Buzulkuşu
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
311 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Buzulkuşu tarafından postalanan herşey
-
Od. Ocak manasında. Işık saçan şey, ışık saçan nokta. Kızgınlık, coşkunluk, hararet, ihtiras manasında. Tüfek veya toptan atış.
-
İbretamiz mazmunlu kısa kelam, ifade.
-
Tayin etmek: Herhangi bir vazifeye, işe koymak, muayyen iş, vazife tapşırmak.
-
Yiğit, şecaatli, reşadetli, korkmaz, mert. Zeyrek, becerikli, dilaver. Hücum.
-
Evladı olan kişi, dede. Bir nazariyenin, meselenin vs. banisi; rehber, yol gösteren. Himayeci, terbiye veren, yetiştirip büyüten. Yaşlı ve hürmetli kişiye hitap.
-
Koşulan ve binilen ev hayvanı. Uşakların at gibi bindikleri ağaç vs. Şahmatta file beraber figür.
-
Bir şeyin üzerinden atılıp geçmek, hündür bir şeyin üstüne çıkıp öbür tarafına inmek, düşmek, hoppanmak. Geçmek, düşmek, çıkmak. Ötmek, atlamak, geçmek. Çevrilmek, yıkılmak. Temin olunmak, düzelmek, amele gelmek.
-
Sevgi, muhabbet, sevda, büyük istek hissi, sonsuz bağlılık. Şiddetli arzu, heves, meyil, istek.
-
Bir asıldan türeyip birlikte yaşayan ve göçeri (bedevi) hayat süren aileler toplusu; kabile, oymak.
-
Malumatlı, vakıf, tanış, haberdar, belet. Dost, yakın yoldaş.
-
Açık, aydın, göz kabağında olan, malum. Açık, aydın, gizletmeden. Hakikat.
-
İfrat, hadden artık. Bir sıra sözlerle birleştirilerek, bir şeyin öbür tayında, o yanında, o yüzünde olan manasında sıfat düzeltilir. Bazı isimlerle birleştirilerek muayyen vakitte tekrar eden, muayyen fasıla ile olan, bir gün ötüp öbür gün icra edilen manasında mürekkep sıfat, ya zarf düzeltilir.
-
Kimyevi usulle, yahut sürtülüp oyulmak neticesinde çukurlanmak, nakış açılmak. Çok sürtülmekten oyulup çukurlanmak, yahut külek vs. tesiri ile üstünden çıkıntılar vs. silinip gitmek, yok olmak.
-
Halk hanendesi, hem çalan hem de söz koşan el sanatkârı. Birisine muhabbet bağlamış, vurulmuş, bent olmuş adam; vurgun. Meftun, vurulmuş, alude.
-
Diz kapaklarından çıkan oynak sümüğü. Takalak, gargara, sap sarınan balaca tahta. Tüfeğin çakmağı ile ayağı arasındaki mesafe.
-
Yolukucu hastalığa karşı koruyucu madde gibi tatbik edilen madde; peyvent (yolukucu hastalıkların zayıflatılmış, yahut öldürülmüş mikroplarından ibaret olan tıbbi preparat). Deriyi, gönü aşılayıp hazırlamak için madde.
-
Deri, gön aşılayan usta, tabak (debbağ). Aşpaz: Hörek pişiren, hörek hazırlayan usta.
-
Merhale: Bir şeyin inkişafında keyfiyetçe öz hususiyetleri olan devir.
-
Bir şeyin dibine, yere en yakın olan hissesine taraf, alt (yukarı zıddı). Altlık. Yere doğru, aşağıya doğru. Evin, binanın alt mertebesi. Orta seviyeye çatmayan, orta normdan az; küçük, az, gayrikâfi, zayıf. Ucuz. Alçak, pis, noksanlı, yararsız, değersiz, keyfiyetsiz. Yoksul, kâsıp. Vazifece küçük olan.
-
Hörek, yemek, pişmiş. Pilav. Un, düğü, yarma vs.den pişirilen sıyık hörek, horra.
-
Orta Asya’da yetiştirilen kıymetli, kıvrımtüylü derisi olan karakul adlı koyun cinsinin derisi.
-
Paltarın veya başka bir şeyin iç tarafına dikilen veya çekilen parça. Umumiyetle herhangi bir şeyin iç, dal tarafı; dokunma şeylerin ters yüzü. Duvara, kapıya vs. renk çekmezden kabak, alttan vurulan renk vs.
-
Bir şeyi yukarıdan bir yere iliştirip sallamak, asılı hâle salmak. Dar ağacından asmakla idam etmek, boğazdan asmak, dara çekmek. Höreği vs. ocak (od) üstüne koymak.
-
Şir, arslan. Koçak, yiğit, kahraman manasında.
-
Hiç, hiçbir vakit, ebeden, katiyyen.