adrenalin tarafından postalanan herşey
-
Haftanın konuğu
var var......benim bi sorum var siz elmayı seviyorsunuz diye elmanında sizi sevmesi şartmı made hanım..........
-
Media Forum Cafe
eeeeeyyyy cafe milletinin insanlar1...bi çey verin bu garibana.. uzak yoldan geldim.....
-
İŞKENCE İNSANLIK AYIBIDIR!
Ferai Tınç (Gazeteci-yazar) 1972 yılında 12 Mart muhtırasından sonra solculara karşı büyük bir tutuklama kampanyası başladı. O zaman İhtilalci İşçi ve Köylü Partisi ile birlikte çalışıyordum. 1972 Ağustos'unda örgütü çökertmek için yapılan kampanya sırasında yakalandım. Ankara Emniyeti´nde 15 gün kaldım ve işkence gördüm. Ayrıca Yıldırım Bölge Askeri Cezaevi'nde de işkence sürdü. Sorgulama süresince manevi işkence dışında dövdüler, ayaklarımı sopalara bağlayıp ayaklarımın altı parçalanıncaya kadar falaka attılar. Vücudumun çeşitli yerlerine elektrik verdiler. Bu işkence gece gündüz 15 gün sürdü. Profesör Halil Berktay (Sabancı Üniversitesi) 1972 yılının mayıs sonu ile haziranın ilk yarısı boyunca toplam 19 gün aralıklı olarak işkenceye maruz kaldım. 27 Mayıs'ı Ankara Emniyeti'nin 7 veya 8. katındaki ünlü nezarethanede 4 gün bir banka kelepçeli olarak geçirdik. Oradan çeşitli bodyguard´lara birebir kelepçelenerek, gözlerimiz bağlanarak, bir askeri araca bindirilerek bilinmeyen bir yöne götürüldük. Buranın bir askeri garnizon olduğu çok belliydi, çünkü gözlerimiz açıldığında sadece subaylar ve askerler vardı. Tek kişilik hücrelerde yataklara kelepçelenerek işkenceye tabi tutulduk. Falaka ile birlikte kombine olarak elektrik işkencesi uygulandı. El, ayak parmaklarım, kulak memem ve dişlerimden elektrotlar bağlandı. Bir yandan falaka bağlanırken diğer yandan elektrik veriliyordu. Bunu uygulayan insanlar sivil giyimli subaylardı. İşkencenin münferit olduğunu, önünün alınamadığını, polisin eğitimsizliğinden kaynaklandığına dair saçma sapan zırvaları elimizin tersiyle kenara bırakmak gerekir. Bize işkence yapan insanların sorunu eğitimsizlik değildir. Aksine özel işkence eğitimi almışlardır. Yaşar Okuyan (Eski Devlet Bakanı) Bir partinin genel sekreter yardımcılığı görevinde olan bir insana ``Ulan eşşoğlu eşek sil şurayı'' dediğinizde bu bir işkencedir. 17-18 yaşındaki bir insanı dövmek de işkencedir. 12 Eylül ihtilalinden sonra 2 yıl 11 gün cezaevinde yattım, 10 yıl idamla yargılandım. Mamak Dil Okulu'nda şartlar daha medeniydi. Daha sonra Mamak Askeri Cezaevi'ne naklettiler. Mamak, cezaevi bile değil. Daha kapıdan girişinizde sağcı solcu ayrımı yapmadan A Blok´un girişindeki kafese konuyorsunuz. Hayvanat bahçesindeki kafesler gibi. Orada emir dışında yapılan en küçük bir harekette, ensenize, kafanıza, sırtınıza cop iniyor. Kafesten sonra beni Taha Akyol'la aynı hücreye attılar. Orada coplandım ama çarmıha gerilmedim. Kafamızı, bıyıklarımızı yoldular. Görüşmede eşimiz, çocuğumuzun karşısında, hazır olda `Andımız'ı okutturuyorlardı. İyi okuyamadın deyip arkadan tekmeliyorlardı. Bunlar ailenizin gözü önünde oluyor. 24 saatin hepsi işkenceydi. İki tahta sedirin 55 santimetre ötesindeki yuvarlak çukuru tuvalet olarak kullanıyorsunuz. Konuşmanız, sigara içmeniz yasak. Erden tuvalete gitmek için izin istiyorsunuz. Er ``Daha yeni gittin lan'' diyor. 