Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Diktator son zamanlarda kendi her turlu "foyasi meydana cikmasin" diye, her turlu kurum ve kurulusta, yeni bir doneme; KENDINE DIREK BIAT EDEN KURUMSAL TEK ADAM DONEMINE basladi. Bu donemde Once HSYK'yi Adalet Bakanina sonrada interneti TIB baskanina cikardigi yasaklarla devretti. Son yasaklarda ve yetki taninmasinda yeni durak MIT oldu. MIT'e bugune kadar gorulmemis yetkiler ve dokunulmazliklar getiren yasa yakinda TBMM'ne sunulacak. Yeni MİT yasa teklifi Meclis'te 20 Şubat 2014. -A+...Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda köklü değişiklikler getiren teklif Meclis Başkanlığı’na sunuldu. AK Parti, MİT yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifini TBMM'ye sundu. Teklifte, MİT belgelerinin gazete, TV ya da internette yayınlanması halinde, sadece gazeteci ya da sorumlu müdüre değil, yayın kuruluşu sahibine de hapis cezası geliyor. Ayrıca MİT'e, tüm kamu kurum ve kuruluşları, bankalar ve finans kuruluşlarından, hatta mahkemelerden istediği tüm bilgi ve belgeleri de alma imkanı tanınıyor. Teklifle ayrıca MİT'e, gerekli görmesi halinde "Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle" de temas kurma imkanı sağlanıyor. Ak Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, 'Devlet istihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı kanununda değişiklik yapılmasına dair 15 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. İşte teklifte dikkat çeken maddeler: * MİT, gerekli görürse terör örgütleriyle bile ilişkiye geçebilecek - Teklifteki ilgili madde şöyle; "MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir." * Savcılar, MİT "görev gereği yaptılar" derse, MİT mensuplarına karşı soruşturma açamayacak - MİT mensuplarına yargılama konusunda getirilen bu unsur, teklifte şöyle yer aldı; "Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT ile temasa geçerler. Konunun MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunun anlaşılması veya belgelendirilmesi üzerine adli yönden başkaca bir işlem yapılmaz ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmaz." HER TÜRLÜ BİLGİ VE BELGEYE ERİŞİM HAKKI * MİT, tüm kamu kurumları ve bankalardan istediği her türlü belge/bilgiyi alabilecek - Buna ilişkin yasa değişiklik ifadesi teklifte şöyle yer aldı;"Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzelkişiler ve tüzelkişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilir, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilir ve bunlarla irtibat kurabilir. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamazlar." * MİT mahkemelerden de belli suçlara ilişkin soruşturmalarda, her türlü belge ve bilgiyi talep edip, alabilecek - Bu konuda öneride yer alana ifade şöyle; " 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dört, Beş, Altı ve Yedinci bölümlerinde yer alan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilir, bunlardan örnek alabilir." * MİT, her türlü elektronik dinleme ve izlemeyi yapabilecek - Bu konuda MİT'e verilen yetki, yasa teklifinde şöyle yer alıyor;"Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilir." * MİT belgesi yayınlandığında, sadece gazeteci ve editör değil, medya patron da en az 3 yılla yargılanacak - Buna ilişkin teklifte yer alan ifadeler şöyle;" "-Milli İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bunları yok eden, tahrip eden veya geçici de olsa tahsis olundukları yerden başka yerde kullanan kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. -Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarına ilişkin bilgi ve belgeleri ele geçiren, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bulunduran, kaydeden, bir başkasına veren veya yayan kişiye üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. -Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde süreli veya süresiz yayın sahibi, içerik sağlayıcı, eser sahibi, muhabir, yazar, sorumlu müdür, yayımcı ve basımcı ile yayanlar hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir." YURTDIŞINDA DİNLEME YAPABİLECEK * MİT, yurtdışında da dinleyebilecek. Gerekirse, yurtdışında ankesörlü telefondan yapılan konuşmalar bile dinlenecek - Teklifte bu konuya ilişkin maddede şu ifade kullanıldı; "Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla yukarıdaki hükümlere ve diğer kanunlardaki düzenlemelere bağlı kalmaksızın; MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir." * MİT hem mevcut elemanlarını, hem de MİT'e yeni başlayacakları yalan makinesine sokabilecek - Bu konu teklifte şöyle yer aldı;"MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinası uygulaması dahil test teknik ve yöntemlerini kullanabilir.* MİT Müsteşarı hakkında aynı konudan ikinci soruşturma açılamayacak." * MİT, yabancılara ilişkin her türlü işlemde "talepte" bulunabilecek - Bu konu, teklifte şöyle yer aldı;"Yabancıların ülkeye giriş ve çıkış ile vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilir. MİT'İN GÖREV ALANI GENİŞLİYOR TBMM'ye sunulan yeni teklifle, MİT'in görev alanı da genişletiliyor. Teklifle, MİT'in mevcut görevlerine şunlar da eklendi; "- Dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi yerine getirmek. - Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek ve analiz etmek. -İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, yabancı istihbarat teşkilatlarının kullandığı usul, yöntem, imkan ve kabiliyetleri ile teknolojik gelişmeleri takip etmek, uygun görülenleri temin etmek, kullanmak veya uygulamak."
  2. Anladim, tesekkurler. Simdi bir tane deneyecegim.
  3. Iyi de ben bundan sonra bir kionu uzerinde bir guncel haber alintilarken, "arka planda bazi yasakli kodlar" oldugunu nasil anlayacak ve kopyalamadan once onleyebilecegim?
  4. Bu dedigini ornekleme ile gosterebilir misin? Mesela "gorunmeyen kopyalanan" olarak. Ya da ben bu "gorunmeyen kopyalananlari" nasil gorebilip, gondermeden once silecegim? Daha once neden boyle bir sorun yasanmiyordu?
  5. ozel mesajda da ayni sorun yasaniyor.
  6. Teknik sorun Gönderen Smyrna - Bugün, 23:03 Görüntüle Peki şöyle sorayım öyleyse; gönderemediğin mesajda açmaya çalıştığın başlığın içeriği var mıydı? "Icerik" derken! Bu baslikta mesaj 24'te detayli acikladim.
  7. Smyrna, 20 Şub 2014 - 22:57 tarihinde, dedi ki Gönderebilmişsin Gene gonderemedim. Demek o da bir kere tuttu. Simdilik burasi kullanilabiliyor, burdan mesajlasalim.
