Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

profit

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    80
  • Katılım

  • Son Ziyaret

profit tarafından postalanan herşey

  1. Sevgili İnterlock.. Ne desem, nasıl başlasam şaşırdım kaldım.. Bolca yazmak, nedenler sıralamak beyhude.. Direk soracağım azizim: Neyle besleniyorsun da beynin bu denli çalışır duruma geliyor? A) Besin maddelerini ve düzenini anlatınız. B ) ''Doğuştan gelen bir durum efendim, kurcalamayınız'' diyorsanız doğduğunuz ortam ve zaman hakkında bilgi isterim. C) ''Besin dediğin nedir ki, ben soluduğum havadan alırım ilhamı'' diyorsanız bir adet ciğer röntgeni isterim. D) ''Söylemem ki..'' derseniz de alacağınız olsun, canınız sağolsun. Şaka bir yana farklı bir düşünce ve düşünceyi işletme tarzınız var. Çok sevdiğimden değil yazılarınız lütfen havaya girmeyiniz.. İlginç ve hızlı işte o kadar..
  2. Sevgili Gloria, maddelere günah dışında başka şıklar da sunmanız daha iyi olurdu bana kalırsa. Mesela bana göre günah sevap olayı yoktur. Bana göre doğru ve yanlış vardır. Konuya gelirsek, Kürtaj da büyük ölçüde yanlıştır bana göre. Tabii ki aynı zamanda kürtaj konusunda çalışmalar devam etmelidir. En iyi biçimde kürtaj olanakları bilimsel olarak iyileştirilmelidir. Atom bombasının dünya üzerinde kullanılmasına karşıyım ancak en iyi bombanın yapılmasını destekliyorum. Yarın bir gün bir gök taşını yok etmek için veya benzeri bir şey lazım olduğunda olması iyidir. Hani bazı insanlar prezervatif sevmez ama lazım olduğunda yanınızda olması, olmamasından daha iyidir.
  3. @dennise butun kitap degil .. belki yarisi : )) hangi yarisindan baktigina gore degisir sevkat, affedici, koruyucu , kollayici vs gibi vasiflar da var. Bu bardağın dolusu boşu değil ki Sevgili Denisse.. Burada kusursuz olduğu iddia edilen bir sistem hakkında konuşuyoruz. Kusurları var, onu söylüyorum. insanlari anlamak zor teroristlere karsi yapici ve ilimli bir politika gudunce kinlenir isyan ederler ama Kurana gelince butun insanlarin melek olduklarini zannetmeye baslarlar (uzerine alinma ) Allah azabi hakedene zaten bilinc altinda yasatiyor. Ben kendimi melek gibi sanmıyorum, doğruları ve hatalarıyla herkes gibiyim.. Kendini tarif edilen melek gibi sananlar da psikolojik olarak sorunludur bana göre.. fikirlerle ugrasmak daha guzel ewt : )) ahahahhaha : D profit icten ice cok hirs yapmissin Ah be birader yapacağım elbette.. Böylesi bir güç var ve hala çocuk gibi bizimle mi uğraşıyor? Benim hırsım uydurulan bir varlığa değil, o uydurmaya uyan insanlara.. Bu uydurmanın arkasına sığınıp her şeyi yapanlara.. dunyayi kimse kurtaramamis : )) dunyanin kimyasi bu gecici bir soluk aldirma dinlendirme zamanlari haricinde dunyada duzensizlik hep daha coktur ... mucadele ve guclu olmayi ogrenmek icin dunya sistemi hep bir zorlanma gerektiriyor ... yaman yer dunya ... Tamam da bu yamanlık neden? Allah ne istiyor insanlardan mesela? Bir şey istemiyor hani inanlara göre peki alıp veremediği nedir? Bu uydurmalar uydurma olduğu için işte tıkanıyor. Mükemmel olan tıkanmaz.. ustunluk irk ya da soyca degil takva iledir hz. ibrahimin babasi kafirdi ; hz. nuhun oglu kafirdi .. helak oldular . Yukarıda yazanın yalancısıyım.. Soylarından peygamber getirildiğini ben iddia etmedim. Kaan Bebeto harika bir is yapiyor ; ) yurekli cocuk .. Bence de harika bir iş yapıyor. Karşılaştırma yaparak insanların gözünü açabiliyoruz.
