Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Konu hayvanin, insanoglu algisina aci cekmesi degil; sadece anlamsiz yere telef olmasi, bunun ulu orta coluk cocugun gozu onunde yapilmasi ve cocuklar ve hatta yetiskinler uzerindekji yarattigi sosyo-psikolojik etki. Insanoglu neden kendi cocugunu kewssin, bu neyin mantigi? Bu mantik zaten ilkcaglarda insanoglunun korktugu temelde adadigi kurban algisidir. O yuzden kurban bir bayram degil, aksine vahsetin ulu orta hem de coluk cocugun ve de toplumun gozu onunde gerceklesmesi, hayvanlarindagereksiz yere katledilmesidir. Insanoglunun akli var dsa, bunun farkinda bile degil. Cunku aklini sorgulamak icin degil de; ona dayatilanlari uygulamasi ve kul/kole olmasi icin kullaniyor.
  2. Insanoglu ile bilgisayar arasindaki en onemli fark, bilgisayarin insanoglunun bir urunu olmasi ve bilgisayara bilginin insanoglu eliyle yuklenmesidir. Iste buradaki fark aslinda soyutlama farkidir. Yani bilgisayar soyutlayamaz. Sadece ona yukleneni yansitir. Insanoglunu ve ozellikle beynini basit bir varliksal temele indirgemek mumkun degildir. Cunku insanoglunun beyni daimi sekilde bir beliris ve belirtis ortaya koyan, bir karmasik dinamik sistemdir. Burada bilgisayardan farki, insanoglunun baska bir guce gerek duymadan kendi sistemine bilgi yukleyebilmesi, bilgi eksiltebilmesi ve bilgi iletebilmesidir. Iste insanoglunun farki bu soyutlamasidir. Yani muhakeme etmek, deger vermek, degerlendirmek, fikir uretmek, akil yurutmek, tartismak, arastirmak, incelemek, sorusturmek, sorgulamak, kuramlastirmak, one surmek, teori, tez, antitez, sentez, analiz, diagnostic degerlendirme yapmak, kavram mana anlam ve icerik turetmek, kritik, analojik, dialektik, formel mantik ortaya koyabilmek, formuller, grafikler, cizimler uretebilmek, hesaplamak v.s. Bir yerde, bilgisayardaki hardware ve software sisteminin, software'ni kendi yaratmak ve kendine yuklemek. Kisaca insanoglunun her turlu hardware sistemi, kendi kendine soft ware yaratabilecek bir yetiye sahip. Dolayisi ile insanoglunun, yansitan ve yansiyan bir karmasik dinamik system olmasinin temelinde fenomenal olarak beyni ve zihni mevcut. Iste insanoglu soyutlamasini, bu zihinsel beyni yetisi sayesinde mumkun kiliyor. Bilgisayarda, gozlem olarak her hangibir seyi yasam gercegi temelinde somut olarak algilayamayiz. Aksine insanoglu ise soyutlamasi sayesinde, oznel ve nesnel yanini kavramsal bilgi temelinde somut ve soyuta tasiyabilir. Yani yansisini algigini kavramsal bilgi olarak yansitabilir. Iste buradaki yansiyanin yansitilmasinin bes duyu ile algilanabilirligi ya da sezgi/his/duygu ile algilanabilirligi farki soz konusudur. Bilgisayar ise sadece kendisine yukleneni ekraninda yansitir vebu sistemin kurucusu insanogludur. Insanoglu dogumdan itibaren tum yasami boyunca bu karmasik dinamik sistemine algi temelinde soyut ve somut kavram depolar ve bu depoladigi kavramlari da soyutlama yolu ile bilgi temelinde besler. Ayni bilgisayar gibi, insanoglu da istediginde bu depoladigi kavramsal bilgilerini control edebilir, degistirebilir, yenileyebilir, gelistirebilir, bunun paralelinde de her turlu sosyo-psikolojik hareketini control edebilir. Iste buradaki ana fark, bu sistemin deposunu kendi kendine ve bilincalti kullanimi ile, bireyin bilincli ve farkinda olarak bu kullanima yon ve yontem vermesidir. Iste asil insanoglunu bilgisayardan farkli kilan kisim, bu soyutlama yetisindeki her turlu soyutlamanin, bireyin kendi iradesi ve istemi temelinde yapilip yapilmamasidir. Yoksa insanoglu da bir bilgisayardan farksiz duruma gelir. Yani sadece