  8. Bu sefer o.m. la da gonderemedim. Burdan deneyecegim. Baslik su; HSYK ve TİB'den sonra MİT' te de Otokrasi Mesaj da su; Diktator son zamanlarda kendi her turlu "foyasi meydana cikmasin" diye, her turlu kurum ve kurulusta, yeni bir doneme; KENDINE DIREK BIAT EDEN KURUMSAL TEK ADAM DONEMINE basladi. Bu donemde Once HSYK'yi Adalet Bakanina sonrada interneti TIB baskanina cikardigi yasaklarla devretti. Son yasaklarda ve yetki taninmasinda yeni durak MIT oldu. MIT'e bugune kadar gorulmemis yetkiler ve dokunulmazliklar getiren yasa yakinda TBMM'ne sunulacak. Yeni MİT yasa teklifi Meclis'te 20 Şubat 2014. -A+...Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda köklü değişiklikler getiren teklif Meclis Başkanlığı’na sunuldu. AK Parti, MİT yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifini TBMM'ye sundu. Teklifte, MİT belgelerinin gazete, TV ya da internette yayınlanması halinde, sadece gazeteci ya da sorumlu müdüre değil, yayın kuruluşu sahibine de hapis cezası geliyor. Ayrıca MİT'e, tüm kamu kurum ve kuruluşları, bankalar ve finans kuruluşlarından, hatta mahkemelerden istediği tüm bilgi ve belgeleri de alma imkanı tanınıyor. Teklifle ayrıca MİT'e, gerekli görmesi halinde "Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle" de temas kurma imkanı sağlanıyor. Ak Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, 'Devlet istihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı kanununda değişiklik yapılmasına dair 15 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. İşte teklifte dikkat çeken maddeler: * MİT, gerekli görürse terör örgütleriyle bile ilişkiye geçebilecek - Teklifteki ilgili madde şöyle; "MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir." * Savcılar, MİT "görev gereği yaptılar" derse, MİT mensuplarına karşı soruşturma açamayacak - MİT mensuplarına yargılama konusunda getirilen bu unsur, teklifte şöyle yer aldı; "Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT ile temasa geçerler. Konunun MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunun anlaşılması veya belgelendirilmesi üzerine adli yönden başkaca bir işlem yapılmaz ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmaz." HER TÜRLÜ BİLGİ VE BELGEYE ERİŞİM HAKKI * MİT, tüm kamu kurumları ve bankalardan istediği her türlü belge/bilgiyi alabilecek - Buna ilişkin yasa değişiklik ifadesi teklifte şöyle yer aldı;"Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzelkişiler ve tüzelkişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilir, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından yararlanabilir ve bunlarla irtibat kurabilir. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamazlar." * MİT mahkemelerden de belli suçlara ilişkin soruşturmalarda, her türlü belge ve bilgiyi talep edip, alabilecek - Bu konuda öneride yer alana ifade şöyle; " 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dört, Beş, Altı ve Yedinci bölümlerinde yer alan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilir, bunlardan örnek alabilir." * MİT, her türlü elektronik dinleme ve izlemeyi yapabilecek - Bu konuda MİT'e verilen yetki, yasa teklifinde şöyle yer alıyor;"Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilir." * MİT belgesi yayınlandığında, sadece gazeteci ve editör değil, medya patron da en az 3 yılla yargılanacak - Buna ilişkin teklifte yer alan ifadeler şöyle;" "-Milli İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bunları yok eden, tahrip eden veya geçici de olsa tahsis olundukları yerden başka yerde kullanan kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. -Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarına ilişkin bilgi ve belgeleri ele geçiren, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bulunduran, kaydeden, bir başkasına veren veya yayan kişiye üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. -Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde süreli veya süresiz yayın sahibi, içerik sağlayıcı, eser sahibi, muhabir, yazar, sorumlu müdür, yayımcı ve basımcı ile yayanlar hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir." YURTDIŞINDA DİNLEME YAPABİLECEK * MİT, yurtdışında da dinleyebilecek. Gerekirse, yurtdışında ankesörlü telefondan yapılan konuşmalar bile dinlenecek - Teklifte bu konuya ilişkin maddede şu ifade kullanıldı; "Önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla yukarıdaki hükümlere ve diğer kanunlardaki düzenlemelere bağlı kalmaksızın; MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla gerçekleştirilen iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev almış olanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir." * MİT hem mevcut elemanlarını, hem de MİT'e yeni başlayacakları yalan makinesine sokabilecek - Bu konu teklifte şöyle yer aldı;"MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinası uygulaması dahil test teknik ve yöntemlerini kullanabilir.* MİT Müsteşarı hakkında aynı konudan ikinci soruşturma açılamayacak." * MİT, yabancılara ilişkin her türlü işlemde "talepte" bulunabilecek - Bu konu, teklifte şöyle yer aldı;"Yabancıların ülkeye giriş ve çıkış ile vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilir. MİT'İN GÖREV ALANI GENİŞLİYOR TBMM'ye sunulan yeni teklifle, MİT'in görev alanı da genişletiliyor. Teklifle, MİT'in mevcut görevlerine şunlar da eklendi; "- Dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi yerine getirmek. - Dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek ve analiz etmek. -İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, yabancı istihbarat teşkilatlarının kullandığı usul, yöntem, imkan ve kabiliyetleri ile teknolojik gelişmeleri takip etmek, uygun görülenleri temin etmek, kullanmak veya uygulamak." Her iki forumda da, "yeni baslik ac" ve " iletiyi on goruntule" ye basinca; Mesaji cikiyor. Biraz once sana bu o.m. i gonderirken de ayni sey oldu. Umarim bu sefer gonderebilirim.
  9. Diktator, "susma, sustukca sira sana da gelecek" soylemini dunku tehdit iceren konusmasinda yasama gecirdi. "ilimli/ortaci/suya sabuna bulasmayan/ortalik yatistirici" v.s. olanlar da diktatorun, tehditlerine yetmedi. Artik "suskunlar" da bu mikroayrimcilik politikasinda bertaraf edilecek. Bundan sonra susanlar ile konusanlar artik ayni kefede. Bu suskunlara artik susmanin da "bir kacis" olmadiginin algilanmasi adina bir ders olur. En azindan konusup, en azindan ne olduklarini ne dusunduklerini ortaya koyarlar.