  4. 1. Tâ-Sîn-Mîm. (Bunlar hiç de apaçık değil, Kuran bunlarla dolu..) 2. Bunlar apaçık Kitab’ın âyetleridir. 3. İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız. 4. Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı. (Hindistan’da daha kötüsü vardı, hala da var oraya da bir el atsaydınız..) 5. Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım. (Önderleşenler ezmekle meşhurdur. Siyasete de başladı bu kitap. Aha önder yaptınız o kavmi de şimdi Filistin’de çocuklara füze atıyorlar, BM kararlarını 7 kere çiğneyip yargılanamıyorlar.. Aferin iyi ettiniz..) 6. Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim. (Yok canım şuan bütün Dünya İbrani kudreti altında inim inim inliyor.. Başarılı oldunuz fazlasıyla) 7. Mûsâ’nın annesine, “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız” diye ilham ettik. (Bu nehire bırakma senaryosu Allah’ın pek hoşuna gidiyor ki mitolojide de sık sık görürüz. Çocuğunun başına bir şey geleceğinden korkan olursa suya bıraksın, pek işe yarıyor hem de defalarca..) 8. Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı. 9. Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi. (Nasıl olsunlar! Karşılarında dev bir Allah ve melekleri sistemi var. Bir de farkında olsalardı! İbret alıncak bir ajan başarı hikayesi! ) 10. Mûsâ’nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı. (Demek ki bazen inanan kullara müdahale etmek şart.. Öyle kitap indireyim 1400 sene oyalansınla olmuyormuş bu işler..) 11. Annesi, Mûsâ’nın kız kardeşine, “Onu takip et” dedi. O da Mûsâ’yı, onlar farkına varmadan uzaktan gözledi. 12. Biz, daha önce onun, süt analarının sütünü emmemesini sağladık. Kız kardeşi, “Size onun bakımını, sizin adınıza üslenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?” dedi. 13. Böylece biz, anasının gözü aydın olsun ve üzülmesin, Allah’ın va’dinin hak olduğunu bilsin diye onu anasına geri döndürdük. Fakat onların pek çoğu bunu bilmezler. 14. Mûsâ olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca biz ona ilim ve hikmet verdik. Biz iyilik edenleri böyle mükafatlandırırız. (Daha ne iyilik etti ki bu ergen? Anasından kopardınız, bilmediği halde ajan gibi içeri soktunuz, o da mis gibi saraylı olarak yetişti. Daha ne iyilik yapmış da mükafatlandırıyorsunuz?) 15. Mûsâ halkın habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada biri kendi tarafından, diğeri düşmanı tarafından; kavga eden iki adam gördü. Kendi tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Mûsâ da ona bir yumruk indirip onu öldürdü. Mûsâ, “Bu şeytanın işidir. O gerçekten apaçık bir saptırıcı düşmandır” dedi. 16. Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 17. “Rabbim! Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım” dedi. 18. Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu. Mûsâ da ona, “Belli ki sen azgın bir kimsesin” dedi. 19. Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam, “Ey Mûsâ! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun. Sen ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun” dedi. 20. Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi. “Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar. Şehirden hemen çık. Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim” dedi. (Hem ortalıkta çatır çatır adam öldüreceksin, hem adamların on bin yıllık inançlarına saldıracaksın, tabii ki öldürmek için görüşürler..) 21. Mûsâ korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar” dedi. (Zalim derken?) 22. (Şehirden çıkıp) Medyen’e doğru yöneldiğinde, “Umarım Rabbim beni doğru yola iletir” dedi. 23. Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü. Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü. Mûsâ onlara, “(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?” dedi. Onlar, “Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı bir adamdır” dediler. 24. Bunun üzerine Mûsâ onların koyunlarını suladı. Sonra gölgeye çekilip, “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi. 25. Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, “Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor” dedi. Mûsâ onun (Şuayb’ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şuayb, “Korkma o zalim kavimden kurtuldun” dedi. (Fakir adam, kanunları ve parası bol olan dev imparatorluğa elbette zalim diyecek.. O günün şartlarında normal. Ayrıca İbraniler bugün olduğu gibi o günlerde de sertti. Yabancı bir adamın kızıyla evlenmez. Aha aşağıda adam kızını veriyor hizmet karşılığı o da aile kuruyor. Demek ki bunlar da İbrani. Yahudiler Eski Mısır’dan bugüne kadar neden her toplumda istenmeyen olmuş acep?) 26. Kızlardan biri, “Babacığım, onu ücretle tut. Her hâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır” dedi. 27. Şuayb, “Ben, sekiz yıl bana çalışmana karşılık şu iki kızımdan birisini sana nikahlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan o da senden olur. Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşaallah beni salih kimselerden bulacaksın” dedi. 28. Mûsâ şöyle dedi: “Bu seninle benim aramda bir iş. İki süreden hangisini tamamlarsam bana bir husûmet yok. Allah söylediklerimize vekildir.” 29. Mûsâ süreyi tamamlayıp ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş görmüş ve ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm, (oraya gidiyorum). Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm” dedi. 30. Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.” 31. “Değneğini (yere) at.” (Mûsâ değneğini attı). Onu bir yılanmış gibi süratle hareket eder görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. (Bu sefer şöyle seslenildi:) “Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Çünkü sen güvenlikte olanlardansın.” 32. “Elini koynuna sok. (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir. Çünkü onlar fasık bir kavimdirler.” 33. Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum.” 34. “Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” 35. Allah, “Kardeşinle seni destekleyeceğiz ve size bir iktidar vereceğiz de âyetlerimiz sayesinde size (kötü bir amaçla) ulaşamayacaklar. Siz ve size uyanlar galip gelecek olanlardır” dedi. 36. Mûsâ onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, “Bu ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık” dediler. 