hardwareine software ile depolanani yansitmak. Yani soyutlama yetisini kullanmamak. Ya da kullandiginin farkina ve bilincine varamamak. Kisaca alisilagelmis, otomatiklesmis ve yerlesmis bir sekilde yansitmak. Software I yenilememek, degistirmemek, control etmemek v.s. kisaca software olarak hic bir soyutlama yapmamak. Buradaki software soyutlamasina engel olan soyutlar, genelde; Inancsallar, ideolojiler, izmler, etik her turlu deger, estetik her turlu deger, psikolojik her turlu deger, teoriler, tezler, antitezler, one surumler, mantiklar, hesaplar, formuller, v.s. temelli sorgulanmaz yani soyutlama ile degerlendirilemez kilinan soyutlardir. Iste zaten bilincaltinin da yansimasi budur. Burada aslinda bilgisayarda olmayan, insanoglunun gosterdigi bir savunu, kasi cikis, direnc, kaybetme korkusu, bosluga dusme korkusu, yerine baska bir sey koyamama korkusu, ya da yukaridaki sorgulanmazlarin sorgulandiginda getirecegi degisim korkusu mevcuttur. Iste insanoglu bu temelde bu yerlesmis soyutlarini inatla savunarak, gelisen dunya teknik bilim ve sahip oldugu ve daimi beliris ve de belirtis yansitan karmasik dinamik sistemine karsi bir mucadele vermekte ve de cagdisiliga, gericilige, tutuculuga, muhafazakarliga ve her turlu degisim yenilenim ve gelisime karsi durusa yonelir. Bunun farkinda ve bilincinde olmamasi da zaten; bu bilincalti savununun getirdigi bilincalti direncidir. O yuzden genelde insanoglu, soyutlamasina engel olan bu soyutlarin oyle ya da boyle degistigini bile fark edemez. Cunku bu degisimde bizzat kendisi ve bilinci yer almamistir. Bu bir yerde, bilgisayardaki bir degisimi insanoglunun bilgisayara saglamasi ve bilgisayarin bundan haberi olmamasi bunun farkina varmamasi gibidir. Zaten bunun ilki de boyledir, yani bilgisayar insanoglunun ona yukledigi bilgilerden de habersizdir. Ayni insanoglunun dogumdan itibaren ona yuklenen ve depolanan soyut degerler gibi. Iste insanoglunun kendini ve bilgi sayari yonlendirmesi ve yonetmesi; ya bir farkindalik bilinc irade temelindedir, ya da bilgisayar gibi depolanani sadece yansitmak temelindedir. Iste buradan su sonuc cikmaktadir. Insanoglu bilgisayari her turlu yonlendirdigi gibi, kendi bunyesinde de bilgisayar gibi yonlenenler ve de bilgisayar gibi insanoglunu yonlendirenler olarak ikiye farklilasir. Bu fark once birin kendinden baslar ve bu bir yansittigi ile bu fark ve bilinci insanoglunun soyutlamasina ve de her turlu software ine yer etmis ve sorgulanmayan, soyut degerlendirme degerlerine sunar. Iste bu sunum, ya insandan bilgiden bilimden bilisden, evrensel hukuktan, insan haklarindan ve hak ve ozgurluklerden yanadir, ya da degildir. Ya soyutlama yetisinin isletilmesi farkindaligini ve bilincini vermekten yanadir, ya da degildir. Ya egitmekten, yetistirmekten, ve kendi kararini kendisi almasina yoneltmekten yanadir, ya da degildir. Kisaca insanoglu ya bilgisayar gibi insanoglunu kullanir, degistirir, harcar, v.s. yani yonetir ve yonlendirir. Ya da insanoglu insanogluna bir bilgisayar olmadigini kendi kendini yonetecek ve yonlendirecek soyutlama yetisine sahip oldugunu ve her turlu soyut degerler temelinde hareket yerine, bu degerlerin sorgulanmasini gosterir. Kisaca insanoglu ya zihinsel olarak insanlasir ve insanlastirir, ya da insanoglu kalarak ve insanlasmayi onleyerek yasar. Burada konu sadece insanlasmak degil, evrensellesmek bilimsellesmek ve bilissellesmektir. Kisaca ya zihin degisimi ve devriminin farkindaligi ve bilincidir, ya da zihin farkindasizligi ve zihin yonleniminin teslimiyetidir. __________________ Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  3. evrensel-insan şurada bir blog başlığı gönderdi: evrensel-insan'in Blogu
