-
İçerik Sayısı
1.848 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
muki tarafından postalanan herşey
-
Sizce siz neden varsınız?Hiç düşündünüz mü?
muki şurada cevap verdi: aminzefrel başlık Dini Konular - Din - Dinler
Gayet güzel bir soru. Bakalım cevap olarak ne gelecek. -
Aferin, sayesinde bunu da gördük. Görmediğimiz ne kaldı?
-
Sayın politika, IMF ile ilgili; Chas T. Main şirketi eski şef ekonomisti, 'Bir ekonomik tetikçinin itirafları' kitabının yazarı John Perkins'in dedikleri... -http://video.google.com/videoplay?docid=-3765653371537930501-
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
muki şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın Suheyla, Türkiye'de bazı kişiler sanıyorlar ki, İslam şeriatı ile yönetilirlerse kişinin kendi istediği kılıfa soktuğu İslam dinini tatbik edebilecekler. İyi niyetli müslümanlar da maşa olarak kullanıyorlar. Din uğruna her şeyi hoş görmek ve sakıncasız bulmak gibi bir yanlışlık yaptıklarının farkına elbet varacaklar, ancak o zaman çok geç olmuş olacak. -
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
muki şurada cevap verdi: doçent başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın Muhammed Raşid, forumda yenisiniz ve bu soruların cevapları arkadaşlarımızca defalarca verildi. 'Dikkatli olmanda yarar var diyorum' şeklinde tehdit içeren bir cümle kurmadan önce forumda yazılanları bir araştırsaydınız, bakalım kim hangi düşünceyle, hangi görüşle ilgili ne yazmış. -
İnglizce bilenler için sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bilgilendirici bir site. -http://www.tallarmeniantale.com/index.htm-
-
Onca gözyaşından sonra 'yok yoktu' olan bir yemek ziyafetinde lokmalar nasıl geçti acaba boğazından sayın Emine Erdoğan'ın?
-
Sayın KingPain, galiba Tevrat'ın, İncil'in ve Kuran'ın yazılış tarihlerini bilmiyor olacaksınız ki, Luka İncilinin Kuran'dan kopya çektiğini varsayabiliyorsunuz.
-
Tetiği çeker çekmez taş olan insan Tanrının yarattığı değil çünkü değil mi? Gelgelelim bu müslümanların yaratıcısı başka dinde olanları göndermiş -ki müslümanlar bunlarla sınansın diye. Ya da varlıkla ve yoklukla...
-
''Kolay yoldan sonuca varmak'' adına bir yazı...
-
Deniz Feneri ve İHH aynı türden alavere dalavere mi çeviriyor bilinmez ancak, her olaya paranoyak bir şekilde şüpheci yaklaşmaya başladık... Bu yaklaşımımız yanlış da değil sanırım, zira nereye elimizi atsak altından bir pislik çıkıyor.
- 735 cevap
-
- Gazzede katliam
- Gazze
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
muki şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Güncel Konular
Sevgili dünyahepimizin, bu ülkede yaşayan insanlara ne mutlu Türküm demek o kadar mı zor geliyor artık? Kimse Türkiye'de Kürt yok, Süryani yok, Rum yok, Laz yok, Tatar yok, Yahudi yok, Ermeni yok, Arnavut yok, Gürcü yok, vesaire demiyor. Ancak, bu topraklarda gözü olan bazı kesim bu kavgaları ve ayrışımları ayyuka çıkarıyor ve aramıza nifak tohumlarını ekiyor. Bu oyuna gelmeyelim ve birlikte kardeşçe refaha giden yolları araştırıp bulalım, ne dersiniz? Benim etnik kökenim başka olmasına rağmen, ne mutlu Türküm demekten gocunmuyorum. Bir bütün olarak Türkiye'den başka topraklarda gözüm olmadığındandır sanırım. Batarsak hepimiz batacağız, çıkarsak hepimiz çıkacağız. Bilmem anlatabildim mi. -
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
muki şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Güncel Konular
Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak; etnik kökenimizi ön plana çıkarmadan ve bunu malzeme yapmadan ve yaptırmadan, insanlarımızı bölmek isteyen her türlü zihniyete taviz ve fırsat vermeden, ülkeyi ve hepimizi refah düzeyine götüren ortak çıkarlarımızı göz önünde bulundurarak ve sen ben ayrımı yapmadan kenetlenerek ancak bir yerlere varabiliriz. Gerisi mi? Kavga, dövüş, katliam ve birbirini anlamayan, sen şusun ben buyum diyen zihniyet... Amerika'ya bakalım; 60 üstünde değişik ırklardan oluşan bir millettir ve her biri 'ben Amerikanım' der (Türkçeye tercüme edilirken bu 'ben Amerikalıyım' oluyor. Bu, ben Fransızım, ben Almanım, ben Türküm demekten farklı değil) ve Amerika çıkarlarını düşünür. İşte Atatürk'ün azınlıklar meselesindeki tavrı: ''Azınlıkları söküp attım İsmet!'' 'Ne Mutlu Türküm Diyene' Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret etmiş: - Hayırdır İsmet... Habersiz geldin. - Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz? - İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım. İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevlileri" toplamış: - Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Derhal. İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin "halini" görmüş ve "görevlilere" sormuş: - Ne oldu böyle? - Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük. Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş: - Paşam, bahçenin durumu nedir? - Azınlıkları söküp attım İsmet. İnönü "anladım" dercesine başını öne eğmiş: Atatürk: - İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Artık 'O' hayatta değil... Bir Atasözü: Evde bilge bir insan yoksa, ödünç al! -
