Buzulkuşu tarafından postalanan herşey
-
ağıl
İçerisinde mal kara ve koyun saklamak için etrafı diken veya ağaç ile hisarlanmış üstü açık yer. Hale: Ayın ve bazı iri yıldızların etrafında bazen görünen ışık dairesi.
-
ağarmak
Ak olmak, ak renk almak. Karla örtülmek, kar basmak. Görünmek, öz aklığı ile nazara çarpmak (ak şey hakkında). Yuyulup temizlenmek, silinip temizlenmek, parıldamak, rengi açılmak. Saç ve sakala den düşmek, çallaşmak. Rengi gitmek, solmak, bozarmak. Açılmaya başlamak, tan yeri sökülmek, ışıklanmak. İrinleyip yetişmek (yara, çıban). Yetişip vakti ötmek. Yüzünün rengi kaçmak (korkudan).
-
ağaç
Budakları ve berk gövdesi olan çokyıllık bitki. Oduncak. Ağaçtan hazırlanan tir, direk, tahta, şalban vs. Ele götürülen asa. Tahminen 6-7 kilometreye beraber uzunluk ölçüsü.
-
ağabey
Büyük kardeş, eke, ağa. Tanış olmayan yaşça büyük kişiye ihtiramla müracaat.
-
ağa
Hakim, istismarcı sınıflara mensup adam, mülkedar, bey, zadegân. Geçmişte seyitlere, ruhanilere verilen lakap. Geçmişte ziyalılara müracaat ederken söylenirdi, cenap. Geçmişte mansıp sahiplerine yahut yaşlı ve hürmetli adamlara verilen lakap. Sahip, sahipkâr, iye, hakim. Hakim, üstün. Büyük kardeş.
-
Fatih Sultan Muhammed
Fatih Sultan Mehmed'in gerçek adı Muhammed'dir. Bazılarınız şöyle düşünebilir, Osmanlı devrinde kullanılan Arap harfli imlada Muhammed ile Mehmed aynı yazılıyordu محمد, nereden biliyorsun? Birinci Mehmed olarak bildiğimiz padişahtan harekeli bir metin olan Edirneli Ruhî'nin Târîh-i Rûhî'sinde bahsedilirken ismi açıkça Muhammed okunacak şekilde مُحَمَّدْ harekelendirilmiştir. (Latin harfli transkripsiyonu için bkz. Halil Erdoğan Cengiz-Yaşar Yücel, Rûhî Tarihi, s. 462) İkinci Mehmed veya Fatih Sultan Mehmed olarak bildiğimiz padişahın ismi de harekeli bir metin olan Kıvâmî'nin Fetihnâme'sinde açıkça Muhammed okunacak şekilde مُحَمَّدْ harekelendirilmiştir. (Latin harfli transkripsiyon için bkz. Ceyhun Vedat Uygur 2007, Fetihâme, s. 174) Şimdi aslında yukarıdaki bilgiler tek başına Fatih'in gerçek adının Muhammed olduğunu ispat etmektedir. Ancak yine de şüphelenenler olursa aşağıdaki kaynaklara bakabilirler. Google kitaplarda isminin Sultan Mohammed II şeklinde geçtiği bazı eski kaynaklar Latifi, oder Biographische Nachrichten von vorzüglichen türkischen Dichtern - 1800 Anleitung zur genauern Kenntniss der allgemeinen Welt- und Völker ..., Volume 4 - 1807 Johann Gottfried Eichhorn - Geschichte der Litteratur von ihrem Anfang bis auf die neuesten Zeiten - 1812 The Literary Gazette and Journal of Belles Lettres, Arts, Sciences - 1819 Karl Wilhelm Böttiger - Zeitung für die elegante Welt Berlin: Mode, Unterhaltung, Kunst, Theater - 1829 The Encyclopaedia Britannica: A Dictionary of Arts, Sciences, and ..., Volume 5 - 1833 Evliyā Çelebi, Joseph von Hammer-Purgstall - Narrative of Travels in Europe, Asia and Africa in the 17th Century - 1834 Bassantin - Bloemaart - Volume 4 - 1835 Die Weltgeschichte in Biographieen: ¬Die mittlere Geschichte in ..., Volume 4 - 1841 Penny Cyclopaedia of the Society for the Diffusion of Useful Knowledge - 1843 Titles Of Honour - Ungula - Volume 25 - 1843 Louis Thuasne - Gentile Bellini et Sultan Mohammed II - 1888 Djem, Sultan, fils de Mohammed II, frère de Bayezid II, (1459-1495) - 1892 Sultan Muhammed II şeklinde geçtiği bazı eski kaynaklar Mémoires ...: Sciences politiques, histoire et philologie. 6. sér - 1836 Uiber alte südsibirische Graeberfunde mit Inschriften von gewissem Datum - 1837 Joseph Marie Jouannin, Jules Van Gaver - Turquie - 1840 Heinrich August Pierer - Universal-lexikon der gegenwart und vergangenheit: oder ..., Volumes 33-34 - 1846 Türkisches Reich - Wechsler - 1864 Oliver Herbrand Gordon Leigh - Universal Classics Library - 1901 Son olarak şunu da belirtelim, bugün Yunanistan'da Fatih'ten Yunanca Μωάμεθ ο Πορθητής ve Μωάμεθ Β΄ (Fatih Muhammed, Muhammed B [İkinci manasında B]) gibi şekillerde bahsedilmektedir. Μωάμεθ, Muhammed isminin Yunancadaki şeklidir. Bizans menbalarını okuyabilecek durumda olan Yunanlılar bu gerçeği kabul ederken Türkiye'de kabul etmeyenler var.