    Genelde bazi kavramlar anlam ve icerik olarak karistirilmaktadir. Bu mesajda yukaridaki iki kavram arasindaki farki acikliyacagim. Olay (actuality)- Belirli bir zaman, yer sar ve durumda meydana gelmis, olmus bitmis gozlemi olan bir harekettir. Olgu(Fact)- Bilimsel olarak olmuslugu, teori ile ortaya konmus, teorisi test edilmis ve gozlem veren matematiksel/mantiksal Fiziksel ve de sosyal bir bilgidir. Olayda, olmusluk sadece o an yer zaman durum ve sart icin gecerlidir. Baska bir zaman icin gecerli degildir. Yani gozlem olarak bir daimilik icermez. Dolayisi ile yanlislanmasi da mumkun degildir. Bilimsel bir icerigi yoktur. Belirli bir teorisi ve de test edilebilirligi de yoktur. Olgu da ise olabilirligi, gozlemsel olarak yanlislanabilene kadar gecerlidir ve bilimsel olarak baglayicidir, tartisma disidir. Zamansal bir icerigi yoktur, cunku deneyimi her zaman yapilabilir. Gozlem olarak yanlislanabilene kadar, daimilik icerir. Yanlislanabilmesi gozlem ile mumkundur. Tamamen bilimseldir. Test edilebilen teorisi vardir. Isigin hizi bellidir ve olculebilir. Bir olgudur ve gozlem verir. Eger isigin hizi yine gozlem ile yanlislanabilirse, bu olgu gecerliligini yitirir. Herhangibir seyin hizi ise bir olaydir. Sadece o an o yerdeki o fenomenin o sart ve durumdaki gozleme verdigi olcumdur. Ayni fenomen olsa bile baska bir yerdeki zamasndaki sart ve durumdaki hizinin olcumunde ayni sonucu vermeyebilir. Ayrica her bir fenomen, her bir farkli sart, durum, zaman ve yer icin de hizin olcumu degiskendir. Her bir olcum de bir olaydir. Olay genelde bir hareketin kendi zaman yer ve sartinda olusmasidir. Iste bu olusumun dile getirilmesi o olayin aciklanmasidir. Kisaca olayin mantiksal olabilirlik olasiligi olmus ve yerine gelmistir. Yanlislanmasi mumkun degildir. Olgu da ise mantiksal olabilirlik olasiligi, hem teorisinin test edilmesi hem de her seferinde yerine getirilebilmesi gecerliligi vardir. Gozlem ile yanlislanabilir. Mesela evrimsel olarak, bir kisim canlilarin dogumu bir olgudur, yani "canlilar dogar, yasar ve olurler" Bunu daimi gozlemlemek de bu cumleyi teorik olarak pratikte test etmekte mumkundur. Burada bir zaman belirtimi, yer belirtimi, durum ve sart belirtimi v.s. yoktur. Yalniz, "Ali'nin dogumu" olaydir. Hem bir olgunun gozlem veren bir parcasidir, hem de Ali o yer, zamasn, durum, sart ta dogmustur. Bu dogum, zamansal olarak bitmistir ve yanlislanamaz. Kisaca soyle de diyebiliriz. Olgu daimi gecerlidir ve zamansizdir. Yanlislanabilir Gozlemi de daimidir. Olay oldugu an gecerlidir ve zamanlidir. Yanlislanamaz Gozlemi sadece o zaman, yer, durum ve sart icin gecerlidir. Hem olayi veren fenomene/lere hem de yer, zaman, sart ve duruma gore de degiskendir. Burada olgu ve olayi, gercek ya da dogru ile karistirmamak gerekir. Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  4. Ermeniler tarafindan degil, ermeni silahli ceteleri tarafindan kiyima ugrayan, ayrica 1915-22 yillari arasi katliamlardan bahsediyorsan, Osmanli'nin katlettigi ermeni halkindan neden bahsetmiyorsun. Ayrica Osmanli kiyimi 1918'lere kadar surmus, peki 1919-22 arasi ermeni halkini kim kiymis oluyor? Mukayese bile tamamen turk tarafli. Hak ve ozgurlukleri turkler kurdlere zamaninda verse idi, zaten bugunku bolunme tehlikesi de olmazdi. Sen kurdlere turk de diye dayatirsan, ne olmasini bekliyorsun? Bugun turkiye cografyasi eger bolunurse, bunun bas sorumlusu kurd varligini Kabul etmeyenler ve onlari turk demeye zorlayanlardir.