Bakan gelince Mali Müşavirler Odası'nda Nü tabloların sergilendiği sergi toplatıldı. Mali Müşavirler Odası’nda bir sergi açan ressam Şehnaz Aykaç’a, “Bakan Nazım Ekren geliyor. Nü resimlerinizi kaldırın” deyip 25 tabloyu sergiden çektirdiler. Ressam Şehnaz Aykaç’ın İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Sanat Galerisi’nde 54 tablosunu sergilediği “Yaşamdan Boyutlar” adlı yıl sonu sergisine nü (çıplak) resimlerden kaynaklanan kriz damgasını vurdu. Aykaç krizi şöyle anlattı: “Ekim’de İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın Başkanı Sezai Onaral ile görüşerek sözleşme imzaladık. Ben resimlerimin bazılarının nü olduğunu belirterek, bunun sorun teşktil edip etmediğini sordum. Sezai Bey bana, ’Neden sorun olsun. Hatta tabloların birini oda olarak satın alırız’ yanıtını verdi. Cuma günü açılış yapılacaktı. Ancak çarşamba akşamı beni odadan aradılar: ‘Yarın Devlet Bakanı Nazım Ekren gelecek. Sergideki nü resimleri kaldırabilir misiniz’ diye sordular. Ben de kabul ettim. Sabah gittiğimde ’Cuma günü açılışı var, nü resimler sorun olur mu?’ diye sordum. Başkanın nü resimlere izin vermediğini söylediler. 25 nü tablomu kaldırdılar. Dün açılışı bu şartlarda yaptık ama ilk fırsatta tablolarımı toplayıp Pazar’a kadar sergiyi bitireceğim.” Oda Başkanı Sezai Onaral ise, “Resimlerini gördüğümde utandım. Daha önce de böyle bir sergi olmuştu ve üyelerimizden tepki almıştık. Perşembe günü gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekrem’in ziyaretiyle, sergi arasında herhangi bir ilişki yok” dedi. Vatan
-
Genellikle yolsuzluk yapanlar ve rüşvet alanlar eleştirilir. Peki ama, ya bu yolsuzluklara ve rüşvet alanlara çanak tutanlara ne demeli? Elimizi vicdanımıza koyalım ve soralım; hangimiz polise rüşvet vermedi? Hangimiz işimiz daha kolay hallolsun diye evrak arasına para sıkıştırmadı? Hangimiz hastanede yakın bir doktor sayesinde ön sıralara alınmadı? Vesaire, vesaire... Vatandaş olarak tavrımızı koyarsak ancak o zaman yiyenlerden kurtuluruz sanırım. Adamın biri hep almaya alışmış. Bir gün denize düşmüş, yardıma koşanlardan biri hemen elini uzatmış, 'ver elini' demiş. Adam elini vermiyor çırpınmaya devam ediyormuş. Yardım eden hayretler içinde çevresindekilere bakmış, 'ya' demiş 'niye elini vermiyor bu adam, baksanıza ölüp gidecek'. Çevredekiler çırpınanı tanıdıkları için, bir de 'elimi al' de bakalım demişler. Öyle söyleyince boğulmak üzere olan adam uzanan eli tutmuş ve kurtulmuş.
-
Türkiye çapında bütün yardım kuruluşları hakkında
muki şurada cevap verdi: muki başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşları
LÖSEV Lösemili Çocuklar Vakfı Amacımız LÖSEV' i kurmaktaki amacımız; lösemili ve kan hastası çocukların, sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının sağlanmasına yardımcı olmak, bunun yanısıra, kalıtsal ve edinsel kan hastalıkları konusunda ulusal düzeyde tedavi, eğitim ve araştırma kurumları kurmak ve işletmektir. Türkiye'de her yıl 1000-1200 yeni lösemili çocuk vakası ortaya çıkıyor. Bu durum bazen dar bütçeli ailelerde ebeveyni lösemili çocuk ile diğer çocukları arasında seçim yapmaya kadar zorluyor. Bu sebeple vakfımız gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde, gelir elde etmenin yanısıra, lösemi hastalığını tanıtmayı, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmayı ve bu vesileyle toplumu bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Gönüllü Üye olmak ve/veya bağış yapmak için aşağıda belirtilen Lösemili Çocuklar Vakfı'nın internet adresine tıklamamız yeterlidir. http://www.losev.org.tr/v2/tr/ -
Türkiye çapında bütün yardım kuruluşları hakkında
muki şurada cevap verdi: muki başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşları
Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği Derneğin Kuruluş Amacı Derneğimiz kamu yararına olup, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan tüm ortopedik özürlülerin kendi aralarında birleştirilmesini sağlayarak onları eğitim, sağlık ve sosyal dayanışma amacı etrafında, “Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği” bünyesinde toplamak için din, dil, ırk, bölge ve cinsiyet ayırımı yapmaksızın gerekli tüm çalışmaları yapar. Ortopedik Özürlüler için yapılacak çalışmalarla ilgili kurum ve kişilerle işbirliği yapar, ortopedik özürlülerin ruh ve bedenen kendilerine yeterli olabilecek gücü kazanabilmesi için eğitici, birleştirici, tedavi edici ve özürlülüğü azaltıcı çalışmalar yapar , onları tüketici durumdan kurtararak üretici konuma getirmek ve topluma kazandırılmaları için iş sahaları ve atölyeler açmak, özürlülerin onurlarını koruyarak ve acınır durumlara sokmadan Ülkenin kaynaklarından eşit pay almalarını sağlamak , hak ve isteklerinin savunucusu ve takipçisi olmak , kimsesiz ve yardıma muhtaç özürlülerin rehabilitasyonlarını sağlamak ve korunmaya almak, ortopedik özürlüler için gereken araç ve gereçlerin yapılması ve sağlanmasına çalışmak, özürlülere maddi ve manevi yardımda bulunmak, onları ve ailelerini korumak ve destek olmak , özürlüleri temsil eden Dernek ve Vakıflar ile Sosyal Faaliyet ve işbirliği gibi, kanunlarımıza sadık kalarak her türlü insanı ve barışçıl faaliyetlerde bulunmak ve her toplum bireyi gibi, ortopedik özürlülerin de her anlamda yerini almalarını sağlamak ve İnsanlığa örnek olabilecek düzeye ve kişiliğe getirmektir. Dernek, gelirlerinin %80 (yüzde seksen)ini bu amaçlara ulaşmak için harcar. Tescili 20.Temmuz.1993 yılında yardımlaşma derneği olarak kurulmuş ve 25.Ekim.1993 tarihinde tüzüğün gazetede yayınlanması ile birlikte resmi hüviyetini kazanarak 34-61/044 numarası ile 2908 sayılı Dernekler kanununa tabii (11.07.2003 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kamu yararına kabul edilmiş) bir kuruluş olarak sosyal yaşama katılmıştır. Üye Sayısı Derneğin üye sayısı Ekim/2006 itibariyle 791 kişiye ulaşmıştır. Aidatımız ise 10,000,000 TL/yıl‘dır. Derneğimiz, 2004 – 2006 tarihleri arasında 128 kişiyi üyeliğe kabul edip, 12 kişinin üyeliğine çeşitli nedenlerle son vermiştir. Haziran/2006 de yapılan 7. Genel Kurulumuza 467 üye katılmıştır. Bedd için verebileceğimiz gönüllü hizmetler aşağıdaki internet adresinden öğrenilebilinir. http://www.bedd.org.tr -
MUHAMMED GERÇEĞİ .............