37. Mûsâ, “Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun (güzel) sonucunun kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir. Doğrusu zalimler kurtuluşa eremezler” dedi. 38. Firavun, “Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilahına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum” dedi. 39. O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. (Adamların dinlerini araştırdığımızda hiç de büyüklük falan taslamıyorlar, ödleri kopuyor kendi tanrı ve tanrıçalarından. Ahirete de inanıyorlar. En ufak hile ve haksızlıkta başlarına kötü şeyler geleceğini de bilip, çok sıkı dini disiplin altında yaşıyorlardı) 40. Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! (Helal be! Allah vs. Firavun!) 41. Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir. 42. Bu dünyada onları lanete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar ********* kılınmış kimselerden olacaklardır. (Hem devrim yapın, hem on bin yıllık inançlarına saldırın, ekonomik ve siyasi ayaklanma çıkarın, adamlar da askeri cevap verince hem bu dünyada hem de ahrette sonsuz ceza verin.. Bu ne canilik? Bu ne hırs? Bu ne öfke? NOT: Ekonomik diyorum çünkü Eski Mısır kayıtlarında Yahudilere benzer sadece Apirulardan bahsedilir. Apiru taş ustası, duvar işçileridir. Düşünün bir anda ülkenizden bütün inşaatçılar (mimarlar değil) çıksın.. Ekonomiye darbe olur. Bu arada ‘’mason’’ demek de taş ile örmek, duvarcı demektir. Bu da size bir şeyleri anlatıyordur umarım..) 43. Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. 44. Ey Muhammed! Mûsâ’ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin. (O olayı) görenlerden de değildin. 45. Fakat biz (Mûsâ’dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik. Üzerlerinden uzun çağlar geçti. Sen Medyen halkı arasında yaşıyor değildin, âyetlerimizi onlardan okuyup öğreniyor da değildin. Fakat biz (bu haberi) göndereniz. 46. Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. 47. Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, “Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık” diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik. 48. Onlara katımızdan gerçek gelince, “Mûsâ’ya verilen (mucize)lerin benzeri niçin buna da verilmedi” dediler. Onlar daha önce Mûsâ’ya verilen (mucize)leri inkar etmemişler miydi? Onlar, “İki sihirbaz birbirlerine destek oluyor” dediler. “Biz hepsini inkar ediyoruz” dediler. 49. De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur’an’dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım.” (Tevrat madem Kuran kadar değerlidir, o halde Yahudilerin bugün Dünya’nın anasını ağlatmaları suç değil, bilakis görevleridir mi diyeceğiz? Çünkü adamlar Tevrat’ta ne yazıyorsa onu yapıyor..) 50. Eğer (bu konuda) sana cevap veremezlerse bil ki onlar sadece kendi nefislerinin arzularına uymaktadırlar. Kim, Allah’tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır. Şüphesiz Allah zalimler toplumunu doğruya iletmez. 51. Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur’an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık. 52. Bu Kur’an’dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, işte onlar ona da inanırlar. 53. Kur’an kendilerine okunduğu zaman, “Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir. Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık” derler. (Nasıl yani? Teknik olarak mümkün değil ki.. Yahudiyse Yahudidir, Hristiyansa Hristiyandır. Ha fark yok diyorsanız o zaman kavgaya lüzum yok.) 54. İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez verilecektir. 55. Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, “Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selam olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz” derler. 56. Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O doğru yola gelecekleri daha iyi bilir. (Tabii ki herkesi doğru yolu eriştirmez, neden eriştirsin ki? Çok saçma dimi? Helak etmek varken, cehennemde yakmak varken.. Eğlencesi nerede bu işin? Herkes doğru yola erişse uğraşacak insan kalmaz ki.. O da haklı..) 57. Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler. 58. Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helak etmişizdir. İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları! (O yurtlara) biz varis olduk, biz. 59. Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe memleketleri helak edici değildir. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helak etmeyiz. (Ankebût Sûresi başlığında anlattığım laboratuardaki virüs meselesi yine karşımızda.. ) 60. (Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah’ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? (Zaten aklımı kullandığım için saçma geliyor. Bu aklı yaratan sen değil misin, bu saçma geliyor insanlara. Hala aklını kullanmıyor musun?) 61. Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir? (Ne bilelim biz? Kurmuşsun bir sahne kendin çizip oynatıyorsun gibi geliyor..) 62. Allah’ın onlara seslenerek, “Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım?” diyeceği günü hatırla! (Asla iddia edemeyiz ki.. Sen kendini öyle bir tanımlamışsın ki nasıl ortak koşalım?) 63. Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, “Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı” diyeceklerdir. (İstediğini hidayete erdirendin, azdırtmayaydın?) 64. Onlara, “Haydi ortaklarınızı çağırın!” denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi. (Keşke diyen bir Allah.. Sözün bittiği yer.) 65. Allah’ın onlara seslenerek, “Peygamberlere ne cevap verdiniz? diyeceği günü hatırla.” 66. O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar. 67. Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur. (Hani belki o da.. Bir düşünmem lazım.) 68. Rabbin dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir. (Baş senarist ne derse odur.. Bir oyuncu senaryoya göre kötü adamı oynayıp gerçek hayatta idam edildiğini düşünsenize.. İşte din de böyle bir şey.. İlahi komedi..) 69. Rabbin, onların sinelerinin gizlediğini de açığa vurduklarını da bilir. 70. O, Allah’tır. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Dünyada da ahirette de hamd O’na mahsustur. Hüküm yalnızca O’nundur. Kesinlikle O’na döndürüleceksiniz. 71. De ki: “Ne dersiniz? Allah, üzerinize geceyi kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah’tan başka hangi ilah size bir aydınlık getirir? Hâlâ duymayacak mısınız?” (Bu beslediğiniz bir pet hayvanına şunu demeye benzer: ‘’Ben seni aldım besliyorum, sana yağmurdan korunacak bir kulübe yapmasaydım zaturre olur geberirdin, yemek vermesem ölürdün.’’ O pet dönüp size: ‘’Yapacaksın tabii ki ben mi beni besle dedim? Kafan mı güzel sahip?’’ dese yeridir..) 