-
İçerik Sayısı
196 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Pantheaa tarafından postalanan herşey
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Çok doğru bir tesbit... biz bu konuda birde şöyle diyebiliriz: KÂFİRÛN SURESİ Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... 1 De ki: "Ey nankör kâfirler! 2 Kulluk etmem sizin kulluk ettiğinize. 3 Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime. 4 Kul değilim sizin taptığınıza, 5 Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime. 6 Sizin dininiz size, benim dinim banadır!"- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Şimdi, bu çok abes bi mantık olmuş bence... şöyle ki, nasıl ki siz bir Müslümanı ve İslamiyeti anlama çabasında değilseniz, bir Müslümanın da sizi ve Ateizmi anlama çabasında olmasını beklemeniz biraz saçma... Kaldı ki, İslamların bakış açısından bakalım önce; Siz zaten, Müslümanlara göre, bir Ateist olarak, İslamı ANLAMAMIŞ birisisiniz, bu doğru mu? pek tabii ki doğru? Peki "Bir zamanlar Müslümandım, artık Ateistim, İslamı çok iyi bilirim ve Ateizmi de bilirim" demeniz, bir Müslüman için her hangibir anlama geliyo mudur? tabii ki hayır... Yani, mantık oluşturabilme yapısına sahip bir insan olarak böyle bir çıkarım yapmanız zaten yakışmamış... Nereden biliyorsunuz peki... o zaman sizin mantığınızla gidersek; diyelim ki önceden Hırisityan olup, sonra Ateist olmuş, sonra da Müslümanlığa geçmiş birisini çıkarsak karşınıza Müslüman mı olacaksınız? Ki böyle insanlarda yok değil... kaldı ki ben kendimden biliyorum, Allah'ı reddetmişken Müslüman olan kimseleri... bunun için ne diyeceksiniz peki? hadi buyrun, bende biliyorum Ateizmin ne olduğunu ve Ateistken Müslüman olmuş birisi olarak ta sizden kat kat daha iyi biliyorum demek ki? şimdi napıcaksınız? Ama durun ben söyleyeyim, diyeceksiniz ki "Sen Ateizmin ne olduğunu anlamamışsında ondan" diyeceksin... e işte Müslümanlarda sizin için aynısını diyorlar "Sen İslamı anlamamışsında ondan!"... Bırakın arkadaşım böyle düz mantık kurmayı... Kimin neyi ne kadar bildiğinin kriteri sizin söylediğiniz mantık değildir kesinlikle, bilmem anlatabildimmi...
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Arkadaşım, saldırmana gerek yok... Aksini iddia etmek yada etmemek gibi bir durum yok ki ortada? hayır gücünüze giden ne onu anlamıyorum... Ben de emin olamadığım için, bilen birisinin açıklama yapmasını istedim sadece... yazık yani, bu kadar saldırgan olmasanız diyorum... kaldı ki bu olayın gerçek olup olmaması, ay'da ezan sesi duyulup duyulmaması yada custo'nun müslümanlığı gibi nedenler yüzünden Müslüman olcak yada Müslümanlığı bırakcak değiliz... Saygılarımla...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Ya, o zaman sen bana Avrupa Hunlarını bi anlat be kardeşim... Şimdi bu Hunlara, senin tabirinle Devlet diyemememiz lazım o zaman... O yüzden sadece Avrupa Hunları diyelim... Senden sadece bu konuda bi şeyler söylemeni bekliyorum... Madem o kadar çok iyi yorumluyabiliyorsun, bakalım bu konu hakkında ne düşünüyorsun... Tarihte ben Avrupa Hunları diye bi devlet yaşamıştır diye biliyodum ama, neyse, anlat bide senden öğrenelim işin aslı neymiş... Bulgar Türklerini de anlat elin değmişken... Yada Bizans ordusunda görev alan Peçenek Türklerini falan da anlatısın belki, ne işleri varmış orda... Hayır şunu anlamıyorum, sizin deyişinize göre, Avrupa Hun Devleti diye bi devletin yaşamamış olması lazım... malum Yurt dedikleri şey sadece çadırdan ibaret olduğuna göre... ülke sahibi olmadıklarına göre Devlet anlayışlarınında olmaması lazım... öyleyse bir Orduya da sahip olmamaları gerekir... ilginç yaa... neyse, sen bana sadece Avrupa Hunlarını, kavimler göçünü falan anlat yeter... Bide Avrupa Hunları Devlet midir, değil midir, nedir? bir Devletse eğer, bir ülke kurmuşlar, birhudut ve yönetim anlayışları var demekki diye düşünüyorum... neyse, şöyle bi değinip, o engin bilginle aydınlatırsan, cahilliğimizin kabasını alırsan sevinirim... e nede olsa 2500 yıllık bi tarih bilgin var... maşallah, maşallah... nazar değmesin... ayrıca sinirlenmeyin arkadaşım... şu da var, sinirlenip psikoza girmişsiniz... hazarlardan bahsettiğimi hatırlamıyorum hiç...
-
Allah'ın bana o yemeği yemeyi nasip etmiş olmasına şükrediyorum... bu kadar basit bir şeyi mi bilmiyorsunuz...
-
TABİ TABİ TABİ... Bazı yerlerin doğu'da olduğunun farkındayım, merak etmeyin... Tarih okumuş biri olarak Harita bilgim var... ben onları örnek olarak verdim... Ayrıca haklısınız... Attila falan hiiiç batıda değildir... İtil-Volga falanda batıda değil zaten... Ayrıca Attila bir Avrupa Hun devletinin başında da değildi... Romadan güçlü de değildi... İtil-Volga Türkleri de devlet kuramamışlar hatta müslüman dahi olmamışlardır zaten... ya bırakın kardeşim yaaa... Ya komediye bakar mısın yaa... Türkler Yerleşik hayata yabancıydılar öyle mi? Çingenelerle karıştırdın galiba... Bak kardeşim, aynı şeyi hocam da söylemişti, ancak tükürdüğünü yalatmıştım kendisine... istersen okulumun adını vereyim ama küçük kalan sen olursun, söyliim... hocalarım sağlam kimselerdir... ama şu tükürdüğünü yalayan hocama galiim... o da senin gibi Türklerin Yerleşik hayatı bilmediklerini söylemişti, ancak, kendisi mevkiisine torpille geldiği için sizin gibi pek bişey bilmiyodu... Peki, biz tarihten biliyoruz ki Türkler madencilikte çok gelişmiş bir toplum... Yerleşik hayata geçmemiş, yerleşik hayatı bilmeyen bir toplum nasıl olurda yerleşik yaşamı öngören bir meslekte bu kadar ileri gidebilir... bulunan kurganlar gösteriyor ki, demir madeninin işlenme özellikleri falan, Türklerin demircilikte, çağlarında son derece ileri idiler... kardeşim, Türkler Yerleşik yaşamı biliyor idiler ve Yarı-göçebe bir toplumdurlar. yarı göçebe olmak demek yerleşik olmamak yada göçebe olmak demek değildir... Bir merkez vardır ve o sınırlar içersinide yaylak ve kışlak olarak yaşarlar. yani temelde yerleşik yaşamın bir başka formudur... bunun en büyük kanıtı bir "Yurt" anlayışlarının olmasıdır... sınırlara sahip bir ülke anlayışları vardır... Akınlarını ise "Uç" anlayışlarına göre yapmışlardır devamlı... asimile olmaları; yurt edinememeleri yada Vur-Kaç yapmaları manasına gelmez... bak ben sana bir-iki kitap önereyim, başlangıç için iyi gelir... *Akdes Nimet Kural'ın Karedeniz'in Kuzeyindeki Türk Devletleri ve Kavimleri, *Osman Turan'ın Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, *Metin Aydoğan'ın Yönetim Gelenekleri ve Türkler, *İbrahim Kafesoğlu'nun Türk Milli Tarihi... bunlar her Tarih öğrencisinin bildiği, gördüğü temel kitaplardır... bir sürü kitap var ama şimdi hepsini yazmiim diyorum... bunlardan bakınca, belki biraz olsun anlarsın, asimile olmakla Vur-Kaç yapıp devlet kuramama arasındaki farkı... Klan olmakla Devlet kurmak arasında da fark vardır... Yukarıda birsürü şey anlatmışsın ancak şunu unutmuşsun, Hunların yıkılma nedenleri, sandığın gibi Yurtlarını geride bırakmaları değildir... Liderden kaynaklanmaktadır bir nebze... Sizin yaptığınız yorum tamamen yuvarlamadır.. yani Attila varken arkadan destek geliyodu da ölünce mi kesildi... unutmayın ki, Türkler gittikleri, yani ayak bastıkları her yeri yurt olarak bilirler... sizin tesbitiniz (ki sizin de tesbitiniz değil bu) genel bir tesbittir... Tek tek Türk devletlerinin yada herhangi bir devlet için geçerli bir tesbt değildir. Uygarlıklar için kullanılan bir tesbittir... Anlaşılan Tarih bilimi içinde kullanılan bazı terimlerin Devlet için mi yada Uygarlık için mı kullanıldığı konusunda bir yanılgınız var... Türk Uygarlığı için söylüyorsanız söylediğiniz tesbit çok doğrudur, buna bir şey diyemem, haklısınız... Moğol uygarlığı falan aynı yapıdadır... ancak devletler için geçerli değildir bu. çünkü devletler öyle tek bir nedene bağlı kalarak yıkılmamaktadırlar. Kavramları yerli yerinde kullansanız daha bir anlaşılır olursunuz diyorum... Hem o zaman sizin deyişinizle, Avrupa Hun Türkleri Tarihi diye bi tarih yok yani.. öyle bir devlette yok... ilginç yaa... Valla, bu görüşleri gördükçe hakkaten boşuna okumuşum... gerçekten çok enginsiniz... Kusuruma bakmayın, bize hep yanlış öğretmişler... Ben Hunları devlet sanıyodum... Hatta Macarların "Hungarian" adını bile ordan geliyo sanıyodum... Afedersiniz ee başka... merak ediyorum... aydınlatırsanız sevinirim... başka neler var... mesela belki de Türkler çinli falandır aslında... ne biliim... Selçuklular Arap olabilir... kim bilir daha ne tesbitleriniz vardır...
