Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

diloş

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.633
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

diloş tarafından postalanan herşey

  1. Başka Türlü Bir Şey Başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. Bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince nerde gördüklerim nerde o beklediğim rengi başka tadı başka.. Can Yücel Can Usta...gittiğin yer umarım istediğin gibidir...
  2. dostlarım...bakın "deneyimli" olmuşum...yupppiiiiiii bir günde acemilikten bu sıfata eriştim...ne oldu bana??? bir değişiklik hissediyormuyum? yoo hayır!!! 500 güzel bir sayı yuvarlak...yoksa jübile mi yapsam?
  3. yaaaaa...bide nankörümdür üzerinize afiyet
  4. canım kardeşim..kendimizi aşmış olmamız senin ruh dünyanı niçün bu denli karıştırıyor? bizim bu denli mükemmel olmamız seni niden bu kerte rahatsız eyliyor? anlıyabilmiş diilim?
  5. Sardunyam...sen yeterince dürüst bir insansın...ve yukarda saydığın olgunluk vs.gibi merhalelerden geçtiğin için kendinle pekala dalga geçebiliyorsun...ben bu aşamaya gelmenin kolay olmadığını anlatmaya çalıştım...beni anlıyorsun değil mi?
  6. ruh eşini bulamamışsan-ki bu belki milyonda bir ihtimal -evlilik bir insanın yapabileceği en riskli anlaşma..taraflar bu akte kimi zaman aşkla,kimi zaman sosyal normlara sığabilmek adına ama hiç şüphesiz iyi niyetle imza koyarlar…ama herşey planlandığı gibi gitmediğinde neden bunun da doğal bir süreç olduğu kabullenilmez..."evli ve ölü balık gözlü" çiftler, acı bir tebessümle birbirlerine paralel yaşarlar...ağa takılıpta kurtulamayan bir balığın çaresizliğinde çırpınır dururlar... nedir bu mutsuzluğun ve esaretin sebebi?...hiç şüphe yok ki yine o sosyal kalıplar…seni sana bırakmazlar hiçbir zaman…nereye gitsen bulurlar…ne dersin Dipnot?... bu alıntın, evlilik kurumuna olan inancın gittikçe zayıfladığını gösteriyor…peki buna karşılık hangi inancımız güçlenmeli?...hayata tutunabilmek için…
  7. tüm dipte olanlara...benim gibi...daha da dip olmadığına göre...güzel haber dostlar ...yükselişimiz yakındır Kara duman çıktı raydan Asılıdır eleğim Ben acıyı sende tattım Yarımcadır yüreğim Yağmurlarım yağmaz oldu düşlerim kurudu Çatladı topraklarım ekinim soldu Dipteyim Sondayım Depresyondayım Yalvarırım gel de kurtar Beni tanımla cümleler içinde kullan Yepyeni anlamlara sal... Söz: Mehmet Esen - Feridun Düzağaç
  8. dur ben silahımla temizlerim
  9. kendisiyle dalga geçebilmesi için kişinin öncelikle kendi üstünden aşması gerekir...kolay olmayan bişey bu aslında...ama yapabilmişse kişi... muhteşem!!!
  10. Bugünlerde çılgınlar gibi kitap okuyorum...öyle ki kimi zaman sonunu görmek için uyumuyorum...niye acaba? belki unutmak...belkide unutmamak için... unutmak ...kalbimizde yanmış ateşin közlerini küllendirme çabası...böylece anlamsızca boşlukta asılı kalmak... eksilerek... unutmamak...bir başkaldırı...o ateşle büyüyerek...tüketmek kendini anılarda...hergeçen gün biraz daha delirerek... hangisi daha fena? iki kitap bitirdim iki günde...biri Marguerite Duras'tan Hiroşima Sevgilim...öteki kitabı sırf arka yüzünde yazan cümle için aldım;aşk lunapark trenleri gibidir;önce yükselir,sonra birden iner,sonra tekrar çıkar,geri iner ve sonunda içine kusarsınız! -sanki bu cümleye daha önce biyerlerde rastlamış gibiyim -yazar Frederic Beigbeder.. Romantik Egoist...ilginç bir kitap bu...yazarıda öyle...bununla beraber bu kitapla ilgili yorumlarımı bir sonraki yazıma erteliyorum.. İşte size Ahmet Orhan ve Özge Çelikaslan'ın yorumlarıyla HİROŞİMA SEVGİLİM...ayrıca benim yorumlamama gerek kalmayacak kadar güzel anlatmışlar... Alain Resnais "Hiroşima Sevgilim"i çektiğinde atom bombası faciasının üzerinden tam ondört yıl geçmişti. Aşkınsa tarihi sayılamayacak kadar eskiydi. Hiroşima'da barış üzerine bir filmde oynamaya giden bir Fransız kadınıyla, bir Japon erkeğinin aşkları, inatla felsefenin sınırlarında, hem de Fransızca, gezinir. Aşk kadını Nevers'de yakalamıştır ilk olarak, savaş yıllarında bir Alman askerine aşık olarak "vatan hainliği" yapmıştır, işbirlikçidir. Oysa Alman askerin bir direnişçi tarafından vurulmasından sonra tutku, kadını kapatıldığı mahzende aşkın kollarından devralacaktır. Saçlarının kazınmasına, günışığından uzak kalmasına rağmen ona, delilikle bilinçlilik hali arasındaki çizgide durabilmeyi