72. De ki: “Ne dersiniz? Allah, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah’tan başka hangi ilah size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilir? Hâlâ görmeyecek misiniz?” (Bir üstteki mevzu..) 73. Allah, rahmetinden ötürü geceyi içinde dinlenesiniz; gündüzü de, lütfundan isteyesiniz ve şükredesiniz diye sizin için yarattı. (Demek ki şükrümüze ihtiyacı var mı demeliyiz? Mevzu nedir? Hakikaten Allah sen ne istiyorsun kullarından, açık söyle de bilelim. Ha pardon sen bir şey istemezsin.. Peki o zaman rahat bıraksana bizi..) 74. Allah’ın, onlara seslenerek, “Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım”? diyeceği günü hatırla. (Hani senin var olduğunu iddia ettiğin sistemin?) 75. Her ümmetten bir şahit çıkarırız ve (kafirlere), “Kesin delilinizi getirin” deriz. Onlar da gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilirler ve (Allah’a ortak diye) uydurdukları şeyler kendilerini yüzüstü bırakıp kaybolup gitmişlerdir. (Önce varsa Allah delil getirmelidir. Aralarında 1000-1500 sene oynayan kitaplar göndermek ve o kitapları getirenlerin mucize sunmasını sağlamak delil değildir. Zira 1000 sene 10-15 kuşak eder.. Ben 3 kuşak önceki dedemin ne tür bir insan olduğundan bile emin değilim.. Ha anlatılır da ben emin değilim..) 76. Şüphesiz Kârûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik. Hani, kavmi kendisine şöyle demişti: “Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez.” (Ben bir motor yaptım. Motoru bir kere çalıştırdın mı depodaki bütün benzini sömürene kadar durmuyor. Şimdi bu motor sürekli artarak benzin yiyior (böbürleniyor) diye motoru parçalayabilirim bu hakkım ancak bu motorun bu işlev bozukluğunu düzeltemiyorsam bu ne yazık ki benim beceriksizliğimdir. İyi bir mühendis olmadığımdandır. Motora suç atmaya lüzum yok.. Bizim mühendisimiz neden bizi suçluyor diye sorarlar o mühendise. Yapaydın bir ayar valfi..) 77. “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.” (Hani iyilik? İstatistiklere bakıyor insan, susuzluktan ölme, hastalıklar, gıdasızlıktan ölme gibi bir çok saçmalık insanın yazılı tarihi var olduğu günden beridir hiç azalmamış. Yine kendi suretinden yarattığı manyaklar, psikopatlar yüzünden insanlar acı içinde. Hani iyilik? ) 78. Kârûn, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir” dedi. O, Allah’ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir). (VUR! KIR! PARÇALA, BU MAÇI KAZAN! Yürü bee şampiyon sensin!) 79. Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, “Keşke Kârûn’a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler. 80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükafat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler. (Ölüme kadar sabır? Yemezler… Hani o insanları sınıflara böldüler diye şikayet ettiğin ve Hindularda da olan Kast sisteminden ne farkı kaldı? Bak bugün fakirsin ama sana bir sonraki hayatta krallık var demekle, ahirette bildiğin piyango çıkıcak olum sabret.. demekten ne farkı var?) 81. Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! (Nasıl olsun ki garibim bildiğin insan.. Sen de kainatın gücüne sahipsin bir yamuk insanı dövdün diye bu ne afra tafra?) 82. Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak” demeye başladılar. (Hayır ben anlamıyorum, o rızk dediğimiz şey biten bir şey mi ki belli şeylere göre kota uygulanıyor?) 83. İşte ahiret yurdu. Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır. ( Hani nerede? Yahu bir pencere bırakaydınız bari insanlar göreydi iyiydi.) 84. Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar. (Karma’dan arak?) 85. Kur’an’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.” (Zaten her şeyi bilen bir gücün sınav yapmasının mantığı da çözülemeyen bir sır.. Ne de büyük bir sistem? Hala aklınızı çalıştırmıyor musunuz? ) 86. Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma. 87. Allah’ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler. Rabbin’e çağır ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma! (Hayır hangi manyak böyle saçma bir şeyle kendini bir tutup ortak koşabilir ki? İçin rahat olsun kimse seninle yarışmıyor. Korkma yav..) 88. Sen Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Onun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O’nundur ve kesinlikle O’na döndürüleceksiniz. (Oldu. Emredin komutanım!)
  5. 1- Asıl sanat bir şeyi kötülükle ve şiddetle değil, iyilik ve yapıcılıkla sunabilmektir. Yıkmak kolay, yapmak zordur. Her şeye gücü yetenin bütün kitabı neden ''azap, ibret, yıkım, helak, tehdit, zorlama, ölüm, fenalık vs.'' içeriyor asla anlamıyorum. İnsan insana bile iyilik ve yapıcılıkla sunmanın daha kalıcı ve güzel olduğunu bilir. Allah nedense o dönemin insan anlayışında kalmış.. 2- Küçük insanlar insanlarla, normal insanlar olaylarla, büyük insanlar fikirlerle uğraşır. Allah ve meleklerinin işi gücü bırakıp kişilerle uğraşıp yıkım, helak vs. yapması da çok ayrı bir olay. Tek tek isim veriliyor. ''Şuna şunu yaptık, şunun anasından emdiği sütü şöyle burnundan getirdik, yaa gördünüz mü bütün kainat gücü bende ama ben o insanı yendim!'' Aferin.. Ne mutlu sana.. 3- Peygamberlik de zaten ancak böyle garip bir sistemde aynı sülaleden türeyebilir. Krallık gibi babadan oğula.. Ne güzel ne güzel.. Bu 3 maddeyi anlamak için okumayanlar Sn. Kaan bebeto'nun paylaşımını tam okusunlar. Yani Ankebût Sûresini.. Farz edin ki bilim adamısınız.. Deney ortamında virüs, bakteri vs. yarattınız kanseri yok etmesi için. Bir baktınız azdıkça azdı. Ne yaparsınız? Dökersiniz üstüne asidi buhar edersiniz. Üstüne de gazeteye demeç vermezsiniz '' Bir virüs yarattık ama akıllı olmadı yakıverdik! Andolsun ki adam olmayan her virüsü işte böyle cıss diye yakarız. Adam olun ulen!'' Ya ne kadar komik bir şey bu? Biz o denli bir gücün yanında virüs bakteri bile değiliz mantıksal olarak. Kendi yarattığı arıza verince imha edip bir de başarı naraları atmak ne kadar saçma! Ne kadar komik!
  6. Bu senin sitendeki orijinal mi değil mi bilemediğimiz gözlük fiyat: Bu da orijinal RAY-BAN sitesinden, orijinal olduğunu bildiğim, garantili mis gibi hakiki olan gözlük fiyatı: Sendeki fiyat 462 Lira, RAYBAN sitesinde 145-195 USD arasında camına ve metaline göre değişen fiyatta RB3025 modeli. Biz en yüksek ve en has RB3025 diyelim.. 195 USD bugün 356 TL etmektedir. Peki biz sana neden 106 TL daha fazla verelim? Ben bunu Ray-Ban sitesinden alsam bile kargo + gümrük 48 Lira vereceğim. Böyle olduğunda bile sana fazladan 58 lira vermiş oluyorum.. Neden çünkü bir kurnaz sensin de ondan dimi?
