irinçköl

Gezi ‘Barış’a kapatıldı! Barış günü eylemleri nedeniyle Taksim Gezi parkı vatandaşlara kapatıldı. Polis vatandaşların parka girmesine izin vermedi. Bölgeye çevik kuvvet ekipleri sevk edildi.Durumu protesto eden vatandaşlar park etrafında toplanmaya başladı.Taksim Meydanı da polis tarafından çevrildi.Yanyana dizilen polisler, meydanda da geniş önlem aldı. Bİr grup ise Cumhuriyet önünden başlayarak insan zinciri oluşturmak istedİ. Ancak polis kalkanlarla grubu iterek insan zinciri oluşturulmasına için izin vermedi. Bunun üzerine vatandaşlar eylemlerini İstiklal Caddesi'ne taşıdı. Vatandaşların caddede bekleyişi sürüyor.

Sistemin parasal değerlere dayandığı son derece açık.Neydi altın kural :"altını olan kuralı koyar ". Rockefeller le alakalı bir site var her şey o kadar açık ve net anlatılıyor ki. Sizlerin halk devrimi sandığınız, barış özgürlük insan hakları sandığınız her şey bizim elimizde. İstediğimiz yerde istediğimiz biçimde kaos çıkartıp, hükümetleri değiştirip,istediğimiz hükümetleri başa getiririz diyorlar mealen . Arada kazanan da sadece ve sadece kendileri. Dünyayı parmaklarında oynatıyorlar açıkçası. Bu arada sizin yanlışınız " Adalet mülkün temelidir" sözünü anlayış biçiminiz..Eski Türkçe de mülk iki anlama gelir . Biri taşınmaz mal, gayrimenkul anlamındadır .Diğeri ise devlet anlamındadır. Bu sözdeki anlamı devlettir. Yani devletin temeli adalet olmalıdır der. Ama günümzde bu söz, sadece sözdedir o kadar.

DÖRT AŞK ŞARKISI -I- Senden ayrılıp sonra Kavuşunca bu büyük güne Gördüm, görmeye başlayınca Herkesi neşe içinde. Ve o akşam vaktinden beri Bilirsin ya, hangisi Dudaklarım daha bir güzel Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi. Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen, Duyumsayınca böyle Ve su daha hoş serin Üstüme dökününce. -II- Bana neşe verince sen Düşünüyorum da bazen: Şimdi ölebilirim diyorum işte Ve hep mutlu kalırım böylece Ta sonsuza dek. Sen yaşlanınca sonra Ve hatırlarsan beni Görünürüm yine bugünkü gibi Ve bir sevgilin olur senin de Hala gencecik biri. -III- Yedi gülü var dalın Altısını yel alır Biri kalır geriye O da bana adanır. Yedi kez çağırırım seni Altısında gelme kal Ama yedincisinde söz ver Tek bir sözcükle gel. -IV- Bir dal verdi sevdiğim Üstünde sarı yapraklar. Yıl desen,geçer gider Sevdaysa yeni başlar.

DUVARA TEBEŞİRLE YAZILAN "Savaş istiyoruz!" En önce vuruldu Bunu yazan.

