
BrainSlapper
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
2.691 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
BrainSlapper tarafından postalanan herşey
-
Şurda zorlama yok değil mi sevgili kardeşim: Bana inan, inanırsan cennet var. Yada bana inanma, o zaman görürsün gününü, tattırırız sana cehennemi. Ne kadar güzel seçenekler değil mi? Bak sevgili kardeşim, ÖSS sınavı bir sınavdır. Bildiğimiz anlamda gerçek bir sınav. ÖSS Başkanını seviyorum desen de geçemeyeceğin bir sınav. Milli Eğitim Bakanına yalakalık yapsan da bu yalakalığın sana faydasının dokunmayacağı bir sınav. Senin dininde bahsedilen sınav ise, sınav değil, tiyatrodur. Hey millet gelin, cevap anahtarı elimde, hatta kopya dağıtan adam da burda. Kopya çekmesini bilmeyenlere nasıl kopya çekileceğini de öğretiyor. Ne güzel sınav değil mi? Kolaycılık. Tembelliğe davetiye. Torpilcilik. Sınav sahibine, ben seni seviyorum, tapıyorum dersen kalma ihtimali olmayan bir sınav. Sınavı bu şekilde algılayan bir zihniyet, nasıl kolaycı olmaz ki, nasıl tembel olmaz ki, nasıl geri kalmaz ki? Saygılar.
-
Yukarıda saydığın şeylerin olabilmesi için, kadının özgür olması lazım. Şahsi çıkarı için hareket etmek istiyorsa etsin. Soyunmak istiyorsa kendi bileceği iş. Reklam panosunda yeralmak istiyorsa yeralsın. Ev kadını olmak istiyorsa, o da kendi bileceği iş. Yani kararını kendi verebilsin. Birileri ona dikte etmesin onun için neyin iyi neyin kötü olduğunu. Ona ne birileri "kafanı aç" diye emredebilsin, nede başka birileri "kafanı ört" diye emredebilsin. Bun tercihi kadın kendisi yapsın. Bu tercihi yaparken de "metafizik tehdit" de kullanılmasın. "Saçını, başını açabilirsin, ama bu durumda cayır cayır yanarsın" denmesin. Yani kadına "kapanmak veya kapanmak" seçeneği dayatılmasın metafizik tehditle. Saygılar.
-
İlk buzdolabımızı aldığımızda, sıcak yaz günleri soğuk su içebildiği için, annem "Allah razı olsun bu buzdolabını icat edenden" dedi. İlk çamaşır makinemizi aldığımızda, artık çamaşır yıkamatan beli ağrımadığı için annem "Allah razı olsun bu çamaşır makinesini icat edenden" dedi. Okumak için ailemden ilk kez uzaklaştığımda, her telefon görüşmesinden sonra, annem "Allah razı olsun, şu telefonu icat edenden" dedi. İnternet üzerinden görüntülü olarak ilk görüştüğümüzde, annem "Allah razı olsun bu interneti icat edenden" dedi. Annemin her ".. Allah razı olsun bu ... icat edenden" dediğinde; Çocukluk yıllarıma döndüm, kuran kursunda okuduğumuz günlere... Sonra ortaokula, liseye... din derslerinde öğretilenlere... Sonra bazı cemaatlere mensup arkadaşlarla yaptığımız dini sohbetlere.. Aklıma geldi... Allahı ve Muhammed'in peygamberliğini kabul eden herkes, günahkar olsa dahi cehennemde bedelini ödedikten sonra cennete gidecekti. Ama Muhammed'in peygamberliğini tanımayan kesinlikle cennete gidemeyecekti.. Aklımda hep aynı soru vardı: Sıradan bir anadolu kasabasında yaşayan, hiç tanımadığı bir insandan dua alabilen, insanlığa hizmeti dokunmuş bir kafir mi cennete giderdi, yoksa tanıdığı insanlar dışında kimsenin duasını alamayan bir müslüman mı? Birşeyler yanlış değil mi bu dinde anne...Yanlış birşeyler... Ben arkadaşlarımla içki içerken hiç günah olur demedin anne..."karaciğerinize zararı olur çocuklar" dedin... Ama ben, kız arkadaşımın kalbini kırdığım zaman, "günah olur oğlum, yapma" dedin... Sen bana namaz kılarken hiç sevap olur demedin anne... Elindeki kocaman paketi taşıyamayıp da kaldırıma oturan yaşlı teyzeyi gösterip "git şunu götürüver, sevap olur oğlum" dedin anne.. Senin günah anlayışının kıstası islam değil anne... Senin sevap anlayışının kıstası da islam değil anne.. O kıstasın ne olduğunu bulcağım anne... Bulacağım.. Senin bir kafir için dua ettiğin Allah da, İslamın allahı değil anne.. Onu da bulacağım... Saygılar...