  7. Havadan Sudan konular diye girip sadece 1 ileti yazıp reklam yapmak ne kadar doğru? Paranız varsa bu sitede reklam alanları var yapın reklamınızı. Hatta bu reklamı yaparken yönetimden izin aldınız mı? Ben böyle şeyleri hiç sevmiyorum kusura bakmayın. Bana basit cin fikirlilik gibi geliyor. Bu arada sitenize de hadi bir bakayım dedim. İncelemesini de yaptım. Ne diye açtınız ki bu siteyi? Bu fiyatları vereceğime bire bir gidip yerinde görürüm pazarlığımı da gerekirse yaparım öyle alırım. Hatta aldığım yerde aşinalık olur da hatırlı müşteri olurum. İnsan satış sitesi yaptığında kampanyalar, outlet fiyatlar sunar. Hem kalkıp forumlarda sinsi gibi reklam yapacaksın ve reklam parasından yırtacaksın hem de fiyatları bayağı güzel yüksek tutup satış yapacaksın. Oldu mu be birader?
  8. profit

    Çağrışım

    Rüya
  9. Yukarıda Hint inanışına ek yapmak istedim ancak düzenle butonu yok olmuş.. Var bunda bir iş de neyse bakalım. Ekimi buraya yapayım tam tatmin olun diye. Hint inanışında Brahman denilen şey (Tanrı Brahma değil o başka bir şeydir) Nirguna ve Saguna olarak ikiye ayrılır. Biri sıfatlı biri sıfatsız olandır. Mutlak gerçektir. Ancak bu bize tarif edilen Allah'ın sadece iki sıfatını verir. Anlayacağınız Hint inancında da tam bir Allah'ı tek bir yerde bulamıyoruz.
  10. Öncelikle ayetlerin hiçbiri benim anlattığım şeye bir açıklık getiremiyor. Metafiziksel durumları anlatıyor. Karı kocayı ayıran sihir vs. diyor. Bunu atom bombası yapmaz, metafiziksel bir şeylerle alakalıdır. Metafiziksel bir şeyler var oluşu bir şeyleri de anlatmaz. Benim burada size bahsettiğim bayağı teknoloji. Söz konusu melek ve Allah olunca insan atom bombasından ve lazerlerden daha sağlam bir şey bekliyor.. Ne yazık ki günümüze kadar gelen tariflerde bundan daha uçuk bir teknoloji yok. Bu arada on bin yıl evvel atom bombasının varlığı ve bu silahları kullananlara tanrı denilmesi garip gelmiyorsa aklınıza ve mantığınıza burada kesebiliriz bu konuyu irdelemeyi zaten.. Birileri atom bombası kullanıyordu ''ilahi'' bir şey değil!! Geleyim alıntıladığım kısıma.. Mitolojiyi iyi irdelerseniz ortada tek bir süper ilah yoktur bir çoğunda.. En gelişmiş uygarlıklardan örnekleme yapalım: MISIR Aton hiçbir zaman bugün tarif edilen Allah gibi özelliklere sahip değildir, Amon değildir, Horus değildir, Osiris hiç değildir.. Mısır mitolojisi ve inanışları konusunda sıkıcı olabilecek kadar çok araştırma yaptım. Belki İbranilerin tanrısı YHVH'e çok benzeyen unutulmuş bir tanrıları vardır o kadar. Onun adı da şöyle telaffuz edilir ''YAH 'i VUU'' yani Işık Tanrısı.. Ha onun da öyle Allah'ın tarif edildiği gibi en yüce bir tarifi yoktur.. Bu arada Hz. Musa Mısırdan çıkarken Mısır tanrılarından birinin adını da yanında götürmüş ya o ayrı araştırılması gereken ama nedense akademik çevreleri bile tedirgin eden bir konudur! Dedim ya Yahudiler olsun, Vatikan olsun, bizim kendini Şeyhülislam zannedenler olsun çoook ama çoook güçlüdürler dünyada.. Anlayan anladı. Mısır konusunda Fransadan, Almanyadan ve hatta direk British Museumdan kaynaklar edindim.. Bunlara siz de ulaşabilirsiniz tabi özel merak alanınıza giriyorsa.. Özetle koskoca Eski Mısır kayıtlarında tek bir yerde bile Allah'ın izine rastlanmaz. Hatta Allah yerine çok şeye rastlanır. JAPON Milyonlarca tanrı ve tanrıça içeren, dünyanın en kompleks ve zengin mitolojilerinden birine sahip bir ırk. Bu milyonlarca şeyin arasında da Allah yoktur. Oldurmaya çalışabilir miyiz? Elbette ki çalışabiliriz ama bu sütten ev yapmaya benzer Cem Yılmaz'ın dediği gibi.. HİNT Krişna ne zaman Hazret oldu semavi dinler için bilemedim ama Allah'ın izini en son aramanız gereken yer Hint inanışlarıdır.. Biraz gerçekten araştırabilirseniz ne