Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Ben konumuz Cousteau demedim zaten, başka bir başlık altında, senin soruna yanıt olabilecek yeri alıntıladım cevap olarak. O cevap Cousteau Vakfına ait olduğu için, Custeaunun adı geçti. Masal falan yazmadım, senden benden fazla doğa bilimleri ile uğraşan insanlar yazdılar o cevabı, Cousteau vakfı yazdı. İnsanlar o dönemler sadece olağanüstü gördükleri şeyleri yazmışlar. Arap yarımadasında ve Arap sahillerinde bulundum dedim size. Arap sahillerinde denizin içinde yeralan tatlı su kaynaklarından su alıp kullandıkları halde, bu bilgiyi bugün bile kayda geçirmiş değiller. Tarih sadece "olağanüstü sanılan, ilginç görülen" olayları kaydetmiş. İskitlerin, Moğolların tarihinde de, koyun nasıl kırpılır, stepte karda kışta davar nasıl kesilir gibi olağan "herkesin bildiği varsayılan" bilgiler hakkında kayıt buşunmaz. Bizim savunduğumuz dünya da böyle, kimlikler (inanmışlık-inanmamışlık, kadınlık-erkeklik, zencilik-beyazlık vs.) önemli olmasın, sadece eylemler (iyilik-kötülük, çalışkanlık-tembellik, vs.) ile insanlar değerlendirilsin istiyoruz. Saygılar.
  2. Sayın Multi, bunun cevabını verdim sana, hem de 2004 yılında Asya'dan yaşanan, senin de benim de tv'den seyrettiğimiz Tsunami felaketi ile. Tsunami felaketini Endonezya, Malezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Maldivler, Seyşeller gibi ülkelerde yaşayanların Bugün tv, internet, radyo, telefon, ulaşım araçları olmasaydı, 2004'de Tsunami felaketi yaşayan insanlara Allah haber vermedi. O insanlar o felaketi "birlikte tecrübe ettiler", yani tarihlerinde, ortak bir olay var. Nuh Tufanı diye adlandırılan ve birçok milletin efsanesinde anlatılan doğal felaket de benzer bir olay. Böyle bir olay gerçekten oldumu bilmiyoruz, olduysa nedenini bugün bilmiyoruz, ama belki buzul çağının sonu idi, heryerde taşkınlar oldu, erime ile birlikte buharlaşma arttı ve sürekli yağmurlar yağdı, bu alışılmadık yağmurlar nedeniyle insanlar o dönemi unutamadılar, efsaneleştirdiler. Çin'deki ve İskoçya'daki adama Allah peygamber gönderip bu felaketi anlatmadı, onlar bu felaketi yaşadılar. Birileri bu felakete açıklama bulamadı, "bak biz Nuh'a kötü davranmıştık, ondan oldu" dediler, bazıları başka birşeyler dedi. Tarih karşılaştırması ile. Yusuf yahudi değil dedin, onun hemde 1. kuşaktan (İsrailoğulları olarak adlandırılan ilk kuşaktan) olduğunu, 12 israil kabilesinden birinin atası olduğunu gösterdim. Lütfen zahmet et, Yahudi kim, ne demek onu da sen öğreniver. Saygılar.
  3. Benim Allah peygamber göndermez, insanlar peygamber olduklarını iddia ederler iddiamın temelinde senin yukarıda ifade ettiğin (renkli yer) hususlar yatıyor. Diyorum ki: Eğer bir Yaratıcı varsa, bu Yarartıcı yıldızların nerede olduğunu bilir ve eğer Muhammed'i peygamber seçmişse, ona doğru bilgileri verir. Ama İnsanlar yıldızları troposfer'de gördükleri için, yıldızların orada olduğunu sanmışlar ve bu sanılgılarını Allah'a atfederek, kendilerince, bu sanılgılarını "gerçek" statüsüne yükseltmişlerdir. Korunmuş tavan ile, koruyucu tavan aynuı şey demek değil. Kuran'a göre atmosfer koruyucu değildir, korunandır. Kuran'daki 7 gök iddiasını bana "bak bu mucize" diye sunuyorsun, ona açıklama getirince de, gök meselesine ben takmış oluyorum öyle mi? Belki de gök meselesindeki mucize iddiasının tutarsız olduğunu gördüğün için, "bırakın o konuyu canım, geçin" demek istiyorsun, yanlış mı anlıyorum? Boşver sen benim kaç kişiye cevap vermek zorunda olduğumu, cevap veririm ben. Bir konu açtın, devamı getir. Diğer mucize iddialarının da, aslında islam dinine katkısı olmayan, İslam dinini zayıflatan şeyler olduğunu gör ki, bir daha o iddiaları piyasaya sürme, dinsizlere malzeme verme, dinsizler o mucizelerin bir komedi olduğunu göstermelerine fırsat verip inancını sarsma, böylece biraz daha yaşasın İslam. Saygılar.
