evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Senin ideolojik inancsal dogrulamana ve buna kendini inandirmana gore olabilir. Epistemoloji de nesnel bilgi yoktur. Cunku bilgi insanoglu urunudur. Herkesi baglayan da olgudur, olgu da bilimsel bilgidir.
-
Mantıksal Olabilirlik Olasılığı şeklinde bir kullanım doğru mudur ?
Sorun nedir? Mantiksal olabilirlik Olasiligi olmus ve yerine gelmis Olasiligi olabilir ya da olmamis.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Haala ayni yanlis algi. Fenomen ile gercekligi ayni algilama hatasi. Tabiki dunya insan zihninden bagimsizdir, cunku bir fenomendir. Dolayısıyla, ilk cümle Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır efendim, bu çok açık ve net ! Bunu görmeniz lazım artık. Fenomen ile gerceklik ayni sey degildir. Ilki bilimsel olarak algiya gozlem veren tabandir. Ikincisi insanoglu yapilandirilmisligidir. http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7012-gercek-hakikat-gerceklik-gercekcilik-neyin-gercek-oldugu/ Yapilandirmaci epistemoloji- Bilgi felsefesi olarak gercekligin yapilandirilmis oldugunu soyler. Yapilandirmaci epistemoloji-Bilimsel felsefe olarak fenomeni algiya gozlem veren taban olarak alir.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Yine niyet okumaklave kendi dusunceni bana yuklemekle mesgulsun. Ben nerede ve ne z\aman olgu nesnel olabilir, dedim. O kisim burda; Matematiğin bilimsel bilgisi nesnel değil midir ? evrensel-insan, 05 Ağu 2013 - 12:59 tarihinde , dedi ki Burada olabilire tekabul eden, matematigin bilimsel bilgisi yani teori hipotez v.s. Nerde nesnellik?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Nerde bahsediyor. Daha once verdigin alintilar ve benim sana acikladiklarim, gerceklik uzerine; fenomen uzerine degil. “ Gerçeklik Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar. “ ( tr.wikipedia ) Kime neye gore bu aciklama? Buradaki aciklama ontolojik aciklamadir, epistemolojik degil. Biz ise epistemolojiden bahsediyoruz. Sana daha once de soylemistim. Varlik metafizigin/ontolojinin konusu, bilgi de epistemolojinin diye. Epistemolojiye gore varlik bir bilgidir. Varliga iliskin olan hersey bir bilgidir, buna varligin kendisi de dahil. Fenomen bilimin gozlem veren tabanidir. Bu fenomen, metafizigin fenomenoloji felsefesindeki fenomen degildir. Fenomen de varlik degil; gorungudur. ( tr.wikipedia ) Bunu ben yukarida izah ettim zaten. constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesi, Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır. '' According to constructivists the world is independent of human minds '' ( en.wikipedia ) Hala ayni hatada israr ediyorsun. Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Neymis celisen?
-
Taksim Dayanışması: Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz
00.53 Demirören AVM önünde “Hüloğğğ” diye bağıran eylemcilere polis saldırdı. 00.45 İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Özyurt: “Bugün İstanbul’da gönüllü sağlık hizmeti verirken bir hekim ve bir tıp öğrencisi elleri kelepçelenerek gözaltına alınmıştır. Hekimleri gözaltına alma girişimleri konusunda çok sayıda bilgi ulaştırılmaktadır.” 00.34 Akrep İstiklal üzerindeki tüm ara sokaklara gaz atıyor, saldırısını aralıklarla devam ettiriyor. 00.32 İstiklal Caddesi üzerinde dolaşan akrep Nevizade civarında plastik mermi atıyor. 00.28 Akrep İstiklal Caddesi üzerindeki eylemcilere tekrar saldırdı. Ardından geri çekildi. 00.16 Hürriyet’ten İrem Koker’in bildirdiğine göre, 12 gazeteci polisin müdahalesi sonucu yaralandı, iki gazeteci de gözaltına alındı. 00.09 Odakule’de ismi Kader olan 2 yaşında mavi tişörtlü bir kız çocuğu kayboldu. 00.04 Polis İstiklal Caddesi üzerindeki her ara sokağa 3′er 4′er tane gaz bombası atıp ilerliyor. 00.03 Polis TOMA’yla Mephisto Kitapevi’ne doğru ilerliyor. Çevik kuvvet polisi de ilerliyor. 00.02 Polis istiklal girişinden ara sokaklara gaz bombası sıkarak ilerliyor. 6 TEMMUZ 23.57 İstiklal’in girişinde polis, eylemcilere su sıktı. Ara sokaklara da su sıkıyor. 23.52 Polisin geri çekildiği söylentisi üzerine Odakule’deki eylemciler Galatasaray Lisesi’ne doğru kalabalık bir grup halinde yürüyor. 23.26 Odakule civarında eylemciler, polise gaz taşıma ihtimaline karşın ambulansları kontrol ediyor. 23.23 Radikal’den Serkan Ocak’ın Twitter’dan duyurduğuna göre, “Odakule’de Onur Yılmaz adında bir kişi gaz fişeğinin yüzüne gelmesi nedeniyle yaralandı, Hasekiye götürülüyor.” 23.09 Odakule çevresinde direniş sürüyor. Eylemciler büyük bir ateş yaktı, polis ara ara saldırmaya devam ediyor. 23.07 Aydınlık muhabirleri Bestegül Öneren ile Selçuk Özmen gözaltına alındı. 22.55 Kadıköy-Karaköy arası gidip gelen vapurlarda, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atılıyor. 22.28 Sol Portal’ın haberine göre, Ayışığı Kültür Merkezi’nde 21 kişi gözaltına alındı. 22.20 Polis Demirören AVM ile GS Lisesi arasına gaz attı. Direnişçiler ses çıkarma eylemi yapıyor. 22.19 Sol Portal’ın haberine göre,polis handaki Ayışığı Kültür Merkezi’ne girip içeride çok sayıda gözaltı yaptı. 22.18 Sol Portal’ın haberine göre, polis TKP ilçe binasının hanına girdi, içeri girmeyi zorluyor. 22.16 Polis Balık Pazarı’na girdi. Pazarın içine gaz attı. Demirören AVM’den itibaren Balık Pazarı’na gaz atıyor. 22.08 GS Lisesi, İstiklal ve Odakule’de direniş sürüyor. Direnişçiler, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıyor. Polis gaz ve plastik mermei ile yer yer saldırmaya devam ediyor. Eylemcilerin birleşmesini engellemeye çalışıyor. 22.07 Orhan Adli Apaydın Sokak’a kırmızı su sıkılıyor. 22.01 Odakule içine gaz atılıyor. Odakule, gaza boğulmuş durumda. 22.00 Odakule ve Orhan Adli Apaydın arasında çatışma sürüyor, gaz bulutu yükseliyor. 21.56 Galatasaray Lisesi çevresinde öbek öbek bekleyen eylemciler, “İsyan devrim özgürlük” sloganı atıyor. Polis cadde içinde bekliyor. 21.54 İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı gaza boğulmuş durumda. Her tarafta gazdan etkilenmiş olan insanlar bulunuyor. 21.50 Altıyol-Boğa’da toplanan Kadıköylüler Bahariye’ye doğru yürüyüşe geçti. 21.46 Polis Mis Sokak’ta tekrar saldırıya geçti. Diger Haberler; Anadolu Ajansı (AA) İstanbul Bölge yöneticisi Mustafa Ekici attığı twitlerle Talimhane’de pala ve sopalarla direnişçilere saldıran kişileri savundu. Taksim Dayanışması bugün 19.00′da yapılması planlanan ama polis terörü nedeniyle yapılamayan basın açıklamasını internet sitesinden yayınladı. Tayyip Erdoğan’ın sivil kahramanları Talimhane’de oteller bölgesinde ellerinde palalarla insanlara saldırdı. Kadınlar, polis tacizi ve tecavüzüne karşı Taksim’deydi. Yüzlerce kadın, AKP’den ve onun tacizci tecavüzcü polisinden korkmadığını hep bir ağızdan haykırdı.
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
Hayir degildir, cunku insanoglu oznelligi tasir. Yani insanoglu turu disinda ortaya konmus bir bilgi yoktur.