  5. Iyi guzelde bizlerin cektigi zaten hep; sekter ve askeri direktifler yuzundendir. Zaten sorun, birey yetistirememekten birey olamamaktanve herkesin herkesi kendi direktifi altina almak istemesinden kaynaklanmaktadir. Bugun cagdas olarak Turkiye ve toplumu sekterlik askeri zihniyet sivil vesayete degil; bir birini algilamaya saymaya ve birlikte yasamaya ihtiyac duymaktadir, bu da ayristirmaci bir sekilde degil; farklarin farklari ile birlikte birlestirici bir yanasim ile mumkundur. Yoksa ne laiklik, nesosyallik, ne sivillik ne de insan haklarina ve evrensel hukuka bagli bir hak ve ozgurlukler mumkun degildir. Cunku hak ve ozgurlukler birinin digeri uzerindeki kendi hak ve ozgurlugunu bastirmasi ve dayatmasi degildir. Herkesin hak ve ozgurlugudur. Burada cumhuriyetin anlam ve iceriginin, milli degil "halk irade ve idaresi" olmasi onemlidir. Bu halk ta toplum olarak her turlu farkli sosyo-etik degeri icerir. Yani milli ya da dini temeldeki teklestirme vesayeti, Turkiye cografyasina hem tarihi hem yerlesim hem de politika olarak terstir. Bu cografya da hic bir zaman bir tek vesayet icerigi ne olursa olsun, tutunamaz. Bunu da emperyalizm cokiyi bilmekte ve her firsatta tek altinda olani ayrimciliga kiskirtmaktadir.
  6. Hic dusundun mu Turkiye'den neden bir cagdas aydin, bilim adami, filozof v.s. cikmiyor diye. Cunku hepsi sadece olani alir ve tatbik eder. Ustelik yanlis algi ile yanlis temelde. Solculukta sagcilikta boyledir, sadece bir doldurustur. Cunku en basta birey bilinci yoktur. Sadece kisi vatandas olarak devletinin bir emir eridir. Birey bilinci olmayan bir toplum hak ve ozgurluklerini de bilmez. Ne verirsen onu alir. Yani devlet ve hukumet sadece bir politik cikarin elinde kullanim ve uygulama aracidir.
  7. Iste sorun tam da orda. Ben Taa Osmanli'dan baslayarak ve T.C devletini de iceren sekilde; Turkiye cografyasinin toplum ve ulke yasamini hic bir zaman iceriden kimse belirlememistir. Ben bunu baslik olarak acikladim. Ulke ve toplumu hep disaridan iceriden satin alinanlar eliyle yonetilmis ve yonlendirilmistir. Bunun bir nedeni aklin duyguya ustunlugudur. Batinin vicdansiz akli, Turkiye'de her zaman aklinin cikari temelinde duygu somurusu ile kandirabilecegi ve satin alabilecegi birilerini bulmus ve bunlari hep basa getirmistir. Aslinda her basa gelen zaten bu sekilde gelmistir. Kisaca bugunde dahil, T.C. de dahil taa osmanli'dan beri Turkiye'yi iceriden kimse yonetmemi ve yonlendirmemistir Bunun bir nedeni cagdas olarak "kendi sorununu cozemeyenlerin sorununu baskalari ve kendi cikarina kullanir ve cozerler" Iste bunun basinda Anadolu'nun tarihi mozayiginin sosyo-etik farklari gelmektedir. Turkiye bu konuda hep disaridan milli ya da dini etnik ve mezhepsel bir teklestirme politikasinin kurbani olmus ve bu etik deger, politikanin eline somuru araci olaerak verilmistir. Disaridan isteyen bunun dini isteyen milli yonunu cikar kozu olarak kullanmistir ve kullandirtmistir. Iste zatem mikroayrimcilik budur. Ulkede farklarin kimse farkinda degildir ve antiayrimciligi farklarin bilinci ile savunan da yoktur. Sadece bu eylemlere "girtlaga gelince" baski yansimistir. Gezi ornegi gibi. Laik devleti ne biz kurduk, ne bunun bilinci var ne de tam layikiyle bir laiklik degil. O yuzden de dictator rahatca ustune gidebiliyor. Sadece laiklik degil, sosyallik hukuk ve insan haklarina bagimlilik ta Anayasanin bir susu. Cunku bunlarin birak bilincini farkindaligi bile yok. Cunku halka verilmemis, sadece zorla baski ile Kabul ettirilmeye calisilmis.
