evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Kürt Tarihi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:K%C3%BCrt_as%C4%B1ll%C4%B1_T%C3%BCrkler http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:K%C3%BCrt_as%C4%B1ll%C4%B1_ki%C5%9Filer http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:K%C3%BCrtler http://www.washingtonpost.com/wp-srv/inatl/daily/feb99/kurdprofile.htm-------ingilizce-----
-
Kürt Tarihi
http://www.youtube.com/watch?v=vJJiupxPzo4
-
Kürt Tarihi
Madem Anadolu' daki bir Kurt varligindan ve yerlesmisliginden bahsediyoruz. Bu varligin, mutlaka tarihsel bir gelisimini ortaya koymak gerekir. Benim bu konuda, bireysel bir bilgim yok. Yalniz asagida, linkini verecegim yer; oldukca genis bahsetmis ve Kurt varliginin 5000 yillik bir gecmisi oldugundan bahsetmis. Bu link bir giris olarak; bizlere Kurt tarihini, tarihsel olarak ortaya koymada bir acilim getirebilir. http://www.uludagsozluk.com/k/5000-y...3%BCrt-tarihi/ Bu arada "dogrulariyla, yanlislariyla" wiki'yi de unutmamak gerekir. http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCrtler Dogu Isyanlar Listesi http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9...%C4%B1_listesi Kurdistan Teali Cemiyeti http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BC...Teali_Cemiyeti Asagidaki linkte, tarihi videolarla vermektedir. http://video.google.co.uk/videosearc...itle&resnum=4# Günümüzde Kürt tarih tezi olarak ileri sürülen tarih yazımını, üç kuşak şeklinde görüyoruz: I. Kuşak Şerefname, II. Kuşak Nikitin ve Minorsky gibi Rus subayların tezleri, III. Kuşak olarak ise Tori ve Izady gibi Batı Kürdoloji Enstitülerinin tarih yazımları. http://ileri.turksolu.org/27/usumezsoy27.htm Dr. Asad Khailany’nin yaptığı araştırmalarda binlerce ve yüzlerce yıllık tarihi kaynaklar Kürtleri şöyle kaydetmiştir: Sümerler – Kürtlere Karda, Kurti ve Guti derlerdi. Babiller - Garda ve Karda derlerdi. Asuriler - Qurti and Guti derlerdi. Grekler - Kardukh ve Gordukh derlerdi. Ermeniler - Kortukh veya Gortai-kh derlerdi. Persler - Gurd veya Kurd derlerdi. Süryaniler - Kardu and Kurdaye derlerdi. İbraniler ve Keldaniler - Kurdaye derlerdi. Aramaik ve Nesturiler - Kadu derlerdi. Erken islamik dönemlerin Arap yazarları Kurd (çoğul Akrad) derlerdi. Avrupalılar ise M.S. 7. yüzyıldan itibaren Kurd demişlerdir. Milattan önceki tarihlerde Mezopotamya’da tarih sahnesine çıkmış birçok kavimlerin araştırmacılara iddialarına göre Kürt asıllı olduğu belirtilmektedir. Mesela isimleri tarihlerde anılan; Subaru, Kurti, Guti, Lulu, Kusi, Kassit, Mitanni, Mannai, Urartu, Cyrtii (Kyrti/Kur-ti-i), Karduk, Med v.s. gibi kavimlerin çoğunun Kürd olması yüksek olasılıktır. Etimolojik olarak incelendiğinde bugünkü Kürtlerin atalarından bahsedildiği ileri sürülmektedir. Kürtler (Kürtçe: tekil. Kurd کورد, çoğul. Kurdan کوردان), Orta Doğu'nun yerlilerinden olup doğuda Zagros dağlarından batıda Toros dağlarına, güneyde Hemrin dağlarından kuzeyde Kars-Erzurum platolarına kadar uzanan, Kürdistan olarak anılan coğrafî bölgede yoğun şekilde yaşayan tahminen yaklaşık 20–25[13] veya 20–30[14] milyon kişiden oluşan etnik gruba mensup ve Hint-Avrupa dili konuşan halklardan biridir. Bugün en büyük Kürt nüfusu Türkiye'de bulunurken,[15] İran, Irak ve Suriye'de de kayda değer Kürt nüfusları bulunmaktadır. Gerek bölgedeki siyasi ve sosyal karmaşa ve sorunlar gerekse diğer sebepler dolayısıyla, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında oluşan göçlerle Batı Avrupa başta olmak üzere Kuzey Amerika ve Orta Asya gibi farklı coğrafî bölgelerde yerleşmiş bir Kürt diasporası da mevcuttur.