  10. Henuz duzelmemis. Ayni hata linki cikiyor.
  11. Su an duzeldi mi? Bir deneyeyim.
  12. Aslinda insanoglunun yapilandirdigi ve yapilandirdiginin ne oldugunu algilamak adina; yapilandirilmisligin cesitlerini ve de yapilandiranin bir BEYNIN SENARYOSU MU, YOKSA GOZLEMIN DILE GETIRDIGI MI oldugu farkini algilamak; hem felsefi hem de bilimsel farkin farkini algilamak, hem ideolojik/inancsal hem de bilimsel/bilissel farkini algilamak ile esdegerdir. Bu ayni zamanda akilci ve gozlemci algilama farkinin da farkidir. Insanoglu tarihler boyu, beyninin soyutlama yetisi ile bir suru akilci ve ideolojik inancsal mitler, efsaneler, bilim kurgular, fizik otesi yaratiklar, mistik anlatimlar, masallar v.s. SENARYOLARINI YAZMIS VE YA INANCTA TUTMUS, YA DA YASAMDA CANLANDIRMISTIR. Iste insanoglunun olan bir fenomenin gozlemini dile getirmek yerine, kendi fenomenlestirdigini dile getirmek farki da budur. Dolayisi ile hem yapilandirilmisligin hem de fenomenlestirmenin iki yonlulugu insanoglunu genelde BILIM VE BILIMSELLIKTE BILISSEL OLARAK TUTMAK YERINE, SENARYOSU YAZILANI AKILCI ORTAYA KOYMASI her zxaman onun "isine gelirligi" ortaya koymustur. Tum ideolojik inancsal izmler aslinda ya yazilan bir senaryonun canlandirilmasi mucadelesi; ya da istenen bir senaryonun yasamda olmasi istemidir. Iste burada aslinda senaryoyu oynayanlar, bu yaratilan senaryoya kendini teslim edenler ve krendini ona mensup kilanlardir. Iste bazi senaryolar; genelde mantiksal olabilirlik olasiligini olanakli kilmak adina yasama gecirilebilirler, bazilari ise boyle bir olanakli kilimdan yoksundur. Bu konu aslinda insanoglu numenal yetisinin olani dile getirmek ile bir olan yaratmak ve canlandirmayi farklari ile birlikte algilanma adina ok onemlidir. Ustelik bu gereksiz, anlasmsiz ve luzumsuz aklin inadi; bilimin bilimselligin ve gozlemin, gozlemsel algilamanin ve gozlemci olabilmenin de onundeki en buyuk engeldiir. Ustelik dogal olan bu soyutlama sanki birinin istemi olarak carpitilmis ve insanoglu yasam ve iliskisinde SENARYO YAZDIGI BIR YOLA GIRMISTIR. Nedense bu sahte yasam ve iliski insanogluna "daha cazip gelmektedir." Halbuki olmasi gereken daha zahmetsiz, daha acik ve net daha algilanir oldugu halde bir turlu insanoglu bunun farkina varamamakta diretmektedir. Iste bu nedenden dunyada "yeni olanin" eskiye "baskinligi" bu temeldedir. Iste bu yuzden "eski" yeniye anlamsizca direnc gosterir. Zaten bu fark olmasaydi, ne dogrulama ne gerceklestirme v.s. gibi bir ispata kimse gerek duymaz, kisir dongusel olarak tartismazdi. O yuzden insanoglu eger senaryo yazacaksa, bunun en azindan mantiksal olabilirlik olasiliginin olmasina dikkat etmesi gerekiyor. Yoksa bilim kurgu olarak her yazilan senaryonun canlandirilmasi her zaman teknik olarak mumkundur. Ayni Kabatas icin yazilan senaryonun canlandirilabileceginin mumkun olabilmesi gibi. Yalniz burada mumkun olmayan toplumumuzda hic bir olayin senaryoda yazdigi gibi canlanamayacagidir. Bu senaryo ancak bilim kurgu olur. Keske bu senaryoyu canlandirabilselerdi de, yazdiklari en azindan oynanmis olabilseydi. Akillari senaryo yazmaya yetiyor da, yazdiklari senaryonun canlanamayacagina yetmiyor. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  13. "Guncel Konular" formunda bu sefer de sorun asagidaki aciklama; The website is unable to display the webpage HTTP 501/HTTP 505 What you can try: Go back to the previous page. More information Teknik sorun yeteri kadar giderilemedi herhalde.
  14. Doğan Özlem: Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi. (Profesör). Yüksek Lisans ve Doktora derecesini İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden aldı. İlgi ve çalışma alanları: Etik, Siyaset Felsefesi, Bilim Felsefesi, Estetik, Hermeneutik, Tarih Felsefesi. “Etik: Ahlak Felsefesi”, “Siyaset, Bilim ve Tarih Bilinci”, “Metinlerle Hermeneutik Dersleri”, “Felsefe ve Bilimler”, “Bilim, Tarih ve Yorum”, “Mantık: Klasik/Sembolik Matık, Mantık Felsefesi”, “Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi”, “Tarih Felsefesi”, “Max Weber’de Bilim ve Sosyoloji”, “Felsefe Yazıları”, “Kavramlar ve Tarihleri”, “Bilim Felsefesi”, “Felsefe ve Tin Bilimleri” kitaplarının yazarıdır. Alanında birçok çeviri, derleme kitabı ve makalesi yayınlandı.
  15. Cumhurun basi, internet yasaklarini onayladigini duyurmus.
  16. AKP iktidar surecinde, genelde F.Gulen ve evengalizmin "demokratik teokrasi" tarafinda yer alan, A.Gul'un; tum diktator donemindeki her turlu baskili yonlendirim ve yaptirimlarina karsi ve buna yonelik gezi direnisi ve cesitli halk kesimi eylemlerine karsi ve hatta son donemdeki diktator-cemaat cikar savasindaki her turlu diktatorun yaptirimlarina, gorev degisikliklerine ve 17 Aralik yolsuzluk, rusvet, kara para aklama ve bu konudaki "tarafli yargi" tutumuna karsi ve ayni yarginin diktatorun bertaraf ettiklerine uyguladigi "cezali yargi" nin ve iki yuzlulugun aleni ortada olmasina karsi ve de diktatorun attigi yalanlarin ortaya cikarilmasina karsi v.s. her zaman "ortaci/ilimli/bananeci/sakin/suskun" temelli bir karakteri oynamistir. Yalniz artik iki somut konuda yol ayrimindadir, ya diktadan yana olacak, tarafini belirleyecek, ya da elde kalan hukuktan ve elde kalan BIREYSEL ILETISIM HAK VE OZGURLUGU" nden yana olacaktir. Su an elinde HSYK'yi tamamen yargi olarak diktatorun tek adamina otokrasi olarak teslim edecek olan bir ferman elindedir ve onayini beklemektedir.ya Ayni sekilde interneti dunyanin cag olarak en geri kalmis duzeyine cekecek iletisim hak ve ozgurlugu yani internet yasaklari fermani da elindedir, ya veto edecek, ya da onayliyacaktir. Kisaca cumhurun basinin artik o eski "ortaci olma luksu" kalmamistir. Diktatorun vicdandisi ayrimcilik politikasi; tarafini belirleme adina, onu da son noktaya getirmistir. Verecegi karar sadece kendi beyin duzeyinin algisini ya da politikasini degil; ulke ve toplumun dunya gozundeki yerini belirlemede de onemli bir rol oynayacaktir.