  8. Osmanlinin yikilisi oyle bir gunluk degil; planli programli bir surectir. Ayni BOP gibi. Bu plan Osmanli aydinlarinin "Avrupa hayranligi" sureci ile baslamistir. 1800'ler diyebilirsin, ya da tarihi Fransiz ihtilali. Yani dunyanin yeni bir duzene hazirlanisi ve gecisi.(laiklik, sehirlesme, milliyetcilik v.s.) Bunun aslinda yurtsever ayagini ingiliz ic savaslari 1600 lerde yasamis ve din'den farklilasma (sekulerite) donemi o zamanlar baslamistir. Hic farketmedim kimin ne kullandigini, ben bildim bileli T.C. kullanirim, kisaltim olarak; kimseden de kopya etmedim. Benim kaynaklarim kendi arastirmalarim gozlemlerim ve degerlendirmelerimdir. Tarafi da bellidir, evrensel hukuk insaan haklari hak ve ozgurlukler. Ben kimileri gibi cikarci temelde bir osmanli bir T.C. yanlisi degerlendirmem yok. Tarihte ne olmussa, o.
  9. Ben onu demek istemedim. Tabiki emperyalizm acisindan hangisi ortada ise onun mikroayrimciliginin yerlestirmesi sioz konusudur. Bugun O.Dogu icin de gecerli olan budur. Yalniz artik milli/etnik kokensel farkindalik dunyanin her bir cografyasinda mevcuttur. Iste O.Dogu'da da bu farkindalik kurd etnik farkindaligidir ve emperyalist zihniyet bunu da kullanir. Kisaca dini kendi bunyesinde ayristirir, milli birligi de etnik bunyede. Bunu hristiyanlar kendi aralarindaki 100 yil savaslareinda yasamislar ve tecrube etmislerdir. Simdi bu savaslari islam dini mezheplerine tasiyorlar. Bu islami terrorist gostermenin disinda bir seydir. Adi da "kaybet kaybet savasi" dir.
  10. Neden acaba? Hangisini tarihte olani mi? Resmi tarihin yazdigini mi?
  11. Bu emperyalist soylem artik gecerli degil; cunku kendilerin e yeni bir soylem buldular. Bu soylemden cikarlkari bitti, hem de 90 senede.
  12. Inanclilarin kaybi bu dunyadadir. Insanoglu dogumunda insiyatifi yoktur, olmesini ise kendi yasayamaz. Dolayisi ile geriye sadece yasami kalir. Iste bu yasami da inanc yasam sonrasina adar, inanci olmayan da istedigi gibi yasar.
  13. Maci kaybeden kim? Asil macin kaybedilmesi cok yakin ufukta. Hem de tam maci kazandigini dusunenlerin ve aslinda macta sadece oyuncu olanlarin eliyle. Konu islam dunyasi degildir. Konu Turkiye cografyasi ve uzerinde yasayan sosyo-etik farklarin tarihi izlerini tasiyan ve bir turlu bir araya gelememesinden de bu cografyayi kaybedecek olanlardir. Cunku onlari bir araya getirmeyen her turlu cikarci emellerine kurban olmak durumundadirlar.
  14. Inanmak ya da inanmamak kisinin bir tarafi olarak, inancsal niteliginin karsit kutuplaridir. Yani "Allahin var olduguna inanmiyorum" ile; "Allah'in yok olduguna inaniyorum" ayni seydir. Yalniz buradaki ana fark; inancsal nitelikte yer alip almamaktir. Yani eger nitelik varliksal ile inancsal nitelik yoktur. Ya da nitelik bilimsel ise inancsal nitelik yoktur. Burada dinin ya da tanrisal niteligin tek bir bakis acisi olmasi ve onun da niteliginin inancal olmasi sorunun kaynagidir. Cunku ayni inanc "bilime inaniyorum/inanmiyorum; evrime inaniyorum/inanmiyorum" dediginde burada bir gecerlilik yoktur. Cunku bilimde evrim de inancsal nitelik tasimaz; bilimsel nitelik tasir. Kisaca burada olan bir olumsuz belirtim, inancsal nitelikten ziyade, varliksal ve bilimsel niteliktir. Yoksa inancsal nitelikteki inanma ya da inanmama dusuncesi, inancsal niteligi degistirmez ve onun bunyesindedir. Yalniz tek nitelik inancsal degildir, sorun da, inancsal nitelikten baska bir inanc niteligi tasimamaktadir. Bir ateist, bir inanira ne der "sen de benim gibi inancsizsin cunku sadece kendininkine inaniyorsun,, aramizdaki fark; digerleri ile birlikte, senin inandigina da benim inanmamamdir." .