-
Kürdistan diye, Kürtlerin hakim olduğu bir devlet, kavim yada milletten bahsedildiğine yine rastlamadım... illa ki her kelimemizin böyle uzun uzadıya açıklamasını mı yapacağız? Anadolu toprakları her zaman Türkiye olarak anılmıştır... Kürdistan tanımı sadece coğrafi bir bölge olmaktan öteye gidememiş ve hiç bir zaman siyasi, kültürel, toplumsal yada kurumsal olarak anılmamıştır... yani bir kurumdan bahsedecekseniz eğer, yada Kürtlerin o bölgede siyasi varlık olarak bulunduklarını iddia edecekseniz, Kürdistan adının, saydığım manalardaki bir kullanımını örnek göstermelisiniz... Kürtler, hiç bir zaman aşiret yapısını aşıp, dediğim manayı taşıyabilecek bir yapılanmaya girmemişler ve girememişlerdir... Bugün bile bu yapıyı aşabilmiş değillerdir...
-
O zaman şu var hocam, Git bakalım mahkemede Yargıç'a şöyle de "Bende Mahkemeyi yargılıyorum", yada askerde Komutanına şöyle de "Emrinizi yargılıyorum" cevapları ne olacak acaba... Bakın "Neden=niye?" soruları sorulurken iki mantık işler... Mesela, Askerdeyken, askerime emir veriyodum, adam bana soruyo ki "Niye?"... Şimdi bu soruyu soran iki tür insan vardı. Birincisi; Emir işine gelmediği için emri mantıksız kılmaya çalışan ve uygulamama çabasını sunan ve o niyetle bu soruyu soran asker vardır... İkincisi de; Emri uygulama yada uygulamama niyetinde olmayan, sadece Emrin mantığını, özünü, neden ve sonuçlarını kavrama ve emri anlamış olarak uygulama yada reddetme mantığında soran asker vardır... Haa reddederse Ceza yer, o ayrı mesele... Şimdi bir inancı da böyle ele alırsınız... arkadaşım siz sorgulamayı yaparken, zaten inanmadığınız ve inanma yada anlama çabasında olmadığınız bir Yaratıcıyı sorguluyorsunuz. o yüzden sizi tatmin edecek olan cevap, sizin "duymak istediğiniz" cevaptan başkası değildir. yani siz zaten emri en baştan kendi kafanıza göre şekillendirmiş ve ona göre en baştan reddetmişsiniz, yani birinci örnekteki askersiniz... Oysa bir dini tam olarak anlamak için, en baştan ikinci örnekteki asker olmak lazımdır... Ha sonunda inanırsınız yada inanmazsınız, ikinci örnekteki asker olmak inanacaksınız yada inanmıyacaksınız anlamına gelmez... Ancak en azından İslamı kavramış biri olarak, Yukarıdaki gibi saçma sapan ve İslamın kendisiyle alakası olmayan sorular sormazdınız... İnanmamakta yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz aklınızca ama inanmadığınız o dini anlamadıysanız, bildikleriniz ve sorularınız hiç bir fayda yada ilerleme sağlamaz... sadece inanmazsınız o kadar... Bir kaç Ateist arkadaşım var, inanın sizin gibi böyle mantıksız sorular soranlarını ilk defa görüyorum... Adamlar ikinci örnekteki asker olmuşlar ve İslam'ın kendi içinde ne olduğunu gerçekten iyi biliyorlar... hatta msn'de konuştuğum bir arkadaşımın, çok basit bir konudaki görüşlerini koyayım buraya... bazı şehir isimlerini falan sansürlemek durumundayım ancak... Kyzym: http://www.radikal.com.tr/haber.php?habern...arih=02/04/2002 Kyzym: baksana şuraya! ulan bi de bunlardan sonra dindarız demiyolarmı Kyzym: deliye dönüyorum ya Pantheaa: hah hah haa Pantheaa: kızım ..........lılar kadar ...........sizi yok Kyzym: olm nedir bu ya Kyzym: uyuşturucu mafyası resmen Kyzym: uyuşturucu haram değilmi islamda Pantheaa: hemde ne biçim haram.. Pantheaa: fena halde haram Kyzym: harama giden her yol da haramdır Kyzym: yani sen bunu getirip burda eroin yapıyosan we gençlere satıyosan Kyzym: en büyük günahı sen işlemiş oluyosun Pantheaa: elbette... Kyzym: eee nerde senin dindarlığın Kyzym: en büyük günahı sen işlemişsin bi kere Kyzym: harama giden her yol haramdır diye bi laf war islam felsefesinde Kyzym: yani uyusturucu içmek haramsa Kyzym: onu bulmak satmak yapmak falanda haram Pantheaa: elbette... Pantheaa: içki satmak falan haram... Pantheaa: üretmek... Kyzym: günah yani kısaca Kyzym: onun üstüne istediğin kadar cemaate git ibadet et yinede en büyük günahı işlemişin Pantheaa: evet Kyzym: benim mantığım almıyo Pantheaa: ulan neyini almıyo... Kyzym: almıyo işte Pantheaa: bak şimdi... Pantheaa: Allah'ın bi affettiği günah var, bi de affetmediği kul hakkı var. bunlar kul hakkı bi yerde... Kyzym: madem müslümanlar o zaman islama göre yaşamalılar Kyzym: islamın günah dediği şeyleri yapıyolar Kyzym: sonrada en koyu müslüman oluyolar Pantheaa: ya bırak... hikaye onlar... Pantheaa: işlerine geldikleri için öyle görünüyolar Pantheaa: çünkü onlara para kazandırıyo o türlü yaşamak Kyzym: ********* bi yer ya Kyzym: ........, ........., ........... ws Kyzym: buraların hepsi pislik yuwası Pantheaa: valla okul bitti diye seviniorum, sen daa ordasın... Kyzym: .......... zaten silah mafyası dolu Kyzym: ulan silah insanı öldüren bişi Kyzym: we sen bunu temin ediyosun dolayısıyla sende katkıda bulunuyosun insan ölümlerine Kyzym: we islamda yine bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değerdir yazıyo Kyzym: islamcısın bi de Pantheaa: Pantheaa: ulan sen kapmışsın lan iman olayını... Pantheaa: helal... Kyzym: olm ben bunları yeni öğrenmedimki Kyzym: islam felsefesini bilirim yani Kyzym: felsefe olarak diyecek bi lafım yok zaten Kyzym: kesinlikle çok güzel bi felsefesi war islamın Kyzym: ama işte uygulayana güzel Pantheaa: uygula? Kyzym: böyle uygulamayan ama uygulamış süsü werenler yüzünden zaten herşey oluyo Pantheaa: dooru be hocam... yani, keşke; tamam inanmayın, kimse buna karışamaz ama, hakkını vererek anladıktan sonra inanmasanız... bu neyse, diğer konu da şu... Özellikle Kalp Gözü konusunda bazı arkadaşlar, Dinlerin önceki inançları alıp yeniden öne sürdüğünü falan iddia etmişler... az çok doğru bir tespit ama eksik... şöyle ki, bakınız, inansanızda, inanmasanızda, Allah'ın ilk insandan beridir indirdiği tek bir din vardır o da: İslam... diğer dinler, ondan başkalaşmıştır, değişmiştir... Allah unutulmuştur... ancak o başkalaşan dinlerin özden bir parça taşımaları son derece normaldir...