  17. evrensel-insan şurada yorum gönderdi evrensel-insan'nın blog başlığı içinde evrensel-insan'in Blogu
    Bilisim devriminde ANTIAYRIMCI ve farklarin farkinda olarak ve her farkin evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurlukler temelinde talebini, destegini, savunusunu ve temsilini tanitimini yasam ve iliski olarak zihninin bilisselligine cikaran bireyin; Iki ana yonu vardir. Birincisi bireyin iliskide oldugu alan ve bunun gecim paylasim bilisselligidir. Buna en guzel ornegi, 16. yuzyildaki patriotizm algisinda yani "yurtseverligin" "severlik" algisinda ve felsefenin, "phillis" yani "sevgi" temelinde baktigimizda, "YASAMAK ve YASATMAK" SIARLI bireyin "severlik" iliskisinin alani asagidadir. Insan, hayvan, doga, dunya, evren, bilgi ve bilim-severlik. Diger yonu de x ve y temelli insanoglu kavramsal bilgi yapilandirilmisliginin her turlu ayrimci cikarci egosal/akilci temeldeki guce otoriteye ve onun yonlendirimi yaptirimi temelindeki dogumdan itibaren verilen verilerin ve kisice bunlarin kisilik kimlik degeri yapildigi algisi gozlemi ve bilincinde ve farkinda olarak bireyin bu gecimi, paylasimi saglama adina Hem bu yapilandirilmisligin getirdigi sonucu hem de bunlardan kurtulunusu/arinilisi dile getiren ve felsefenin, "sophy" irfan yonunu aciklayan degerler ise sunlardir. insansal temelli Vicdan, evrensel cesitlilik/cokseslilik temelli saygi, adaletin adilligi adina hak ve ozgurlukler ve adaletin zihinsel davranissal duzen ve sistemsel islerligi adina zihinsel serbestlik ve bilissellik. Yukaridaki tum SOYUT ALGIDAKI degerlerin kavramsal anlam ve icerigi evrensel-insan zihniyetinin ANTIAYRIMCI insansalligi, evrenselligi, bilimselligi ve bilisselligi adinadir.
  18. azeteciler, AKP Hükümetinin baskı ve sansür uygulamalarına karşı “Diren gazeteci, diren okur” dedi. Dışarıdaki Gazeteciler adlı grubun çağrısıyla dün Cağaloğlu’da bulunan eski Hürriyet binasının olduğu yerde bir araya gelen gazeteciler, İstanbul Valililiğine yürüdüler. “Alo Başbakan artık yeter” pankartının arkasında yürüyen gazeteciler, sık sık “Alo Başbakan elini medyadan çek”, “Susma haykır özgür basın haktır”, “Özgür İnternet özgür basın” sloganlarını attılar. Sansüre karşı yürüyen gazeteciler valilik önünde polis ablukasıyla karşılaştı. Burada açıklama yapan Gazeteci Çiğdem Anad, gazeteciliğin uzun yıllardır iktidarların baskısı altında olduğunu, telefonla da gelen talimatların, baskı ve oto sansürün yıllardır gazetecileri boğduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetelerdeki haberlere, televizyonlardaki alt yazılara kadar müdahale etmekte sakınca görmediğini belirten Anad, “Bunlar demokratik bir hukuk devletinde, basın özgürlüğünün bulunduğu bir ülkede söz konusu olamaz. Peki bunlar neden Türkiye’de oluyor, daha da önemlisi, bunlar neden Türkiye’de büyük fırtına koparmıyor, sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, daha da önemlisi haber alma özgürlüğü zedelenen halk neden ayağa kalkmıyor?” sorularını sordu. SADECE BAŞBAKAN SUÇLU DEĞİL Yaşanan sansürden, baskıya ortak olan gazete ve televizyon patronunun, haberleri sansürleyen medya yöneticisinin ve daha haberi düşünme aşamasında sansür uygulayan gazeteci ve televizyoncunun da sorumlu olduğuna dikkat çeken Anad, “Gün yaşananları halının altına süpürme günü değil, özeleştiri yapma günüdür. Mesleğimize dört elle sarılma günü, gerçekleri alabildiğince yazma günüdür” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
  19. Hayvan hakları savuncuları eylemdeydi Hayvana uzanan elin cezası Neden yeni yasa tasarısına karşıyız? ETİKETLER Hayvan katliamı - Eskişehir - Hayvan hakları savunucuları - kedi öldürme - hayvana şiddete hayır - Hayvanları Koruma Kanunu - Hayvan hakları savunucuları birçok ilde yaptıkları eylemlerle Eskişehir'de kedi katlettikten sonra sosyal paylaşım sitesinde yayınlayan kişiye mahkeme tarafından 300 TL ceza verilmesini yaptıkları yürüyüş ile protesto ederek bunun kabul edilemeyeceğini belirtti. İstanbul’da hayvan severler, Nişantaşı Cumhuriyet Parkı'ndan Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüyüş yaparak olayı protesto etti. Yürüyüş boyunca düdük çalarak protesto eden hayvan severler, "Ben masumdum öldüm ama", "Katilim serbest niçin!", "Benim adım Mustafa Can Aksoy ben bir kediye işkence ederek öldürdüm sadece 300 TL ödeyerek serbest kaldım" pankartları açtı. "Hayvana kalkan eller kırılsın ", "Vur vur inlesin Parlamento dinlesin", "Şiddete isyan" ve "Kabahat, tecavüz, işkence, hayvana şiddet kabahat değil suçtur" sloganlarını atan hayvan severler adına Galatasaray Meydanı'nda basın açıklamasını Hayvan Sever Gazetesi Kurucusu Tuna Bayık yaptı. Hayvana şiddetin toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çeken Bayık, 2010 yılında 'hayvana şiddete hayır" imza kampanyasını başlatmış olduğunu ve 250 bin imza topladığını