
wherthus
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
707 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
wherthus tarafından postalanan herşey
-
Doç. Dr. Ahmet Yalınkaya, “Kan uyuşmazlığı var ise ailelerin bu konuda dikkatli olması lazım. Anne karnındaki bebekte şişme ve kalp yetmezliği meydana gelmeden doktora başvurmaları gerekiyor. Erken müdahale bebeğin yaşama şansını yükseltir” dedi. Doç. Dr. Yalınkaya, kan uyuşmazlığı sorununun erkeğin kan grubunun pozitif, kadının kan grubunun ise negatif olduğu zaman, doğacak bebeğin de kan grubunun babanın kanı ile aynı olması durumunda yaşandığını söyledi. Kan uyuşmazlığında ilk hamilelikte bebekten anneye geçen kanın annede karşı antikor oluşturduğunu, bu antikorların bir sonraki gebelikte bebeğe geçerek, bebeğin kanını parçaladığını bildiren Doç. Dr. Yalınkaya, daha sonra anne karnındaki bebekte kansızlık meydana geldiğini, böyle durumlarda bebekte önce kalp yetmezliği, ardından vücudun şişmeye başladığını ve çoğunlukla bebeklerin ölü doğduğunu kaydetti. Kan uyuşmazlığında bebek ölümlerinin önlenmesi için ilk gebelikte annenin anti D aşısını yapması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yalınkaya, şöyle dedi: “Eğer anneye aşı yapılmamışsa, sonraki gebeliklerde sorun çıkar. Böyle durumlarda bebekte şişme ve kalp yetmezliği oluşmadan önce anne karnında bebeğe kan verilerek bunu engelleyebiliyoruz. Bebeğe 2 hafta aralıklarla kan vererek, bebeği yaşatmaya çalışıyoruz. Kan uyuşmazlığı var ise ailelerin bu konuda dikkatli olması lazım. Anne karnındaki bebekte şişme ve kalp yetmezliği meydana gelmeden doktora başvurmalarıgerekiyor. Ne kadar erken müdahale olursa, bebeği yaşatma şansı daha fazla olur.” Doç. Dr. Yalınkaya, bölgede sosyo ekonomik düzeyin düşük olması nedeniyle birçok insanın kan grubunu ve ne yapacağını bilmediğini vurgulayarak, “Bu yüzden hastalar bize çok geç geliyor. Böyle durumlarda bebeği kurtarma şansı azalıyor” dedi.
-
Forum eskisinden iyi durumda gerçekten inşallah dahada iyi olacak katkılarınızla SAYGILAR
-
Eskiden bu forumun kontrolleri daha ergonomikti bence
wherthus şurada cevap verdi: YuceL başlık Öneri ve Eleştirileriniz
Arkadaşlar bize her türlü forumla ilgili sıkıntınızı iletebilirsiniz İletinki bizlerde çaresine bakalım.Canugur eger benim yönetici olduğum bölümlerde gözümden kaçan birşey olursa beni uyarırsan bende müdahele ederim SAYGILAR -
Avrupa'da kayağa gidemeyenler hiç üzülmesin... Çünkü, Ilgaz, Palandöken, Sarıkamış, Uludağ, Kartalkaya, Erciyes ve Saklıkent'in pistleri de çok güzel. Erciyes Kayak merkezi, Erciyes dağının kuzey yamaçlarındaki Tekir Yaylası üzerinde bulunuyor. Burası ayrıca dağcılık sporu açısından da ülkenin önemli dağlarından biri. İklim Kara ikliminin hakim olduğu bölgede rüzgar güney ve batı yönlerinden esiyor. 2200 - 3100 m. yükseklikleri arasında olan merkezde, kayak için en uygun zaman 20 Kasım ile 20 Nisan tarihleri arası. Ulaşım Kayak tesislerine en yakın havaalanı Kayseri-Erkilet'ten otobüsle 40 dakika, kent merkezinden de 30 dakikada ulaşılıyor. Kayseri şehir merkezinden kayak tesislerine ulaşım, özel araçlarla mümkün. Mekanik tesisler Kayak merkezinde 1 teleferik, 2 teleski ve 3 telesiyej bulunuyor.
-
Yemeğe salatayla başlayın, posalı besinlere ağırlık verin, alkol oranı düşük içkiler tüketin. Bu önerilerle tatili daha sağlıklı ve az kalorili geçirebilirsiniz. Her şey dahil tatiller i n en büyük sorunu neyi ne kadar yediğimizi hesaplamamızın zor olması ve öylesine cazip büfelerin önünde rejime devam etmenin imkansızlığı. Evet bu zorlukların farkındayım ancak bu durumu minimum zararla atlatmak için birkaç öneride bulunmak istiyorum. Tatilde tüm yılın yorgunluğunu atmak isterken kilo alabilir, sağlıksız beslenmenin sonuçlarıyla boğuşmak zorunda kalabilirsiniz. O nedenle şöyle düşünün 8 günde 0 zorlukla 4 kilo verdiniz ve artık bikini ya da mayo içinde çok iyi görünüyorsunuz bunu korumaya devam etmek istemez misiniz? Beslenme konusunda ilk dikkat edilmesi gereken konu, 'öğün atlamamak'. Öğün atlamak, bir diğer öğünde aşırı besin tüketmenize yani gereksiz kalori almanıza yol açar. Bir öğünü atladığınız zaman, atlanan öğünden sonra tükettiğiniz ilk öğündeki besinlerin çoğu yağ olarak depolanır. Bu nedenle gerekirse yanınızda lahana çorbası götürün ara öğünlerde ya da öğlen yemeği yerine bir çorba hazırlayıp hem kilo almayı engeller hem aç kalmaktan kendinizi korursunuz. AÇIK BÜFEYE DİKKAT İkinci önemli nokta ise gerektiğinden fazla yememek. Bunun için siparişinizi kademe kademe verin. Tatlı için de yemeğinizin bitmesini, tokluk hissinin oluşmasını bekleyin. Yemek alır ya da sipariş verirken öncelikle çorba (lahana çorbası en ideali olacaktır) veya salatayla yemeğe başlamayı tercih edin. Böylelikle daha az kalori alarak kendinizi daha çok doymuş hissedersiniz. Yaz tatillerinde dikkat edilmeyen bir konu ise, posalı yiyeceklerin tüketimine gerekli önemin verilmemesidir. Meyveleri belirli oranlarda ve mümkün olanları kabuklu olarak tüketin. Et, tavuk ve balık gibi et grubunun tüketiminde ise en önemli nokta pişirilme yöntemidir. Kızartma yerine ızgara, fırın, haşlama veya sote tarzında pişirilmiş et ürünlerini tüketmenizi öneririm. Yanında patates kızartması yerine ızgara sebze veya haşlama sebzeyi garnitür olarak tercih etmelisiniz. Ekmek, yemeklerimizle beraber en çok tükettiğimiz besin olduğundan, tatildeyken masanızda ekmek sepeti bulundurmak yerine 1 veya maksimum 2 dilim kepekli ekmek ya da çavdar ekmeğini tabağınıza almanızda fayda var. Ayrıca bol baharatlı, acılı besinlerden kaçının. Çünkü bu tarz besinler iştah açıcıdırlar, hem daha fazla miktarda yemek tüketmenize hem de gereksiz ekmek tüketimine neden olurlar. Alkol karaciğerde yağ olarak depolanmaktadır. Bu nedenle alkol yüzdesi düşük olan şarap veya biranın light'ını tercih etmek gerekir. Yemeklerinizle 2 kadeh kırmızı veya beyaz şarap tüketebilirsiniz. SUYUNU SÜZÜN Yaz aylarında sıklıkla tercih edilen zeytinyağlı yemekler, açık büfelerin de vazgeçilmezlerindendir. Vitamin, mineral ve posa açısından zengindirler. Fakat dışarıda tüketilen zeytinyağlılar iyi bir seçim gibi gözükse de, içerik olarak ideal ölçüden daha fazla yağ ile hazırlananlar, aşırı yağ tüketimine neden olabilecekleri için kilo artışına neden olabilirler. (İdeal olan, 1 kilo sebzeyi en fazla 2 yemek kaşığı yağ ile pişirmektir.) Bu yüzden yağ içeriğinden emin olmadığımız durumlarda, sebzelerin suyunu ve yağını süzerek tüketmek daha doğru olur. Ayrıca kan şekerimizin dengesini bozup kolay acıkmamıza neden olabilecek mısır, bezelye, patates ve havuç gibi sebzelerin tüketiminin sınırlı olması sağlığımız için daha uygundur. Sıcak ya da soğuk içebileceğiniz lahana çorbasını tatilde yanınızdan eksik etmeyin. Bu sayede ara öğünlerinizde ya da öğlen yemeklerinizde 804 lahana çorbası ile hem sağlıklı bir öğün atlatır, hem de aç kalmadan rejim yapabilirsiniz.
-
TÜRKİYE TURİZMİNDE GELİŞME PERSPEKTİFLERİ
wherthus şurada bir başlık gönderdi: Turizm, Gezi ve Seyahat
DÜNYADA VE AKDENİZDE DURUM Teknolojik gelişmeler ile birlikte globalleşen dünya çapında, turizm sektörünün yıldızı her yerde giderek parlamaktadır. Dünya küçülmekte, sosyo-ekonomik gelişimler gerçekleşmekte ve potansiyel turistler giderek artan tempo ve hacimlerde pazara katılmaktadırlar. Dün İsrail, bugün Rusya, yarın Çin... bu duruma yakın tarihten örnekler. Menzil dışı diğer kıta ve ülkeleri kapsam dışı bırakarak bölgemize baktığımızda "Batı ülkeleri"nin yıllardır gözbebeği olan Akdeniz'deki Türkiye'nin avantajlı potansiyeline kimsenin itirazı yok. Fakat Akdeniz'de oluşan turizm pastasından son 40-50 yıldır kaymak yiyen İspanya, İtalya, Yunanistan hala Pazar paylarını korurlarken, ancak son 20 yıldır bu pazara girebilen Türkiye, pastanın tadına henüz yeni bakmaya başladı. Herkes yıllardır 30-40 milyon turist ağırlarken, ülkemiz şu dönemde 10 milyon seviyesine erişebilmekle pek mutlu olabiliyor. Türkiye ise turizmini geliştirmekte 20-30 yılını kaybetmiş olarak, aynı cazip pastaya soyunan Mısır, Tunus, Fas, Cezayir gibi yeni rakipler ile çekişme ortamında payımızı almaya çalışıyoruz. SON 30 YILA BİR BAKIŞ 1970'li yıllarda ele alınarak geliştirilmesi gündeme ancak gelebilen Türkiye Turizmi, gerek kamu tarafından gerekli ivmenin verilemeyişi, gerekse de özel kesimin sektöre ısınamayışı nedeniyle 10-15 yıllık bir dönem süresince hareketlenememiştir. Bu durumun en açık göstergesi olan belgeli yatak kapasitesi, 65'te 15, 70'te 30, 75'te 45.000 düzeyindedir. Tüm vasıfsız yataklarla birlikte 130.000 olarak hesaplanan 1975 yılı Türkiye yatak kapasitesinin karşısında, aynı yıl İtalya'nın 4 milyon, İspanya'nın 1.4 milyon, Yunanistan'ın 300.000 yatağı vardı. 1975'te Türkiye 1 milyon turiste henüz ulaşmaya çalışırken, İspanya 18, İtalya 13, Yunanistan 2 milyon turist rakamları ile oynamaktaydı. Bu duruma paralel olarak turizm geliri rakamları da Türkiye'nin 200 milyon dolar seviyesi karşısında, İspanya'nın 3.2 milyar, İtalya'nın 2.7 milyar, Yunanistan'ın 500 milyon dolar seviyeli payları giderek artmaktaydı. Ancak 1980'li yıllarda hareketlenmeye başlayan nitelikli yatak kapasitesi 1987'de 100.000, 1990'da 175.000 ve 1995'te 275.000 seviyesine gelebilmiştir. Son beş yıl içinde de artış hızı yavaşlayan yatak kapasitesi, 310.000'e ulaşmış olarak 2000 yılını 10 milyon turist seviyelerinde yaşamaktayız. İçinde bulunduğumuz hacimsel kesit, İspanya'nın 1960, İtalya'nın 1965 yıllarının dilimleridir. SEKTÖRDE DURUM DEĞERLENDİRMESİ Turizme geç başladık ve çok zaman kaybederek ısındık, fakat bugün pastanın tadını almaya başlayarak kaçırdıklarımızı telafi edebilecek hale gelmiş durumdayız. Eksiklerimizi gidererek geçmişten de dersler alınarak hareket edilebildiği takdirde, Türkiye'nin potansiyeli ve hak ettiği dilimler, önümüzdeki 3-5 yıl içinde kazanılabilir ve daha da hızlanarak artırılabilir. Zira ülkenin henüz pazara yeterince çıkarılamamış ve yıpranmamış çok değerli doğal ve kültürel değerleri bulunmaktadır. En büyük eksiğimiz ve dezavantajımız olan tanıtma ve pazarlama gibi bir konuyu da etkin bir koz haline dönüştürebilme şansımız gündemdedir. Turizm sektörünün çok yönlü karakteri, hizmet yaygınlığını da beraberinde getirmekte, alt sektörlerin sayısını artırmaktadır. Bir yelpazenin kanatları misali, tüm alt sektörlerin randımanlı olarak devrede bulunmaması ve birbirine destek vermemesi halinde, bütünü ve ülkesel çıkarlar doğrudan yara almaktadır. Bu nedenle her sektör için gerekli olan makro ve mikro politikalar, hedefler, stratejiler, organizasyon olarak uyumlu çalışma ortamları, turizmde daha da öncelikli ve kritik bir hale gelmekte. Bugüne kadar her türlü vesile ile turizmin önemi, faydaları ve hassasiyeti her düzeyde gündeme gelmiş olmasına rağmen, sektörün hayati olarak ihtiyaç duyduğu kararlılık ve örgütsel işlerlik bir türlü yerine oturtulamamış, süreklilik ve tutarlılık kazandırılamamıştır. Bu noktada ortaya çıkan çıplak gerçek; bir yandan kamu yönetiminin yıllardır gerektiği gibi sektöre sahip çıkamayışı, diğer yandan da özel sektör kurumlarının henüz yeterince örgütsel işlerliğe ve ekonomik işbirliği ortamına kavuşamamış olmasıdır. Son 15 yıldır sektörün temel tıkanıklığı olan TANITMA-PAZARLAMA lokması yutulamadığı için, hem gelişmenin duraklaması, hem de fiyat ve kalitenin düşmesi gibi bir kısır döngüye girilmiştir. Oysa öncelikle yapılması gereken, gerekli her türlü tedbiri acilen alarak bu tıkanıklığı sektörel olarak çözmek ve gelişimin önünü açmak olmalıdır. Bu aşamada ise çok önemli bir soru gündeme gelmekte. "Turizmi düze çıkarmak için hangi kurum veya otorite liderlik yapacaktır?" Fakat, artık kesinlik kazanan durum, daha fazla gecikilmeksizin bu formulün bulunarak uygulamaya sokulmaması halinde yaşanan bocalamanın sürüp gideceğidir. Gözüken en akılcı yol, kamunun hedef ve tarifleri oluşturarak çizeceği bir "turizm devlet politikası" çerçevesinde, ilgili alt sektörlerin kamu ve özel kesimin ortak ülke çıkarlarında ve asgari müştereklerde bağdaştırılarak harekete geçirilebilmesidir. Bu yapılamadığı takdirde, özel sektörün bir şekilde bu rolü üstlenebilmesi ve kamu desteğini de sağlayacak modellerle makro adımların atılması gibi zor ve zaman alıcı bir süreç, kaçınılmaz ve tek alternatif olarak geriye kalmaktadır. MAKRO SORUNLAR; - Turizmde uzun vadeli ve istikrarlı Devlet Politikası modeli kurulması - Sektörde yönlendirici ve düzenleyici otorite boşluğunun giderilmesi - Ülkesel tanıtma ve imaj oluşturma ihtiyacının süreklilikle çözümü - Pazarlama (tur operatörü) alt sektörü temel sorunları - Taşıma (charter) alt sektörü temel sorunları - Sektörel örgütlenme ve eşgüdüm eksikleri - Genel turizm bilinci ve kamuoyu yaratılması, halk eğitimi - Yerel yönetimlerin aktif olarak sektöre desteği - Turistik belediyeler sorunlarına kalıcı çözümler getirilmesi - İç ve dış turizm dengelerinin geliştirilmesi - Uluslar arası pazarlardaki gelişmelerin izlenerek politika üretimi - Sektörün finansal sorunlarına etkin destek sağlanması - Turizmin 12 aya yayılması için yaygın tedbirler - İmar sorunlarında turizme makro özen ve öncelik tanınması - Altyapı projelerinde gelişime ayak uydurulması MİKRO SORUNLAR - Profesyonellik ve kurumsallaşma sorunlarına öncelik verilmesi - Modern işletmecilik teknikleri ve teknoloji kullanımının özendirilmesi - Çevreye duyarlı yatırım ve işletmecilik modellerinin teşviki - İşletmelerde ve hizmetlerde standartlaşma getirilmesi - Mesleki sertifikasyon modelinin yaygın olarak uygulanması - İnsan kaynaklarına önem ve özen gösterilmesi - Sektörel ve işbaşı eğitiminin yaygınlaştırılması - Yatırım rantablitesi hesabında gerçekçi davranılması - Müşteri odaklı çalışma ve sorunlarının asgariye indirilmesi - Profesyonel pazarlama ve satış teknikleri uygulanması - Toplam kalite yönetimi modellerinin teşvik edilmesi - Yerel yönetimlerle bölgesel kalkınmaya dönük işbirliği - Yöresel tanıtma amaçlı ortak projeler geliştirilmesi - Yöresel eğlence ve kültürel altyapının turizme dönük desteklenmesi - Fiyat ve kalite dengelerinin bozulmaması için özel tedbirler NE YAPMALI ? İçinde bulunduğumuz kesitte, turizmin yararları ve geliştiği takdirde ülke olarak neler sağlayabileceği konularında herkes yeterli bilgiye sahip. Eksik olan, turizm sektörünün neden önünün tıkandığı ve nasıl düze çıkabileceğinin analizini yaparak uygulanabilir modeller üretilmesi için kolların sıvanması. Bunun