Zıplanacak içerik

profit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

profit tarafından postalanan herşey

  1. Borsa zaten başlı başına kandırmaca, manipulasyon, aldatma, ters strateji, belirsizlik vs. durumudur. Profesyonel kumar..
  2. Düşünmeyin böyle şeyler. Artık kolaylıkla ampülleri değiştirebileceğiniz uzanan mekanizmalar var veya eski usül ama dayanıklı ve düşmeyen merdivenler var. Bu arada siz iyisi mi her gün buraya rapor yazın biz yazı görmezsek polisi arayalım..
  3. İsveç: -Hırsızlık yoktur. Cüzdanınızı unutun o size aynen içindekilerle gelecektir. Tabii ki İsveçli ve İsveç ahlakını benimseyebilmiş birine denk gelmeli. Sonradan gidip orayı bozanlara değil. -Çocuklara ana okulunda polis numarası öğretilir. Aile içinde kendisini kötü hisseterecek davranışları dürüst biçimde polise şikayet edebileceği bunun vatandaşlık hakkı olduğu anlatılır. Çocuğa değil vurmak, alakalı alakasız bağırıp rencide etmeniz bile yasaktır çünkü o bir birey olarak görülür ve korunur. O yaşta bu bilinç aşılanan çocuk da sorumluluk nedir, hak nedir öğrenmeye başlar. -Engellilere rahatsız edici biçimde bakamazsınız efendim. Yasaktır, suçtur, onun psikolojisini kötü etkileme hakkınız yoktur zira o alınabilir. -Hayvanlara asla dokunamazsınız. Bu ciddi bir suçtur. Zaten ortalıkta size saldıracak başı boş tehlikeli hayvan yoktur. Yabani geyikler ve dağ tavşanlarının doğal habitata yakın şehirlerde görülmesi olasıdır, çünkü zarar veren yoktur onlara.. Balığı bile izin almadan tutamazsınız. Zamanı ve yeri vardır ötesi yasaktır. -Kadınlar zaten ciddi biçimde yasalar tarafından güvence altındadır. Daha o kadar çok sayabilirim ki adeta bizim için ütopik bir ülkedir. Bizim gibi Müslüman toplumlara bakıyorum, hani denilenin nedense tam tersi oluyor. Yahudilerin kurduğu devleti de gördük, görüyoruz rezalet durumda bir İsrail. Aşırı dinci Hristiyan memleketler zaten ayrı mesele.. Bu İsveçli ''gavur(!)'' milleti gizli gizli Müslümanların okumadığı Kuran'ını mı okuyor, Tevrat mı okuyor, İncil mi hatmediyor nedir anlamış değilim.. Müslümanların, Yahudilerin ve Hristiyanların dini bilinciyle hiçbir zaman oluşturamadığı böylesine güzel bir toplum Kuran, İncil, Tevrat ile değil, insanlıkla kuruldu diyorum ve noktalıyorum..
  4. Benim bildiğim ve gördüğüm İsveç bu konuda acımaz ne Müslüman dinler ne de imam, karısına fiske atanın da, karısını aldatanın da hatta karısına psikolojik şiddet uygulayanın da canına okur.
  5. Bu olayda Abd'ye yüklenmek doğru değil. Hatta ben yeni bir iddiada bulunayım, ortada herhangi bir insansız veya insanlı uçakla keşif ve görüntüleme olmadı! Neden bu iki cümleyi kurdum? Deniliyor ki predator veya Türk İHA (İnsansız Hava Aracı) görüntüyü verdi, F-16 gitti vurdu. (ABD verdiyse istihbaratı Predator'dür, milli istihbarat verdi ise İHA'dır) Predator, Türk İHA ve bombardımanı yapan F-16C teknolojilerine göz atmak lazım. Bu insansız uçaklar o kadar güzel görüntüleme yapar ki, hedefin elinde silah olup olmadığı, ne taşıdığı belli olur. F-16C ise hedef işaretlendiği takdirde nokta atışı yapar. Hedef yerden askerin lazer işaretlemesi, uydudan işaretleme veya insansız uçak tarafından yapılır. İşaretleme yapabiliyorsanız adamın boyunu, enini, tüfeğini, roketini ve hatta duruma göre yüzünü bile görürsünüz! Pekala soralım: 1- İşaretleme yapılmış belli ki, bu işaretleme hangi unsur tarafından yapıldı. Zira bu unsur ne olursa olsun o hedefte ne olup olmadığını çok iyi bilir. 2- Elinde silah olmayan ve muhtemelen köyden ayrıldığı bilinen bu vatandaşlar neden vuruldu? 3- Abd bile bir şekilde biz orada insan saptadık demişse bile vuran Türk jetleri, vur emrini kim verdi. Abd bir şey gördük dese bile görüntüleri ve koordinatları vermek zorunda ki o hedef vurulabilsin! Abd bile paylaşmış olsa, görüntüyü yetkililerin gördüğü kesin.Ya görüntüden emin olmadan vuruldu ki bu çok saçma ya da bilerek vuruldu. Ben size söyleyeyim, bu kaza değildi. Biri bilerek bunu yaptı veya yaptırdı. Görüntü neden yok diyorum, çünkü bu iş böyle basit değil. Kesin olan tek şey bunun sorumlusu dışarıda değil içeride..