belirterek, "Topladığım 250 bin imzayı meclise götürüp teslim ettim. Ancak 3 yıl içerisinde hala bunun hakkında herhangi bir önlem alınmadı" dedi. Mustafa Can Aksoy'un bir kediyi bıçaklayıp ölene kadar ki can çekişlerini videoya çekip daha sonra sadece 300 TL ile serbest kalarak gündemi meşgul ettiğini söyleyen Bayık, "Mustafa Can Aksoy o kediye karşı giriştiği hunharca eylemi kabul edilemez. Her an bir insana da yönelebilir bilinciyle derhal tutuklanması ve yargılanması sonucunda en az 2 sene hapis cezası ile cezalandırılması gerekirdi. Fakat yakalanmadı ve serbest bırakıldı haberleri ile gündemi meşgul etmektedir. Bu kabul edilemez" dedi. Basın açıklamasından sonra hayvan severler Galatasaray Meydanı'nda bir süre slogan ve düdük çaldıktan sonra Başbakan Erdoğan'a gönderilmek üzere imza standı açtı. MUĞLA Muğla Marmaris’te, aralarında yabancıların da bulunduğu hayvanseverlerden oluşan grup, 19 Mayıs Gençlik Meydanı’nda toplandı. Aralarında Marmaris’te yaşayan İngiliz, Alman, Yunan ve İtalyanlar’ın da yer adığı grup, ellerinde pankartlarla, giydikleri 'Katiller aramızda' yazılı tişörtlerle, yüzlerinde maskeleri ve yanlarında besledikleri hayvanlarıyla 19 Mayıs Gençlik Meydanı’nda toplandı. 'Farkında mısın canavarlar aramızda', 'Bugün kedi, köpek yarın sizler öldürüleceksiniz' yazılı pankartlar taşıyan grup 'Katillerle bir arada yaşamak istemiyoruz' sloganı attı. 'Onlar için adalet istiyoruz' başlıklı el ilanları dağıtan grup, 20 dakika sessiz eylem de yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Sibel Filiz, "Bizler burada hiçbir kuruma bağlı olmadan bireysel olarak hayvan katliamlarının durdurulması ve işkence yapanların daha ağır cezalar verilmesi için sesimizi duyurmaya geldik. Hayvanlara yönelik her türlü şiddet ve vahşetin kabahat kapsamından çıkarılarak suç kapsamına alınmasını talep ediyoruz. Gelişmiş ülkelerde hayvanlara kötü muamele eden insanlara hapis cezası veriliyor" dedi. DENİZLİ Denizli Hayvanları Koruma Derneği üyeleri, köpekleriyle geldikleri Delekliçınar Meydanı’nda, hayvanlara yapılan işkenceyi ve tecavüz olaylarını protesto etti. Denizli Motorsiklet Derneği üyeleri de motosikletleriyle Delikliçınar Meydanı’na gelerek, hayvanseverlere destek verdi. Grup adına basın açıklaması yapan Denizli Hayvanseverleri Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Simge Ünal, "5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu amacına hizmet etmemektedir. Son zamanlarda ülkemizde hayvanlara yapılan işkence ve tecavüz olaylarında artış oldu. Kendi kedisine işkence yapan adama 300 lira gibi komik bir ceza kesildi. İşkence ve tecavüz vakalarının çoğunu 15-30 yaş arası gençlerin yapması düşündürücüdür. Tüm hayvanlarımız hak ettikleri şekilde yaşamalıdır. Umut ediyoruz, ilgili merciler Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesini dikkate alarak gerekli düzenlemeleri yapar" dedi. Eskişehir'de yaklaşık 500 kişi yürüdü. Hayvan Hakları Federasyonu HAYTAP'ın öncülüğünde Eskişehir'de hayvanseverler Porsuk Bulvarı'nda toplandı. Çeşitli yazıların bulunduğu dövizler taşıyan ve beraberinde köpeklerini getiren kalabalık adına basın açıklamasını Semra Önal adlı hayvansever yaptı. Semra Önal, "Bu cani katil hiçbir ceza almadan serbest bırakılmıştır. Bugün burada ve Türkiye'nin dört bir yanında merhamet ve vicdan taşıyan binlerce kişi bu vahşeti kınamak ve tek ses olarak 'Kedi katili serbest. Niçin?' diye sormak için bir araya geldi. Evet,bir katil nasıl serbest kalır? Çünkü hayvana işkence vahşet, tıpkı yere tükürmek veya yasak yerde sigara içmek gibi basit eylemlerle aynı çizgide değerlendirilmiş ve 'Kabahat' olarak görülmüştür. Dolayısıyla hakim veya savcı vicdanen istese de hayvanlara işkence uygulayanlara ceza vermemektedir. Oysa hayvan öldürmekle insan öldürmek arası sadece bir adımdır. TBMM'den somut bir talebimiz var. Hayvana işkence yapan, vahşet uygulayan, onun yaşam hakkını gasp eden kişiler hapisle cezalandırılsın. 5 bin 199 sayılı Hayvanları Koruma kanunu yaptırımları 'Kabahatler' kapsamından çıkartılıp 'Türk Ceza Kanunu' kapsamına alınsın" dedi AFYONKARAHİSAR Hayvan Hakları Savunucuları Platformu, hayvan haklarının Türk Ceza Kanunu (TCK) ile korunmasını istedi. Platform üyeleri, hayvan haklarının korunması için Anıtpark'ta basın açıklaması yaptı. Parka hayvanlarıyla gelen platform üyeleri adına açıklama yapan Esra Ölgel, Eskişehir'de bir kişinin kediye işkence yaptığını, bu durumun tüm hayvanseverleri üzdüğünü söyledi. Ölgel, “Hayvan öldürmekle, insan öldürmek arasında bir adım vardır. Caniler, katiller öldürmeyi, hayvanları öldürerek öğrenmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden talebimiz var. Hayvana işkence yapan, vahşet uygulayan, onun yaşam hakkını gasp eden kişiler hapisle cezalandırılsın" dedi. Hayvanlara kötü muamelenin Kabahatler Kanunu'yla cezalandırıldığını