politika

Yugoslavya,Türkiye'den farkli olarak birkac kralligin veya devletcikten olusan bir devletti.Sirp,Bosnak,Hirvat ve Slovenler olmak üzere ve 1839 yilinda Sirp Tarihci Theodor Pavlovic tarafindan ortaya atilan Yug-o-slav-via yani Güney Slavlarin Ülkesi fikri ile kurulmus bir devletti. Tito aynen Atatürk gibi Kuva-yi Milliye tarzi mücadelelerle Nazilere karsi kazandigi zafer sonunda 1.Yugoslavya'yi kurdu. 2.Yugoslavya:Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti adi altinda kuruldu.SSCB'nin diger sosyalist ülkeleri Marshall planina karsilik olmasi icin bir araya getirdigi Kominform brligine girdi ancak Tito'nun Moskova'ya karsi bagimsiz siyaseti sonucu Kominform'dan cikarildi.Bundan sonra Yugoslavya kendi basina mücadele vermeye baslayip Baglantisizlar Paktina girdi. 1980'li yillarin sonlarinba dogru özellikle Tito'nun ölümünden sonra ülkede baslayan etnik kavgalar ve ekonominin zayiflamasi ile Yugoslavya daha gücsüz bir konuma geldi.Bu arada KÜRESEL EMPERYALIZM'in öncücü ABD ve Almanya Balkanlarda güclü bir Yugoslavya'nin kendilerinin amaclarina ulasmakta zorlanacaklarini anlayarak bu gücün ortadan kaldirilmasi kararini aldilar.Sonrasi biliniyor.Bati tarafindan Yugpslavya'nin PKK'si olarak görev yapan UCK denilen Arnavut terör örgütü ile Sirip devleti arasinda baslayan catismalar asiri Sirp milliyetciliginin bu ayaklanmalara karsi sivil halkida hedef alan müdahaleleri Bati'nin ekmegine yag sürmüs ve sonucta Türkiye'de dahil Nato Yugoslavya'ya askeri müdahalede bulunmustur. Türkiye ile Yugoslavya arasinda Atatürk döneminde imzalanan dostluk anlasmalari,saldirmazlik pakti gibi anlasmalar bu saldirilar sonucu iptal edilmistir.Türkiye ta o zaman dan ABD ugruna Balkanlardaki en güclü müttefikini kaybetmistir. Burada bir hatirlatma yapmam gerekiyor eger Yugoslavya'nin yikilmasi ile bugün Türkiye'de Kürdcülerin terörünü ayni tutmaya calisiyorsaniz yanilirsiniz.Türkiye'de tek bir devlet vardir o da simdilik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir yani Türkiye birkac devletin birlesmesiyle olusmus bir devlet degildir. Bu nedenle Türkiye'de cikacak olan bir ic savasta Türkler yalniz degillerdir.Bu gercegi bilmiyorum Türklere karsi siyaset yapan iktidar ve yandaslari biliyorlar mi bilmem ama bu bir gercektir.Böyle bir ic savasta evet Türkiye toptan kaybeder ancak en cok kaybeden KÜRTLER olur. Türkler yani Türkiye halki Kurtulus savasi verirken Kürtler Ingilizlerle,Ermeniler de Rus ve Fransizlarla nikah tazeliyordular.Yani Kürdler ve Ermeniler sadece Türklere degil Türkiye'de ki diger etnisiteyede ihanet etmistir.Bunlara Rumlarida ilave edebiliriz.Izmir'e Yunan askerleri ciktiginda Kordonboyunda, o günlerde Izmir'de yasayan ne kadar Rum varsa yollara dökülmüs ellerinde ciceklerle onlari karsiliyordular.Bu millet TÜRK BAYRAGINI INDIRIRSENIZ DANS EDERIM diyen Ermeni kizlarini gördü.Bugün de Bilmem hangi gazeteden Hilal Kaplan adli kadin gazeteci "bayraginda adi degismelidir" diyebilmektedir,Bu kadin ayni zamanda müslüman takilan kadinlardandir.Bayragi indirirseniz dans ederim diyen Ermeni kiziyla,Bayraginda adi degismelidir diyen müslüman kadinin farki nedir ? saygilarla

Ergenekon senaryosu bilincli bir intikam savasidir.Bu intikam sadece 28 Subat veya 1960 tarihlerinin intikami degil,tüm Cumhuriyet döneminin intikamidir.Intikan oldugu suradan bellidir ki;11 yildir iktidarda olan AKP ülkede demokratiklesme adina hicbir adim atmamistir Yazdiklari yazilar nedeniyle tutuklanan AKP karsiti gazeteciler,Atatürkcü aydinlar,ABD'nin cikarlarina ters düsen ve PKK ile pazarliga karsi olmalari muhtemel olan generallerin yillardir sahte belgelerle esir alinmalari ve hicbir ciddi gerekceye dayanmayan yargi sonuclari verilen cezalar demokratiklesmenin cok cok gerilerinde oldugumuzu bize belli etmektedir. Ileri demokrasi safsatalari sadece yargiyi ele gecirip bu yargi sayesinde tüm cumhuriyete bagli kurumlari ele gecirmek ve irticanin önündeki en büyük engel olan TSK'yi saf disi birakma gayretlerini gördük yillardir.Ve bunu basardilar TSK hadim edildi. Basbakan Erdogan'in Kürt sorunu diyerek Türkiye'yi kritik bir dönemecin kenarina getirdigi calismalar tamamen kendi gelecegi icin yaptigi calismalardir.Ortaya cikan ve büyük ihtimalle Öcalan'la birlikte yazilan veya Erdogan tarafindan yazdirilip gözdagi amacli medyaya sizdirilan tutanaklardan da anladigimiz gibi Teröristlerin isteklerinin kabul edilmesine karsin basbakana BASKANLIK yolunda destek verme rüsveti yatmaktadir.Basbakan Erdogan iktidarda kalabilmek icin her yolu deneyecektir cünkü iktidardan düstügü an hesaba cekilcegini cok iyi bilmekte ve bu nedenle elinde olan imkanlari kullanarak meclisi isgal altinda tutmaktadir. saygilarla

Ortadogu'da neler oldugunu veya neye göre sekillendigini anlamak icin uzman olmaya gerek yok. Israil ve Bati'ya dost ve müttefik bir Kürdistan olusturmak,Ermenistan'in hayali olan "denizden denize"hedefinin gerceklesmesi icin bir koridor olusturmak. BOP budur,BOP'un amaci budur,Bu nedenle Iran-Irak savasindan bu yana yapilan hersey bu plan cercevesinde yapilmistir.Irak'ta katledilen Irak halki,Suriye'de dökülen kanlarin nedeni bu amaca yöneliktir.Bakin kimse demokrasiden bahsetmiyor ve demokrasi getiriyoruz diye müdahale edilen tüm Arap ülkelerinde kan akiyor.Müslüman müslümani katlediyor kimin hesabina katlediyor:Basbakan Erdogan'in,Barrack Obama'nin,Netanyahu'nun hesabina ülkeler kana bulaniyor.Türkiye'de de yapilmak istenen budur.Ancak Türkiye'de özgür Türk kimligi adi altinda yasayanlarin basiretli davranislari onlari ne Erdogan'in,ne Obama'nin ve ne de Netanyahu'nun oyununa getirmedi. Teröre barsi adi altinda taviz verenler tarih önünde hesabini vereceklerdir.Türkiye halkini ABD ve Israil icin birbirine kirdirmaya calisan ve bunu da din ve özgürlük paravani altinda yürüten Imrali ve Ankara'da ki taseronlar basaramiyacaklardir.Yalan ve iftiralarla tarihi carpitanlar,gercekleri birilerinin hesabina farkli yansitanlar Türkiye'de bir ic savasin cikmasini basaramadilar en son kozlari ise aciktan oynayip bölücübasinin önünde diz cökerek halki daha cok kiskirtacak aciklama ve pazarliklara basvurdular.Anayasayi ayaklar altina alarak ülkede bir ic savas cikarmanin denemelerini yaptilar ama olmadi yine basaamadilar. saygilarla