  4. Bu basit konuda bile tartışmayalım sayın kralx, Benim hareket noktam "alternatif kazanç". Alternatif kazanç oranı da serbest piyasada "faiz oranı" olarak belirleniyor. Kesin çoğalma var yani. (Faizin sıfıra yaklaştığı dönemler de olur, zaten o zman alternatif kazanç sıfıra yakın demektir. Kesin artış da sıfıra yakın olur veya sıfır olur.) Ben burada birisi ile doğrudan ortaklık kurmuyorum. Ben bankaya veriyorum parayı. Bankadan parayı alan adam beceriksizliği veya öngörüsüzlüğü nedeniyle zarar ederse, o onun sorunu. Evet bu parayı satmak demek. Paranın maliyeti o. Bunda da bir kusur yok. Herşeyin bir maliyeti var. Beceriksizliğin de maliyeti var. Hangi faaliyetin kar getireceğini bilememenin de bir maliyeti var. Herkesin lcd/plazma ekran aldığı bir zamanda, borç alan kişi gider borç aldığı parayı tüplü elevizyona/VGA Monitöre yatırısa, zarar edecei kesin, akıllı olsun zarar etmesin, öyle bir yatırım yapmasın. Onun düşüncesizliğinin cezasının ben mi çekeyim, banka mı çeksin? (Bu konuda başka yazmıycam, sedelina'ya fikir vermek açısından yazmıştım. Size kolay gelsin.) Saygılar.
  5. Bugün tv, internet, radyo, telefon, ulaşım araçları olmasaydı, 2004'de Tsunami felaketi yaşayan, Endonezya, Malezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Maldivler, Seyşeller gibi ülkelerde yaşayanların da birbirlerinden haberleri olmayacaktı. Verilen tarihteki yanardağ patlaması ile Mısır tarihini, Ortadoğu tarihini Sümer, Babil, tarihini, Yahudilerin Babil sürgününü falan gözönünde bulunrurarak konuşuyoruz. , Biz algımızı aşan şeyleri algılamaya çalışırız, Tanrı'yı suçlamayız. Dinsizler içinde Tanrı'ya inananlar da var, ama hiçbiri Tanrı'yı sihirbaz olarak da görmez. Bu kadar basit dini bilgileri bile bilmiyorsan beni yorma, git biraz oku gel, bizi de faydalandır bilgilerinden. İbrahim Oğulları: İzak ve İsmail. İzak Oğulları: Yakup ve Yeşu (Yakup, İsrail lakabını alıyor) İsrail (Yakup) Oğulları: Yusuf, Benyamin, Ruben, Simon, Levi, Judah, Zebulun, Isaşar, Dan, Gad, Aşer, Naftali Yusıf yahudi miymiş? İnançlı olmak, birşeyin doğruluğuna kanıtsız olarak inanmaktır. Kanıt olmayan şeylere neden inanalım. Canlı tesadüf mü oluşmuş, Tanrı mı yapmış, sadece bilemiyoruz, açıklamamız yok, teorimiz var, teori de mevcut bilgi kırıntılarından yola çıkılarak yapılan bir tahmin, doğruluğu kanıtlanmamış henüz. Müşriklerin Muhammed'den daha ahlaklı olduğuna ilişkin iddiam inanç değil, islami kaynaklardan alınma bilgiler. Kavimlerin helakı basit doğa olayları. Öyle olmasaydı, yani Allah'tan geldiğine inansaydım, Allah'ın kesin müslümanlardan hoşlanmadığı sonucuna varırdım. Ama Tanrı'nın müslümanlarla bir alıp veremediği olmadığını düşünüyorum. Bunun yerine inşaat sektöründeki ve arama-kurtarma çalışmalarındaki başarısızlıkları, ihmalleri, cehaleti suçluyorum. 1999 Türkiye/İzmit-Düzce Depremi: 17.000 ölü. 2003 İram/Bam Depremi: 40.000 ölü. 2004 Hint Okyanusu Depremi ve Tsunamisi: 230.000 ölü (ölenlerin küçük bir bölümü hariç, çoğunluğu Endonezyalı Mmüslümanlar) 2005 Pakista-Keşmir Depremi: 80.000 ölü. Saygılar.
