diloş tarafından postalanan herşey
-
..vahh....vahh..!
aaaa hakikaten kolumda bir böcük var amaaaa uğur böcüğü dikkatinizi çekerim Figgaro bey
-
..vahh....vahh..!
Hastaydım...üç gündür..ateş oldu 40..annem geldi bebek gibi baktı bana..o şevkatli eller yeniden kaldırdı ayağa...bilirsiniz hastayken hepimiz büsbütün çocuklaşırız..bir başka psikolojidir hastalık psikolojisi..dışınızda bir hayat devam etmektedir..ama siz sanki dışlanmış gibi hissedersiniz..şanslıyım çok..hiçbir rahatsızlığımda yalnız kalmadım..üstüme titreyen insanlar oldu hep,birden çok el ateşimi ölçtü sevgiyle..ama herkes bir yana insana en iyi gelen el annesinin eli oluyor..o el sanki büyülü bir sevgiyle seni onarıyor..ne diyim Allah eksikliğini göstermesin.. Bakıyorum çoğalıyoruz günden güne..Sedelina,Gloria ve Frozen...üç çiçek...üç güzel renk daha..harika! Sardunyam ne güzel şeyler yazmışsın yokluğumda..özlemişim seni ve yazdıklarını.. Ve Figgaro…bunca çiçek arasında bir ....–şimdi buraya uygun düşen kelime böcek… ama bunu ona yakıştıramam..yapamam -O olsa olsa kelebek olur …kendi gibi rengarenk bir kelebek…uçar ordan oraya…yalnız bak,bunu da sevmedim zira kelebeğin ömrü bir gün olur!
-
..vahh....vahh..!
Can Dündar çok takdir ettiğim,duruşu,uslubu ve çıkarımlarıyla on ikiden vurduğuna inandığım bir değerdir..ne diyim yine döktürmüş..ustaya saygı.. , sana da Sardunyam ,sevgilerimi sunuyorum ve diliyorum ki...gözlerimizdeki nem pişmanlıktan değil,mutluluktan olsun...
-
Sardunyam Lütfen geri dön.
Sardunyam.. Gitmek konulu bir paylaşımımız olmuştu seninle anımsar mısın? Sen "sevmek çok kolay" demiştin.. Bense sana "o zaman bu kadar giden ve bu kadar üzgün insan neden var?"diye sormuştum.. Bak işte gidemedin.. Çünkü sevgi yükün çok ağır.. Kalkıp gitmeye programlanmamış benliğin.. Sen sevmek,mücadele etmek ve korumak için yaratılmışsın.. Hep böyle kal olur mu? Hep böyle cana yakın...
-
..vahh....vahh..!
bugün bir alıntım var... M.Mungan'dan..ben çok severim..bakalım siz de sevecekmisiniz? TERASTAKİ HAVLU Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız pansiyonda. Sabahları ya da akşamüzerleri karşılaşıyorduk, ortak düş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma.. Aynı terasta yanyana kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu beni; acemi, tutuk birkaç sözcük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk günbatımını, bu da ürpertiyordu beni.. Işığın azalan şiddetinde yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine. Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında, sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda. Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu. Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.. İkimiz de yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında. Oysa güneşin batışını izlemek gibi kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz dokunmasan da yanındaki gövdeyi duymanın şiddetine dönüşmüştü aramızdaki çekim. tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara O akşam terastaydık gene. Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar asılıydı, uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları. Nedense her zamankinden başka bakıyordun bana. Sonra usulca dedin ki: "İlk kez bir erkeğin tenine dokunmak isteği duyuyorum içimde." Benim için yaz başlamıştı. "Dokun öyleyse" dedim. Sustun. Uzun uzun baktık birbirimize. Kendine nasıl karşı koyduğun okunuyordu yüzünün derinliklerinde. Sonra hiçbir şey söylemeden usulca kalktın, odana gittin, yavaşça örttün kapını. Saatlerce orada, gecede ve o terasta kaldım. Sabah uyandığımda odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp gitmiştin baktım. Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu rüzgarda Bir daha hiç rastlamadım sana, hiçbir yerde hiçbir yazda Düşünüyorum aradan tam on üç yıl geçmiş On üç yıl önce içinde uyanan o isteğin anısı saklı duruyormu sende? Birden adını hatırlamadığımı fark ettim bu şiiri yazarken, ama terasta çırpınan havlunun rengi hala gözlerimin önünde.. On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendime. Sonra anladım: Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde...