demek istediğimi daha araştırmanız ilk anlarında anlarsınız. Ha bu arada en ciddi teknolojik kayıtlara Hint metinlerinde ulaşırız. Ne yazık ki tek büyük Tanrı denilen bir şeye ulaşamayız. En azından bize öğretilen Allah biçiminde bir şey yoktur. AZTEK ve MAYALAR Bunlarda da Allah benzeri bir anlatım yok. Kuran'da yazan bir çok şeyin benzeri Popul Vuh'da var ama ne Allah, ne melekleri, ne de sistemine benzer bir şey yok. Hani Kuran'ın dediği gibi bütün insanlara ilk başından beri peygamberler gitmişse, Allah fikrini 3000-4000 yıl önce değiştirmiş olacak ki kendisini, meleklerini ve sistemini ancak açıklamış. Ondan önce yok da ondan söylüyorum. Olsaydı zaar bütün dünyada birileri yazardı. Kusura bakmayın lakin Allah'a en büyük put olarak sadece Araplar tapardı. El İlah.. Arapların geçmişini Dünyaya mal etmek ne de yanlış bir yaklaşım olur.. Yani neresinden evirip çevirirseniz bize anlatılana uzaktan yakından alaka kurabileceğiniz bir şey bulamazsınız. Zorlarsınız, çabalırsınız ve bunu yapmalısınız da bu araştırmacılığı tetikler lakin bir yerde objektif olmak zorundasınız. Çünkü bir şeyleri bir yere kadar zorlayabilirsiniz. İki kere iki dörttür bazı durumlar. İşte bu durumlardan biri de o çook zengin kültürlerde ne yazık ki, yaklaşık 3000-4000 yıldır var olan tek tanrı yoktu. İnsanlık kaç yaşında? İnanın bu cevabı bilmiyorum ve kimse de gerçekten bilmiyor. Ancak bugün 3 milyon diyenler var bilimsel buluntulara göre. Kutsal kitaplara bakıldığında insanlık maksimum 10.000 yaşında deniliyor ya o da ayrı bir konu Tevrat'a göre ise yaptığı Adem-Nuh ve Nuh'tan sonraki kronolojide ise yaklaşık 7000 yıla gelir. Ki zaten dediğim gibi semavi dinler de en fazla 3000-4000 yıllık. Bu size bir ipucu vermiyor mu? Bir şeyler olmuş arkadaş işte bu ortada.. Ne olduysa günümüzden 5000-10.000 yıl önce oldu. Bu o kadar belli ki. Eski Mısır incelendiğinde de Mısır'ın son zamanlarında tanrıları tamamen onları terk etmiş. Bunun izi neredeyse bütün eski kavimlerde var. Devrimsel birşey olmuş ve atom bombası kullanan, uçan, kaçan on binlerce yıl hüküm süren o eski tanrılar bir anda gitmişler! Bunun yerini işte o zaman Allah, tek tanrı, YHVH almış.. Özetleyelim: On binlerce yıl insandan daha ileri teknolojiye sahip canlılar veya bir şeyler geliyor insanları eğitiyor, şehirler yaptırıyor, maden çıkarttırıyor. Yani kalifiye işçiler ortaya çıkarıyor. Bunlar sonra bir birleriyle inanılmaz savaşlar yapıyor. Yıldızlardan gelen bu şahsiyetler bir birleri üstünde hakimiyet kuruyor ve kaynakları bol olan gezegeni insan kolonisini sahipleniyor.( Mitoloji, insanların sahiplerinin el değiştirmesiyle doludur) Sonra bir şey oluyor ve bütün bunlar sona eriyor. İnsan artık kendisinden başka hiçbir şey için çalışmayan özgür, bilgili ve kalifiye işçiler olarak kendi başlarına kalıyor. Kusura bakmazsanız ben kendim akıl, mantık ve fikir sahibi olarak artık Allah seçeneğini burada eliyorum. Bana göre iki şey oldu: 1- Bu gelenler her kimse bir birlerinin gözlerini oydular ve perişan hale geldiler. Artık Dünya gezegenini güvenli ve verimli biçimde işletebilecek halde değildiler herkes evine dağıldı. 2- Yeni bir sahip geldi. Bu sahip bütün o savaşları yapanları mağlup etti. Hepsini yok etti veya ültimatom çekti. Bu yeni sahip kaynak ihtiyacı için gezegenleri sömürmüyor aksine gezegenlerin yaşaması için bir nevi greenpeace mantığına sahip. Geldi eski olan her şeyi bir anda sildi attı. Bütün Dünya'da devrim yaşandı. Bu iki seçenek dışında hiçbir şey Allah'ın neden 4000 yıl önce Dünya'da olmadığını açıklamıyor. Bu son yorumumdu bu konuda. Hakikaten bunun dışında bir şeye inanmak beni aşar. Kendimi teknik olarak deliye vurmam lazım inanmam için bu kadar şey gözümün önünde dururken.