-
Bilim ve Utopya Dergisi
Millî Gururu Çiğnetmeyen Komünist: NÂZIM HİKMET Bilim ve Ütopya’nın yeni sayısı, 1 Haziran'dan itibaren bayi ve kitabevlerinde! Derginin kapak sloganı ise, “Nâzım Hikmet”… Bilim ve Ütopya, Haziran sayısında kapak dosyası olarak ölümünün 50. yılında yurtsever ve komünist şair Nâzım Hikmet işleniyor. Dergide yer alan yazılar şöyle: Bir mihenk taşı olarak Nâzım Hikmet - Özdemir İNCE Bir komünistti, bir enternasyonalist idi ama bir Türk olarak komünist ve enternasyonalist idi. Bir komünist ve enternasyonalist idi ama aynı zamanda bir Kemalist ve ulusalcı devrimciydi. Tek parti döneminde düzmece nedenlerce hapse atıldı ama asla bir “müflis” olmadı. Sovyetler Birliği’ne iltica ettikten sonra, dönemin Demokrat Parti iktidarını ve Adnan Menderes’i kıyasıya eleştirdi. Türk halkını (yani Türkiye’de yaşayan bütün etnisitelerin oluşturduğu halkı) her şeyin üzerinde tuttu. Nâzım Hikmet şiirinde ideoloji ve dil sarmalı - Seyyit NEZİR İdeolojiyi yaşamın kıyılarında dolaşarak doğrulamaktan çok, yaşamla doldurma, zenginleştirme, dahası yaşamla aşma girişimi ancak onun göze alabileceği büyük çabalar ve deneyimler istiyordu. O; hem ulusal hem evrensel zeminde İstiklâl Savaşımızın yaşam ürünlerini ve Ekim Devrimi’nin evrensel deneyimlerini yaşayıp edinmekle kalmadı. Mapusane yaşamında yıllar boyu gün yirmi dört saat birlikte olduğu insanların davranışlarına ve sözcüklerine yüzyıllar içinden süzülüp gelerek sinmiş olan nice ayrıntıyı tekrar tekrar kendi eleğinden geçirerek onları oluşturan bütünlüğün sırrına erdi. “Cephenin ön saflarına…” - Ahmet SAY “Sen…” dedi (ve susmak yerine yutkundu), “sen, cephenin ön saflarına gitmelisin!” Anlamamış gibi bakıyordum yüzüne. Daha doğrusu, açıklama bekliyordum. “Senin mücadele yerin yurdundur! Görmüyor musun yurdun halini? Emperyalizmi kapıdan kovduk, herifler bacadan girdi… Senin yerin orası! Gitmelisin! Cephenin ön safların gitmelisin!” “Yirminci Asır Hindistan Tarihi”: Nâzım Hikmet’in sömürgeciliğe bakışı - Öykü (TERZİOĞLU) ÖZER Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’de bulunan “Yirminci Asır Hindistan Tarihi” başlıklı bölüm aslında “Britanya bankalarının localarında oturan filozofların” öncüsü olduğu sömürgeci tarih anlayışına iki açıdan cevap ve alternatif teşkil eder. “Irk”lar arası değişmez bir hiyerarşiye dayanan bu hiyerarşi içerisinde beyaz adamın sorgulanmaz üstünlüğünü temel alan sömürgeci tarih anlayışından farklı olarak Nâzım Hikmet’in benimsediği maddeci tarih anlayışı özcü değil değişime dayalı bir anlayıştır. “Ressam Yunus Emre”nin Nâzım’la yedi yılı - İbrahim BALABAN İbrahim Balaban’la Nâzım Hikmet’in aralarındaki iletişim yolu en başta dil değil, yağlı boyalar, portrelerdir. Önce Nâzım, Balaban’ın tablosunu yapar, sonra Balaban Nâzım’ın… Nâzım, demir parmaklıklar ardında, akademi bitirmemiş, üniversiteye gitmemiş genç yetenekten çok etkilenir. Balaban’a tüm boyalarını verir. O yıllarda 18-19 yaşlarında olan Balaban ile Nâzım Hikmet arasında baba oğulun çatışmaları da bağlılığı da tecrübe edilir. Nâzım Hikmet’in bas-bariton şiiri - Mecit ÜNAL Yaşadığı çağda ses kayıt cihazları bulunmadığı için sesini bilemesek de hem Namık Kemal için, hem de taş plaklara okuduğu şiirlerinden sesini bildiğimiz Nâzım Hikmet için şiirlerini kendi seslerine göre yazdıklarını ileri sürebilirim. İki şairin de yaşadıkları ve şiirlerini yazdıkları çağlar devrim çağlarıdır. Namık Kemal’in şiiri “1. Meşrutiyet Devrimi” çağının şiiridir. Nâzım Hikmet ise üç devrim ile iki dünya savaşı çağında ve soğuk savaş çağında yaşamıştır. Matematiği nasıl öğretiyoruz? - Prof. Dr. Timur KARAÇAY Matematik öğretiminin nasıl olması gerektiği konusundaki tartışmaların Plato Akademisine kadar; yani 2500 yıl geriye giden bir geçmişi vardır. Örgün eğitimin bütün dünyada yaygınlık kazandığı 20.yüzyıl başlangıcından sonra, başka alanlarda olduğu gibi matematik öğretimi, hem içerik hem öğretim yöntemleri açısından sık sık tartışma ve inceleme konusu olagelmiştir. Türler, tanımları ve ırklar – Çağrı Mert BAKIRCI İnsanların hepsi tek bir türe (Homo sapiens) aittir ve bu tür altında tek bir alt tür (ya da ırk) dahi bulunmaz! Çünkü izole yaşayan insan popülasyonları bile onları ayrı bir ırk sayabileceğimiz kadar bağımsız bir evrimsel değişim geçirmemişlerdir ve geçirmemektedirler. Ancak uzun vadede bu izolasyonun sonuçları neler olabilir, bunu zaman gösterecek. Bilim kültürü- Prof. Dr. Remzi DEMİR Kaynaklar az, buna mukabil bunlardan yararlanmak isteyenler çok olduğu için toplumlar, mümkün olan en iyi seçimi yapmak ve kendilerini, diğer toplumlardan avantajlı kılacak bir kültüre üstünlük tanımak mecburiyetindedir ve bu kültür, hiç şüphe yoktur ki “Bilim Kültürü”dür; çünkü Bilim Kültürü’nün biçimlendirdiği Zihnî Dünyalar, bireyleri ve toplumları, Duyumsal Âlem’in mevcudât ve hâdisâtından koparmaz; bilakis, bunları anlamaya ve değiştirmeye icbar eder. YAŞAM AĞACI Ortaçağ - Prof. Dr. Melek DOSAY GÖKDOĞAN Ortaçağ gibi uzun bir zaman dilimini temsil eden ve Antik uygarlığın eserlerini muhafaza ederek ve onları zenginleştirerek tekrar Batı Dünyasına aktaran İslâm Uygarlığının bilim kahramanlarını ve eserlerini tanıyarak değerlendirmek, günümüz uygarlık dünyasının kökenlerinden birisini tanımak ve anlamak olması bakımından dikkate değer. Tıp kurumu sağlık için tehlikeli mi? (2) – Prof. Dr. Tamer AKÇA Bu bölümü ve kitabın tamamını değerlendirirken gözden kaçırılmaması gereken ilk konu, kitabın ilk basım yılının 1975 olmasıdır. Bu dönem modern tıbbın kendisini yeni yeni bulduğu bir dönem olup, literatür bilgisi oldukça kısıtlıdır. Bu anlamda Illich de (biraz da bilinçli bir tercihle) tek taraflı ve bugünkü bilgiyle karşılaştırıldığında ciddiye almanın mümkün olmadığı literatür verilerine dayanmaktadır. Ayrıca Doğa Tarihinden Notlar, Arkeo/İzlem, Kitap Kurdu, Çetin Ceviz Problemleri ve Ödüllü sözcük Bulmacası…
-
Bilim ve Utopya Dergisi
Bilim ve Ütopya’nın yeni sayısı, 1 Haziran’dan itibaren bayi ve kitabevlerinde! Derginin kapak sloganı ise, “DİRENİŞİN BİLİMİ”… Dergide Türkiye’yi sarsan Haziran Ayaklanması, ideolojik, siyasal, sosyolojik, psikolojik ve sanatsal boyutlarıyla işleniyor. Dergideki yazılar şu şekilde: Örgütlü Güç Oyunu Bozar – Emrah MARAŞO Direniş tek bir atakla bitecek bir hareket değildir. Direnişin zorbalıkla biteceğini sanan gericilik büyük bir yanılgı içerisindedir. Halk yeni biçimlerle, yeni mücadele araçlarıyla direnişini sürdürecektir. Cumhuriyet’e, özgürlüğe, bağımsızlığa sahip çıkan devrimci güç bu inisiyatifin önderliğini yaptığı, yeni örgütsel araçları ve mekanizmaları halkla birlikte kurduğu oranda halkın önü açılacak ve hareket liderine kavuşacaktır. ‘Kemalizmle Mücadele Derneği’nin Yeni İcadı – Güney YAMAN Ne güzel, “AKP Kemalistleşti” formülüyle, medyadaki idiyokratlarımızın, Komünizmle Mücadele Derneği dönemi İslamcılarını imrendirecek bir metafizik düzeyine ulaştıklarını da görmüş bulunuyoruz: İslamcılık iyilik mertebesine konulurken, Kemalizm bütün kötülüklerle özdeştir. AKP gibi bir partinin bile suçlarını Kemalizm’e yamayacak kadar, Kemalizm’i nefret nesnesi haline getirmişlerdir. Bunlar aydın değil ideolog, ideolojilerinde zerre birikim olmaması açısından da idiyokrattırlar. Türk Toplumu, AKP’nin Biçmek İstediği Gömleğe Sığmadı – Yrd. Doç. Dr. Atakan HATİPOĞLU Yaşanan son olaylar, Türk toplumunun tarihsel ve sosyolojik birikiminin, Siyasal İslamcıların ona biçtiği elbiseye uymayacak kadar gelişkin olduğunu ortaya koydu. Vücudunuza çok dar gelen bir gömlek hareket ettiğinizde nasıl yırtılırsa, AKP’nin dinci-mezhepçi zihniyetinin Türk toplumuna giydirmeye kalktığı gömlek de öyle yırtılmıştır. Korku