-
En Tehlikeli Yalan...
BrainSlapper şurada cevap verdi: BrainSlapper başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu başlık altında anlatmak istediğimiz metodu ne güzel örnekliyorsun enkaz kardeş. Konuyla alakasız yanıtlar verme metodu Saygılar. -
Amacımız belli, insana sırf insan olduğu için değer verebilecek, insanları kimliklerine göre değil, eylemlerine göre değerlendirecek, insanların özgür iradeleriyle kendi kararlarını vermelerine olanak sağlayacak bir yaşam tarzı oluşturmak, bu yaşam tarzının oluşmasının önünde duran hurafelerin/ideolojilerin/saplantıların ipliğini pazara çıkarmak. Saygılar.
-
Sen okuduğunu anlıyormusun? Allah yoktur demek de, Allah vardır demek gibi ispatlanmamış bir iddiadır. Her iki iddianın da ispatla ihtiyacı vardır. İki iddia da metafizik bir iddiadır. bilimsel yolla şu anki teknoloji ile her iki iddia da doğrulanamaz veya yanlışlanamaz. Ne bill Gates'in ne de başka birinin resulü falan değilim. Yazıyı tekrara oku, anla, sonra gel yorum yap. Zekam konusundaki iltifatın için teşekkürler. Ama zekamı menfi yönde kullandığıma ilişkin iddiana katılamıyacağım. İnsanların eylemlerine göre değil, kimliklerine göre sınıflandırılmasını, buna göre adalet dağıtılmasını öngören bir zihniyetle savaşmak, aklı menfi kullanmak değildir. Turan Dursun tefsiri okumadım. Onun hakkında tek bildiğim, zamanımızın en büyük islam alimi olduğu. Matrix'in tepesine varınca, Matrix'i çözdüğü ve bu nedenle yok edildiği. Turan Dursun sitesi diye bir sitenin varlığını bu forumda öğrendim, giitm aynı rumuzla kaydoldum. Oraya gidip kayıt tarihime ve yazı sayıma bakabilirsin. Turan Dursun'a, Marks'a, Said Nursi'ye, Hz. Muhammed'e, Einstein'a veya herkim olursa olsun, herhangi bir kişiye eleştirilemez gözüyle bakmak, yanlışı yoktur demek, o şahısları ilahlaştırmak anlamına gelir. Onlar da insan, ben de. Onların da hatası, iyisi kötüsü var, benim de. Saygılar.
-
Bak sevgili kardeşim, Yetişkin bir insanın kendi kararlarını vererek bir tercih yapması ayrı birşeydir, ona tercihlerinin dikte edilmesi başka birşeydir. Bir hakkın olması ayrı birşeydir, bu hakkın kullanılmaması başka birşeydir. Sana bu forumda fikirlerini yazabilme hakkına sahio olman ayrı birşeydir, senin bu hakkı kullanıp kullanmaman ayrı birşeydir. Kadın ve erkeği cinsiyetine göre ayırmazsın, her ikisi de kendi tercihlerini yapmada özgür olur. Ondan sonra kadın gider evinin kadını mı olur, gider fabrikada işçi mi olur, o onun bileceği iş. İstediğin zaman sinemaya gitme hakkına sahip olman ayrı şeydir, senin hiç sinemaya gitmemen ayrı şeydir. Birinde kişinin kendi özgür iradesiyle karar verebilmesi durumu var, diğerinde yapabileceği tercihlerin söylenmesi durumu var. Bu kadar zor mu bunu anlamak. Saygılar.