İslam'da tabii ki önceki dinlere ait şeyler olacak... çünkü o şeyler zaten İslam'a yani öz'e ait şeyler... zaten İsam anlayışına ait şeyler... mesela gusül abdestinin, İslam2dan önce de Araplarda uygulandığını yada ona benzer bir uygulamanın olduğunu tesbit etmişler. bu demek oluyor ki, putperest te olsa, bazı inançlar öze ait, İslama ait, Allah'ın tek dinine ait güzel şeyleri içeriyor... o yüzden İslam da bunları almakta bir sakınca görmüyor... zaten kendisine ait nüveler bunlar... Bakınız, İslam deyince aklınıza, Hz. Muhammed ve Kur'an gelmesin sadece... İslam dini, Adem ile Havva'dan başlayarak gelen Tüm peygamberlerin tebliğ ettiği tek dindir... Hz. Muhammed ile birlikte bu din tamamlanmıştır... şimdi sormayın "önceden eksik mi gönderiliyordu" diye, bunun açıklamasını da yaptık başka bir yazıda... bulun okuyun... Yahudiliğe bakın, onda da var aynı anlayış.. Yahudi tarihi taa Ademden başlatılır... çünkü Hz. Musa'nın tebliğ ettiği dinde aslında İslamdır ve ilk Yahudiler aslında Müslim'dirler... yani tarihini Adem'den başlatması gayet normal... ondan sonra Hz. İsa gelmiş ve onunda inananları, havarileri Müslim olmuştur... Hz. Muhammed gelerekte İslam tarihini tamamlamıştır... tüm Dinlerin İslam olduğu ile ilgili olarak, yahudiliği ve tarihini (tabi ilk yahudileri de Müslim kabul ederek) inceleyebilirsiniz... ve Kur'an-a göre de böyle olduğunua dair bir kaç ayet: BAKARA SURESİ: 136 Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." ALİ İMRAN SURESİ : 84 De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." NİSA SURESİ : 163 Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. EN'AM SURESI : 84 Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. YÛSUF SURESI: 38 "Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın Yakub'un milletine (ümmetine) uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar." ENBİYA SURESİ : 72 Ona İshak'ı bağışladık, ayrıca Yakub'u da hediye ettik. Hepsini hak ve barış için çalışan insanlar yaptık. Kısaca, Tüm inançlar tek bir dinden türemişlerdir... bu konuya da, yukarıdaki kızcağız gibi İslam açısından bakabilme inceliğini gösterebilir misiniz? (dicem ama, sanmıyorum nedense...) Saygılarımla
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Ölüm Anı demektir... Mevt= Ölüm, Can Verme. Sekerat= Sarhoşluklar. Sekarat'ül Mevt = Ölüm Hali, Ölüm Halindeki Baygınlık, Ölüm Halindeki Halsizlik vs vs vs gibi anlamlara gelebilir...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu "AY YARILMASI" hususunda şöyle birşey var, Ay'ın görünmeyen yüzünde, hemen hemen ay'ın yarıçap yada biraz fazlası kadar büyüklüğünde bir yarık varmış, dümdüz... o yazrığın nedeninin "Ay Yarılması" mucizesi olduğuna inanılır... Şöyle ki, o yarığın nasıl meydan geldiği yada gelebileceği husunda herhangi bir kesinlik yoktur... yani, hergün ay yüzeyine onlarca, yüzlerce meteor düşüyor. ama oyarığı meydana getirebilecek bir meteorun düşmesi, Ay'ı yörüngesinden çıkarır. Öyle ise Meteor düşmesinden olmamıştır bu yarık... Oluşumu sırasında da olmamıştır. çünkü katılaşma sırasında bir etkene maruz kalsa, yine dönmesinden ve henüz katılaşamadığından, o süreç içersinde yine yarığı kapatırdı... falan filan işte... neyse, o yarığın, internette fotoğraflarına ulaşabilirsiniz... araştırabilirsiniz... Gerçekliği konusunda fikir beyan edersenizde memnun olurum... valla ööle bööle diil, sağlam bi yarık yani...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bu devlete Türkiye adı, Cumhuriyetle beraber verilmemiştir arkadaşım... Bu topraklar 1000 yıldır Türkiye adı ile anılıyor...Türkler buralara Rum-İli (Dikkat edin, hiç bir zaman Ermeni yada Kürt ili denmemiştir) derlerken, Malazgirt zaferinden itibaren, Avrupalılar buraya "Turchia" demişlerdir... Selçukluların hükümdarının ünvanı "Rum-İli'nin hakimi"dir. Ama Bizans bile, bir zamanlar kendi toprakları Anadolu'yu "Turchia" olarak nitelemiştir... yani bu topraklar hiç bir zaman Kürt İli olmamıştır... Selçuklularla beraber, Devrin en büyük devletince "Türkiye" olarak adlandırılmıştır bu topraklar... Osmanlı yıkılmadan önce bile her belge, Anadolu'dan Türkiye diye bahseder... Anadolu adı art niyetli ve Rumlaştırma amaçlı olarak Yunan işgali zamanında falan yoğun olarak kullanılmış hatta İzmir'e "Smyrna" demiştir Yunanlılar... Şimsi sizin "Niye Türkiye Deniyor, Türk Kürt devleti densin" çabanız, Yunanlıların İzmir'e Smyrna demeleri kadar başarılı olacaktır ancak... denize dökülecektir o düşünce... Bu topraklar 85 yıldır değil, 1000 yıldır Türkiye'dir... ve bu gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü yetmez... ne Avrupalıların daha 15 yıldır güneydoğuya Kürdistan demeleri, nede doğu Anadoluya Ermenistan demeleri yetmez... Osmanlı paşasından savaşarak aldığımız bir adayı istiyor avrupa ve paşa şu cevabı veriyor "Aldığımız fiyata veririz." kanla aldık, kanla veririz... Kürtlerin bayrakları yokken, biz bin yıl bu topraklarda Bayrağımızı dalgalandırdık ve Kürt kardeşlerimizi kucakladık... kimse bu birlikteliği bozamaz... Kanımızın işlediği bu toprakları kimse kanımızı dökmeden alamaz... Kürt sorunu nasıl mı