Zıplanacak içerik

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Sevgili Cyrano haklısın, doğru söze ne denebilir ki? Copy-paste'cilerin okumayacağını tahmin ediyorum, çünkü aynı şeyleri birkaç kez yazmak zoruında kalıyorum. Ama bu yazılar, onlar okumasalar da, benim araştırmama vesile oluyor. Belki copy-paste'ciler okumuyor ama, okuyan okuyor. Saygılar.
  2. Mucizelere "kulp" bulma işine devam... Bing Bang bir teoridir. Yarım bir teoridir. Sonsuz yoğunluktaki enerjinin neden tek noktada toplandığını açıklamaz. Big Crunch teorisi evrenin tersine kapanacağını ileri sürer. Big Bang ve Big crunch birbirinin tamamlayan ve sonsuz yoğunluktaki enerjinin nasıl birayraya geldiğini açıklamak için ortaya atılmıştır. yani bu teorilere göre evren, en bazit benzetmeyle, murekkep balığı gibi bir kapanmakta, bir açılmaktadır. Yanlış demiyoruz, ancak doğru da demiyoruz. Sadece ispatı gerekir. Ama söyleyebileceğinmiz şey şu: Big Bang ve Big Crunch ispatlansa dahi, bu ispat, bir "özne" olduğunu kanıtlamaz, özneyi açıklamaz, özne hakkında bilgi vermez. Yani o teorilerin kanıtlanması Big Bang'ın ve Big Crunch'ın Tanrı tarafından gerçekleştirildiğini göstermez. Mucizelere taktığım "kulp"ları yudum yudum sunayım da, okunabilirlik oranı artsın. Saygılar.
  3. Sevgili Multi, Diğer bütün mucizelere de "kulp" bulurum. Bu işin tek çözüm noktası, hatta senin inancın açısından tehlikesiz olanı, diğer başlıkta da dediğim bigi, mucize iddialarının, aslında islam dinine katkısı olmayan, İslam dinini zayıflatan şeyler olduğunu görmeki, bir daha o iddiaları piyasaya sürmemek, dinsizlere malzeme vermemektir. ben orda hiçbirşeyle dalga geçmedim, sadecec Kuran'ın yazım tarzı olan "doğaçlama aşık atışması metodu"na örnek verdim. O örnekte de gösterdiğim gibi, iddiamın yalan olduğunu söyleyen herkese cevap yetiştirilebilir. Doğaçlamanın niteliği bu. Kuran'da bu şekilde yazıldığı için, 1400 yıl önceki kafire verilen cevaplar ile, 1400 yıl sonraki kafire verilecek cevaplar aynı. Hiç düşünmüyormusunuz? Bu laf herkese, heryerde söylenebilir. Bu birşeyin kanıtı olarak sunulamaz. Saygılar.
  4. Hakkında yeterince bilgi sahibi olduğum "müslüman" bilim adamlarına ilişkin fikirlerimi söyledim. Diğerleri hakkında bilgi yeterli biliye sahip değilim. İbni Sina, Fatih Sultan Mehmet, Hazerfen Ahmet Çelebi, Ömer Hayyam hakkındaki düşüncelerimi söyledim. Atatürk ne kadar "müslüman"sa onlar da o kadar müslümandı. Yunus Emre, Mevlana, Hallac-ı Mansur başka bir kategori. Bu insanlar için de dinin ismi önemini kaybetmiş durumda. Ölümden kurtulmak için bile şahadet kelimesi getirmeyi reddeden (Hallac-ı Mansur) bir adama müslüman diyemezsin. Yunus Emre, Bektaşi, Ömer Hayyam ve Mevlana da Hallac-ı Mansur'dan farklı değil. Benzer düşünceye sahipler, gördüğümüz kadarıyla. Abbas İbn Firnas ise, yaptığı kanat denemesinde başarısız olduğu için, Hazerfen kadar olamadı, o nedenle uçağı icat ettiği öne sürülemez. Benim inadım diye birşey yok. İddiam şu: Kafasında inancın tek doğru olduğuna inanan adam bilim yapamaz. Kafaındaki inanç "tesadüf" de olabailr, "evrim" de olabilir, "yaratılış" da. Çünkü o inançla yola çıkan adam, sadecec inancını doğrulamaya çalışır. Gök yedi kat olduğuna inanıyorsa, eline dünyanın en ileri cihazlarını verseniz, ne yapar eder göğü 7'ye böler. Rasyonel davramaz. Evrime inanan adam, ne yapar eder, fosil hilesi yapar, kemik hilesi yapar, kendi inancını doğrulamaya çalışır. Rasyonel davramaz. Bilim adamının kafasında mevcut verilerle oluşturulmuş bir teori olur. Bilimsel değerlendirme metoduna tabi tutar. Yanlışsa yanlıştır, doğruysa doğrudur. Yanlış çıktı teorim diye ağlamaz. başka bir teoriye yönelir. İnançlı adam bunu yapamaz. İnançlı adam, ne yapar eder, inancının doğru olduğunu ispatlamaya çalışır. Saygılar.
