Kültürünü aşağılamadım. dediğim tek şey İslam=Arap Kültürü ve Milliyetçiliğidir. Karşı Geldiğimiz şey, inanç adı altında ulusumuzun çocuklarının Arap milliyetçilinin savunucuları yapılmasıdır. Karşı Geldiğimiz şey, inanç adı altında bize ait olmayan bir kültürün metafizik güç zoruyla bize kabul ettirilmesidir. Irkçılık yapan herkes yanlış yapar. Zira 10 kuşak, 20 kuşak önce ailelerimizin kim olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Orta Asyalılardan daha çok, Araplara, Ermenilere, Rumlara, İranlılara benziyorsak, ırkçılık yapan herkes farkına varmadan kendi soy ağacında yeralan bir ırka karşı kötü söz söylemiş durumuna düşebilir. Bunun ötesinde, hiç kimse ırkını seççmek özgürlüğüne sahip değildir. Doğustan gelen şeylerden dolay hiçkimse suçlanamaz veya hiçkimse büyüklük taslayamaz. Saygılar.
  15. Teşekkür ederim Orhunca. Ben alıntıyı yapan arkadaşa güvenip doğruluğunu kontrol etmemiştim. Saygılar.
  16. Sevgili medeni, Hoşgeldin, ama süper geldin yani. Ya bu süper bir tespitti. Eğer varsa bir Yaratıcı, Kuran'daki kadar hakaretle hiçbiryerde karşılaşmamıştır. Bizi Kuran'a hakaret etmekle suçlayanlar, öncelikle -eğer varsa- Yaratıcı'ya Allah adını verip, onu megaloman, narsist, işkenceci olarak gösteren ve tanıtan kişiyi, yani Muhammed'i öncelikle suçlayın. Saygılar.
  17. Sayın kralx, Tanrıça kelimesi dil devriminden sonra ÜRETİLMİŞ bir kelimedir. Türkçe, Fince, Macarca gibi dillerde dişillik, erillik yoktur. ,İsmin arkasına bişey ekleyince dişi olmaz. O iş Arapçada olur, İbranicede olur, Rusçada olur, İspanyolcada olur Nuri - Nuriye Selim - Selime ... İlah - İlahe Türkçede kelimelerde erkeklik dişilik yoktur. Deniz, Yaşar, Devrim, Göksel, İlkay, Engin, vs.vs.. hem kız ismi hem erkek ismi olur. Türkçe'de Hakan - Hakançe yoktur. Kağan - Kağançe yoktur. Cumuriyet öncesi çevirilerde Yunan mitolojisi çevirilerinde ilahe ifadesi vardı. Türkçeleştirme furyası ile, ilahe ifadesini karşılamak için tanrıça kelimesi üretilmiştir. Saygılar.
  18. Bu sözlüğü tutarlılık açısından inceleyenlerin IQ'su kaçtı acaba? Bakalım ne yazılmış sözlükte: Allah = eşittir = Yaradan (Türkçe, genel tanım) Allah = eşittir = Tanrı (Türkçe) Allah = eşittir = Mevla (Farsça) Allah = eşittir = Hüda (Farsça) Allah = eşittir = Rab (İbranice) Şimdi de Tanrı kelimesine yazılanlara bakalım. TANRI; Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah. Yukarıda Allah = eşittir = Tanrı (Türkçe) demişti, sözlüğün yazarı. Eşitse şimdi Allah kelimesini koyalım Tanrı yerine. ALLAH; Çok allahlı dinlerde, var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah. Ayrıca Allah başlığını yazan, bilim adamı gibi davranmamış. Kendi inancını işin içine katmış. Doğru sözlük girişi şöyle olmalıydı: ALLAH; İslam dinine göre, kâinatta var olan her şeyi yarattığına ve tek olduğuna inanılan doğaüstü güç. Tanrı, Rab, Mevla, Hüda. İnançlı bilim adamı, böyle tahrif eder bilgiyi de, bilimi de. Saygılar.