  11. Yarın sabah uyandığında aradan ilginç biçimde 10 yıl geçmiş, sene 2022, her şey yabancı hayal etsene..
  12. Heh işte o fazla hem de çok fazla benzerliklerde, neden o gelenler uzaylı veya melek fark etmez, biz sizi yarattık, biz tanrılarız dediler? Neden biz tek büyük tanrının buyruğuyla geldik değil de, bize mabetler yapın ''bize'' yani aha şuan karşınızda olanlara tapın dediler? Hem de öyle beş on yıl veya yüz yıl değil binlerce yıl neden böyle oldu? Allah o an uzaylı mıdır melek midir her kim iseler onların at koşturmasına neden izin verdi? Kimse kusura bakmasın da biri gelecek daha ben ok atarken lazer silahıyla beynimde delik açacak sonra bana tapacaksın diyecek ben tapardım. Hem de binlerce yıl bunlar böyle insanlığın başında durduktan sonra bir adam çıkıp ben tek tanrının elçisiyim diyince bana: ''hade len o tek tanrın gerçekse bile ve hadi o kadar güçlü idiyse binlerce yıldır bu uçan tüylü yılanmış, uçan altın tekerlekli arabalarmış, vimanalarmış onları da avlayaydı? Bizi kullandılar binlerce yıl taş taşıdık, maden çıkardık, iniş pistleri yaptık, o tek tanrın on bin yıldır neredeydi? Bir birleri aralarında korkunç savaşlar yaptılar, güneşin ışığından bin kat güçlü ışıkları bir birlerine vurup yer ve gökleri tozla kapladılar bu toza kapılan insanlarda toz oldular (atom bombasına ne kadar da benziyor?) ve nesiller hasta oldular. Nehirler acılaştı, içen hayvanlar ve insanlar çürüdüler! Bu ağır kahır üzerimizdeki tanrıların savaşlarıyla çökerken tek tanrı neredeydi!? Telsiz bağlantısı mı bozulmuştu?'' Derdim.. Emin olun o dönemlerde yaşayan insanlar da aynısını derdi. Yazılarında bir çare atom bombasını aynen yukarıdaki gibi tarif etmeye çalışmışlar, başlarındaki tanrılarının (artık kimse onlar) gazabını anlatmışlar torunlarına. Şimdi efendim bunlar oldu bu hayal gücü falan değil besbelli. Peki bunu yapanlar melek miydi? Çooook komik olur bu açıklama. Allah'ın melekleri jet benzeri araçlarla bir birlerine saldırıp, atom bombaları kullanıyorlar! peh peh peh.. Peki bu melekler ikiye mi bölünmüştü de aralarında savaştılar? Allah katında görevli en güçlü varlıkların en gelişmiş silahları atom bombaları mı? O halde biz onları geçtik hidrojen bombazı ve plazma silahları oluşturarak.. Ha yoksa bunlar dünya dışından gelen bir takım zeki varlıklar mıydı? O halde bunlar sağlam ve güçlü kafirler olmalı ki hem Allah'ı tanımıyorlar, ve o kadar güçlüler ki Allah'ın binlerce yıl dünyayla bağlantısını kesebiliyorlar! Eski metinleri ve izleri silemeyiz. Onlar bize çok açık şeyler aktardılar. Tevrat hariç hiçbir kutsal olduğuna inanılan kitapta bu eski zamanlar anlatılmaz.. Tevrat diyor ki, melekler geldi insan kadınlarını beğendi onlardan karılar aldılar ve çocuklar yaptılar.. Aha bu melekler nefs sahibi oldular iyi mi? Bir de çiftleşebiliyorlar? Neyse efendim bu hibrid varlıklara nefilim (devler) denildi.. Bunlar pek azgın pek yaramaz olduğu için de Allah onları tufanla sildi.. İnsanın aklı beyni bildiğiniz sulanıyor işte.. Yahu sormazlar mı: Ey yüce Rab senin gözetimindeki kendi meleklerin azgın hergeleler gibi karılarımıza sulandı bir de çocuk peydahladılar! Yahu bizim haklarımızı savunup biz günahsız kullarını koruyacağına neden herkesi suda boğuyorsun? Onları tek tek imha ediver? Ne istiyorsun her yerden? Ayrıca neden izin veriyorsun meleklerine sapıklık yapmaları için? Bu arada pardon Allah'ım son sürüm kitabında onların nefsi yok dediydin benim aklım pek karıştı! Ne oluyor yav yukarıda? Dallas dizisini geçtiniz! Bu şeyler bizim bugün bildiklerimizle örtüşmüyorlar ve birileri bu şeyleri fazla duyurmak istemiyor! Çünkü din iman diye kurdukları saltanatları kaybedilemeyecek kadar değer taşıyor..
  13. Çerkez tavuğu
  14. Danza Kuduro / Don Omar
  15. Katılıyorum hepsi bir. Bana göre eski çok eski uygarlıklar inanılmaz biçimde yol aldılar ve bazı kötü olaylardan sonra Dünya yok olmanın eşiğine geldi. Bazı ciddi bilgiler, o bilgiler kullanılarak tekrar yok olmanın eşiğine gelmesin diye de gizlenen gruplar tarafından korundu. Bunlar erdemli, temiz, bilge ve iyi insanlardı. Daha sonra yok olmanın eşiğine gelmiş insanlık içinde görevlerle yayıldılar. Her seferinde biraz daha öğrettiler. Öğretirken yozlaşmayı engelleyecek, kötülüğü sınırlayacak, zalimleri dizginleyecek biçimler kullandılar. Böylece insanlara öğretileri ve dinleri verdiler. Teknoloji, edebiyat, bilim, anılar ve dersleri şifreleyerek verdiler. En güzel finali de Kuran ile yaptılar. Dediğiniz Tevrat da, İncil de başka inanışlar da aynı ekipten gelme. Hikayeler, yöntem ve gidişat her yerde aynı olmazdı yoksa.. En basiti tufan olayı.. Amerika'daki yerli halkın da, Sümerlerin de, Yahudilerin de, Hristiyanların da, Müslümanların da, Avustralya yerlilerinin de tufan hikayeleri var ve hepsinde tanrı veya tanrılar önceden uyararak bir gemi, oda, büyük kap vs. yapmasını öğütleyip yardım ederek kurtarıyor. Yalnız garip olan şu ki bazılarında tüylü yılan oluyor, bazılarında suyun içinden konuşan büyük balıklar oluyor, bazısında Allah oluyor, bazısında bilmem ne tanrıları oluyor.. Tek yaratan inancı değil yani o tufanlarda. Anlatmak istediğim Allah madem tek neden hepsine tek görünmedi veya yardım etmedi? Hani bir tek NUH ve gemisindekiler kurtulmuştu? Baldırı yarı çıplak Amerikan yerlileri nasıl kurtuldu? Hatta neden onlarda da Hz. Musa'nın deniz yaran asasından vardı? (bkz: Popul Vuh) Neden daha önceki insanlara TANRILAR veya YARATIKLAR yardım etti? Allah dediğimiz şey neden kafa karıştırıyor? 