BİZDEN SONRA DOĞANLARA I Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım! Ahmaktır hilesiz söz. Düz bir alın Vurdumduymazlığa işaret. Gülen Kötü haberi almamış henüz. Nasıl bir çağdır bu, Ağaçlardan bahsetmenin neredeyse suç sayıldığı Birçok alçaklığa suskun kalışı içerdiğinden. Yolu kaygısızca karşı karşıya geçen Ulaşılmazdır artık herhalde Zorda kalan arkadaşları için. Doğrudur: geçimimi sağlamaktayım hala Fakat inanın: bu sadece bir tesadüftür. Yaptıklarım Arasında hiçbir şey hak vermiyor karnımı doyurmaya. Tesadüfen ayaktayım. ( Şansım ters giderse mahvoldum.) Diyorlar ki: ye ve iç sen! Sevin, neyin varsa! Fakat nasıl yiyip içeyim ki, yediğim Bir açın ellerinden kaptığım lokmaysa, bir Susuzun sorduğu bardak suysa içtiğim? Ve yine de yiyip içiyorum ben! Ben de bir bilge olmak isterdim. Yazıyor eski kitaplar bilgelik nedir: Dünya kavgalarına uzak durmak ve o kısa zamanı Korkusuz geçirmek Şiddete başvurmadan hem Kötülüğe iyilikle karşılık vermek Düşlerini gerçekleştirmek değil, unutmak Bilgelik olarak kabul ediliyor. Tüm bunları yapamıyorum: Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım! II Kargaşalık döneminde geldim şehirlere Açlığın hüküm sürdüğünde. Girdim insanlar arasına isyan döneminde Ve öfkelendim onlarla birlikte. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde verilmiş bana. Savaşlar ortasında yedim ekmeğimi Katiller arasında yattım uykuya Özensiz yaklaştım aşka Ve doğayı sabırsızlıkla izledim. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde verilmiş bana. Yollar bataklığa gidiyordu zamanımda. Cellada bildiriyordu beni konuştuğum dil. Çok değildi yapabileceklerim. Fakat iktidardakiler daha Güvende hissediyorlardı kendilerini bensiz, ümit ediyordum. Böyle geçti zamanım Yeryüzünde verilmiş bana. III Battığımız dalgalardan Yükselecek olan sizler Zaaflarımızdan söz ederken Unutmayın Karanlık çağı da Sizlerin kurtulmuş olduğu. Yürüdük ya, pabuçlardan çok ülke değiştirerek Sınıf savaşlarının ortasında, çaresiz Haksızlığın olup öfkenin olmadığı yerde. Biliyoruz halbuki: Aşağılıklara duyulan nefret de Bozar şeklini yüzün. Kısar sesi haksızlık karşısındaki Öfke de. Ah, güleryüzlülüğe Ortam hazırlamak istemiş bizler Güleryüzlü olamadık kendimiz. Sizler fakat, geldiğinde vakit İnsan insanın yardımcısı olduğu Zaman. Hatırlayın Hoşgörüyle bizi.

BİRGÜN GELECEK YARARSIZ OLACAĞIM BEN DE Bir gün gelecek, oh diyecek insanoğlu: Silahları bırakın, artık ihtiyaç kalmadı! Güzel yıllar gelecek birbiri ardınca. Çıkaracaklar depodan silahları bir gün, Bakacaklar ki paslanmış hepsi. Ben de atılmak isterdim,açıkçası, son okurumun elinden. Son insan olsun o, yeter ki, köpeklerin ısırdığı son insan!

GENERALİM TANKINIZ NE GÜÇLÜ Tankınız ne güçlü generalim, Siler süpürür bir ormanı, Yüz insanı ezer geçer. Ama bir kusurcuğu var; İster bir sürücü. Bombardıman uzağınız ne güçlü generalim, Fırtınadan tez gider, filden zorlu. Ama bir kusurcuğu var; Usta ister yapacak. İnsan dediğin nice işler görür, generalim, Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin. Ama bir kusurcuğu var; Bilir düşünmesini de.

Madem İyisin Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne? Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kimin ki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim Dikeceğiz seni bir duvarın dibine Ama madem bir sürü iyi yönün var Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa.

Gelen Savaş Bu gelen savaş ilk değil. Çok savaş oldu bundan önce. Bittiği gün en son savaş bir yanda yenilenler vardı gene, bir yanda yenenler vardı. Yenilenlerin yanında kırılıyordu halk açlıktan. Yenenlerin yanında halk açlıktan kırılıyordu.

İletişim: 0538 253 38 14 Yer: İstanbul/Yenibosna "1,5 aylık 3 minik kardeş.Geçici yuvalarında ömürlük ailelerini beklediler fakat malesef biri yuvalandı ancak ki oda geri getirildi..Şimdi geçici yuvaları kızlarının düğünü için Bursa'ya gidiyor.Bebeklerin sadece bir kaç saatleri var malesef.Eğer çok acil yuva bulamazlarsa malesef bir kaç saat sonra yola çıkılırken sokağa bırakılacaklar.En azından 15 günlük geçici yuva yada kalıcı ömürlük yuvalar aranıyor.Durum çok acildir

İletişim:0534 873 12 41 Yer:Bursa Henüz bir aylıktı bulunduğunda.Onu bulan üyemiz yuvalandırmıştı ancak sahiplenen aile daha fazla bakamayacaklarını söylediler.Şimdi 5 aylık tuvalet eğitimli oğlumuza çok acil Bursa içi ömürlük yuva aranmaktadır.