  15. Osmanliyi yikma da; Emperyalizmin rolu nedir? Kuvay-I milliye'nin rolu nedir? Nedir ortak noktalari?
  16. Bu konular cok tartisildi. Osmanli imparatorlugunun ortadan kaldirilmasinda emperyalizm ve T.C. hemfikirdir. Aksini soyleyebilir misin? Ustelik zaten emperyalizmdir, 13. yuzyildan itibaren turk kavramini daimi kullanan ve asilayan. Cunku O.Imparatorlugunu ancak etnik mikroayrimcilik yikacaktir ve oyle de olmustur. Cunku osmanli etnik ya da milli bir farkindsaligin farkinda degildir. Onun algisi dini ve mezhepsel bir ayrimdir. Benim gorusummde ideolojinin isi yoktur. Tamamen tarihe ve tarihte olana dayanir. O gun Osmanli'yi milli degerle yikan emperyalizm yarin da turkiye'yi mezhep ve kurdculuk ile yikacaktir. O gun gelinen oyun, bugun baska sekilde oynanmakta, o gunku oyuna canak tutanlar, ayni oyunu devam ettirerek emperyalizmin ekmegine yag surmektesirler. Hangi topyekun savasmis o, sadece kendi cikari olarak saldiran yunanistan ile verilen savasin disinda. Istanbul'u ele gecirmis emperyalistler neden savasmadan cekilipo gittiler. Onlara ne vadedildi, ne verildi? Tarih duygular ve istemler uzerine degil; olmusluk uzerinedir. Yeterki bu olmusluk, oldugu gibi algilanabilsin. Yoksa daha biz cok hem kendimizi hem de tarihi kandirmaya calisiriz.
  17. Iste ulke ve toplumunu bugunku duruma getiren de zaten bu soylemdir. Bu soylem tekrarlandikca da, eger turkluk de yok olursa; bunun ana nedeni bu soylemn ve bunun gibi dusunceler ve davranislardir. Turkiye yi sosyo-etik temelde ustelik etnisitesi bile omayan ve bati sisirmesi ile kazanilan bir kavram temelinde teklestirmek, herseyden once turkiye cografyasinin o mozayik yapi ve tarihine saygisizliktir. Diger bir saygisizlikta baska bir sosyo-etik farka sanki ulkenin sahibiymis gibi hak tanimamaktir. Iste yarin turklugun sonu gelecekse bu soylem ve alginin emperyalizmin cikarina kullaniminin sonucu olacaktir. Bir deyim vardir "kendi dusen aglamaz" Benim korkum dusenin bile neden dustugunun bilincinde olmamasidir, ancak kalkamadigi zaman belki farkina varacak o zaman da is isten gececektir.
  18. Mesela benim bireysel olarak taa 1700'lere kadar bildigim baska dilim ve etnisitem yok. Osmanli'nin Anadolu'lu muslimi olarak turklugu kolayca Kabul etmis ve benimsemisiz. Belki de bir etnisitemin olmamasi, ayni zamanda milliyetci olmami da onlemistir. Ustelik bu ayrimci sosyo-etik degerlerin farkindaligini ve bilincini kazandirmistir. Birey olarak ta tabi bir etnisitesi olanin ve bunu talep etmesinin savunusu ve destegi, benim; evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurlukler farkindaligi algi ve bilincimden gelmektedir. Belki de bu turklugun her turlu yok olma tehlikesi temelinde, turklugu benimsemis bir birey olarak yapacagim talep te turkluk ile ilgili olacak ve ben nasil digger etnisitelere destek olduysam ve onlarin hak ve ozgurlugunu savunduysam, onlarin da benim turkluk taleplerime destek vereceklerini ve savunacaklarini ve kendi etnisite hak ve ozgurluklerini de talep edeceklerini beklemek hakkim. Zaten gezi bilinci de bu degilmiydi. Sosyo-etik her turlu farkin hak ve ozgurluklerde birlesmesi. Kisaca ABD ve emperyalizmin Turkluk asisi, Osmanli'yi parcalamis, bugun de Kurdluk asisi Turklugu parcalayacaktir. Tarih devam etmektedir, umarim ogun o oyuna gelenler bugun bu oyuna gelmezler ve Turkiye cografyasini kimsenin tekelinde degil de; bir suru sosyo-etik mozayigin yasadigi bir cografya olarak algilayabilirler. Iste o yuzden Turkiye cografyasini koruyacak ve kollayacak olan politikalar, cikarlar degil; bu cografyanin halklarinin ortak temelde ulke ve topraklarini savunma ve biribirine destek olma bilincidir.