"Yalova’da gündeme yönelik açıklamalarda bulunan İnce, “Medyada sürekli hükümetin aldıkları yer alıyor, verdikleri yer almıyor. PKK’nın elindeki 8 kamu görevlisi alındı. Bunun karşılığında PKK’ya ne verildi bilmiyoruz. İsrail Türkiye’den özür diledi. Biz Türkiye’den, Türk hükümetinden İsrail’in özür dilemesini doğru ve haklı buluruz ama Türkiye ne verdi biliyor musunuz? İsrail’e OECD üyeliği ile ilgili veto hakkından vazgeçti Türkiye. NATO tatbikatlarına katılmasına yönelik veto hakkından da vazgeçti. Kürecik verildi. Gazze ablukasının kaldırılmasında diretiyordu Türkiye, bundan da vazgeçti. Mavi Marmara saldırısının kasten yapıldığını savunuyorduk. Bundan da vazgeçip kaza olduğunu kabul ettik. Türkiye bu saldırının kaza olduğunu kabul etseydi, Gazze ablukasının kaldırılması dayatmasından vazgeçseydi İsrail 2011′de de zaten özür dilerdi. İsrail almak istediklerinin tamamını aldı. Asıl özrü dileyen de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Başbakan Danimarka’ya gittiğinde, ‘Siyonizmle ilgili yanlış anlaşıldım’ diyerek önceden özür diledi” ifadelerini kullandı." Yukaridaki aciklama CHP Yalova Milletvekili Muammer Ince'nin sözleridir.Bu sözlere bir muhalefet milletvekilinin iddialari diye baktigimizda gercekleri göremeyiz.Gercekler ise Israil'in Türkiye'den özür dilemesi karsiliginda birseylerin almis oldugudur. Türkiye'nin Güneydogu'sunda ilk adimlari atilan Kürd Bölgesel Yönetimi'nin gövde gösterisi yapmasina denk gelen bu özür öyle sanildigi gibi,israil'in cikarlari zarar görüyordu,Türkiye Bölgesinde güclü bir devlet oldu veya olacak"gibi asli astari olmayan gerekcelere sigdirilamaz.Varsin Basbakan Erdogan ve yandaslari Israil'e özür dilettik,basbakan büyük adam diye sevinsinler veya gururlansinlar ama bu özürün karsiligi olarak kaybedilen gururun faturasini kim ödeyecektir. Israil Ticaret Bakani bugün yaptigi bir aciklamada;Erdogan bizi özür diledigimize pisman etmeye calisiyor dedi.Bu sözün anlami cok büyüktür. saygilarla

Yeni krulan bir devlette herhalde bir ulus olacakti ve bu ulusunda kimligi Türk kimligi olacakti.Yani sanki define bulmuslar gibi bir Türklestirme yaygarasi almis basini gidiyor.Herhalde Türklestirecektiler yoksa Kürtlestirmelerimi veya Ingilizlestirmelerimi gerekiyordu? Türk karsitligi her sözcükten damliyor,Türk karsitligi yetmiyor bir de Atatürk karsitligi üzerine ekleniyor ve sanki savas yapmisiz ve gelin arkadaslar bölüselim bu topraklari demeleri bekleniyormus gibi bir takim akla zarar iddialarla vur abaliya hesabina gidilyor.Eger ülkenin adi Türkiye Cumhuriyeti ise o ülkenin vatandaslarinin kimlikleride Türk olmak zorundadir.Bu heryerde böyledir heryerde böyle olan bir keyfiyet Türkiye'de de aynidir,neden ayri olmaliymis? Hem kimlik istenir,hem ana dilde egitim istenir hem özerklik istenir ama Türkiye'nin her kösesinde göbek kasimayida ihmal etmezler.Bütün bunlari isteyenler,"arkadas ben senin ne Istanbul'unu ne Ankara'ni,ne Izmir'in ne orasini ne burasini istemiyorum ben memleketim olan Van'a,Bingöl'e,Siirt'e,Mardin'e,Tunceli'ye gidiyorum dersin be isgal ettigin yerlerden ayrilirsin.Eger ayrilmak istiyorsan yok öyle bir bacagin Batida digeri Doguda yasamak. Her esitlikten faydalanacaksin,her isi yapma özgürlügün olacak,her istedigin yerde yasama hakkin olacak ama bir de bunlar yetmedi kimligin de olacak!Kimligin Türk kimligidir.bizim ülkemizin etrafinda demir duvarlar cekili degil,isteyen her yere gidebilme özgürlügüne sahiptir bu da Türk kimliginin sana verdigi bir haktir.Bu hakki kullanmak istemiyorsan o zaman memleketine git ve oradan yapacaksan mücadeleni yap. Türk-Kürt kardesitir sözü artik gecerli degildir.Türk ve Kürt bu saatten sonra artik kardes olamaz.Eger bu ülkenin sinirlari icinde yasayipta ben Kürd'üm Türk degilim bana kimlik ver deniyorsa artik kardeslik ölmüstür.Türk -Kürt kardesligi diyenler bölücülerdir,emperyalizmin satin aldigi ruhlardir.Böyle bir kardeslik olamaz. saygilarla