-
Şurada bir iddiamız var, oraya yaz da, şu kainatın sahibi konusunu aydınlatalım. Çok Merhametliymiş hakkaten. Acaba dağları Mekkelilerin üstüne yıkmak istemediğinden mi kaynaklanmış, yoksa, "melek gördüm" diye sallamasından, böyle birşeyin gerçekleşmeyeceğini bilmesinden dolayı mı acaba? Bu barış, huzur ve güvenlik içindeki dönemi bir de o zamanın Medine ve mücavir Yahudilerine soralım bakalım, ne diyecekler. Osmanlı devleti, Orta Asya'daki Şamanist kültürün izlerini taşıyan bir devletti. Mesela Devlette kurumlaşma başlayıncaya kadar, yani İslam referans alınmaya başlanıncaya kadar, kölelik yoktur, harem yoktur. Ne zaman ki kurumlaşma ortaya çıkmaya başladı, devlet köle almaya (devşirme) harem kurmaya başladı. Ama halkın egemen kültürü şamanistlik olduğu için, kölecilik ve harem uygulaması hiçbirzaman halkın kültürü olmadı. Osmanlı devleti din devleti olmadığı için, kimsenin diniyle imanıyla uğrağmadı, bu islamdan kaynaklanan bir hoşgörü değil, orta asyadan kalan bir kültürdür. katatkuta adlı arkadaşımızın başka bir başlıkta adını koyduğu gibi, şamanist Türklerin dini meselelere yaklaşımında hakim olan "bananeizm " yaklaşımıdır. Öbür yandan Osmanlı devleti din devleti olmadığı için, hanedan insanların neye inandıklarıyla ilgilenmemiştir. Ne kadar ödedikleri ile ilgilenmiştir. Hatat cizye/haraç vergisinin azalmaması için, semitik dinlerin liderlerine kendi ümmetleri üstünde çok büyük yetkiler vererek din değiştirmeyi neredeyse imkansız hale getirmiştir. Bunun islamiyetin hoşgörüsü ile yakından uzaktan ilişkisi yoktur. Osmanlı devleti din devleti olmadığı için, gerileme alametleri ortaya çıkıncaya kadar, insanları gaza getirme yolları aramaya başlayıncaya kadar, halifelik makamını da piyasaya sürmemiştir. Saygılar, sevgiler.
-
Bence de.. Önce varlık, gerçeklik. Metafizik, inanç, hurafe, değil. Haklı. varlık niye vardır, diye soruulmaz. Bunu söyledikten sonra, İmtihan için vardır diye, sallanmaz. Yine aynı yöntem (tıklayınız)... gerçeklerin arasına sokuştur hurafeleri, temelsiz inançları, yuttur insanlara. Kimse gerçeklere itiraz edemeyeceği için, arada kaynar gider hurafeler, bir zaman sonra onlar da gerçekmiş gibi algılanmaya başlarlar. Saygılar.
-
her düşünce öğretisi ve pratiği ile bir bütündür. ikisini birbirinden ayıramazsın. komunist arkadaşlara soracak olursan, komünizm de harika bir ekonomik/sosyal sistem-MİŞ. SSCB'nin veya komünizm pratiği yapan diğer ülkelerin hatası komünizme üklenez-MİŞ. Sizinle aynı kafadalar yani. Bir insan nasıl ki, düşünceleri, karakteri, fiziği, adabı, konuşması terbiyesi ve eylemleri ile bir bütünse, düşünceler/ideolojiler/inançlar da öyledir, teori ve pratik bir bütündür. Sadece uygulayıcılar suçlu tutularak, ideolojiler/dinler temize çıkartılamaz. İslam'ın kadınla ilgisi PROBLEMAsı nedir anlayabiliyormusun sevgili kardeşim? Kadın edilgendir sürekli. Onlara ne yapacakları, nasıl davranacakları, nasıl giyinecekleri, söylenir. Hayatta en uygun yet verilir. Değerli görülen yerleri gizlenir. Gözler önüne serilmeleri önlenir. PROBLEMA, onlara hiç fikirlerinin sorulmamasıdır. Onların hayatının, onlara sorulmadan, onlar için iyi olduğu düşünülen şekilde düzenlenmesidir. Onları yok sayan bir anlayıştır bu. Saygılar.