  6. Beni çok uğraştırıyorsun arkadaşım, başka başlıkta verdim diyorum, o başlığa yazı yazıyorsun, hala burada cevap istiyorsun. Sen zahmet etme ben buraya taşıyayım. Yukarıdaki soruya cevabım şu: Sen o yedi kat gök'ün en yakın katmanına (TROPOSFER) yıldızları mı yerleştirisin, kandillerimi yerleştirisin, yerleştir, ortalık aydınlanıca diğer sorlarına da cevap vereyim. Saygılar.
  7. Sedelina ben dinsiz biriyim, benim cevabım seni ne kadar rahatlatır bilemiyorum, ama "evrensel adalet" anlayışı çerçevesinde anlatmaya çalışayım. Önce iki kişi arasındaki borç ilişkisinde faizi örnek vereyim. Bir arkadaşından 10.000 Euro alıyorsun. Kullanıyorsun ve ona geriye öderken yine 10.000 ödüyorsun. Farzet ki o arkadaşın, parayı sana vermeseydi, o 10.000 ile bir iş yapacaktı ve toplam parasını 12.000 Euro'ya çıkaracaktı. farzet ki sen ondan aldığın para ile bir iş yaptın ve ve işten sonra elinde toplam 13.000 euro oldu. Arkadaşlına vardin 10.000 ve geriye kaldı 3.000 Euro. Bu durumda o arkadaşına 10.000 Euro geri vermen adil mi? O arkadaşına "en azından o parayı vermese idi kazanacağı para kadar para" vermen gerekir. Yani 2.000 Euro. Yani geri ödemeyi yaparken o adama, 10.000 değil, 12.000 vermen gerekir. 10.000 verirsen, bu ona haksızlık, sana haram olur. O hiçbirşey kazanmazken, belkide sermayesini sana verdiği için, sen onun parasıyla para kazanıyorsun. Çok varlıklıysa, alternatif yatırımla kazanacağı miktarı senden almazsa, "bağışlarsa", sorun yok o zaman. Gelelim Madalyonun öbür yüzüne. O arkadaşın, alternatif yatırımla 2.000 Euro kazanacakken, senden 4.000 Euro isterse, bu sefer, alternatif yatırımdan elde edeceğinden fazla olarak senden aldığı miktar onun için haram olur, sana haksızlık yapmış olur. Sen çok kazandın da, gönlünden koparak 4.000 fazla verirsen, ona birşey diyemeyiz. Yani haram kavramı görecelidir. Görecelilik kavramının kilit noktası "alternatif yatırımın ne kadar gelir getireceği". Şu anki dünya'da da, hangi yatırımın ne kadar gelir getireceği önceden kestirilemez. Böyle bir sorun var yani. Bu nedenle, ortalama bir rakam tutturulur. hemen hemen bütün bankalarda bu oran minimal farklarla aynı olur, ekonomik dengeler, bu rakamın birbirine yakın olmasını sağlar. Bu rakama da paranın maliyeti denir. Yani faiz. Bunu almak haram veya adaletsizlik değildir. Benim param var, ama kullanamıyorum, ticari zekam yok. Senin de paran yok, ticari zekan var veya ihtiyacın var paraya. Birbirimizi tanımıyoruz. Bankalar da "buluşturma" işini yapıyorlar. Hiç birbirlerini tanımayan para sahipleri ile ihtiyaç sahiplerini biraraya getiriyorlar. Ben param karşılığında bir para alıyorum, banka hizmeti karşılığında, sen de ticari zekan karşılığında. Bu bir iş ortaklığı yani. Bu nedenle banka'nın verdiği faiz veya aldığı faiz haramdır iddiası yersizdir. Kolay gelsin, evin hayırlı olsun şimdiden. Saygılar.