Türkiye'nin bagimsizligini bagimli yapan faktörlerin icinde AB basta gelir.Ancak ondan önceki Yani 1950 dönemi Türkiye'nin bagimsizliginin peskes cekilmeye baslandigi dönemdir.Amerikan yardimlari ve degisik adlarla yapilan ikili-üclü anlasmalar ve bunlarda bagimsizligi tehlikeye düsürecek sartlarin iyice incelenmeden veya umursanmadan imzalanmasi Türkiye'yi bagimli bir konuma tasimistir. Ulus Devlet cagdas ve bagimsiz devlettir.Cagdas devlet bireylerin haklarinin tanindigi devlettir.Türkiye'de bireylerin haklarinin taninmiyor olmasi veya cignenmesinin sucunu Ulus devlete yüklemek kolaya kacmaktir.Ülkeyi kimlerin yönettigine bakacaksiniz.Yönetenlerin milli bilincine bakacaksiniz yok öyle bos keseden atar gibi birey haklari diye ortaya firlamak. Bugün yapilanlar, 1950 yilindan bu yana yapilmak istenenlerin fiiliyata gecirilmis halidir. Demokrasinin tanimini verdim ben;senin savundugun demokrasi degil mi?Ama sen kendi demokrasini savunuyor ve onun iyi oldugunu söylüyorsun bir baskasida senin demokrasinin degil kendi demokrasisinin iyi oldugunu söylüyor.Avrupadaki demokrasi Türkiye'de ki demokrasinin daha gelismis seklidir.Türkiye'de demokrasinin gelisememis olmasi sistemden degil sistemi kontrol edenlerden kaynaklanir.Senin farkliliklara hak ve özgürlük savunman demokrasi degildir ama sen öyle veriyorsun bunu.Dünyanin hicbir yöresinde homojen bir yapi yoktur ve bu homojen olmayan yapi farkli kültürlerin ve milliyetlerin birlesmesi ile tek bir millet olmustur.Asil sorun bu tek millet olmayi hazmedemeyenlerdir.Cagdas toplumlarda yasanmayan bu sorun geri kalmis toplumlarda yasanmaktadir cünkü,cagdas toplumlar genel anlamda küresel emperyalizmi olusturan toplumlardir bu toplumlar kendi dislarinda ulus devlet istemedikleri icin bu toplumlarin geri kalmisligindan birtakim dini ve milliyetci akimlarindan faydalanarak o toplumlari ayristirma planlarini devreye sokarak hak ve özgürlük kiskirtmasi ile bölünmeyi gerceklestirerek olasi bir rekabetin önüne gecmis olurlar.Yugoslavya böyleydi,Balkanlarin en güclü ülkesi durumunda olan Yugoslavya parcalanmasi gerektigi icin küresel güclerin isbirligi ile parcalanmis ve bircok devletcik üretilmistir.Bu devletcikler Avrupa Birligi potasina alinarak eritilmeye baslanacaktir ama eritilmeden önce iyice yumusatilmasi ve erimenin kolay olmasi saglanacaktir.Slovenya Avusturyanin arka bahcesi oldugu icin hic vakit kaybedilmeden AB'ne alinmistir,Digerleri icin henüz vakit dolmamistir.Türkiye icinde ayni seyler söylenebilirse de Türkiye'nin farkli sartlari nedeniyle AB'ne alinmayacagi zaten bilinmektedir.AB görüsmeleri veya müzakereleri tamamen Türkiye'nin bölünmesine endekslidir ve Türkiye'yi yöneten kisiye verilmis olan BOP Esbaskanligi ile bu bölünme adim adim gerceklestirilmek üzeredir. Türkiye'nin bölünmesi sadece AB'nin ABD'nin degil Israil'in ana hedeflerinden biridir.Israil'in Türkiye'den özür dilemesini sevinc cigliklariyla karsilayanlarin bu bölünmenin tarafi olmalari ilginc degil bilinen bir gercektir. Hak ve Özgürlük teraneleri tamamen bu amaca yöneliktir,Türkiye'nin bölünmesi amacina yöneliktir.Yani bir milletin parcalara ayrilmasi icin öne sürülen paravandir.Her özgürlüge sahip olanlarin hak ve özgürlük diye ortaya cikmalari hak ve özgürlük aramak degil ülkeyi bölme amaclidir.Diyarbakirda yasanan rezalet bu amaci gözler önüne sermesi bakimindan cok önemlidir.Devletin orada olmamasi orada acilan pankartlar,bayraklar,posterlere degilde Ankarada TÜRK BAYRAGI acanlara saldirmasi bizleri yönetenlerin kirli amaclarinida gözler önüne sermistir. Hak ve Özgürlük ancak olmayan yerde aranir. saygilarla

Demokrasi vatandaslarin organizasyon ve devlet politikasini sekillendirmede esit hakka sahip oldugu yönetim bicimidir Aristo ve Eflatun Demokrasiyi elestirmislerdir.O zamanlarda "ayak takiminin yönetimi"gibi tanimlamalar asagilayici kavramlar kullanilmistir.Ancak Demokrasi diger yönetim bicimlerinin arasindan siyrilip en uygun olan devlet sistemi olmustur. Siyaset Bilimciler hangi sistemin daha iyi islediginden cok hangi demokrasinin daha iyi isledigi tartismalarini yapmakta ve Liberal,Komünist,Sosyaylist,Muhafazakar,Anarsist ve Fasist düsünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana cikarmaya calisirlar.Hepsi insan odakli olan bu tanimlar yüzünden cok sayida demokrasi tanimi olmustur. Demokrasiye farkli atiflar: 1- Cogunlugun yönetimi, 2- Azinlik haklalrini güvenceye alan yönetim, 3- Fakirin yönetimi, 4- Sosyal esitsizligi yok etmeye calisan yönetim, 5- Firsat esitligi saglamaya calisan yönetim, 6- Kamu hizmetinde bulunmak icin halk destegine dayanan yönetim- Cumhuriyet bir rejim demokrasi ise cumhuriyetin uygulanis sekillerinden biridir. Birey ve toplumun mutlulugu hak ve hukuk bu sistemde ön planda gelir. Cagimizin devleti Ulusal Devlettir ve bu devletin insan unsuru "ulus"niteliginde bir toplumdur.Türk Ulusu'nu bir arada tutan unsur"dindir"sözleri yanlistir ve cok tehlikeli bir yaklasimdir. Ulusu bir arada tutan unsur din ve mezhep bagi degil Türk Ulusalligi bagidir. Osmanli'da Ulusal bir vatan yoktu,irk,dil,din tarih ve kültür bakimindan farkli topluluklari barindiriyordu.Istanbul,Bagdat,Selanik,Sam,Kudüs,Tunus ayni devlet icinde ayri ayri milliyetlerin vataniydi.Cumhuriyet bu duruma son vererek ulusal bir vatan Türk vatani yaratmistir. Yari bagimli Osmanli Imparatorlugundan tam bagimsiz Türkiye Cumhuriyetine gecilmistir. Türkiye Cumhuriyeti hicbir etnik köken,dil,din irk,kültür,mezhep ayirimi yapmadan herkese firsat esitligi tanimis olan bir devlettir.Bu devletin icinde,Kürtlük,Cerkezlik,Lazlik gibi ayristirici fikirler olamaz. saygilarla "

Sayin Yilmaz ben zaten o soruyu baskasina sormustum.Sizin yazdiklariniza aynen katiliyorum ve ilave ediyorum:TÜRK HEM BIR AD'dir hem de SIFATTIR. Türk sonucta bir irktir ama ayni zaman da Türk denilince bunun cok farkli anlamlari icerdigide bir gercektir. Türkiye Cumhuriyeti yurttaslari veya vatandaslari hep ayni kökenden gelenler degildir.Ancak devletin adina binaen bunlara TÜRK TÜRKIYE CUMHURIYETI VATANDASI DENIR ki bu cok normal bir kullanim tarzidir. Burada verilen kavga,Türk adindan kaynaklaniyor.Yani FEDERE ANADOLU DEVLETI denirse herkes susacaktir cünkü bu isim sadece Türkiye'yi degil Türkiye'yi kuran halkida yok sayiyor. Türk denince allerjisi tutanlar TÜRK adi kalkinca sagliklarina kavusmus olacaklardir. Apo'nun ve basbakan Erdogan'in 10 yildir verdigi mücadele,SEVR'in Kürtlerle ilgili maddesini hayata gecirme mücadelesidir.Yani Kürdistan mücadelesi.Hak ve Özgürlükler tanimlamasi ve aldatmacasi ile TÜRKIYE CUMHURIYETI'nin icinden bir Kürdistan cikarma savasidir bu savas.Halbuki tarihe baktigimizda baska baska adlarla yasamis olan TÜRK devletinin varligini görürüz ama bir Kürdistan yoktur tarihte,iste olmayan bir Kürdistan ihanetle kurulmak isteniyor ve Kürdistan'in daha sonra Lazistan'in Ermenistan'in kurulmasinin temelleri atilmaktadir.Agri Dagi Ermeniler icin kutsal bir dagdir ve bayraklarinda Agri Dagi vardir.ABD'nin ve Erdogan'in hedefinde Kürdistandan sonra Lazistan ve Ermenistan vardir. saygilarla

