sardunyam tarafından postalanan herşey
-
.............Desem ne dersin?
kedi (kedim kayboldu ama) devekuşu yumurtası böcekleri engellermiş biliyormuydun desem?
-
SEN BU FORUMUN......
sen bu forumun vazgeçilmez üyesisin
-
Almanya'da Operada ki Çirkinlik
Güzel dost tartışmaların hiç bir zaman sonu gelmez, sen de bilirsin... Çünkü fikirler kemikleşmiştir ve değişmesi zordur. O yüzden tartışmaların bir sonucu olmaz, sadece tartışırken bir takım gelişmeler gösterebiliriz. Kökten değişim ise imkansızdır. Doğru bulmadığım düşünce ve eylemlere saygı duymuyorum demişsin, sanırım düşüncelere saygı duymak zorundayız. Eylemler dersek o başka bir mesele. Demokrasinin en gerekli ayaklarından biri düşünce özgürlüğüdür ve düşünceler farklılık gösterir ben kendi düşüncem ve kendi doğrularımdan başka düşünce ve doğrulara saygı duymuyorum demek bence yanlış. Sonuçta o düşünce özgürlüğüne her birimizin ihtiyacı var ben senin bazı düşüncelerine katılmıyorum, benimsemiyorum ama düşüncelerine saygı duymuyorum diyemem. O düşünceleri elde etmek için oldukça fazla zaman harcamışsındır. Dünya görüşü meselesini sen başka açıdan ele almışsın atesit/teist açıdan. Oysa bunlarda kendi aralarında çok farklılık gösteriyor. Hayatımızın merkezine koyduğumuz seçimlerimiz vardır. Ve bence bunlar zaman içinde değişime uğruyor. Senin asla kabul edemediğin şey Yaratıcıya inananların, inanmayanlar kadar bilimsel gerçekleri benimsemedikleri. Ben katılmıyorum. Dünyada çok değerli bilim adamları var bir inançları da var. Bilim ve İnanç çelişmez, çelişmemiştir ama her düşünce kendi gelişim sürecinde farklı sapmalar gösterebilir. Ben inançlı biriyim ama bilimi de takip ediyorum ve bilimin bir tabu olmadığını düşünüyorum. Sonuçta insan tespitleri ve deneme/yanılma metodlarıyla gelişmekte değil mi öyle ise bilim herkese aynı mesafede durmalı. Kimse bilimsel gerçeklikleri kendi tekeline alamaz. Dünya görüşü dendiğinde benim anladığım şey daha geniş bir perspektifle şöyle: Doğduğun andan itibaren edinmiş olduğun, yaşamsal, siyasi, ahlaki, düşünsel, entellektüel birikimlerin ile belirlediğin fikir bütünlüğü. Ve ben bu konuda sabit fikirli değilim. Şu olmazsa bu olmaz diyemiyorum çünkü gelişme bitmiyor. Düşünceler, fikirler, birikimler değişiyor. O yüzden insancıl ve aydın düşünceye sahip olmak için, bir inanca sahip olmak ya da olmamak bunu değiştirmiyor. Sadece gerçek anlamda herkese demokrasi, düşünce özgürlüğü ve saygı çerçevesinde tartışma gerekiyor. Salt fikir savaşı yapmak için tartışacaksak bunun bir faydası olacağına inanmıyorum. Edindiğimiz tecrübeleri birbirimize aktaracaksak ve bakış açılarımızı geniş tutarsak bunu başarabiliriz. Sanıyorum bunlara da katılmayacaksın, artık birbirimizi tanıyoruz... Senin değişmez sabitlerin var. Bu konuda bir farklılık olacağını zannetmiyorum. Dünya barışına ise, ben inanmıyorum. Hatta gelecek yılların daha büyük felaketler getireceğini tahmin ediyorum. Bir kahin değilim, sadece gördüğüm şey emperyalist sömürü düzeninin pastanın büyük bölümünü yemekten vazgeçmeyeceğini ve kendisine yeni pazarlar açmak için başkaca yollar deneyeceğini düşünüyorum. bu konuda da insanların bir araya gelerek barış için çaba harcayacaklarını zannetmiyorum. Birbirinin düşüncesine saygısı olmayanların ve kendi çıkarlarını herkesin çıkarları üstünde görenlerin "insan sevgisi" taşıdığına ise hiç inanmıyorum... Şimdilik bu kadar. Selamlar
-
SEN BU FORUMUN......
sen bu forumun sıcak kanlısısın
-
.............Desem ne dersin?
yağsın ama yerler buz tutmasın yazın en çok neyini özledin desem?