  8. Bence sen yine de başka söze gerek duy ve 7 kat gök'ü yaratan tanrının en yakın gök'ü (TROPOSFER'i) kandillerle donatmasını bize açıkla da, müslümanların mucize dediği şeye biz de mucize diyelim, tövbe edelim, inanalım. *** "Kuran'daki mucizeler" diye mesnetsiz şeyler ileri süreceğinize, Kuran'da mucize yoktur demek, HY şarlatanının ardından gitmemek, İslam'ı daha saygın bir din yapar. Böyle şeylerle, inancınızı taarruza açık hale getirmeyin. Hadisleri ve Kuran dışındaki kaynakları reddeden yeni bir İslamcı akım türedi. Yaşar Nuri ve Edip Yüksel gibi şahıslar başı çekiyorlar. Müslüman olarak, onlar çok iyi bir taktik izliyorlar ve böylece İslamın ömrünü uzatıyorlar. Eleştirilebilecek materyal sayısını azaltıyorlar. Mucize iddialarını geri çektiğiniz zaman, bunu da eleştiremeyiz, böylece biraz daha sağlama alır islam kendini, bence onu deneyin. Saygılar.
  9. Sayın kralx, O arkadaş sadece hayal eder, gerçekleştiremez. Çünkü kıyafet takıntısını bile aşamamış. Bilim "takıntısız" beyin ister. takıntılı beyinle bilimle nasıl uğraşacak? Saygılar.
  10. Yanlışlarının içinde kalsalar bişy demiyeceğiz de, yanlışlarından yola çıkarak Hallac-ı Mansur'u nasıl öldürdülerse, Madımakta onlarca insanı da göz göre göre yakmışlardır. Afganistan'da insanları çağın teknolojilerinden mahrum etmişler, kızların okula gitmesini yasaklamışlardır. Suudi Arabistan'da kadınların kimlik kartı yoktur, erkeksiz olarak sokağa çıkamazlar, araba kullanamazlar, alışverişe gidemezler. Kendi yanlışları içinde kalsalar amenna. Bende senin söylediğin şeyi söylüyorum, altı çizili yerleri. Ve dön bak öncesindeki renkli cümlelere. Sonra da aşağıdaki "değerlendirme"mde yanlış var mı yeniden bak. Neden senin kafandaki inanç, neden Yunus'un, Mevlana'nın, hallac-ı Mansur'un, Ömer Hayyam'ın, Bektaşi'nin, Fatih'in, Atatürk'ün inancı, İslam değildi anladın mı şimdi? Onlar gibi inanan insanlara amenna. başımızın üstünde yeri var. O insanlar için inancın nasıl isimlendirildiği anlamını kaybetmiştir zaten. Ben de sana bunu söylüyorum. Eğer o insanlar gibi düşünüyorsan, inancının nasıl isimlendirildiği önemli değildir artık. Ben bu nedenle diyorum, sen islamı aşmışsan, senin o inancına islam ismi vermeye ihtiyacın yok artık. islam adına türlü türlü cehalet sergileyen insanlarla aynı "ümmet" olmana gerek yok. Ben kimsenin gözünden bakmıyorum islama. Senin bulunduğun noktada bulundum ben de. Sonra bu işin doğrusu Kuran'dır dedim, Kuran'ı okudum. Beni İslamiyetten, Cübbeli Hoca, Taliban, Vahhabiler, Suudiler çkarmadı, Kuran çıkardı. Benim Kuran'ı yanlış anladığımı, o insanların dopru anladığını farkettim. Bu nedenle önyargılı değilim. O yanlışları içinde yüzsün dediğiniz insanlar Kuran'ı olması gerektiği gibi anlıyorlar. Saygılarımla...
  11. Kıyafete takan biz değiliz sayın kralx, Kiyafete kutsallık atfeden islamcılardır. Sarığınü cüppenin, türban2ın kutsal olduğunu iddia eden islamcılardır, biz değil. Biz bugün kot giyeriz, yarın takım elbise, öbürsü gün şort giyeriz. Şalvar moda olursa şalvar da giyeriz. Sarık modası çıkarsa onu da giyeriz, modası geçince de atarız. Bize göre kutsal kıyafet yoktur. Bilim adamını bile bir "kutsal kıyafet kalıbı" içinde görmek isteyen zihniyettedir hata, bizde değil. O zihniyet, astronot kaskının üstüne de sarık sarar sünnetmiş diye. Saygılar.