İletişim: 0533 927 69 41 Yer: İstanbul/Bostancı Sayın Yeşim iletisidir: "Ares, 2 yaşında, erkek, kısır ve aşıları tam olan sağlıklı bir İran kedisi. Tuvalet alışkanlığı var, uslu, sevimli bir küçük adam.Evdeki köpeğin aşırı hareketli ve hiperaktif olması sebebiyle hırpalanıyor ve yoğun strese giriyor, şu an oldukça mutsuz ve maalesef antidepresan ilaç kullanmak zorunda. Bu sebeple acilen çok iyi bakılacağı bir yuva arıyoruz. Maması ve şahsi eşyalarıyla birlikte verilecektir.Koşullarımız; ara sıra ziyaret edebilmemiz için İstanbul'da ikamet eden, evinde köpek olmayan, mümkünse kedi de olmayan ya da 1 kedili bir aileye sahiplendirmek istiyoruz. Daha önce İran kedisi bakmış, bu konuda tecrübeli aileler tercihimizdir. İyi bakılmadığında ya da istenmediğinde kesinlikle geri alınacaktır.Bir barınağa 3 paket 15 kg.luk kuru mama bağışı karşılığında sahiplendirilecektir.

İletişim:0538 248 83 63 Yer:Sütlüce/İstanbul Sn üyemizin iletisidir:''sokakta kızımı gezdirirken karşıma çıktı. sonra peşime takılıp eve kadar geldi. aşırı zayıf ve karnında ufak bir dikiş izi var fakat kulağında belediyenin damgası yok yani birisi almış ameliyat ettirmiş sonrada dışarı bırakmış. Uzun zamandır da sokakta kalmış olacak ki çok güçsüz kalmış yürürken düşebiliyor koordinasyonu pek iyi değil bir veterinere gözükmesi lazım ama aracım ve maddi durumum yok ben götüremiyorum. Şimdilik eve aldım tuvalet eğitimi var birde otur komutunu biliyor fakat benim bakabilecek durumum yok en fazla hafta sonuna kadar bakabilirim. Diğer kedi ve köpeklerle arası iyi. Bir veterinere gözükmesinde fayda var. Belediyeyi aramama rağmen 2 gündür telefonu açmıyorlar açıkçası barınağa da gitsin istemiyorum.Ona evinizi yada bahçenizi açar mısınız ?

İletişim:0534 201 30 20 Yer:Çankaya /Ankara Sn üyemizin iletisidir:'' Ofisimize 2 hafta önce gelen yaklaşık 3 aylık yavrumuz ramazan'a yuva arıyoruz. oldukça sağlıklı ve oyuncu bir kedi ,yerinde durmuyor.Yakın apartmanlardan birindeki evinden atılmış, sahipleri artık bakamayız diye, bizim bahçedeki diğer sokak kedilerinin yanına bırakmışlar. Kimsesiz bu yavrucağın en kısa sürede yuva bulmasını istiyoruz.

İletişim:0537 969 75 57 Yer:Ataşehir /İstanbul Sn üyemizin iletisidir:''Hamile kaldıktan sonra sokağa atılan güzeller güzeli English Setter anne evimizin bahçesine 8 yavru doğurdu. Bebeklerden biri çocuklar tarafından 15 günlükken bahçemizden kaçırıldı. Şuan 7 yavrumuz var,4'ü erkek 3'ü dişi .Yavrularımız 2 aylık oldular, bol bol anne sütü içtiler ve oldukça sağlıklılar. Hepsi cana yakın ve oldukça da akıllı. Ancak komşularımız yavruları zehirlemekle tehdit ediyorlar, bebeklerin hayatlarından endişe ediyoruz. Yavruların biran önce yuvalarına kavuşmaları gerekiyor.Ayrıca annemiz de yuvasını arıyor. Kucakta yatmaya bayılan,insan canlısı English Setter annemiz onu bir daha terketmeyecek bir aile arıyor. İlgileniyorsanız lütfen irtibat numarasından ulaşınız

İletişim:0531 889 16 66 Yer:Mersin Sn üyemizin iletisidir:''Bu kediciği annem bugün tesadüfen görmüş 10-15 çocuk ona taş atıp dövüyormuş alıp karnını doyurmuş evde yaramaz bir kedimiz olduğu için alamadık şuanda birinin penceresinin önünde duruyor ve hiç güvenli değil oyüzden acil kalıcı yuva arıyoruz

