Zıplanacak içerik

Johnydoe

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Johnydoe tarafından postalanan herşey

  1. aklına beni ekiyorum özlüyorum seni senin beni düşündüğün gibi bekleyeceğim masal bu ya inanmasakta bazen ilahi oyunlara biliyorsun seni istediğim gibi istiyorsun beni...
  2. aldatılmayı da öğrendim ben, ve yanılmayı sevilmek gibi bir beklentim yoktu ama yine de insan bekliyor işte başını koyduğu yastığı paylaştığı kadının yalan söylememesini ne zaman beklediğimiz oldu ki bizim hayallerimiz mutlu sonla bitsin ne zaman çok sevdiysek çok canımız yandı oysa bize öyle söylenmemişti ço kmu saftık çabuk inandık şimdi hangi kadına dokunsam bir geri sayım başlıyor terkedilişe kuruluyor saatler önlenemeyen bir yıkım bu bana düşen en ön sıradan seyretmek tuhaf bazen normal insanlar gibi olmak istiyorum enkazımın altından cıktıktan sonra mutlu kalabilmek gibi...
  3. yılları biriktirip geldim sana umutsuzluklarım azalmadı hiç kırgınlıklarım geçmedi görmezden geldiğim yaralar kangrene dönerken üstelik inkar etmedim hala inanmıyorum çünkü inanmak acıdan fazlasını yüklemedi ruhuma... ben hala anlamı olması gerektiğine inanmıyorum hala çokta zorlamıyorum olasılıkları uzun zamandır yazmıyorum ya uzun zaman olmuş... dört yılın ardından sokaklara çıkmışım direnmişim kendime rağmen ne çok kadınla sevişmişim tamamlayamadım yine de hep bir yanı eksik kaldı ruhumun ben sudan sebeplerle ertelenmişim... unut şimdi bunları yıllar sonra evine dönen ama eskisi gibi kalamayan daha küfürbaz daha asi ve yorgun ve sözleri eski bir şairim artık hala susuyorum söylemek istediklerimi ve hala içime gömüyorum gördüklerimi oysa farklı olabilirdi seçimler bana ait bunun için suçlamıyorum kimseyi gördüğün gibi yaralarımın kabukleri sertleşti ama hala içim kanıyor bir türlü öğrenemedim yıllar geçsede susturmayı içimdeki serseriyi...
  4. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    yalnız uçuyormuş... biz daha uçamıyoruz bile.. aklımız fikrimiz emeklemekte.. korkudan ayağa bilekalkmıyoruz yinemi kaybedicez usta bu hayat oyununda kazaylada olsa kazanmız mı insan? bir defa bile olsa istediğin kadar sayısal oyna istediğin bayiden bilet al şanslı bir adam bile tanımaz mı insan hayatında? son yudum birasıda yere dökülür mü insanın? en lezzetli yerinde ne kadar daha devam eder bu oyun mutluymuşus gibi yaparak tanrım bu öfke kime hangi hayatımda işledim bu günahı şimdi keffareti bitmiyor.. ben aynı ben olduktan sonra kaç sınava daha soksan geçer mi bu kulun? başını yerden yere vursan...
  5. bir insan hayatına kaç mucize düşer? konustuklarıylamı yargılanır insan yoksa sustuklarıylamı? sesim derinlerimde çağlayan bir şelale hiç konuşamadım diye kızıyordun ya bana barajın kapaklarını açmam için zorluyordun beni... ne sen kurtulursun bu tufandan ne de nuh! uyduruk teknesiyle.. duymak istiyorsun ya sesini dusuncelerimin ne sen hazırsın bu yıkıma ne de ben sen yıkıldıktan sonra seni dizlerinin üzerinden tutup kaldırmaya.. sen sevgimi sorgularken ben sadakatinden dikenli teller örüyorum üzerime her sabah bir yabancının yanından uyanmak kolaymı sanıyorsun? bile bile öpüldüğünü yabancı dudaklar tarafından ve bilirken inlediğini şehvetinden beni susuyorum diye sucluyorsun ben konuşmamak icin içime gömerken tüm acılarımı... birşey olmamış gibi sabah uyanmak ve devam etmek hayatına kolaymı sanıyorsun? gecenin ucunde uyuyamadıgın icin bitmesin diye sigaran ucuna eklerken bir fahişe ararken yol kenarından benimle sevişsin diye değil yalandan da olsa beni anlasın diye bir an öyle olsun diye bir yabancıya açarken içimi senden daha mı kötüyüm artık klavye basındaki delikanlılığım erkekliğimden muzdarip ayılmamak istemem daha mı büyük günah? ayık bir hayata katlanamıyorken...