  12. erdoğan adlı forumdaş tarafından bu soruya Ekim 2005'de, Kaptan Cousteau'nun sitesinden alıntı yapılarak cevap verilmiş. Forumu lütfen diye ondan diyorum. Kırmızı renkli açıklama benim için de geçerli. Arap Yarımadasında bulundum. Kızıldeniz kıyısındaki balıkçılar, tulum (deri su kabı) ile denize dalarak tulumlarını tatlı su ile doldurular. Tuzluluk oranının farklı olması nedeniyle insanlar tatlı suyun tuzlu su ile karışmadığını Muhammed'en çok önceleri bile bilmektedirler, . İnci çıkarmak, Muhammed'en sonra başlamamıştır. Deniz içindeki tatlı su kaynaklarını inci çıkaran dalgıçlar (teçhizatsız dalıyor bunlar) kullanıyor daha çok. Muhammed'in bu bilgiyi Kuran'a yazmış olması o bilginin önceden bilinmediği anlamına gelmiyor. Var olan bir bilgiyi kullanmış. Zamaında bu bilgiye kafirlerden hiç itiraz gelmediğine göre, demekki herkesin bildiği birşeymiş. Saygılar.
  13. Hilafet, şeriat tek şekilde gelebilirdi: Televizyon, internet, telefon, ulusal eğitim ve moder ulaştırma araçları olmasaydı. O zaman herkesi uyutmak mümkün olabilirdi. Bilgi çağında bunu yapamazsın. benim elimde eskiden tek bir meal vardı, şimdi internet sayesinde birsürü meal var. Eskiden hangi ayet nerede tekrarlanmış diye tek tek aramam ve yazmam gerekirken, şimdi tek tuşla hepsini bulabiliyorum. "İnternet icat oldu, İslamiyet'in içyüzü göründü" olacak yakında. Saygılar.
  14. Öyle bir amacım yok, tarihe bakıp söylüyoruz. Bilimle uğraşan insanlara islam toplumlarında ne yapılmış ona bakıp da konuşuyoruz. Sayın boşig, ben tarihe bakıp konuşuyorum. Sen benim bu insanlara neden müslüman demekte direndiğimi sormuşsun, ben de sana bu insanlara neden müslüman demekte direndiğini sorayım. Sen "kafanda bir ideal kurmuşsun, buna İslam adı veriyorsun, buna İslam adı vermek zorunda değilsin, çünkü o islam değil. Sokağa çık ve islam bu de bakalım, ne ile suçlanacaksın. Ben de senin gibi bir dönemden geçtim, Yunus Emre, Mevlana, bektaşi, Çmer Hayyam gibi insanların dışındakilerin İslamı anlayamadıklarını düşünmek beni rahatlatıyordu, ama maalesef islam o insanların anladıkları değil, o insanlar İslam ötesi, din ötesi bir anlayışa kavuşuşlar. Bizim de amacımız o din ötesi bir anlayışa kavuşmak. (Bu arada ben Fatih'e h,Hristiyan demdeim hiçbiryerde, ama dinsiz dedim, Papalık, İslami kurallara uymadığı için, onun Hristiyan olacağını sandı dedim) Ben de aynı şeyi söyledim zaten. "Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara." dedim. Balistik hesaplarını Fatih'in bizzat yaptığına dair bir iddia duymadım daha önce. defalarca söyledim, kişsel inançla benim zerre kadar sorunum yok, insanlar ister sineğe tapsın, ister ineğe. Eğer Fatih, Hallac,* Mansur, Yunus, Mevlana anlayışına sahipti diyorsan, o adam müslüman değildir. Yine iddiamı tekrarlıyorum. Kafanızdaki ideali "islam" olarak nitelendirmekten vazgeçin sayın boşig. islam'a puan kazandırmak ZORUNDA değilsiniz. Özgürleşin. Cüppeliyi çıkar, Taliban'ı çıkar, Vahhabileri, yani tüm Arap yarımadasını çıkar, Irak'ta kendinizncirlerle yaralayan Şii fanatikleri çıkar, Türkiye'deki tarikatçıları, mezhepleri çıkar, geriye müslüman kalmez sayın boşig. Müslüm, o çıkar dediğin insanlardır. Senin kafandaki ideal tanıma da müslüman demek zorunda değilsin. Saygılarımla... Sayın boşig, bilimin temel kuralını falan ihlal etmiyoruz. Sen de okuyorsun mucize diye verilen şeyleri. Gök/Atmosfer yedi kat diyerek yola çıkan bir adam, ne yapar eder, çarpıtır göğü yedi kat gösterir. gerçekte 5 katmana bölünebilse dahi, 7 katmana böler sadece, çünkü inancı buna onu zorlar. Gök/Atmosfer ancak 5 katman ise, ya bilimden vazgeçer ya da dininden. Bu nedenle müslüman insan bilim adamı olamaz. Dinsiz insan için kutsal kıyafet, kutsal yön, kutsal kitap, kutsal dua yoktur. Dindar bir arkadaşım, uzay istasyonunda sarıklı, cüppeli bilim adamları deney yaparken hayal ediyordu. Çünkükafasında kutsal vardır. Sarık ve cüppenin uzay ortamına uygun olmadığını düşünmez, düşünemez. Saygılar.