sağlayan, tırnaklarını mahzen duvarlarına sürtüp parçalarken hayatta kalmasını sağlayan şey tutkudur. Mahzenden bırakılıp Paris'e yerleştiği gün atom bombasının Hiroşima ve Nagazaki'nin tepesine bırakıldığını öğrenir. Onun için bu haber tuhaf bir ferahlıkla karşılanacaktır; Çünkü bütün o kötü günlerin bittiğinin sembolüdür artık Hiroşima. Kadın bir kez de Hiroşima'da karşılaşır aşkla, ama bu kez "unutuş" olarak. Bu unutuşla ilk kez o gece aldatır öldürülen Alman sevgilisini. Bu unutuşa varan bir geriye sayımdır. Kadın: Seninle tanışmıştım. Seni hatırlıyorum. Sen kimsin? .... Kadın: Ellerini bile doğru dürüst hatırlamıyorum... Acıyı, acıyı hala hatırlıyorum biraz. Erkek: Bu gece mi? Kadın: Evet, bu gece, hatırlıyorum. Ama bir gün, artık hatırlamayacağım. Hiç. Hiçbir şeyi. Erkek: Birkaç yıl içinde, seni unuttuğum zaman, bu çeşit başka hikayeler geçince başımdan, aşkın unutuluşu olarak anacağım seni. Unutmanın korkunçluğu olarak düşüneceğim seni. Şimdiden biliyorum bunu. Kadın: Tıpkı aşkta olduğu gibi bir sanı beliriyor insanın içinde, hiç unutamayacağı sanısı, ben de hiç unutamayacağım sanmıştım Hiroşima'yı bu yüzden. Tıpkı aşkta olduğu gibi... Herşey en ince ayrıntısına dek unutulsun diye önce birbir hatırlanır: Hiroşima'da ne görmüştür kadın? Herşeyi ya da hiçbirşeyi. Önce Hiroşima hatırlanır. Sonra Nevers, sonra yine Hiroşima. Herşey birbir hatırlandıktan sonra unutulmamaları için hiçbir neden yoktur. İki metaforik dizge olarak aynı yıkıcılığa sahip olan aşk ve savaş, son kertede, yine de unutuşa izin vermeyecektir. Çünkü kan ve gözyaşıyla malüldürler bir kez. Oysa, unutmak belleğin, benliğin başarısızlığıdır, bir tür hastalık gibidir. Savaş ve aşk iki karşıtlıktır ama acıları benzerdir. Kadının, Hiroşima'yı bildiğini, oradaki her şeyi gördüğünü iddia etmesinin nedeni oradaki acının benzerini yaşamış olmasıdır. O da savaşı yaşamıştır. Savaş, aşkını ve aklını almıştır elinden. Hiroşima'da, Nevers'de ya da tüm dünyada olduğu gibi yaşadıklarını unutur, doğrusu unuttuğunu sanır çünkü geçmiş onu çağrıştıran nesneyle şimdiye taşınacaktır. Kadının Hiroşima'da hatırladığını gören erkek, gelecekte kendisinin de onu hatırlayacağını bilir. Hiroşima Sevgilimde geçmiş, gelecek ve şimdi eş zamanlı olarak yaşanır. Karakterlerin yaşadıkları bilinç akışı "süre"dir, bu süreyi belirleyense bellekleri yani geçmişleridir. Hiroşima'nın sokakları Nevers'in sokaklarıdır. Japon sevgili, savaşta ölen Alman sevgilidir. İkisinin de adı yoktur. Kadın: Hi-ro-şi-ma. Senin adın bu. Erkek: Senin adın da Ne-vers. Birbirlerine kentlerinin, yani geçmişlerinin adlarını verirler. Çünkü geçmişimiz benliğimizdir. Unutuş anlamını yitirmiştir artık. ..................... evet...bu yazının bu köşede ne işi var diye düşünenlere cevabımdır;canım öyle istedi korkarım şu romantik egoist kitabının tesiri altındayım...
  11. öylesin zati
  12. tarzımız aynı canım ...kendimize olan yaklaşımımızda...ve insanın kendiyle dalga geçebilmesi gerçekten çok ... bişey...o noktalara o kadar çok kelime sığıyor ki o sebepten hiçbişey yazamadım..Sardunyam sen tahmin edebiliyorsundur...
  13. ben tamam demişsem tamamdır o kadar itiraz etmen halinde tenhalarda dolaşmamanı öneririm... imza:silahşör diloş
  14. öyledir canım öyledir...
  15. evet...olmuşsun sen...anladım ben onu...ama güzel bişey olmuşsun
  16. biz bizi biliriz canım meraklanma sen... ama seni de biliriz
  17. hımmm... o kör lafı bana gelmiştir malumunuz düello ve sağ göz olayı bu durumda sağırda sen oluyosun sardunyam
  18. bak...sevdiği şeyle aynı zamanda dalga geçebilen kişi deha seviyesine erişirmiş...Sardunyamla bütün çabamız bu işte...di mi sardunyam??? biz hem kendimizi hem seni seviyoruz...kendimizle de dalga geçiyoruz...ama küsmüyoruz kendimize....anlaşılıyormuyum canım arkadaşım...hem biz falaca akıllıyız mütavazılık yaparız kendimizce bi daha da bunu bana söyletme tamam mı?
  19. ahhhhh canıııımmmm bilseydim bu mısraları bana göndereceğini ellerimi bağlar yine yazmazdım öle edepsiz şeyler... denge senin öteki adın bitanem...hatta bundan sonra sana kısaca denge diyebilirmiyim
  20. denge ve sen!!!hahahahaaha birbirine ne kadar uzak iki kelime dengen yerinde evet....senden kilometrelerce uzakta ve mutlu
  21. doğru söylersin
  22. yok yok yalan diil hissediyorum dinler o beni
  23. sağol canım
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.