Sayin tülvent yazinizi okuyup resimleri görünce cok duygulandim.Öyle bir günü yasayamamis olmanin hüznünü duydum kendimde.Atam'a Tanri'dan rahmet diliyorum nur icinde yatsin.Onun izinden ayrilmak yok.O bizim isigimizdir. Katkiniza tesekkürler cok önemli bir baslik acmissiniz. saygilarla

Bakin arkadasim,sizin özgür fikrinize tabii ki saygi duyarim ancak bilmediginiz konularda yazmaniza ve de Allah'i baska seylere bulastirmaniza ve Islami hurafelerle anlatmaniza saygi duyamam. Önce su tespiti yapalim:Islamda degil Kur'an da ne Mehdi,ne Deccal vardir ve ne de Isa Mesih'in yeniden dünyaya gelecegi yazilidir.Bunlar hurafedir Kur'an'a hakarettir ALLAHA SIRK KOSMAKTIR. Bilmiyorum bu bilgilerinizi size kim ögretti ama yanlis ögrenmissiniz yanlislik sonucta sizin sorumlulugunuzdadir ancak bu hurafelerle bircok insani zehirleme hakkina sahip degilsiniz. Baska bir yazinizda basbakan Erdogan'i Mehdi yerine koymus ve neredeyse ona tapmissiniz.Tapilacak olan tek güc Tanri'dir. saygilarla

Mehdiniz size hayirli olsun,böyle mehdiyi biz istemiyoruz. ülkesini atese atan askerini sehit edenlerle kucaklasan,büyük seytanin emrinden cikmayan müslüman ülkelerin kan gölüne dönmesine yardim ve yataklik yapan böyle bir mehdi ancak size yakisir.O kadar uzun yazida Erdogan'in icin methiyeden öteye tek bir mantikli cümle yok.Yani AKP'lilerde aynen sizler gibi konusuyor hatta erdogan icin sükür namazi kilin diye onu peygamber yerine koyanlar bile var.Yani Muhammed bu durumda son peygamber degil son peygamber erdogan olmus oluyor demek ki sizin Allahiniz Muhammed son diyip sonra düsünmüs ve birde Erdogani göndereyim demis. Fazla yazma geregi duymuyorum sadece su kadarini söylemem gerekiyor:Islamda Hz.Mehdi diye bir olay yoktur.Siz Basbakani Mehdi olarak kabul ettiginize göre onun Müslüman olmadiginida itiraf etmis oluyorsunuz.Müslümanlikta mehdi yoktur.Mehdi isik ve aydinlik demektir.Hz.Muhammed hem isiktir hem aydinliktir.Basbakan Erdogan'i mehdi diye adlandiran ve milyonlarca müslümana hakaret edercesine methiyeler düzen yukaridaki yazinin sahibinden ricamiz Kur'an. Kerim'den bize Mehdi ile ilgili bir ayet adini vermesidir.Eger bu ayeti verirse ona saygi duyacagiz yok veremezse hakkinda neler düsünücegimizi o kendisi düsünsün.O Kocaman yazinin icersinde tek bir kelimeylede olsa Mustafa Kemal'in ve Kurtulus savasinin adinin gecmemesi zaten yaziyi yazanin zihniyetini ortaya koyuyor. Kürd Said nami diger Nursi köylü Said,din hakkinda hicbirsey bilmedigi halde bazi kesimler tarafindan Bediüzzaman olarak etiketlendi.Hayatinda dogru dürüst bir egitim almamis sadece yalan ve dolanlarla insanlari aldatip kendini peygamber soyundan gelme diye tanitip ayetlerin kendisinden bahsettigini iddia edecek kadar sirke batmis olan birisine de ayni basbakan gibi tapanlar var.Ne diyelim sizlerin hakkindan ancak Tanri gelir. saygilarla

Terör meclistedir eger teröristler mecliste söz sahibiyse terör meclise girmis demektir.PKK terör örgütü meclise adamlarini sokarak Türk Devletini iki türlü kiskaca almistir.Bir siyasi yönden iki silahli terör olarak.Simdi PKK terör örgütüdür diyorsunuz ama BDP PKK'yi terör örgütü olarak tanimiyor peki bunun anlami nedir.Mecliste Öcalan muhatap alinmalidir savunmasini yapan BDP degilmidir o zaman PKK ile BDP özlesmis olmuyormu? BDP terör örgütünün siyasi kanadidir.Ve mecliste olmasi PKK'nin mecliste olmasi demektir hic bosubosuna BDP'yi savunmayin.Herhalde BDP meclise kalasnokla girecek halde degildi o kadar da aptal degiller herhalde. Her diktatör fasist degildir dogrudur bazi diktatörler de Komünisttir.Ancak bu iki rejimin birlestigi nokta catinin tepesidir.Yani diktatör diktatördür ha fasist ha müslüman yani ISLAMOFASIST ya Komünist vb. saygilarla

Abdullahabdal ve Rua'ya saygilarimi iletirim. Nazim bir Atatürk düsmani degildi,insanlarin siyasi takintilari nedeniyle bir baskasiyla ters düsmesi düsmanlik degildir. Sayin Cyrano ve bazi arkadaslarin da belirttikleri gibi,Mustafa Suphi'nin Karadeniz'de öldürülmelerinin verdigi bir öfke ile Nazim birkac satir karalamis ve acisini o sekilde dile getirmistir ama bunun anlami Nazim'in Atatürk düsmani oldugu degildir.Onun Kocatepe siirinde ise Atatürk'ten bahsetmesi tam bir destandir.Ve Nazim'in Atatürk'e duydugu sevgi ve saygiyi onun büyüklügünü misralarla dile getirisini görürüz. Bugün bazi kendini bilmezler,ya bilgilerinin olmayisi ya da siyasi ideolojilerinin körletmesi sonuc bir Atatürk ve de Nazim düsmanligi yaratmistir.Atatürk'ün kim oldugunu onun adindan baska hicbirseyini bilmeden Atatürk'e sirf dedesi babasi veya oy verdigi parti saldiriyorsa o da saldirir.Babadan ogula miras gibidir bu düsmanlik.Nazim düsmanligida aynidir.Nazim'in kim oldugunu adindan baskasini bilmedigi halde kulaktan dolma yalan yanlis bilgilerle ahkam kesmeye baslarlar.Iste Nazim'in Atatürk'e hakaret ettigi ileri sürülen siir de böyledir.Neden nicin oldugunu arastirmadan sadece bir yerde duymus olmaktan kaynaklanan bir histeri nöbeti gibidir bu. Millet adina yapilan her devrim sol devrimdir.Sag devrim yoktur,sag darbe vardir bugün AKP'nin yaptigi darbe gibi.AKP bu darbeyi basariya ulastirmak icin her ideolojiye sahip cikmistir.Nazim'a,Deniz'e,Kürtcü eskiyalara ve yapisi geregi dünkü isgal güclerinede sarilarak yaptigi darbeyi tehlikesizce atlatma yolundadir.Nazim'a sahip cikarak iste onun Atatürk'e hakaret ettigi siir ve buna benzer yaklasimlardan medet umarak Atatürke saldirirlar.Isgalcilerin yiktigi camileri Inönü yikti diye iftira ederek düsmanlik yaratirlar.Sonra'da CHP iktidar olamadi hic derler.Olamazdi ki cünkü sag siyaset bugüne kadar bu cahil milleti hep komünistlikle aldatti ve CHP'yi de Komünist olarak gösterdi,son olarak ta Tayyib Erdogan Inönü'ye fasist dedi.Bu millet bunlara inaniyor.Cünkü Tayyib Erdogan cuma namazlarina gidiyor yani müslüman saniliyor namaza gidince. saygilarla