  6. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    kıymalımı bunca emeğe hadi şimdi başardın diyelim karşı kıyının solgun ışıkları batan güneş başkasınındır o düş yorgunu kızıllar yarın sabah yeni bir sabah uyandığında şimdi yaptığın planlar çocukça kalacak parmaklarım dolanırken birbirine hangi yalan avutacak bizi hangisine daha çok inanıp mutluymuş gibi yapacağız hangi vaat yetecek bize hangisine bağışlayacağız çocukluk hayallerimizi ben istemedim oysa büyümeyi ben istemedim telli arabamdan ayrılıp vitesi gerçek gaz pedalı gerçek bir arabaya binmeyi hangisi daha çok canımı yakıyor karar veremedim camdan misketlerimi kaybetmekmi alkolik gecelerin verdiği huzurmu şimdilerde şaşırmıyorum ne çok kazandım ben apoletlerimde rütbeler adam olmuşsun diyorlar ya gelde bana sor ay bazında hedeflenen cirolar kalbimin sıkışması normalmi göğsümün kafesine sığmayan soluklar kastım yoktu oysa oyunlar oynamak için insan hayatları üzerine en büyük kumarı kendime sakladım ben en büyük yalanı kendime söyledim şimdi bedelini karşılıyorum hala sakin hala derin gri bulutlarda fırtına koptu kopacak ben bir sığınak arıyorum büyük adam olarak ölücem belki de bunu hiç bilmeden sorulanlar iyi bilirdik diyecekler içimde kopan fırtınalardan habersiz hak verecekler yorgunluğuma bunun için mi yaşadım ben? takdir edilmek için mi? bu yüzdenmi tatminsizliğim bu yüzden mi? her gece uyumak için şarap dolu kadehlere esirliğim...
  7. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    geriye sarıp duruyorum cevapsız soruları sanki her döndüğümde cevaplarını bulacakmışım gibi bir sırrın hikmetinemi eriştim yoksa bir sırramı karıştım bilmiyorum cevapsız sorularımla yalnızlığın dibine sığınıp sanki hic yalnız kalmamımışım gibi ütümü kendim yapıyorum kahvaltımı yalnız yatağımı toplamıyorum artık bulaşıkları makinaya dizmiyorum evin bir odasına mahkum gibi diğer odaların kapısını açmıyorum fazlamı büyüktü bu evren ben bir odaya bile az geliyorum yapışmaz tavalar aldım kendime çelik tencereler bıçaklar kesme tahtası ambalajlarında duruyorlar sorumluluklar aldım üzerime bana olan inançları besleyip büyüttüm ama ben büyümedim hayal kırıklığı çokça biraz da karamsarlık zaten hiç eksilmemişti kalbimin kabuğu sertleşti içimdeki oyuncuya yeni roller ezberletiyorum şimdilerde sevimsizlik gibi nefret gibi belgesel kanallarındaki gerçeklerle oyalıyorum aklımı neden hala uyuyamıyorum vizyon filmleri revaçta yazarlar daha iki gün önce biriyle tanıştım neden hala farklı değilim metrobüz oyunlarında en ön sırayı kapmış oturarak gitmiş 22 durağı ama garantisi yok aktarma esnasında aynı koltuğun sızlanmaktan yoruldum artık umursamamak istiyorum sabah zamanında gidemediğimde işime hesap sorulmasını acil çıkış kapısı istediğim zaman buraları bırakıp gidebilirim yalan! o bileti üç durak önce yırttım ben ne çok seçim yaptım ben aklım fikrim bir kaç saatlik derin uykuda hala yabancı bir kadının hayallerinde kaçamak gibi yaşıyorum tırnaklarım çekiliyor kan yok benzetemiyorum kimsenin yaşadıklarını kalıplarıma sığmıyorum çok olduğum için değil o kalıp bana büyük geldiği için ellemeyin bana ben susmak istiyorum hala içimde bir umut kader benim yerime seçsin istiyorum razıyım kayba bu hayat kontrolümde değil artık ben sunulanı yaşıyorum ama bu haksızlık de şimdi as suratını ağla ağlayabildiğin kadar bütün güzellikler başkalarında bende kuru teselliler var sevmek hala uzağında beyaz kumsalların mavi düşlerimde kaldı mavi hala kırmızıdan sonra geliyor kırmızı bittikten sonra gücün kalıyorsa eğer bıraktığın yerde yaşamaya...