-
Benim bu iddiayı neden ortaya attığımı çok iyi biliyorsunuz. Benim teorimin esasının şeytan'a inanmak, Allah'a inanmak vs. olmadığını da biliyorsunuz. Ben ve diğer bilimselci arkadaşlar diyoruz ki: Maddi dünya'nın ötesindekiki herşey, faraziyedir, ispatlanmaya muhtaçtır, ispatlanmadıkça gerçek olarak ileriye sürülemez, gerçek olarak kabul edilmesi için kimseye maddi veya manevi baskı yapılamaz. Dünya mükemmel, DNA harika, hiçbirşey ustasız olmaz. eeee? Dünya'yı allah yarattı.. Hadi ya? Nerden biliyorsun? Allah'la berabermiydin o yaratırken? Kaynağı delilin ne ki dünyayı Allah yarattı diyorsun? Belki de şeytan yaratmıştır. Olamaz mı? Allah yarattı iddiası ne kaadar mantıklıysa, Şeytan yarattı iddiası da o kadar mantıklıdır. Hatta bana kalırsa semitik dinlere göre , dünyayı Şeytan'ın yaratmış olması daha mantıklıdır, daha tutarlıdır. Dünya geçici diyen sizin dininiz. Dünya aldatıcı diyen sizin dininiz. Dünya nimetlerine kanmayın diyen sizin dininiz. Şeytan aldatıcıdır diyen de sizin dininiz. Şeytan'ın insanları dünya nimetleri ile kandırdığını iddia eden de sizin dininiz. Bu durumda, dünyayı, yani sizin dininize göre geçici, yalan, aldatıcı olanı, yine sizin dininize göre en Büyük Aldatıcı/Yalancı olan Şeytan yaratmış olmalı. Bak bu daha tutarlı bir senaryo. Saygılar, sevgiler.
-
Ne rastlantı, Benimki de benzer şeyler: 1. Doğa'daki tasarım. 2. Bütün semitik dinlerde dünya hayatı için geçici/yalan/kısacık denmesi, Dünya nimetlerine kanmayın denmesi, dünyua nimetlerinin aldatıcı olduğunun söylenmesi. Saygılar.
-
sevgili sessizgece, madem bu kadar fikir alış-verişi yaptık, tartıştık, konu yarım kalmasın, adım-adım gidelim, konuyu sonuçlandıralım: Nur-33 nolu ayette geçen: fuhuşa zorlamak ne demek zor altında bırakmak ne demek zorlanmalarından dolayı bağışlanmak ne demek bu bağlamda, "cinsel ilişkiye zorla-mak" Türkçe'de başka hangi kelime ile ifade ediliyor? Tecavüz etmek olabilir mi? "cinsel ilişkiye zorla-n-mak" Türkçe'de başka hangi kelime ile ifade ediliyor? Tecavüze uğramak olabilir mi? "cinsel ilişkiye zorlayan kişi" Türkçe'de başka hangi kelime ile ifade ediliyor? tecavüzcü olabilir mi? Daha "kibar" olacaksa, şöyle sorayım: Kelimelerin, Nur-33 nolu ayette yeralan anlamları çerçevesinde: Allah'ın zorlayanları değil de, zor altında bırakılanları bağışlaması normal mi? Saygılar, sevgiler.