  19. Mitolojiler çeviri değil mi? Cumhuriyet öncesi çevirileri bakın bakalım tek bir Tanrı veya Tanrıça kelimesi bulabilecek misiniz? Argolar geçeği değiştirmez.. İnsanların kelimeleri yanlış kullanmalarına göre kelime tasnifi yapacaksak işimiz zor.. Saygılar.. Bak ne güzel söylüyorsun. Tanrı kelimesini de müslümanlar ısrarla "tapgu, ilah" anlamında kullanıyorlar. O kelimeye çoğul eki, dişillik, erillik dil devriminden sonra verilmiştir. Ondan önce ne tanrıça vardı ne tanrılar diye bir ifade. Saygılar.
  20. Bence müslümansanız, mealler de Kuran değildir deyip, Arapça öğrenin. Bu işin son sınırı orasıdır. Herkesi Araplaştırmak. Çocuklarınıza da doğrudan ana dil olarak Arapça öğretin. Hem Allah'ın dili de Arapçaymış ya. Üstelik Cennetteki ortak lisan da Arapçaymış. Zorluk çekmezsiniz. İnsanların inançlarından yararlanarak Arap milliyetçiliğini, Arap Kültürünü yaymak çok dahiyane bir fikir. Araplar Muhammed'e ne kadar teşekkür etseler az. Saygılar.
  21. Doğru söze ne denir... Alkışlanır sadece... Saygılar
  22. Nerde vardı Tanrıça kelimesi Cumhuriyet öncesinde? Halk arasındaki deyimlere bakarsan, Allah kelimesinin de özel isimlikten çıktığını anlarsın. Ayrıca Türk dil Kurumu türkçeleştirme devrimini yapan kurumdur. Kendine sevdiği sözlerle hitap edilince sevinen bir ilah... Ama öbür taraftan hiçbirşeye ihtiyacı yok denen bir ilah... Geçelim.. Hep merak etmişimdir, Bu müslümanlar 99 isimden mesela Kabız ismini veya Dar ismini veya Mani (Engel) ismini neden hiç sevmezler ve kullanmazlar? Mesela çocuklarına neden bu isimleri vermezler? Saygılar.
  23. Sayın kralx, Yukarıdaki yazımda söyledim. Ben yabancı kelimelere karşı bir insan değilim. Zenginliktir. Dil de yaşayan bir olgudur. Bazı yabancı kelimeleri benimser kendileştirir, bazısını da dışlar. Bizim karşı olduğumuz şey, başka hiçbir dini kelime türkçeleştirilmezken, Tanrı kelimesinin hedef seçilerek, bilinçli olarak sürekli sadece "mabud, tapgu, ilah" anlamında kullanılmasıdır. 1930 öncesinde o kelimenin öyle bir anlamı yoktur, çoğulu da yoktur, dişili, erili de yoktur. Yoksa dilde uzlaşma kelimesi de olsun, konsensus da, mutabakat da; zenginliktir, bence. Saygılar.
  24. Ben yabancı kelime düşmanı değilim, buınu öncelikle belirteyim. Senin listene koyduğun kelimeler de bu forumda dini konular tartışılırken yaygın olarak kullanılan, herkesin anladığı, dolayısı ile türkçeleşmiş sayabileceğimiz kelimeler. Sayın boşig'in ve benim dikkat çekmek istediğimiz husus, diğer hiçbir kelimeyi türkçeleştirmek için uğraşmayan, çaba sarfetmeyen dinci kesim, sadece eski Türk kültürüne ait olduğu için Tanrı kelimesini ısrarla, ilah anlamında kullanmaktadırlar. Bu bir karalama kampanyasıdır. Karşı olduğumuz şey bu. Diğer dini terimleri de türkçeleştiriler veya Allah kelimesini de türkçeleştirmezler, o zaman burada dil savunuculuğu yapmayız. Hedef seçilerek yapılan anlam saptırmasına tepki gösteriyoruz. Yanlış anlaşılmasın. Hedef seçilen kelime sadece sıradan bir kelime değil. Bir kültüre yönelik bir saldırı var. Saygılar.