55 santim ötenizde ihtiyacınızı gideremiyorsunuz. Rıdvan Budak (Eski DSP Milletvekili) 12 Eylül 1980´de 30 yaşındaydım, Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı, DİSK Yönetim Kurulu üyesiydim. ``Teslim olun'' çağrısının yapıldığı ilk örgüt DİSK´ti. Durumu anlamak için 3-4 gün bekledim. Selimiye Kışlası´na teslim olmaya gittim. Çok üst düzey sendikacılar o gün teslim olmadılar. Kendinizi hiçbir şekilde düzen dışı kabul etmiyorsunuz. Sonuçta biz sendikacıyız. Onların gerekçesi şu: Solcusunuz, büyük hak taleplerinde bulunuyorsunuz, grev yapıyorsunuz, direniş yapıyorsunuz. Kendim teslim oldum. 120 gün boyunca gözaltında kaldım. Metris´te ve Davutpaşa Kışlası´nda Otağ-ı Hümayun denilen kubbeli bir yerde işkenceye maruz kaldım. Davutpaşa Kışlası içinde 2.5 yıl hapis yattım. Bana sorguda bu genç yaşta bu göreve nasıl geldiğimi sordular, hangi siyasi grupların desteklediğini, sosyalist blokla ilişkimi sorguladılar. Orada size ``Kennedy´i sen öldürmüştün'' diye suç yüklemeye kalksalar kabullenebilirsiniz. Sıkıntılı bir süreçti. Size kötü davranan kişi sizin doğrularınızı almak istemiyor. İhtilalin ihtiyacı olanı alıyor. Kaba dayakçı olanın konuyu ne kadar bildiği de meçhul. Marksizm diyemiyor, Markizm diyor. Kaba dayak yedim. 7-8 kişi aralarına alıp dövdüler. Genç olduğum için direndim. Unutulmayacak kadar işkence gören arkadaşlarımız oldu. Bazıları ruhsal sıkıntı çektiler. İşkence 20 yaşında örgüt içinde olan birini daha keskinleştiriyor. Türkiye bu süreci kapatmak zorunda. Türkiye artık zor durumda bırakılmamalıdır. Oral Çalışlar (Gazeteci-yazar) İlk alınmam 12 Mart 1971'de oldu, 24 yaşındaydım. Sonra 80 döneminde yeniden alındım. Bu dönemde poliste işkence görmedim ama cezaevinde çok dayak yedim. 12 Mart'ta Mamak'taydım. Erken yakalandığım için çok ağır işkence görmedim ama dayak vardı. TİP Kurultayı'nda İçel delegesi olarak yaptığım konuşma nedeniyle bölücülük suçlamasıyla yargılandım. Dev-Genç'in MYK üyesi ve SBF Sosyalist Fikir Kulübü Başkanı´ydım. Aydınlık Gurubu'nun yöneticilerinden biri olmam nedeniyle baskı gördüm. Darbenin başında yakalandığım için henüz işkenceler başlamamıştı. Ama cezaevine girdikten sonra saçlarımızı kestirdiler, zorla kravat taktırmak için dayaktan kafalarımız, gözlerimiz şişti. O günün koşullarında Türkiye modern, özgür ve eşit bir ülke olsun diye düşünürken, gencecik yaşımızda tepemize bir karabasan çöktü. Memleketin bütün ağırlığı genç omuzların üstüne bindi. Bu ruh haliyle mahkemelere girdik. Benim yanımda Deniz Gezmiş'i götürüp idam ettiler. Şimdi Deniz Gezmişlerin söylediklerini, tepkilerini düşününce, bunlar bugün artık normal kabul ediliyor. Genç yüreklerimiz özgür bir Türkiye istiyordu. Avrupa'ya uyum yasaları adı altında yapılan değişiklikleri istemiştik. Bu nedenle arkadaşlarımızı öldürdüler, idam ettiler. Biz de o gencecik yaşımızda ölümle-yaşam arasında sıkışıp kaldık. O dönem gençtik ve direngendik. Şimdi düşününce, o uygulamalara nasıl göğüs gerebildiğime şaşırıyorum. Ben uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisiydim. Normal şekilde devam edebilseydim belki diplomat, milletvekili, elçi olacaktım. Ben tamamen devlet tarafından dışlandım. Devlet kurumlarında çalışmam mümkün olmadığı için yolumu böyle çizdim. Keşke o acılar çekilmeseydi, arkadaşlarımızı kaybetmesek, normal yaşamlar sürdürseydik. İŞKENCE İNSANIN EN KARANLIK YÜZÜDÜR...............
-
O AN.............