-
Evet islamiyetle birlikte kadın alabileceği en yüksek yeri almıştır. Haklısınız hakkaten. Çünkü islam'ın görünmez putu Allah'ın ona uygun gördüğü en güzel yer, ikinci sınıf insanlıktır, figüranlıktır. Aslolan erkektir. kadın sadece çocuk doğurur, tarla olarak kullanılır, bere bırakmadan dövülür. Cennet anaların ayakları altındadır, analar ayaklarının altındaki cennetten "gençleştirilmiş huriler olarak erkeklere hizmet ederek" yararlanırlar. İslamiyet öncesinde, o çağların kıstasıyla, işkadını düzeyine ulaşmış Hz.Hatice gibi binlerce işkadını ortaya çıkmıştır İslamiyetten sonra. İslam tarihi, kadın girişimci ve tüccarlarla doludur. İslamiyet öncesinde, hatta semitik dinler öncesinde, mesela sadece küçük birer hükümdar olabilen kadınlar (Belkıs, sizin kaynaklarınıza göre), islamiyetten sonra imparator olabilmişlerdir. İslam tarihi kadın imparatorlarla doludur. Saygılar... *** Ha bu arada yeri gelmişken, sizin deyiminizle bir "cımbızlama" yapayım (cımbızlanacak ço şey var ki, cımbızlanıyor, hatta caterpillar kepçe ile alınıyor) Kadın haklarını savunurken şu hadisin tepe tepe kullanılmasında sakınca yoktur. İslam'da kölelik konusu açılınca, o hadis uydurmadır denir geçilir, gerilmeye gerek yok yani Özrü kabahatinden büyük dedikleri şey bu heralde
-
Yukarıyı tekrar oku, inancının BİREYSEL yönü ile ilgilenmiyoruz. TOPLUMSAL yönü bizi ilgilendirir, çünkü biz de bu toplumun bir parçasıyız. Yanılıyorsun. Ben mümkün olduğunca "semitik dinler" ifasesini kullanıyorum. Öte yandan, verdiğimiz örneklerin çoğunun İslamiyet'le alakalı olmasının nedeni de, islam inancının baskın oluğu bir ülkede yaşıyor olmamızdan ve bu inancın TOMLUMSAL boyutunun etkilerini kendi üzerimizde, ailelerimizin, tanıdıklarımızın, devletimizin üstünde görüyor olmamızdan kaynaklanıyor. Saygılar.
-
Sevgili katakuta, Derlediğin bilgiler için ellerine sağlık. Şunu herkes, özellikle inananlar anlasınlar istiyoruz: Biz dinsizler, kimsenin inancının BİREYSEL yönüne karışmayız. Kim neye inanırsa inansın. İster Allah'a inansın, ister Ra'ya, İster İsa'ya, İster Musa'ya, ister inek'e, ister sinek'e. İnançların bizi ilgilendiren yönü, senin yukarıda örneklendirdiğin TOPLUMSAL yönüdür. Bizim karşı çıktığımız şey; Daha önce savaştıklarına dair bilgi bulunmamasına rağmen, Mekke ile Medine'yi birbirine düşüren anlayıştır. Kardeşi kardeşle, babayı oğulla karşı karşıya getiren anlayıştır. Hatice gibi ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş bir kadın yetiştirebilen kültüre son verip, bir daha onun gibilerin ortaya çıkmasını önleyen anlayıştır. Her türlü inancın serbestçe yaşanabildiği bir kültüre son verip, başkalarının inançlarına saygısız davranan, saygısız davranmakla kalmayıp onları inançalarından dolayı özel haraca bağlayıp cezalandıran anlayıştır. Saygılar.
