Buzulkuşu tarafından postalanan herşey
-
aceze
Acizler, güçsüzler, eli ermezler, düşkünler.
-
acente
Merkezi bir idare veya müessesenin yerlerde olan şubesi, nümayendeliği, müvekilliği. Gazeteler için malumat toplamakla meşgul olan idare. Bkz. ajans.
-
acemi
Yat, özge, yabancı. Bir işin yabancısı olan, naşı, tecrübesiz, eli işe alışmamış, bir işten yakşı haberdar olmayan, ham. Saraya yeni alınmış cariyelere verilen ad.
-
Acem
Geçmişte Arap olmayan halklara ve onların nümayendelerine, hususen, İranlılara, İran ahalisinden olan adamlara verilen ad. İranlı. İran'a has. İran.
-
acele
Telesme, aşıkış, bir işi teztelesik görmeye çalışma, sabırsızlık gösterme, ivedi, ivecenlik. Telesik, tez-telesik, vakit geçirmeden, tez olarak.
-
acayip
Çok garip, çok taaccüplü, gayriadi, görünmemiş. Hayran edici, misilsiz, harikulâde.
-
acaba
Merak, kararsızlık ve kuşku anlatır. Göresin.
- abuli
-
abuk sabuk
Akla, mantığa mugayir, fikirleşmeden söylenen, saçma sapan (söz).
- abuhava
- absürt
-
abramak
(deniz taşıtları için) Yönetmek, idare etmek.
-
abone
Evvelden tölekte bulunarak süreli yayınlara müşteri olma işi. Peşin pul ile neyeyse belli bir süre için müşteri olan kimse. Nereyse gitmeyi alışkanlık yağdayına getirmek.
-
abluka
Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her hıl bağlantısını kuvvet kullanarak kesme, kuşatma, ihata.
- ablâtif
- ablalık
-
abla
Bir kimsenin özünden büyük olan kız kardeşi, büyük bacı, büyük simil. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Umumhane veya randevu evi işletmecisi kadın, çaça, mama manasında istimal olunur.
- abeslik
-
abes
Akla ve çınlığa mugayir. Gereksiz, lüzumsuz, orunsuz, boş.
- abecelik
- abece
-
abdiâciz
Alçakgönüllülük bildirmek üzere "ben" orununa istimal olunan bir söz.
-
abdestsiz
Abdest almamış veya abdesti bozulmuş olan.
-
abdestli
Abdest almış bulunan veya abdesti bozulmamış olan.
- abdest tazelemek