çözülür? evinizi elinizden almak isteyen birisine nasıl karşılık vermeyi düşünüyorsanız öyle çözülür... Türklüğün ne demek olduğnu öğrenmeniz gerekiyor... Türk adı hem bir menşei hemde bir Kimlik adıdır... hem alt kimlik, hem üst kimliktir... gidin İskitleri, Gök-Türkleri, Selçukluları, Hunları, Avrupa Hunlarını, Türkiye'yi, Osmanlıyı, Memlükleri, Hindistan Memlük Devletini, Hazarları... bu devletlerin Yönetim Geleneklerini çok iyi özümseyin, görün bakalım Türklük, Yönetim geleneği bakımında Irkı mı temsil ediyomuş yoksa Milleti mi? Hunlar şöyle der, aldığı topraklardaki insanlar için... "Onlar artık Hun oldu"... yani ırk olarak değil... Üst kimlik olarak artık Hun'durlar.. ama asılları Vizigot, Ostrogot, Viking, Germen falandır... *İskitlerin halkının çoğunluğu Soğd'dur, yani Fars kökenlidir, ama devlet Türk devletidir ve Halkıda Türktür... *Selçuklu Türk, Kürt, Ermeni, Arap ve Rumların yaşadığı bir ülkedir ama toprakları Türk toprağıdır ve Halkıda o yüzden Türktür... *Memlükler, Araplara hakim bir devletti, ancak toprakları Türk toprağı olmuştur ve halkıda Türktür... *Hindistan Memlük/kölemen devleti pek bilinmez ama babürlülerden önce kurulmuş küçük bir devlettir ve halkı Hintlidir ama toprakları Türk toprağıdır ve Halkıda Türktür... **Bunun gibi, ne kadar Türk devleti varsa o kadar örnek vardır... Gidin o topraklardaki Milletlere bakın bakalım, kaç bin yıldır varlıklarını kaybetmişler mi? kaybetmezler, çünkü Türkler hiç bir zaman ırkla falan ilgilenmemişler ki! sadece Devlete bağlılık olarak Türk olmaları yetmiştir... Memlüklerin Türk Halkı hala Araptır. Hint-Kölemen Devletinin Türk Halkı bugün hala Hintlidir. Selçukluların Türk Halkı hala bugün Arap, Ermeni, Kürt'tür. Osmanlı'yı zaten biliyorsunuz. Avrupa Hunlarının Türk halkı hala Rus, Germendir... İskitlerin Türk Halkı hala Farstır, Ermenidir... En önemli örneği ise Türkiye Cumhuriyeti devletidir... öyle ki Atatürk şöyle der "Türkiye Cumhuriyetini kuran halka -Türk- denir". ve millet tanımı şöyledir: "Geçmişte birlikte yaşamış, bugün birlikte yaşayan ve gelecekte de birlikte yaşama azminde olan topluluğa -Millet- denir. Gördüğünüz gibi Türk devletleri Irki bir amaç gütmezler ve vatandaşı olan herkes üst Kimlik olarak Türktür... Bakın bunu ırk adı olarak ve "Türkler 1-0 galip" olarak gurur meselesi yapmayın... Sizin ırkınız yada menşeiniz Ermeni, Kürt, Laz, Çerkes, Arnavut, Rum vs. olabilir.... ancak Bu topraklarda ve bu toprakların halklarıyla gelecekte birlikte yaşama azmindeyseniz, sizde Türksünüz ve bu milletin şerefli bir ferdisiniz... Eğer bu amaç size batıyorsa, o zaman yeriniz Irak'taki Sözde Kürt Devletidir... ama biz burada, bu toprakların her karışında emeği geçen ve gelecekte birlikte yaşama azminde olan her ferdiyle mutluyuz ve tek Bir Türk Milletiyiz... Türk Milletiyiz... O yüzden "Niye Türkiye deniyor" art niyetli sorunuzun cevabını insafınıza ve vicdanınıza bırakıyorum... Yazıyı okuyanlar ve yeterince bilinç sahibi olanlar demek istediklerimi anlayacaklardır...
-
Bu vur-kaç'ları, Orta Asyta'dan uçakla direkt olarak yaptılar sanırım... Yoksa ortqa asya'dan avrupaya vur-kaç taktiğini uygulamak hayli saçma olsa gerek... Uçak olmadan, vuracaksınız onca yoldan gelip, sonra kaçacaksınız... 10yılda bir yapıyolardı heralde vur-kaç... e anca yetişirler tabi... bide şu var ki; vur-kaç yapıyolar ve nedense onca yolu geri dönüyolar, o kadar basmıyo ki kafaları "Ulan buraya kadar gelmişiz, yerleşelim bari" diye düşünemiyolar, "yok lan- vur-kaç yapalım, Orta Asya'dan başka yerde barınamayız biz" diyolar ve her 10 yılda bir geyiğine vur-kaç yapıyolar... çok komik yaa... onca yoldan vur-kaç yapmak yorucu olsa gerek... Bak seeen... Benim niye haberim yok? onca yıl boşuna okumuşum yaa... tüh... *İtil-volga Türkleri, *Bulgarlar, *Macarlar (Hungarian; hala Hakan ve Attila adlarını kullanırlar. hem ben Attila Roma'yı baskı altına aldı diye biliyorum ama, neyse... yanlış biliyorum galiba...) *Finlandiyalılar (Fin-Oğur Türkleri; başkentleri "Turko" iken, "Türk" geçmişlerini hatırlattığı için "Helsinki" başkent yapılmıştır, Avrupanın baskısı ile) *Kırım Türkleri (Hazar Türkleri burada asimile olmuşlar, yok olmuşlardır) *Ukrayna (nedense burada yok olan bi çok Türk kavmi var!, Hazarların bir kısımı, Hunlar falan. Ruslana Türklere benzemiyor değil hani; yuvarlak yüz, çekik gözler, orta boy, düz saç... ilginç) *Kuzey Çin (Kuzey Çin-Güney Çin ayrımının temel nedeni, Kuzey Çinlilerin Türk soylu olmasıdır... zira dilleri bile Güney Çinden farklıdır) *Sümerler (Muazzez İlmiye Çığ, en önemli Sümer araştırmacısı olarak şöyle der; okuduğum tabletlere bakacak olursak, Sümerlerin Türk olmadığını iddia etmek güçtür, olmadıklarını ispatlayacak kanıt bulunmamaktadır.) *Aşağı Mısır (Buraya hakim olan Hyksos'lar Ön Asya yada Asya kökenlidir, ama Türk oldukları kesin değildir. Yine de Kazım Mirşan, Mısır hiyerogliflerinin %80ini falan Ön Türkçe ile okuduğunu ispatlamıştır.Acaba Hyksoslar; Ön Türkler mi? ön Türklerin Hiyerogliflere etkisi nerden kaynaklanıyor?) *İtalya (Etrüksler buraya hakim olmuş, Roma medeniyetine etki etmişlerdir. Ayrıca Roma'nın kuruluşunu simgeleyen Romus ve Romulus'un Kurt tarafından beslenmesi efsanesi Türk efsanesine birebir benziyor ve Arapça da "Türkler"="Etrak" diye söyleniyor. ilginçtir.) gerçekten Tarihe şöyle bir baktım da, Hakkaten Türkler sadece dediğiniz yerlerde var olabilmişler... Hatta ciddi ciddi araştırsak, belki biz bile Türk değilizdir belki... Ya gidin, güldürmeyin beni...