İmparatorluğunun Sonu: İnsanlığın İlanı – Prof. Dr. Hüseyin ÖZEL Taksim direnişinin aslında, piyasanın egemenliğinin hem ideolojik olarak hem de, özellikle bugünlerde kendini gösteren biçimiyle, yani devlet şiddeti ya da açık faşizm yoluyla sağlanmasına karşı bir direniş olduğunu söylemek olanaklı görünmektedir. Başka deyişle, direniş piyasaya karşı kendi insanlığımızın dile getirilmesi çabasından başka bir şey değildir. Kamusallık Yeniden İnşa Edilirken – Doç. Dr. Çağatay KESKİNOK Cumhuriyet’in bütün toplumsal değerleri yeniden ayağa kalkmaktadır. Bu süreç, kamusal alanın gelişeceği, halkın özgürleşeceği koşulları yaratacaktır. Eylemler, kamusal alanını yeniden inşa etmeye başlayan halkın gerçekliğidir; Vatan, Emek, Cumhuriyet ve Aydınlanma, kamusal ortak alanlar, doğal ve tarihi çevre, kent yaşamı için verilen mücadelelerin, hatta köylü mücadelelerinin aynı pota içinde kaynaşması sürecidir. Türkiye’nin Geleceği: Diktatörlüğün Ruhsallığına Karşı Gezi Parkı Ruhsallığı – Dr. Cemal DİNDAR Kitlenin ötekine yönelen nefretini bizzat Lider’in nefreti olarak okumak gereklidir. Kitle, Lider’in diliyle, onun arzusu doğrultusunda konuşmaktadır. Despotizmin doruğunda, bu güce eklemlenen her söz ve eylem, ister bir miting alanında “…ezelim” nidaları, ister ölçüsüz bir şekilde şiddet uygulayan polis gücü olsun, bizzat Lider’in söz ve eylemidir. Gezi Parkı Üzerine Psiko-Sosyal Notlar: Ölüme Karşı Yaşam – Doç. Dr. Haldun SOYGÜR Kendisinin malı gibi gördüğü insanları azmettiren ve kendisi gibi düşünmeyenleri kışkırtmaya çalışan bir iktidar neye hizmet etmektedir? Suçu açıkça ortada olanların cezalandırılmak bir yana neredeyse ödüllendirilmesi, mağdur konumundaki direnişçileri şiddet için kışkırtmak değil midir? Böyle bir tutum, sıradan bir polis memurunun kurbanı “insan gibi görmemesine” yol açmaz mı? Bu insanları, Madımak ateşinin karşısında, ağzından salyalar akarak “Cehennem ateşi işte bu” diyebilenlerin durumuna sürüklemez mi? Yürüyerek Dik Durmanın, Durarak Yürümenin Yeni Formu: Çağdaş Sanat… – Ekrem KAHRAMAN Daha direniş sırasında yaygın olarak özellikle müzik alanında ortaya çıkan marş, şarkı, dönüştürme vb. formlara sahip tepki yapıtlar ocaktan henüz inmiş ilk ateşin ısısını taşıyor olsalar da göreceksiniz önümüzdeki süreçte yepyeni sonuçlara yol açacaklar. Çünkü insani birey ve toplum olmanın beklenen ruhu, kalbi ve aklı uyandı. Uyanmakla da kalmadı hemen ayağa kalkıp kendini sokağın yaratıcı kucağına attı. Direniş, Medya ve Sansür – Prof. Dr. Korkmaz ALEMDAR Gezi Parkı haberlerine sansür uygulayan doğrudan başbakandır. Bu sansür her bir iletişim aracının doğrudan denetlenmesi ya da yayın yasağı konularak yapılan bir sansür değildir. Daha vahimi “aba altından sopa” gösterilerek yapılan sansürdür. Komplo Teorisyenlerinin Amerikan Hayranlığı – Haluk HEPKON Siyasi ufukları uluslararası güçlerin piyonu olmakla sınırlı AKP’li çevrelerin ortaya attığı komplo teorilerinin ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Halk hareketi er ya da geç hem onları hem de üretip yaydıkları saçma sapan senaryoları tarihin çöp sepetine atacaktır. Tıp ve Sanat – Prof. Dr. Ali KUTSAL Büyük bestecilerin biyografileri incelendiğinde Schubert, Chopin, Skrjabin gibi bestecilerin bir kısmının yaşamlarının hastalıkları nedeni ile sınırlı olduğunu bildikleri dönemlerde bile önemli besteler yaptıkları görülmektedir. Hatta bazıları ölmek üzere oldukları dönemlerde “hayatlarının eserleri” olarak nitelenebilecek besteler yapmışlardır. Rossini, Bizet, Smetana gibi besteciler ise kronik hastalıklarını yaratıcılıkları açısından itici güç olarak kullanmışlardır. Marksist Yabancılaşma Teorisini Doğru Kavramak: Ütopik Sosyalizm mi? Bilimsel Sosyalizm mi? – Prof. YU Wujin İki perspektif arasında temel bir farklılık vardır. Birincisinde yabancılaşma ahlaken aşağılanan negatif bir olgudur. İkinci aşamada ise yabancılaşma tarihsel nesnelliği olan kaçınılmaz bir olgudur ve olumlu karakteri tarihsel bakımdan tümüyle olumlanmalıdır. Genel düşünce akışının terimleriyle ifade edersek, birinci aşama, soyut insan tabiatı üzerine oturan, ahlaki yaklaşım içeren komünizm veya hümanizmin alanına girer. İkinci aşama ise tarihsel evrimin nesnel kaçınılmazlığı üzerinde yükselen tarihsel materyalizme bağlanır. Yüksek Öğretmen Okulları Gerçeği – Prof. Dr. Ali Nihat BOZCUK Temmuz ve Ağustos aylarının sıcağında her gün verilen 7 saatlik derslerde ve sonrasında gösterdikleri özverili çabalar, o dönemde eğitim ordusunun engin bir görev aşkı ile çalıştığını gören bizlere örnek oluyordu. Akşam etüt saatlerinde bizi ziyarete geliyor ve hepimize moral veriyorlardı. Çünkü bir hedefe kilitlendikleri için bu gayreti gösterecekler ve bizleri lise mezunu ederek bununla gurur duyacaklardı. Bilim, Eğitim ve Siyaset: İnsan Doğası Üzerine Bir Deneme… – Çağrı Mert BAKIRCI Bilimsel, tarafsız, gerçeklere dayalı ve kişisel beceri ve yetenekleri teşvik edebilecek bir eğitim sistemi, insanlığın ilerlemesi için garantiye alınması gereken en önemli haklardan biridir. Çünkü toplumların ne olacağı hususunda, bireylerinin eğitimi, dolayısıyla algıları, bilgileri, kültürleri ve eğitimle kazanılabilecek daha nice beceri ve yetenekleri yol gösterici olacaktır. ‹şte bu eğitimin art niyet taşımaması ve tarafsız, özgür, ilerici ve aydın olabilmesi için bilimin siyasetle temas ettiği en temel nokta da budur. Bilimler – Prof. Dr. Remzi DEMİR Öyle anlaşılmaktadır ki “bilim eleştirileri”nin ardında yatan en önemli etmenlerden birisi de, bilim ve teknolojinin binlerce yıllık yaşam biçimlerini ve anlayışlarını, nispeten çok kısa bir sürede yerle-bir etmeleridir. Ancak, geriye dönüş yoktur! Hakikî Dünya’nın sorunlarıyla olduğu kadar Teknolojik Dünya’nın sorunlarıyla da baş etmeyi öğrenmemiz gerekecektir ve bu yoldaki en güvenilir rehberimiz yine bilim olacaktır. YAŞAM AĞACI’nde Bu Ay: Polis Şiddetinin Araçları ve Sonuçları Bu gazların ve kimyasalların birçoğundan kurtulmanın etkili bir yöntemi bulunmasa da, en isabetli olanı bu gazların kullanımının yasaklanması veya sınırlandırılması olacaktır. Çünkü bu kimyasallar, ölümcül etkilere neden olabilmektedir; hele ki belirli dozlar aşılacak olursa… Bu kimyasallarla karşı tepkimeye girebilecek bazı kimyasallar kullanılarak etkileri kısmen azaltılabilecek olsa da, biyolojik olarak bireyler bundan mutlaka kısa ve uzun vadede etkilenecektirler. Anlatı Ustası Devrimci Bir Yazar: Oktay Akbal – Feyziye ÖZBERK Kendine özgü, yumuşak, sıcak ama vurucu bir anlatımı var Akbal’ın. Türkçeyi çok güzel kullanıyor. Kısa, yalın, canlı cümlelerle; kendiyle ya da bir okuruyla dertleşir gibi yazıyor. Bazen tek bir sözcükle meramını anlatmayı başarıyor. Yani az sözle çok şey söylüyor. İçtenlikli bir anlatımı var. İslâm Astronomisi – Prof. Dr. Melek DOSAY GÖKDOĞAN Ortaçağ İslâm Uygarlığı’nda astronomi bilimine, her şeyden önce dinî gereksinimlerle ihtiyaç duyulmuştu. Bunların başında da Yaradan’ın eseri olarak evrenin sistemini anlama ihtiyacı ve daha sonra da pratik dinsel ihtiyaçlar geliyordu. Ayrıca, her ne kadar İslâm dinine aykırı olsa da astroloji dolayısıyla da astronomi ilgi çekiyordu. Devletler Kuran Eklembacaklılar ve Etçil Bitkiler – Prof. Dr. Nurdan İNAN Bilinçli zihinsel deneyimler konusunda birbirine karşıt iki görüş mevcut. Bunlardan biri bilincin doğal seçilimle ortaya çıkmış olduğu, diğeri doğal seçilimle evrilmediği yönünde. Her iki durumda da asıl konu bilincin hangi hayvan bedenlerinde aranması gerektiği ve bulunduğunda nasıl tanımlanacağı oluyor. Karmaşık davranışlar ve değişen şartlara uyum sağlama yeteneği bilinçli bir zihni işaret etse de, her karmaşık davranış bilincin varlığını göstermiyor.