  6. Ukraynalı GSC Game World'ün çıkardığı S.T.A.L.K.E.R. serisinin devamı S.T.A.L.K.E.R. 2 ne yazık ki geçtiğimiz ay resmi olarak iptal edilmişti. Bu süre içinde bütün dünyadan milyonlarca S.T.A.L.K.E.R. oyuncusu bir umutla bekledi ve ne yazık ki sahip çıkan olmadı. GSC Game World CEO'su Sergiy Grygorovchy tarfından 2010 yılında yapılan açıklamada S.T.A.L.K.E.R. 2 'yi 2012 yılında çıkaracaklarını açıklamıştı. Oysa ki 2011 yılında ''kişisel sebeplerden ötürü'' CEO Sergiy tarafından iptal edilmiş ve milyonlarca takipçi beyhude bekleyişe girmişti. En sonunda GSC tamamen kapandı ve haliyle S.T.A.L.K.E.R. 2 de iptal oldu. Bethesda firması bu oyunu kendi stüdyolarında devam ettirebilmek için isim haklarını almaya çalışsa da başarısız oldu. Bunun üstüne S.T.A.L.K.E.R. teknik ekibi S.T.A.L.K.E.R. 2'yi hayatta tutmaya çalışarak Vostok Games'i kurdu ve ancak online oynanabilecek ve S.T.A.L.K.E.R. kadar iyi olmasa da bir süre hayranları tatmin edebilecek ''Survarium'' üstünde çalıştıklarını açıkladılar. S.T.A.L.K.E.R., Bir Efsanenin Öyküsü "Scavenger, Trespasser, Adventurer, Loner, Killer, Explorer, Robber". (Türkçesiyle Çöpçü, İhlalci, Maceracı, Kendi Başında, Katil, Kaşif, Haydut) Dünya çapında ben de dahil olmak üzere, resmi 4 milyon, korsan yollardan da tahmini 9 milyon kişi bu oyunu ve serilerini oynadı. Hayranların ciddi anlamda üzüldüğü ve morallerinin bozulduğu bu benzersiz ve muhteşem oyun 3 seriden oluşuyordu. Serinin ilki S.T.A.L.K.E.R. Shadow Of Chernobyl (Çernobil'in Gölgesi) 20 Mart 2007'de çıkarıldı. Seriyi bu kadar muhteşem kılan oyunun gerçek bir ortamda, gerçek bir öyküye bağlı olmasından kaynaklanıyordu. Elbette muhteşem yapay zeka, rüşvet, ticaret, silah tutukluğu, yaralanma, yorulma, acıkma, yük duyarlılığı, radyasyon, nefes tükenme vs. gibi inanılmaz gerçekçilik, atmosferdeki doğallık oyunun bağımlılık yaratan faktörlerinden. Kurguya göre Çernobil felaketi sonrasında hükümet bölgeyi bilindiği gibi boşaltır ancak askeri ve bilimsel tesisler gizli gizli çalışırlar. Ortaya çıkan yeni bir felaket bölgenin (zone) değişmesine neden olur. Anomaliler, artifaktlar ve mutantlar görülmeye başlanır.. Oyunun Sloganı ''Geleceği Olmayan Dünya''.. Yerel bir kıyametten sonra bölge ordu tarafından kapatılır. Ancak bölgeye yüzlerce S.T.A.L.K.E.R. artifakt ve mutant parçaları arayıp zengin olmak için sızar. Bir de Freedom, Bandit (eşkiya), Monolith, Duty grupları vardır. Sovyetlerden günümüze kadar uzanan silahların geniş yelpazesi ve cephane çeşitliliği göz doldurmaktır. Oyunun gerçekçi olması için ekip Pripyat, Çernobil bölgesini binaları, parkları, durakları ve yollarıyla neredeyse bire bir oyuna aktararak gerçekçiliği bir kat daha arttırmıştır. Serinin İkinci Oyunu S.T.A.L.K.E.R. Clear Sky (Temiz Gök) 5 Eylül 2008'de piyasaya çıktı. Serinin Üçüncü Oyunu S.T.A.L.K.E.R. Call Of Pripyat (Pripyat'ın Çağrısı) Şubat 2010
  7. Bu akşam forumda bu cümlenizle alakalı bir başka üyenin sorularını gördüm. Çelişkilerle alakalıydı. Hz. Muhammed'in Veda Hutbesi'nde belirttiği herkesin kendisinden sorumlu olduğu hususuna, Hz. Adem'in ve Hz. Havva'nın cezalarını neden çocukları çekiyor diye gayet doğru bir soru vardı. Bu bir adalet örneği değil.. Tabii ki derseniz, Adem ve Havva sadece semboldür, insanlığın tümünü ifade eder belki derim. Ancak kutsal kitaplarda onlar gayet kişiselleştirilerek anlatılıyor. Hatta bire bir işledikleri günah tarif edilip, cezaları ayrıntılı biçimde anlatılıyor. Demek ki sembol değil kişi meselesidir. Peki ben öz babamdan bile sorumlu tutulmazken, kutsal kitaplara göre olan ilk babamdan sorumlu tutuluyorum? Allah'ın sistemi nasıl bu biçimde adildir? Allah evvel ve ezelse, teknik olarak her şeyimi bilmekte ve ne kadar hür iradem olursa olsun ne yapacağım bilinmektedir. Zira Allah mekan ve zaman kavramına bağlı değildir. Olan ve olmayan tek zamanda mevcuttur onun için. O halde yaşanması da gerekmeyen bir sınav sürecine ne gerek var? Zira O her şeyi bilen olduğuna göre bizim hayal edemeyeceğimiz bir simülasyon uygulama yetisine sahiptir. Demek istediğim bizim için limitli sunulmuş her hangi bir zaman ve mekanda bir şey yaşamak zorunda bile değilken, olanın ve olmayanın da sonuçları belliyken, neden bir imtihan var? Hadi imtihan bir sebepten olduysa da (diyelim tekamül) bunun nasıl ve neden cezası var? Sonuç olarak Allah'ın sisteminde belirttiğiniz adalet nerededir? Ezbere 99 ve nice sıfatı yüklemek pekala olsun da bunlar mantıksızdır.