hatırlatan Ölgel, “TBMM'yi, uyarıyoruz. Hayvana karşı yapılan şiddet, TCK kapsamına alınsın. Hayvanlara yapılan şiddete devlet kurumlarının seyirci kalmasına karşıyız" diye konuştu. ZONGULDAK Ereğli’de kedi ve köpekleri ile Meydanbaşı Caddesi üzerinde toplanan Gönülden Hayvanseverler Derneği üyesi yaklaşık 50 kişi, sloganlar atarak Atatürk Anıtı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında, 'Hayvanlarımız için de yaşam hakkı istiyoruz', 'Tüm hayvanların bilinci ve duyguları vardır', 'Katiller serbest kalmasın' yazılı dövizler taşıyan grup adına açıklama yapan dernek üyesi Gülper Kurt, hayvanlara işkence edenlere ağır cezalar verilmesini istediklerini söyledi. ADANA Adana’da kedi ve köpekleriyle eyleme katılan hayvan dostları, hayvanlara karşı yapılan işkencenin 'kabahat' olmaktan çıkarılıp, suç kapsamına alınmasını istedi. Adana'daki Atatürk Parkı'nda toplanan 300 kadar hayvansever de eyleme ellerindeki kepi ve köpekleriyle geldi. Eylemciler 'Yaratılanı severim, yaratandan ötürü', 'Ölüm yasasına hayır', 'Canlı hayvana işkence edene lanet olsun' ve 'Kedi katili neden serbest' yazılı dövizlerle taşıdı. Hayvanseverler, 5 bin 199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun kabahatler kapsamından çıkarılıp, 'Türk Ceza Kanunu' kapsamına alınmasını ve cezasız kalmamasını istedi. ERZURUM Atatürk Üniversitesi Hayvanseverler Kulübü ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Erzurum Şubesi'nin ortaklaşa eylem düzenledi Ellerinde, 'Hayvana işkence kabahat değil, suçtur', 'Hayvan işkencesine seyirci kalma', 'Allah (cc) der ki; onlar benim sessiz kullarımdır, hesap günü konuşacaklardır', 'Ölüm yasasına 5199 kere hayır' pankartları taşıyan hayvanserler adına basın açıklasını okuyan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Tuğçe Tolun şunları söyledi: "Eskişehir'de bir cani evindeki bir kediyi bıçaklayarak işkence ile öldürmüştür. Ayrıca bu cani hayvanın bağırsakları dışarıda olarak evin içinde dolaşmasını sapık bir zevkle seyretmiş ve videoya aldırmıştır. Bu cani katil hiçbir ceza almadan serbest bırakılmıştır. Bugün burada merhamet ve vicdan sahibi kişiler olarak vahşeti kınamak ve serbest bırakılan katilden hesap sorulması için bir araya geldik. Caniler, katiller öldürmeyi hayvanları öldürerek öğrenmişlerdir. Hayvana işkence yapan, vahşet uyulalayan onun yaşam hakkını gasp eden kişiler hapisle cezalandırılsın." Evrensel Gazetesi
  20. Kerem Cankoçak: İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi. (Doçent). Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden, Yüksek Lisans derecesini Stockholm Üniversitesi Fizik Bölümü’nden, Doktora derecesini Ege Üniversitesi Fizik Bölümü’nden aldı. İlgi ve çalışma alanları: Yüksek enerji fiziği, “büyük patlama” kuramı, CERN deneyleri, bilim tarihi ve felsefesi. CERN’deki “Büyük Patlama” (“Big-Bang”) kuramı deneylerine ve çalışmalarına katılan Türk bilim adamlarından birisidir. “50 Soruda Maddenin Evrimi” kitabının ve alanında birçok makalenin ve kitap içinde bölümün yazarıdır.
  21. Herzamanki gibi etik hak ve ozgurlukler ile, kurdculuk cikar politikasi bir birine karistiriliyor. Eger zaten T.C. kurdlerin farkinin farkina varmamaya devam ederse, kendi eliyle "KURDLERI KURDCULUK CIKAR POLITIKASINA ITIYOR DEMEKTIR." O yuzden basta turk milliyetci bakis acisi bu konuda oz eletiri yapmalidir. Cunku 1925-1980 arasi surdurdugu FARKI YOK SAYMA VE KENDI FARKINDA ELIMINE ETME politikasinin sonucu, emperyalizmin cikari ve BOP projesi dogrultusunda gerceklesecektir. TURK OLMAYAN HER TURLU EVLADINI KUCAKLAYAMAYAN DEVLETIN, BASKALARININ CIKAR AYRIMCILIGI ILE, KORUYAMADIGI EVLADINI KAYBEDINCE, HAYIFLANMA HAKKI YOKTUR. Unutmamalidir ki "siyaset bosluk tanimaz" senin dolduramadigin boslugu baskasi kendi cikarina seni de ayirarak doldurur. Gezi Bilinci herkese bu temelde bir derstir.
  22. evrensel-insan şurada bir blog başlığı gönderdi: evrensel-insan'in Blogu
    Bilisim devrimini aciklamadan once bu devrime kadar gelen tarihi/zihinsel sureci kisaca degerlendirelim. Hayvancilik ve tarim doneminin zihinsel, ideolojik, inancsal sistem/duzen sekillenisi;din ve mezhep uzerine iken, Endustri devriminin zihinsel ideolojik inancsal sistem ve duzeninin sekillenisi; irk ve milliyet uzerinedir. Bilissel devrim ise EVRENSEL HUKUK INSAN HAKLARI HAK VE OZGURLUKLER TEMELLI OZGUR BIREY DEVLETLERI ILE BASLAR. Bilissel devrim, iki ana yonlu ve tek temel uzerinedir. Temeli BIREYE DAYANIR. Yani BIREYSEL FARKINDALIK VE BILINCLILIKTIR. Bilisim devrimi- Birincisi BILGININ BILISSELLIGINE, IKINCISI BILISSEL BILIME DAYANIR. Kisaca bilisim devrimi, BIREYIN BILGISEL DEVRIMIDIR. Burada bilginin bilisselligi demek, bireyin bildigini her yonu ile ve etraflica aciklayabilecek, ortaya koyabilecek algi idrak ve kavramisligin bilincinde olmasidir. Bilissel devrim, evrensel-insan