muki şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sayın Suheyla'nın yazdığı cümleler, Muhammed'in Kuran'ında insanları küçük düşüren, kadını hiçten sayan, insanı insana karşı savaşa teşvik ettiren amiyane cümleler karşısında hiç kalır. Muhammed'in ''Kuran bütün zamanların kitabı'' iddiası yok mu? Ancak bütün zamanların kitabı olmuş olsaydı ve Kuran'ın Allah'ı (yoksa Muhammed mi demek gerek?) geleceği bilmiş olsaydı sadece ve sadece insanlar arası sevgi ve saygıyı ön planda tutardı. Muhammed, diğerlerinin kitaplarından tırtıklamalar yapıp, kendi şahsi menfaatlerini ve hırslarını üstüne ekleyerekten Allah kelamı diyerek dayatmış bir kişi. Bu kişinin veya kitabın kutsallığı bundan ibaret mi olmalıydı? -
Çoktandır sözünün eri, iyi politikacı diyebileceğimiz politikacılar yok artık... kötünün iyisi var. Ne solculuk ne sağcılık kaldı. Hepsi bir orta yol tutturmuş gidiyorlar. Bazıları koltuk derdinde, bazıları aş peşinde... Bu vesileyle: Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanayası için dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şöförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah polis soruşturma için çiftliğe gelmiş. Çiftçiye sormuş: - Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi? Çiftçi cevap vermiş: - Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz... Nasıl yalan söylerler!!!
-
Sayın demirefe, bu filme neden belgesel dendiğini de anlamadım. Can Dündar'ın kendi iç dünyasını yansıttığı kurmaca bir filme belgesel denemez ki!
- 132 cevap
-
- Mustafa
- Mustafa Filmi
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Sayın birce, ileteceklerim için yeni bir başlık açmama gerek yok diye düşünüyorum. Zira siz açmışsınız ve duyarlılığınız için ben de size teşekkür ederim. EVLERDE ENERJİ TASARRUFU Elektrik – gaz – kalorifer – hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Hiçbir ev, günümüzde artık böylesi enerji taşıyıcıları olmadan yapamaz. Belli bir dönem, elektrik bize sanki gitgide ucuzlayacakmış gibi geliyordu. Isınmak için kullanılan enerji bile uygun koşullarda elde ediliyordu. Ne yazık ki, bu durum artık tamamen sona erdi. Akaryakıt, mazot, elektrik ve gaz fiyatlarının hepsi artıyor ve bu fiyat artışlarının sonu henüz görünürde değil. Enerji tasarrufunu ciddiye almanın zamanı geldi artık! Enerji taşıyıcısı olarak kullanılan kömür, odun, petrol ya da doğal gaz yakıldığında değişik atık maddeler oluşuyor. Bu süreçte açığa çıkan karbondioksit (CO2) ise yerküre atmosferini ısıtıyor ve sera etkisini güçlendiriyor. Almanya, dünyada yine bu şekilde açığa çıkan karbondioksitin % 4’üne sebep oluyor – bu miktar bütün Afrika kıtasının açığa çıkardığından daha fazla! (Son-) Enerji tüketiminin dörtte biri özel evlerde gerçekleşiyor. Halbuki bu miktarın önemli bir bölümü konfordan vazgeçmeksizin tasarruf edilebilir. Kısacası, kıymetli enerjinin büyük bir miktarı hala boşa harcanıyor. Bu sadece çok miktarda para kaybına değil, aynı zamanda çevreye de zarar veriyor. Enerji tasarrufu ve bilinçli enerji kullanımı çevre dostu bir geleceğin anahtarıdır! Bu broşür size evinizdeki enerji müsrifliği hakkında bilgi verecek ve size enerji tasarrufu konusunda yardımcı olacaktır. Bunlar çoğunlukla sadece ufak tefek şeylerdir, fakat cüzdanınız ve çevre için tesiri büyük olacaktır! BİLGİ EDİNİN – YARARINI GÖRECEKSİNİZ Aletlerin etiketlendirilmesi Evlerdeki hemen hemen bütün aletler elektrikle işliyor. Özellikle eski aletler (buzdolapları, çamaşır makineleri, çamaşır kurutucuları ve diğerleri) çoğunlukla haddinden fazla elektrik tüketir. Yeni aletler eskilerinden daha tasarrufludur diye genel bir sonuç çıkarılamaz. Çünkü tek tek modeller arasındaki farklılıklar çok büyük. Bundan dolayı yeni bir alet almadan önce onun enerji tüketimi hakkında mutlaka bilgi edinin. Belirli ev aletlerinin Enerji Tüketim Etiketlendirilmesi Yasası [„Energieverbrauchskennzeichnungsgesetz”, EnVKG] gereğince aletin enerji tüketimi ve diğer önemli enerji kaynakları hakkında verilerle etiketlendirilmesi zorunludur. Bu, aletlerin kamuoyuna teşhiri ya da herhangi bir tüketiciye takdim edilmesi durumu için geçerlidir. Eğer bir tüketici aletlere posta yoluyla, ilan veya reklam katalogları üzerinden sahip olmak istiyorsa ve bu alıcı, aleti satın almadan önce görme olanağına sahip değilse, satıcı satış kontratı imzalanmadan önce alet hakkında yasaların öngördüğü enformasyonları vermek zorundadır. Eğer bir satıcı kasıtlı veya ihmalkar davranıp Enerji Tüketim Etiketlenmesi Yasası’nın öngördüğü bilgileri (etiket / veri kağıdı) sunmazsa ya da bir etiketlendirmeyi kötüye kullanırsa, yasalara