  8. dekorasyon için elinizdekileri kullanın. Bir matkap alın kendinize bir kaç vida dübel. duvarlara zarar vermekten korkmayın bunun için alçı gibi güzel bir madde icat etmişler. Size hoş görünen kullanışlı size hitab eden dekoratif nesneler bulun. Belki eski bir plak, belki renkli poşetler, müsfette kağıtlarına yaptığınız karalamalar.. Sınırlardan ve kalıplardan kurtulun. En güzel dekorasyon sizin kendinizin yaptığıdır unutmayın!
  9. İşin kötü yanı hem Aslan hemde Yengeç burcunun özelliklerini taşımak.. Günlerce uykusuz kaldıktan sonra o uykusuzluğa değecek kadar iyi bir uyku çekmek
  10. Dizilerle ilgilenen arkadaşların Touch dizisini atlamış olması garip Yeni sezon önümüzdeki günlerde yayınalnmaya başlayacak. Dizinin izlediğim her bölümünde 'hadi be bu kadar da olmaz' diye hayretlere düştüm. Aslına çok basit bir anafikri var. Bir dokunuş, bir gülümseme, bir anlık duraksama bile başka insanların hayatlarını değiştirebiliyor. Aldığımız her nefesin bir önemi var. Hiçbirsey bosuna değil. Olağanüstü bir kurgu oyunculuklar çok iyi ilk bölümden itibaren içine giriyorsunuz hikayenin ve kendi yaşamınızı gözden geçiriyorsunuz. İzleyin ve izletin derim naçizane tavsiyem
  11. Atatürk'e dini inanışı ile ilgili saldırmak için nasıl cımbızla anlamlar çekilmiş, nasılda ince elenip sık dokunulmuş. Bugün ibadetinizi özgürce yapabiliyorsanız bunun nedenlerinden biri Atatürk'ün varlığı ve yaptıkları değilmidir. O size O'na dinsiz diyebilme özgürlüğünü bile vermiş. O'nu eleştirebilme hakkı vermiş. Bugün burada bir inanan vasfıyla yorumlar yapıp yazabiliyorsanız bunun nedenlerinden biri de o değilmidir? Diyelim ki Atatürk dinsizdi, hadi diyelimki Atatürk İslam dinine en büyük ihanetleri yaptı. Bu bugün sizin bulunduğunuz durum gerçeğini değiştirir mi? Bugün sahip olduğumuz herşeyi Atatürk'e borcluyuz demiyorum lütfen yanlış anlamayın ama Atatürk tarih içinde aldığı rolle bugün bizim olduğumuz yere gelmememizi sağlayanlardan biri değilmidir? Bir insanın neye inandığı bizi neden bu kadar ilgilendiriyor. Derdimiz ne bu kadar? O'nu tanrısallaştıranların hatasının sorumluluğunu O'na neden yüklüyoruz? Atatürk dinsizdi veya değildi bu onun sorunu. Ben bugün camiye gidip ibadetimi yapabiliyorsam ve bunu kimse engellemiyorsa ben bugün hür irademle inansımı koruyup o doğrultuda yaşayabiliyorsam bundan 90 yıl önce canını kanını verenelre onların komutanlarına borçlu değilmiyim? Siz değilmisiniz? Belki de gerçekten dinsizdi Atatürk. Bir dinsize dini özgürlüğünüzü borclu olmak mı sizi rahatsız ediyor? Kafalarınızı gömdüğünüz kum yığınlarından artık çıkarın. Birde Atatürk olmasaydı'yı bir düşünün... Bunun için en güzel kaynaklardan biri Turgut Özakman kitaplarıdır. Bir zahmet okuyuverin o kadar derdiniz varsa bu konuyla ilgili...