  19. Osmanli'yi parcalayabilmek icin ortaya attigi etnik mikroayrimciligin, bugun milli temel olarak oturmasi temelinde, milli oturan temeli bozmak Adina artik emperyalizm, bu milli temeli olusturan kavrami artik kullanmak istemiyor, cunku ondan cikari bitti. Yani nasilOsmanli'yi din ile parcalayamayacagini bilen emperyalizm, milli temelli turk kavrami ile osmanli'yi tarihe gomdu. Simdi de milli temele dayanan T.Cumhuriyetini etnik mikroayrimcilik ve mezhepsel mikroayrimcilik ile tarihe gommek istiyor. Kendi bolge cikari Adina da bu bolunmeden ortaya cikacak olanin da diktatorun istedigi gibi, sunni/selefi radikalve seri bir islamn olmasini istemiyor. Sonucta O.Dogu'da bunun kendisine cikardan ziyade zarar verdigini algiladi. O zaman tek care, emperyalizme gore kullandigi ve isini bitirdigi turklugu ve her turlu turk degerlerini ortadan kaldirmak. Bu konuda da dictator ile hemfikir. Farklilastiklari nokta ise, turklugun yerine ne geleecegi. Iste burda diktatorun istedigi islami degil; aksineBOP temelinde Israil ile Ermenistan arasi bir cografyayi kapsayacak kendine bagli bir kurdistani istiyor. Turkiye cografyasinin en az ucte birini iceren bu toprak parcasinin disindakalan cografya ile de vardir bir dusundugu. Aslinda digger bir tarihi gerceklik te, Bati'da (Bulgaristan/Yunanistan) oldugu gibi, O.Dogu'da bir turk ve turkluk degerleri varliginin olmamasi. Bunun da nedeni, O.Dogu'nun henuz din mezhepciliginden milli ve etnik bilince gecmemis olmasi. Iste bunun da O.Dogu'daki varligi Kurd ve kurdluk degerleri olmasi. Bu da kurdlerin de kendi bunyelerinde farklilastigini gosteriyor. Mesela pesmerge ile PYD'nin bir birini "sevmemesi" kurd farklilasmasinin bir ornegi. Bolge kurd halklari ve PKK, YPG, YPJ, PYD, Pesmerge ve daha bir cok silahli milis ve terrorist orgutlenme, O.Dogu'da cirit atiyor. Burada Irak ve Suriye cografyali kurdlerin de farklilasabilmesi soz konusu. Ayrica kurdlerin dini mezhepsel farklari da var. Sunni, Alevi, Ezidi v.s. BOP plani tikir tikir isliyor, ABD belki Esad rejimini deviremedi ama, planladigi gibi; Suriye'de Irak'a parallel olarak bir kurd varliginin oldugunu ISID'i kullanarak gosterdi. Bugun artik Suriye cografi butunlugu de tarihe karismistir. Yani kurulmak istenen Kosava icerikli Kurdistan'in Guney temelli bati ve dogusu plana gore devam etmektedir. Iste Kuzeyi zaten Turkiye cografyasini icermektedir. Ulkeyi ve toplumunu bugunlere getirenler, ABD emperyalizmini artik sikayet etmeyi birakip; kendilerinin her turlu politikasinin buna nasil uyum sagladigini degerlendirsinler. Herkes sapkasini onune alsin ve dusunsun "ulke ve toplumumun bu hale gelmesinde benim payim nedir diye"
  20. Benim etnik koken olarak Kurdlere deginmem, guncel konu oldugundandir. Yoksa sosyo-etik temelde her bir firkin ister mezhebi ister etnik evrensel hukukun insan haklari temelinde zaten hak ve ozgurlugu taninmasi gerekir ve farklarin bir arada antiayrimci sekilde yasayabilmesinin anahtari da zaten budur. Bugun Hindistanda 70 den fazla dil ve lehce konusulmaktadir. Bizlerde ne olursak olalim, resmi dil turkcenin yaninda, kurtce, ermenice, lazca, cerkezce v.s. konusabilseydik ne guzel oludu. Hem her bir firkin farkini daha iyi algilar hem de daha net iletisim kurardik. Halbuki milli temelli her turlu tek dayatilan hakimiyet ve ustunluk politikasi bir suru dilin de kulturun de zamanla tarihten silinmesinin tek sebebidir. Ben bir ara "duny da yok olan diller" listesi vermistim ve bu dilkerin cogu turkiye cografyasindaydi. Bir dili yok etmek dil irkciligidir.