Tekrar ediyorum:BDP PKK'nin kendisidir sadece siyasi versiyondadir.Erdogan'in Leyla Zana ve digerlerini cezaevinden cikartip özgürlüklerini verdigi .BDP tarafindan milletvekili secilen kadinin hakim karariyla tahliye edilmesiyle PKK resmen taninmistir AKP tarafindan.Bunu saga sola cekeleyip PKK'nin mesrulastirilmasi gibi savlarla sanki olmamis birsey olacakmis gibi anlatmak yanilgidir.PKK zaten mesrulasmis ve meclise girmistir. Yani PKK daha nasil mesrulassacakti PKK denilerek meclise girince mi mesru olacakti yoksa? BDP meclise girdigi günden bu yana birkez olsun PKK icin terör örgütüdür diyerek kendini ondan soyutlamadi,hem PKK'yi savundu hem de biz Kürdleri temsil ediyoruz dedi.PKK'da ayni seyi söylemiyor mu?O zaman sorunun adini dogru koymaliyiz.AKP'nin icraatlarindan en önemlisi PKK'yi mecliste mesrulastirmakti. saygilarla

Atatürk'ün söylemlerinde ki Kürd ve sunnilik sözlerinden örnekler verebilirmisiniz.Cünkü siz devamli bu polemigi yapiyorsunuz. saygilarla

Türk eger ad degilse bir kültür ve algilama merkezli olur.Yok eger ad'sa irk ve kan merkezli olur.Eger Türk bir sifatsa o zaman "ne mutlu Türk'üm diyene veya Ey Türk gencligi "dendiginde burada TÜRK ne oluyor.Türk sifat olduguna göre neden "ne mutlu Türk'üm diyene"denmesi irkcilik oluyor?Veya Türkiye Devletini kuran halka Türk Milleti denir tanimlamasi neden irkcilik olarak algilaniyor.? saygilarla

Biz burada Kürdistan'in kuruluyor olmasindan bahsederken birileri hala hak ve özgürlük sloganlari esliginde dünkü gövde gösterisini mesru kilacak tarzda bir yaklasim sergiliyor. BDP Kürtleri degil PKK'yi temsil etmektedir ve zaten onlarin mecliste rahatca calisabilmeleride PKK'ya AKP hükümetinin vermis oldugu mesruiyete dayanir.Biz hala birbirimizi aldatmaya calisiyoruz.BDP asla bir KÜRT PARTISI olmamistir.BDP veya daha öncesi DTP veya Hadep veya veya herneyse tamamen PKK terör örgütü'nün siyasi kolu olarak mecliste calismistir.AKP'nin iktidar olmasiyla PKK mesruiyet kazanmistir bizim yanildigimiz nokta budur.Yani PKK meclistedir. PKK'nin mecliste oldugu söylendiginde o günlerde meclis baskani olan Bülent Arinc "ben mecliste PKK göremiyorum"demistir.Yani daha acik yazmam gerekirse AKP-CHP-MHP bile bile PKK'yi mecliste kabul etmislerdir.Bugün se artik PKK meclis icinde siyasi terör estirmeye baslamistir.Eger bir Sirri Sakik MHP baskanina "sen bu saatten sonra ancak Sayin Öcalan'in paltosunu vestiyere götürürsün "diyebilmisse bunun adina siyasi terör denir.Ayni terörü mecliste basbakan Erdogan yani AKP yapmaktadir.AKP ile BDP'nin CHP ve MHP'ye yaklasimi aynidir. BDP Kürdleri temsil etme yetkisini almamistir,BDP'ye verilen oylar ortadadir.Bunun anlamida BDP'ye oy vermeyen KÜRD vatandaslar diger partilere oy vermislerdir cünkü onlar BDP'nin kendilerini temsil etmedigini BDP'nin PKK oldugunu bilmektedirler bu nedenle oylarini kimse kusura bakmasin ama Türklerin partilerine vermislerdir.Eger burada Kürdlerin hak ve özgürlükleri diye sloganlastirilmis cümleler kuruluyorsa benim buna karsi Türklerin partileri demem cok yerindce bir tespit olur.Eger ayrimcilik yapiliyorsa bunu bizde yapariz. TC bir devlettir siz bunu kabul etmesenizde bu bir vakiadir.VE TÜM DÜNYA TÜRKIYE CUMHURIYETI DEVLETINI TANIMAKTADIR.Burada TC devlet olamamis diyerek aslinda söylenmek isteneni biliyoruz.Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir ve devletligini dünyaya kabul ettirmistir.Vermis oldugu bagimsizlik savasi ile devletligini kanitlamistir.Türkiye Cumhuriyetine devlet olamamis diyerek kendinden makul saplantilara ancak kendiniz inanirsiniz. saygilarla

MonDieu arkadas,seninle pek yildizimiz barismadi ama su yukaridaki yazini okuyup sana hak vermemek mümkün degil.muhakkak ki benim tarafimdan bazi kisimlarda düzeltme yapmak gerekiyor diye düsünüyorum. Hatirlarsaniz,Basbakanin cok önemli bir konusmasi vardir.Basbakan kendisine PKK ile ve Öcalan'in yakalanisi ile ilgili soru soran gazeteciye söyle diyordu:"SAYIN ÖCALAN öldürdügü KELLE'ler nedeniyle cezalandirildi.Burada SAYIN VE KELLE sözcükleri cok önemlidir.Farkindaysaniz son günlerde gerek yandaslarda gerek bu islerle ugrasan isimler arasinda Öcalan'dan hep SAYIN diye bahsederler.Sehitlerin adi sani unutulmus konu bile edilmiyor artik.Yani sanki onca insan yasamamis ölmemis gibi bir durum cikarttilar ortaya. Daha da önemlisi:PKK'nin siyasi uzantisi olan PKK'lilarin partisi BDP'nin bir vekili saniyorsam Kisanak olacak:"O askerler bosuna öldüler,bosuna kollarini,bacaklarini,gözlerini kaybettiler."diye bir konusma yapmisti gecenlerde. Canakkale'de basbakan sehitler üzerine konusurken PKK'lilarin öldürdügü askerlerimizi degil Canakkale Savasinda sehit olan askerlerimizden bahsediyordu.Cünkü Canakkale Savasi esnasinda Osmanli henüz yok olmamis askerlerde Osmanli askeri sayiliyordu.Cumhuriyetin ilanindan sonra hayatini terörle veya savasla kaybeden askerlerimiz cogusu tarafindan hala sehit olarak kabul edilmemektedir. Basbakanin ben BALDIRAN ZEHIRI icerim diye kelleyi ortaya koydugu bu ne anlama geldigi bilinmeyen baris süreci belli ki AKP tarafindan AB/D'nin baskilariyla verilmis olan tavizlerin sonucudur.Basbakan anlasilmayan bir inatla bu yolda gitmekte ve dolayisiyla mantikini calistirabilen herkes bu sürecin arkasinda farkli birseylerin oldugudur.Yani bu öyle siradan bir ates kes silah birak olayi degildir.Burada TÜRKIYE üzerinde cok ciddi oyunlar oynanmaktadir. Sizin sordugunuz;40 senedir onca cana niye kiydiniz sorusu yerinde bir sorudur ama "bunlar icin mi onca cana kiydiniz"diye olayi biraz hafife almaniz yerinde degildir. Dünkü gövde gösterisinde devletin ortada olmayisi,basbakanin kinaye yapar gibi TÜRK BAYRAGI OLMAMASINI YADIRGADIM gibi bir söz söylemesi ve buna karsi Osman Baydemir'in "BASBAKAN IYI NIYETLI"tanimlamasi bana cok farkli bir espriyi cagristiriyor.Neden Türk bayragi yoktu sorusuna Baydemir sunu demek istedi:Biz orada Kürtlerin kurulacak olan devletinin ilk adimi atiyoruz basbakan bayraktan bahsediyor basbakan iyi niyetli.!! Basbakanin bir sözü vardir.Amacima ulasmak icin papaz elbisesi bile giyerim.demistir.Bu söz yandaslar tarafindan basbakanin cok basladigi isi sonuna kadar götürmekte kararli oldugu ve bu yolda hicbir engeli tanimayacagi seklinde yorumlandi.Halbuki basbakan bu sözüyle:Ben TÜRKIYE'YI Pazarlamak icin gerekirse Baris güvercini bile olurum demek istemisti.Ve nitekim basbakan dolu dizgin Baris diye yoluna devam ederken onu güvercin olarak görmek isteyenlerde güvercinlere yem atanlara benziyorlar. Türk Bayragi'nin orada olmamasi bence de isabetli olmustur.Ancak Devlet orada olmaliydi.Devlet"bak arkadas sen gövde gösterisi yapiyorsan bu benim sana tanidigim tolerans kapsami icindedir.Yani sen basibos degilsin "mesajini vermesi gerekirken,devlet Ankara'da HSYK'yi protesto etmek isteyen partili veya degil yurttaslari gazlamakla mesguldü.Yani devlet GÜNEYDOGUYU terketmis Ankara'ya odaklanmistir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sinirlari icersinde dünkü gövde gösterisi bana Kürdistan'in artik gerceklesmis oldugunu anlatmaya yetti.Buna baris degil ihanet en uygun sözcüktür. saygilarla