RTE ; Suriye'de rejim değişikliğine gidecek müdahale lazım ,diğer türlüsü bizi kesmez diye kendini yırta dursun , CIA Esad'ı doğruladı. Ee ne olacak şimdi RTE , nereden nasıl kıvıracaksın? *************************************** CIA, "Esad’ın kimyasal kullandığı yönündeki istihbarat hiç de güçlü değil, ‘not a slam dunk’, yani ‘smaç basket değil’" deyince, dün başlaması beklenen operasyon bir hafta ertelendi. Suriye’deki kimyasal saldırının ardından hem İngiltere Başbakanı David Cameron hem de ABD Başkanı Barack Obama olayın hemen ardından yaptıkları açıklamalarda Suriye yönetimini sorumlu tuttu ve bu tezi destekleyecek istihbarat bilgilerine sahip olduklarını da ilan etti. Liderler köşeye sıkıştı Ancak dün AP ajansına isim vermeden konuşan ABD’li istihbaratçılar, ‘Elimizdeki istihbarat hiç de güçlü değil’ (not a slam dunk ‘smaç basket değil’) diyerek liderleri köşeye sıkıştırdı. Buna göre CIA’in elinde Esad’ın askerlerinin kimyasal silahların bulunduğu bir merkezden silah sandıklarını çıkarırken görüntüleri var. Ancak silahların olay yerine götürüldüğüne dair bir görüntü yok. Saldırı sonrasında Suriyeli yetkililer ile bir alt düzey subay arasında geçen telefon konuşması kimyasal katliamın Esad’ın işi olduğu sonucunu gündeme getiriyor. Sağlam delil bulunamadı Ancak kayıt çok alt düzeyde isimlerin konuşmasını içeriyor ve kimyasal saldırı emrinin direkt olarak Esad ya da Esad’ın yakın kurmayları tarafından verildiğini ortaya koyacak bir delil yok. Daha da kötüsü, saldırının Esad’ın kimyasal silahlarını ele geçiren muhalifler tarafından yapılmadığını ortaya koyan bir istihbarat verisi de mevcut değil.