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
teşekkür ederim bitanem
- Çağrışım
-
.............Desem ne dersin?
bulgur pilavı da fena uyku yapar derim (geçen 2 tabak yedik anında mort olduk) hava soğuk mu orada da desem?
-
.............Desem ne dersin?
daha yeni uyandık derim. simitin yanına en iyi ne gider desem?
-
İçindeki nakaratı yaz...
Kan ve gül,gülle diken aşkım ve sen Birbirine dönük sırt sen ve ben Bilmem anlatabiliyor muyum? Seviyorum,seviyor musun? Ağlıyorum,gülüyor musun? Özlüyorum,gidiyor musun? Sevdikçe,itiyor musun? Peki öyle olsun... Sarılıp öpen,ağlayıp gülen Sonra kaçıp giden Fırtınayla sakin gece,bir bilmece Bilmem anlatabiliyor muyum? Kıraç
-
Gece Yağmuru
bişi değil canımın içi beğendiysen ne mutlu
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
I Lowe you, yumotem... teşekkür ederim bendende sana kocaman sevgiler...
-
figgaro...
şimdi bu anlamlı şiiri figgaro şöyle mi yorumlamalı, bu defteri ele geçirdik sen bir bardak su iç bu defterin üstüne yukardaki bu deliler dediğin ben olmuyorum hiç üstüme alınmadım... zati yukarda değilim şimdi maden arama teşkilatıyla yerin 500 m altındayım. zuhahahaha ne kadar da espiritüelim canım
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
kızım sen bilmiyon, saçımı başımı yolmaktan şuan peruk kullanıyorum, tırnaklarım kafaderimle bütünleşti, ağlamaktan evdeki halılar sırılsıklam oldu, karda yağıyor havalandıramadım. tabi sen geç dalganı, annamıyon ki, bak seni özlemekten kurudum iki günde iğne ipliğe döndüm.
-
Suheda...
bişey değil beğendiğine sevindim... arayışlarımıza devam...
-
diloş...
he bacım gün yapıyoruz, kekler, börekler, mantılar, günümüzü gördük böylece, senide bekleriz. evet uyuyoridik, uyurgezeridik, siz ne yapıyonuz bu saatlerde bakalım, işiniz gücünüz yok mu sizin? tatiiii yapıp uyusanıza yaww
-
Frozen......
neye küstün annamadım ki? bana mı küstün, bana küstüysen niye küstün, şiirimi beğenmedin, beğenmediysen neden beğenmedin? çıldıriciğim nedir bu afra tafra? barışmazmısın, neden barışmazsın? bence barışırsın kesin barışırsın... evet bizim ev ormana bakıyor ama çınar ağacı yok ormanımızda, çamlar ve akasyalar var. İstersen akasya verebilirim. birde erik yetiştirdim camın önünde, istersen onu verebilirim.
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
birtanem bana müsade şimdi gitmem lazım, sonra görüşürüz yine olur mu? bu arada bana güvendiğin için teşekkür ederim seninle vakit çok keyifli geçiyor. Eğlenmekten vazgeçme, devaaaaaam iyi akşamlar, iyi oyunlar, kendine dikkat et... hoşçakal
-
..vahh....vahh..!