  15. Benim dinlere düşmanlığım yok sayın boşig. Ben de senin kadar, Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, Çmer Hayyam'ı, Bektaşi'yi, Hallacı Mansur'u severim. O insanlar dini "BİREYSEL" olarak algılamışlardır. İslam'daki ve diğer semitik dinlerdeki sorun dinin TOPLUMSAL yönüdür. Benim bir putpereste, bir budiste, bir hinduya, bir şamaniste, bir Hallac-ı Mansur'a, bir Yunus Emre'ye, bir Mevlana'ya, bir Ömer Hayyam'a diyebileceğim hiçbirşey olmaz. Benim itiraz ettiğim, mücadele ettiğim şey, dinlerin dayatmacı yönü. Benim gibi düşünmeyen yanar zihniyeti, en doğruyu ben biliyorum zihniyeti, onlar kafir, ben Allah'ın kuluyum ben haklıyım zihniyeti. Saygılar.
  16. Bence yine olmamış. Bir kere saklıgerçek'in True Furkan'dan yukarıya alıntıladığı ayetler arasında çelişki yok. Kuran'ın benzersizliği çelişkiler yumağı olmasındadır Saygılar.
  17. Bu konu da daha önce açılmıştı, biryere varılamadı. http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=45163 Saygılar.
  18. Senden önce bu konuyu açanlar oldu ve cevapları da verildi. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...mucize&st=0 Oku forumu biraz lütfen. Saygılar.
  19. Sayın Kuşçubaşı, benim de uyumaya, çalışmaya, başka şeyler yapmaya ihtiyacım var değil mi, sürekli bilgisayarın başında değilim yani. Zamanım oldukça cevap veriyorum. Dün cevap vermemiş olmam, cevap vermekten kaçtığım anlamına gelmesin. Yukarıda verdim cevabını. Saygılar.
  20. HY'ya benden önce müslümanlar ******* der. Bence de. İkisi de bir inanç, doğruluğu ispat edilmemiştir henüz. Bu nedenle gerçek olarak kabul edilemez. Bing Bang'ı doğru kabul eden insan, evrimi de doğru kabul etmek ZORUNDA'dır. İkisi birbirini bütünleyen teorilerdir. Nasıl Allah Bing Bang'ı "vesile" yaptı ve evreni yarattı diyorsan, evrim yoluyla da, canlıları çeşitlendirdi, çoğalttı demek ZORUNDA'sın. Bir taraftan Allah'ın gezegenleri, yıldızları, atomları din ding ding sihirli çubuk ile yaratmadığını söylüyorsun, diğer taraftan, insanı, katırı, armudu, din ding ding sihirli çubuk ile yarattığını söylüyorsun. Tutarlı ol. Allah sihirbaz mı, yoksa herşeyi başka birşeyin vesile yapan birşey mi? Yukarıda söyledim, HY çarpıtmaları konusunda, katakuta, yam_yam, haksöz adlı arkadaşlarımız daha fazla çalışma yapmışlar, onlar cevap verirler sana, veya cevap verdikleri yerlerin linkini verirler. Bundan ne anlıyorsun sen? Bu konuda benden daha bilgili olan insanlara bıraktım mikrofonu . Zaman buldukça diğerlerini de yazarım. Hazırlıklı olduğum konu var, yeterli bilgim olmayan konu var. Amacım bilgi yarılştırmak değil, yeterli bilgim olmayan şeyi neden savunayım. Sen istiyorsun ki, ben burada oturayım, süğrekli sana cevap yetiştireyim. Zamanım olunca, yeterli bilgim olunca yazarım. Zamanım oldu, yedi gök iddianı inceledim yazdım diğer foruma. Saygılar.