zihniyetinin de zihinsel duzeyinin temelini teskil eder. Bilisim devrimin en onemli ozelligi, HEM DOGAL/FENOMENAL TEMELLI EGOSAL/AKILCI ZIHNIYETIN SON DURAGI OLMASI, HEM DE NUMENAL ZIHNIYETIN, INSANSAL ZIHNIYETIN BASLANGICI OLMASIDIR. Bilisim devrimi ALISILAGELMIS COREFAITH ZIHNIYETININ BIREYSEL TEMELDE ANLAM VE ICERIK KAZANDIGI ASAMASIDIR. Bilisim devriminin tarihine baktigimizda, iki farkli temelde gelisim oldugunu goruruz. Birincisi emperyalizmin MIKROAYRIMCILIGI TEMELINDE; Ikincisi, bireylerin ANTIAYRIMCILIGI TEMELINDE. Isin ilginci yine tarihteki gibi ilk tarih sahnesine cikisi, ANTIAYRIMCI TEMELDEDIR. Yalniz tarihsel oilarak emperyalist zihniyetin, aslinda antiayrimciligi kendi cikarini gozetme adina ilk basta kendi ulkelerinde uyguladigi ve bunun aksini kendi ulkesi disindaki ulkelerin her turlu kaynaklarini ele gecirmek adina ustelik her turlu baski otorite ve gucu saldiri anlaminda mesru ve mubah kilarak kendi disindaki ulkelere saldirdigini unutmayalim. Iste mikroayrimcilik bu temelde soros ideolojisinin basta din/mezhep ve milli/etnik olmak uzere ayristirarak toplumlari catisma ortamina sokmasi ve insan haklari hak ve ozgurlukler adina onlari isgal etmesidir. iste yukarida bahsettigimiz egosal/akilci zihin temelinin bu temeldeki gelismesindeki son duragidir. Bunun tarihsel sureci de, kuresellesme adi altinda, 11 Eylul katliami ve mikroayrimci temeldeki SSCB ve Yugoslavya'nin parcalanisi surecidir. Kisaca bugunku BOP projesi sureci diyebiliriz. Bilisim devriminin EMPERYALIST ZIHNIYETE KARSI OLAN ILK ANTIAYRIMCI TARIHI TEMELI ISE; 9 KASIM 1989' DA YIKILAN BERLIN DUVARI VE IKI ALMANYANIN BIRLESIMIDIR. Dolayisi ile bilgi toplumu, bireysel bilinc ve ozgur birey devletleri caginda; ayni noktadan (evrensel hukuk, insan haklari, hak ve ozgurlukler demokrasisi) yola cikan bilissel bilim; iki koldan ilerlemektedir. Birincisi EMPERYALIST ZIHNIYETIN CIKARA, GUCE, OTORITEYE DAYANAN VE BILISSEL BILIMIN TEMELI OGELERI DUYGU/AKIL SOMURUSU OLARAK KULLANAN MIKROAYRIMCI YANASIM; Ikincisi OZGUR BIREYLERIN TOPLUM BUNYESINDEKI HER TURLU FARKI FARKIN FARKINDA OLARAK ICSELLESTIREREK VE FARKLARINI KORUYARAK BILINCLI BIR SEKILDE ANTIAYRIMCI TEMELDE BIRLESTIREREK. Bilissel bilimin ulkemizdeki yansisi ise GEZI BILINCIDIR. Cunku bu gezi bilinci DIKTATORUN HER TURLU TOTOLITER VE OTORITER AYRISTIRMACI, OTEKILESTIRICI, BASKICI, EMIRSEL KORKU FELSEFESI VE SURU PSIKOLOJISI TEMELINDEKI YONLENDIRIM VE YAPTIRIMINA KARSI, HER TURLU FARKIN FARKINDA OLARAK VE FARKLARI FARKLARI ILE BIRLIKTE BIRLESTIREREK BU OTORITER VE TOTOLITER YONLENDIRIME KARSI CIKAN BIR ANTIAYRIMCI HAREKETTIR. Bu konu ve kavram cagdaslik,guncellik, zihinsel degisim, bireysel bilinc kazanma ve verilecek her turlu mucadele adina cok onemli sorgulanmasi gereken bir anlam ve icerige sahiptir. En basta emperyalist zihniyetin bilisselligine varmak ve ona karsi verilecek mucadele de bilissel olarak bireylerin yerlerini almasi adina. Sonucta bilisim devrimi ayni amaci tasir. Emperyalist zihniyet bu amaci her turlu cikar isgal bolme adina MIKROAYRIMCILIK olarak kullanirken, ozgur bireyler ayni amaci ANTIAYRIMCILIK olarak birlestirme, butunlestirme olarak kullanmaktadir. Bu temelde sadece bilisim devrimi degil, bu devrimi HANGI ZIHNIYETIN VE NE AMACLA YAPTIGININ BILISSELLIGI DE ALGI GOZLEM VE DILE GETIRME ADINA COK ONEMLIDIR. Mucadele CIKARCI MIKROAYRIMCILIK VE ONU BESLEYEN DINI/MEZHEPSEL VE MILLLI/ETNIK KOKENSEL MIKROAYRIMCILIK DEGIL; AKSINE BU FARKLARIN FARKINDA VE BILINCINDE FARKLARINI TANIYARAK VERILEN ANTIAYRIMCI MUCADELEDIR. Zaten 20. yuzyildan sonra gelen her konudaki dil devriminde, her bir kelimenin KAVRAMSAL ANLAM VE ICERIGI DE HER BIR BEYNIN, ALGI BILGI VE BILINC DUZEYINCE DEGISMEKTEDIR. Buradaki kavramsal anlam ve icerikteki degisim, ya egosal/akilci her turlu cikarin guce otoriteye ve iktidara dayanan somurusunun saldirisinin mesru ve mubah kilinmasinda, ya da insanlik, evrensellik, bilimsellik ve bilissellik adina bilgisel temelde BEYINLERI BILISIM DEVRIMINE YONLENDIRMEDE YARDIMCI OLMAKTIR. Gunumuzun, cagimizin mucadelesi, bu mucadeledir. Hem her bir kisinin kendi zihni ile mucadele hem de kisilerin bu emperyalist zihniyetin, zihinleri kendi cikarlari adina korelten yonlendirim ve yaptirimlari ile mucadele. Dolayisiyle BILISIM DEVRIMINDEKI MUCADELE HEM KISININ KENDI BEYNI ILE IC MUCADELE, HEM DE EMPERYALIST (TANRISAL, DINSEL, EGOSAL, INANCSAL,IDEOLOJIK, CIKARCI GUCE OTORITEYE TAPAN VE YONLENEN MIKROAYRISTIRMACI) ZIHNIYET ILE MUCADELE. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  23. "Guncel Konular" forumunda acmak istedigim baslik ve mesaji yazdiktan sonra "yeni baslik ac" dugmesi tiklandiktan sonra; Asagidaki mesaj cikiyor. Method Not Implemented POST to /forum/index.php not supported. Teknik bir sorun var mi? Ya da ayni sorun baska yazar arkadaslara da oluyor mu?