10 yaşındaki bir Japon çocuğunun en büyük hayalidir, dünyaca ünlü bir judocu olmak... Ama beklenmedik bir trafik kazası tüm hayallerini yok eder. Sol kolunu tam omuz hizasından kaybetmiştir. Yıkılır... Tek kolla nasıl judocu olunur ki? Ama gene de ailesi oyalansın diye, onu Japonya’nın en ünlü judo hocalarından birinin yanına verir. Hoca, tek kollu çocuğa, tek kolla yapabileceği bir fırlatma hareketini gösterir... Üzerinde çalışmaya başlarlar.. Çocuk iki haftada hareketi ezberler.. Hocası "Güzel oldu" der.. "Şimdi daha hızlı yapmaya çalış bakalım.." Oğlan zamanla hareketi şimşek hızı ile yapmaya başlar.. Sonra hocasına gider.. "Bu hareketi çok iyi öğrendim artık. Bir başka harekete geçebiliriz." "Başka harekete gerek yok" der Hoca.. "Sen sadece bu hareketi bileceksin, bu harekete çalışacaksın ve bu hareketi dünyada en iyi yapan olacaksın, o sana yeter.." Çalışmalar aylarca sürer.. Günün birinde Hoca öğrencisine artık turnuvaya katılma zamanının geldiğini söyler.. Tek kol, tek hareketle judo turnuzvasına katılmak mı? Oğlan itiraz edecek olur.. Hocası "Sen öğrendiğin hareketi yap, gerisini merak etme" diye öğütler.. Başlar turnuva.. Bizimki ilk turları şaşılacak bir hız ve kolaylıkla geçip, finale gelir. Finalde karşısına, iki misli cüssesi ile yörenin en büyük judocusu çıkar.. Hocası "Kendi oyununu yap, gerisi tamam" der gene. Karşısında yarısı kadar üstelik de tek kollu çocuğu gören dev gibi rakibi biraz da umursamaz yaklaşınca, kendini bir anda önce havada, sonra yerde bulur.. Tek kollu çocuk turnuvayı kazanmıştır.. Kucağında kupası büyük bir mutluluk içinde evine dönerken dayanamaz ve sorar: "Hocam ben bunların hepsini nasıl yendim?" Hocası gülümser.. "Zaferinin iki sırrı var oğlum.. Birincisi, judonun en zor fırlatma hareketlerinden birini mükemmel öğrendin. İkincisi, bu öğrendiğin harekete karşı bir tek savunma hamlesi vardır.. Hareketi yapanın sol kolunu tutmak!.." NOT: Yaşamda başarının bir tek sırrı var... Yılmadan sonuna dek savaşmak... Ama kendine güvenerek savaşmak... "Benim nelerim yok" diye oturup ağlayacağına, "Benim nelerim var" diye meydana çıkmak!.. Bunu başarabildiğinizde bazen eksik dediğiniz şeylerin, yani zaaflarınızın, belki de zafere giden yolun kaldırım taşları olduğunu da göreceksiniz...
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
Sen hala duruyor musun aaaaaaaaa hadi bakalım kalk ayağa biz geberdik burda zıplamaktan
-
figgaro...
AŞK TAHMİN RAPORU Aşk, tıpkı kapıları tıklayıp kaçan sevimli ümit tohumları çocuklar gibidir, sevgileri, sevdaları anımsatan mucizevi, sihirli ışıklı arası ile.. Dünyanın anası Aşk gezgini seyyah, gezinir gönüllerde, en azından böyle yer etti benim gözümde, yüreğimde, beynimde.. Yüz yıllardır kalp dilleri onun adına konuşur, düşünüp durur. Çözülmezliğine, erilmezliğine takılıp kalır ve zamanları çöp kutusuna atarlar. Suların yüzünde taş sektirmesi gibidir yorumlar. Aşk'ın adına konuşmak, düşünmek, bilinmezliğini irdelemek zaman adına israf. Aşk geldi ise hoş geldi, sefa geldi, müsadesiz gelir, müsadesiz gider.. Hiç düşünülmez sebebi nedir, aslında yaşam serumudur içtiğimiz. İçtikçe ümit dolarız, can buluruz, bazen de kendi içimize fazla gelir, kayboluruz, sonra suçu günahsız aşk'ın üzerine yamamağa çalışıp dururuz.. Aşk olmasaydı, çiçeği, böceği, dağı, taşı, kuşu, kurdu, kısaca hayatın koynundaki cilvelerin farkına varamazdık. Aşk yaşamayı hatırlatan pozitif enerjilerin yangın dağları, şırıl şırıl akan pınarları, bazen de deli volkanları.. Aman Allah aşkına, hayatta ne dört dörtlük ? Kimi barışa, dostluğa, sevgilerle sevişmeğe