  12. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    türkçe bir aşkı kürtçeye çevirememekten müzdaripliğim anlatabilseydim seni her görüdğümde içimdeki kıpırtıyı anlatırdım hani bazen bir bebek yüzündeki tebessümle gözgöze gelirsin ya o an görsün istersin seni bir tepki versin sana özel öyle büyümüştüm ben sustum sustukça sen uzaklaştın benden sen uzaklaştıkça ben daha çok sustum konuşabilsem sana ihtiyacım var derdim diyemedim ben diyemedikçe sen uzaklaştın uyardın beni sen her giderim dediğinde ben kürtçeye çevirmeye çalıştım içimdeki türkçe sevgi sözcüklerini beceremedim iki halkın arasına sıkıştı aşkımız iki duvar arasında çiçekler büyütmeye çalıştık az güneş ışığı bolca gözyaşı olmadı ben vazgeçemedim büyüklüğümden kendimi büyüttükçe sesim kısıldı sen duymaya zahmet etmez oldun ben uyarılarını önemsemedim sen tavır aldın ben alışırsın sandım anlaşamadık bir türlü anlamak bu kadr zormuydu bir Türk'ü? ben kalıpların arasına sıkıştım sen gidiyorum dedikçe kafamı gömdüğüm toprak parçası mezara döndü güzel koksada çiçeklerim ben senin kokunu özler oldum yoruldum türkçe bir aşkı kürtçeye çevirememekteki beceriksizliğimden müzdarip yanlışlarımın doğrultusunda bir iç çekişle uyandım bu sabah herşey için geçti artık ne çeviri için ne de umursamak bir türk gibi ağlıyorum şimdi bir kürdü sevmeyi beceremeyen her zamanki gibi masa başında kaybetmiş oysa ne cok kan dökmüş her cephede uyanmak istemeyen bir türk gibi yarısı bir kürt kızının avuçlarında kalmış kalbi yarısı ne işe yararsa artık hayata tutunmaya çalışmış olmamış çatışmada ağır yara almış bir türk gibi... özür dilerim yeterince dinleyip anlayamadığım için seni şimdi git asil bir kürt kızı gibi...
  13. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    parmaklarımın ucunda zehre dönüşüyor sevda sözleri bunca acının ardından unutmuş gibi yapıp gömdüğün günahların en savunmasızlığında yüzüne çarpılması bilmiyormuydun ektiklerin birgün filizlenir kırmızı çiçekler açarken mezarında unutmuşmuydun öyle hafife alınmaz aldığın ah'ların döner bir gün en zayıf yerinden yakalar seni bedelini ödersin yazdıklarının acısız şair olunmaz şair bir gün mutlu olmayandır mutluluk dediğin mecusi ateşinin etrafından dönüp duran ateş böceği misali kapılır gider sıcağın büyüsüne herşey yolunda dimi usta sağlığın sıhhatin yerinde sevdalın kollarında inanıyorsun ya hayata senin yanında diye işte o rüzgara kapılma usta bir an gardını indirdiğinde çarpılıverirsin hayat gözünün yaşına bakmaz dizlerini üzerine düşersin merhamet göstermez bir tren istasyonunda sabahlarken bulursun kendini bir yabancı evinde sığıntı hayat yalan söylemez sen duyduklarını hafife alırsın her kaybın ardından sorular bitiverir aklında neye sahip oldunki sen aslında şimdi hangi kayıp karşısında değerince ağlarsın... olsun be buda geçer usta yine dağılır bulutları gri gökyüzünün yine aldanırsın nasıl olsa bu kafayla sesin kısılır önce sonra yazacakların tükenir zorlamaktan vazgeçersin başarısız nakillerin ardından organ uyumsuzluğu bahane aslında kalp uyumsuzluğundan biter ilişkiler ve dahası usta insan azar azar değil bir anda biter...