Fenerbahçe Kulübü, UEFA’nın verdiği 2 yıl Avrupa’dan men kararının CAS tarafından onanmasının ardından bilgilendirme toplantısı düzenledi. Yöneticiler Tolga Deniz Aytöre ve Şekip Mosturoğlu bu toplantıda çarpıcı açıklamalar yaptılar. Aytöre ve Mosturoğlu içeride ve dışarıda hunharca yargılandıklarını, bu dava 10 yıl sürse bile sonunda aklanacaklarını söylediler. UEFA ile TFF arasında Fenerbahçe’nin alacağı ceza konusunda pazarlıklar yapıldığını ileri süren yöneticiler, Mehmet Ali Aydınlar yönetimini de suçladılar. Bu söylemlerini güçlendirmek adına gazetecilere de yeni belgeler sundular. Fenerbahçeli yöneticiler, Şenes Erzik’in söyledikleri konusunda önemli bir iddia ortaya atarlarken, şampiyonluk kupası için de “O kupayı kimse alamaz” dediler. İŞTE O AÇIKLAMALAR: “Hillsborough olayında Liverpool yıllar sonra aklandı. Bugünü tarihe not düşün. Bizler Fenerbahçe’nin neferiyiz, askerleriyiz. Bizden sonraki nesiller de bu uğurda yola devam edecektir. CAS kararı ile bu olay bitmedi. Liverpool’un davası 10 yıl sürdü. Sonunda İngiliz hükümeti özür diledi Liverpool’dan. İngiltere’de Liverpool’un, İtalya’da Juventus’un aklandığı gibi biz de aklanacağız. Biz bunu mutlaka yeneceğiz. Yargıtay’da, Anayasa Mahkemesi’nde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde. Nereye kadar gidilebilecekse gideceğiz.” “HUNHARCA YARGILANDIK” “Biz 3 Temmuz günü neredeysek bugün de orada duruyoruz. Hukuki anlamda bu kadar hunharca, bu kadar vahşice yargılanmamak için buradayız. Biz bugüne kadar hunharca yargılandık. İç hukukta da dış hukukta da. Biz yargılanmaktan zul duymadık, bu tarz yargılamadan zul duyduk. 3 Temmuz bir sistem kararıdır. Sonuç değil, süreçtir. Bu yargılama şekline herkesin karşı çıkması gerekir. Bunun sonu yok.” “BÖYLE ŞİKE DAVASI OLMAZ” “Biz 3 Temmuz’u bir şekilde yeneriz. Bu kararlılıkta, bu azimdeyiz. Yeterli hukuki argümanlara sahibiz. Bağımsız yargı kurullarında biz 3 Temmuz’u kırarız. Ama kıramayacağımız şeyler var. Bizim adımıza yapılan, tarafı olmadığımız öyle pazarlıklar var ki. Biz bunları kıramıyoruz. Federasyonda çalışan bir Fenerbahçeli bu yazışmaları yapsaydı bugün neredeydi? Bu şike davası değildir. Böyle şike davası olmaz. Her yerde karşımıza çıkan tek bir şey var; polis fezlekesi.” “INFANTINO’NUN MEKTUBU…” “Infantino’nun mektubu geçti elimize. ‘Fenerbahçe’yi ya yollamayın ya kendi gelmesin. Yoksa soruşturma açacağım’ diyor. Bu daha pazarlığın başlangıcıymış. Fenerbahçe’nin Avrupa’ya 2 yıl gidememesi pazarlığının. Elimize bir de anlaşma taslağı geçti. Bu taslak 3′lü bir anlaşma taslağı gibi gözüküyor. UEFA-TFF-Fenerbahçe arasında. İçerisine gizliliğin ihlaline yönelik cezai müeyyideler bile konulmuş. Öyle ciddi bir anlaşma. Biz oynanan oyunun kurallarını değiştirememişiz. UEFA’nın sporun oligarklarının başı olduğunu bu anlaşmada rahatlıkla görüyorsunuz.” “ERZİK ‘BASKI VAR’ DEDİ” “Şenes Erzik’i İsviçre’de ziyaret ettik. Operasyon geçirmişti, hastanedeydi. ‘Bu disiplin soruşturması kapanmıştı. Yeniden nasıl açıldı ben de bilmiyorum. Baskı var’ dedi. Baskı kimden geldi bilmiyoruz. Infantino’nun mektubunu da kendisine gösterdik. O mektubun altında ‘cc’ olarak Şenes Erzik’in ismi var. Yani o mektup bilgilendirme amaçlı Sayın Erzik’e de gönderilmiş. Daha doğrusu öyle olması gerekiyor. Ama kendisi mektubu ilk kez gördüğünü söyledi ve hayretler içinde kaldı. Bize de ‘Bu mektuba göre bu iş bitmiş, bu dosya kapanmış’ dedi. “ETİK RAPORUNU HAZIRLAMADAN…” “Eldeki evraklar, CAS’tan davamızı çekmemizden sonra ortaya çıkan sonuç şu; bizim gıyabımızda, dava 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde daha başlamadan, Etik Kurulu raporunu hazırlamadan, savunmalarımız bile alınmadan bizim federasyonumuz suçlu olduğumuzu kabul etmiş. Bizim namımıza birisi UEFA ile el sıkışmış. 2 yıl katılmamamızı kabul etmiş. UEFA da 2 yıl katılmaması karşısında ek bir disiplin soruşturması yapmayacağını garanti etmiş.” “BU KOMPLO İLE BAŞEDEBİLİR MİSİNİZ!” “Olayların ilk dönemlerine bakarsanız 13 maçtan suçlanıyorduk. UEFA’nın bugüne kadar verdiği cezalar ortada. 1 maç şikeye bile 2 yıl ceza verilmiş. Bizim 2 yıllık cezamızın 1 yılı zaten taahhütnameden. 13 maça 1 yıl ceza mı verir UEFA? Oyunun kuralları konulmuş. 3 Temmuz’da operasyon yapılıyor, 11 Temmuz’da cezamız belirleniyor! Bu komplo ile başedebilir misiniz?” “RÜYA GÖRÜYORLAR” “Kupası alınır, puanı silinir, Fenerbahçe ligden düşürülür diyenler rüya görüyor. Biz burada olalım olmayalım bu camia bu taraftar bu davadan vazgeçmez. Biz hepimiz çok tutkuluyuz. Taraftarımız da öyle. Bu kupa Fenerbahçe’nin kupası. Bu kupada gözyaşı var, kan var, ter var. Uğrunda hapis yatılmışlık var. 1 kişi bile çıkıp ben o kupayı alırım diyemez, kimse de alamaz.” “İBRAHİM AKIN’I GÖTÜRMEKLE…” “İbrahim Akın’ı götürmekle, hızlandırılmış yargılama istemekle hata yapıldı diyorlar. Hızlandırılmış yargılamayı isteyen UEFA’nın kendisi. İbrahim Akın için ise UEFA, ‘Onu getirmiyorlar, bir şey saklıyorlar’ dedi. Bu nedenle götürdük. Bilip bilmeden yorumlar yapılıyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar var. Fenerbahçe bu kadar kolay lekelenemez. Buna izin vermeyiz. Başkan ise taraftarın üzülmesine üzülüyor. ‘Kimse üzülmesin ben üzülürüm’ diyor. ‘Ben her türlü hesabı veririm’ diyor.” (HTSPOR)