[14] Kürt kültürü yüzyıllarca süren etkileşimin de sonucuyla diğer Orta Doğu kültürleriyle çeşitli benzerlikler barındırırken, Kürt dinî inancı oldukça senkretik bir biçimde gelişmiştir.[16] Bugün Kürtlerin çoğunluğu Şafii mezhebine bağlı Sünni Müslümanlarken, birçok farklı din ve inancın da mensuplarına rastlanır. Bunlara ek olarak Kürtler arasında ortaya çıkan ve Kürt kültür ve dinî anlayışıyla karakterize çeşitli dinî mezhep, akım ve inançlar da mevcuttur; Yezidilik ve Ehl-i Hakk gibi.[16] <LI class=toclevel-1>1 Kökenbilim <LI class=toclevel-1>2 Tarih <LI class=toclevel-2>2.1 Köken ve Antik çağlardan Orta Çağ sonlarına Kürtler 2.2 Orta Çağ sonlarından 20. yüzyıla Kürtler <LI class=toclevel-1>3 Çağdaş Orta Doğu'da Kürtler ve Kürdistan <LI class=toclevel-2>3.1 Kürdistan <LI class=toclevel-2>3.2 Türkiye <LI class=toclevel-2>3.3 İran <LI class=toclevel-2>3.4 Suriye <LI class=toclevel-2>3.5 Irak <LI class=toclevel-2>3.6 Ermenistan 3.7 Afganistan <LI class=toclevel-1>4 Kürt diasporası <LI class=toclevel-2>4.1 Avrupa <LI class=toclevel-2>4.2 Kuzey Amerika <LI class=toclevel-2>4.3 Orta Asya 4.4 Uzak Doğu <LI class=toclevel-1>5 Dil 5.1 Kürt edebiyatı <LI class=toclevel-1>6 Kültür, sanat ve toplumsal yapı <LI class=toclevel-2>6.1 Kürt müziği ve dansı <LI class=toclevel-2>6.2 Kürt kilim ve halıları 6.3 Kürt sineması <LI class=toclevel-1>7 Din <LI class=toclevel-2>7.1 Ehl-i Hakk 7.2 Yezidilik <LI class=toclevel-1>8 Kaynakça ve notlar <LI class=toclevel-1>9 Ek okumalar[*]10 Dış bağlantılar Kökenbilim Kürt (veya Kürd) sözcüğünün etimolojisi oldukça tartışmalı bir konudur ve tam olarak nasıl türediği kesin olarak bilinmemektedir.[17] Bazı bilim adamları Kürt sözcüğünü, MÖ 24. yüzyıldan kalma antik Sümer tabletlerinde geçen ve yine bir halkı tanımlamakta kullanılmış olan Guti sözcüğü ile ilişkilendirmiş, bazıları ise Kürt sözcüğünü, Xenophon'un yazılarında, bugün Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerde bulunan bazı kabileleri tanımlamakta kullanılan Kardukhoi (ki bu Kardu sözcüğünün çoğulu sayılır zira son ekteki kh kısmı Ermenice çoğul ekinden gelmektedir ve Xenophon bu kabilelerin isimlerini Ermenilerden öğrendiğini belirtmektedir) sözcüğü ile ilişkilendirmektedir.[17][18] Daha sonraları Livy, Polybius ve Strabo'nun eserlerinde de Kyrtiae olarak anılan ve Kürtlerle ilişkilendirilen bir topluluk göze çarpmaktadır.[17] Bununla birlikte, çağdaş bağlamdaki Kürt sözcüğü İranîdir; nitekim Sasaniler döneminde yazılan Kârnâmag î Ardashîr î Babagân destanında da bu sözcüğe rastlanır.[17] Kürd ismi büyük ihtimalle Farsça Gord yani "kahraman" isminden türemiştir.[17] Özellikle erken dönem araştırmacılar Kürtleri Xenophon'un bahsettiği Kardukhoi ile ilişkilendirseler de 20. yüzyılın başından itibaren bu görüşler tartışılmış ve önemini yitirmiştir.[17] Xenophon'un Kardukhoi olarak adlandırdığı halkın Kürtlerle özdeşleştirilmesinin nedenleri, yaşadıkları bölgenin bugün Kürdistan'ın içinde yer alıyor olması, alışkanlıklar ve çeşitli dış özelliklerdir. Bununla birlikte, bu sonuç bugün Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Kürdistan'da her daim Kürtlerin yaşamış olduğu ve tarih içinde bölgede gerçekleşen göçlerin göz önünde bulundurulmaması gibi sorunlu öncüllere dayanmaktaydı. Aynı zamanda belirli bir bölgede yaşayan toplulukların zaman içinde etnik kökenleri gibi özellikleri haricinde benzer yaşama şekilleri göstermeleri beklenen bir gelişmedir.[17] Genel olarak eski kaynaklarda geçen ve tarihte zaman zaman Kürtlerle ilişkilendirilmiş olan Kardu, Kyrtiae gibi halkların konumu da tartışma konusudur ve dilbilimcilerin genel kanısı bu isimlerin Kürt isminden farklı oldukları yönündedir. Bu görüşün en büyük sebebi bu sözcüklerin sonunda yer alan ve sözcüklerin kökünün de bir parçası olan kısa ünlü harfidir. Özellikle Kardu sözcüğü çok tartışmalıdır; bu sözcüğün ilk harfinin K harfinden ziyade Q harfini tarif etmesi olasıdır ki bu olasılık da Semitik "QRD" ("cesur" veya "güçlü" anlamında) kökünü işaret eder;[17] bunu savunan dilbilimciler olduğu gibi eleştiren ve reddedenler de olmuştur.