Tamamen bir shov gösterisine ve meydan okumaya döndürülen bu kutlama aslinda Türkiye'nin teslim olusunun da bir resmi idi. Ic Isleri Bakani'nin özellikle Öcalan Posterlerinin acilmamasi talimatina ragmen meydanda yüzlerce Apo posteri vardi,canli yayinda da Öcalan saatlerce gösterildi.Meydanda olmayan iki sey vardi: 1-Devlet yani Güvenlik Gücleri 2-Devlet yani Türk Bayragi Buradan cikarilabilecek sonuc sudur: 1-Biz Kürd'üz,Kürdistan'in baskentinde kutlamamizi yapiyoruz bize Türk Devleti talimat veremez. 2-Biz Kürd'üz,Kürdistan'da eger biz istersek Türk bayragini lütfen acariz,bize Türk Devleti bu yönde talimat veremez. 3-Burasi Kürdistan'dir,aPO bizim liderimizidir onun posterlerinin acilmasi bizi ilgilendirir. Evet bu yukaridaki maddelerin isiginda saklanamayan gercek Türkiye'nin bölünme sürecinin miladi bugün yasandi. Öcalan'in belirttigi;bu son degildir baslangictir sözü cok büyük bir önem tasimaktadir.Bunun anlami biz sadece burada Kürdistan'in kurulusuna attigimiz adimi kutlamiyoruz,Kürdistan'in sinirlari garanti altina alinana kadar mücadele edecegiz.Bizi bu basit tavizlerle durduramazsiniz artik. Basbakanin her önemli olayda oldugu gibi yurt disina kacmasi cok manidardir.Bunun anlami da eger yarin ülkede cok ciddi bir buhran basgösterirse basbakanin ülkede durmayip yurt disina cikacagi demektir.Ihanet icinde olanlarin korkmalari cok normaldir. saygilarla

Sayin evrensel sanirim radikallikle Kur'ani karistirmis.Biz Kurandaki islamdan bahsederken onlar Kurani radikal ve cagdisi gösterme cabasindalar bu da gösteriyor ki;BIr kesim Islam denince yasanan Islami anliyor ve Kuranin ne demek istedigini kaale bile almiyor.Yani baz olarak gercekten Kur'an degil kisiler aliniyor.Ben Evrensel'in yaklasimindan bunu cikardim cünkü mantikla bagdasmayan bir yaklasim adeta nefret kokuyor anlatimlardan. Kuran,Evrensel'in iddiasinin aksine tüm insanliga hitap eder sadece belirli bir kesime degil. Sayin Evrensel ayni zaman da Islam kelimesi ile neyin kastedildigini eger bilincli degilse bilmeden yazmaktadir.Buna da ben sahsen kisinin kendi görüsleri olarak bakiyorum.Yani bilimsel olan hicbir yani yoktur.Evrensel bu iddialariyla ayni zamanda kendi inandigi bilimi ve bilim adamlarinida inkar ediyor. Kurandaki ayetlerin anlattiogi bilimsel vurgulamalar 1400 yil önce bildirilmistir,müspet ilim Kurandaki bu vurgulamalari son 100-150 yil icinde kesfetmistir. Ayrica 1400 yil önce Kuran gibi bir kitabi eger bir insan yazmissa o insan cok biligili bir insanmis demektir. Kuranin cagdas olabilmesi icin herhalde;yemek tarifi gibi anlatilmasi olarak görüyor Sayin Evrensel.Bugün bilim bile herkesin anlamayacagi bir dille yazilir ve anlatilir.O zaman biz bilime cagdisi dememiz gerekiyor.Bilim adami olmak icin bilimi tahsil edeceksin Kurani anlamak icinde birseyleri calisman gerekir.Yoksa Hiristiyanalr incilide ne anlatilmak istendigini 7den 70e kadar herkes anliyor mu? saygilarla

8 Nisan'da Silivri'ye giden tüm yollar vatandaslara kapatilacaktir.TSK Silivride resmen mahkemeyi korumak icin gerekn önlemleri alacaktir cünkü yarin onlardanda hesap sorulacaktir.Yani bugün Basbakan Erdogan'a yandas olmak yarin bugünkü TSK yönetimini hesap vermekten koruyamayacaktir. Türkiye AKP eliyle degil bugünkü TSK eliyle ihanete ugratilmistir.Ihaneti demokrasi kilifina sokarak eylemsizlik yapmak ihanete ortak olmaktir.Ülke bölünürken sessiz kalan ancak seytandir. saygilarla