Fotoğraf geçen yıl tsunami felaketinin en büyük can kaybına ve hasara yolaçtığı Endonezya�daki Banda Aceh�ten. �O� anda ilk bakışta denizle insan barışmış görünüyor. Alan derinliği, yumuşak renklere rağmen gökyüzündeki tedirginliği öne çıkarıyor. Ters ışıksa, sırtı dönük de olsa balıkçının felakette yaşadıklarının yükünü hala taşıdığını bize anlatmasına yardımcı oluyor. (Associated Press / Dita Alangkara)
-
Şu an ne dinliyorsunuz
georges zamfir.....the lonely shepherd
-
ASLINDA HİÇBİRŞEYE İNANMAMAKTA BİRŞEYE İNANIYOR OLMAKMIDIR?
sevgili cerenimo kayıtsız kalamayacağımız bir topicle karşımızda..... Ama ben olaya cerenimoo nun karşı penceresinden bakarak başlamayı düşünüyorum .Bazen çuvaldızı kendimize iğneyi başkasına batırmamızın gerektiği anlar oluyor ve o anların birindeyiz sanki.... şöyleki;her ne kadarinanmayanları hor gören vede hakaret eden bir zihniyet varsa o topiclerde(bunun tükçesi yokmu bu arada)inananlarıda acımasızca aşağılayan ukalaca yüksekten bakan bir zihniyette görüyorum ben orda...öce bunu söylemek isterim.. inanan bir insan için ateizme yada dinsizliğe geçiş iki yoldandır;birincisi akla ve mantığa aykırı gelmesi ve okuyarak ,araştırarak kendince doğruyu bulma çabasıdırki bu en sancılı ve en uzun süreçli olanıdır.İkincisi ise çok basittir;sabah namazına kalkmak,senede bir ay aç kalmak oldukça zordur ve kısa bir süreçten sonra ya dinsizsinizdir yada ateist.O yüzden ben orda tükürüklerini saça saça polemiğe giren iki kişi görüyorsam fotoğraf hep aynı;bir taraf eksik din bilgisiyle dini kurtarmaya çalışıyor,öbür taraf ise yine eksik din bilgisiyle dini yerin dibine sokmaya çalışıyor....din konusunda tam donanıma sahip inanan ve inanmayan kişilerin konuşmalarının daha düzeyli olduğuna şahit oluyorum genelde... Bizim gibi olmayanı bize benzetme yada onu kabullenememe gibi sığ bir anlayış görüyorum birde ben çoğunda ve sorunda burda başlıyor..... bunu siyaset tartışılan topiclerdede görüyorum........ Arkadaşlar inanmayan NAZIM HİKMET RAN dünyanın en iyi dizelerini yazabiliyor ve inançlı NECİP FAZIL KISAKÜREK te kaldırımlar gibi her bir dizesi bence mükemmel olan bir şiir ortaya koyabiliyor.İkiside bu toprakların çocukları değilmiydiler?? Dine inanmayanlar zannetmeyinki ahlaksızlık içinde yüzüyor...dine inanan herkezde zannetmeyinki yobazlığın sınırlarında geziyor..... niçin bu tahammülsüzlük.... saygılar....
-
Benide alarmısınız aranısa
adrenalin şurada cevap verdi: peri_kızı başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımalla alla herkesde birbirini tanıyo... tim halindemi geldiniz peri kızı???neyse hoşgeldin...
-
GECE KUŞUNDAN HERKESE SELAMLAR
adrenalin şurada cevap verdi: GeceKuşu başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhogoşgegeldigin.... (çocukluktan kalma kuşdilinde hoşgeldin )
-
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Kadınlara, kadınlarla dayanışmayı öğretmek için icat edilmiş bir gün bu. Ezilen bir ırk gibi düşünün... Her siyah, bir başka siyahı sevecek diye bir şey yok elbette. Her Kızılderili, sırf Kızılderili olduğu için iyi kalpli olamaz. Her kadın, sırf kadın olduğu için yakın olamaz size. Ama... Kadınların hikâyelerini, bir kadın hikâyesi olarak dinlemek de kadınlara, kadınları öğretecektir. O hikâyeleri, erkeklerin değil de kadınların dinlediği gibi dinlemek, sadece bilinçlerimizi yükseltmeyecek, aynı zamanda dünyada başka türlü bir kardeşliğin başlamasına yol açacaktır. Kadınların kardeşlik günü kutlu olsun!.......................... yukarıdaki yazı,severek okuduğum ECE TEMELKURAN ın yazısından bir alıntıdır... kardeşlik gününüz kutlu olsun.....