aykırı davranmış olur ve böylelikle para cezasına çarptırılabilir. Halen varolan etiketlendirme mecburiyeti aşağıdaki aletler için geçerlidir. Büyük ev aletleri (buzdolabı, derin dondurucu ve bunların kombinasyonu; çamaşır makinesi, çamaşır kurutucusu ve bunların kombinasyonları, yani hem yıkayan hem kurutan) elektrikli ocaklar evde kullanılan lambalar ve klima aletleri gibi. Etiketlendirme, temelde enerji tüketimini (örneğin (ör.) çamaşır makinelerinde standart programlarda bir kilo çamaşıra düşen kilovat saat) ve aletlerin yedi enerji verimliliği sınıfından hangisine ait olduğunu gösterir. Enerji verimliliği sınıfı „A“ enerji tüketimi açısından en iyi, „G“ ise en kötü aletlerin sınıfını tanımlar. Bu sınıflara ayırma işlemi yaklaşık 10 yıl öncesine dayandığı için güncel değildir. Bu demektir ki, bu şekilde etiketlendirilmiş aletler, bugün tüketiciye sadece kaba bir doğrultu verebiliyor. Günümüzde bu tip etiketlendirme sadece soğutucu ve dondurucular için güncelleştirilmiştir. Etiketlemede dikkat etmeniz gereken hususlar: Enerji tüketim sınıflarının kategorilere bölünmesi zira yıllar önce gerçekleştirilmiştir. Fakat teknik, bu süre içinde ilerlemeye devam etti. Bu durumda tüketim gücünün düşük olduğu sınıflara hitap eden aletlerin sayısı da yükseldi. Günümüzde aletlerin enerji tüketiminde gözle görülür farklar olmasına rağmen, hala piyasada yüksek düzeyde enerji tüketen aletler mevcuttur. Bu durumda hangi aletin sizin için daha uygun olduğuna karar vermek size kalıyor. Yalnızca buzdolabı ve dondurucular için bir uyarlama düzenlendi. Böylece A sınıfı tekrardan A, A+ ve A++ gibi alt sınıflara ayrıldı. Aletlerin genellikle uzun ömürlü oluşu (yaklaşık 15 yıl) dikkate alındığında, görünüşteki küçük enerji tüketimi farklılıkları, işletme masrafları açısından bakıldığında kendini açık bir şekilde gösterir. Aletlerin satın alınışında bu hususlara dikkat edilmezse, daha sonra aile bütçesini fark edilir derecede etkileyecektir. Enerji tüketim sınıflarının gruplara ayrılmasında sadece aynı imal tipindeki aletler birbiriyle karşılaştırılır. Bazen satın almada başka bir alet çeşidi seçilmesi durumunda enerji ve para tasarrufu edilebilir (ör. derin dondurucu yerine buzluk alınırsa). Değişik imal tiplemesine sahip olan aletlerin üzerindeki etiketleme bize sınırlı yardımcı olur. EV ALETLERİNİ KULLANIRKEN ENERJİ TASARRUFU Soğutucu ve dondurucular evinizdeki elektrik tüketiminin yaklaşık beşte birini oluşturur. Bir soğutucu aletin enerji tüketimi, onun hangi enerji harcamasıyla ısıyı aletin iç kısmına ve tekrardan bu havayı dışarıya taşımasıyla orantılıdır. Öyle ki, bu sayede aletin içindeki ısı arzu edilen dereceye ulaşabilsin ya da aynı derecede kalması sağlanabilsin. Aşağıdaki uyarılar size enerji tasarrufu konusunda yardımcı olacaktır: Soğutucu ve dondurucu aletlerinizi mümkünse ısıtılmayan mekanlara yerleştirin (ör. buzluklar bodrumda kalabilir). Soğutucu aletlerinizi ocak ve kalorifer gibi ısı verici aletlerin ya da evin güneş alan alanlarına yerleştirmekten kaçınınız. Pişirilmiş yemekleri buzdolabına koymadan veya dondurmadan önce soğumuş olmasına dikkat ediniz. Buzdolabının ve buzluğun sistemli yerleştirilmiş olması, alet içinde bir besin maddesini uzun süre aramayı önleyeceği için, bu esnada aletin kapısı uzun süre açık kalmaz ve böylelikle aletin içine fazla miktarda sıcak ve nemli havanın girmesi engellenmiş olur. Esnemiş kapı lastiklerini hemen değiştirtmeye çalışınız. Buzdolabı ve buzluğun ayarı ne kadar düşük (yani soğuğa ayarlı) olursa, o aletin istenilen enerjiyi tutabilmesi için o kadar çok elektrik kullanması gerekir. Buzdolapları için +7 °C ve buzluklar için -18 °C normal koşullarda kafidir. Yıllık izin dönemlerinde buzdolabı ya en düşük ayara getirilebilir ya da ona da izin yaptırılabilir. İkinci durumda buzdolabının kapağı açık bırakılmalı, aksi takdirde fişi çekik buzdolabının kapağı kapalı kalırsa küf oluşabilir. Besin maddelerindeki sudan ve havadaki nemden dolayı soğutucu ve dondurucu aletlerde karlanma oluşur. Bu tabaka ne kadar kalın olursa, o aletin enerji tüketimi o derece yüksek olacaktır. Bu nedenle sizlere önerimiz: Besin maddelerinizi buzdolabına ağzı kapalı, buzluğa ise sıkı paketlenmiş bir şekilde yerleştiriniz. Buzdolabınızın kapağını çok kısa açık tutunuz, böylelikle aletin içine dışardan fazla miktarda nemli hava girmez. Buzluğunuzu düzenli aralıklarla çözünüz. Soğutucu aletinizin sıcak havasını dışarıya kolaylıkla vermesini sağlayınız. Sabit ve tabandan ısıtmalı aletlerin havalandırma ızgaraları açıkta olmalı ki, hava soğutma hortumundan (lastiğinden) problemsiz