Faillerin yakalanmasi bir basari degildir.Alparslan Aslan'da yakalandi sucunu itiraf etti müebbed hapisle cezalandirildi ama birileri devreye girip Danistay saldirisini Ergenekon'a yükledi ve dosya Ergenekon dosyasina baglandi,Kim baglatti?IKTIDAR yani AYRILIKCI KÜRT PARTISI. Bölücülerin ileri gelenleri hep sunu söylediler:Eger Ergenekon davasi olmasaydi bu kadar basarili olamazdik.Bakin bu bir itiraftir ya bile bile bir itiraftir ya da farkinda olmadan kimler tarafindan basariya ulastirildiklarini anlatan bir itiraftir.Önce planlar yapildi.Erdogan ABD'ye gitti.Orada gerekli görüsmeler yapilip ABD'ye sözler verildikten sonra dügmeye basildi.Kürdistan'in kurulmasi icin artik Amerika'nin önünde bir Türkiye engeli kalmamisti.Basbakan Erdogan'la bu engeli asmistilar. Neredeyse sifira inmis bir terörün AKP döneminde zirveye tirman(diril)masi tesadüf degildir.Terör zirveye tirmandirilirken,medya ve hükümet icin den belirli isimler TSK'yi bu olaylarla iliskilendirip bir zemin yaratiyordular.Kamu oyuna da su mesaj veriliyordu hep:Bakin ne yapiyorsak terörün önünü alamiyoruz,daha cok kan dökülmesin diye baris yapmamiz gerekiyor.Bu mesajla aslinda ABD'de yapilan planlar ve verilen sözler perdeleniyordu. ABD'nin Kandildeki PKK örgütüyle iliski icinde oldugu defalarca belirtildi.Hem de öyle basit insanlar tarafindan degil yetkili agizlardan belirtildi.Amerika bunu hep reddetti reddederken de hep sunu vurguladi:"Biz Türkiye Hükümetiyle olumlu ve yararli iliskiler icindeyiz"Bu vurgulamanin Türkcesi;"Biz AKP ile Kürdistan'in kurulus calismalarini yönetiyoruz"Yani akil var mantik var:ABD ile Türkiye terör konusunda istihbarat alisverisi yapiyor ama hergün terörden askerler ve insanlar hayatini kaybediyor.Bunun suclusuda TSK olarak gösteriliyordu.Peki hani istihbarat nerde? Özetlersek;akp ve ABD 11 yilda Türkiye'yi kendi plan ve projelerinin acikca uygualanabildigi bir sürece soktular.Aslinda bu plan ve projeler ta Özal zamaninda baslamisti.Ancak onun ölümüyle ve TSK'nin basindaki basiretli ve yurtsever yetkililer sayesinde TÜrkiye bugünkü rezil duruma düsürülmedi.PKK'nin meclisteki uzantilari hic bu kadar cüretkar olamadilar.Türkiye su anda bölünmüstür ve Ayrilikci Kürt Partisi AKP ile PKK'nin partisi BDP (Bu isim yakinda degisip PKK olacaktir)Türkiye'de artik söz sahibi olan iki partidir.Biri iktidar digeri Kürdistan'in partisidir.Geri kalanlar ise hem Kürdistan'a hem de hükümete karsi olan partilerdir.Su andaki güc dengesinin gercekligine bakarsak Türkiye'nin kaybetmis oldugunu anlamak zor degildir.Cünkü Türkiye'yi Türkler yönetmiyor bu 11 yildir böyledir.Türkiye'nin yönetimi din istismari ile bölücülerin eline gecmistir.Kimse AKP'yi Türkiye'nin birlik ve bütünlügüne saygili bir iktidar olarak düsünmesin.Ben bunu 6 yil önce de yazdim yine yaziyorum.AKP'nin onca savunucusu artik bu forumda yazmiyorlar.Ya pusuya yattilar ya da onlarda savunduklari partinin ne mal oldugunu anlayip yazmaktan vazgectiler.Bana cok saldirilar oldu bu anlamda beni kayitsis sartsiz bir AKP karsiti gösterenler oldu.Ama ben bu yoldan dönmedim ve dönmemeklede ne kadar dogru oldugumu anladim. En son FUZULI arkadas bana su soruyu yöneltmisti;AKP neden TÜRKIYE'YI BÖLMEK ISTESIN KI?Saniyorum o da artik anlamistir kaygananin kac yumurtadan yapildigini. AKP'nin farkli isimlerle yapmis oldugu aciklamalar evet hedef göstermektir yani artik PKK cici, DHKP/C ise kaka dönemi basliyor. Bombalanan iki hedefin bulundugu mekanlara bakildiginda Ankara Emniyetinin cogu mesaisinin gectigi mekanlar oldugunu görüyoruz.Yani yoldan gecen bile bir dakika durup bakamaz saga sola.Böyle korunan bu iki mekana saldiri oluyor ve hemen akabinde aciklamalar yapiliyor ve elimizde cok ciddi bulgular bilgiler var deniyor.Bu bile olayin planli bir olay oldugunu ve kimler tarafindan organize edildigini anlatiyor.Hedef te DHKP/C vardir.Bu nedenle özenle o ad kullaniliyor ve Ergenekonla iliskilendirilip "bakin bizim dedigimiz gibi bunlar barisa karsi ortaligi karistiriyor ve demokrasimize kast ediyorlar yani sucludurlar"imaji yaratilmaya calisiliyor. Sahipsiz bir ülkede bunlarin yasanmasi dogaldir.Zorbalik ve despotluk eger gücünü demokratik olmasi gereken ve her türlü ihanete karsi olmasi beklenen kurum ve kuruluslar tarafindan destek görüyorsa böyle filimlerin yasanmasi kacinilmazdir. HITLER'in Kristal Nacht oyunu bilinir.Yahudilere zulmetmek icin Naziler tarafindan sahneye konulan bu oyun 12 milyon insanin hayatina mal oldu. saygilarla

Basbakan Danimarka'ya gitti.Yandas Hürriyet'in mansetinden bir haber: BASBAKAN SÖZ VERDI! Danimarka Basbakani HELLE SCHMIDT Basbakana ROJ TV'nin lisansinin iptal edilecegine söz vermis. Gülmeden edemedim.Ama ben bunu anlayip güldüm,anlamayip "helal olsun basbakana bak bunu da yaptirdi"diyenleri görür gibiyim. Insanlar o kadar sartlanmislar ki;neyin ne oldugunu,neden ve nicin oldugunu,amacin ne oldugunu düsünmekten aciz veya düsünme tembelleri. Basbakan ülkede,teröristlerle isbirligi yapti,yakinda büyük ihitmalle Öcalan'la ilgili yeni bir sürec baslatacaklar.Cünkü baslatmazlarsa hem baskanlik suya düser hem de baris baris diye ortaliga dökülmeleri bosuna olur.Yani Öcalan icin yeni bir statü belirlenecek.Simdi Danimarkada bu anlamda görüsmeler yapacak büyük olasilikla nasim bir yol haritasi izlemesi gerektigi onun kulagina üflenecek. Benim güldügüm neden baska:Artik adamlarin ROJ tv gibi korsan yayinlara ihtiyaclari kalmadi.Türkiye sinirlari icersinde hic kimsede olmayan bir özgürlüge sahip oldular öyle ki siyasi uzantilarindan Sirri Sakik;BAHCELI icin "SEN BU SAATTEN SONRA ANCAK APO'NUN PALTOSUNU VESTIYERE GÖTÜRÜRSÜN "deme cüretini gösterdi.Alkislayanlar eminim ki BDP ve AKP'lilerdi bu sözü. Yani bu kadar özgürlük elde ettikten iktidar ortakligina aday olduktan sonra ROJ TV ARTIK fonksiyonunu yitirmistir yani gerek kalmamistir.Bu nedenle DANIMARKA Basbakani'nin verdigi söz ve basbakan Erdogan'in bu siyasi oyununun amaci ortadadir.YATIRIM. saygilarla