-
Allah'ın Adaleti... Çok ibadet eden bir adam, çölde kalmış ve Allah'a yakarmış... "-Ya Rabbim... sana o kadar amel ettim... adaletin bu muydu, beni çölte bıraktın aç, susuz, tek başıma" ve tam o sırada, karşıki kum tepeden mızraklı birisi gelmiş, adama mızrağı batırmış ve öldürmüş... ölen adam, bu sefer Allah'ın huzuruna çıkmış ve sormuş: "-Ya Rabbim, ben o kadar amel etmişken, senden adalet dilendim... ama sen bu sefer de canımı aldın.. bu mu senin adaletin?" cevap: "-Sen adaletimi istememiş miydin? Yıllar önce, bir kürdanla öldürdüğün bir hayvancağız vardı hatırladın mı? onun canı ile, senin canın arasındaki adalet budur... Adalet yerini bulmuştur... Onun ki de candı, seninki de can..." Şimdi, Allah'ın Adaleti var mı diye soran kimse? siz ne kadar can aldınız peki? siz ne kadar günah işlediniz? siz ne kadar yalan söylediniz? diceksiniz ki, yetim kalmış küçücük çocuğun ne günahı var? Babasının Annesinin günahı yok mudur peki? şimdi bu söylemim demek olmasın ki, Kalp Gözü gibi programlarda olduğu gibi dünyada mutlaka hakkı buldurulan bir adalet sistemi var... Allah açık açık söylüyor hesaplaşacağı günü... Allah dünyada öğütleyici göndermiştir... Adaleti öte taraftadır... ancak insanlar Allah'ın Adaletini sorgulamadan önce, Kendilerinin, analarının, babalarının masumiyetlerini sorgulamalıdırlar diye düşünüyorum... Adaletin tecelli edeceği yer öte alemdir... Burada, belki İnsanın gücünün yetmediği yerde Allah devreye giriyordur, bilemem... Kimi kimseler için "Ahının Tutması" olayı belki de budur... Benim şimdiye kadar Ah'ım hiç tutmadığı için yorum yapamıyorum... Belki Ahımın tutacağı kadar masum değilim galiba... sonuçta bu da bir inanç di mi? ne olursa olsun, insan öncelikle özeleştiri yapmalı... ve düşünmeli... demişler ya "Akılsız güç, yıkar ama yapamaz..."
-
Yahudilerin devletlerini meşru mu görüyoruz sizce? yada o devlet baki kalabilecek mi acaba? tarihi temellere sahip olmayan hiç bir devlet ayakta duramaz... İsrail kurulmuş bir devlet değildir, dayatılmış bir devlettir... İsrail Tarihi hakkında bilgi eniniz... Zorla, Kanla ve Toprak Satın alınarak kurulmuş bir devlettir... Ayrıca Yahudilerin asıl vatanı Amerika'dır... İsrail sadece bölge de bir Üs'tür... Bildiğiniz gibi Yahudiler Devlet kurma amacı bakımında ikiye ayrılırlar... Siyonistler, İsrail'de bir devlet kurulmasını istemişler, diğer ABD'ye egemen ve siyonist olmayan Yahudiler ise, bulundukları devletler hükmetmeyi tercih etmişlerdir... Siyonist Yahudiler, İsrail devletini kurdurmuşlar ancak ABD'nin sıçrama tahtası olmuşlardır... İsraildeki yahudiler aç ve fakirdirler... Dünyanın en zengini olan diğer Yahudiler hemen tüm güçlü ülkelere dağılmışlar ve o ülkelerin yönetimlerini ele geçirme çabasına girmişlerdir... Dolayısıyla İsrail devleti, dediğimiz gibi kurulmuş bir devlet değil, dayatılmış, kukla bir devlettir... Bugün esas Yahudi tehlikesi ABD'yi yöneten, Türkiye'ye tesir eden Yahudi tehlikesidir... Para babası olan Yahudi tehlikesidir... Geçmişte Yurt tutunamamış, devlet geleneği edinememiş hiç bir toplum, bundan sonra da Devlet kurabilme yetisi oluşturamaz... Ve kimse Türkiye'nin Üniter yapısını sorgulayamaz... O kadar çok isteyen varsa Kürt devleti, buyrun Irak'ta kendi paraları bile var, oraya alalım sizi... yada batıda, büyük şehirlerde Esnaflık, pazarcılık yapan, zenginleşmiş kürtlere soralım bakalım Doğu Anadolu'ya, Güneydoğu'ya gitmek istiyorlar mı? eğer gitmek istiyorlarsa, merak etmeyin kimse onlara dur demez... gidemezler... çünkü hiç birisi Güneydoğuyu artık görmek bile istemiyor... Batı'daki rahatlık işlerine geliyor... Bırakın kardeşim... hiç bir Kürt, bir kürt devleti kurulsun istemiyor... Damarlarına Hanilik işlemiş olanlar hariç tabi...
-
Bakın şu da var ki, kimselerin Kürt kimliğine gelelim... daha 1925lere kadar, Anadolu'daki herhangi bir Kürt'e Kürtlüğün manası sorulduğunda verdikleri cevap, bir yörükün verdiği cevaptan farksızdır. Ancak 1925ten sonra Türklerle Kürtler, nedense ayrılmaya başlamıştır... Bazılarının dediği gibi, 1925e kadar da Kürtler kimsede baskı görmemişlerdir... Bunu Tarihsel tek bir kanıtı dahi yoktur... 1925ten sonra ise, isyancıların üzerine gidlmiştir... Tarihi çarpıtmayalım...
-
Ben sana şöyle bir örnek vereyim... Yıl 2001... Marmara bölgesinde Devletin bir üniversitesin ve Devlet Yurdunda iki öğrenci... Birisi Türk Dili ve Edebiyatı öğrensi, Muş'lu... Diğeri de yine kürt... Bu ikisi, benim alamadığım Devlet burslarını almakta ve Devletün üniversitesinde okumakta, devlet yurdunda kalmakta... konuşmaları özetçe şöyle: Edebiyat öğrc.: Ya bu Kürtçe Eğitimi kabul etmeselerdi Diğeri: Niye? Edebiyat öğrc.: Ya bi sürü Kürtçe lehçe var. Daha zamanı değil bu kararın... şimdi böyle bi karar alırsan, herkes kendi lehçesini tercih eder. Herkes Kırmaçiyi istemez... tutmaz... daha çok böler bizi... Millet olamazsın. Onlar(PKK) daha da etkisiz olur, çünkü hangi Kürtü temsil etcekler, Zazaları mı, Kırmaçileri mi? hangi Kürtçeyi savuncaklar? Diğeri: Haklısın... Kim olduğunu hatırlamıyorum, ancak yazısını tam olarak bulursam buraya kesinlikle taşıyacağım... Emre Kongar olmalıydı sanırım... şöyle düşünüyordu "Zaten bu Kürtler, tarih boyunca hiç millet olamamışlar ve hep birisi bi devlet kursa'da bizde ondan nemalansak demişlerdir..." Türkler tarihin hiç bir döneminde Eyalet sistemiyle yaşamamış ve Üniter devlet olmuşlardır hep... 10.000 yıldır bu gelenek böyle be siz 10.000 yıllık bir geleneği yıkarsanız, sizi yıkmak hiç zor olmaz... Anadolu'da 1000 yıldır aşağılanan milletse Türklerdir... Özellikle Yavuz Sultan Selim'den itibaren Türkler aşağılanmış, savaşlara sürülmüş, Alevi-Türkler hep dışlanmıştır... ta ki Cumhuriyete kadar. Doğu Anadolu'da Kürtleşen Alevi-türk ve Alevi-Arapların sayısı belli değil... Niye? çünkü Yavuz Sultan Selimden itibaren, Kürtler bölgede kayırılmış ve üstün tutulmuştur. nedeni ne peki sizce? Yerleşik hayata geçemeyen Alevi-Türkmenlere karşı bir koşut oluşturmak? Selçukluyu'da bu düşünce yıkmıştır... Selçuklularda Türkmenlere, Oğuzlara baskı uygulamış, Göçebe Oğuzlara karşı Kürtleri kayırmışlardır... Yavuzdan itibaren Osmanlı da aynısını yapmış, Türkmenleri taa Balkanlara sürmüştür... Savaşlara sürüp katletmiştir... hayır efendim, gidin okuyun tarihi... Bu topraklarda 1000 yıldır bırakın baskı görmeyi, katledilenler hep Türkmenlerdir, Yörüklerdir, Alevi-Türklerdir... Bügun Alevi sorunu yoktur, Alevilerin desteği ile de kurulmuştur bu Cumhuriyet... Ama Kürt sorunuda yoktur... Yapılandırılmaya çalışılan Yapay bir Kürt topluluğu vardır... Ahmet Taner Kışlalı'nın çok sevdiğim iki tesbiti vardır Kürt konusunda: 1- Toplumlar, akarsular gibi, dağın bir yerinden dağın içine girip, ortadan kaybolup, diğer yamacından çıktığı gibi; Tarih sahnesinden kaybolup, yüzlerce, binlerce yıl sonra "Biz Anadolunun Gerçek Sahibiyiz" diye ortaya çıkamaz... yok olmuşlardır bir kere... 2- Nedense, Kürtleri; aynı kökenden geldiklerini söyledikleri İranilerin (Farsilerin) arasına koyuyorsunuz, ama Kürtlüklerini kaybetmiyorlar. Arapların arasına koyuyorsunuz, yine aynı sonuç... Türkler de öyle... Benliklerini yitirmiyorlar... Ancak Türklerle, Kürtleri bir araya koyduğunuzda, en fazla bir nesil sonra birbirinden ayırt etmek nedense imkansız oluyor... Bunun nedeni köklerinin aynılığıdır.