  21. Sen zannedersem farklarin farkindaligi ve bunlarin farklar temelindeki birlestirimi ve butunlugu ile, farklari tanimanin onlari ayirmak anlamina geldigini bir birine karsistiriyorsun. Ilki antiayrimcilik ve insan haklarinin evrensel hukuk ile tanidigi hak ve ozgurluklerdir, ikincisi ise emperyalist zihniyetin mikroayrimciliginin propagandasi ve farklari biribirinden ayirarak biribiri ile savastirmasidir. Ikincisi su an O.Dogu ve Turkiye'de yapilmak istenendir. Ilki ise , cagdasligin bilgi ve bilisim toplumunun biribirine saygili olarak ve biri birini Kabul ederek farklari ile birlikte ayni cografya da yasamasidir. Simdi Turkiye'yi bunu yapmayarak emperyalizmin eline oyuncak gibi verenler ve onun mikroayrimcilik cikar politikasinin vucut bulmasina izin verenler dusunsun.
  22. Peki kurd vatandaslarini ne yapalim? Onlar bugunku Turkiye'nin kurulmasinda ayni cografyanin yerlileri olarak hic bir katkida bulunmadi mi? Demekki turklestirme politikasi geri tepti. En azindan bundan sonar bu turk hakimiyeti ve ustunlugu soylemini birakmak gerekiyor. Cunku bu sekilde bakisa devam etmek, kurdleri tanimamaktir. Peki ne yapsin kurdler?
  23. Iste bu duruma ulke ve toplumunun gelmesinde kimlerin ne konuda payi var herkes sapkasini onune alsin ve dusunsun, dusunsun ki bir daha yaptigi hatayi tekrarlamasin. Ben hatalari renkli olarak koyulastirdim.
  24. Evrensel olarak hic bir zaman aklima hakim ve ustun duruma kendini getirmis ve bunu milli temel altinda birlestirmis, turklugu, Turku dolayisi ile turklugu iceren her turlu sosyo-etik degeri bugune kadar gorunur bir tehlike altinda olacagini getirmemistim. Durum cok acik soyledir. Diktator emperyalizmin emir eri olarak hem sunni mezhepsel teokratik/otokratik diktatorlugunu politikasi olarak dayatmakta ve 2023 hedefini kendine turkiyedeki milli devleti ve milli olusumu tamamen dini devlet ve dini olusum ile belirlemistir. ABD ise O.Dogu politikasinda Turkiye diktatorunu kullanirken, kurdluge agirlik vermekte ve de diktatorun sunni ve de mezhepsel adimlarini da bir ISID olusmamasi Adina dikkatle takip etmektedir. Bu guidisat, turklugun, turk degerlerinin sonlanmasina ve turkiye'nin kurdluge ve islama peskes cekilmesine dogru gitmektedir. Turklugun icine dustugu bu gelecekte ve yakin gelecekteki tehlikede, yine her zaman dedigimi tekrarlayacagim. Turkiye cografyasinin korunmasi ve de uzerindeki her bir sosyo-etik farkin birlikte yasayabilmesi icin turk ve kurd halklari ve de digger halklar birlesmeli ve politikanin; Turk ve kurd milliyetciligine, terorizmin kurd ve sunni/selefi temeline diktatorun teokratik/otokratik gidisine dur demelidir. Bugun artik o didisen ve didismesinin timeline politik cikarin etnik ve mezhepsel duygu/akil ve vicdan somurusunde bulan halklar; turkiye halklari olarak birlesmeli ve kendi demokratik, laik, sosyal ve evrensel hukukun insan haklarina bagli hak ve ozgurlukcu ve politik olmayan tum halklari kucaklayan devletini kurmalidir. Bugun turkiye cografyasinin butunlugunu ve uzerindeki sosyo-etik dini ya da milli farklarin birlkikte yasayabilmesini saglayacak yegane care budur. Yoksa turkiye'nin bolunmesi ve bu cografyanin O.Dogulasmasi ve kurdlesmesi sadece BOP projesine, Israil'e, ABD ve AB'ye politik ekonomik cikar saglamaktan ve zamanla da yok olmaktan gelecekte gorunendir. Gezi bilinci ve bu bilinc temelindeki bir orgutlenme yani halklarin orgutlenmesi tek caredir. Zaman bunun aleyhinde islemektedir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.