-
Sayın Kralx, düşündüğün, inandığın şeyler boş çıkınca, genelde, düşünüyordum, inanıyordum, sanıyordum dersin. O kelimenin yağını çıkarmaya çalışıyorsan bence vazgeç, yağ yok o kelimede. Sana yardımcı olacaksa düzelteyim: İNANIYORDUM.. Sence olamaz ama bence olur.. Her nekadar, somut kavramların, soyut kavramlar için delil olamayacağını, gerçek kabul edilemeyeceğini, bir inanç/teori/tahmin'den öte geçemeyeceğini söylesek, bunu örneklerle göstersek de, bunu kabullenmemekte direniyorsunuz. Tamam, sadece sizin metodunuzla, bilimi kullanmadan, sadece inanç yoluyla, "inandır beni" dünyayı/yaşamı Allah'ın yarattığına. Senden hiçbir bilimsel, deneysel, gözlemsel bilgi, kanıt istemiycem. Ben de hiçbir bilimsel, deneysel, gözlemsel kanıt sunmayacam. Sadece inanca karşılık inanç. Sadece inancın doğruluğunu kanıtlamak için kullanılan yöntemler: 1. Çaydanlık ve Çaydanlık imalatçısı ilişkisi. 2. Aşk, ızdırap, korku gibi duyguların görünmemesinin, nasıl bu duyguların yok addedilmesini sağlamayacaksa, Allah'ın görünmemesinin de, onun yok addedilmesini sağlamayacağına ilişkin mantık (!). Başka yöntem kullanmıycam. Şimdi gelelim sadede: Madem size göre, soyut kavramlar Tanrı'nın varlığına delil olabiliyor, ben de iddia ediyorum ki, dünya'yı/yaşam'ı Şeytan yaratmıştır! Yeni bir Teori/İnanç Ortaya atıyorum: Bence bütün bunlar (çaydanlık ve imalatçı ilişkisi ve somut gerçeklik-soyut varlık ilişkisi) yaşam'ı/dünyayı/evreni Şeytan'ın yarttığını kanıtlar. Meydan okuyorum sana ve diğer inanalara. Çürütün bu iddiamı. Saygılar.
-
Şimdi konuyu dağıtmayalım istersen, o kelimeyi "ne diyim ki" anlamında kullanıldığını, yemin anlamında değil de, günlüklük konuşmanın bir parçası olduğunu sen de biliyorsun ben de. Örneğimizdeki "Cennet" kelimesinin farklı farlı dillerdeki karşılıklarının mevcut olması başka şey, bu farklı kelimelerin, dönemin, o kelimelerinin anlamını bilmeyen Araplarına "Cennetin katmanları" olarak sunulması ayrı şey. Kuran'ı tekrar oku istersen. Bahailik hakkında da bilgi edin. En son din iddiasında onlar daha ısrarcılar. Hatta sadece semitik/yahudi peygamberlerini değil, Zerdüş, Buda gibi şahısları da peygamber statüsünde ele alarak "daha evrensel" bir tablo çizmişler. Belki biz algılama problemi çekiyoruz. Peki aynı problem acaba inanalarda da olabilir mi? Saygılar.
-
Plağın bozulmasının nedeni, şu mantğın anlaşılamamasıdır. Anlat bu mantığı ki, plağı değiştirelim: * Evli bir düşman askerinin, seni, kızkardeşini ve anneni esir alıp, cinsel olarak yararlanmasına, HAYIR diyorsun, *Allah'ın tecavüzcüyü değil de, tecavüze uğrayanı bağışlaması normal mi sorusuna HAYIR diyorsun, * Akrabalarını öldüren düşman liderinin evlilik önerisi, seni şereflendirir mi? babanı sevindirir mi sorusuna HAYIR diyorsun, ama * Sana İslam'da tarif edilen şekilde ganimet muamelesi yapılmasını isterisin sorusuna EVET diyorsun? İnsandan Ganimet'in anlamı/uygulaması zaten HAYIR dediğin şeyler. Sonra nasıl olup da uygulamasına karşı çıktığın şeye, evet diyebiliyorsun? Bu mantığı anlayamadığım için, kafa kısa devre yapıyor, plak takılıyor. Ganimet kelimesini, havada, suya sabuna dokunmayan, masum bir kelime mi sanıyorsun? Saygılar.