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bakınız Bilimselci, söylediklerinizde HAKSIZSINIZ DEMİYORUM, ancak bazı sorular sormam yada açıklamalar yapmam gerekecek... Bunlar daha önceki tartışmalardaki Bilim, Din veya ikisinin çağa uygunluğu ile ilgili değildir... Şimd,, bir EVRENSEL KÜLTÜR'den bahsediyoruz... Ki ben Evrensel Ortak Bir Kültür'ün OLAMAYACAĞINA inanıyorum... PEki, Bahsettiğiniz bu EVRENSEL KÜLTÜRün örneğinin yaşayan bir toplum var mıdır? Yani bu Kültürün bugünkü temsilcisi, Evrensel Temsilcisi olması gerekir mutlaka... Eğer böyle bir kültür varsa, ve bahsettiğiniz gibi o kültüre ulaşamayan toplumlarda varsa, mutlaka ona ulaşmış toplumların olması da gerekir... Kimdir bu Evrensel Kültüre Ulaşmış Toplumlar? Dediğimiz gibi Tüm Felsefeler, Tüm Dinler, Tüm Doktrinler zaten Evrensel olma çabasındadır... Olup olamayacakları değil söylediğimiz ancak, hepsi zaten Evrensel Bir Kültür Oluşturma Çabasındadırlar... Sizin bahsettiğiniz "Evrensel Kültür" hangi çabanın ürünüdür? Hangi Bilgi'nin ürünüdür... "Bilim"in ürünüdür derseniz eğer, Bilim bir kültür oluşturma çabasında değildir ve olmamıştır... Bilim; Sadece ve Sadece Doğayı Anlama çabasındadır... ve bugün doğru olan bir bulgusu değişebilir, yanlışlanabilir yada geliştirilebilir... Öyle ki, Biz görüyoruz ki, Evrensel Kültür Oluşturmak çabasındaki her Devinim, sadece "Ütopya" olarak adlandırılmaktan öteye gidememiştir... Yani "Evrensel Kültür" tam anlamıyla Tüm Düşünsel Devinimlerin Ulaşma Çabasında oldukları "Gelecek Zaman Ütopyasıdır". Bakınız, sanıyorum ki Bernştayn'dı, Sosyalizm'den Revizyonizm'i (yada Türkçesiyle Demokratik Sosyalizm diyelim) ortaya sürerken şunu da söylemişti: Sosyalizm belki hiç bir zaman olmayacak ancak belki yaklaşabiliriz... Görüldüğü gibi Evrensel Kültürün nüveleri yada özellikleri tam olarak belli değildir. Bu özellikler bağlı olduğunun inanç sistemi yada felsefeye göre değişiklikler gösterebilir... Anarşizmin Evrensel Kültüründe nikah bile olmayabilir, ancak Liberalizmin Evrensel Kültüründe yasal/resmi Nikah olmalıdır... Her İnanç Sisteminin ve Felsefe'nin kendi içinde tutarlı olduğu yada o İnançların ve Felsefelerin Tutarsız olmayı hedeflediği aşikardır... Öyle ki; bir Komünist için komünizm tutarsızdır, bir kapitalist için kapitaliz... Hırisityan için Hırisityanlık, Müslüman için İslam... Yani bu tür Sistemler zaten Temel olarak Adanmışlığı esas aldıkları için, tutarsızlığını kanıtlamanız imkansıza yakındır... Bunu burada görmüş olmanız gerekir... Çünkü, bakın şu var ki; Bir İnsan bir sisteme inanıyorsa, öncelikle bilmelisiniz ki, o İnanç Sistemi o kişiyi En Başından TATMİN EDİYORDUR... sizin çelişki olarak gördüğünüzü, o kimse pek ala anlayabiliyordur, idrak edebiliyordur... o yüzden temelde her insan inandıklarında HAKLIdır... tıpkı sizin haklı olduğunuz gibi... yada Nasreddin Hoca'nın Herkesi Hakıl bulduğu gibi... O yüzden, taraftarları olduğu sürece her inanç sistemi ayakta kalacaktır... Dinler, yada İslam diyelim, Tüm İnsanlığa seslenir ve Evrensel Olmak Peşindedir... Ancak evrenselliği, öyle mi sanıyorsunuz bilmiyorum ama, bir Devlet yada Kurum olmak anlamında değildir... Hıristiyanlık bir Kurum olarak Yagın olmayı amaç edinmiştir, Tarihte böyle bir misyonu vardır... Yahudilik, sadece Yahudilerin Dini olmakla beraber bir erek sahibidir ve en azından Arz-ı Mev'ud-a sahip olmayı diler ve Tüm İnsanlığın Yahudiliğe hizmet edeceği günü öngörür... Bu anlamda bir Evrenselliğe sahiptir... Bakın Evrensel Kültürün Alternatifi, yada karşıtı diyelğim, yine Evrensel Başka Bir Kültürdür... Şimdi bahsettiğimiz Evrensel Kültür, zaten şu an yeryüzünde hiç bir toplumda gerçekleşmemiş olan bir Kültür... ya da şöyle diyelim; anladığım kadarıyla Liberal Evrensel Kültür... yani yaptığınız örneklemler bu tanıma uyuyor biraz... Ancak bilindiği gibi Komünizm'de bir Evrensel Kültür amaçlar ve bu Doktrinin en önemli mimarlarından Stalin önemli bir Dinsizleşme ve Kültürsüzleşme amacı güder... Rus'ya nın geçmişi ile olan tüm bağlarını her şeyiyle koparma gayesine girişmiş ve dini tahayyülleri engelleme çabasına girmiştir... Ha başarısız olmuştur yada olmamıştır o ayrı... Anarşizmin amaçladığı Evrensel Kültür ise dediğimiz gibi en başta, saydığınız haklar bir yana, o hakları temin edecek Kurumların varlığını yadsır en başta... Bakın söylediğiniz Kurallara katılıyorum ve olması gereken şartlar onlardır ancak belirttiğiniz şartlar, insanların düşünsel çabalarının en tepesindeki şartlar değil, sadece o çabaların bir başka ürünüdür... Böyle bir çok ürünü de bulunmaktadır... Ayrıca aslında şu da vardır ki, belirttiğinz şeyler Kültür değildirler... Bunlar olması gereken Evrensel Haklardırlar... Haklar bir kültür oluşturmazlar sadece bir kültürün alt nüvesidirler... Kısaca saydıklarınıza Evrensel Kültür yerine, Evrensel İnsan Hakları dersek daha iyi etmiş oluruz sanıyorum... Saygılarımla...