-
***Y A L N I Z L I K S E N F O N İ S İ ***
rica ederim Levi
-
MUTLULUK
uzaktakinin mutluluğu görmektir seni buralarda..okumaktır yazdıklarını gülümseyerek
-
..vahh....vahh..!
bilmem ki...anlasam mı... yoksa anlamamazlıktan gelip biraz naz mı şey etsem diyorum ne dersin Figgaro? kararsızım..
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Taurus.. Yine oldukça duygulu ve bir o kadar da güzel uslubunla ne kadar güzel dile getirmişsin "baba sevgini" ... Oğlun Ege -ki oğlum olsaydı bende Efe ya da Ege ismini düşünürdüm her ikiside şahane- bence çok şanslı..sevgiyle ve güven duygusuyla büyüyen çocuklar,aynı duyguları kendi evlatlarına da yaşatabilme potansiyeli taşırlar..çünkü senin modelin Sevgili Babandı.. Farkında olarak veya olmayarak onu yaşatacaksın.. Birini sevmemiz için yanımızda olmasına gerek yok ..bana öyle geliyor ki babanda oralarda bi yerlerde seni sevmeye devam ediyordur..
-
***Y A L N I Z L I K S E N F O N İ S İ ***
Dur,kapama! Yanlış numara değil benimki Yalnız numara... YAVUZ ERTEN
-
..vahh....vahh..!
Sen utanınca hep "ıyyy" mı dersin? Herneyse... Amacım seni utandırmak değildi.. Bir daha olmaz.. Söz!
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Leylacım.. Çalıkuşu hakkında bu nostalji topicinin başlarında yazdığım bir iletim var..okudun mu bilmiyorum..sanırım okusaydın aynı duyguları paylaştığımız için sende birşeyler karalardın..inan bana koca forumdan bi Allahın kulu Çalıkuşu hakkında yorum yapmadı..bu bana hem tuhaf hem üzüntü verici gelmişti..ama bak yalnız değilmişim..teşekkür ederim canım
-
MUTLULUK
İşte uzun zamandır burada yapılan en güzel tahlil bence...tebrikler Siyahx
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Teknik bir arıza oldu Cyrano.. Senden biraz büyük olmakla beraber aynı dönemin, 80'li yılların çocuklarıyız.. İçeriği çok keyifli olan anılarda nostalji gezintine neden karamsar bir şeklide başladığını anlayamadım.Bence 80'li yıllar hiçte fena değildi.. Mahalle sünnetçilerini nasıl unuturum..hadi ben unuttum diyelim,kardeşimin mıh gibi aklında tuttuğuna eminim! Bizim sünnetçi beyaz kafalı,çipil gözlü, suratsızın tekiydi..köşeden o uğursuz siyah çantasıyla gözüktümü mahallenin çocukları çil yavrusu gibi dağılırlardı..canlarım benim..hepsinin akıbeti aynıydı oysa bizim ufaklık o sıralar 3 yaşlarında sürekli gülümseyen,etini sıksan ağlamayan mülayim bir çocuktu..günlerden birgün yine sünnetçi İsa'yı görmüş olacak ter içinde rengi uçmuş bir şekilde eve saklandı amma velakin Freedy o gün arkasından gelmişti Çipil gözlerini kısıp salon masasını işaret etti..annemle ben yan odaya geçip gözyaşlarına boğulduk..bizim ufaklık kenardan köşeden duyduğu bütün küfürleri derleyip dilinin döndüğü,gücünün yettiğince Sünnetçi İsa'ya sayıp döküyordu.. gözyaşlarımıza kahkahalarımız karıştı o gün..zavallı kardeşim o kadar ağladı ki o günün sonunda şirin mi şirin bi kasık fıtığı armağan etti bize çipil gözlü Freedy! Cenk Koray'ın progaramının adı Tele Kutuydu..ve o zamanlar televizyon o ciddi yüzlü üç askerin rap rap sesleriyle göndere bayrak çekmesi ve marşımız okunana kadar seyredilirdi..hatta zaman zaman melul gözlerle şu yazıyı seyrettiğimiz bile olurdu "Lütfen televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız" İşte bu itiraf sanırım büyük bir özenle besleyip büyüttğüm karizmamanın sonu olacak..amaan kimin umurunda Valla benim o yıllar"konuştuğum" biri yoktu Sebebini sormayın lütfen Uzundur...