  5. Din onu söylemiyor maalesef. Dinsiz, kafir olup da iyi birşey yapan adama saygı gösterildiğine dair kat tane örnek var islam tarihinde? Biz Hristiyanların çoğunlukta olduğu bir ülkede olsaydık, o zaman da Hristiyanlığı eleştirirdik. Tek Tanrı'ya inanan herkesi semitik din mensubu görme. Tek Tanrı'ya inanan, ama semitik dinşere inanmayan milyonlarca insan var. Ateistin dünya görüşü senin TOPLUMSAL yaşamına müdahale öngörmüyor, ama senin semitik denin EVRENSEL OLDUĞUNU, TEK DOĞRU OLDUĞUNU, HERKES İÇİN GEÇERLİ OLMAK ZORUNDA OLDUĞUNU söylüyor. Kaç kere söylüyeceğiz: İnancın BİREYSEL yönü bizi zerre kadar ilgilendirmiyor. İster Allah'a tap, ister Zeus'a ister Dios'a, ister Tur-u Sina'ya, ister ineğe, ister sineğe. Saygı duyarım. Türkçe anlıyormusun? Benim için kanıtlanmamış herşey hurafedir/tahmindir/inançtır/teoridir, ötesi değil. Yaratılış da bir teoridir, Evrim de, bing bang da. Teori. Gerçek değil. Birşeye açıklama getiremeyip "tesadüf" demek de "inançtır", ispatlanmadıkça gerçek olarak kabul edilemez. İnanç/tahmin/teori bile kendi içinde tutarlı olmalıdır. Bir taraftan her şeyin bir sebebi var deyip, bing bang teorisini doğru kabul ediyorsan, evrim teorisini de kabul etmek ZORUNDASIN. Tanrı'nın evreni yaratmak için Bing Bang'ı vesile yaptığını düşünüyorsan, TUTARLILIK AÇISINDAN canlıları çeşitlendirmek için de evrime tabi tuttuğuna inanmak zorundasın. Hem Bing Bang teorisi ve hem de Evrim Teorisi evrenin ve canlıların varoluşu için SÜREÇ öngörür. Birini (evreni)Tanrı SEBEPLİ yarattı, ama öteki (canlıları) SİHİRBAZLIKLA/SEBEPSİZ yarattı diyemezsin. Benim için Bing bang da teoridir, Evrim de, ikisi de ispatlanmadıkça, gerçek olarak sunulamazlar. Saygılar.
  6. Sadece kendi yazdıklarını mu okuyorsun? Dinleme adetin yok mu? 7 kat gök iddiası ile, senin atmosferin katmanları kastediliyor iddianın çkışmadığını göremiyormusun? İki seçeneğin var: Ya, Allah 7 kat gök yaratmış ve bunlar atmosferin katmanlarıdır diyeceksin ve bunu mucize olarak göreceksin. Ya da, Yıldızların atmosferin en yakın katmanında olmadığı gerçeğini kabul edip, bu mucize iddiandan vazgeçeceksin. *** Kuran'ın bizi tarif ettiği yerin nasıl bir metodla yazıldığını gösterdik, itiraz eden çıkmadı. Sadece "hakaret etme" diyen oldu. Gerçekleri söyleyince hakaret mi oluyor? Saygılar.
  7. Hakkında kanıt olmayan şeyler hurafedir. Ben kanıt olmayan şeyi gerçek diyerek piyasaya sürmüyorum. İnanç/teori/tahmin/sangı diyorum. Meleklerin varlığını bile meleklerin söylemiş olduğu iddia edilen sözlerle kanıtlayamazsın, başka birşeye ihtiyaç var, senin örneğinde verdiğin gibi, mesela kameraya. Saygılar.