-
Bilim ve Gelecek Dergisi
Bilim ve Gelecek “Büyük Patlama”yı inceledi 2 Temmuz 2013 Bilim ve Gelecek’in “Büyük Patlama: Bu bir astronomi dosyası değildir” başlığıyla Haziran Direnişi’ni incelediği temmuz sayısıyla bayilerde Bilim ve Gelecek dergisinin temmuz sayısı çıktı. Derginin yeni sayısında “Büyük Patlama” başlığının altında “Bu bir astronomi dosyası değildir” notu yer aldı. Dergide yer alan yazılar şöyle: Parantez/ Ender Helvacıoğlu Gençlik geleceğe el koydu Türkiye devrime gidiyor! Uğur Erözkan 21. yüzyılın ilk büyük halk hareketinin kentsel kodları Mehmet Yılmaz Kitabın ismi çok fenaydı: ‘Şiddetsiz İletişim’ Çağrı Mert Bakırcı İsyan kontrolünde kullanılan silahlar İsyanda ne, nasıl “yenir”? Bilişim Dünyasından / İzlem Gözükeleş direninternet DOSYA: Marksist bilim tarihçisi Hessen Marksist bilim tarihçiliğinin öncüsü: Boris Hessen – Baha Okar Newton’un Principia’sının toplumsal ve iktisadi kökleri – Boris Hessen Newton’u bilimin gelişmesinde dönüm noktasına yerleştiren neydi? Onun yaratıcı dehasının kaynağı nedir? Pratik, fikirler tarafından açıklanmamalıdır, tam aksine, ideolojik yapılar maddi pratikle açıklanmalıdır. Newton’un faaliyetlerinin doruğunda bulunduğu dönem İngiliz İç Savaşı ve Uluslar Topluluğu dönemiyle çakışır. Marksist bir Newton tahlili en başta Newton’u, eserini ve dünya görüşünü bu dönemin bir ürünü olarak anlamaya dayanacaktır. Yavuz Sultan Selim 8 yıla neleri sığdırdı? – Ali Yıldırım Babasını, 2 kardeşini, 5 yeğenini ve 40 bin Türkmen köylüsünü katletti! Yavuz Selim, babası II. Beyazıt’a karşı gerçekleştirdiği bir Yeniçeri darbesi ile 24 Nisan 1512’de tahta geçiyor. Gözünü kırpmadan babasını zehirletiyor. Yetmiyor, kendisine sığınan 5 yeğenini boğduruyor. Yetmiyor, iki kardeşini de punduna getirip boğduruyor. Yetmiyor, nefret ettiği Anadolu Türkmen köylüleri Kızılbaşları tek tek tespit edip kılıçtan geçiriyor. 40 bin Kızılbaşı katlediyor. İşte Yavuz’un 8 yıla sığdırabildiği icraatları bunlar. Sait Maden dergimizle yaşayacak – Der. Nalân Mahsereci Şiir ve simge, zarif ve bilge karıncasını yitirdi… Dergimizi elinize aldığınızda, yüzümüzde ilk onun el izini görüyorsunuz. Adımız, kapağımıza onun mahir elleriyle yazılı. Değerli Sait Maden Ağabeyimizin, ülkemizin kültür yaşamını birçok alanda zenginleştiren gönüllü emeğinden, bizim de payımıza bu güzellik düştü: Adımızın grafik yazımı ve Bilim ve Gelecek’in “B” harfine yerleştirilmiş, geleceği simgeleyen küçük ok, onun bize büyük katkısıdır. Sait Maden, tüm eserleri gibi logomuzla da yaşayacak. Okumak direnmektir! – Patika / Nalân Mahsereci Kitaplarla suç ortaklığımız ilk gençlik yıllarımızda başlar. Kendimizi oluşturma yolunda ilerlerken okuduklarımız, benliğimize işlemiştir adeta. Yeniyetmelik yıllarımızda yaptığımız pek çok eylem gibi, okumak da reddetmek içindir. Geleneğin ve genelin onayladığı yaşam yollarına, tarzlarına, görme biçimlerine, düşünme alışkanlıklarına, normal sayılana, her türlü sıradanlığa, günlük yaşamın yavanlıklarına okuyarak direniriz. Bilim ve Gelecek’in yeni sayısında ayrıca Bilim Gündemi, Yayın Dünyası, Matematik Sohbetleri, Briç, Forum, Bulmaca gibi bölümlerde haberler, bilimsel bilgiler, bilim tarihi öyküleri, söyleşiler, kitap tanıtımları ve tartışmalar yer alıyor.
-
Bilim ve Gelecek Dergisi
Bilim ve Gelecek Dergisinin Haziran Sayisi cikti. Icindeki makaleler; Kur’an, Hz. Muhammed ve içki-I Kur’an’da içkiyle ilgili anlatılanların tümünden “sigara sağlığa zararlıdır” mesajı kadar ... Kur’an, Hz. Muhammed ve içki-II Nebiz, normalde bugünkü halk tabiriyle bilinen şarap demektir. Ancak en ... Çuvalı zorlayan mızraklar AKP iktidarı çok büyük suçlar işledi. Geri dönemeyeceği yollara girdi ... Evrimsel biyolojinin tarihsel serüveni - 1 Fisher, anıtsal eseri Doğal Seçilimin Genetik Kuramı’nda, evrimsel bir fikir ... Evreni düzenleyen 13 sayı Bu makalede ele alınan 13 sayının kozmik bir önemleri var; ... Ulusların kendi kaderini tayin hakkı Fransız Devrimi ile birlikte, ulusçuluk da tüm yakıcılığıyla tarih sahnesine ... ABD raporlarında Kürt sorunu Artık yeni dünya düzeninde emperyalizm böl-parçala-yönet yöntemini kullanmıyor. Bunun yerine ... Sermaye iktidarının Kürt politikası İkinci Cumhuriyet’le birlikte misyonu değişen Türkiye, inkârı bir kenara bırakarak ... Moda mı, üniforma mı? Modern Türkiye’nin bıyıksız ilk devlet başkanıdır, Mustafa Kemal. Tıraş olmanın ... P2P ağlarda dosya paylaşımı P2P ağları internette bilginin özgür akışını savunanlarla buna karşı çıkanların ... Özel dershaneler kapatılmalı mı? Günümüzde eğitimin 1 milyar lira ciroluk büyük bir sektör olmasında ... Boyundan büyük bir kültürel tarih: Şimşir ağacı Şimşir ufak tefektir; narin görünür. Kendisine gölge veren çınar ve ...
-
Ateist Ahlakı
Bu arada, 83 ve 85 nolu mesajlarda sordugum sorulara, yanit verecek misin?
-
Ateist Ahlakı
Turkce dili, kok uzerine kurulu bir dil oldugundan kisir bir dildir. Ayrica 20. yuzyilin ortasindan baslayan ve her turlu kavramin anlam ve iceriginin ...e goreye gore degiskenligini isleyen felsefe, dil, bilim; maalesef bunu henuz Turkiye'de basaramamistir. Gerci bu gezi direnisiu sonrasi, diktatorun tarafindan capulcu ve darbe kelimelerinin anlami degistirilmistir, ama; iste o kadar. Yoksa TDK.nin cagi takip etmesini beklemiyoruz, zaten. Freedom Liberty Independence Bunlar ayni anlam ve icerikte degildirler. Farklarini da yukarida acikladim.
-
Taksim Gezi Parki Ilk Ve Enleri
Bugunku ilk degil. Ilk gunku gezi parki halk direnisinden beri, bu eli sallasmali sivil polisler; Istanbul'da, Ankara'da, Izmir'de Hatay'da, Mersin'de Kayseri'de, ve baska sehirlerde polis ile birlikte saldiriyorlar. Akillari sira ulkeyi, O.Dogu'ya cevirecekler.
-
Başbakanın yalanları
http://www.turkish-media.com/forum/topic/309669-diktatorun-ve-ekibinin-10-yalaniiftirasi/
-
Taksim Gezi Parki Ilk Ve Enleri
Neye gore basarili olamadilar? Henuz gezi parki halk direnisi devam ediyor ve bugun eli sallamali sivil polislerdireniscilere polisin gozu onunde saldirdi. Ayrica kimmis o "bazicikarcilar" ve nasil bir "cikar sagladilar?" Sen hic bu direnisi tv'dan seyrettin mi? Sen bu halk direnisini destekliyor musun/karsi misin? Hangisi isenedeni ile birlikte aciklar misin?
-
Gezi Parkı Halk Direnişine Sitem ve Hatırlatma
Bu baslikta ulkemizde bireysel hak ve ozgurlukleri icin bir aydan fazladir , yurdun dort bir yaninda toplanarak yuruyus yaparak, durarak ve cesitli parklarda toplantilar yaparak, iktidara ve onun devletine hukumetine ve diktatorune karsidirenis gosteren, gezi parki halk direnisi; ayni duyarliligi Misir'da Askeri darbe geldiginde gostermemistir. Burada bir bilinc ve farkindalik noksanligi olup olmadigi bir yana, bence tamamen duz mantik ile yanlis bir algilama soz konusudur. Sonucta iktidarin ve yalakalarinin ve de diktatorunun duz mantigi soyle islemektedir. "Bir seye karsi gosterilen direnis, onun karsiti icindir" Iste gezi parki halk direnisinin bu eylem boslugunu firsat bilen AKP guruhu, cuma namazlarindan ciktiktan sonra; Misirdaki askeri darbeye karsi eylem duzenlemislerdir. Yalniz burada cok onemli bir algi farki vardir. Onlar bu eylemi MISIR HALKI VE ONLARIN HAK VE OZGURLUGU ICIN DEGIL; Misir halkini bu hak ve ozgurlukleri kisitlayarak onlarin sokaga cikmasina neden olan diktator Mursi'nin geri getirilmesi icin yapmislardir. Bir yerdesu an Misirda sokaklarda savasan halk ile Mursi yanlilarindan, Mursi yanlilarina destek vermislerdir. Yani, Misirda MURSI SIVIL DIKTATISIN TEKRAR GELMESINI ISTEMEKTEDIRLER. Ayni ulkemizde diktatorun basta kalmasini istedikleri gibi. Bilindigi gibi Misir'daki halk hareketini herkes desteklemis ve cogu cevreler de bu harekewti zorla bastirmak icin gelen, askeri diktaya ya cekimser kalmislar ya da destek vermislerdir. Iste bu olayin Mursi karsitligi ve askeri darbe arasindaki taraf secimi; aslinda olmasi gereken misir halk hareketine golge dusurmus ve ikinci plasna itmistir. Iste burada gezi parki halk direnisi sinifta kalmistir. Cunku yapilmasi gereken nasil Mursi diktasinas karsi cikilmissa, ayni sekilde askeri diktaya da karsi cikilmasi olmasiydi. Cunku orada sokaklarda savasan misir halkki sadece misir'in Mursi'sinin diktasini degil; askeri diktayi da istememektedirler. Iste bu temelde taraflar halk ve diktadir. Gezi parki halk direnisi bunu algilayamamis ve halktan yana olarak askeri diktaya karsi durusunu sergileyememis ustelik Mursi diktasini isteyen AKP guruhuna da meydani bos birakmistir. Boyle tarihi firsatlar her zaman gelmez. O yuzden gezi parki halk direnisi, bundan boyle buyuk bir dikkatle her turlu cografyadaki her turlu halk hareketini desteklemeyi unutmamalidir. Cunku direnisler bosluk tanimaz. Eger sen direnis icin ortaya cikmazsan, baskalari ve halk karsitlari gelir o direnisin ustune oturur ve Misir da olan halk hareketine sivil ve askeri dikta arasinda taraf alarak golge dusurur ve ikinci plana iter. Umarim, gezi parki halk direnisi ayni hatasyi tekrarlamaz ve nasil Lice'deki halk hareketine "kurtculugun/PKK'nin hareketi" diye dusunmeyerek sahip ciktiysa; Misirdaki harekete "askeridarbenin sukunlastirmak icin geldigi hareket" algisiyla degilde; "Misirdaki halk hareketi ne sivil diktanin ne de askeriu darbenin mudahelesine maruz kalamaz" diye dusunerek hareket etmelidir. Aslinda hala gec degil; cunku su an Misir'da uc yonlu bir hareket vardir. Halk hareketi, Mursi yanlilari ve asker yanlilari. Gezi parki halk direnisinin tarafi bellidir ve bunu ortaya koymalidir. Yani Misir'daki halk hareketini hem Mursi hem de askeri darbeye karsi desteklemek.