[19] Bunun dışında Kardu sözcüğünün Gürcüler için kullanılan özgün bir isim olan Kart'veli ile ilişkili olabileceği ortaya atılmıştır. Ayrıca, eğer Kürd sözcüğünün Farsça Gord sözcüğünden türediği kabul edilirse, Gord sözcüğünün yöresel Kardu (veya Qardu) gibi bir ismin İranîleştirilmiş bir formu gibi görülmesi de mümkündür.[17] Kurtlerle ilgili, her turlu konuyu isleyen linki veriyorum. Bilhassa ingilizce bilen arkadaslarin, bir goz atmasini isterim. Ayrica verecegim linkin icinde; her gerekli bolumun ustu tiklanirsa, o bolumun daha detayli anlatimina erisilir. Ben, size ana linkleri veriyorum. http://en.wikipedia.org/wiki/History_of_the_Kurds http://en.wikipedia.org/wiki/Kurdish http://en.wikipedia.org/wiki/List_of...e_note-konda-1 http://en.wikipedia.org/wiki/Kurdish...te_of_Istanbul http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Kurdish_people http://en.wikipedia.org/wiki/Kurdish_language Akademik bir link http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0s...t%C3%BCs%C3%BC Bu da resmi siteleri. http://www.enstituyakurdi.org/ Bir de burasi var. http://www.kurdshow.com/?sf=haber&ha...12811&ktg=1570 İsmail Beşikçi. http://www.yeniperspektif.com/newsde...sp?NewsID=2295 Evet, basliga katilim olursa konu tarihi ve kurd yasam ve iliskisi perspektifi acisindan detaylanacaktir.
-
Sizce...Cumhurbaşkanlığına Kim aday olmalı?..
Evet bir tek fark temelinde bakmak ayristirmadir. Yani turk acisindan bakmak. Ben ise farklarin hak ve ozgurlukleri temelinde gozlem yapiyorum ve turk'un disinda baska farklarin oldugunu da gozlemliyorum. Bunu ben demiyorum. Toplum farkli halklari olarak kendi farkini kendi hak ve ozgurlugu olarak ortaya koyuyor. Ben "sen kurdsun/ermenisin/dinsizsin" demiyorum. Bunu diyenleri gozlemliyorum ve bunun onlarin hak ve ozgurlugu oldugunu insan ve insanlik adina biliyorum. Ortada benim yaklasimim yok. Sadece ideolojik inancsal dogru olarak degerlendirmedigim bir gozlem var. Sen herseye tek bir fark acisindan baktigindan bu gozlemi alamiyotsun.
-
Ulusal Sorun ve Iki Boyutu
Milliyet ve milliyetcilik 18. yuzyilin bir urunudur. Dolayisi ile Italyanlarin "turk" kavramini kullanmasi hangi ideolojik inancsal temele dayanir. Kurtler konusunda da yaniliyorsun. Yakinda "kurd tarihi" diye bir baslik acacagim. Ordan kurdler ile ilgili etnik kokensdel tarihin gecmisine bakabilirsin. Turkluk bir etnik kavram ise nasil oluyorda Turkiye'nin kurucusu turkler oluyor. Ataturk Turk muydu, Anadolu direnisindeki katilimin sadece turk oldugunu neye dayanarak soyluyorsun? Bir ulkkenin vatandasina o ulkenin etnik kimligi degil, cografi adinin kimligi verilir. Cunku vatandas ulkenin ve cografyanin vatandasidir ve etnik bir kokene indirgenemez. Senin sorunun farklarin gozlem veren olgusu ile eylem olan ayristirmayibir birine karistirmak. Zaten farklari ayristirirsan ulkeyi bolersin, farklari bir arasda tutabilirsen ulkeyi korutrsun. Iste burada farkin farkina varmamak, farklari gale almamak ve yok saymak ya da tek bir farkin temelinde ayirmaktir sorun olan. Oyuzden asil farklari tek bir temelde algilamak ve digerlerini yok saymak ayristirma ve boluculuktur. yani "herkes turk/sunnidir" demek ya da "sen turk/sunni degilsin" demek. Sonucta her ikisi de sadece turk ve sunni temelinden bakmakta ve gozlem veren farklar gercegini ve olgusunu kendi ideolojik ve inancsal aklina alet etmekte. Gercegi kendi dogrusu ile saptirmaktadir.