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Araştırmak sorun değil arkadaşım... Kastettiğiniz şeyi anlamadım... Din konusunda bahsediyorsanız, Dinler genel olarak Evrensel olma amacındadır, ancak yaşanış biçimleri yerel olmaktadır... Türklerle, Arapların Müslümanlığı yaşayışları farklıdır mesela... Bilim olarak bahsediyorsanız, bilim ve sonuçları evrenseldir, ona bişey diyemem... Ha doğruluğu, yanlışlığı zaman içinde kanıtlanır o ayrı... Kültür'ü kastediyorsanız, Kültürler kesinlikle Yereldirler ve Küresel değildirler... Bugünkü Medeniyet hiç bir topluma mal edilemez... yada hiç bir inanca mal edilemez... Her Milletin ve İnancın, bugünkü değerlerde katkısı vardır, bu yönüyle Gelişim Küreseldir, ancak bu gelişmşliği yaşama sürecei yereldir... Yerel Kültürler hakimdir dünyaya ve bunu yaşayış giderek artmaktadır... Atrık Küreselleşme, uluslar arası ortak bir kültürün olacağı inancından çok, farklı kültürlerin bir arada yaşayabileceği inancına kaymıştır... Bence neyi kastettiğinizi açmalısınız... bu konuda bir çok kavram vardır ve Küresel Kültür deyişi bir çok anlam içerebilir...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Evrensel Kültür? biraz açar mısınız? zira Küreselleşmeye, Evrenselleşmeye, Globalizme... hangi adla anarsanız... böyle bir şeye Evrensel Kültürün varlığına inanmam... Gerçi bu sizin kastettiğiniz şeye bağlı...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sizi acımasızce eleştirme çabasında değildim... öncelikle bunu söylemek istiyorum... ikincisi şu da var ki; Bilim ya da mantıklı çıkarım yapabilme!!! yetisi insanları ne yazık ki Ortaçağ karanlığında kurtarabilmek gibi bir vaize üstlenemiyor... öyle ki, Avrupa bugün en ileri!!! medeniyete sahip olmasına rağmen, bildiğimiz gibi ahlaki çöküntü içindedir... Peki, Türkiye öyle değil midir? Liselerde çekilen, teve'lerde yayınlanan görüntülere bakarsak, Gelişmenin dini redetmekle yada mantıklı düşünmekle alakası olmadığını görürüz... öyle ki, o çok ileri avrupa hala ortaçağ kafasını aşmış değildir... kılıfları değişmiş ama özleri hala aynıdır... Haçlı taarruzlar devam etmiyor mu? ediyor... ne kadar çaba sarfederseniz edin Türkleri çok büyük bir ön yargıyla hala "Barbar" olarak niteliyorlar mı? evet öyle... bir ABD2li, kendisini, birey olarak diğer toplumların bireylerinden inanılmaz bir inatla üstün görmüyor mu? evet görüyor... Irak'ta o ABD, o gelişmiş uygarlığın Askeri bebeklere silah sıkıp, kadınlara tecavüz ediyor mu? ediyor... Yani, ORta Çağ zihniyeti Dine inanmakla yada inanmamakla alakalı değil... Mesela, Evrimci Darwin'in Irkçılığın babasıdır bir manada... Türklerle ilgili ağır ithamlerı vardır... yaşamayı bile layık görmez... bastırılması gereken bir ırk olarak görür... Yani Ortaçağ düşüncesini Medeni olmaya karşıt yada dine bağıt olarak düşünmeyin bence... çünkü çok göreceli bi kavram gibime geliyor... yani Ateist bir insan son derece İnsancıl olabileceği gibi gaddarda olabilir... İnançlı bir insanda aynı şekilde olabilir... Orta çağ düşüncesi sadece inanç bakımından ele alınmamalı... İnsanlık açısından da ele alınmalı ve asıl bu açıdan ele alınmalı... çünkü insanların iç dünyasını böyle itham etmek kimseye yakışmaz... sonuçta siz iç dünyanızda çok saçma sapan şeylere, hatta çağlar ötesi inançlara inanıyor olabilirsiniz... ne bileyim totemler edinmiş bile olabilirsiniz... ama bunu "İlkel" olarak yargılamak kimseye düşmez... sonuçta o insan, inanmakta rahattır... anlatmak istediğim herhangi bir inancı yok ortaçağ, yok ilkel olarak nitelemenizin hatalı olduğudur... yoksa kurduğunuz mantığa ve çabalarınıza saygı duyuyorum... mantığınızız haklı bulmamın nedeni ise, Bende ki, Allah'ın Zıtları, Kendisinde Birleştirdiği İnancımdan kaynaklanıyor... Zira Hasreddin Hoca'nın şöyle bir kıssası var, bilirsiniz: bir davalı, davacı, şahitleri falan gelirler... hoca herkesi dinler ver her dinlediğine "Haklısın" der, yardımcısı "bu nasıl olur" diye sorar, hoca ona da "Sende Haklısın" der... Bu olay görünüşte, herkesin kendisini haklı bulmasını gösterir... ancak Tasavvufta, tüm doğrular, Hakk'ta birleşir... kısaca sizin haklılığınız ya da benim Haksızlığım Hakk'ta birleşmektedir... o yüzden her bilgi değerlidir bence... sanırım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
****İşte Boykot Etmemiz Gereken Fransız Ürünleri****
Pantheaa şurada cevap verdi: siyahx başlık Güncel Konular
Çok sağolun bilgi için... sonuna kadar dikkat edicem ve alışveriş yapmıcam... ama şunu itiraf etmeliyim, bizim millet bu konuda hiç duyarlı olmıcaktır... hep böyle oldu çünkü... inşalah, en azından bu forumdaki kimseler buna sahip çıkar... -
İNANÇLILAR İÇİN DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
Pantheaa şurada cevap verdi: netman başlık Dini Konular - Din - Dinler
ya, tamam; cevap verme ihtiyacınızı anlıyorum ama, hem arkadaşın benzetmesini/senaryosunu küçümsemiş, bir manada saçma bulmuşsunuz, hemde açıklama çabasına girmişsiniz... o kimsenin veya o kimse gibi düşünenlerinde sizin için, sizin düşündüğünüz şekilde düşüneceklerini pek ala biliyorsunuz... bence sayın Bilimselci, böyle şeylere kaçmadan, eski tarzınızı devam ettirir daha bilimsel tesbitler sunarsanız daha yararlı olursunuz gibime geliyor... yani, bu şekilde birbirini yalanlama silsilesi hep sürüp gider yoksa, çünkü bilgi içermiyor ve faydalı olmaz diye düşünüyorum...- 298 cevap
-
- Düşündürücü Sorular
- Din
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Böyle bi yasa geçirmeye Tayyip cesaret edemez... ama bi umut işte...