-
Barolar Birliği, Gezi direnişi için hazırlanan polis fezlekesine sert tepki gösterdi.
Polisten 190 sayfalık iki Gezi fezlekesi ANKARA4 Temmuz 2013e-postaGezi Parkı eylemlerine destek amaçlı Ankara’da düzenlenen gösterilerle ilgili Emniyet, 190 sayfalık fezleke hazırlayarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Fezlekede çıkan olaylarda CNN, BBC, The Economist gibi uluslararası haber kanallarının da sorumluluğunun bulunduğuna dikkat çekildi. Fezlekede, 104 işyeri, 28 resmi kurum, 48 bankanın olaylar sırasında tahrip edildiği 21 ATM ile 74 otomobilin kullanılamaz hale getirildiği belirtildi. Gösterilerin ardından “terör” operasyonlarında gözaltına alınan 36 kişi ile ilgili gönderilen 86 sayfalık fezlekede ise eylemlerin amacının, kaos ortamı oluşturarak halk ayaklanması çıkarmak suretiyle anayasal düzeni değiştirmeye yönelik olduğu ileri sürüldü. HAK TALEBİYLE BAŞLADI Ankara’da 260 esnafın şikâyetçi olduğu belirtilen fezlekede, olayların demokratik hak talebiyle başladığı ilerleyen günlerde ise “terör örgütlerinin ve örgütlere ait açık alan yapılanmalarının eylemlere katıldıkları ve eylemleri bir kalkışma haline getirdikleri” öne sürüldü. Baro'dan Gezi fezlekesine sert tepki HEDEF BAŞBAKANLIK Terör örgütlerinin provoke ettiği eylemci grupların Ankara’da Başbakanlık Merkez Binası, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Resmi Konutu, Başbakan Erdoğan’ın Keçiören’deki evi, Ak Parti Genel Merkezi ile teşkilat binalarına saldırılarda bulunmaya teşebbüs ettiği aktarıldı. Bazı örgütlerin halkı da provoke ederek özellikle Başbakanlık Merkez binasını işgale yönelik çalışma yürüttüğü ancak vatandaşların buna gerekli desteği vermediği aktarıldı. MUHALEFET DE SUÇLU Gezi Parkı eylemlerinin ardından düzenlenen “terör” operasyonlarında gözaltına alınan ve ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan 36 kişi hakkında da Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği 86 sayfalık fezleke savcılığa iletildi. Fezlekede muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, sanatçılar ve CNN, BBC, The Economist gibi uluslararası haber kanallarının da sorumluluğunun bulunduğuna dikkat çekildi. Fezlekede, demokratik hak talebiyle alanlara çıkan kişilerin, “Hükümet karşıtı basın yayın kuruluşları, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, taraftar grupları ile sanat camiası mensupları ve marjinal gruplar tarafından kışkırtıldığı ve yönlendirildiği” kaydedildi. Muhalif partilerin de alanlara çıkarak göstericileri kışkırtıp, yönlendirdiği, destek sağladığı da ileri sürüldü. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DESTEK VERDİ Sivil toplum örgütleri TMMOB, ÇHD, TTB, Ankara Barosu, İHD, ATO gibi hükümet muhalifi sivil toplum örgütleri; eylemci gruplara kamuoyu desteği sağlamaya, yargı ve Emniyet teşkilatı üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalıştıkları da iddia edildi. Bu örgütlerin, eylemcileri polisin orantısız güç kullanımı ile ilgili savcılığa bireysel olarak suç duyurusu yapılması yönünde teşvik ettikleri, gözaltına alınan protestoculara destek vermek amacıyla CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in de Emniyet üzerinde baskı oluşturduğu ileri sürüldü.
-
Barolar Birliği, Gezi direnişi için hazırlanan polis fezlekesine sert tepki gösterdi.
'Bizi asla yıldıramayacaklar' Barolar Birliği, Gezi direnişi için hazırlanan polis fezlekesine sert tepki gösterdi. Halkınhabercisi / Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün savcılığa sunduğu ve aralarında Ankara Barosu’nun da bulunduğu sivil toplum kuruluşlarını hükümet muhalifi olarak tanımladığı ve Gezi olaylarında göstericileri kışkırtmak, yönlendirmekle suçladığı fezlekeye barolar tepki gösterdi. Ankara Barosu'nun 2. Olağanüstü Genel Kurulu'nun yapıldığı Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda gerçekleşen basın toplantısına Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal, Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Rıza Öztekin, Mersin Barosu Başkanı Avukat Alpay Antmen, Gaziantep Barosu Başkanı Avukat Ali Elibol, Adana Barosu Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık, Edirne Barosu Başkanı Avukat Özgür Yıldırım, Bolu Barosu Başkanı Avukat Ferit Atalay, Çankırı Barosu Başkanı Avukat Erkan Köroğlu, Bursa Barosu Başkanı Avukat Ekrem Demiröz katıldı. Barolar Birliği Başkanı ve Baro Başkanları, başta polisin hazırladığı fezleke olmak üzere son dönemde savunmaya yapılan saldırılara dikkat çektiler. Başkanların ortak mesajı ise, "savunmaya yönelik saldırılara karşı, omuz omuza birlikte mücade vereceğiz" yönünde oldu. Toplantıda son olarak söz alan Ankara Barosu Başkan Vekili Avukat Sema Aksoy da baro başkanlarına desteklerinden ötürü teşekkür ederek, "Cübbelerimiz tarafsızlığın, hukukun, insan haklarının ve özgürlüğün simgesidir. Bizi asla yıldıramayacaklar" dedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu "Türkiye’de avukatlar, barolar ve savunma mesleği ağır bir saldırı altındadır. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlüğün hukuku kurulmuştur ama kalıcı olmayacaktır. Avukatlar mahkeme salonlarından zırhlı polisler tarafından güç kullanılarak çıkarılmakta, baro yöneticilerine tarihe kara bir leke gibi geçecek davalar açılmakta, "polis şiddetinin sorumlularını bulun" diye haykıran avukatlar, insan hakları hiçe sayılarak bizim kutsal mekanımız olan adliyeden dövülerek dışarı çıkarılmaktadır. Hukuk devleti yerine kurulan polis devletinin açık bir ispatı olan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün fezlekesi elimizdedir. Bu fezlekede Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerine, barolara ve özgür basına savaş açılmıştır. Biz, bu savaşı göğüslemeye hazırız. Buyursunlar gelsinler ama bilsinler ki adlarını silinmeyecek şekilde tarihe kara bir leke olarak geçiriyorlar. Bugüne kadar tarihteki bütün faşistler avukatlara el uzatmaya kalktı, o faşistlerin eli istisnasız kırıldı. Biz savunmadan aldığımız gücümüzle yarın onlar da yargılanırken, onların da insan hakkını korumak üzere burada hazır bulunacağız. Bu fezleke siyasi bir polis gücünün kurulduğunu göstermektedir. Bu polis gücü hükümete muhalif olarak nitelendirdiği sivil toplum örgütleri ve baroları terörist bir organizasyonun parçası olarak gösterebilmiştir. Bu polis raporu kanuni dayanağı olmayan konusu itibarıyla suç teşkil eden bir rapordur. Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak bizler, meslektaşlarımızla gurur duyuyoruz. 79 baro ve 80 bin avukat diyoruz ki, ‘Biz buradayız’. Kol kola girdik. Göğsümüzü hukuksuzluğa, faşistlerin zulmüne siper ettik." İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal "Ankara Barosu’nun sonuna kadar yanındayız. Bizleri çiğnemeden hiçbir baroya, hiçbir avukata, hiç kimse bir şey yapamaz. Polis fezlekesi tam bir lekedir. Haddini aşan korkunç bir belge. Bu suçluluğun da bir ifadesi. Kendi yurttaşına İsrail’in Gazze’de yaptıklarının kat ve kat daha fazlasını yapan insanları gaza boğan, gaz fişeklerini mermi gibi kullanan polisin bunun farkında olarak kendisini aklamaya çalışmasıdır. Ankara Barosu, sosyal sorumluluğunu yerine getirmiştir. Baroların görevi hukuksuzluğa, şiddete karşı durmaktır. Bu fezlekede polisimiz delilleri ortaya koymuş, yargılamayı yapmış, hüküm de vermiş. Bu yargıya bir hakarettir. Umarım yargı bu hakareti aynen iade eder. Eğer baroları, avukatları yemek, yutmak gibi bir düşünceleri varsa bir kez daha düşünsünler. Avukatlar ve barolar iri bir lokmadır, adamın boğazına takılıverir." Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Rıza Öztekin "Ankara Barosu’na bir saldırı yapılmıştır. Barolar bu durumda kenetlenecektir. Son bir aydır İstanbul, Ankara, Adana ve diğer illerde olağanüstü bir mücadele veriyoruz. Eskişehir’de bir günde 200 kişiyi gözaltına alındı. Görevini yoğun olarak yapan Ankara Barosu’na müdahale edildi. Biraz vicdan varsa, o fezleke iade edilmelidir. Bu kişiler aslında halkla savaşıyor, ancak halk direnmeye devam edecek. Hiç kimse halkına savaş açamaz. Gerçek zafer direnenlerin olmuştur." Mersin Barosu Başkanı Avukat Alpay Antmen "Ankara Barosu’na yapılan bu saldırı nedeniyle TBB ve barolar Ankara Barosu’nun yanındadır. Ne diktatörler geldi geçti ancak avukatlar ayakta. Zapt edilmez kaleler olarak insan haklarını savunacağız. Barolar askeri vesayeti kabul etmedi polis devletine de izin vermeyecek." Gaziantep Barosu Başkanı Avukat Ali Elibol Ankara Barosu, Gezi Parkı’na destek eylemlerinde hukuksuzluğa uğrayan kişileri şikayet dilekçesi verme çağrısında bulundu. Bunu Ankara emniyeti yargı ve polisin üzerinde psikolojik baskı kurmak diye nitelendiriyor. Bu ülkede polis dahil kimsenin suç işleme hakkı yoktur. Ankara Barosu görevini yapmıştır." Adana Barosu Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık "Sokaklarda, meydanlarda azgınlaşan faşizm Haziran ayında Çağlayan Adliyesi’nde azgınlaşan faşizm meslektaşlarımızı yaka paça gözaltına almıştır. Yurttaşlarımız katledilmiş, birçok vatandaşımız yaralanmıştır. Biz susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz." Edirne Barosu Başkanı Avukat Özgür Yıldırım "Ülkemizde İsmet İnönü faşist bir diktatör olarak anılıyorsa yakın zamanlarda Cumhuriyet’in üzerine kara bulutlar çöktüğü şu günlerde Cumhuriyet Savcıları bu duruma kayıtsız kalıyor. Ancak biz Cumhuriyet avukatları buradayız." Bolu Barosu Başkanı Avukat Ferit Atalay Ankara Barosu’na karşı emniyetin düzenlediği fezleke savunmaya yönelik sindirme hareketinin tipik bir örneğidir. Susmamızı bekliyorlar. Oysa bizler haksızlığın sesi olacağız." Çankırı Barosu Başkanı Avukat Erkan Köroğlu "Adalet duygusunu yitirmiş toplumların geleceği ve güvenliği olmaz. Bu süreçte hepimizin düşünmesi gerekir. İnsansız adalet olmaz. Adaletsiz insan olur mu? Olur, olmaz olur mu. Ama olmaz olsun." Ankara Barosu Başkanvekili Avukat Sema Aksoy "Bizler hukukun üstünlüğünü korumak adına yemin ettik. Biz avukatlık cübbemizi giydiğimizde tüm siyasi görüşümüzden sıyrılırız. Yandaş veya muhalif olmayız. Cübbelerimiz tarafsızlığın, hukukun simgesidir. Bizi asla yıldıramayacaklar."