geçebilsin. Dışardan soğutma hortumu bulunmayan dondurucular öyle yerleştirilmeli ki, aletin sıcak havayı dışarıya taşıyan cephesi açıkta kalsın. Böylelikle dondurucunun ısı devinimi engellenmemiş olur. Yeni buzdolabı alırken aletin imal şeklinin ve büyüklüğünün gerçek ihtiyacınıza uygun olmasına dikkat edin. Çok büyük bir buzdolabı gereksiz yere enerji israfı demektir. Ocaklar Yemek pişirirken şunlara dikkat etmelisiniz: Doğal gazla çalışan ocaklar elektrikle çalışanlara oranla çevreyi daha az kirletir. Bunun sebebi: elektrik santralındaki kullanılan enerjinin sadece % 34’ü elektriğe dönüştürülebiliyor. Yemek pişirirken tencere ve tavaları, uyan kapaklarla kapatınız. Kapaksız olunca ısı ve su kaybı sebebiyle yemeğin pişme süresi uzar ve daha fazla enerji tüketilmiş olur. İhtiyacınızdan fazla su kaynatmayınız. Patates ve sebzelerin suda yüzmeleri gerekmiyor. Haşlamalar için birkaç santimlik su kafidir. Düdüklü tencerelerle % 50 enerji ve zaman tasarruf etmiş oluyorsunuz. Elektrikli ocaklar için ayrıca şunlar da geçerlidir: Tabanı düz olan tencere ve tavalar kullanınız. Yemek pişirdiğiniz kabın büyüklüğünün ocağın çapıyla oranlı olmasına dikkat ediniz. Eğer elektrikli ocak sadece başlangıçta (yani ilk kaynama esnasında) yüksek ateşe alınırsa, daha ekonomik olur. Yemekler sonra hafif ateşte de haşlanarak pişmeye devam eder. Yemek pişirme işlemi bitmeden belli bir süre önce ocağın altını kapatırsanız, ocağın kalan sıcaklığını da kullanmış olursunuz. Fırında yemek pişirirken çoğu zaman önden ısıtma işleminden vazgeçebilirsiniz. Fırını mümkün olduğunca birçok yemeği aynı anda pişirmek için kullanınız. Eğer yeni bir ocak alınacaksa, her halükarda elektrikli ocaktan ziyade gazlı ocak tercih edilmelidir. Tüketim miktarları yaklaşık olarak aynı olsa da, elektrik elde edimindeki enerji kaybı oldukça yüksektir. Gazın fiyatı daha uygun ve kalan sıcaklık kaybı oldukça düşüktür. Eğer evinizde gazlı ocak bağlantısı mümkün değilse, elektrikli ocağınızla da enerji tasarrufu edebilirsiniz. Uygun ısı izolasyonu veya cam-seramik pişirme alanları gibi yeni teknik sayesinde elektrikli ocaklarda da enerji tüketimi azaltılmış durumda. Çamaşır makinelerini mümkün olduğunca dolu çalıştırınız. Gerçi bazı yeni otomatik modeller su ve enerji tüketimini, içindeki miktara göre uyarlayabiliyorlar. Yine de tam olarak dolu bir makine en ekonomik yıkama şeklidir. Normal derecede kirli çamaşırlar için 60°C yeterlidir. Böylece 95 °C lik programa göre yaklaşık % 30 enerji tasarrufunda bulunmuş olursunuz. (Hatta 40 derece dahi yeterli bence... muki) Çamaşır kurutma makineleri oldukça fazla enerji tüketirler. Çamaşırların açık havada ya da çatı katında kurutulması hem çok daha ekonomik hem de çevreyi korumuş olur. Çamaşırlarınızı kışın bile daha az enerjiyle kurutabilirsiniz. Çamaşırlarınızı çamaşır kurutma askısına asıp, çatıya, bodrum katına veya daha uygun bir yere yerleştirebilirsiniz. 25 vatlık bir vantilatörü de çamaşırların önüne yerleştirebilirsiniz. Burada havanın çamaşırlar arasından geçip, çamaşırları sallamasına dikkat edin. Böylece çamaşırlar tıpkı açık havada kurur gibi çamaşırlar arasından geçen havaya suyunu bırakır. İyi sıkılmış çamaşırlar da aynı yukarıdaki yöntemde olduğu gibi, kumaşın kalınlığına bağlı olarak bir günde veya bir kaç saat içinde kurur. Olumlu bir ek kazanç: Çamaşırlarınız tıpkı çamaşır kurutma makinesinde olduğu gibi, sürekli hareket sayesinde yumuşak ve kırışıksız olur. Ampuller yüksek miktarda enerji kaybıyla ışık verir: Alınan elektriğin % 90 ı faydasız ısıya dönüştürülür. Floresan lambalar ise oldukça yüksek verime sahiptir. Kompakt floresan / enerji tasarruflu lambalar normal ampullere oranla ortalama olarak % 80 daha az enerji tüketirler. Bu tip ampullerin kullanımı, merdiven boşluğu gibi sadece kısa süreli ışığın gerekli olmadığı yerlerde de uygundur. İki tip enerji tasarruflu lamba vardır: ön ısıtma fonksiyonu olan lambalar [„Warmstarter”] açıldıktan sonra gecikmeli ışık verirken, direk açılan [„Kaltstarter”] elektrot ön ısıtmasız lambalar ışığı hemen verir. İlk bakışta bu bir avantaj gibi geliyor, fakat ön ısıtmaktan vazgeçilirse sonuç şöyle olur: ön ısıtmasız açılıp kapanan şalterler daha kısa zamanda aşınmaya uğrarlar ve daha kısa ömürlü olurlar. Ampullerin ömrü genelde sadece 1.000 saat civarındadır. Enerji tasarruf lambalarının ömrü ise ortalama 8.000 saat kadardır. Hatta bazı modeller 12.000 saatin üzerine bile çıkabiliyor. Ama dikkat: ucuz bir enerji tasarruf lambasının ömrü de normal ampullerinkini hiç de aşmayabilir. LED – Işık yayan diyot Işık diyotu ile donanımlı olan enerji