1- Tufan bütün dünyada olan ciddi bir mevsimler değişiklikti. Belki o ekibin kaçıp saklandığı medeniyetin teknolojisi yüzünden oldu bu tufan. O ekip bir sorun yaşadı ve kopukluk oldu. Normal tabi dünya tufanla boğuşuyor. Bazı yerlerde TANRILAR bazı yerlerde ALLAH bazı yerlerde ise YARATIKLAR olarak insanlar yardım edeni andılar. Emin olun havada uçan tüylü yılan yerine TEK TANRI demeyi Popul Vuh yazanlar da bilirdi. Demek ki uçan TANRILAR demelerinde bir mevzu var.. 2- Bunlar hiç öyle ekip falan değildi bildiğimiz uzaylılardı gelip yardımcı oldular. Hatta belki bizi dünyada DNA mutasyonlarıyla türlü sebepler için yetiştirenler de onlardı.. Bilinmez hepsi ıvır zıvır iddia.. 3- Allah bir ara dünyadakileri unuttu, şeytan da fırsattan istifade geldi bir güzel kafa buldu ortadoğu dışında kalan halklarla.. 4- Allah, İbrani ve Arap halkı dışındaki insanların tarihine, zihinlerine, yaşanmışlıklara, dağa, taşa, kitabelere, sanata, hikayelere bütün bunları koydu ki bunlar ortaya çıktığında herkes Arap ve İbranilerin üstün olduğunu sansın.. Ya da Arap ve İbraniler dışındaki insanların hepsi üvey, bir onlar Allah'ın üfürdüğü ruhtan öz evlatlardı ki bir tek onlara BEN TEKİM BANA TAPIN, BANA TAPMAYANI CEHENNEMDE YAKARIM dedi! Hani bir tek onları uyarıp torpil yaptı. Diğerleri tüylü yılan, büyük konuşan balık, şimşek ve altın uçan arabalı tanrılar gördü kitlesel halüsinasyon yaşadı ve onların peşinde koşarak cehennemlik oldu dimi?
  16. profit

    erkek pafüm önerisi

    Bleu De Channel ve bulabilirseniz Armani Code Summer(normal Code değil, geçen senelerde üretilen Summer versiyonu). Bir tane daha var onu söylemem herkes bilmesin, zati piyasada da pek yok..
  17. Yukarıda Game of Thrones yazılmış onu katmıyorum listeye bu sebeple ama ben 6 yıldız veriyorum 7 üzerinden. Çok sevdiğim bir dizidir. Diğerleri: 1- Fringe (Yedi Yıldız) / Bilimin en uç yerlerinde muazzam kurgu, efekt, olay akışı ve oyunculukla harmanlanmış bir dizi. Lost'un yapımcısından.. 2- Walking Dead (6 Yıldız) / Zombi filmlerinden bile daha güzel bir zombi dizisi düşünün.. 3- Lie To Me (5 yıldız) / Mikro ifadeleri bulan adamı konu alan bir dizi. Sıkıysa yalan söyleyin onun yüzüne karşı.. 4- Person of Interest (4 Yıldız) İşlenecek cinayetleri önceden bildiren ve her yeri görüp duyabilen müthiş bir makinenin ardındaki sırlar ve o makineyi kullanan bir ekip. 5- Awake (4 Yıldız) İki ayrı hayatınız var ve bunlar bir birine uyku ile bağlı durumda.. 6- Homeland (4 Yıldız) Esir bir amerikan deniz komandosu evine döner. Bu komando El-Kaide'ye katılarak ülkesine düşman mı oldu yoksa bir savaş gazisi mi? Hala izlemediyseniz nispeten eski muhteşem diziler: 1- Stargate 1, Stargate Atlantis ve Stargate Universe (7 yıldız) / Stargate filmini hatırlarsınız.. İşte onun uzun soluklu dizisi. 2- Battlestar Galactica (7 yıldız) / İnsanların eve dönüş yolu yok oldu ve kurtulanlar bir uzay filosunda yeni evlerini arıyorlar.. Belki de Dünya'yı yeniden bulacaklar belki de yeni bir Dünya bulacaklar.. 3- Lost Room (7 yıldız) / Bir başyapıt! 3 bölümden oluşan Sci-Fi Channel yapımı bilimkurgu, fantastik mini dizi.. 4- Taken (7 Yıldız) / Dizi boyunca 3 kuşak izleyeceksiniz. Roosvelt Ufo kazasından günümüze kadar.. Steven Spielberg yapar da izlenmez mi?
  18. Kesinlikle öyle.. Ayrıca ciddi bir koruma şart çünkü iddia ediyorum, bir çok yönüyle dünyada ilk 10'a giren bir bölgemiz.
  19. profit

    Su içinde yamaç dalışı

    112 metre ne demek!? Nasıl basınca dayanabiliyor bu serbest dalışçılar anlamıyorum. Herbert Nitsch iki sene önce 124 metre dalmıştı (dünya rekoru). İnsanın aklı almıyor..
  20. Anlanan bellidir, anlamak istenen elbette farklı olur..
  21. Yok yok bu öyle bir şey değil benim ne dediğim gayet açık. Hatta burada daha da açık ve 10 tane adamın 1 şey anlayabileceği biçimde yazdım. (Bu arada anlatımın etkili olmasını sağlamak yine aşağıdaki linkte değindiğim inanç satma sanatı zaten.) Buyrunuz: http://www.turkish-m.../page__st__2425
  22. Buyrun bayağı bir eğlenceli..
  23. Bir de Viber var, onunla WhatsApp ile yapabileceğiniz her şeye ek olarak bir de arama yapabiliyorsunuz. Viber dünyada en çok tercihen uygulama bu yönüyle. GSM operatörlerini kara kara düşündüren bu uygulamalar ileride GSM operatörlerini ortadan kaldırabilecek bir potansiyelde. Viber hem Android hem de Iphone için kullanılabiliyor.
  24. Dün yazdığıma bugün bakanın cevabını gördüm.. http://www.turkish-m...679#entry980679
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.