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Leylacım..sana kısaca Feride yada Gülbeşeker-bak bu daha hoş!-diyebilirmiyim İkimizde aynı şeye müptelaymışız ya (Çalıkuşu)bu sebepten seni kendime yakın hissediyorum ..anlaşılan aşağı yukarı aynı duygulardan geçtik,geçiyoruz.. Demek senin de bir anı kutun var..al sana bir ortak nokta daha.. Ne kadar hoş bir şey değil mi? Bir kutu nerelere alıp götürüyor insanı.. Her anı yaşatıyor yeniden.. Dönmek.. Mümkün mü artık dönmek.. Keşke...- ..vahh....vahh..!
bir kuş..kimse farkında değil..ama bak, sen farkındasın işte.. .. farkında burda zaten... figgaro...- içinizi dökün
Neyleyim ki bir türlü açılamıyorduk. Doğanın nı batağındaydık biz,kişin mi? Anlayamıyorduk... Bir Bataklık Türküsü- Taurus Ailesini Bayramlaşmaya Bekliyor..:)
Taurusmutis..ve yakınları geçmiş bayramınız mübarek olsun.. Bi zamanlar nostaljik yazılarınla nostalji köşesini şenlendiriyordun Taurus..çok keyifliydi..yine bekleriz..- ...::: KaRaKoL:::...
Vay başımaaaa..ben buralara düşecek adammıydım bea- ÜSTTEKİ ÜYE ÜNLÜLERDEN OLSA OLSA KİM OLUR?
Çalıkuşu'nun Feride'si...- izlediğiniz en düzel film hangisi
Leylacım zevklerimiz aynı seninle Hele bana Çalıkuşu demeyin..ama ben filminin değil, dizisinin müptelasıyım Bu arada bir de Züğürt Ağa hitlerimdendir- ***Y A L N I Z L I K S E N F O N İ S İ ***
"Birlikte şarkı söyleyin,dans edin,neşelenin ama birbirinizi yalnızda bırakın.Aynı ezgi için titreşseler bile,bir udun telleri bile yalnızdır..." Gibran- MUTLULUK
Mutluluk.. Beklenildiğini bilmektir..- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Sizlerinde var mı anı kutularınız? Benim var bi tane.. Dün gece çoktandır varlığını unuttuğum bu kutu, bambaşka bir şeyi ararken önüme çıktı-hep böyle olmaz mı zaten ..çok başka şeyler arar,çok başka şeyler buluruz! - Uzun zamandan beridir görmediğim çook eski bir dostu görmüşçesine sevindim onu bulduğumda.. Hemence kucaklayıp odama gittim ve kapımı kapattım,kimsenin ilişmesini istemediğim anılarım vardı onda.. Neler çıktı içinden bir bilseniz; Kurutulmuş çiçekler..farklı ellerden farklı duygularla verilmiş.. Adıma yazılmış şiirler..hele bir tanesi var ki..şairdi zaten..ağlattı beni.. Dostlarımdan gelen kartlar..sevgi dolu.. "Unutma beni"diye verilmiş küçük ama değerli hediyeler.. Kurumuş iki yaprak.. Ve tabi ki fotoğraflar.. Bana beni anlattılar yeniden.. Küçük bir kutu içine sığdırılmış bilmem kaç sene..kaç duygu.. Mutluysam bugün sebebim işte o kutu.. Tazeledi beni yeniden - *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.