aşık, kimi savaşlara, kinlere, küslere, nefret etmelere aşık.. Sonuçta herkes bir şeylere aşık.. Aşk hayata renkler akıtan, iki çubuk parçasını birbirleri ile sürtüştürüp kızıştırıp ateşi doğurtan, amaç denilen kavramları düşlere yazdıran, Aşk değil de ne? Aşkı bir pencereden görüntüleyemezsin ki, Aşk tüm pencereler de farklı resimler görüntüler.. Aşk'ın tüm zerrelerini toplandığımızda karşımıza hayatın tüm günahlarının, sevaplarının cilveleri çıkar. Aşk eşittir hayat, hayat eşittir Aşk, birbirlerine yapışık ikiz kardeş gibidirler. Her kalp dili kendince yaptığı yorumlarına sığınır, akıl sır erdirmeğe çalışmak beyinde ne akıl bırakır, ne de mecal. Çözemezler Aşkın gizini, hadi çözdün, ne süprizi kalır ne heyecanı.. Bile bile ladesin ne hükmü var? Yaşamda süprizler var oldukça, yaşam Aşk ile mana ve renk kazanır.. An'lar geçit törenlerinde, Aşk'a farklı bakışlarla alkış tutulabilinir. Olumlu olumsuz, acı tatlı tebessümleri gözlerimize yerleştirebilir. Yüreklerde yangınlar çıkartabilir, yanık izlerini uzunca bir süre silmeyebilir. Ömrümüzün anı defterlerine yaşanılanları ve pay dilimleri ile yazıp, ileriki an'larda yad etmek, acısına da tatlısına da aynı tebessümle karşılayıp anımsamak en karlısı bence.. Çok şeyler öğretiyor, ham yanlarımızı olgunlaştırıp derin manalar hediye ediyor yaşantımıza. Aşk geldi, hoş geldi sefa geldi, sevilenler ziyaret edilirler. Ha, yükü olacakmış, olsun varsın, sevmeyi bilen katlanır. Aşk sevimli çocuk, varsın kapımı çalsın da kaçsın. Aşk sevdiğine kaynar... İnci Tun Sana beğendiğim bir yazı ile merhaba demek istedim figgaro, sen bu forumda yazışmaktan ve tanışmaktan büyük keyif aldığım bir arkadaşsın. Duygulusun ve çokta komiksin... Seninle konuşmalarımızın büyük çoğunluğu gülmekle geçiyor değil mi? Oysa sende bilirsin ki, sen, diloş, ben ve frozen çok duygulu ve çok hassas insanlarız buna rağmen içimizde yaşatmayı başardığımız çocuk hala bizi güldürüyor içerden... Dilerim içindeki o barışçı çocuk hep yaşasın.
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
hadi hep beraber haydaaaaaaaaaaa çakkıdı çakkıdı, Allah'ım öliciğim, bu ne enerjiiii yarabbi
-
PAULA
bayramın birinci günü olağan ziyaretlerimizi yapacağız malum ailecek akraba gezmeleri... bayram akşamı, yani yılbaşında oldukça kalabalık bir misafir grubumuz olacak ben deyim 15 sen de 20 kişi... tabi gelenlerin hepsine birer sipariş verdim birşeyler hazırlayacaklar artık börek, kek, dolma, tatlı ne olursa... o kadar kalabalık misafir tenceresiyle gelir değil mi? bayramın ikinci günü şehirdışına günü birlik bir gezi düşünüyoruz son iki gün de evde çocuklarla ders çalışacağız... bizimki böyle, ne yaparsın... bayramın ertesi hafta şu kahvaltı işini konuşalım tamam mı arkadaşım
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
aşkııııım baksana bana... şuan gaffır çakkıdı çakkıdı oynaşıyor... hep gülümse, en güzel yaşlarındasın moralini yüksek tut daha yolun başındasın...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Bunlar ne kadar güzel sözler ya, nasıl teşekkür edebilirim bilmiyorum. İnan çok mutlu oldum dilerim ben nasıl mutlu olduysam sen iki misli mutlu ol canım arkadaşım... Sende bana kendimi yalnız hissettirmiyorsun, seni gördüğümde güç buluyorum bir dost elini omuzumda hissediyorum. Seninde dediğin gibi aynı yolda olmaktan dolayı mutluyum... Teşekkür ederim canım benim ya, sana da iyi bayramlar ve bayramda mesajlaşalım tamam mı hayatım. Seni çooook seviyorum. Allah'a emanet ol, seni sakınsın ve yardımcın olsun... Canım diloşum çok güzel bir hikayeydi, ama galiba öyle bir çınarım yok.