-
Bu konuda özür dilerim... hakkaten burada hata yapmışım... yazıları yazarken, herhangi bi kaynaktan yararlanmadığım, o an aklıma gelenlerden faydalandığım için yapmış olmalıyım bu hatamı, kusura bakmayın... Yine de, Hz. İbrahim'in adı konusundaki yada diğer konulardaki görüşlerimi etkilemediğini söylemek istiyorum... Yahudi adının kullanımı ile ilgili bir görüşü de sunayım diyorum... 1.) Hz.Yakub’un çocuklarından birinin ismi Yahuza idi „za“ ekinin yerine „da“ eki konulmuş ve isim Yahud olarak değistirilmiş ve Yahud’un soyundan gelenlere yahudi denilmistir. 2.) Yahud, „hevd“ kelimesinden türemiş dönmek ve tövbe etmek manasını taşımaktadır. Hz.Musa zamanında İsrailoğulları yaptıkları günah ve isyandan tövbe edip Allah’a itaate döndüklerinden dolayı onlara Yahud denildi. bu konuda şu vardır arkadaşım,tüm peygamberler seçilmişdir... ben Seçilmiş Kavim inancından bahsediyorum... Zira Hz. Musa, Kızıl denizi geçtikten sonra, Yahudilerden bir süre ayrılmış, ancak o zaman zarfında Yahudiler, altından bir buzağı yapıp ona tapınmışlar ve Hz. Musa dönüp bu durumu gördüğünde, Kur'an-da da geçen şu şekilde bir konuşma yapmıştır "Siz Tanrı tarafından kutsanmış/seçilmiş bir millet olduğunuz halde, O'ndan başka ilah mı edindiniz?". Bildiğimiz gibi, İslam'da da Müslüman olanlar, Takva bakımından Allah'a yakın ve diğer İnsanlardan Üstündürler... Hz. Musa'nın da, bizce bu şekildeki öğretisi, Yahudilerin, diğer toplumlardan gördükleri baskı ve sürgün neticesinde form değiştirerek Irsi bir inanca dönüşmüştür... Yani Seçilmiş Kavim meselesi (milli bakımdan) Hz. İbrahim kaynaklı değil, Hz. Musa'dan sonra çıkan bi inanıştır... Zira Hz. İbrahim ve diğer peygamberler Milli olarak değil, Takva olarak üstünlüğü emretmişlerdir... Hz. İbrahim'in seçilmişliği bununla ilgili değildir ve tüm peygamberler zaten aynı şekilde Seçilmiş kimselerdir... bu konuda açık olmayan bi şey yok sanırım...
-
Şöyle ki, Müslümanlar ile Yahudiler arasındaki temel anlaşmazlık Kurbanlık meselesidir... Yahudiler Kurban'lığın İshak olduğunu düşünürler... Ancak şu vardır ki, Müslümanlarca Hz. İbrahim'e ilk oğlunu Kurban vermesi emredilmiştir. Yahudiler ise bu kurbanlığı İshak olarak görürler. bakın bu ayrım şuna dayanmaktadır; Tekvin, 49ncu bab, 10ncu ayet: Şilo gelinceye kadar Saltanat asası Yahuda’dan Hükümdarlık asası da ayaklarının arasından ayrılmayacaktır Ve insanların itaati de O’na olacaktır. Şimdi, Yahudilerde Hükümdarlık, yani Peygamberliğin temsil hakkı bulunmaktadır. Yani Peygamberlik, o peygamberliği Yahudilerden alacak olan, yani hükümdarlık asasını Yahudilerden alacak olan Son Peygamber gelene kadar Yahudilerde kalacaktır. Bu Hükümdarlık asasını Yahudilerden alabilecek kişinin ise, takdir edersiniz ki Yahudi OlMAMASI gerekir. Yahudi bir peygamber bu asayı, yani bu peygamberlik makamını Yahudilerden pektabii alamaz ve Hz. İsa'da alamamıştır bu yüzden... Ancak şu var ki, O Son peygamber pek tabii Hz. İbrahim soyundan gelecektir... ancak Yahudi olamayacağı için bu kişi, Hz. İbrahim'in soyundan gelmesi lazım gelir... Yahudi kimi hahamların, İsmail'in yerine Kurbanlık olarak İshak'ı koyarak, PEygamberlik soyunu ve O Miras hakkını İshak'a mal etmişler ve son peygamberin Hz. İsmail soyundan geleceği gerçeğini perdelemeye çalışmışlardır... Söylediğiniz gibi, Ayet her ne kadar Musa'dan sonra inmiş olsada, Yahudi Töre'sini göstermesi bakımından önemlidir... Kaldı ki, Ayeti bir kenara bırakırsak bile, Tanrı'nın Kurban olarak İlk çocuğu istemiş olması son derece açıktır. Bilirsiniz ki özellikle Yahudilerde, Anadan doğmaklık değil, Babadan olmaklık önemlidir. ve öyle ki İsmail, Sare'nin rızasıyla doğmuştur. Kimi Yahudi Hahamların, İsmail Soynan gelecek olan son peygamberi perdelemek için Kurbanlık meselesinde tahrifat yaptıkları düşüncesi hakimdir bizde, olayın özü budur... Tesniye bölümünde yazılan ayetler hakkında şöyle de bir inanç vardır; Bilindiği gibi, Peygamberlik hakkı, Son Peygamber gelene kadar Yahudilerde kalacaktır. Dolayısıyla Hz. Musa ölmüş dahi olsa, kendisinden sonra bir takım adı geçmeyen peygamberlerin gelmiş olduğu inancı vardır... Zaten Yahudilere göre Musa'dan sonra gelen Yeremya, Hananya, Ezkeriyel gibi kimselerin peygamberle olduğu kabul edilir... Kur'an-da da Yahudilere epk çok peygamber geldiği söylenir, ancak bilinir ki tüm peygamberlerin adı verilmemiştir. O yüzden bu bölümler Tanrı Kelamı olabilir de, olmayabilirde... konu ihtilaflıdır... Bilindiği gibi İncildeki ayetlerin hepsi de rededilmez. çünkü aralarında gerçekten Tanrı kelamı olan ayetlerin olabileceği düşünülür... bu açıdan bakmak gerekir diye düşünüyorum... "Allah yüz sahife ve dört kitap indirdi. Allahu Teala Adem'e on sahife, Şit'e elli sahife, İdris'e otuz sahife, ibrahim'e on sahife indirdi. Kitap olarak da Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'an'ı indirdi." (Razi, Tefsir-i Kebir, XXXI, 149; ibnu Nedim, el-Fihrist, 24; el-Meydânî, Akidetü'l-islam, 544) Eğer o açıdan bakacaksanız, yani Museviliği geçmiş peygamberlere dayandıracaksanız, İslam Dini'de o peygamberleri ve onlara gönderilen Mushafları, Kendi Temeli olarak kabul eder, bunu biliyorsunuz... Hz. İbrahim'e falan bir kaç peygambere Mushafların indiği, emirlerin indiği bildirilmiştir... bu inancın İslam'da var olduğu herkesçe bilinir... Kısaca Yahudilerin Temel İnançlarının Hz. Nuh'a yada Hz. İbrahim'e dayandırılması inancı, İslam'ın ilk Peygamberden itibaren indirilen Din olduğu inancının aynısıdır ve doğrudur(Tabi ilk Yahudilern gerçekten Müslim oldukları düşünülürse...)... Bize göre, bu din Yahudilik değilde İslamiyettir. Yani Yahudilerin İnançlarını Nuh'a dayandırmaları çok normal bir görüştür ancak İnançla ilgili temel hükümleri Hz. Musa derlemiş ve toplamıştır. O açıdan bakacak olursanız Hz. Musa'ya indirilen yasalar zaten hala geçerlidir. Mesela ilk yasa Tanrı'nın Tekliği ile ilgilidir. Yalan Söylememek, Komşunun Karısını arzulamamakla ilgili yasalar vardır... Bu açıdanda İslam'da aynı temele dayanmaktadır zaten. Ancak benim dediğim, Museviliği bugünkü formuna sokan kişinin Hz. Musa olduğudur... sanırım kastettiğim şey çok açık... İslam'da da aynı inanç vardır. Mesela Kur'an-da Müslümanların Tüm peygamberlere, birbirinden ayırt etmeden inanmaları emredilmiştir. Yani İslam dinide diğer peygamberlerin İtikatlarına ve getirdikleri yasalara dayanır... ancak her iki din içinde (aslında bu manada ikiside aynı dindir) geçerli olan şey, Temel inanç özellikleri olarak değilde, tarihsel olarak bu bağın olduğu gerçeğidir... zira, her peygamber, kendisinden önceki yasaları Tanzim etmiştir, yenilemiştir... Kur'an-da Hikmet veya Mushaf verildiği söylenen peygamberlerden bazıları: Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Zekeriya, Hz. Yusuf vs. vs. vs. Kimilerine hikmet (bundan kastın sahifeler olduğu düşünülür) kimisine de açık açık ayetler indirilmiştir. Kim peygamberlere hangi ayetlerin indirildiği, Allah'ın onlara hangi emirleri verdiği Kur'an-da açık açık geçer... Umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir...