diloş tarafından postalanan herşey
-
Frozen......
yuk valla inemeyiz tependen tünediğim dal pek bi rahatmış kardeş ...bak zamk kimin yapıştım silkelensende kurtaramazsın kendini artıkın neyse...bende doğru zamanı bekliyordum itiraf için ama zamanı kaçırmamak gerek di mi? karabatak diloşta şu üstüne tünediği çamı seviyo...
-
Frozen......
en sevdiğim şiirlerden biridir bu!...hep erteliyoruz özellikle güzel şeyleri...onlara zaman biçemiyoruz...hep daha uygun bir zaman dilimi kollarken birde bakıyoruz zaman düşündüğümüz zamanlar geçmiş gitmiş ...ne dersin Frozen?
-
Frozen......
ferit mi?...delisin sen ama tatlı deli...bizde seni seviyoruz hoşçakal canım
-
diloş...
çok güzel sözler...teşekkür ederim canım...
-
diloş...
Sedelina...sana haber vermedi di mi Frozen...oysa ben söylerim demişti...tabii...pasta böreğe ortak çıkcek diye yapmıştır... sen onu boşver...ben sana bir tabak ayırdım bile...
-
diloş...
görüyomusun...anı defterlerini birbirine karıştırıp bu sorunun cevabını senin deftere yazmışım... neyse...kendi defterinde cevabı mevcut...okursun ordan bi zahmet imza:karabatak diloş
-
Frozen......
yaw sanırım biri benim:blushing: ...diğeri de Çınar ağacımız mı acep? kız bak görüyomusun gölgemiz kimin takip eder bizi...bi yamuk yapsak tepemize inecek...kızım asırlık Çınar ağacı yamuluruz valla ensemizde soluğu hissediyorum ayriyetten beni almış olmanız sizinde zevk sahibi olduğunuzu gösteriyor...tebrik ederim...isabetli seçim
-
Frozen......
hımmm...evet yerinde bir soru zor olcek ama bu kıtlıkta böylesi bir çınarı ya bulur..ya bulamayız... bi dalında sardunyam...bi dalında ben sallanırız...biliyorum homur homur homurdanırsın sen...inin be tepemden diye...ama yine de...senden iyisini mi bulcaz be güzelim...dayanırız birbirimize tabii
-
Frozen......
boş bırakma tabii...bir önceki mesajında da nereye kayboluyosun yoksam bizi beğenmiyırmısın demişin...silahşörden başka bir lakabım daha var benim "karabatak diloş"... bir görünür bir kaybolurum ben... sizi beğenmemek mi? zevk sahibiyimdir...ben güzelden anlarım yaw...aldım sizi gitti
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
yok di mi?...tahmin etmiştim... yalnız değilsin canım...benim de yok...ama olsaydı eğer...el üstünde tutardım onu...nerelere koyacağımı bilemezdim... neyse... sana seçtiğim şiiri bakalım beğenecekmisin? GÖRÜ ne iyi olurdu, herkesin, ...Ben yalan söyleyebilirim, ama sana değil.. bir sen'i olsaydı.. ne iyi şimdi herkesin bir sen'i var. yalan soylediği... ÖZDEMİR ASAF
-
figgaro...
Sardunyam...duygusallık ve hassasiyet...başa beladır ve evet haklısın bizlerde çokça mevcut...elden ne gelir bak, Özdemir Asaf taş atmış ; DUYGUYA TAŞ Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir. Duyguluya sor, Ona aşkları da acı verir. Hep bir karanlığa uyanır, yalnız: Düşleri gerçekleri, gerçekleri düşleridir. Aldatsanız, aldansanız, O hep bir karanlığa uyur gibidir. Hiç ölüsü yoktur, Herkes, her şey anısındadır. Geleceği geçmiş'in gözünden okur; Hep bir yangının bacasındadır. Gülerken bir düğündür, acı-son'lu, Aldatılara uğurlayan gelinlerini. Bir çocuk bahçesidir, renk-renk balonlu, Savaşlara uğurlayan bebeklerini. Sinmiş her şarkıya, her uyanı'ya, uykuya, Ölümün yaşayan kardeşidir. Hep sezer, sezdikçe duyguluya Yengiler de hüzün gelir. ÖZDEMİR ASAF haksız mı söyle...haksız mı?
-
figgaro...
baş delü senken, nedir bu kendinden kaçışın kabullen artık durumunu rahatlıycaksın...güven bana
-
figgaro...
figgaro bey evet bu şiir ... bütün yükünü alıyor insanın...böyle birşeyi ancak sen yazabilirdin...o kadar farklı ve güzel ki... ben sadece düşündüklerimi yazarım onlarda abartı olmaz filozof olmanın suçunu da bizlere yükleme arkadaşım... potansiyeline küs
-
Frozen......
hadi..hadi..anladın sen onu
-
Frozen......
e hadi diyelim bari maşallah... Sardunyam ne romantik öyle..akasyalar neyim açarken...di mi?
-
Frozen......
o vefaya sahipse çam,akasya,meşe,gürgen...ne olursa olsun...çam olmasına gerek yok...bilmem anlatabiliyormuyum???
-
Frozen......
teşekkürler diloş ...evet böyle vefalı bir çınar ağacım var....umarım seninde vardır yoksa bakarız bi çaresine...yanılmıyorsam sardunyamın evi ormana bakıyormuş gider alırız bitane dikeriz senin bahçeye reca ederim efendim... sen ne şanslı şeysin öyle dimek vefalı bir çınar ağacın var ha kıskandım bak şimdi...ama..ama...benim yok Sardunyamın bahçesinde var mı ki??
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
bir yıl daha bitiyor...biraz daha büyümüş..biraz daha öğrenmiş...biraz daha yorgunuz şimdi...aklımdan geçirdiklerimin çoğunu Murathan Mungan şiire dökmüş...herzaman ki gibi... BİR YILIN SON GÜNLERİ I. bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın bu kadar el değmemiş sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri her sonda her başlangıçta ve her defasında alır gibi bir başkasını karşımıza perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içine bir başımıza sorgulamak kendimizi öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz karanlık günlerimizin kenar süslerini biterken bir yılın son günleri biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini gençlik ikindilerini kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri II. bir yıl daha bitiyor düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey her yıl biraz daha kısalıyor öncekinden bana mı öyle geliyor yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken? III. kırdım mı incittim mi birilerini kimleri kazandım,yitirdiklerim kimler? kendimi yineledim mi yazdıklarımda? yeniden düşünmeliyim dostluklarımı,ilişkilerimi dağınık yatağım,mutsuz yatağım çoğalttın mı eksiklerimi gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı yitirdim mi yoksa masumiyetimi? borçlarımı ödedim mi? doğru seçtim mi soruların fiillerini? tırnaklarım kesilmiş,dişlerim fırçalanmış,saçlarım taranmış, giysilerim ütülü,odam düzenli mi? ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? geri verdim mi aldıklarımı: aşkları,dostlukları,sevgileri,güvenleri,bağları kitaplara,sayfalara,satırlara borcumu ödedim mi? yokladım mı duygularımı hala sevebiliyor muyum insanları? ovmalı gümüşlerimi,bakırlarımı,cila geçmeli ahşaplarıma ovmalı umutları saklı tutumalı gelecek inancını,yarınları,eksik etmemeli ağzımızdan hançer kıvamındaki karamizah tadını şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama yeni bir yıla ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta... MURATHAN MUNGAN....
-
figgaro...
Bu forumda edindiğim ilk arkadaşım...Tepeden tırnağa duygu o!...Onunki kadar güzel bir yüreğe az rastlanır...sahiden...Filozofluğu da cabası...düşünen...irdeleyen...anlayan...Farklı biri o...çok farklı...tanıdıkça şaşırtan sıradışı bir kişilik... ve ben...onu tanıdığım için çok şanslı ve çok mutluyum... onu tanıyanlarda eminim benimle aynı fikirdedirler... tanımayanlarsa..vakit aleyhinize işliyor...tanıyın derim-benden size tüyo "vahh...vahh"topici... evet...bu ilk anı defteri açma girişimimi umarım yüzüme gözüme bulaştırmamışımdır... Figgaro defterinin ilk sayfasına bugün okuyup çok etkilendiğim Can Dündar'dan bir alıntı yapmak istiyorum... Dilerim arka bahçende zor anlarında sarılıp ağlayabileceğin,seni koşulsuz anlayan vefalı bir ağacın vardır... ve tüm güzellikler seninle olsun... Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
-
Frozen......
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş... ................................ Can Dündar'dan bir alıntı Frozen...umarım arka bahçende böylesine vefalı bir Çınar ağacın vardır...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş... .......................................................................................... Can Dündar'dan bir alıntı bu.Var mı senin arka bahçende, sessiz sedasız ve sonu gelmez bir vefayla bekleyen Çınar ağacın...?
-
diloş...
budamı senin kaleminden Sardunyam? senin yazdıklarını okurken fonda ne çalıyordu biliyormusun? çiçeği burnunda ozanlarımızdan-ki kendisinde istikbal görüyorum-Nil Karaibrahimgil şöyle diyordu; -aşkın şudur sözlük anlamı;arıyosun sen belanı..
-
diloş...
siz ikiniz! Frozen ve Sardunyam!!!yokluğumdan yararlanıp buralarda at koşturmuşsunuz bakıyorum...neyse...
-
diloş...
evet,sorumluyuz gülümüze karşı...teşekkür ederim Frozen...çok güzeldi
-
diloş...
inanılmazsın!...sahiden...