-
Nefsine Hakim Olmak-Birey Bilinci
Konuya su temelde bakarmisiniz. Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyleme neden olan eylemi başlatabilen yetidir. Dolayisi ile ozgur iradenin varsayim ile bir ilgisi yoktur. Ozgur irade bir olgudur, sadece kendilik bilisselligi gerektirir. Yani neden metafizik varliksal ontolojik ve teolojik temelde; insanoglu iradesini ya kendini maddelestirerek ya da kullastirarak kendi disi bir guce teslim ediyor ve bunun ustelik kendisi bunu yaptiginin farkinda ve bilincinde olamiyor ve serbestlik yerine dogalk ve fenomenal zihniyete teslimiyeti algiliyor ve zihniyetini buna teslim ediyor?
-
Evrim ve Islam/Musluman
Evet, aslinda konunun boyutu iki turlu. Aslinda "core faith" yani bilincalti kabul edilen ve iman haline gelmis inanclar. Ustelik bunlar sadece dini degildir. Ideololjik etik toresel ahlaki milli sosyal tarihsel v.s. olabilir. Core faith "Davranis uzerine" basliginda aciklaniyor. Digeri de belief temelli. Yani kisinin kendini inandirmasi. Mesela materyalizmin maddenin tek, ilk mutlak olduguna kendini inandirmasi. Buradaki inancta aklin gozlem vermeyen ve olgu olmayan inancidir. Iste bu her ikiside ilki, ilmi sozde bilimi bilimsel olarak degerlendirerek, digeri de bilimselligin sinirinin epistemolojik oldugunu yani yanlislanabilir oldugunu algilayamayarak; bilime ideolojik inancsal felsefi metafizik bir icerik katmakta; bilime felsefeyi tasiyacagina, felsefeye dine v.s. bilimi tasimaktadir. Kisaca bilimsel felsefe yerine, felsefi bilim yapmaktadir. Bu bir yerde varliksal temelli tartismalarin klasik anlamda bilimin tartisma tabani oldugu 19. yuzyildan kalmaktadir. Yalniz sunu da unutmamak gerekir ki; bilimselligi ve gozlemi ilk defa aklin gercegin ne oldugu inanci ile ideolojiye ve akilciliga tasiyan Sokrates ve Aristo'dan sonra yerlesen karanlik cag dan; ronesansi dogurtan da inanirlar olmuslardir. Mesela dusunce ve ifade ozgurlugunu 16. yuzyilda ilk ortaya atan bir papazdir. Iste bu das bize aklin sinirlarinin inanca teslim olmayacagini ve bilhassa beynin dusunce ufku ve gozlemin bir de numenal insanlik vicdaninin er gec sinirlardan arinip serbestlesecegini gosterir. Iste bu ikinci ronesans sonrasi gelen beynin zihin ve dusunce serbestligi, bilhassa 20. yuzyil ortalarindan bu yana geri donmeyecek sekilde bilinc ve farkindalik yasni bilissellik kazanmistir. Bunun basinda insanoglunun kendi varliginin farkindaligi ve bilinci gelir. Zaten bu bilissellik artik aklin her turlu sinirini ustelik bilincli olartak sorgulamanin da baslangicidir.