  8. Soruyu soran kişinin çelişkisi yanıtlanmamış oluyor ne yazık ki.. Çocuğa ebeveyn bakmak zorundadır. Ne zaman ki ayakları üstünde durmaya başladı, işte o zaman zaten kendi başının çaresine bakmaya başlamalıdır. Talebelik bittiyse işe girebilir. Talebelik yapamıyorsa zaten çalışabilir.. Miras için de diyorsunuz ki özetle kişi isteyip vermiştir. Parasını nasıl harcayacağı kendisinin bileceği iştir.. Efendim o halde milli piyango da aynıdır. Ben isteyerek o bilete para veriyorum. Herkes aynı şekilde altın günü gibi parasını ortaya koyuyor. Şartı belli, hukuku belli. Birilerine ortaya konan para çıkacak o kişiler hepsini alacak. Oh ne ala, ben hakkımı seve seve veriyorum. Sonuçta biliyorum nasıl işlediğini. Bana çıkması umuduyla o bileti alıyorum. Çıkmazsa da çıkana afiyetle yesin diyorum. Ayrıca milli piyangonun belli bir kısmı çocuk esirgeme, ordu, eğitim gibi yerlere aktarılıyor diye biliyorum. Şimdi alan memnun satan memnun, bu neden haram oluyor? Mirastan ne farkı var? Diyeceksiniz ki kişi kan bağı olan kişiye bırakıyor. O da değil herkes herkese miras bırakabilir. Bu ne yaman çelişki? Sayısal loto, milli piyango vs. vs. neden haram oluyor bu kapsamda? Hepsini bir yana bırakalım faiz neden haramdır? Altınla yatırım yapan Müslüman bankalar da bir nevi faizcilik yapmış olmuyor mu? Biri içerideki paranı çalıştırıp sana pay ayırıyor diğeri altın değerlendirmesi yapıyor. Faizli kredi ve borcu da kimse silah zoruyla almıyor. Adam diyor sana 1000 verirsem 1200 alırım şu kadar vakit sonra. Kabul eden alıyor etmeyen almıyor. Tefecilik bu evet ama ihtiyacı olduğunda da hiçbir Müslüman çıkarıp hayrına para vermiyor ne yapsın paraya sıkışan insan? Bir kere bir kutsal kitap asla kalkıp ticaret konusunda organizasyon yapamaz. Faiz, tefe, miras vs. vs. hepsi nedir? Maldır mülktür yani dünyevidir. Kutsal kitaplar insanları bir yandan maddeye tamah etme seni yakarım derken bir yandan da ticaret öğretince insana bir çelişki daha çıkıyor. Arkadaş bir yerde para varsa, bir yerde mal varsa bunun temizi falan olmaz. Sonuç kazan kazan modelidir. Ticaret varsa temizlik yoktur. O halde temiz kitapta temiz olmayanın işi ne? Derseniz ki Kuran bize temiz ticareti öğretiyor ben kahkahalar atarım. 2x2=4 nasılsa ticaretin temizi olmaz da aynı şeydir. Kimse kusura bakmasın. Hakiki Müslüman gibi düşünecekseniz, gerçekten dürüst olacaksınız oturup düşünün: Ticaret topluca neden haramdır? Allah'ınız size akıl ve zeka verdi çalıştırın.
  9. profit şurada cevap verdi: bitir başlık Ansiklopedistan
    Buzuki pür neşe bazen de hüzün verir bana. İzin verin paylaşayım. Birincisi hüzün.. İkincisi neşe.. Hüzün için (sözleri pek fenadır dinlerken rakıdan uzak durmalıdır yunancadır): Neşe için (Türkçe-Yunanca):
  10. profit şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Kaburga dolması Diyarbakır'da porsiyonu sanırım 20 TL. Mumbar konusunda olumsuz şeyler anlatılması doğal ve siz o anlatılanları yabana atmayın. Diyarbakır'da bir iki restoran hariç Diyarbakırlılar sadece kendi evlerinde yapılana güvenirler. Zira temizliği çok zahmetlidir, yaklaşık 3-4 saat hazırlığı, 2-3 saat pişmesi derken sabahtan başlanır yapımına. İlla ki kendi sakadatçılarından güvenerek alır insanlar. Saatlerce temizlenen malzemeye kendi bildikleri ve güvendikleri iç pilav hazırlanır, yağı ayarlanır vs. vs. Dediğiniz gibi nasıl anlattıysam okuyunca benim de canım çekti.
  11. Mesnet belirleyici bir cihaz vardır belki.. Sizinki de laf hiç böyle sorulur mu? Düşünceler bile hapsedilmiş yazık bize.