-
Ordu ‘otorite’, İslamcılar ‘cihat’, Tahrir ‘özgürlük’ diyor, Mısır’da çatışmalar büyüyor
Mısır’da devrim sürecinin önünü kesmek amacıyla yapılan askeri darbe yeni bir kriz ortamının yaşanmasına yol açtı. Ordu ‘düzen’ ve ‘otorite’ sözcüklerine sarılırken, İslamcılar ‘cihat’, muhalifler ise ‘özgürlük’ için alanlarda 6 TEMMUZ 16.57 İçişleri Bakanlığı sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre Müslüman Kardeşler’in dini liderlerinden Hayrat el-Shater insanları şiddet eylemlerine teşvik etmekten tutuklandı. 16.53 39 yaşındaki bir Kıpti Hıristiyan rahip, el-Ariş’in kuzeyindeki Sina kasabasında silahlı İslamcılar tarafından öldürüldü. 15.30 Geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, Mursi’ye karşı ülke tarihinin en kitlesel eylemlerine imza atan Temerrüd (İsyan) hareketinin temsilcileriyle görüşmeye başladı. 14.43 Mısırlı yetkililer, Gazze ile tek geçiş kapısı olan Refah’ın bugün de kapalı kalacağını açıkladı. 14.27 Mısır Genelkurmay Başkanı el-Sisi bakanlarla görüşme yapmaya başladı. 14.07 Muhammed Mursi’nin gözaltına alınmadan önce direnme çağrısı yapması, Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Bedii’nin de el-Adaweya’daki mitingde “Mursi görevine dönene kadar sokakları terk etmeyeceğiz” açıklamasından sonra ülkedeki gerilim iyice tırmandı. Müslüman Kardeşler’in yanı sıra silahlı İslamcı örgütler de cihat çağrıları yapmaya başladı. Darbenin Müslümanlara yönelik olduğunu öne süren Ensar el-Şeriat örgütü, Sina Yarımadası’ndaki militanları için eğitim başlattığını ve silah dağıtımı yapacaklarını duyurdu. “Ordu İslam’a savaş ilan etti” diyen örgüt İslam hukuku ve şeriat için ordunun devrilmesi, “haçlı ve laik ucubelerin” caydırılması gerektiğini belirtti. 5 TEMMUZ Müslüman Kardeşler’in “ret cuması” çağrısıyla Muhammed Mursi’nin görevinin başına geçmesini isteyen İslamcılar sokaklara çıktı. Silahlı İslamcı örgütler Refah sınır kapısı, Sina Yarımadası ve Ariş’te asker denetimindeki noktalara saldırılar düzenledi. Luxor’daki Kıpti mahalleleri basıldı, 23 ev ateşe verildi, çatışmalar çıktı. Cumhuriyet Muhafızları Kışlası’na yapılan yürüyüşte askerle çatışan İslamcılar, akşam saatlerinde de İskenderiye ve Tahrir’de Mursi’nin devrilmesini kutlayan muhaliflere saldırdı. Gün boyunca yaşanan çatışmalarda 30 kişi öldü, 1138 kişi yaralandı. 23.59 Sağlık Bakanlığı yetkilisi Reuters’e yaptığı açıklamada cuma gün içinde yaşanan çatışmalarda toplam 17 kişinin yaşamını yitirdiğini, 400′den fazla kişinin yaralandığını söyledi. Refah ve Şeyh Zayed kentlerinde ise sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 23.43 Tahrir Meydanı’na giden 6 Ekim Köprüsü üzerindeki çatışmalar askeri araçların gelmesiyle birlikte sona erdi. Muhalifler Tahrir Meydanı’na geri dönerken, İslamcılar da dağılmaya başladı. 22.07 AP’ye konuşan bir Mısır Sağlık Bakanlığı yetkilisi gün içindeki çatışmalarda toplam 6 kişinin öldüğünü dile getirdi. 21.53 Tahrir Meydanı yakınlarındaki 6 Ekim Köprüsü’nde Mursi yanlıları ve karşıtları arasında çatışmalar başladı. Muhalifler kurdukları barikatları ateşe vererek İslamcıların meydana doğru yürümesini engelledi. Çatışma sürüyor. 6 Ekim Köprüsü’ndeki çatışmaların henüz başından bir kare.. 21.42 Muhammed Mursi’nin görevine iadesini isteyenler kentin farklı noktalarında doğru harekete geçti. Bir grup devlet televizyonu binasına yürüdü ve binanın önündeki askerler ile karşı karşıya geldi. Bekleyiş sürüyor. Bir başka grup ise binlerce muhalifin bulunduğu Tahrir Meydanı’na doğru yürümeye başladı. 21.30 Müslüman Kardeşler’in sabah saatlerindeki cuma eylemlerine katılım az olmasına karşın akşam saatlerindeki Adaweya Mitingi tam bir gövde gösterisine dönüştü. Bedii ve Mursi lehine sloganlar atılırken, el-Sisi ve darbe sürecinde ordunun yanında saf tutan Selefi Nur Partisi lanetleniyor. Kitlenin içinde elleri silahlı bazı kişilerin de olduğu ve “intikam” sloganları atıldığı dikkat çekiyor. 20.25 Mısır kaynakları tarafından tutuklandığı açıklanan Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Bedii, Rabaa’daki eylemde bir anda kürsüye çıktı ve konuşma yapmaya başladı. Mursi göreve dönene kadar sokakları terk etmeyeceklerini ilan eden Bedii orduya da “Bize silahını doğrultma. Biz sana fedayız, sen bize fedasın” diye seslendi. Bedii’nin tutuklandığı iddiasının doğru olmaması ve miting alanındaki konuşması binlerce Müslüman Kardeşler taraftarınca alkışlandı. 18.24 Dün asker tarafından gözaltına alınan El Cezire Mısır Sorumlusu serbest bırakıldı. 18.21 Mısır Ordusu, Cumhuriyet Muhafızları Kışlası önündeki çatışmalarda gerçek mermi kullandıkları iddiasını yalanladı. Ordu, eyleme gaz bombalarıyla müdahale edildiğini, kullanılan silahların ise kuru sıkı olduğunu belirtti. 18.15 Mısır’ın geçici Cumhurbaşkanı Adil Mansur, Meclis Şurası’nı feshetti. 17.18 Luxor’un batısında İslamcılar ile Kıptiler arasında çıkan çatışma, kentteki gerilimi bir anda tırmandırdı. İslamcılar yüzlerce kişiyle Kıptilerin mahallesini bastı, 23 evi daha ateşe verdi. Kıptilerin de direnişe geçmesi üzerine çatışmalar başladı. Polisler çatışmayı gaz bombalarıyla ayırmaya çalıştı. Kentteki Dabei Kilisesi de olası bir saldırıya karşı korumaya alındı. Gerilim sürüyor. 17.02 Mursi’nin tutulduğu Cumhuriyet Muhafızları Kışlası’nın dışında çıkan çatışmada Al Ahram’ın iddiasına göre 1, AFP’nin iddiasına göre en az üç kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Her iki tarafın da silahlarını kullandığı çatışmalar devam ediyor. 16.59 Luxor kentinde sabah saatlerinde İslamcıların Kıptilerin mahallesine yönelik saldırıları sonucunda çatışma çıktığı öğrenildi. Çatışmada bir bir İslamcı öldürülürken, bir Kıpti yaralandı, üç Kıpti’nin evi ateşe verildi. Luxor Emniyet Müdürü Khaled Memduh, olayın siyasi bir boyutu olmadığını öne sürdü. 16.33 Muhammed Mursi’nin gözaltında tutulduğu askeri kışlaya gitmek isteyen kitleye askerler tarafından ateş açıldı. 16.21 Müslüman Kardeşler yanlılarının ana buluşma noktası Rabaa’daki el-Adaweya Camii’nde binlerce kişi buluştu. Nasr ve Tayaran sokaklarından yürüyüşler yapan İslamcılar, Mursi’nin afişlerini taşıdı, başkanlarıyla gurur duyduklarını söyledi, Genelkurmay Başkanı el-Sisi aleyhine sloganlar attı. Asker ise cami çevresinde ve Meçhul Asker Anıtı önünde yoğun güvenlik önlemleri aldı. 16.04 Egypt Independent’in haberine göre sabah saatlerine silahlı saldırıların yaşandığı Sina Yardımadası’na çok sayıda askeri kuvvet yönlendirildi. Refah Sınır Kapısı’nın da bir günlüğüne kapatıldığı duyuruldu. 16.02 Kahire Üniversitesi önündeki eylemde konuşan Müslüman Kardeşler yetkililerinden Hasan el Şarkavi, Muhammed Mursi’yi sarayına geri getireceklerini söyledi. Radikal gazetesi yazarı Fehim Taştekin’in “Planınız nedir, saraya mı yürüyeceksiniz?” sorusunu yanıtlayan Şarkavi, “Hayır, burada kalacağız. Mursi’nin nerede olduğunu bile bilmiyoruz. Bu sadece bir söylem, insanların arzusu. Kaybettik, tamamen kaybettik” dedi. Şarkavi, Müslüman Kardeşler’in bundan sonra da siyasette kalmaya devam edeceğini söyledi. 15.49 Darbe sonrası toplanan Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıdan sonra Reuters’e konuşan bir üst düzey yetkili, Afrika Birliği’nin Mısır ile olan çalışmalarını geçici olarak askıya aldığını açıkladı. 15.37 Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı Adil Mansur, yayımladığı bir kararname ile Yargıç Ali Aoud Salih’i anayasal danışman, Yargıç Mustafa Hegazi’yi de siyasi danışman olarak atadı. 15.20 Darbe akşamı Müslüman Kardeşler’in miting düzenlediği alanlardan olan Kahire Üniversitesi önünde “ret cuması” için bir araya gelen İslamcılar “Yıkılsın El Sisi” sloganları attı. Mursi iktidarına sahip çıkanların pek çok kentte meydanları doldurduğu söylense de Kahire Üniversitesi önündeki eyleme katılım sadece 2-3 bin kişiyle sınırlı kaldı. Müslüman Kardeşler yanlıları, Tahrir Meydanı’ndaki muhaliflere de “Ey Tahrir’dekiler, anayasaya karşı çıkanlar, biz İslam devrimcileri buradayız” diye seslendi. 