Ankara'da Zafer Bayramı'nı kutlamak için Anıtkabir'e yürüyen vatandaşlara polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları akşam saatlerinde coşkusunu artırdı. Ankara’nın dört bir yanından Anıtkabir’e yürümek isteyen vatandaşlara polis Anıttepe civarında müdahale etti. Anıtkabir’e çok yakın bir bölgede polisin sıktığı biber gazı ve tazyikli suya maruz kalan vatandaşlar, müdahalenin ardından yürüyüşlerine devam etti. Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Vardiya Bizde Platformu ve CHP’nin katıldığı yürüyüşe vatandaşlar alkış ve kornalarla destek verdi. Anıtkabir’e yürüyen grup, ardından Anıtpark’taki konser alanına geçti. Burada da müzikler eşliğinde kutlama yapıldı. Yürüyüşe katılan vatandaşlar polisin su sıkarak müdahalede bulunmasına tepki gösterdi.

Kayıp Romanlar Ben de Vedat Türkali hayranlarından biriyim

Bir parkta üzerinde “Yalnızca Beyazlar içindir” yazılı bir bankta otururken, kendi kendime ırkçılığa karşı olduğumu anımsatmanın faydası yoktur(…) İdeoloji deyim yerindeyse, kafamda değil oturduğum banktadır.” Terry Eagleton, İdeoloji, Çev. Muttalip Ozan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2005. s.-68

Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır. Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. Çünkü cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir. Mesnevi,

Yaşam sevgisinin gelişebilmesi için bir şey "yapma" özgürlüğü gereklidir: Yaratma ve kurma özgürlüğü, şaşabilme ve göze alabilme özgürlüğü. Böyle bir özgürlüğü tatmak için etkin ve sorumlu bir birey olmak gerekir; tutsak ya da çarkın iyi yağlanmış bir dişlisi olan birey değil. Erich FROMM, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı(Sf.45)

İletişim: 0538 331 98 18/nihalmartli@@gmail.com Yer: İstanbul "Kardeşleri çoktan yuvasına kavuşan bu canları siyah oldukları için kimseler istemedi.İki Bombay bebek şuan 3 aylık oldu.Biri dişi diğer erkek.İkiside oyuncu ve insan canlısı,kuru mama ile besleniyorlar ve tuvalet eğitimleri var.Renkleri kaderlerini belirlemesin,onlara bir şans verir misiniz?"

Yer: Ankara / Beysukent İletişim: 0555 409 87 12 Üyemizin iletisidir: “Bu 10 tane sevimli yavru Ankara Beysukentte 1920 cadde üzerinde. Arkadaşımla beraber annelerini her gün doyuruyoruz ama son 3–4 gündür anne yavrularla çok ilgilenmiyor ve emzirmiyor. Annenin memelerinde bir sorun var ama biz ne olduğunu bilemiyoruz ve anne emzirmeye devam etmezse bu miniklerin hayatta kalması çok zor daha çok küçükler en fazla 3 haftalıklardır. Lütfen bana bu konuda yardımcı olmanızı rica ediyorum. Yavrulara süt vererek biz bakmaya çalışıyoruz. Ancak iş yeri ortamı olduğu için her zaman ilgilenemiyoruz. Bu kadar küçük bebek bakımından anlayan ailelere yuvalandırabiliriz.”