  12. profit şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Sn. Gloria bahsetmiş güzel tarif vermiş öyle deneyebilirsiniz. Ben ise hiç blendırla uğraşmıyorum. İsteğe göre büyük kahve kupasına ya da adeti üzerine özel el yapımı bakır setiyle kahve fincanlarına da yapabiliyorum. (reklam )İşin sırrı şu ki, malzemeleri alın aynen Gloria'nın tarifindeki gibi güzelce karıştırın cezvede. Bırakın sonra o çöksün biraz. Sonra da kısık ateşte iki taşım pişirin. Biraz dinlendikten sonra yavaş yavaş fincanlara aktarın. Ağzınıza gelmez taneler. Bu arada bazen de o tanelerin gelmesi makbuldür. Doğu ve Güneydoğu'da çocuklara yedirilen menengiç (bıttım, hatta bıttım sabunu duymuşsunuzdur) kahvesini içerken ağza gelebilir. Yani gelmeyecek diye bir kaide yok. Ha misafirler için ve konuşma yapılan bir mecliste ağızda bir tane olması hoş olmayacak durumlarda daha dikkat edersiniz tanelere. Yani hakiki doğulular böyle yapıyor.
  13. profit şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    hmmm... O halde sayalım mı? Kaburga dolması.. Önünüze kocaman bir kaburga gelir, içi doldurulmuştur. Efendim o öyle fena pişmiştir ki adeta kemikler kıkırdak olur. Oy oy oy. Diyarbakır ekşili etli dolması. Efenim taze sebzelerle de kurusuyla da olur lakin tazesi daha güzeldir. Suda bekleyen sumaklar mor, ekşi leziz bir su yapar. Tercihen tencere dibine bir dilim kaburga serilir. Üstüne dolmalar. Dolmaların içinde baharatlı pirinç ve bıçak kıyması veya parça et vardır. Şöyle biber, patlıcan, kabak, domates, sarma bir arada olur. Üstüne bir daha kaburga serebilirsiniz sonra tekrar sebzeler dizilebilir. En üstüne dolma taşı konur. En sonunda o bir gün beklemiş sumaklı su dökülür ve öyle pişer. Bir oturuşta 1 kilo sebze nasıl yenir size öğretecek kadar dehşettir. Diyarbakır ciğeri. Bu var ya öyle deli yapılır ki, sabah kahvaltıda bile yenir. Zaten Diyarbakırlılar da kahvaltıda yer veya gece. Ciğer sevmeyen insanlar bile bu şekilde yapılan ciğeri yer. Nasıl mı yapılır? Siz yapamazsınız efendim. Nasıl yapıldığı o kadar büyük bir sırdır ki, içine katılan baharat önünüzde katılır, önünüzde pişer ama asla aynı tada ve kıvama sahip olamaz. Bir de ciğercilerde belli mevsimlerde kaşhe denen beyaz bir şey vardır. Gerçekten şanslıysanız yersiniz. Tarif edemem zira tadı kendine münhasır. Kabak meftunesi.. Oyyy oyy oyy bir kabak yemeği bu kadar güzel mi olur? İçinde parça et, ekşi, kabak ve sarımsak olan leziz bir yemek.. İçli köfte.. Bu içli köfte hiçbir yerinkine benzemez. En güzelini Diyarbakır ve Mardinliler yapar. Mardinlilerin ki biraz daha ağır sevenler için idealdir. Farkı da Mardinliler dış harca da et koyarlar, Diyarbakırlılar ise sadece iç harcında kullanır ve daha az yağlı yaparlar. İkisi de pür lezizdir. Efenim kibe mumbar.. Bağırsak ve karın dolması. Hiç gözünüzün önüne kötü bir şey gelmesin. Ben şahsım üç gün üst üste yiyip hastanelerde trigiliserit sayımında tavan yapmış insanım. Yoktur böyle bir lezzet, yoktur böyle bir yemek. Yaz aylarında uzak durun çünkü asla ayarı veremiyorsunuz hep ayar kaçıyor. Biri de sizi durdurmaz mı? Yok o yemek bitecek yoksa ayıp. Ev sahipleri gücenir. Aa tabi bir de Diyarbakır'da açık ekmek derler pideye. Hakikaten hiçbir pideye de benzemez. Hani Ramazan pideleri vardır, onun lezzetini hele 3 ile çarpın odur işte açık ekmek. Kahvaltılarda da yağlı ekmek.. Oooofff... Fransızlar kruvasandan vazgeçerdi bunu tadsaydı. Hele kaymak, örgü peynir, erimiş peynir, domates ve bir demli diyarbakır çayı ile bir öğünde rahat iki kilo alırsınız. Tatlı olarak tel kadayıf ise sinsidir. O muhteşem güzelliği en tatlıyı sevmeyen insanı bile kandırır. O lezzeti akılları başlardan alır. Bugün Diyarbakır'da dışarıdan ufak gibi gördüğünüz bazı hakiki ustaların yerleri gözümün önünde İsrail, Abd, Almanya, İngiltere ve Kanada'ya paket paket tel kadayıf gönderdi. Apışıp kalmıştım ilk gördüğümde. O derece feci lezzetli bir tatlıdır. Fıstıklısı, cevizlisi, peynirlisi vardır. Valla daha çok var da şimdi aklıma gelmiyor. Diyarbakır işte..