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Safiye Ayla'nin anisina: http://www.youtube.com/watch?v=uh4Dkdv_Bs0
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Ziya Taskent'in anisina:
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Baris Manco'nun anisina:
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Cem Karaca'nin anisina: http://www.youtube.com/watch?v=HkE-7zSHrxg
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Zeki Muren'in anisina: http://www.youtube.com/watch?v=j6a_GCTMFdM
-
Bilinc Uzerine
Birincisi, bilinc fenomenal (yani bes duyuya yansiyan) bir olgu degil, numenal (bes duyuya yansimayan beynin fonksiyonlari) bir olgudur. Ayrica consciousness olarak algilanan suur ve bilincin, iki ana farki ve islevi vardir. Bunlardan biri awareness, yani farkin farkina varmak ve farkindalik; digeri cognition, yani bilissellik bilginin ne oldugunun bilinmesidir. Soyle bir ornek verirsek, yemek yemek bir suurluluk ve bilinc islevidir. Ne yediginin farkinda olmak ve ne yedigini bilmek farkindalik islevidir. Ne yedigini, neden yedigini, nasil yedigini v.s. bilmek ise bilisselliktir. Yani, bir bebek suurlu olarak yemek yer, fakat hem ne yediginin farkinda degildir, hem de neden ve nasil yedigini bilmez. Cunku henuz ogrenmemistir. Bilgi, ogrenildikce vardir. Yalniz her ogrenilen bilgi, ogrenen acisindan farkindalik ve bilissellik degildir. Yani kisi, ogrendigini sadece uygulamaktadir. Neyi uyguladiginin farkinda olmayabilir ve neden ve nasil uyguladiginin da bilisselligine erismemistir. Iste bu temeldeki bilinc, OGRENILENIN FARKINDALIGA VE BILISSELLIGE, KISACA BILMEYE TASINMASIDIR. Mesela bir kisi isci olabilir, ama isci oldugunun farkindaligi ve bilisselligi farkli bir seydir. Bir kisi teist/ateist olabilir, fakat; teist/ateist oldugunun farkindaligi ve bilisselligi farkli bir seydir. Yani her teist/ateist olan o bilinc ve farkindaliktadegildir. Teizmi/ateizmi ogrenmis, fakat bilmeye tasiyamamistir. Dolayisiyle suurlulugun, henuz ogrenilmediyse ve bilmeye kisi tarafindan sorgulanarak tasinmadiysa, farkindaligi ve bilisselligi yoktur. Ayrica, acknowledge, herhangibir seyi bilincli, bilissel ve farkinda olarak bilmektir. Yani kavramaktir.(anlamak degil), bunun da karsiligi comprehension, cognizance, perception temeli algilamaktir. Algilama icin, bilinc, bilissellik, farkindalik temelli kavramak gerekir. Yani anlamanin dogrulugu/yanlisligi degil. Verildigi gibi yorumsuz almak ve ne verdigini bilerek, bilincli ve farkinda olarak vermek.
-
Bilinc Uzerine
Bilinc bir fenomen degil; numendir ve cognitive science, bilissel bilimin bir konusudur. Fenomenal tabani ise hem beyin hem de beyne yansiyan ve bu yansinin beynin algilamasi ve bu algi temelinde de yasam ve iliski surdurmesidir. Yani, beyni olanin her turlu algisi temelindeki kendi yasam ve iliskisi icin, kurdugu iliskidir. Ama sadece konu suur olacak alinacaksa, yasama ve bunun paralelinde korunma, beslenme, ureme ve sosyallesme yetisidir. Bu temelde bilincin kokeni dogumdur, dogani yasatandir. Bilincin ctetolojik yapisi,yani kokeni ve elde edilmis karakterlerinin gelisimi olarak ilki fenomenal, ikincisi de numenal yapisidir. Bilincin fenomenal kokeni, beyin onun konektom ve norokimyasal yapisinin ona yansiyani algilamasi ve bu algiyi monolog olarak yansitmasidir. Iste bu temelde beyni olan her canlidan bu ozellik kendi beyin yapisi temelinde, kendi algisi temelinde ve kendi monologu temelinde evrimin mutasyon ve dogal secilimine paralel olarak dogada yasam suren ve beyni olan turun bu tursel yasamindaki elde ettigi birikimi ve bir nesil sonrasina yaptigi aktarimidir. Bu temelde bizlerin de birer uyesi oldugu insanoglu turunun beyni, yine bizlerin algisina gore canli ve beyinli turler arasinda en gelismisi ve yine bizlerce epistemolojik olarak alternatifsiz olanidir. Bize tur olarak en yakin olan beyni gelismis canli, yine evrimsel olarak maymun tutudur. Burayakadar konunun fenomenal yapisi gecerlidir. Bilincin asil onemi onun numenal yani goruntu vermeyen yonudur. Bu da yine insanoglu basta ve epistemolojik olarak alternatifsizdir ve evrimsel siralama ile diger beyinli canlilar gelmektedir. Burada en onemli konu, her tur kendi bunyesinde bir beyin ve bilince sahiptir ve ancak kendi turu bunyesinde algilar. Insanoglu en gelismis tur olarak sadecekendisini degil, diger canli/cansiz varliklari da kendi algisiyle degerlendirmekte ve ortaya koymaktadir. Buradaki en onemli konu, insanogluna ait bu algisal ortaya