-
Açıklaması basit: Türklerden dolayı. Orta Asya Şamanist Türk kültüründe kölecilik yoktur. Hizmetçi/uşak kültürü yoktur. Soylu sınıfı yoktur. Tanrı adına yönetime talip olma işi yoktur. Ama hırsızlık/talan vardır. Türkler İslamiyette asli unsur olduktan sonra, insandan ganimet alma olayı ortadan kalkmıştır. Ancak talan, maddi ganimet işi bir süre daha devam etmiştir. Fakat bu etkilenme tek taraflı mı olmuştur? Çift taraflı oldu. Baskın kültür şamanist kültürü oldu, halkın benimsediği kültür oldu. Ancak ulema ile iç içe olan, ondan fetva ve akıl alabilen devlet idaresi insandan ganimet alma işini, devşirme adı altında bir süre devam ettirmiştir. Bugün nasıl ki islamiyete Türklerin soktuğu Hilal, islamiyetin simgesi durumuna gelmişse, Şamanist Türklerin getirdiği insanı ganimet durumuna düşürmeme anlayışı da İslamın bir parçası olmuş, genel anlayış haline gelmiştir. (iyi de olmuştur, sağolsun şamanist Türkler) Müslümanlar çok uzun yıllardan beri hiç bir gayri müslim ülkeyi neden işgal etmedi sorunun cevabı ise, EDEMEDİ. Yani güç işi, yetenek işi, teknoloji, askeri güç işi. Saygılar.
-
Nur camisasının klasik şartlandırma örneği olduğu için, herkes bilir, yoksa akıl aynı şeyi düşünmüyor. Ben ne diyorum, sürekli? Okuyormusun benim yazılarımı? Evren varsa, yaratıcısı da var demek sadece bir TAHMİNDİR, AKIL YÜRÜTMEDİR, GERÇEK DEĞİLDİR. Evren varsa, bu tesadüfen olmuştur demek de sadece bir TAHMİNDİR, AKIL YÜRÜTMEDİR, GERÇEK DEĞİLDİR. Her iki iddia da ispatlanmadıkça, gerçek değildir. Her ikisi de ispatlanmamış, tahmin/inanç/teoridir. Anlayabiliyormusun ne yazdığımı? "Çaydanlık varsa ustası da vardır", o zaman "evren varsa onu yaratan bir Allah da vardır" sonucuna varamazsın. Bak senin örneğinden yola çıkılarak verilebilecek şu örnek hem daha mantıklı, hem de senin dininin öbür dünya ile bu dünyaya atfettiği önem ile de çok uyumlu: Teori/İddia: "Çaydanlık varsa ustası da vardır", o zaman "evren varsa onu yaratan bir şeytan da vardır. Zira bu dünya geçicidir, Allah'ın sonsuz hayat vaadi karşısında "dünya hayatı" sahtedir. Bu nedenle bu sahte/geçici/yalan dünyayı ancak Şeytan yaratmış olabilirr. Gerçek hayat Allah'ın vaadettiği Ahiret hayatıdır. Şeytan'ın yarattığı dünya hayatına kananlar cehenneme gidecektir. Şeytan'ın yarattığı dünya hayatına inanmayıp, aAllah'a inananlar da, cennete gideceklerdir ." 1. Evren varsa, onun yaratıcısı olan bir Allah vardır demekle 2. Evren varsa, onun yaratıcısı olan bir Şeytan vardır demek. aynı şeydir, ikisi de ispatlanamaz. Üstelik, dünyayı şeytan'ın yarattığını iddia etmek, dinlerin dünya hayatını geçici/yalan/kısa gören anlayışına daha uygundur. Şimdi kendi dini inanışına göre cevap ver: Şeytan'ın yarattığı mı geçici/yalan/göz boyayıcıdır, yoksa Allah'ın yarrattığı mı? Evet veya hayır? Şeytan'ın vaadleri mi geçici ve aldatıcıdır, Allah'ın vaadleri mi? Evet veya hayır? Dünya mı geçicidir, Ahiret hayatı mı? Evet veya hayır? Şimdi söyle bakalım geçici/yalan olanı kim yaratmıştır? *** Şu Said Nursi'nin kendini alleme sanarak verdiği örnekle Allah'ın varlığını kanıtlamaya çalışmayın, ne olur, kendi iyiliğiniz için. *** Ulu Manitu, Said Nursi'nin aklından gidip, "Herşeyin bir ustası var" iddiasını Allah'ın varlığının kanıtı sanan daha kaç kişiyi ****** edeceksin? Saygılar.