  14. Size göre de karşıt her görüş mesnetsiz ve havadayken daha ne diyebilirim ki azizim..
  15. AB çökme sürecinde.. Arap Uluslarına gelince, sadece ABD mandası altındaki petrol aileleri güçlüdür, yani ulusal değil aşiretsel güçlerdir. Bu demektir ki AB ve Araplar yani iki seçenek elenmiştir. Rusya ve Çin'e gelelim.. Rusya yeniden kalkınma sürecinde ancak dengeler kendileri için bile çok belirsiz. Kendi içinde ve çevresinde yeterince sorunu olan, zemini hareketli olan bir ülke ile ittifak 1. Dünya Savaşında da tecrübe ettiğimiz Alman zelzelesi gibi bize dokunacaktır. Rusya da elendi.. Çin sadece kontrolsüz büyüyen ve asla dışarıda gerçek bir mücadeleye girişemeyecek tek gözlü, o gözü de kataraktlı bir devdir. Üstümüze de devrilebilir, iç meseleleriyle bizi yuta da bilir.. Çin ekonomik olarak geçici bir yarar getirecektir (20 yıl gibi). Askeri olarak ise Çin bir savaşa girerse en az 4 parçaya bölünür. Bu şaşı devle de işimiz olamaz. Çin'i de eledik. İran.. İç savaşa sürüklenen, dışa kapalı, ne idüğü belirsiz İran. Bunu zaten elesek iyi olur. Suriye.. Ha girdik ha gireceğiz birilerinin maşası olarak. Biz girmesek de demokrasi götürülecek zaten bir şekilde. Onu da geçtik. Türki Cumhuriyetler.. Boğazına kadar Rus ve Çin'e bulanmış ülkeler birleşemez. Birleşse de kukla birleşkeler olurlar. Yalandan ittifaka lüzum yok. Ne kaldı? Elbette Irak. Musul, Kerkük ve Sülaymaniye alınmalı. Burayı İç işlerinde serbest, Dış işlerinde Türkiye'ye bağlı bir Kürt devletine çevirmeli. Türk topraklarından herhangi bir parça çıkarılmaması şartıyla. ABD zaten baş belamız atsak olmaz, satsak olmaz, alsak olmaz bir bela. Petrol anlaşmaları yani haraç ABD'ye, askeri güç ve garantör ülke Türkiye, orayı temsil eden de Türkiye olmalı. Bu şekilde zaten ahlaksız olan Dünya siyasetinde, Suriye'nin de bir bölümü alınarak federal devlete eklenecek ve bir bölümü de yeni Türkiye sınırlarına dahil edilecek. Kusura bakmayın bunları yapmak kötü gelebilir size ama gerçek Dünya'da ve hatta ne kadar inkar etsek de Yeni dünya düzeni denen şeyde hayatta kalmak için bunlar gerekli. Bu hayal değil he desek ABD dünden razı. Getirileri: - Ciddi ekonomik kalkınma ve yeni anlaşmalar - Askeri etkinlik ve daha geniş söz hakkı - Güney Doğu sınırında 84'ten beri süren saçmalığın bitişi - İç işlerinde en az 2 meselenin çözümü - İran ve Rusya'ya doğalgaz ve petrol konusunda gebe kalmaktan kurtulma - Ermenistan ile daha farklı konuşabilme gücü - ABD'de en güçlü ikinci lobi olma (o lobiler neler yapabiliyor tarihe göz atın) - Ortadoğu'nun tek hakimi olma gücü Götürüleri: - ABD ve İsrail'e gereksiz yakınlık ve münasebet - Rusya ve İran'la gerginlikler - Herhangi bir savaşta mecburi savaşa girme - İyi yönetilemezse AB ve Rusya tarafından kışkırtılan bir takım odakların ciddi iç sorunlar çıkarması - AB ile gerginlik - ABD'nin dağılması halinde (yakın ihtimaldir) çıkacak kaosta en çok zarar gören, en iyi ihtimalle de eski haline dönen bir ülke olma - ABD'nin İsrail'e (Çin'e kayan İsrail) veya İran'a karşı kulak çekme operasyonu olursa Türkiye'yi kullanma Evet riskli, evet zor gibi ancak en az risk ve en çok kazanç bu durumda yeni bir oluşumu yaratmamız. Var olana dahil olmamamız.
  16. Beklediğimiz ölüm mü, kendi bahanelerimiz mi?
  17. profit şurada cevap verdi: gloria başlık Yemek Tarifleri
    Saydığınız faydalar o küçük yeşil mor taneleri yediğinizde geçerli. Şöyle bir tatlı kaşığı menengiç, bir çay kaşığı çörek otu yerseniz her gün sizden sağlıklısı olmaz. Efendim yemek konusunda Gaziantep ne yazık ki Diyarbakır'ın eline su dökemiyor. Deneyiz lezizdir. Diyarbakır bulamazsanız Gaziantep ikinci sırada tercih edebilirsiniz..
  18. Denize dalarken neden telefonumu alayım? Konuşamayacağımdan ne gereği var onu çözemedim. Yer bulucuyla işim olmaz zira ekipmansız zaten çok uzağa gidemem. Ekipmanla dalmışsam da herhalde 20 liralık güzel bir gps bulucu almışımdır. Kamerasıyla da işim olmaz. HD çekim bile yapsa önünde bir plastik kılıf olacağından kalitesi düşer. Herhalde bir su altı kamerası veya fotoğraf makinesi edinebilirim. Su altında telefon ne işe yarar ki?