için de konunun uzmanları ve gerçekten hizmete soyunan ilgili ve yetkililerin bir şekilde bir araya gelerek çözüm önerileri ve hareket planlarını acilen geliştirmeleri akılcı yol olarak gözükmekte. Turizm Şurası ve benzeri çalışmaların yıllardır yapılmakta olmasına rağmen yakınma ve tavsiye niteliğinde olan söz konusu çabaları bir adım öteye götürebilmek konuya bambaşka bir çehre getirebilir. Çözüm önerileri ve uygulanabilir modeller, örneğin- kanun ve kararname, yönetmelik taslakları, kaynak yaratma modelleri, etkileşim ve yardımlaşma projeleri gibi somut çalışmalar üretilerek sektöre mal edilebilmesi ve kamusal çıkarlar ile bağdaştırılarak ortaya konabilmesine kimsenin itirazı olmasa gerek. Bu modelin uygulanabilmesi için kimin nasıl bir başlangıç yapması gerektiği konusunda ise çeşitli alternatifler üretilebilir. Bir kamu kuruluşu veya üniversiteler tarafından başlatılabilecek böylesi bir çaba, bir özel sektör kuruluşu tarafından ödüllü araştırma-öneri yarışması haline de getirilebilir. Bu konuda atılabilecek her türlü adımın kıvranmak ve yakınmaktan öteye somut faydalar getireceği kuşkusuzdur. Gündeme şeffaf olarak gelerek uygulanmayan çözümler, en azından kamuoyuna mal olarak baskı unsuru yaratacak ve turizmde toplumsal bilinci geliştirme yönünde çok önemli yararlar sağlayabilecektir. -
Terör Tehlikesi Türkiye ile Rusya Federasyonu Aras
wherthus şurada bir başlık gönderdi: Turizm, Gezi ve Seyahat
Terör Tehlikesi Türkiye ile Rusya Federasyonu Arasındaki Turizmi Etkiler mi? Rus haber ajansı Regnum'un ve gazeta.ru'nun 31 Mayıs 2004'te internet sayfalarında terör örgütü PKK'nın ateşkesi sona erdirdiği ve aktif terör faaliyetlerine yeniden başlayacağı haberine yer verilmiştir. Basın organlarına yapılan özel açıklamada: "PKK lideri Abdullah Öcalan'ın tutuklanmasından sonra ve beş yıl önce hükümetle yapılan anlaşma şartlarının, Türk tarafının Kürt militanlarına yönelik yürüttükleri operasyonlar yüzünden anlamını yitirdiği belirtildi. Şu anda Kürdistan Halk Kongresi adını taşıyan PKK, turistleri planladıkları Türkiye gezilerini iptal etmeye; yatırımcıları da, Türk ekonomisi için planladıkları yatırımları gözden geçirmeye davet etti"ifadelerine yer verilmiştir. Hatırlanacağı üzere, 1993 yılında terör örgütü PKK özellikle yabancı turistlere yönelik silahlı saldırılar düzenlemişti. Bu nedenle, Rus haber ajansı Regnum, Batı Avrupalı turizm acentaları müşterilerinin Türkiye'ye yönelik seyahatlerinden vazgeçeceklerini bildirdiğini; ancak Rus turistlerin böyle düşünmediğini, hatta Rusların, bu şartlarda Türkiye'de yapılacak tatilin maliyetinin düşeceğini umduğunu belirtmektedir. 1990'lı yılların başında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından itibaren Türkiye, Rus turistlerin en çok tercih ettiği ülkelerden biri durumuna gelmiştir. SSCB döneminde Rusların geleneksel tatil bölgesi SSCB'nin Karadeniz kıyılarıydı, Rusya Federasyonu döneminde ise Türkiye ve özellikle Antalya bölgesi vazgeçilmez tatil bölgesi haline gelmiştir. Böylece, Rus turistler Türk turizmini ayakta tutan "sigorta" haline gelmiştir. Moskova'da 23-26 Mart 2004 tarihleri arasında düzenlenen Moskova Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı (MITT)'de de bu yıl 2500 m² alanın Türkiye'ye ayrılması, Rusya Federasyonu'nda Türk turizmine verilen önemin işareti olmuştur. 2003 yılında Türkiye'ye gelen turistler açısından Almanya ve Bulgaristan'dan sonra Rusya Federasyonu üçüncü sırada yer almıştır. Önümüzdeki 5 yıl içinde Rus turist sayısının Almanları geçerek muhtemelen birinci sıraya çıkacağı tahmin edilmektedir. Vize kolaylığı, coğrafi yakınlık, fiyatların görece ucuz olması, tesislerin yeni ve kaliteli olması Rus turistlerin Türkiye'yi tercih etmelerine sebep olmaktadır. Rusya Federasyonu'nda yapılan anketler ve istatistikler, Türkiye'nin artık bir "alışkanlık" haline geldiğini göstermektedir. Son üç yılda, Akdeniz çanağı ülkeleri içinde Türkiye'nin Rusya Federasyonu pazarındaki payı rakipsiz olarak birinci sıradadır. Günümüzde Türk turizmi Rus turizm pazarının dörtte birini elinde tutmaktadır. Rusların tüm dünya çapındaki tatil tercihlerine bakıldığında, 2003 yılında Türkiye için yüzde 18,3'lük pazar payı tahmini yapılırken, bu rakam yüzde 27,9 ile rekor bir orana ulaşmıştır. Türkiye'den sonraki en popüler tatil ülkesi olan Mısır'ın payı ise sadece yüzde 8,2'dir. Daha sonra yüzde 7,7 ile İspanya, yüzde 5,8 ile Hırvatistan gelmektedir. 1999 yılında Rusya Federasyonu'ndan Türkiye'ye gelen turist sayısı 438.719 kişi, 2000 yılında 676.958 kişi, 2001 yılında 757.446 kişi, 2002 yılında 945.000 kişi olmuştur. 2003 yılında ise Rus turistler beş yılda sekiz kat artarak 1 milyon 258 bine ulaşmıştır. 2005 yılı için beklenilen Rus turist sayısı ise 2 milyondur. Türkiye'nin Rusya Federasyonu'ndan sağladığı turizm geliri yaklaşık olarak 1 milyar dolar seviyesindedir. Günümüzde ticaret hacmi 550 milyar dolara ulaşan dünya turizm sektöründeki Türkiye'nin payı 1980 yılından itibaren sürekli artarak yüzde 1,7 oranına ve en fazla turist çeken 12. ülke durumuna yükselse de söz konusu oranlar tatmin edici olmaktan uzaktır. Sonuç olarak, Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki turizm sektörünün hızla geliştiği bir dönemde, PKK tehdidinin veya muhtemel bir terörünün iki ülke arasındaki turizme çok fazla etki edeceği beklenilmemektedir. Nitekim, Rus basınının da beklentisi bu yöndedir. -
UN ÇORBASI Malzemeler : 1 su bardağı un 2,5 su bardağı kaynar süt 2,5 su bardağı kaynar su 2 yumurta sarısı ½ su bardağı krema 4 çorba kaşığı tereyağı 1 çay kaşığı tuz Hazırlanışı : Tereyağını eritince unu ekleyip sürekli karıştırarak kavurun. Sütü ve et suyunu da sürekli karıştırarak ekleyip 10 dakika kaynatın. Başka bir kasede yumurta sarılarını çırpıp kremayı ekleyerek iyice çırpın. Bu karışımı kaynamakta olan çorbaya devamlı karıştırarak yedirin. Tuzu da ilave edip birkaç defa daha karıştırıp tencereyi ateşten alın. Çorbayı tel süzgeçten süzüp kaselere alıp servis yapın. AFiYET OLSUN
-
TAVUK ÇORBASI ( sütlü ) Malzemeler : 6-7 bardak tavuk suyu 1 tavuk butu (haşlanarak doğranmış) 1 kaşık un 1 su bardağı süt 1 yumurta sarısı ½ çay bardağı tel şehriye 1 kaşık yağ ½ demet maydanoz Hazırlanışı : Bir tencereye yağ ve unu koyarak pembeleşene kadar kavurun. Tavuk suyunu yavaş yavaş karıştırarak ilave edin. Haşlanmış tavuk etleri, tuzu ve karabiberi de katarak kaynatın. Kaynayan tencereye şehriyeleri atın. Ayrı bir kasede süt ve yumurta sarısını iyice çırpın. Şehriyeler pişince tencereye ilave edin. 1-2 dakika kaynadıktan sonra ince kıyılmış maydanozla servis edin. AFiyET OLSUN
-
MACAR ÇORBASI Malzemeler : 1 adet yumurta 4 çorba kaşığı yoğurt 2 çorba kaşığı un 1 adet tavuk suyu tableti 4-5 dilim salam 1 çorba kaşığı tereyağı 1 çay kaşığı kırmızıbiber Nane Tuz Hazırlanışı : Yumurta ve yoğurdu bir çatalla iyice çırpın ve çorbayı pişireceğiniz tencereye aktarın. Unu ekleyip biraz su ilavesi ile incelterek, topaksız bir kıvama gelmesini sağlayın. Üzerine 4 su bardağı suyu ve tavuk suyu tabletini ilave edin. Küçük kareler şeklinde kestiğiniz salam dilimlerini tencereye koyun. Hafif ateşte ve sürekli karıştırarak bir taşım kaynayana kadar pişirin. Tereyağını küçük bir tavada eritin ve kırmızıbiberi ekleyin ve çorbanın üzerine dökün. Üzerine de naneyi serpin ve servis yapın. AFİYET OLSUN
-
KREMALI ISPANAK ÇORBASI ( 3 kişilik ) Malzemeler : 2 çorba kaşığı sıvı yağ 1 küçük soğan (küçük doğranmış) 500 gr. ıspanak 1/2 litre tavuk suyu 3/4 su bardağı krema 1 çay kaşığı rendelenmiş hindistancevizi Karabiber Tuz Hazırlanışı : Sıvı yağı tencereye koyun. Küçük doğranmış soğanları ekleyin ve pembeleşene kadar kavurun. Kökleri temizlenmiş, yıkanmış ve küçük parçalar halinde kesilmiş ıspanak yapraklarını ekleyin ve yumuşayıncaya kadar pişirin. 1 çorba kaşığı kremayı bir kenarda bekletin. Kalan kremayı tencereye aktarın.1-2 dakika daha pişirin. Sonra bu karışımı blendırdan geçirin. Hindistancevizi, tuz ve karabiberi de ekleyerek püre kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Servis tabağına aldığınız çorbayı ayırdığınız kremayla süsleyin ve sıcak olarak servis yapın. AFİYET OLSUN
-
ŞAFAK ÇORBASI Malzemeler : 1 çorba kaşığı margarin 3 çorba kaşığı un 3 adet domates 2 çorba kaşığı salça 2 su bardağı süt 2 su bardağı et suyu Karabiber Tuz Hazırlanışı : Bir tavanın içinde margarini eritin ve unu da ekleyerek sararıncaya dek kavurun. Sonra rendelenmiş domatesleri salça ile birlikte tavanın içine ilave edin. Karıştırmaya devam ederek sütü ekleyin.Unun topaklaşmaması için devamlı karıştırın. Daha sonra içine et suyunu yeteri kadar da tuz ve karabiberini ilave edip iki taşımlık kaynatın ve sıcak olarak servis yapın. AFİYET OLSUN
-
HAVUÇ ÇORBASI Malzemeler : 2-3 büyük havuç 6 bardak su veya et suyu 2 çorba kaşığı margarin 1 kahve fincanı patates nişastası 2 adet yumurta Yarım demet maydonoz 3 adet yeşil biber Tuz Hazırlanışı : Havuçların üzerlerini iyice kazıyıp yıkadıktan sonra küçük küpler halinde doğrayın ve havuçları iyice yumuşayana kadar haşlayın. Suyunu saklayıp, kevgirle havuçları alıp, iyice ezin. Sakladığınız suyun içine ezilmiş havuçları ekleyin. Diğer yandan bir tavada margarini eritin. İçine boza kıvamında sulandırdığınız patates nişastasını dökün. Karıştırarak pişirin. Pişirdiğiniz nişastayı çorbanın üzerine yavaş yavaş ilave edin. Tuzunu, biberini ilave edip ağır ateşte kaynamaya bırakın. Servis yapmadan önce yumurtaları çırpıp terbiyesini yapın ve servise sunun. Dilerseniz üzerine maydanoz serpin. AFiyET OLSUN
-
GAZPACHO ANDALUZ GAZPACHO ANDALUZ ( 6 kişilik ) ( Soğuk Domates Çorbası Malzemeler : 1/2 kg. domates 1 adet kuru soğan 4 adet dolmalık biber 4 adet kırmızı biber 2 adet salatalık 6 diş sarımsak 250 gr. domates suyu 1/2 su bardağı sızma zeytinyağı 1 kahve fincanı sirke Beyaz biber Tuz Hazırlanışı : Domateslerin ve soğanların kabuklarını soyun ve iri parçalar halinde doğrayın. Biberlerin içini temizleyin, salatalıkların kabuklarını soyun ve hepsini doğrayın. Soyulmuş sarımsakları da ekleyerek tüm malzemeyi blendırdan geçirin. Sonra da süzgeçten geçirin. Üzerine domates suyu, sızma zeytinyağı, sirke, tuz, beyaz biberi ve isteğe bağlı olarak da birkaç damla acı sos koyarak karıştırın. Kızartılmış ve küp şeklinde kesilmiş ekmeklerle birlikte servis yapın. AFİYET OLSUN
-
BAKLA ÇORBASI Malzemeler : 500 gr. taze bakla (ayıklanmış) 4 su bardağı tavuk suyu ½ su bardağı süt 1 soğan 3 çorba kaşığı tereyağ 1 tatlı kaşığı nişasta 1 çay kaşığı karabiber 2 tutam kekik 4 damla limon suyu Tuz Hazırlanışı : Baklayı önce kaynar suda 10 dakika haşlayın. Keskin bıçakla çizip kabuklarını çıkarın. Tencereye yağı koyup soğanları kavurun. Tavuk suyu ve kekiği ekleyip kaynamaya başlayınca, bakla içlerini katın. Baklalar yumuşayıncaya kadar 20 dakika pişirin. Tencereyi ateşten alıp baklaları süzerek çıkarın. 6-7 adet baklayı ayırıp kalan baklaları tahta kaşıkla ezin. Delikli süzgeçten geçirip tekrar tavuk suyunun içine karıştırıp, yeniden kaynatın. Kaynayınca tuz ve biberini koyup 5-10 dakika orta ateşte pişirin. Ayrı bir kasede nişastayı sütün içinde eriterek çorbaya karıştırın. 2 dakika kaynattıktan sonra kalan tereyağını, limon suyunu ve ayırdığınız baklaları çorbaya koyun. Tereyağı eriyince kaselere boşaltıp servis yapın. AFİYET OLSUN
-
BALKABAĞI ÇORBASI Malzemeler : 1300 gr. balkabağı 4 su bardağı süt 1 soğan 4 yemek kaşığı krema 2-3 diş karanfil Yarım demet dereotu Toz muskat Karabiber Tuz Kreton ekmek (üzerine) Hazırlanışı : Balkabağını soyup ufak dilimleyin ve derin bir tencereye atın. Üzerine sütü ve 1 bardak su ilave edin. Tuz, biber, muskat, soyulmuş soğan ve karanfilleri ekleyin. Kabaklar iyice yumuşayana kadar en az 40 dakika kaynatın. Ateşten alınca soğan ve karanfilleri çıkarın. Kalan çorbayı mikserden geçirin. Sıcak olarak tabaklara paylaştırın. Her tabağa bir kaşık krema, bir tutam ince kıyılmış dereotu ve kreton ekmekleri ilave edip hemen servis yapın. AFİYET OLSUN
-
DOMATES ÇORBASI Malzemeler : 5 adet domates 1 kaşık domates salçası 2 kaşık un 1 kaşık yağ 8 bardak et veya tavuk suyu Hazırlanışı : Domateslerin kabuklarını çıkartarak rendeleyin. Bir tencerede yağı eritin, unu katarak yağda sarartın. Üzerine domates salçasını ve domatesleri katarak iyice öldürün. Yavaş yavaş et suyunu ilave edin, tuzunu da ekleyerek 10 dakika kaynatın. Servis yaparken üzerini kaşar rendesi veya maydanoz ile süsleyin. AFİYET OLSUN
-
basit ama güzel oyunlar
wherthus şurada cevap verdi: alpin başlık Oyunlar - Bilgisayar Oyunları - Satranç - Oyun Kağıtları
arkadaşım oyunun ismini yazmadan bulman zor ama belli olmaz tabi belki bilen birileri vardır KOLAY GELSİN... -
Gmail İstek Topiği
wherthus şurada cevap verdi: sevgiamac başlık Bilgisayar - İnternet - Web - Donanım
kapasitesi 2gblık mail adresi.Genellikle mail adresi üzerinden sarkı,film falan yollarken işe yarar. örneğin; [email protected] KOLAY GELSİN... unutmadan gmail almak istiyorsanız birinin size davetiye yollaması lazım -
Photoshopu tanimaya varmisiniz
wherthus şurada cevap verdi: wherthus başlık Grafik Tasarım & Graphic Design
Arkadaşlar lisanslı programları yayınlamamız yasaktır. -
CAESAR III
wherthus şurada cevap verdi: procs başlık Gündemdeki Oyunlar (Bilgisayar Oyunları- Satranç - Kağıt Oyunları)
bu oyunları bulabileceğin bazı siteler var bunları sana özelden yazacağım.Reklam olmasın... -
Arkadaşlar tartısma çIksın diye paylaşmadım sizle konuyu uzatmaya gerek yok konuyu kapatıyorum... SAYGILAR
-
divx codecler var google da arama yaparak bulabilirsin.divx codecleri yükle problem ortadan kalkacaktır.
-
298 full oyun
wherthus şurada cevap verdi: wherthus başlık Gündemdeki Oyunlar (Bilgisayar Oyunları- Satranç - Kağıt Oyunları)
Lütfen site tanıtımı bölümü dısında reklam yapmayalım editliyorum mesajını... -
Kocasının adı 'Rahim'miş Halk Sağlığı hocası öğrencilerine, taşrada başına gelenleri anlatır: "Köyde hasta bir kadına, ilaç vermemiz gerekti. 'Bunu her gün rahmin ağzına koy' dedim. Sonra kontrole geldi. 'Doktor Hanım bunu Rahim'in ağzına koyunca ağzı köpürüyor' dedi. Meğer kocasının adı Rahim'miş.... Peki şişe nerede Acile gelen bir hasta, "Banyo yapıyordum, ayağım kaydı, bir soda şişesinin üzerine düştüm" der. Doktorlar hastada kan ya da kesik izi bulamaz. Hasta utana sıkıla şişenin rektüm bölgesinde durduğunu söyler.Şişe ameliyatla çıkarılır. Acildeki personel gülmemek için kendini zor tutar. Elektrik çarpmadı ki Tarsus'ta bir inşaat işçisi çizmesinin içindeki kumları temizlemek için bir elektrik direğine dayanır ve çizmesini çıkarıp ayağını sallar. Onu uzaktan gören arkadaşları adamı elektrik çaptı sanıp, küreği kaptıkları gibi sağ omzuna vururlar. Adam acile, kolunda kırıklarla gider. Biraz zevk aldım... Kadın doğum uzmanı doktora, gebe bir bayan gelir. Doktor hastayı önce inspeksiyon-palpasyon ile muayene ettikten sonra vajinal tuse ile muayeneyi sonlandırır. Masasına oturan doktor kalemi eline alır ve sorar: "Sevk aldınız mı?" Hasta cevap verir: Biraz...