  8. Bu forumda senin kadar bulunmadım ama, neyin hurafe neyin hurafe olmadığını tek tek adım adım, ben ve diğer akadaşlar gösterdiğimiz halde, tekrarladığın tek kelime var "hurafe değildir". Kanıt yok, işaret yok, destek yok. Destek olarak sunduğun tek şey, hurafenin kaynağı: Ayette öyle yazıyor. "Komünizm doğru söylüyor, bak Lenin ne demiş bu konuda" lafı kadar bilimsel bir yaklaşım sizinkisi. Suyu su ile, havayı hava ile ölşemezsin. Ölçtüğün, tarttığı, değerlendirdiğin şey ile, bu işlemi yaptığın araç farklı olmalı. Benzin'in ne kadar yanıcı olduğunu benzin ile anlayamazsın, ateş gerek, karşılaştıracak materyal gerek. Saygılar.
  9. Bu foruma zaman geçsin, oyun olsun, çorba dolsun diye yazmıyoruz. En açık hurafeler: Hacer-ül Esved Cennet'ten gelmiştir. Kabe'ye yönelmek. Kabeyi tavaf etmek. Şeytan taşlamak. Kurban kesmek. Gökteki yıldızların troposfer'de olduğuna inanmak. Evrenin 6 günde yaratıldığına inanmak. Musa'nın mucizeleri denen şeylere inanmak. Nuh Tufanı gibi birşey varsa bile, bunun doğal sebebpelrini es geçip, Nuh'un kabilesine kızan Tanrının Nuh kabilesini cezalandıracağım derken, bütün hayvanatı, bitkileri ve Nuh'u bile tanımayan kabileleri cezalandırdığına inanmak. vs.vs. Saygılar.
  10. Ben konumuz Cousteau demedim zaten, başka bir başlık altında, senin soruna yanıt olabilecek yeri alıntıladım cevap olarak. O cevap Cousteau Vakfına ait olduğu için, Custeaunun adı geçti. Masal falan yazmadım, senden benden fazla doğa bilimleri ile uğraşan insanlar yazdılar o cevabı, Cousteau vakfı yazdı. İnsanlar o dönemler sadece olağanüstü gördükleri şeyleri yazmışlar. Arap yarımadasında ve Arap sahillerinde bulundum dedim size. Arap sahillerinde denizin içinde yeralan tatlı su kaynaklarından su alıp kullandıkları halde, bu bilgiyi bugün bile kayda geçirmiş değiller. Tarih sadece "olağanüstü sanılan, ilginç görülen" olayları kaydetmiş. İskitlerin, Moğolların tarihinde de, koyun nasıl kırpılır, stepte karda kışta davar nasıl kesilir gibi olağan "herkesin bildiği varsayılan" bilgiler hakkında kayıt buşunmaz. Bizim savunduğumuz dünya da böyle, kimlikler (inanmışlık-inanmamışlık, kadınlık-erkeklik, zencilik-beyazlık vs.) önemli olmasın, sadece eylemler (iyilik-kötülük, çalışkanlık-tembellik, vs.) ile insanlar değerlendirilsin istiyoruz. Saygılar.
  11. Sayın Multi, bunun cevabını verdim sana, hem de 2004 yılında Asya'dan yaşanan, senin de benim de tv'den seyrettiğimiz Tsunami felaketi ile. Tsunami felaketini Endonezya, Malezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Maldivler, Seyşeller gibi ülkelerde yaşayanların Bugün tv, internet, radyo, telefon, ulaşım araçları olmasaydı, 2004'de Tsunami felaketi yaşayan insanlara Allah haber vermedi. O insanlar o felaketi "birlikte tecrübe ettiler", yani tarihlerinde, ortak bir olay var. Nuh Tufanı diye adlandırılan ve birçok milletin efsanesinde anlatılan doğal felaket de benzer bir olay. Böyle bir olay gerçekten oldumu bilmiyoruz, olduysa nedenini bugün bilmiyoruz, ama belki buzul çağının sonu idi, heryerde taşkınlar oldu, erime ile birlikte buharlaşma arttı ve sürekli yağmurlar yağdı, bu alışılmadık yağmurlar nedeniyle insanlar o dönemi unutamadılar, efsaneleştirdiler. Çin'deki ve İskoçya'daki adama Allah peygamber gönderip bu felaketi anlatmadı, onlar bu felaketi yaşadılar. Birileri bu felakete açıklama bulamadı, "bak biz Nuh'a kötü davranmıştık, ondan oldu" dediler, bazıları başka birşeyler dedi. Tarih karşılaştırması ile. Yusuf yahudi değil dedin, onun hemde 1. kuşaktan (İsrailoğulları olarak adlandırılan ilk kuşaktan) olduğunu, 12 israil kabilesinden birinin atası olduğunu gösterdim. Lütfen zahmet et, Yahudi kim, ne demek onu da sen öğreniver. Saygılar.
  12. Benim Allah peygamber göndermez, insanlar peygamber olduklarını iddia ederler iddiamın temelinde senin yukarıda ifade ettiğin (renkli yer) hususlar yatıyor. Diyorum ki: Eğer bir Yaratıcı varsa, bu Yarartıcı yıldızların nerede olduğunu bilir ve eğer Muhammed'i peygamber seçmişse, ona doğru bilgileri verir. Ama İnsanlar yıldızları troposfer'de gördükleri için, yıldızların orada olduğunu sanmışlar ve bu sanılgılarını Allah'a atfederek, kendilerince, bu sanılgılarını "gerçek" statüsüne yükseltmişlerdir. Korunmuş tavan ile, koruyucu tavan aynuı şey demek değil. Kuran'a göre atmosfer koruyucu değildir, korunandır. Kuran'daki 7 gök iddiasını bana "bak bu mucize" diye sunuyorsun, ona açıklama getirince de, gök meselesine ben takmış oluyorum öyle mi? Belki de gök meselesindeki mucize iddiasının tutarsız olduğunu gördüğün için, "bırakın o konuyu canım, geçin" demek istiyorsun, yanlış mı anlıyorum? Boşver sen benim kaç kişiye cevap vermek zorunda olduğumu, cevap veririm ben. Bir konu açtın, devamı getir. Diğer mucize iddialarının da, aslında islam dinine katkısı olmayan, İslam dinini zayıflatan şeyler olduğunu gör ki, bir daha o iddiaları piyasaya sürme, dinsizlere malzeme verme, dinsizler o mucizelerin bir komedi olduğunu göstermelerine fırsat verip inancını sarsma, böylece biraz daha yaşasın İslam. Saygılar.
  13. Bu basit konuda bile tartışmayalım sayın kralx, Benim hareket noktam "alternatif kazanç". Alternatif kazanç oranı da serbest piyasada "faiz oranı" olarak belirleniyor. Kesin çoğalma var yani. (Faizin sıfıra yaklaştığı dönemler de olur, zaten o zman alternatif kazanç sıfıra yakın demektir. Kesin artış da sıfıra yakın olur veya sıfır olur.) Ben burada birisi ile doğrudan ortaklık kurmuyorum. Ben bankaya veriyorum parayı. Bankadan parayı alan adam beceriksizliği veya öngörüsüzlüğü nedeniyle zarar ederse, o onun sorunu. Evet bu parayı satmak demek. Paranın maliyeti o. Bunda da bir kusur yok. Herşeyin bir maliyeti var. Beceriksizliğin de maliyeti var. Hangi faaliyetin kar getireceğini bilememenin de bir maliyeti var. Herkesin lcd/plazma ekran aldığı bir zamanda, borç alan kişi gider borç aldığı parayı tüplü elevizyona/VGA Monitöre yatırısa, zarar edecei kesin, akıllı olsun zarar etmesin, öyle bir yatırım yapmasın. Onun düşüncesizliğinin cezasının ben mi çekeyim, banka mı çeksin? (Bu konuda başka yazmıycam, sedelina'ya fikir vermek açısından yazmıştım. Size kolay gelsin.) Saygılar.