  21. Yukarıdaki şeyleri yazmadan önce, şunları da okusaydın diyorum: Mülk (65)-5: Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık. Fussilet (41)-12: Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. (görüldüğü gibi Kuran 7 gökten bahsettikten sonra en yakın göğü kandilerle donattık diyor!!!) Şimdi senin mucizene göre, yani 1400 yıl önce bilinen mucizene göre yıldızlar, en yakın gökte, TROPOSFER'de mi? İnandığınız Allah aşkına, mantıklı olmaya, akla ihanet etmemeye davet ediyorum sizleri. Atmosfer Senin Peygamberin yeryüzündeki dağlardan bahsediyor, kendi kendine uydurduğun yeraltındaki tepetaklak duran dağlardan değil. Jeoloji bilimi göstermiştir ki, yeryüzünün en zayıf noktaları dağların yoğun olduğu bölgelerdir. Bu nedenle Kırılma ve depremler bu bölgelerde çok olur. Hiç Sibirya'da, Sahra'da deprem olmaması, buna karşılık İtalya-Yunanistan-Türkiye-İran-Pakistan-Himalayalar-Güneydoğu Asya hattında ve Japonya-Alaska-Kaliforniya-And Dağları hattında büyük dağlar ve depremler olmasının nedeni, yerkabuğunun en kırılgan noktaları olmalarındandır. Sadece dağlar değil, bütün yerküre mağma üzerindedir, hep birlikte yüzerler, sadece dağlar değil. Zorlama yorumlarla dağlar yüzer, düzlükler bakar demeyin. Savunduğunuz şeylerin nerelere gittiğini iyi hesaplayın. Dayanağım olmasa neden Kuran sıradan bir kitap diyeyim ki? Neden özel bir düşmanlığım olsun? Saygılar.
  22. Yukarıdaki isimlerin çoğu hakkında fazla bilgim yok, öğrenirim. Hakkında yeterli bilgi sahibi olduklarıma ilişkin (kırmızı renkli) bazı şeyler yazayım: Ömer Hayyam Ömer Hayyam, sadece kimlik müslümanıdır, doğum nedeniyle müslüman bir insandır, onun müslüman olduğu iddia edilemez. Müslümanlık, insanın neden bu dünyada olduğunu, dünyanın nasıl var olduğunu "kendisine sunulan cevaplardan" bilir. Ömer Hayyam şu dörtlüklerin yazarıdır ve bu, müslüman inancıyla ters düşer. Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok; Öyle büyük bir inci ki bu büyük sır delen yok; Herkes aklına eseni söylemiş durmuş, İşin kaynağına giden yolu bulan yok. Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. Hazerfen Ahmed Çelebi Padişah tarafından çalışması önce takdir edilmiş, ancak Şeyhülislam'ın "Allah insanı uçurmak isteseydi, kanat verirdi. Bu adam Allah'a karşı geliyor" diyerek öldürülmesine cevaz verdiği adamdır. Padişah Hazerfen'i öldürtmemiş, ancak Cezayir'e sürgüne göndermiştir. Hazerfen cezayir'de ölmüştür. Fatih Sultan Mehmed Büyük devlet adamıdır, Osmanlının kurumsallaşmasını sağlamıştır, en zayıf yönü islami yönüdür. Annesinin Hristiyan olmasından dolayı dini duyguları iki arada bir derededir. O nedenle dini değerleri önemsememiştir. Büyük bir ihtimalle, inançsızdır. İslam dünyasındaki resim karşıtı yagın geleneğe rağmen resim yaptıran ilk padişahtır. Tamamen dünyevi nedenlerle padişahların şehzade kardeşlerini katletmelerini yasallaştırmıştır. İslama uygun hareket etmemesi nedeniyle, Papalık onun Hristiyan olacağını bile düşünmeye başlamıştır. Fatih'in bu davranışı Hristiyan olacağından değil, dini önemsememesinden, veya büyük ihtimalle dinsiz olmasındandır. Biz ilkokuldayken İstanbul'un fethi bölümünde, Fatih Sultan Mehmet'in, topları bir "Macar Topçu Urban"a döktürdüğü yazardı, şimdi o bölümleri çıkarmışlar. Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara. Abbas İbn Firnas İlk uçağı yapmadı. Hazerfen Ahmet çelebi tarzı birşey yaptı, onda da başarısız oldu ve yaralandı. Hazerfen kadar başarılı olamadı. Yaptığı şeye "kanat" veya en iyi nitelendirmeyle "planör" denebilirdi belki başarılı olsaydı, ama uçak denemez. Uçağı planörden ayıran şey rüzgara veya başka şeye gerek duymadan uçabilmesini sağlayan, insan dışındaki güçkaynağına sahip olmasıdır. Abbas İbn Firnas başarısız olduğu için, çalışmasını sürdüren olmadı. Wright kardeşler başarılı oldujkları için, çalışmaları geliştirildi, bugünkü uçaklara kadar geldi çalışmaları. Teori ve pratik birbirinin parçasıdır. Televizyonu tercihen sokmuyorsa birşey diyemem, ama evine televizyon sokmayanların çoğo "islami olmadığı için" sokmuyorlar, yani dayanakları islam. Fatih'e git, Cüppeli Hocayı dinle biraz, ufkun açılır. Sonra Taliban'ın uygulamalarına bak, televizyonu yasaklama gerekçelerine bak. Komünizm de insan ürünü, islam da. İnançlarını gerçekmiş gibi sürme piyasaya. İslam'ın veya herhangi bir semitik dinin yaygın olduğu yerde hırsızlık, dolandırıcılık, kargaşa maalesef daha çok oluyor. Almanya'da sigorta sistemini, işsizlik yardımı sistemini, çocuk yardımı sistemini istismar edenler kimler ona bak. Dini kuzenlerinizin olduğu, İtalya'ya bak, latin amerika'ya bak, ortadoğuya bak. Mısır'ı ziyaret et mesela. Bir de semitik dinlerin yaygın olmadığı ülkelere bak bir de, Japonya'ya bak, Çünê bak, Hindistan'a, veya dinsizliğin yaygınm olduğu İskandinav ülkelerine bak, Almanya'ya bak, Singapur'a bak. Önce yazılanda, sonradan olacakların bilgisi olmaz. Tevrat'ta İsa'dan bahsedilmemesi normal bu nedenle. Her iki kitap da Allah kelamı demekten vazgeç bence, Allah kelamı değil, Allah kelamı olduğu İDDİA EDİLEN şeyler. Pamuk prenses ve Yedi Cüceler masalını, Çiçek Prenses ve Yedi Bücürler diye uyarlarsan, içerik az çok aynı ise, o hikaye de Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler olur, yeni birşey olmaz. Bu nedenle İslam da bir Yahudi dinidir. Dolayısı ile Yahudileri seçilmiş halk sayan, Yahudi liderlerden başkasının hikayesini anlatmayan Kuran da hep yahudilerden bahsediyor. Saygılar.
  23. Yaşamanın, ahlak sahibi olmanın, başka yolu yok gibi bir saplantı haline gelen inancı sorgulamaya başlamak ilk adım olabilir sizin için de.. Şimdi önce müslümanlar bir anlaşın, HY şarlatan/yalancı mı, büyük alim mi? Saygılar.
  24. Bir de Kosovalılara soralım bakalım. Orada bir ABD üsünü mü tercih ederler, yoksa Miloseviçi mi. İnsanların, devletlerin bir çıkar için hareket etmeleri doğaldır. İbadet edenlere bak, onlar da cennet beklentisi, cehennem korkusu ile hareket ediyorlar. Zorlama yok. İmama göre, bugün bela olarak gördüğün devletler, halklar da iyi şeyler yapar. Baştaki imam iyi olursa, o devlet de iyi şeyler yapar. SSCB Türkiye'den toprak istedi 1945'de, Türkiye güçsüzdü. Türkiye toprağını korumak için ABD'ye yanaşmak zorunda kaldı. ABD'de SSCB'yi durdurmak istiyordu, Türkiye ile çıkarları örtüştü. Bunda bir sakınca, kusur yok. Türkiye'de çıkarına göre hareket etti, ABD de. Kosovalı müslümanlar ülkelerinden kovulmak istemiyordu, amam Miloseviç'i durduramıyorlardı. ABD Balkanlarda bir üs istiyordu. Çıkarları uyuştu. Ama ABD, başındaki imam mesela Bush gibi bir adam olsaydı, üssü Sırplardan alır, Kosovalıların ezilmişliğine de ses çıkarmazdı. Neyse, konu dağılıyor, bu örnek üzerine başka yazmayacağım. Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.