  19. Aklıma her gelen var olmak zorundadır diye bir şey çıkar o halde karşımıza.. Şuan yeşil puntolu, mavi çizgili, canı istediğinde burnundan sizin daha önce hiç bilmediğiniz bir meyve çıkarabilen, ağladığında da karadelik yapan bir canlı geldi. Bu oldu mu? Bence oldu. Kim yokluğunu ispat edebilir ki? Ne de olsa bir insan düşünebiliyorsa o şey olmak zorunda. İnsan başka türlü düşünemez. Ayrıca teknoloji hala bu canlıyı bulabilecek seviyeye erişemedi üzgünüm. Bulunmayana kadar erişememiş olacak diyip sıyrılmak da güzel olur. Allah dediğimiz şey düşüncemizdedir. Bunun neyini nasıl ispat edebilir ki Allah olmayan herhangi biri? İspat edilebilen bir şey zaten Allah olamaz. İşte bu da ayrı bir paradoks. Tıpkı Allah'ın kendi kendini yok edebilecek daha güçlü bir şey yaratıp yaratamayacağına benzer bir paradoks. Oysa olmadığını ben şöyle ispat ediyorum. Her şeyden ve bildiğimiz bilmediğimiz her şeyden daha üstün olan paradoksal sistem açıklarını aşabilecek olandır. Oysa ki şuan aşabilen bir varlık veya olgu olmadığından Allah'ın varlığını değil ancak yokluğunu bir ispat etmiş oluruz. O da bir dereceye kadar.. Tamamen ispat edemeyiz. Sonuçta bir düşüncedir.
  20. .'' Bir dinden bahsederken o din öyle bir din olsun ki insanlara fikir satmayın o dine mensup inananlar, bildiklerinizi verin.. '' diyorum..
  21. Biraz eski bir konu lakin ben bilimsel bir ispat göremedim.. Konu sahibi de en son üç yıl önce girmiş. Arkasından yaptığı şey gerçekten güzel bir çalışma olmuş diyebiliyorum. Kendisi burada olsaydı da göremediğim veya anlayamadığım bilimsel ispatları sorabilseydim..
  22. Muhteşem bir konu. Ek yapmak isterim. Aslında biraz karamsar bir ek olacak şimdiden kusuruma bakmayınız. Bunu yukarıdaki yazı için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. Yukarıda zaten dediğimi destekler yazılar alıntılanmış. Şimdi bazı uzmanlar çıkıp tasarruftan, efendim kaynakları iyi kullanmaktan bahsediyorlar halka.. Bu fevkalade tehlikeli ve baştan savmacı bir yaklaşım tarzıdır ey halk. Neden diyorum bunları, elbette dikkat edin diye. Biri ne zaman size kalkıp dese ki çevre, küresel ısınma, eviniz ve sizin yaşantınız yüzünden oluyor aman dikkatli olun, ona inanmayın. Sadece sizi suçlayanlar ve topu size atanlar bal gibi yalancıdır. Tamam sizin de payınız var ve siz de katkıda bulunabilirsiniz de asıl müsebbibi siz değilsiniz.. Biz zavallı halkın küresel ısınmaya ve çevre kirliliğine katkısı o kadar azdır ki anlatamam. Elbette dolaylı olarak asıl sorumluları destekliyoruz o ayrı konu. Oraya da geleceğim az sabır. Şimdi dünyada yapılan her konvansiyonel silah dışındaki silah teknolojisi, kısaca II. Dünya Savaşından sonra çıkan her melanet savaş oyuncağının bir denemesi doğanın bir hücresini yok etmiştir ve ediyor. Uzaya gönderilen her roket de adeta beyindeki uyuşturucu etkisi yapmıştır zavallı gezegenimize.. Yer altı ve üstündeki yapılan atom ve hidrojen bombası denemeleri ve saldırıları da sağlıklı kalbe verilen elektroşok ve kemoterapi ilacı etkisi yaratmıştır birçare gezegenemize. Bir de yetmezmiş gibi elektromanyetik silahlar, anti-madde araştırmaları, genetik deneyler, fosil yakıtın dayatılması vs. vs. gezegenemize günde bir karton sigara ve 20 saat kesintisiz cep telefonu konuşması yaptırmaya benzer.. Bunlar yaklaşık 100 büyük şehir kadar doğayı her gün kirletiyor.. Ah bir de etler yok mu.. Siz sanayileşmiş memleketler nasıl kırmızı et üretir biliyor musunuz? Benzinle efendim. Nasıl? İneğe elbette benzin içirmiyorlar lakin o inekçik doğumdan ölüme tek bir ot görmüyor.. Bir garip ineğin hikayesi: Sarıkız gözlerini kapalı bir ortamda açmıştır. Annesi onu yalayarak temizlerken şaşkın şakın bakar zira annesi insan ve makineler olmadan onu doğuramaz. Evet o inekçikler doğurma yetilerini kaybetmiştir zira çoğu tek başına bunu yaparsa buzağılarının boynu kırılır yere düşüp.. Sarıkız elbette çok şanslı onu doğuracak veterinerler vardı. Peki ya babası? Hmm o boğa ile annesi hiç sevişmedi hem de hiç.. Yine ebeliğini yapan o veterinerler şırıngayla hamile bıraktılar annesini..Sarıkız yine de doğmuştu, annesinin sütünü içerken bir anda onu aldılar. Zavallı Sarıkız'ın içemeyeceği kadar değerliydi zira o süt.. Bir süre içmesi yeterliydi. Sonra ona sentetik garip sıvılar vermeye başladılar. Pek hormonlu, pek yavan, pek lezzetsiz.. Gerçi bu onu normalden üç kat hızlı büyütecekti. Evet günler aylar geçerken Sarıkız bir şey fark etti. Dış havayı soluyordu ama neredeyse kımıldayacak yer yoktu. Bir sürü fabrikasyon inek soydaşı etrafta kahverengi sarı bir şey yiyip dev çitler ardında öylece bekliyorlardı. İçtikleri su da bir garipti.. Gel zaman git zaman Sarıkız bir baktı ilginç makineler var ve o makineler bir anda kellesini aldı. Vücudu nereye gitti belli de zavallı kafası da hayli ilginç makinanalarda öğütüldü. Bunların hepsini yapmak için de kamyonlarla o yemler geldi. Kamyonlarla etler gitti. O yemlere ilaç kondu. Makinalar çalıştı. Bunların hepsine ciddi anlamda petrol ve su harcandı. Yetmedi Sarıkız gibi on binlerce yarı yapay hayvanın gübreleri neredeyse bir şehir kadar hava kirletti. O hayvanlar gübreleyene kadar harcanan petrol de bir o kadar kirletti. Evet bir şehir bir kaç ton sahte ve zararlı et yiyecek diye 2 şehir kadar doğa kirlendi.. Al sana etti mi 102 insan yaşamayan ama kirleten büyük şehir? Daha sayarım ve bu yaklaşık 1000 büyük şehre çıkar. Bir büyük şehirde en az 2 milyon insan yaşar. 2 milyon x 1000 = 2 milyar insan yapar. Hele önce bu güç ve yetki sahipleri kendi önlemlerini alsınlar da Dünya nüfusu bir anda 2 milyar azalmış gibi olur.. Bugün 800 milyon insan su kıtlığı çekiyor.. Bunların sebebi siz değilsiniz. Yukarıda saydıklarım. Elbette kendi evimiz ve iş yerimizde biz de çok dikkatli olmalıyız. Ana sebep biz değilsek de dolaylı olarak bir şeyler yapabiliriz. Şunu da hatırlatayım, sizin yapacağınız tasarruf Afrika'da susuzluktan ölen çocuğa zerre fayda sağlamaz üzgünüm. Tek faydası ülke ekonomisi ve iyi yönetilebilirse bu ülke içinde yaşayacak torunlarınıza olabilir. Yapabilecekleriniz: -Paranız varsa güneş paneli ve rüzgar gülleriyle evlerdeki enerjilerinizi karşılayın. Yaklaşık 3 kişinin yaşadığı ve elektriği abartmadığı bir eve kurulacak sistem elektrik faturası karşılaştırıldığında 7 yılda kendini amorti eder ve sonra da bedavaya gelir. Bu süreçte de %100 doğayı daha az kirletirsiniz. -İthal sebze ve meyve yemeyin. Uçakla veya gemiyle gelen her ithal meyve ve sebze, ne yazık ki diğer bitkilerin katilidir. Zira atmosfere yayılan gereksiz uçak gazı meselesi vardır.. -Deodorant tarzı şeyler almayın. İçlerindeki gaz ve ambalaj üretimleri de doğaya zarar verir. -Klozetlerin su haznelerine 1 litre veya yarım litrelik dolu şişeler koyun kapağını kapatıp. Her seferinde 1 litre daha az temiz su kanalizasyona gider. Bu arada ciddi bir hatırlatma: Suyu geri dönüştürmede dışkılı su daha kolay içme suyuna dönüştürülür, deniz suyu çok gereksiz bir maliyetle dönüştürülür. Zaten o yüzden 4 te 3 'ü su olan Dünya'da su sıkıntısı var.. -Çamaşır suyu ve benzeri şeyler kullanmayın. Karbonat, arap sabunu, limon, gümüş kolloid su vs. vs. araştırın pek şaşırtıcı ve çevreci temizlik ürünleri bulacaksınız. Bu sayede DNA'larınızı da korumuş olursunuz. Evet biraz korkutayım bir takım temizlik ajanları DNA bozulmalarına kadar gider.. Torunlarınızı düşünün.. -Erkekler traş olurken bir tas su size yeter. İnsanlar diş fırçalarken bir bardak su da yeter. Kullanmayı öğrenin. -Elektrikli su ısıtıcılarında ihtiyacınız kadar su ısıtın sonra tekrar tekrar elektrik harcamamış olursunuz. -TV ve benzeri aletleri kullanmadığınızda fişten çekin. TV de gördüğünüz 1 adet minik ışığın 6 saat yanması 1 saat televizyon izlemişsiniz gibi elektrik yakar. -Buzdolabının kapağındaki kauçuk kısma pudra sürün.. -Beni yormayın biraz araştırın işte bunlar gibi yüzlercesi var. Evet efendim, fala inanmayın falsız da kalmayın gibi oldu. Özetle sizin Afrika'da susuzluktan ölen çocuk için yapacağınız pek bir şey yok. Siz ülkenize ve torunlarınıza iyilik yapacak kadarsınız şu aşamada. Global etki diyenler global aktörlere yapışsınlar diyoruz ve bir yazımızın daha sonuna geliyoruz..
  23. Kanada tercih edebilir dışarıda okumak isteyenler.. İngiltere ve Kanada karşılaştırılınca kötünün iyisi Kanada oluyor. Kendim bizzat değerlendirmedim, giden farklı yaklaşık 21 kişiden aldığım fikirlerin sonucu bu. Belki size de bir fikir verir.
  24. profit şurada cevap verdi: mistik başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Temel hatalardan laf açılmışken sizin temel hatanız yanlış değerlendirme yapmak. Ben zaten Kuran yorumları yapanları veya insanları anlatmıyorum. Ben birebir Kuran hakkında ve Allah'ın gönderdiğine inanılan kitaplar hakkında konuşuyorum. Bizzat Allah'ın sistemini konuşuyorum. Tekrar okuyabilirsiniz yazdığımı dilerseniz. Ben bir de Kuran kötü bir kitap demedim, bence gayet o günün şartlarına göre ve hatta bugünün birçok toplumuna göre pozitif sosyal mühendislik öğeleri var. Yalan söyleme, nefsine hakim ol, kinci olma, bağışlayıcı ol, cana zarar verme, hayvanları da sev vs. vs. bunlar çok güzel zaten. İskandinav ülkelerine baktığımızda mesela İsveç bunları genel olarak yaşayan bir toplum. Mükemmel değiller ama Müslüman ülkelerden daha iyiler. Mesela onların Hz. Muhammed veya Kuran ile ilgileri veya alakaları da yok.. Demek ki çok zor değil toplum mühendisliği. Bu arada ben Kuran'ın zaten muazzam bir kitap olduğunu söylemeliyim. Ancak Allah'ın kitabı olacak kadar muazzam değil. Bununla birlikte madem insan bu kadar sade ve hatta bu kadar düz neden sistem bizi ikna edecek bir şey yollamıyor veya yapmıyor. Bana Kuran'dan bir mucize gösterebilir misiniz? Ben mucize göremiyorum. Bu arada siz sıralamadan ben başlıkları atayım da onlarla alakadar olmasın. - Kollektif bilinç (evrensel ve türsel) ve etkileri - Boyutlar arası etkileşim, izafiyet ve atomaltı düzeyde etkileşim Bunların ne alakası var demeyin Kuran'da bu konular var. Bunlar da ne yazık ki mucize değil. Belki 1400 yıl önceki Arap toplumu için evet ama bizim için ve yukarıda bazı ufak değinimlerle anlattığım on binlerce yıl önceki uygarlıklar için değil.. Bakın Kuran öncesi ve hatta Tevrat öncesi toplumlar bu konuları biliyor olmasaydı ben kayıtsız şartsız bir mümin olurdum. Ancak öncesi var yani Kuran orijinal kalmıyor bunu demek istiyorum. Ben bilmekle bağlanmak istiyorum ve bu hakkım var. Bana kuru kuru inan demeye ne Allah'ın hakkı var ne de bir insanın. Zaten sorgulanan da bu.Sistem hatalı veya biz yanlış anladık..
  25. profit şurada cevap verdi: mistik başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Ek olarak: Teknolojiyle dini kurtarmaya çalışmayınız sevgili fikir sahipleri zira bu çıkmaz bir yoldur. Minik ve basit bir kaç örnek vermeliyim sizi aydınlatmak adına. 1- Piri Reis.. O peygamber değildi veya vahiy almıyordu oysa ancak şimdi bilebileceğimiz ve aslında onun o zaman bilemeyeceği bir bilgiye sahipti. Antartikanın buzul haline gelmeden önceki tam karasal ölçümleri ve yetmezmiş gibi haritalandırılması. Hatta o dönem bilinmeyen Amerika bile vardı ölçümlerde. Diyelim ki Amerika'yı bir şekilde bilebilir, ancak Antartika ondan yaklaşık 10.000 küsür yıl önce onun haritalandırdığı biçimdeydi. İki seçenek var, ya vahiy aldı, ya da 10.000 küsür yıl önce yapılan bir haritadan faydalandı.. Diyeceksiniz ki 10.000 küsür yıl evvel böyle bir teknoloji yoktu ki? İşte bunu demeden önce iyice araştırın. 2- Piramitler.. Bunu ya o dönemdeki firavun veya bilim adamlarına vahiyle verdiler ya da o insanlar bizden bazı konularda gerçekten çok daha ileriydi. Nasıl olur onlarda bu teknoloji yoktu demeyin sabırla araştırmacı olun ve görün ki bizler unuttuk bir çok bilineni.. 3- Vedalar.. Eski Hint yazıtlarında göreceğiniz hava taşıtları tarifleri bugün 5. nesil savaş uçaklarımızı serçeye çeviriyor.. Bu ya vahiyle alındı ya da bildikleri bir şeyler vardı. 4- 300 milyon yıllık harita.. Hala tarihlendirilmesi kesin değil bulanlar da söylüyor, farz edin ki üç yüz milyon yıl değil üç bin yıllık olsun.. İMKANSIZ olmalı ama var. Özelliği de 3 boyutlu olması.. Bashkir Devlet Üniversitesinde inceleniyor.. Melekler mi kullanıyordu bu haritayı yoksa birileri bizi fena halde yiyiyor mu? Bütün bunlar günümüze kadar gelebildi de ALLAH o günlerde yokmuydu ki bunları bize ulaştıranlar onu ulaştırmadı. Onbinlerce yıl boyunca insanlar bir şeylere inanıyordu ve gerizekalılar mıydı ki bize bu ıvır zıvırı yetiştirene kadar mutlak ve kadir olan inançlarını aktarmadılar. Ne biliyor musunuz? Aktardılar ve aktardıkları hiçbir şekilde bugün inandığımızın yanından bile geçmiyor. Şimdi ya bunlar gerizekalıydı ya da Allah onları unutmuştu. Bunları anlatmamın sebebi Kuran'da yazılanların insanlar tarafından o dönemde veya o dönemden önce de biliniyor olabileceği ihtimalidir.. Lütfen biraz mantıklı olun ve inanç satmayın, bildiklerinizi aktarın.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.