koyumun, basta cansizlar olma vasfiyla sadece insanoglu monologu oldugu ve ortak bir dialogun olmadigidir. Tekrar bilincin numenal yapilandirilmisligina donersek, bu konu cognitive science, yani bilissel bilimin konusudur. Iste bu bilimin degerlendirdigi bilinc, canlilarin yasam olarak ortaya koydugu suurdan farklidir. Bu anlamdaki bilinc, bilissel ve farkindalikli olarak GELISEN, DEGISEN, YENILENEN bir bilinctir. Yalniz ve maalesef, bu bilincin degismesi, yenilenmesi ve gelismesi; FENOMENAL YAPIDA DEGIL, NUMENAL YAPILANDIRILMISLIKTA MUMKUNDUR. Bu da beyin sahibi kisinin, beynin kendi islevi disinda ona gozlem, sorgulama, nedenselleme, irdeleme, arastirma, v.s. temelli BEYNI DUSUNDURTMESI VE BEYNI KENDI ISLERLIGI DISINDA HAREKET ETTIRMESI VE YONLENDIRMESIDIR. Konuyu fazla uzatmadan ve gelen yanitlarin devami temelinde birakarak bir ornekle noktalamak istiyorum. Bu ornegi de sitenin konusunda verecegim. Bilincin bu temelde iki duzeyi vardir. KULLANILAN BILINC BILINC DUZEYI ELDE EDILMIS BILINC. Mesela bir teist, teist bilinc duzeyini kullanmakta, onu sahiplenmekte, sabitlemekte, savunmakta, korumakta ve ondan huzurlu bir sekilde onunla birlikte yasam surmektedir. Ama,eger bu teist TEIST BILINC DUZEYINI ELDE ETMISSE, bu bilinc alti ya da bilerek olabilir, iste o zaman insan ve insanlik adina ondan rahatsizlikduyar ve hatta zarar gorur. Iste bu beyni yeni bir bilinc kullanimina tasir. Bu da antiteist duzeyidir, ve bu zincir kisinin bilincalti ve/veya bilerek ve farkina vararak kendinin rahatsizligi v.s. temelinde tekrar degisime ugrar. Iste bilincteki bu degisim ve gelisim, tamamen kisinin beynini beynin kendi disindaki islevi disinda dusundurtmesiyle paralel ve ayni zamanda kah bilinc alti zorlamasi, kah bilerek kendisinin rahatsizligi, zarar gormesi algisi ile paralel, kisaca KISININ KENDI KULLANDIGI DUZEYI KENDISINE SORUN YAPMASI ILE PARALEL bir degisim, gelisim ve yenilenim gosterir. Bu surekli suregelen bir surectir, ya rahatlik duraganligindadir ve savunmadadir, ya karsi cikis duraganligindadir ve saldiridadir,ya da sorgulama hareketliliginde ve beynini dusundurtme durumundadir. Bu her halukarde, her ideoloji, inanc ve degerde ve her duzeydedir. Iste bilincin, kah bilincalti zorlamasinin BILINCSIZ VE FARKINDA OLMADAN degisime yonlenen rahatsizligi, kah BILINCLI VE FARKINDA OLARAK SORGULANAN rahatsizligi bilinci degistirir, gelistirir ve yeniler. Yalniz, eger rahatsizligin zorlamasi bilincalti ise ve kisi degisime hazir degilse, beyin bunu kisiye gosterir ve kisi hazir olmadigini algilar, ya da degisim bilincsiz gerceklesmisse, kisi eski bilincine geri donebilir. Iste beyinde dogumdan itibaren alinmis kah disaridan verilen, kah kisinin kendi kendine verdigi her turlu icerik ve konudaki degerin kisinin yasam ve iliskilerindeki rolu,onun bilinci ile paraleldir. Isin en aci ve istenmeyen yonu de, mesela teist duzeyi kullanan bir bilincin, ateist ya da antiteist,ya da nonteist bir bilinc duzeyini algilayamamis olmasidir. Cunku ortada rahatsizlik ve sorgulama yoktur, sadece kullanim, savunu ve koruma vardir. Oyuzden antiteist bir icerik, teist savunuda geri teper,nonteist bir icerik ya algilanmaz,ya soru isareti birakir. Bu karsitlik bilinci ise aklin bilinc siniridir. Eger herhangibir icerik bu sinirin disinda ise ve kisi kendi bilincini savunu, koruma ve kullanma ve hatta baskasina iletme durumunda ise, o bilinc disi bir icerik algilanamaz ama en azindan bir acaba ve soru dogurabilir ve kisiyi kendi bilinc savunu duzeyinden rahatsiz edebilir. Iste butun bunlarin temelinde, insanoglunun her turlu zihinsel degisimi,gelisimi ve yenilenimi ve bu degisimin, bilime ve teknige olan katkisi ve zihniyet degisimi ile gelen yeni yapilanmalar, sistemler ve duzenler ve de bilginin surekli suregelen gelisimi, bilincalti zorlamasindan ziyade, kisinin kendi duzeyini sorun algisi temelinde kendisinin bilerek sorgulamasi ve bunu aliskanlik haline getirmesidir. Sonucta bir bilinc duzeyinden digerine degisim, bir son ve nokta degil; bir virguldur. Iste tum butun bunlarin isiginda, cognitive science; insanoglunun ve her turlu numenal gelisiminin bilim, bilgi ve farkindalik olarak temelini teskil eder. Bu da bilincin gelisiminin, evrimselden ziyade, kisi eliyle devrimsel yani bilerek sorgulama algisidir. Iste,numenal degisim; zaten kisinin dusunce ve davranis yasam ve iliski degisimi ve kisaca kisinin degisimi demektir. Eger yanit gelirse, konunun her bir kismi dahadetayli tartisilabilir ve gelistirilebilir.