Basbakan dünkü bombali saldirilari Ergenekon'a yükledi. Simdi ortaya cok ilginic bir durum daha cikiyor veya cikacak:Yakalanan veya gözaltina alinip tutuklanan DHKP/C örgütü üyelerinin eylemleri otomatikman Ergenekon adi altinda acilacak yeni bir dosya ile görüsülecek.Yani Silivri devam edecek. Bundan bir süre önce SÖZCÜ'de gecen cok ilginc bir haber vardi Silivri ile ilgili:Silivri'de yeni tutukevleri insa edilecek baslikli bir haberdi bu. Bence bu özel yetkili savcilarin yeni görevlerinden birisi Avukatlara karsi olacaktir,KCK üyeleri bölük bölük tahliye edilecek onlarin bosallttigi yerlere yeni siyasi tutuklamalarla tutuklanan Avukatlar yine bazi gazeteciler konulacaktir.REJIM DEGISIKLIGI öyle kolay degildir.10 binlerce insanin gün be gün dinlenmesi bosuna degildir. Silivri esirhanesi ve özel mahkemesi,bugünb Kilicdaroglu'nun da belirttigi gibi bir yargilama ve adalet dagitici merci degildir.Tam aksine intikam almak adina kurulmus sözde mahkemelerdir.Ortaya cikarilan onca sahtekarliga,özellikle Tuncay Güney'in ifadeleriyle baslatilan Ergenekon hikayesi ayni Tuncay Güney'in "bu bir tertipti amaca ulasildi hepsinin tahliye edilmesi gerekir"demesine ragmen tutuklu saniklarin hemen hepsi icin ölüme kadar ceza istenmistir.Bu bir kinin disa vurusudur.Evet özel secilen savci ve yargiclar birilerinin adina intikam duygularini gerceklestirmektedirler. Ben Ergenekonun savcisiyim diyen basbakan,gecenlerde Ilker Basbug icin duygu sömürünü andiran sözler söyledi ama millete "bakin yargi beni bile dinlemiyor"tarzi ibr mesaj verme geregi duydu. Yargilanmis olan ne kadar siyasi mahkum varsa,hepsi özel yasalarla tahliye edildiler.Akil var mantik var onca siyasi özellikle Hizbullahci tahliye edilirken,Sivas Madimak faciasinin sorumlulari zaman asimina ugratilirken,kacma veya sözde delileri karartma imkanni olmayan Ergenekon saniklarinin tutuksuz yargilanmalari engellendi burada bir tuhsflik yok mu dersiniz.Adam Okyanusta görev yaparken gelip teslim olmus ama hakim kacar diye onu tahliye etmiyor.Bu mantikla bagdasan bir durum mu hayir.Amac yargilamak degildir amac cezalandirarak intikam almakti ve bunu basardilar. Bundan sonra artik Türkiye'de baris sadece PKK ile olur.AKP ve pkk biribiriyle baris yaparlar karsi cephe ise bu isbirligi yapanlar icin terörist olarak tanimlanir. saygilarla

Yaratilista da tesadüf yoktur,evrimcilerin iddiasinin aksine evrenin bir baslangici vardir. 19.Asir zihniyeti ile bugün bilimin.dine yaklasmasini inkar etmeye calisanlar Atesitlerdir.Yani basak bir deyisle Darwinciler,soylarinin hayvndan türedigini kabul etmekte israrci olanlar. Hawking;"Zamanin Kisa Tarihi"isimli kitabinda;yaratici bir Tanri'ya inanmanin bilime aykiri olmadigini söylemis;tamamlanmis bir teoriye ulasirsak bu insan aklinin nihai bir zaferi olacaktir,zira Tanr'nin aklini (Mind of GOD)o zaman kesfetmis olacagiz"demisti. GALILE;MATEMATIK ALLAH'IN EVRENI YAZDIGI DILDIR diyerek Tanri inancini belirtmistir. 19.Asrin bilim adamlarinin aksine,20 asrin bilim adamlari Tanri'ya daha cok yaklasmis ve onun varligini ispat etmislerdir.Örnegin;Alexander Friedmann,George Lemaitre,Edwin Hubble,Einstein,Hugh Ross ve daha nice bilim adami BING BANG ile yaratilisin tesadüf olmadigini ve evrenin bir baslangici oldugunu ispatlamislardir. Kur'an'da verilen verileri safsata olarak niteleyen ateisler daha dogrusu Materyalistler eger bu iddialarini kiskancliklarindan yapmiyorlarsa hicbirsey bilmediklerinden yapiyorlardir.Cünkü 1400 yil önce Hz.Muhammed'in cölde kullandigi bir teleskop olmadigina göre Kur'an da evrenin genislediginin bildirilmis olmasi safsata degil tam bir fenomendir.Sadece o mu,ona benzer nice bilimsel yaklasimlar Kur'an ayetlerinde bildirilmistir ve Kur'an da bilim acik acik tesvik edimis hatta emredilmistir. Müslümanlari elestirmek,Kur'ani reddetmek degildir.Kur'an reddedilmesi cilginlik olacak bir Kitaptir.Fanatik düsünüyorum diye elestirenler olabilir ama gerceklere fanatik olmadan da isaret edilebilmelidir. Big-Bang Ateislerin korkulu rüyasi olmustur.Bing-Bang ile bilim dini kaynaklarin savundugu bir iddiayi ispat etmistir.Evrenin bir baslangici oldugu iddiasini. Astro fizikci Hugh Ross EVRENIN YARATICISININ TÜM BOYUTLARIN ÜSTÜNDE OLDUGUNU söylemistir. Ünlü Ateistlerden Felsefeci Anthony Flew,Bing-Bang rahatsizligini su sözlerle ifade ediyordu;Süphesiz ki Bing-Bang olayi Ateisler icin cok sikici bir olaydir,cünkü bilim dini kaynaklarin savundugu bir iddiayi ispat etmistir. Bazi Materyalistler daha sagduyulu olarak bu gercege yaklasmaktadirlar.Inglizi Materyalist Fizikci H.P.Lipson yaratilisinm bir gercek oldugunu "istemeden de olsa"söyle kabul ediyor:"Bence bu noktadan daha ileri gitmek ve tek kabul edilebilir aciklamanin yaratilis oldugunu onaylamak zorundayiz.Bunun ben dahil cogu fizikci icin son derece itici oldugunun farkindayim.Ama eger deneysel kanitlar bir teoriyi destekliyorsa bu teoriyi sirf hosumuza gitmiyor diye reddetmemeliyiz. Bu anlamda,Insanin mensei nedir gibi bir soru soruldugunda;gercek bilim adami "BILINMEMEK "olarak cevap verir. Dindar bir kimse,insanin Allah tarafindan özel ve özenle yaratildigini ve Ademden geldigimizi söyler. Bilgisi yüzeyde olan birisi ve herseyi bildigini sananlar ya onun evrimle tek hücreden gelisip yüceldigini ya da yildizlardna geldigini söylerler. Acaba gercek bilim adami neden son iki görüse katilmaz? Cünkü gercek bilim adami bilimin isiginda evreni seyretmis ve evrimin bir baska canlidan insana yükselmesinin imkansiz oldugunu anlamistir. Günümüz evrimcileri evreni fizikle baslatirlar,Nötrondan Atomlara,atomlardan moleküllere,ordan canlinin temel molekülü olan DNA molekülüne bir evrim hayali kurarlar.Özet olarak;Eger bu yolla bir fizik evrim olsaydi;cekirdeklerin bütün radioaktif izotoplari da siralanir dünya bir nükleer cadi kazanina dönerdi. saygilarla Sonucta modern bilimin ulastigi gercek sudur:Madde ve Zaman her ikisinden de bagimsiz olan sonsuz güc sahibi bir yaratici tarafindan var edilmistir. Icinde yasadigimiz evreni var eden sonsuz güc ve akil sahibi Tanri(Allah)dir.