-
ağ
Balık, kuş vs. tutmak için ipten çapraz dokunarak beraber mesafelerde düğümle berkitilmiş alet, tor. Çapraz dokunmuş ip, vs.den ibaret muhtelif levazımat. Hile, kelek, tedbir, kurgu.
- afiyet
-
afet
Bela, felaket, musibet, ziyan, zarar. Son derece güzel kız, kadın, dilber manasında istimal olunur. Çok zeyrek manasında istimal olunur.
-
af
Günah ve kusurunu nazara almama, günah ve taksirinden geçme, günahı bağışlama, geçirim. affetmek: Günahından geçmek, taksirini bağışlamak, geçirmek. Özürlü saymak.
-
adres
Bir şahsa, ya idareye gönderilen mektup vs.nin üstünde hemin şahsın yaşadığı, yahut idarenin olduğu yeri ve adını gösteren yazı, ünvan. Bir şahsın yaşadığı veya bir idarenin olduğu yer, ünvan.
-
adlanmak
Muayyen ad taşımak, muayyen adı olmak.
-
adlandırmak
Ad koymak, ad vermek, lakap koymak. Adını çekmek, adını diline getirmek. Seciyelendirmek, kıymetlendirmek.
- adil
-
adi
Âdet hâline geçmiş, gündelik, her vakitki; hemişeki. Sade, başkalarından farklanmayan.
-
adım
Yürürken ayağın kaldırılıp ileri atılmasından ibaret hareket, kadem. Bir adım arasındaki mesafe kadar uzunluk ölçüsü. Hareket, iş, teşebbüs. Süratli, kati vs. sözlerle beraber bir şeyin ilerlemesini, inkişafını göstermek için işlenir.
-
âdeta
Âdet üzre, hemişe olduğu gibi, bir kaide olarak, daim, hemişe. Bayağı, basbayağı, hemen hemen, sanki.
-
âdet
Herhangi bir halkın hayatında kadimden beri kabul edilmiş ve kök salmış anane, resim. Kaide, de'b. Bir adam için adi hal almış kaide, usul, hareket tarzı, temayül, verdiş. Hasiyet manasında istimal olunur. Ay hâli.
-
adet
Sayı, hesap. Aynı cinsli şeylerden bir tanesi, tane.
-
aday
Bir vazifeye, yere seçilmek, ileri çekilmek, tayin veya kabul olunmak için adı gösterilen şahıs. Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse, namzet. İlk, küçük ilmî derecesi olan şahıs. Nişanlı, adaklı, ad olmuş.
-
adavet
Yürekte saklanılan düşmancılık hissi, kin, kuduret, garaz, birine karşı gazap hissi, yağılık.
- adaş
-
adam
Hayvandan farklı olarak danışmak ve düşünmek, içtimai emek cereyanına alet kayırmak ve ondan istifade etmek kabiliyetine malik olan canlı mahluk, insan, beşer. Ahlâklı, insaniyetli, kanacaklı insan. Bazen ivazlık (zamir) yerinde işlenir. Kişi, er ya avrat, yahut birbiri ile gezen oğlan, ya kız. İşçi, yumuşçu, kadro manasında istimal olunur. Kömekçi. Oynaş, aşna. Vasıtacı, aradüzelten. Haberci, haber aparıp getiren. adam olmak: Akıllı ve terbiyeli olmak, düzelmek, akıllanmak. Bir pişe, iş sahibi olmak, ortaya çıkmak.
-
adalet
Hak ve düzgünlük umdelerine riayet, adillik. İnsaf, mürüvvet.
-
adale
İnsan ve hayvan bedeninin, hüceyrelerden ibaret olup, yığılabilen kılganı veya onun bir hissesi, kas.