-
Media Forum Cafe
eeeeeeeeeeeeeeeeeeyyyyyyyy cafe milletinin güzel insanları.. çaylar benden bugün....
-
TÜRKÇE KİM KULLANMALI ?
en basitine verdiğin cevap buysa eğer.... erkin babadan sana bir şarkı gelsin......"şaşkın............."..........
-
Eski Sevgiliye Mektup
z....iktir git bida karşıma çıkma....
-
KADINLARI TANIYALIM.........
- O AN.............
Bu fotoğraf için 1/6 milyon ölçekli Hindistan haritasını açtık. Bu kadının �o� anda bulunduğu yerle evinin bulunduğu yer arasındaki uzaklığı ölçtük. Hindistan�ın bir ucundan diğer ucuna, batıdaki Gujarat Eyaleti�nden en doğudaki Kalküta�ya gidip, geçinmek amacıyla bu turistik kentte el işi ürünlerini satmak için 4 bin kilometre yolculuk yaptığını hesapladık. İşte o zaman dalgın, yorgun, derin çizgilerle bezenmiş bu uzaklara bakışına bir anlam verebildik. (Reuters / Parth Sanyal)- O AN.............
Fotoğraf, Afrika ülkelerinden Bostwana�daki Baylor Çocuk Kliniği�nde çekildi. Klinikte AIDS hastası veya HIV taşıyıcısı 1000 çocuk ve aynı durumda 200 aile barınıyor. Kuruluş, çeşitli organizasyonlardan yardım alıyor. Yani orada, o klinikte bir şeyler yapılıyor. Ama uygar dünyanın Afrika�daki AIDS sorununa karşı genel duyarsızlığını da unutmamak gerekiyor. İlacını beklerken diğerlerinin oyununu seyreden hasta çocuğun duruşu, Afrika�daki AIDS gerçeğini hatırlatıyor. (Associated Press / Jerome Delay)- benmi? ben perfeck
adrenalin şurada cevap verdi: perfeck başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımiyiside var kötüsüde.. saygılısıda var saygısızıda.. düzeyliside var düzeysizide...nerden baktığına bağlı.. hoşgeldin...- O AN.............
Irak Suriye sınırı yakınları... Bir kontrol noktasında Amerikalı asker, kamyoneti kontrol ediyor. �Irak�tan gelen ve içinde Iraklılar�ın yeraldığı fotoğrafların hemen hemen hepsi, bu ülkedeki durumu yansıtıyor olsa gerek�diye düşünmeden edemedik bu �o� anla karşılaştığımızda. Amerikalı askerin tedirgin haliyle ülkesinin bu ülkeden çekilme tartışmaları arasında bir bağlantı olabilir miydi? Kamyonetin sahibinin eşinin ve çocuklarının mahzun bekleyişi, Irak�taki şiddet ortamının masumlara etkisini çağrıştırabilir miydi? Ve kamyonetin sahibinin dimdik gergin duruşu, terörsüz direnişi simgeliyor olabilir miydi? (Associated Press / Jacob Silberbe- KADINLARI TANIYALIM.........
başka bişi olabilirmi....- GÜNÜN ŞİİRİ
inanılmaz beğendim..... ezberleyeceğim ilk şiir olacak sanırım....- O AN.............
şık, insanların yüzüne böyle alttan tutulursa korkutucu, esrarengiz bir görünüm oluşur. Ama bazen durum değişir. Mesela Hindistan�ın Bombay kentindeki kırmızı bölgede, dünya AIDS Günü nedeniyle bir protesto gösterisi düzenlenirse bir istisna oluşabilir. Buradaki seks işçilerinin AIDS tehlikesi karşısındaki riskleri, kendilerinin dışında pek kimsenin umurunda değilse ve mum orada çalışan kadınların çocuklarından birine verilirse, alttan vuran ışık ve yüz, korkutmadan ama ayıplayarak sessiz sedasız hesap sorar. (Associated Press / Rajesh Nirgude)- HEY ÜSTTEKİ SENİ.....................GÖRDÜM BUGÜN.
buzlu gördüm...........- SEN BU FORUMUN......
daha çok gelmesi gerektiğine inandığım kişisisin............- Media Forum Cafe
bendende kocaman bi günaydın herkese.....- HEY DOSTUM.............
adrenalin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımben buzlu istemem soğutulmuş bardağa soğuk suyla alayım lütfen.......... hoşgeldin...- AZ SONRA...........
bugün biraz efkarlıyım.... kızılaya inip,grup çığı dinleyip, efkarıma efkar katacam.... hepinize iyi akşamlar dilerim......... - O AN.............
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.