tasarruflu lambalar eski gibi gözükürler! Bir vat verimliliğinde LED’ler günümüzde yaklaşık 100 lümen* ışık akımına ulaşıyorlar Bir karşılaştırma: Ampuller 10 lümen, halojen lambalar yaklaşık 15 lümen, enerji tasarruflu lambalar ise yaklaşık 60 lümene kadar çıkabiliyorlar. LED’ler çok daha uzun ömürlüdür (50.000 saatin üzerinde), enerji ve hammadde tasarrufu sağlar, az atık maddeye sahiptir ve sağlamdır. LED’lerin günümüzdeki üretiminin oldukça masraflı olması, onun diğer ışık sistemlerinin büyük çapta yerini almasını engellemekte. *lümen = bir ışık kaynağının ışık akımını ölçmek için kullanılan uluslararası birimdir, yani yayılan görülür ışın. Ampullerinizi satın alırken, ampuller için de mevcut olan AB-Enerji-Etiketine [„EU-Energieaufkleber“] dikkat ediniz. Ampullerin hangi enerji tüketimi kategorisine ait olduğunun yanında, ampulün ömrü de belirlenmiştir. AB enerji etiketinin her satış paketinin üzerinde basılı olması zorunludur. DİKKAT! ALETLER ELEKTRİK KAÇIRIYOR Elektrikli cihazlarınızın zamanla büyüyen sayısı ile birlikte, siz farkında olmadan maddi kayıp da büyüyor. Gün be gün milyonlarca evde ve işyerlerinde vuku bulan gizli elektrik tüketimi her şeyden önce üç sebebe dayanıyor: Cihazlar (normal) işlemelerinden sonra hazırda bekleme pozisyonuna (İngilizcesi: „stand-by“) geçerler. Örneğin uzaktan kumandanın sinyalini alabilmek için ya da ihtiyaca göre hemen tekrardan çalışabilmek için. Cihazlar görünüşte ana şalterden kapanmış olsalar da hala elektrik tüketir. Bu örneğin bilgisayar ve onun ek cihazları için ve aynı zamanda bir çok elektronik eğlence cihazları için de geçerlidir. Cihazların kapatma düğmeleri (şalterleri) yoktur ve bunlar prize takılı oldukları sürece elektrik tüketirler (ör. çoğu fiş bağlantısında olduğu gibi). Bu enerji kaybına boşa çalışma kaybı denir. Federal Çevre Dairesi’nin hesaplarına göre, Almanya’da yıllık boşa çalışma kaybı en az 4 Milyar Euro gibi devasa bir meblağ tutuyor. Boşa çalışma ve nedenleri Hazırda bekleme şalteri Stand-by-fonksiyonu her ne kadar en yaygını olsa da, yine de tek boşa çalışma şekli değildir. Bu şekil, örneğin televizyonlarda, video aletlerinde, DVD-çalarlarda, müzik setlerinde, telesekreterlerde görülmektedir. Cihaz (normal) işlevine geçebilmesi için, uzaktan kumandadan veya şebeke yönetiminden sinyali almak üzere hazırda bekler. Ya da örneğin lazer yazıcılarında ve fotokopi makinesinde olduğu gibi: cihaz, ihtiyaç duyulduğunda hemen çalışabilmesi için önden ısıtılmış oluyor. Görünüşte kapalı Kapatma şalteri, cihazı şebekeden tamamen ayırmadığı için, cihaz sadece görünüşte kapalıdır (çünkü örneğin cihaz düşük elektrik seviyesine ayarlı durumdadır). „Görünüşte kapalı” pozisyonuyla gereksiz elektrik tüketen cihazların sayısı, günümüzde giderek artıyor. Cihaz sahipleri ise bu durumun farkında ya da bilincinde değiller. Şebeke şalteri eksikliği Çoğu cihazda bir kapama şalteri (düğmesi) yoktur. Bu aletler fark edilmeden „yanı sıra“ – çoğunlukla günde 24 saat çalışırlar ve bu arada enerji tüketirler. EDV cihazları (bilgisayar, yazıcı, tarayıcı vb.) ve elektronik eğlence cihazları (televizyon, video aleti, DVD-çalar, müzik seti vb.) dışında suyu sürekli sıcak tutan sıcak su deposu, çanak alıcıları, şebeke adaptörleri, telesekreterler, uzaktan kumandalı büyük lamba sistemleri (Dimmer), halojen lambaları için transformatörler, kapı zili trafoları, ayrıca yaz boyunca kapatılmayıp, soğuk suyu borulara pompalayan kalorifer dönüşüm pompaları ve başka bir çok cihaz daha. Bazı cihazlar hazırda beklerken sadece 1 vat ya da daha az enerjiye ihtiyaç duyar. Ancak diğerleri bunun birçok katını tüketebilirler. „AudioVideoFotoBild“ dergisi yayınının başından itibaren test raporlarında, boşa çalışma kaybıyla ilgileniyor. Bu derginin bir araştırmasına göre: bir hoparlör sistemine monte edilen yükselteç, ses vermeme durumunda iken sürekli 57 vat gücünde enerji kullanıyor. Bu yılda nerdeyse 100 Euro yapıyor, muazzam bir para israfı demektir! Bu birçok örnekten sadece bir tanesi! Boşa çalışma kayıpları, orta halli elektrikli aletlerle donatılmış bir evde yılda 100 Euro olabilir. Daha fazla aletli evlerde ise bu sayı daha yüksek meblağlara çıkabilir. Elektrik israfına böyle son verebilirsiniz: Bu durumun hangi aletiniz için geçerli olduğunu tespit ediniz. Örneğin elektrik çeken trafoları şöyle anlayabilirsiniz: trafoya bağlı cihaz kapatıldıktan sonra hala sıcak kalıyor veya ses çıkarmaya devam ediyorsa. Fakat çoğu zaman gizli elektrik kaybının izi bulunamayabilir. Bunun sebebi ise elektrik çeken parçaların, cihazlara monte edilmiş olması ve bunların dışardan