- 343 cevap
-
- Allah
- Allah varsa nerdedir
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Valla kralx, Biz İTHAL ateistler/agnostistler değiliz. Biz de bir zamanlar: * islam dininin en son, en mükemmel din olduğunu, * diğer dinlerin tahrif edlmiş olduğunu, * kuran'daki anlaşılmayan şeylerin bir hikmeti olduğunu, birgün geşlince anlaşılacağını, *islam'ın barışcı bir din olduğunu, madımakçıların konuyu yanlış anladıklarını, sanıyorduk. Ne zaman ki Kuran'ı tamamen okuduk, ne zaman ki Sümer/Mısır/Babil tarihini, kültürünü, dini inançlarını okuyup öğrenme imkanı bulduk, ne zaman ki iktidar mücadelesinde kullanılan araçları inceleme fırsatı bulabildik, o zaman MATRİX çözülmeye başladı. Ne zaman ki başka diller öğrendik, Kuran'da sır gibi duran şeylerin sırları ortaya çıkmaya başladı. Mesela Adn cennetlerinin Eden kelimesinden, Firdevs cennetlerinin Paradise kelimesinden çıktığını gördük. Yani bunların cennetin katmanları olmadığını, sadece farklı dillerdeki cennet kelimeleri olduğunu gördük. İblis kelimesinin DİABLOS kelimesinden geldiğini, şeytan kelimesinin başka bir dildeki karşılığından başka birşey olmadığını görebilme imkanına kavuştuk, (Hatta eğlenmek ve kafa dinlendirmek için Diablo adlı bir oyun bile oynadık, İblis'i /Diablo'yu kestik ) Öğrendikçe Kuran'daki/İslam'daki kurgu hatalarını, mantık hatalarını görmeye başladık. Tek Yaratıcı diye yutturulan şeyin, görünmez bir puttan başka birşey olmadığını gördük. Allah'ın, Zeus'un, Ra'nın, Şiva'nın, Baal'in, Lat'ın, Uzza'nın, Menat'ın "görünmezlik zırhı"na büründürülmüş halinden başkası olmadığını gördük. O görünmez puta dayanılarak yapılan iktidar mücadelesini, o görünmez puta dayanılarak yapılan dayatmacılığı, tahammülsüzlüğü görebilme imkanına kavuştuk. Saygılarımla.
-
Sevgili kral bilim de bunu yapmaya çalışıyor zaten. Belirsizlik prensibi var deyip, konunun kuyruğuna düğüm atmak yanlıştır. aynı şekilde, Maddenin bilinci yoksa, bilinci hareket etmesinin nedeni Allah'tır demek de, konuya kısa devre yaptırmaktır. Nedeni bulununcaya kadar, nedeni şudur veya budur diye kesin sonuca varılamaz. Bu tartışma ile Allah'ın varlığını kanıtlamaya çaışıyorsan, kanıtlayamazsın. Yapabileceğin maksimum şey, şunu, şunu açıklayamıyorum, o zaman bunu açıklayan şey Allah OLMALIDIR, şeklinde bir tahmin, teori veya inançtan öte bir yere varılamaz. Yani şu anki teknolojimizle ispatlayamayacağımız teori, tahmin ve inançları tartışmaktansa, gerçekliği henüz ispatlanmamış teori, tahmin ve inanlara dayalı olarak ortaya çıkan düçünce ve yaşam tarzlarının, ahlak ve adalet anlayışının insan hayatı üstündeki olumsuz etkileri üzerinde duralım, derim ben. Saygılar.