-
Bilinc Uzerine
Bilinc; insanoglunun fenomenal degil; numenal yetilerinden, beynin dusunce ve davranis olarak bilissel, inancsal, ideolojik, bilimsel yansimasidir. Bilinc, numenal bir beynin hareket degeri olarak, insanoglu fenomenine algisal temelli yasam ve iliskilerinde yon verendir. Bilimselolarak, cognitive (bilissel, farkindalik iceren) science, bilimin konusudur. Bir kisi dogumdan itibaren bulundugu cografya ve toplumun bilgisi temelinde bir suru bilgilerle beslenir. Bu bilgilerin, inancsal etik, ideolojik, bilimsel kabulu ve uygulanmasi, savunulmasi ya da reddi ve karsi cikilmasi genelde ogrenileni verildigi gibi uygulama temelindedir. Burada bilinc,kisinin kendisine verilen bu bilgileri kendi adina sorgulayarak, nedensellestirerek, inceleyerek ve irdeleyerek; ogrenmeden bilmeye tasimasi ve bu kendisine verilen degeri, yasam veiliskilerinde bilerek kullanmasi ya da karsi cikmasi, ya da kavram olarak ondan arinmasi temelindedir. Ogrenilen bir kavramin yasam ve iliskide, bir inanc, ideoloji, bilimsel bir olgu v.s. olarak kisilik ve kimlik degeri haline getirilmesi ve bunun sorgulanarak kisi tarafindan bilmeye tasinmasi onun bilinc duzeyidir. Bilinc, sadece epistemolojik olarak insanogluna ait bir numendir. Burada bilinci, suur veya suurluluk ile karistirmamak gerekir. Bir kisinin bilinci ne duzeyde ise, yasam ve iliskileri de o duzeydedir. Bilinc sabit bir numen degildir, kisinin kendisini ve ogrendiklerini sorgulamasi ile, bilinci degisir, gelisir, yenilenir. Mesela, bir teistte ateist bir bilinc yoktur. Bir ateist teist bilincin ne oldugunu algiladigi ve bunu sorgulayarak bu bilinci kendine zararli gordugu, yada bu bilincten rahatsiz oldugu, ya da bu bilinci sorun olarak algiladigi icin, ateist olmustur. Iste bu temelde, geneldeayni duzeydeki bilincler biribiriini anlayabilir. Bilinc farklarinin biribirini algilamasi ise, nerede ise imkansizdir. Cunku bilinc, o konudaki aklin inancsal ya da ideolojik siniri demektir. Eger konu bu sinirin disinda ise, konunun aklin siniri disinda kalan bilincin dile getirdiklerini algilamasi zorlasir ve aklin siniri acabaya acik degilse de, akil kendi sinirini savunacagi icin, bu kendi sinir disi konuyu algilamasi pek olanakli degildir. Sonucta her duzey bilinc, her konuya kendi duzey penceresinden ve o pencere sinirindan bakar. Bilincin kokeni, bu temelde beyinin algisina ve bu alginin beyine ne gibi bir yon ve yontem vermesine baglidir. Bilinc icinde bulundugu ideolojik, inancsal dogrusundan rahatsizlik duymuyor, zarar gormuyor ve bir sorun yasamiyorsa, ortada sorgulanacak bir sey olmadigindan; o bilinc sabitlesir. Taki sorgulayana kadar.