bakıldığında görülemeyişidir. Bu durumda bir enerji maliyeti monitörü [„Energiekostenmonitor“] yardımcı olabilir. Enerji maliyeti monitörü elektrik tüketimini ve maliyetini ölçmeye yarayan küçük bir kontrol aletidir. Enerji maliyeti monitörü hem çamaşır makinesi ve kurutucusu, soğutucular, televizyon vs. gibi ev aletlerinde, hem de sıcak su deposu, çanak alıcıları, video aleti, faks aleti, müzik seti, bilgisayar, yazıcı ve birçok başka cihazlarda kullanılabilir. Bu aletin çalıştırılması çok basittir. Önce monitöre elektrik tarifesi girilir. Elektriğin gece tarifesi de dikkate alınabilir. Sonra monitör bir prize takılır ve ölçülmesi gereken aletin fişi ise monitöre takılır. Söz konusu durumda, anında elektrik gücü, tüketimi ve tüketim maliyeti ölçülebilir. Enerji maliyeti monitörünü uzman piyasadan (yapı malzemesi satan dükkanlar [ör. „Baumärkte“] temin edebilirsiniz. Müzik seti Boşa çalışma kaybı = 21 Vatt 36,75 € / yılda PC hoparlörü Boşa çalışma kaybı = 10 Vatt 17,50 € / yılda Mürekkepli yazıcı Boşa çalışma kaybı = 12 Vatt 21,00 € / yılda DVD çalar Boşa çalışma kaybı = 15 Vatt 26,25 € / yılda Tarayıcı Boşa çalışma kaybı = 15 Vatt 26,25 € / yılda Hafızalı DVD-çalar Boşa çalışma kaybı = 63 Vatt 110,25 € / yılda Renkli lazer yazıcısı Boşa çalışma kaybı = 103 Vatt 180,25 € / yılda Tarayıcı Boşa çalışma kaybı = 15 Vatt 26,25 € / yılda Hoparlör Boşa çalışma kaybı = 57 Vatt 99,75 € / yılda Elektrik kayıplarını önlemenin sırrı: ALETLERİ KAPATMAK Boşa çalışma sebebiyle meydana gelen enerji israfına karşı, sadece söz konusu aleti kapatmak yeterli olur. Bazı insanlar, akşamları televizyon seyrettikten sonra televizyonu şebekeden ayırmaya üşeniyor. Onun yerine cihazın hazırda bulunma pozisyonunu yeğliyorlar. Onların inancına göre, cihaz hazırda tutularak ömrü uzatılıyor ve yahut ta cihazı kapatmak aletin ömrünü kısaltıyor. Cihazları hazırda bulundurmak bizim elimizdeki verilere göre, sadece konfora hizmet ediyor, enerji tüketimine ve ayrıca keseye zarar veriyor. Video cihazı ve çanak alıcılarında hazırda bekleme pozisyonu süresince, alıcı kanalı üzerinden tarih ve saat kaydediliyor. Bu veriler, cihazların şebekeden ayrılması durumunda silinebilir. Akıllı düzenlenmiş aletler ise tampon tekniği aracılığıyla bu bilgilerin silinmesini engeller (ör. destekleyici akü sayesinde). Kapatma düğmesi bulunmayan cihazlara (belirli müzik setleri, elektrik şebeke fişleri, modemler vb.), elektrik devresine takılabilen fiş duyu, anahtarlı grup prizler ya da benzeri şekilde sonradan eklemeli donanımlar yapılabilir. Açılıp kapanabilen duyu fişleri veya anahtarlı grup prizlerin bağlı olduğu ara cihazların teması şebekeden tamamen kesilmesi durumunda, bu ara cihazların fişlerinin ayrıca çekilmesi gerekmiyor! Bir anahtarlı grup prizi sayesinde sadece bir düğmeye basarak bir çok cihazın (ve elektrik şebeke fişlerinin / ya da sadece fişlerin) aynı anda şebekeden temasını kesebilirsiniz ve tekrardan temas kurabilirsiniz (kısaca: açıp- kapatabilirsiniz). Bu, örneğin müzik seti, hafıza, monitör, tarayıcı, modem ve benzeri gibi değişik bölümleriyle masa üstü bilgisayar için geçerlidir. Hala evlerimizde mevcut olan bir çok video cihazı, boşa çalışma durumunda 15 vatlık enerji tüketiyor. En yoğun kullanımları durumunda bile bu cihazlar ortalama günde 23 saat boşa çalışıyor. Tatil dönemlerini de dikkate alırsak (yılda 5 hafta) boşa çalışma süresi olarak ortaya (330 x 23 + 35 x 24 =) 8.430 saat gibi yıllık bir meblağ ortaya çıkıyor. Bununla yılda (8.430 x 15 = 126.450 vat saat =) 126,5 kilovat saat kullanılıyor. KONSERVE KUTUSUNDAN ENERJİ Piller / akümülatörler sizi elektrik prizinden bağımsız hale getirir. Ne yazık ki, pillerin imalatı için büyük miktarlarda enerji ve hammadde tüketiliyor. Bunun ötesinde bazı pil ve akümülatör çeşitleri insan ve doğa için, ör. cıva ve kadmiyum gibi, zehirli ağır metaller içerirler. Tekrar doldurulabilen alkali-/mangan-pilleri (bunlar için çevre mührü „Mavi Melek“ veriliyor) ve akümülatörler (ör. nikel-metalhydrid-aküleri) hem çevre için daha iyi hem de uzun vadeli düşünüldüğünde oldukça ucuza geliyor. Burada, uyan şarj aletine ve doğru kullanıma dikkat edilmesi gerekiyor. Aküler, geleneksel pillere göre gerçi biraz daha pahalıya geliyor ama, bin defaya kadar doldurulabiliyor. Mümkün olduğunca pille çalışan aletlerden vazgeçmek her halükarda çevre dostu bir davranıştır. Hesap makinesi ve kol saati gibi bazı aletler ışığı elektriğe dönüştüren güneş panelleriyle donanımlıdır – böylelikle pil veya akünün değiştirilmesi bu durumda tamamen ortadan kalkmış olur. Eski piller ve aşınmış akülerin yeri çöp