  14. Bugün tv, internet, radyo, telefon, ulaşım araçları olmasaydı, 2004'de Tsunami felaketi yaşayan, Endonezya, Malezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Maldivler, Seyşeller gibi ülkelerde yaşayanların da birbirlerinden haberleri olmayacaktı. Verilen tarihteki yanardağ patlaması ile Mısır tarihini, Ortadoğu tarihini Sümer, Babil, tarihini, Yahudilerin Babil sürgününü falan gözönünde bulunrurarak konuşuyoruz. , Biz algımızı aşan şeyleri algılamaya çalışırız, Tanrı'yı suçlamayız. Dinsizler içinde Tanrı'ya inananlar da var, ama hiçbiri Tanrı'yı sihirbaz olarak da görmez. Bu kadar basit dini bilgileri bile bilmiyorsan beni yorma, git biraz oku gel, bizi de faydalandır bilgilerinden. İbrahim Oğulları: İzak ve İsmail. İzak Oğulları: Yakup ve Yeşu (Yakup, İsrail lakabını alıyor) İsrail (Yakup) Oğulları: Yusuf, Benyamin, Ruben, Simon, Levi, Judah, Zebulun, Isaşar, Dan, Gad, Aşer, Naftali Yusıf yahudi miymiş? İnançlı olmak, birşeyin doğruluğuna kanıtsız olarak inanmaktır. Kanıt olmayan şeylere neden inanalım. Canlı tesadüf mü oluşmuş, Tanrı mı yapmış, sadece bilemiyoruz, açıklamamız yok, teorimiz var, teori de mevcut bilgi kırıntılarından yola çıkılarak yapılan bir tahmin, doğruluğu kanıtlanmamış henüz. Müşriklerin Muhammed'den daha ahlaklı olduğuna ilişkin iddiam inanç değil, islami kaynaklardan alınma bilgiler. Kavimlerin helakı basit doğa olayları. Öyle olmasaydı, yani Allah'tan geldiğine inansaydım, Allah'ın kesin müslümanlardan hoşlanmadığı sonucuna varırdım. Ama Tanrı'nın müslümanlarla bir alıp veremediği olmadığını düşünüyorum. Bunun yerine inşaat sektöründeki ve arama-kurtarma çalışmalarındaki başarısızlıkları, ihmalleri, cehaleti suçluyorum. 1999 Türkiye/İzmit-Düzce Depremi: 17.000 ölü. 2003 İram/Bam Depremi: 40.000 ölü. 2004 Hint Okyanusu Depremi ve Tsunamisi: 230.000 ölü (ölenlerin küçük bir bölümü hariç, çoğunluğu Endonezyalı Mmüslümanlar) 2005 Pakista-Keşmir Depremi: 80.000 ölü. Saygılar.
  15. Beni çok uğraştırıyorsun arkadaşım, başka başlıkta verdim diyorum, o başlığa yazı yazıyorsun, hala burada cevap istiyorsun. Sen zahmet etme ben buraya taşıyayım. Yukarıdaki soruya cevabım şu: Sen o yedi kat gök'ün en yakın katmanına (TROPOSFER) yıldızları mı yerleştirisin, kandillerimi yerleştirisin, yerleştir, ortalık aydınlanıca diğer sorlarına da cevap vereyim. Saygılar.
  16. Sedelina ben dinsiz biriyim, benim cevabım seni ne kadar rahatlatır bilemiyorum, ama "evrensel adalet" anlayışı çerçevesinde anlatmaya çalışayım. Önce iki kişi arasındaki borç ilişkisinde faizi örnek vereyim. Bir arkadaşından 10.000 Euro alıyorsun. Kullanıyorsun ve ona geriye öderken yine 10.000 ödüyorsun. Farzet ki o arkadaşın, parayı sana vermeseydi, o 10.000 ile bir iş yapacaktı ve toplam parasını 12.000 Euro'ya çıkaracaktı. farzet ki sen ondan aldığın para ile bir iş yaptın ve ve işten sonra elinde toplam 13.000 euro oldu. Arkadaşlına vardin 10.000 ve geriye kaldı 3.000 Euro. Bu durumda o arkadaşına 10.000 Euro geri vermen adil mi? O arkadaşına "en azından o parayı vermese idi kazanacağı para kadar para" vermen gerekir. Yani 2.000 Euro. Yani geri ödemeyi yaparken o adama, 10.000 değil, 12.000 vermen gerekir. 10.000 verirsen, bu ona haksızlık, sana haram olur. O hiçbirşey kazanmazken, belkide sermayesini sana verdiği için, sen onun parasıyla para kazanıyorsun. Çok varlıklıysa, alternatif yatırımla kazanacağı miktarı senden almazsa, "bağışlarsa", sorun yok o zaman. Gelelim Madalyonun öbür yüzüne. O arkadaşın, alternatif yatırımla 2.000 Euro kazanacakken, senden 4.000 Euro isterse, bu sefer, alternatif yatırımdan elde edeceğinden fazla olarak senden aldığı miktar onun için haram olur, sana haksızlık yapmış olur. Sen çok kazandın da, gönlünden koparak 4.000 fazla verirsen, ona birşey diyemeyiz. Yani haram kavramı görecelidir. Görecelilik kavramının kilit noktası "alternatif yatırımın ne kadar gelir getireceği". Şu anki dünya'da da, hangi yatırımın ne kadar gelir getireceği önceden kestirilemez. Böyle bir sorun var yani. Bu nedenle, ortalama bir rakam tutturulur. hemen hemen bütün bankalarda bu oran minimal farklarla aynı olur, ekonomik dengeler, bu rakamın birbirine yakın olmasını sağlar. Bu rakama da paranın maliyeti denir. Yani faiz. Bunu almak haram veya adaletsizlik değildir. Benim param var, ama kullanamıyorum, ticari zekam yok. Senin de paran yok, ticari zekan var veya ihtiyacın var paraya. Birbirimizi tanımıyoruz. Bankalar da "buluşturma" işini yapıyorlar. Hiç birbirlerini tanımayan para sahipleri ile ihtiyaç sahiplerini biraraya getiriyorlar. Ben param karşılığında bir para alıyorum, banka hizmeti karşılığında, sen de ticari zekan karşılığında. Bu bir iş ortaklığı yani. Bu nedenle banka'nın verdiği faiz veya aldığı faiz haramdır iddiası yersizdir. Kolay gelsin, evin hayırlı olsun şimdiden. Saygılar.
  17. Bence sen yine de başka söze gerek duy ve 7 kat gök'ü yaratan tanrının en yakın gök'ü (TROPOSFER'i) kandillerle donatmasını bize açıkla da, müslümanların mucize dediği şeye biz de mucize diyelim, tövbe edelim, inanalım. *** "Kuran'daki mucizeler" diye mesnetsiz şeyler ileri süreceğinize, Kuran'da mucize yoktur demek, HY şarlatanının ardından gitmemek, İslam'ı daha saygın bir din yapar. Böyle şeylerle, inancınızı taarruza açık hale getirmeyin. Hadisleri ve Kuran dışındaki kaynakları reddeden yeni bir İslamcı akım türedi. Yaşar Nuri ve Edip Yüksel gibi şahıslar başı çekiyorlar. Müslüman olarak, onlar çok iyi bir taktik izliyorlar ve böylece İslamın ömrünü uzatıyorlar. Eleştirilebilecek materyal sayısını azaltıyorlar. Mucize iddialarını geri çektiğiniz zaman, bunu da eleştiremeyiz, böylece biraz daha sağlama alır islam kendini, bence onu deneyin. Saygılar.
  18. Sayın kralx, O arkadaş sadece hayal eder, gerçekleştiremez. Çünkü kıyafet takıntısını bile aşamamış. Bilim "takıntısız" beyin ister. takıntılı beyinle bilimle nasıl uğraşacak? Saygılar.
  19. Yanlışlarının içinde kalsalar bişy demiyeceğiz de, yanlışlarından yola çıkarak Hallac-ı Mansur'u nasıl öldürdülerse, Madımakta onlarca insanı da göz göre göre yakmışlardır. Afganistan'da insanları çağın teknolojilerinden mahrum etmişler, kızların okula gitmesini yasaklamışlardır. Suudi Arabistan'da kadınların kimlik kartı yoktur, erkeksiz olarak sokağa çıkamazlar, araba kullanamazlar, alışverişe gidemezler. Kendi yanlışları içinde kalsalar amenna. Bende senin söylediğin şeyi söylüyorum, altı çizili yerleri. Ve dön bak öncesindeki renkli cümlelere. Sonra da aşağıdaki "değerlendirme"mde yanlış var mı yeniden bak. Neden senin kafandaki inanç, neden Yunus'un, Mevlana'nın, hallac-ı Mansur'un, Ömer Hayyam'ın, Bektaşi'nin, Fatih'in, Atatürk'ün inancı, İslam değildi anladın mı şimdi? Onlar gibi inanan insanlara amenna. başımızın üstünde yeri var. O insanlar için inancın nasıl isimlendirildiği anlamını kaybetmiştir zaten. Ben de sana bunu söylüyorum. Eğer o insanlar gibi düşünüyorsan, inancının nasıl isimlendirildiği önemli değildir artık. Ben bu nedenle diyorum, sen islamı aşmışsan, senin o inancına islam ismi vermeye ihtiyacın yok artık. islam adına türlü türlü cehalet sergileyen insanlarla aynı "ümmet" olmana gerek yok. Ben kimsenin gözünden bakmıyorum islama. Senin bulunduğun noktada bulundum ben de. Sonra bu işin doğrusu Kuran'dır dedim, Kuran'ı okudum. Beni İslamiyetten, Cübbeli Hoca, Taliban, Vahhabiler, Suudiler çkarmadı, Kuran çıkardı. Benim Kuran'ı yanlış anladığımı, o insanların dopru anladığını farkettim. Bu nedenle önyargılı değilim. O yanlışları içinde yüzsün dediğiniz insanlar Kuran'ı olması gerektiği gibi anlıyorlar. Saygılarımla...
  20. Kıyafete takan biz değiliz sayın kralx, Kiyafete kutsallık atfeden islamcılardır. Sarığınü cüppenin, türban2ın kutsal olduğunu iddia eden islamcılardır, biz değil. Biz bugün kot giyeriz, yarın takım elbise, öbürsü gün şort giyeriz. Şalvar moda olursa şalvar da giyeriz. Sarık modası çıkarsa onu da giyeriz, modası geçince de atarız. Bize göre kutsal kıyafet yoktur. Bilim adamını bile bir "kutsal kıyafet kalıbı" içinde görmek isteyen zihniyettedir hata, bizde değil. O zihniyet, astronot kaskının üstüne de sarık sarar sünnetmiş diye. Saygılar.
  21. erdoğan adlı forumdaş tarafından bu soruya Ekim 2005'de, Kaptan Cousteau'nun sitesinden alıntı yapılarak cevap verilmiş. Forumu lütfen diye ondan diyorum. Kırmızı renkli açıklama benim için de geçerli. Arap Yarımadasında bulundum. Kızıldeniz kıyısındaki balıkçılar, tulum (deri su kabı) ile denize dalarak tulumlarını tatlı su ile doldurular. Tuzluluk oranının farklı olması nedeniyle insanlar tatlı suyun tuzlu su ile karışmadığını Muhammed'en çok önceleri bile bilmektedirler, . İnci çıkarmak, Muhammed'en sonra başlamamıştır. Deniz içindeki tatlı su kaynaklarını inci çıkaran dalgıçlar (teçhizatsız dalıyor bunlar) kullanıyor daha çok. Muhammed'in bu bilgiyi Kuran'a yazmış olması o bilginin önceden bilinmediği anlamına gelmiyor. Var olan bir bilgiyi kullanmış. Zamaında bu bilgiye kafirlerden hiç itiraz gelmediğine göre, demekki herkesin bildiği birşeymiş. Saygılar.
  22. Hilafet, şeriat tek şekilde gelebilirdi: Televizyon, internet, telefon, ulusal eğitim ve moder ulaştırma araçları olmasaydı. O zaman herkesi uyutmak mümkün olabilirdi. Bilgi çağında bunu yapamazsın. benim elimde eskiden tek bir meal vardı, şimdi internet sayesinde birsürü meal var. Eskiden hangi ayet nerede tekrarlanmış diye tek tek aramam ve yazmam gerekirken, şimdi tek tuşla hepsini bulabiliyorum. "İnternet icat oldu, İslamiyet'in içyüzü göründü" olacak yakında. Saygılar.
  23. Öyle bir amacım yok, tarihe bakıp söylüyoruz. Bilimle uğraşan insanlara islam toplumlarında ne yapılmış ona bakıp da konuşuyoruz. Sayın boşig, ben tarihe bakıp konuşuyorum. Sen benim bu insanlara neden müslüman demekte direndiğimi sormuşsun, ben de sana bu insanlara neden müslüman demekte direndiğini sorayım. Sen "kafanda bir ideal kurmuşsun, buna İslam adı veriyorsun, buna İslam adı vermek zorunda değilsin, çünkü o islam değil. Sokağa çık ve islam bu de bakalım, ne ile suçlanacaksın. Ben de senin gibi bir dönemden geçtim, Yunus Emre, Mevlana, bektaşi, Çmer Hayyam gibi insanların dışındakilerin İslamı anlayamadıklarını düşünmek beni rahatlatıyordu, ama maalesef islam o insanların anladıkları değil, o insanlar İslam ötesi, din ötesi bir anlayışa kavuşuşlar. Bizim de amacımız o din ötesi bir anlayışa kavuşmak. (Bu arada ben Fatih'e h,Hristiyan demdeim hiçbiryerde, ama dinsiz dedim, Papalık, İslami kurallara uymadığı için, onun Hristiyan olacağını sandı dedim) Ben de aynı şeyi söyledim zaten. "Topları Macar Topçu Urban'ın yapmasının Fatih'in büyüklüğüne gölge düşüreceğini zanneden zihniyet şimdi dezenfekte edilmiş bilgi sunuyor çocuklara." dedim. Balistik hesaplarını Fatih'in bizzat yaptığına dair bir iddia duymadım daha önce. defalarca söyledim, kişsel inançla benim zerre kadar sorunum yok, insanlar ister sineğe tapsın, ister ineğe. Eğer Fatih, Hallac,* Mansur, Yunus, Mevlana anlayışına sahipti diyorsan, o adam müslüman değildir. Yine iddiamı tekrarlıyorum. Kafanızdaki ideali "islam" olarak nitelendirmekten vazgeçin sayın boşig. islam'a puan kazandırmak ZORUNDA değilsiniz. Özgürleşin. Cüppeliyi çıkar, Taliban'ı çıkar, Vahhabileri, yani tüm Arap yarımadasını çıkar, Irak'ta kendinizncirlerle yaralayan Şii fanatikleri çıkar, Türkiye'deki tarikatçıları, mezhepleri çıkar, geriye müslüman kalmez sayın boşig. Müslüm, o çıkar dediğin insanlardır. Senin kafandaki ideal tanıma da müslüman demek zorunda değilsin. Saygılarımla... Sayın boşig, bilimin temel kuralını falan ihlal etmiyoruz. Sen de okuyorsun mucize diye verilen şeyleri. Gök/Atmosfer yedi kat diyerek yola çıkan bir adam, ne yapar eder, çarpıtır göğü yedi kat gösterir. gerçekte 5 katmana bölünebilse dahi, 7 katmana böler sadece, çünkü inancı buna onu zorlar. Gök/Atmosfer ancak 5 katman ise, ya bilimden vazgeçer ya da dininden. Bu nedenle müslüman insan bilim adamı olamaz. Dinsiz insan için kutsal kıyafet, kutsal yön, kutsal kitap, kutsal dua yoktur. Dindar bir arkadaşım, uzay istasyonunda sarıklı, cüppeli bilim adamları deney yaparken hayal ediyordu. Çünkükafasında kutsal vardır. Sarık ve cüppenin uzay ortamına uygun olmadığını düşünmez, düşünemez. Saygılar.
  24. Benim dinlere düşmanlığım yok sayın boşig. Ben de senin kadar, Yunus Emre'yi, Mevlana'yı, Çmer Hayyam'ı, Bektaşi'yi, Hallacı Mansur'u severim. O insanlar dini "BİREYSEL" olarak algılamışlardır. İslam'daki ve diğer semitik dinlerdeki sorun dinin TOPLUMSAL yönüdür. Benim bir putpereste, bir budiste, bir hinduya, bir şamaniste, bir Hallac-ı Mansur'a, bir Yunus Emre'ye, bir Mevlana'ya, bir Ömer Hayyam'a diyebileceğim hiçbirşey olmaz. Benim itiraz ettiğim, mücadele ettiğim şey, dinlerin dayatmacı yönü. Benim gibi düşünmeyen yanar zihniyeti, en doğruyu ben biliyorum zihniyeti, onlar kafir, ben Allah'ın kuluyum ben haklıyım zihniyeti. Saygılar.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.