15.15 Muhammed Mursi’nin darbeye karşı direnme çağrısını “şiddete başvurmadan” ifadeleriyle yapsa da İslamcı silahlı çeteler sabah saatlerinden itibaren askeri noktalara saldırılar düzenlemeye başladı. Refah sınır kapısındaki askeri alana düzenlenen saldırıda çok sayıda ölü ve yaralı olduğu belirtildi. Selefilerin güçlü olduğu Sina Yarımadası’nda bazı noktalara baskınlar düzenlendi, bir asker ölürken iki asker yaralandı. Ariş’te de askeri havaalanına saldırı oldu. Mısır halkının Muhammed Mursi iktidarına karşı ülke tarihinin en kitlesel eylemlerine imza atması ve ordunun, devrim sürecinin önünü keserek darbe yapması ile birlikte yaşanan krizde kritik bir gün yaşanıyor. Muhalifler Tahrir Meydanı’nda Mursi iktidarının devrilmesini kutlamak için bir araya gelmeye başladı. Müslüman Kardeşler “ret cuması” adı altında darbeyi protesto etmek için sokaklara çıktı. İslamcı silahlı çeteler ise askeri noktalara saldırılar gerçekleştirdi. http://www.youtube.com/watch?v=UCaKxS0xVrI&feature=player_embedded
-
Polisin 'Gezi'ye yaptığı müdahaleden kaçanlara saldıran palalı kişiler kim?
Polisin 'Gezi'ye yaptığı müdahaleden kaçanlara saldıran palalı kişiler kim? Ulusal Kanal'da yayımlanan bir görüntüde Talimhahe'de eli palalı birkaç kişinin polis müdahalesinden kaçan insanlara saldırdığı görüldü. http://youtu.be/RmhEysq2g7o Polis palalılara dokunmuyor! Polis, halka palalarla saldıranların sırtını sıvazlıyor, gözaltına almayıp gönderiyor. 1 aydır halkın üstüne gaz bombası ve plastik mermi yağdıran, 4 kişiyi öldürüp 12 kişiyi kör eden, binlerce kişiyi yaralayan polis halka palalarla saldıranlara karşı çok hoşgörülü! KİM BU PALALI CANİ? haberini okumak için tıklayınız... Taksim'in Talimhane bölgesinde; halka palalarla saldıran sivil giyinimli kişiler polis tarafından salıverildi. Palalı saldırganlar, polisin gözü önünde halka saldırmaya devam etti, sonrasında elini kolunu sallayarak uzaklaştı. İşte o görüntüler: http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=QNoJeh3NTVw
-
Taksim Dayanışması: Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz
Taksim’e yürüyen halka polis saldırdı, halk direniyor (dakika dakika) 6 Temmuz 2013 İstanbullular, Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla Gezi Parkı’nı yeniden halka açmak için Taksim’e yürüdü. Meydan’ın ve Gezi Parkı’nın etrafını kuşatan polis halkın meydana girişini engellemek için saldırdı. Halk polis saldırısına rağmen direniyor. Çapul TV İstiklal Caddesi’nden canlı yayın yapıyor 21.38 Orhan Adli Apaydın Sokak’a gaz bombası atıldı. 21.25 Türkiye’nin haber kanalları NTV ve CNN Türk’te belgesel, HaberTürk’te Diyanet İşleri Başkanı. Küçük ekranda Mısır eylemleri canlı… 21.22 Kadıköy Altıyol’da Taksim’deki polis saldırısına tepki gösteren halk toplanmaya başladı. 21.07 sol portal’ın haberine göre Sarıyer Hisarüstü mahallesinde polis saldırısını protesto eden halk tencere tava çalmaya başladı. 21.05 Polis Odakule çevresinde çatılardan gaz bombası atıyor. 20.56 Ankara forumları Taksim’deki saldırıları protesto etmek için 22.30′da Güvenpark’ta buluşacak. 20.55 Polisin ara sokaklara yönelik gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırıyor. Çok sayıda sivil polis ara sokaklardaki saldırıları yönlendiriyor. 20.45 Bir grup eylemci yeniden Büyükparmakkapı önünde eyleme geçti. Polis iş makinaları ve zırhlı araçlar eşliğinde saldırıya geçti. İki direnişçi gözaltına alındı. 20.42 Polis İstiklal Caddesi çevresinde eylemciler gözaltına alıyor. Bu sırada etraftaki eylemciler alkış ve sloganlarla gözaltına alınan eylemcilere destek veriyor, polisi protesto ediyor. 20.25 Polis saldırısını protesto eden Cihangir halkı ara sokaklarda tencere tavalarla pencerelerde. 20.21 Tarlabaşı Bulvarı’nda trafik durdu. Tepebaşı ile Ömer Hayyam arasında polis ve eylemciler yer yer karşı karşıya geliyor. 20.19 Eylemciler Tarlabaşı Bulvarı’nda yolu trafiğe kapattı. Bulvar’a yönelen polis ses bombası attı. Kitle dağılmıyor. 20.17 Polis Cihangir’den Tophane’ye inen yol üzerinde İtalyan Hastanesi önünde eylemcilere saldırdı. Tophane bölgesi daha önce polisle eşgüdümlü çalışan sivil çetelerin saldırılarına sahne olmuştu. 20.16 Polis Galatasaray’dan Tarlabaşı’na geçen eylemcilerin ardından yürüyüşe geçti. Halkın tepkisi karşısında bir eve taş attı. 20.15 Galatasaray’dan Tarlabaşı’na çıkan bir grup eylemci “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı atıyor. 20.11 Tayyip Erdoğan’ın sivil kahramanları Talimhane’de oteller bölgesinde ellerinde palalarla insanlara saldırdı. Görüntüler sosyal medyaya düştü. 20.00 Ayhan Işık Sokak’a giren polis önce sokaktakilere saldırdı, sonra da sokaktaki dükkanlarını kapılarını kırdı. 19.58 Tarlabaşı’nda “İsyan, devrim, Beşiktaş” sloganları. 19.56 Polis Cihangir’de TOMA’yla saldırıya geçti. 19.55 Binlerce kişi Cihangir’de slogan atıyor: “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.” 19.48 Tarlabaşı’nda dağınık halde bekleyen eylemciler “Her yer Taksim her yer direniş” diye slogan atıyor. Ömer Hayyam’daki polis merkezinden çıkan bir grup çevik kuvvet polisi Taksim’e yöneldi. 19.43 Polis İstiklal Caddesi ile Sıraselviler Caddesi arasındaki sokaklarda plastik mermiler ve coplarla saldırıyor. Polis saldırılarından çok sayıda çocuk da etkilendi. 19.39 Ayhan Işık Sokak’taki eylemciler az önce sokak yaralıların bulunduğunu ve diğer eylemciler tarafından taşındığını aktardı. 19.37 Galatasaray’da polis çok sert saldırdı. Basın emekçileri de saldırıdan etkilendi. Birgün gazetesi muhabiri Onur Erem de polise basın kartını gösterdikten sonra darp edildi. 19.34 Akşam gazetesindeki AKP operasyonunda işten çıkarılan gazeteci Tuğçe Tatari de saldırıya uğradığını twitter’dan duyurdu: “Taksim The Marmara’nın önünde polis şiddetine maruz kaldım. Yere düşürüldüm. Küfür, hakaret cabası. Kollarımdan tutulup fırlatılıp, atıldım!” Oda TV’nin geçtiği habere göre İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Turgut Kazan’ın kızı Av. Aslı Kazan twitter’da gazeteci Tuğçe Tatari’nin polis tarafından yere atıldığını ve saldırıya uğradıklarını yazdı. İşte Aslı Kazan’ın o tweetleri: “Polis bize saldırdı. Tuğçe Tatari’yi iterek yere attı. Küfür etti. Kitchenette’in önündeki turistlerin yüzüne gaz sıktı. Elimde sıcak kahve vardı. Amir kadın memura şöyle bağırıyordu: Yüzüne dök, yüzüne dök!!!! Bunun hesabı bir gün sorulur. Durduk yere kolumuzdan tutup bizi yerlerde sürüklediler. Bu mu demokrasi? Demokrasiniz batsın! Vakıfbank’ın köşesinde polis şiddetine uğradık. Sadece duruyorduk.” 19.34 Az önce Çapul TV yayınında bir çevik kuvvet polisinin numaralı kaskını çıkarıp, numarası kask giydiği görüldü. Çok sayıda polis de kask numaralarının üzerini örtüyor. 19.30 Polis Büyükparmakkapı ve Meşelik sokaklarına saldırıyor. Cadde ortasında 2 TOMA 1 akrep bekliyor. 19.28 muhalefet.org’un haberine göre ÖDP Beyoğlu ilçe başkanı Yalçın Köse gözaltına alındı. 19.27 Muammer Güler, polis saldırısı için “gayet doğal” dedi. 19.26 Fransız Konsolosluğu’ndan İstiklal Caddesi önüne doğru TOMA’lı gazlı saldırı sürüyor. 19.21 Polis saldırısı sırasında alanda bulunan CHP’li vekiller de gazdan etkilendi. 19.20 Harbiye’den ara sokaklardan gelenler İstiklal Caddesi’nin ara sokaklarına ulaştı. Taksim İlkyardım ile Cihangir arasında da kalabalık bir eylemci grubu var. 19.19 Taksim’e yönelen kitleye Demirören AVM önünde yeniden polis saldırdı. Biber gazı ve tazyikli su bir kez daha sahnede. 19.18 İstiklal’deki binlerce kişi yeniden Taksim’e yöneldi. 