-
Nefsine Hakim Olmak-Birey Bilinci
Dinde kullanilan bir terim vardir "nefsine hakim olmak" buradaki en onemli sorun, nefsine hakim olamayanin nedenini kendinde degil, karsi tarafta aramaktir. Bilinen en guzel ornek tahrik ve teshir algisidir. Eger bir inanir nefsine hakim degil ise; kendi tahrikini kendinde degil; teshirde arar. Bir yerinde bir inanirin, aklinin beyninde degil de, uckurunda olmasinin sebebi nefsine hakim olamamaktan gecer. Burada cagdas, soso-psikolojik bir sorun vardir. Algi olarak nefs hakimligi tamda kendilikbilisselliginin birey farkindaligi ve bilincinin bir tezahurudur. Halbuki inanirin kisir dongusu ise kendi varliginin bilinc ve farkinda olamamak ve inandigi ne ise ona iman temelinde teslim olmak acisindan; nefs hakimiyetine yonelme ya da yoneltilme yanilgisidir. Cunku nefs hakimligi kisinin kendisinden gelir ve karsi tarafa yonelen bir ithami/suclamayi baskiyi icermez. Halbuki yukaridaki ornekte verilen teshir/tahrik iliskisi, tam da bu nefs hakimiyeti olamamaktan kaynaklanir. O yuzden buradaki soru, birey bilinc ve farkindaligi olmayan bir kisinin ustelik kendisini iman temelinde inancla yok edisinin ve kul olarak algilamasinin getirdigi kendi varliginin bilinc ve farkina varamamasi, nasil olurda bir nefs hakimiyeti getirir. O yuzden inanir arkadaslara ve materyalist arkadaslara sormak istiyorum, nedir nefs hakimiyeti ve bu nasil saglanir? Bunu saglayan kimdir/nedir? Baskasini ayni ornekteki gibi teshir olarak itham etmeden ve suclamadan kendi tahrikine nefs olarak nasil hakim olacaktir? Burada aslinda ozgur irade devreye girmektedir. Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyleme neden olan eylemi başlatabilen yetidir. Dolayisi ile ozgur iradenin varsayim ile bir ilgisi yoktur. Ozgur irade bir olgudur, sadece kendilik bilisselligi gerektirir. Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyleme neden olan eylemi başlatabilen yetidir. Dolayisi ile bunun varsayim ile bir ilgisi yok. Ozgur irade bir olgudur, sadece kendilik bilisselligi gerektirir. Ozgur iradenin olmadigini tanri teslimiyeti ya da madde teslimiyeti olarak algilayanlar, insanoglunun numenalyetisini ve kendisini yonlendiren soyutlamasinin farkinda ve bilincinde olmayanlardir. Evet nefs hakimiyeti nedir ve nasil saglanir, kim/ne saglar?
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
http://www.youtube.com/watch?v=trz8xwAiwJk
-
Evrensel-Insan Zihniyeti
Dogal/Fenomenal Zihniyet, Insanoglunun Numenal Insanlik Sorunudur. Yukaridaki baslik, evrensel-insan Zihniyeti'nin bilimsel, bilissel, epistemolojik ve metafizigin hem varlik hem de fizik otesi temelli dogal zihniyetine cognitive, yani farkinda olarak noncognitive, yani bilissiz, anlamsiz, gereksiz, kisir dongulu, akilci, oldugunu ortaya koyan bir tezidir. Evrensel-insan Zihniyeti tezine gore dogal zihniyet, dogal zihniyet olarak (qua felsefesi), insanoglunun kendi kendine bir tur ve bir bir olarak vermis oldugu her turlu akilci ve soyut degerin insanoglunu numenal kullanim ve paylasim olarak insanlastirmadigini ortaya koymaktadir. Bunun aksini dusunen zihniyet, burada dogal zihniyeti numenal insanlik gosterdigine dair savunmak isterse, her turlu felsefi, bilimsel, bilissel dusunce ve bilgisini ortaya koysun. Evet, evrensel-insan zihniyeti dogal zihniyetin, insanoglunun numenal insanlik sorunu oldugunu soylemektedir. Konu tamamen numenal yani, zihinsel, dusunsel, felsefi, fikirsel, gorussel bir konudur. Konuda insanoglunun fenomenal yapisinin ve goruntusunun kisiliginin, kimliginin, toplumunun, inancinin, degerlerinin, lakabinin yeri yoktur. Konu insanoglunu, kisileri, toplumlari v.s. degil; insanoglunun numenal yetisini ve bunun dusunce ve davranis, sistem ve duzen ve de kurum ve kuruluslarini yani akilciligin yarattigi her turlu ideoloji, inanc, ayrim, cikar temelli dunyanin hangi cografya ve toplumunda olursa olsun, nesillerden nesillere yerlesmis her turlu degeri, veriyi ve tabuyu islemekte ve bunlarin insanoglunu numenal yeti kullanim ve paylasimi olarak insanlastirmadigini dile getirmektedir. Aksini dusunen bir zihniyet varsa, bu baslikta kendi dusuncesini bilgi paylasimi olarak felsefi, bilimsel, bilissel nedenleri ile acikliyarak ortaya koyabilir. Yukarida kullanilan her kavramdan, eger yanit yazacak dusunce; emin degilse, bu kavrami da sorabilir, kavrama verilen anlam ve iceriginin verildigi gibi algilanmasi, konunun konudan sapmadan, saglikli ve bir uyum icinde islenmesine yardimci olacaktir. Burada islenen konu/kavram evrensel-insan zihniyeti degil; o zihniyetin, dogal zihniyete qua felsefesi ile bakisinin ortaya koydugu konu ve kavramina gore sorunsal resimdir.
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
http://www.youtube.com/watch?v=HauInKxuzgs
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Kamil Sonmez'in anisina: http://www.youtube.com/watch?v=r286ruqY7MU
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
http://www.youtube.com/watch?v=TSE2TzX4QNo
-
Turkce Sozlu Muzik-Sanat/Turku/Bati/Ozgun v.s.-Nostalji
Senay'in anisina:
- Yabanci Dilde Muzik-Nostalji
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Configure browser push notifications
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.