  25. Sevgili boşig, Sana bu konuda katılamayacağım. Gök Tanrı ile Allah aynı şey değil. Nitelikleri ve özellikleri de aynı değil. Mesela Ulu Manitu ile Gök Tanrı aynı özelliklere sahip. Ama Allah ile Gök Tanrı aynı özelliklere sahip değil. (Bu arada Gök Tanrı ifadesindeki Gök kelimesi, sema, sky anlamında değil. Ulu, büyük anlamında) Bir kere, Gök Tanrı inancı bugünkü kıstaslara göre daha medeni ve daha akla uygun bir inançtır. Fantastico'nun dediği gibi, Gök Tanrı'yı tanımlayan bir belge yoktur. Zira görünemeyen, duyulmayan, dokunulmayan şeyin tanımı yapılamaz, sadece inanılır. Bütün tanımlama, ondan mesaj alma, onun adına taleplerde bulunma, onun adına kurallar koyma girişimleri kusura bakmayın kandırmacadır. Gök Tanrı inancına sahip olanların peygamberi ve kitabı da yoktur. Zira kimse ben Gökk Tanrı'nın özel adamı iddiasında bulunmamıştır. Böyle bir iddia absürd bir iddiadır. Kimse ben Gök tanrı'nın özel adamıyım diyerek ego tatminine çalışmadığı için, Tanrı'dan olduğunu iddia ettiği sözleri biraraya getirip kitaplaştırmamıştır. Yani Gök Tanrı inancı bir tür Deist/Panteist bir inançtır. Ayrıca Gök Tanrı kimseyi kızartmaz, haşlamaz, kızgın demir sokmaz, kebap yapmaz. Gök Tanrı kadını ve erkeği ayırıp erkeğin zevki için çabalamaz. Gök Tanrı "kızına malı az ver, oğluna çok ver" demez. Gök Tanrı savaşta düşmanı köleleştirin, erkeklerini kesin, kadınlarını, çocuklarını satın demez. Kısacası Gök Tanrı, sıfatlandırılmamış, kişileştirilmemiş, insani vasıflar verilmemiş (kızmak, başışlamak, tuzak kurmak, intikam almak vs. gibi) bir Yaratıcıdır. Gök Tanrı tanımlanmamış bir kavradır. Gök Tanrı bana ceza verir diye kötülükten kaçınmaz insanlar. Gök Tanrı görüyor, bu benim yaptığım utanç verici, diye kötülükten kaçınır insanlar. Gök Tanrı'nın cenneti ve cehennemi yoktur. Gök Tanrı'nın metafizik mi, maddi mi olduğu tartışılmaz. Sadece herşeyi kapsadığı sanılan bir kavramdır. Biraz deist, biraz panteist bir inançtır. Vahdet-i vücut inancına yakındır. Mevlana, Yunus Emre, Ahmet Yesevi, Ömer Hayyam, Hallac-ı Mansur, Hacı Bektaş Veli gibi insanların Orta Asya-İran-Anadoılu hattında ortaya çıkmaları bir rastlantı değildir. Bu insanlarlar İslamın Allah'ını şahıslıktan kurtarma, Gök Tanrılaştırma ve medenileştirme mücadelesi vermişlerdir. Bilirsiniz Anadoluda bir inanç vardır. İnsan iyilik veya kötülük yaparsa, bedeli de bu dünyada ödenir. "Kendinden çıkmazsa, çocuklarından çıkar, Yedi kuşağa kadar bu kötülüğün eciri çıkar" derler. Gök Tanrı inancında kötülüğün cezası ve iyiliğin bedeli budur. Yani ceza ve ödül dünyevidir. Bu cezayı ve ödülü Gök Tanrı'nın verip vermediği de sorgulanmaz. Bu ödül ve cezanın icracısı Gök Tanrı'dır denmez, sadece bunun hayatın bir kuralı olduğuna inanılır. Saygılar.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.