  24. Felsefi tarih olarak Marx'dan sonra; metafizigin ontolojik temeldeki "mustakil var olan varlik" algisini, materyalizm, idealizm ve pozitivizm disinda; farkli bir boyuta INSANOGLU TURUNUN BIRI BOYUTUNA TASIYAN ilk filozof, Nietzche ve onun sorun olarak dile getirdigi, kendince insanligi "gelen tehlike" olarak uyardigi ve METAFIZIGIN HER TURLU VARLIKSAL TEMELINE YENI BIR BOYUT KATTIGI SOSYO-PSIKOLOJIK SORUNLARIN ANA TEMELINI TESKIL EDEN "BOSLUGA DUSME/CANAVARLASMA" NIN YARATILDIGI ILK AKIMDIR Bu akim ayni zamanda, post modernizmin ve izmsel temelde, sosyalizmin, fasizmin, anarsizmin ve de dunyayi kana bulayan 1.ve 2. dunya savaslarinin emperyalizmin saldiri temelli cikar ulke isgallerinin de temelidir. Ayni zamanda, INSANOGLU DISINDA TESLIMIYET ICEREN DOGAL ZIHNIYETIN, INSANOGLUNU BIRIBIRINE TESLIMIYETI TEMELINDEKI FENOMENAL ZIHNIYETE GECISININ DE BASLANGICIDIR. Zaten Nietzche'nin "Tanriyi oldurmesinin" akilciligi da bu temeldedir. Iste bu INSANOGLU TEMELLI OLAN VE INSANOGLU FARKINDALIGI ICERMEYEN VE INSANOGLUNU BIRI VE TURU OLARAK KARSI KARSIYA GETIREN AKILCILIK, Dunyayi beyinleri her konuda "karistirmis" ve insanligin zihinsel yasaminda yeni ufuklar acmistir. Iste emperyalist zihniyet bu ufuklardan bireyci akilcilik cikarini saldiracagi ulkelere karsi uygulamakta, soros ideolojisinin mikroayrimciligi ve evengalizmin "dinler arasi dialog" politikasi bu saldiri temellerine dayanmaktadir. Ayn Rand ise tarihte ilk defa "ben felsefesi" ni SADECE BIREYSEL TEMELDE ORTAYA KOYAN filozoftur. Birey temelli SADECE BIREYIN BILINCINI ICEREN INSANOGLU TURU BILINCSIZ ONUN BIRININ HER TURLU CIKARINI GUC OTORITE OLARAK USTUNLUGUNU/HAKIMLIGINI MESRU VE MUBAH KILAN bu akimin cesitleri; Bu bir temelli dunyaya bakis acisi ve her turlu akilci soylem ve eylemi iki ana kutuba ayrilir. Bananecilik pasifizmi Bireyci akilcilik canavarligi. Bu akim ayni zamanda batinin POLITIK DEVLETLERDEN, OZGUR BIREY DEVLETLERINE GECISIN BASLANGICIDIR. Ben daha oceleri nihilizm basliklarinda bu akimin ne temelde canavarlastigini detayli bir sekilde aciklamistim. Iste fenomenal zihniyetin, insanoglu turu birinin birine yonelik ve turunu karsisina alan bu akim, insanlik adina EGOSAL TEMELLI SAHTE ELBISENIN EN SON VE EN TEHLIKELI akimidir. Bu akim batida, bananeci bireylerin sadece kendi cikarini dusunen toplumsal yapisi ile, onlari yonlendiren ve yoneten iktidarlarin DISA DONUK EMPERYALIST ZIHNIYET CIKARLI FIZIKI VE ZIHNI SALDIRILARIDIR. Kisaca; Bireysel bilinc BILINCIN BIREYSELLIGIDIR ve bati kokenli EGOSAL AKILCI VE CIKARI ADINA HER SEYI MUBAH VE MESRU KILAN INSANLIKDISI VE VICDANDISI CANAVARLIKTAN, "SUT DOKMUS KEDIYE" KADAR UZANAN YELPAZEDIR. Dogal/fenomenal zihniyetin ve insanoglu zihniyetinin en son asamasidir. OZGUR BIREY DUZEYIDIR. Cesitleri: Bencilik, bencillik, bananecilik, bireysellik, bireyci akilcilik. Birey bilinci ise, BIREYIN BILINCIDIR ve ZIHINSEL DEVRIME ACIK SINIRSIZ VE SONSUZ OLARAK KAVRAMSAL BILGI SERBESTLIGINI ICERIR. Sadece kendi birsel varliginin FARKINDALIGI VE BILISSELLIGINI DEGIL; KENDI TURUNUN DE BILISSELLIGINI ALGILAYABILECEK BIR BEYIN UFKUDUR. Evrensel-insan zihniyeti olarak ise ozgur bireyden, serbest bireye geciste; SERBEST BIREY DUZEYIDIR. Iste ulke ve toplumumuzun belki de olanak olarak yapabilecegi tek sey, CAGDASLASMA ADINA TOPLUMSAL KISILIKTEN, BIREYSEL BILINCI ALGILAYARAK SORUNLARININ BILINCINE VARARAK; BATI GIBI YASAMAK YERINE, HENUZ BATININ YASAMADIGI BIREY BILINCINI KAZANMAK. Sonucta bati bugune kadar DAIMI OLARAK ONDE OLUSUNU HEP YASANMIS TECRUBESINI KENDI CIKARI DOGRULTUSUNDA DUYGU VE AKIL SOMURUSU OLARAK KULLANMISTIR. Bizim onumuzde BATININ YASANMISLIGININ ONUNE GECECEK SON BIR OLANAK BULUNMAKTADIR, BU DA BIREY BILINCIDIR. Cunku bati bireyselleserek, tamamen COGULSAL ALGISINI YITIRMIS VE ZIHINSEL INSANLASMASININ ONUNU TIKAMISTIR. BIZ ISE HALA TOPLUMSAL TEMELLI BIR COGULSAL ALGIYA SAHIBIZ. TUM YAPILACAK OLAN BU COGULSALLIGI YASATAN BIREY FARKINDALIGI ALGISI VE BU ALGININ COGULSAL OLARAK NIHAYI BOYUTU OLAN INSANOGLU TURU ILE BUTUNLESMESI FARKINDALIGI. Iste bu SORUNLARIN ALGILANMASINDA VE BILINCLENME YOLUNDA BIREYIN BIREYSELLIGINE SAPMADAN YASANAN ZIHINSEL DEVRIM SURECIDIR. Bu, yani neden bizlerin batiya nazaran birey bilincine olan degisimimiz ve bati gibi bu bilinci bireysel bilinc duzeyi ve donemi yasamadan elde edebilecegimiz insanoglunun "insanlik algisinin ters isleyisi" basliginda aciklanmistir. http://www.turkish-media.com/forum/topic/298211-insanlik-algisinin-ters-isleyisi/?hl=%2Binsanlik+%2Balgisinin+%2Bters+%2Bisleyisi Yoksa bati gibi OLMAK, bu cagdaslikta batinin onune gecebilme firsati kacirmak ve batinin cikarci akilci oyunlarinin bir daha aleti ve araci olmamak adina bu firsati kacirmak ve "INSANLIGIMIZI DAHA COK KAYBETMEK" DEMETIR. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.