19.16 Saldırıdan kaçan halk Tarlabaşı’na yöneldi. Gaz kokusu Tarlabaşı’nı da sardı. 19.10 Polis saldırısında baygınlık geçiren bir kadın Fransız Konsolosluğu önüne yığıldı. 19.10 Mehveş Evin: Polis Sıraselviler’i de gazladı. 19.09 Polis Meşelik Sokak ve Bekar Sokak içine gaz bombası ve tazyikli su ile saldırıyor. 19.06 Polis İstiklal Caddesi’nde CHP İlçe Binası önündeki eylemcilere saldırdı. Su sıkan TOMA’nın etrafını eylemciler sardı. TOMA önce geri çekildi, sonra tazyikli su ile saldırdı. Yaşlı bir adam cadde ortasına yığıldı. 19.05 Çevik kuvvet polisleri Demirören AVM önünden geçti. ıslık ve yuhalamalar sürüyor. 19.04 Galatasaray yönünden gelen polis Mephisto önündeki eylemcilere gaz ve su sıkarak saldırdı. 19.02 Kask numarası olmayan çevik kuvvet polisleri halkın yuhalamaları ve ıslıkları eşliğinde Galatasaray Lisesi’nin önüne geldi. 19.00 Galata Kulesi’nden Tünel’e gelen polis İstiklal Caddesi boyunca Taksim’e doğru yürüyor. Halk, polisi yuhalıyor. 18.56 Taraftar grupları da İstiklal’de. İstiklal’deki kalabalık gittikçe artıyor. 18.53 Harbiye tarafından Taksim’e girmeye çalışanların bir kısmı ara sokaklardan Taksim’e ulaşmaya çalışıyor. 18.52 Binlerce direnişçi Venceremos marşını söyleyerek Mephisto’nun önünden geçiyor. 18.52 Radikal’den İdris Emen Bildiriyor: Taksim Meydanı girişinde toplanan eylemciler Gezi Parkı’na girmek isteyince TOMA’lar harekete geçip gruba müdahale etmek istedi. Grubun içinde bulunan Taksim Dayanışma üyeleri Gezi Parkı için çıkan mahkeme karının göstererek ‘Elimizde mahkeme kararı var. Sizin bizi engellemeniz yasal değil” diyerek tepkilerini dile getirdi. Polisle grup arasındaki tartışma devam ediyor. 18.48 İstiklal Caddesi “Hükümet istifa”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla yankılanıyor. 18.47 Galata civarında lokantalarda yemek yiyenler şaşkınlık içinde gaz maskeli ve kask numarası olmayan çevik kuvvet polislerine bakıyor. Çevik kuvvet Tünel’e doğru ilerliyor. 18.44 İstiklal Caddesi’nin Taksim’e çıkan bölümünde polis barikatı kurulu ancak binlerce eylemci cadde içinde toplanmış durumda. “Hükümet istifa”, “Gel, gel, gel” sloganları atılıyor.
-
Taksim Dayanışması: Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz
Taksim'de protestolara polis müdahalesi Taksim Dayanışması'nın çağrısı üzerine Gezi Parkı'na girmek için toplanan kalabalığa polis müdahale etti. T24 Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla bugün 19.00'da gerçekleştirilmesi planlanan gösteriye polis müdahale etti. Akşam saatlerinde Taksim Anıtı'nın önünde toplanan kalabalık bir grup kendi arasında su savaşı başlattı. Ellerinde su tabancaları ve pet şişelerle birbirilerine su atan grubun savaşı yaklaşık 15 dakika devam etti. Uyarının ardından polis, eylemcileri kalkanlarla meydandan uzaklaştırdı. Biber gazı sıkıldı Polisin müdahalesi üzerine gruptakiler, çeşitli sloganlar attı. Grubun İstiklal Caddesi'nin girişini kapatması üzerine polis ekipleri, kalabalığa dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Daha sonra gruba, TOMA'lardan tazyikli su sıkılarak müdahale edildi. İstiklal ve Sıraselviler caddelerine dağılan göstericiler ile polisler arasında kovalamaca yaşandı. Ara sokaklarda biber gazı kullanan polis, bazı kişileri de gözaltına aldı. İkinci müdahale de geldi Taksim Dayanışması üyelerinin de aralarında bulunduğu gruptakiler, polisin geri çekilmesinin ardından İstiklal Caddesi'nin girişinde bir kez daha toplandı. Gruptakiler, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nden alınan karar metninin fotokopilerini, burada görevli polislere verdi. "Polisin burada bulunmasının hukuksuz olduğunu" iddia eden gruptakiler, Gezi Parkı'nın halka açılmasını talep etti. Bu arada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de beraberindeki partililerle buraya geldi. Çevik kuvvet ekipleri, İstiklal Caddesi girişinde barikat oluştururken, Taksim Dayanışması yetkilileri ve polis arasında görüşme yapıldı. Öte yandan, polisin daha önceki müdahalesiyle ara sokaklara dağılan göstericiler de İstiklal Caddesi girişine geldi. Polis, uyarılara rağmen dağılmayan gruba TOMA'lardan sıkılan tazyikli suyla müdahale etti. Müdahaleden, Gürsel Tekin ve beraberindeki bazı partililer de etkilendi. Ara sokaklara kaçan gruptakilerden bazıları gözaltına alınırken, Taksim'e giriş-çıkışlar polis tarafından kapatıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, yanındakiler tarafından gözüne solüsyon sürülmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bizim burada ne yaşadığımızı anlatmamıza gerek yok. Sizinle beraber yaşadık. Bunu objektif bir şekilde anlatmanızı bekliyoruz. Bizim milletvekili olmamız da zaten burada bir işe yaramıyor" dedi. Tarlabaşı girişi ve Cumhuriyet Caddesi'nde de polis, toplanan gruplara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti.. Polis müdahalesi, Sıraselviler Caddesi'nde devam ediyor
-
Taksim Dayanışması: Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz
6 Temmuz 2013 Taksim Dayanışması bugün 19.00′da yapılması planlanan ama polis terörü nedeniyle yapılamayan basın açıklamasını internet sitesinden yayınladı. Taksim Meydanında okumamız polis zoru ile engellenen basın açıklamamız kamuoyuna duyurulur. Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır. Buradayız, Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek için, parkı yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmak için buradayız. Taksimi kimliksizleştiren ve Gezi Parkımıza Topçu Kışlasını dayatan plan değişikliği hakkında Yargı’nın verdiği iptal kararını tebliğ etmek için buradayız. 27 Mayıs 2013 tarihinden beri parkımıza yapılan müdahalenin hukuksuz olduğunu, halka açık bir alanın günlerdir polis tarafından kapalı tutulduğunu tekrarlamak için buradayız. Yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız olduğu için buradayız. Afet zamanlarında toplanma yerimiz de olan kamuya ait parkımız günlerdir polis tarafından işgal altındadır. Demokratik hak taleplerimizi dile getirme yerimiz olan meydanımıza ulaşımımız günlerdir engellenmektedir. Hükümet, uygulamalarıyla yaşam alanlarımızı, parklarımızı, meydanlarımızı bize ulaşılmaz kıldı. Bütün bu baskılara ve şiddete rağmen bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız. Kayıplarımızı anmak için, hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak için ve taleplerimizi tekrar hatırlatmak için buradayız. Ethem için, Mehmet için, Abdullah için buradayız. Gözaltına alınan, tek niyeti parkta buluşmak olduğu halde tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için buradayız. Ethem’in ölümüne yol açan polis memurunu serbest bırakan adaletsizliği haykırmak için buradayız. Günlerdir gördük ki, polis şiddetinin olmadığı her an sokaklarımızda, meydanlarımızda, parklarımızda barışçıl yeni bir hayatın tohumlarını serpiyoruz. Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır. Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha hatırlatıyoruz. Taksim Meydanı’nın ve Gezi Parkının insansızlaştırılmasına yönelik yargı kararı ile de iptal edilen plan ve projelerden, AKM’nin yıkımından vazgeçildiği ivedi olarak açıklanmalıdır. Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak, halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan; binlerce, insanın yaralanmasına, beş yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınmasını; gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını, Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını, Afet zamanlarında da toplanma ve korunma yerlerimiz olan Gezi Park’ı başta olmak üzere halkın kullanımına kapalı bütün parklarımızın bir an önce açılmasını, önemle ve acilen talep ediyoruz. Yaşasın dayanışmamız. Her yer taksim her yer direniş. TAKSİM DAYANIŞMASI