değildir! Odaları doğru ısıtma Odaların fazla sıcak olması sadece sağlıksız ve üşütme tehlikesini arttırmıyor, aynı zamanda da gereksiz biçimde enerjiye ve paranıza mal oluyor. Odalarınızın ısısını bir derece indirmeniz, yaklaşık % 6 lık ısınma maliyeti tasarrufu sağlar. Yaşam ve çalışma mekanlarının ısısının 20 °C olması tamamen kafidir. Evden uzun süre uzak kalma durumunda, kaloriferin ayarı düşürülmelidir. Yatak odaları ve misafir odaları da sürekli ısıtılmak zorunda değildir. Gece saatlerinde oda sıcaklığını duruma göre rahat edebileceğiniz bir ısıya indirmelisiniz. Bu davranışla paradan tasarruf eder ve çevreyi de korumuş olursunuz. Kepenkler / jaluziler, panjurlar ve perdeler (ısıtma periyodunda) geceleri kapalı tutulmalıdır. Doğru havalandırma öğrenilmek ister: sürekli havalandırmaktan kaçınınız (ör. „devirmeli pencereler“) ve onun yerine kısa (on dakikadan fazla değil) ve güçlüce (hava cereyanı yaparak) havalandırınız. Sonra pencereyi tekrardan kapatınız. Devrik pencere ve açık kalorifer esnasında havalandırmak tamamen para ve enerji savurganlığıdır. Kalorifer peteklerinin havasını alma Eğer kalorifer petekleri, termostat vanasını tam olarak açmış olmanıza rağmen, düzgün ısıtmıyorsa, ısıtılmayan dönemde kalorifer borularında belki hava yastığı oluşmuştur. O zaman kaloriferin havasının alınması gerekir: Bu durumda termostat vanasını kapatınız, petekteki havalandırma sibobunu açınız, altına bir kap koyunuz ve suyun gelmesini bekleyiniz. Havalandırma sibobunu tekrardan kapatınız ve termostat vanasını baştaki pozisyona getiriniz. Kalorifer boşluklarını yalıtma Kaloriferlerin bulunduğu dış duvarlar oldukça incedir. Böylece daha çok sıcaklık dışarıya kaybolabilir. Bu yüzden sonradan eklenmiş olan bir iç duvar yalıtımı çok ekonomik olabilir. Eğer kalorifer ve duvar arasında yeterince boşluk mevcut değilse, alüminyumdan işlenmiş ince bir izolasyon folyesinin duvara yerleştirilmesi pratik bir çözüm olabilir. Yeni eşya alımlarında enerji tasarruflu alternatiflerini tercih ediniz. Kısa zaman içinde göreceksiniz ki, gösterdiğiniz itina banka hesabınız ve çevre konusunda avantajını fark ettirecek! Evlerde enerji tasarrufu için yeterince olanak var – bunların istikrarlı bir şekilde kullanılması durumunda bize ve çevremize bayağı bir miktar atık maddenin açığa çıkması önlenmiş olacaktır.
- 87 cevap
-
- Sarı sıcak
- Sıcak hava dalgası
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Asırları aşan adam!... Fransa, Paris Basını O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir. Claude FERRER Fransız Edibi Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu: Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir Şef'in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?... George BENNES Vu Gazetesi-1938 Sayın Yakışıklı ve Doğrucudavut, eğitim şart demişsiniz, ancak bu eğitimin yanında bir de sağlam seciye gerekli. Seciye olmayınca eğitim de işe yaramıyor.
- 132 cevap
-
- Mustafa
- Mustafa Filmi
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
2070 yılından mektup İzlenmesi gerekir! Web Siteme Git
- 87 cevap
-
- Sarı sıcak
- Sıcak hava dalgası
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Atam, bazıları seni öldürmek istiyor olsa da, sen hiç ölmedin ve öldüremeyecekler. Minnet bilmeyenlere göğsümüz tunç siperi...
-
DİNİN VE DİNCİLERİN SON KAÇIŞ NOKTASI
muki şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
Olağanüstü bir kitap denilen Kuran'dan sadece ''Maide'' suresindeki birkaç çekişkili ayeti ele alalım hazır çelişki lafı geçmişken: Maide 14 : "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek! Maide 47 : İncil ehli Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir. Maide 48 : (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. Maide 51 : Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. Maide 82 : (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da "Biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. Maide 14'te Hıristiyanların arasına kıyamete kadar sürecek kin ve düşmanlık salınır. Maide 47'de ise Hıristiyanların İncil'deki hükümlerle hükmetmeleri, aksi halde fasık olacakları belirtilir. Maide 48'de tüm ümmetlerin ayrı ayrı şeriatleri olduğu ve her ümmetin kendi şeriatı ile hareket edip birbiriyle yarışmasını emreder. Maide 51'de ise hem Yahudilerin, hem de Hıristiyanların dostluğunu yasaklar. Maide 82'de Yahudiler düşman, Hıristiyanlar ise dost olarak gösterilir. Tanrının gönderdiği bir kitabın herşeyiyle olağanüstü olması gerekmez mi? Ancak görüldüğü üzere Kuran eksiklikleri ve yanlışlarıyla çelişkilerle dolu insan yapıtı bir kitaptır.