  14. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    yeni bir hayat sundum sana.. küllerinden doğuyorken tutup elinden yanmak pahasına tövbelerimden hırkalar ördüm üşümeyesin diye sözlerimden sırat köprüleri katlanılası zor bir varlık oldum belki ama avuçlarında sımsıkı tut istedim sıkılmadan yorulmadan yeni bir hayat sundum sana eskimiş sözlerimin üzerindeki tozları temizleyip doktordan az kullanılmış az reçete az antibiyotik yan etkisi olmayan tamamı geri dönüşümlü maddeden yapılmış yeni bir hayat sen dizlerinin üzerine çökmüştün ben üzerimdeki ölü toprağıyla doğrulmaya çalışan inanmanı istedim herşeyin güzel olacağına çünkü sen inanırsan bende inanacaktım bir gün daha yaşamaya yeni bir hayat sundum sana belki de kendime itiraf edemediklerim korkup kaçtığım yüzleşmelerimden yorgun inadına belki de inadına bil istedim günahlarımı kirimi gör inkar kalmasın diye elimde en doğruları söylerken canını yaktığım doğru inan bana taşıyamadıklarımı gösterdim sadece bir gün saklanmıyayım diye ardına yalandan duvarların uyarılarda bulundum yol kenarına ikaz levhalarımla kendime yeni bir sayfa açtım karalayıp üzerlerini okunmayacak şekilde ondört parçaya bölerken yaşadıklarımı ulaşamayacağım yerlere sakladım yeni bir hayat sundum sana tüm öğrendiklerimler yaşadıklarımdan sımsıkı kapatıp hatıra kutusunu bir çocuk gibi sevdim seni çok günahımla çok ızdıraplarım çok sustuklarımla hiç söylemediklerim ne varsa unuttum ben toprağın altından uzattım sana elimi çok öğrendim çok bildim sanıyordum ya bile bile gideceğini görmezden geldim senin çığlıklarını istedimki bunlar için sevme beni bunlar için boynuma sarılıp seviyorum deme her gece koynuma girip huzuru tenimde bulma ne çok sevdim ben hepsini bir bir çıkardım aklımdan çok dolaştım yabancı kıyılarda senin tadacağın her heyecanın farkında olarak bile bile seninle kaldım ben yeni bir hayat sundum sana benden sonra tek başına kaldığında ayakta durup mutlu olmanı istedim sen ne kadar çabuk vazgeçtin benden ne kadar çabuk açıldı yelkenlerin sıcak rüzgarların şehvetine kapılıp bilmediğin denizlere açılırken seni yine de beklerim ben...
  15. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    sınırındayım bir hayatın kızıl bir güneş batmakta ileride göz gözü görmüyor uçurtmamın ipi kopmuş boşuna koşuyorum dalgalansın diye sınırındayım bir ölümün film şeridi gibi değilde daha dünmüş gibi aklımda öptüğüm ilk kız çocuğu biter kadehi sarhoşun tiryakinin sigarası zamansız sabah olur daha ayılmadan alkol kokarken nefesin yaklaşmaz kimse yanına sırrına akıl ermiyor ne kadar büyük bir plandı ki bu planlanan bilmiyor sınırındayım bir aşkın sevda baştan gitmiyor sarılıp yatmayınca sınırındayım bir tutsaklığın prangalar eskittim soyunda gir koynuma ben dokundukça başka bir bahar başlar teninde sınırındayım isyankarlığın adım geçse tutanaklarda hüküm giyer hafifletici sebebi yok gönüllü riyakarlığım sabah olur ayılamaz bir ayyaş ayılsada gerçeğinden gözlerinde yaş gülyüzünde gölgeler ben seni bunun için sevmedimki her yeni gün öncekinden yorgun sen gülümse gülüm ben bunuda taşırım sen gülümse gülüm ben bu hayatı böylede taşırım...
  16. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    mezarın üzerinde gezinen kediler ay ışığında dans eden adam gümüş kaşıkların sesi geliyor kulağıma bir kurt adam çığlığı kana susamış sıkılmış her dolunayda şekil değiştirmekten öyle kalsın istiyor artık ya ölümlü bir insan gibi yada ölümsüz bir hayvan gibi... kışkırtılsın kanı her çekildiğinde büzülüp dört ayak üzerine düşsün ama öyle kalsın daha fazla değişmesin dünya dönüp durmasın şeytanın lanetlenmiş çocuğu aşık olsun ister esmer tenli bir kız çocuğuna şehvetinden inlerken değişmesin bir insan gibi yorgunluktan yığılıp kalsın yatağın diğer tarafına taze etin kokusuna karşı koyup razı açlıktan ölmeye çünkü her kurtadam bilir değişmez şekli kalbinin dört ayak üzerinde bedeni şekilden şekile girsede...
  17. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    uyusana durmadan söylenip durduğun yarım kalmışl bir hayal böyle tamamlanmaz hepsini toplasan sonunda elinde birşey kalmaz kısılmış kapana bir kurt gibi istediğin kadar dişlerini göster esirliğin boyunca kaale alınmaz yorgun bir gün seni bekliyor öfken kınına zarar harbiden yaşıyormusun bunları yoksa kuruyormusun yaşananları iplerin kimin elinde çekiştirildikçe akışına bırakıyorsun asiliğinde çekici bir yanı var asi bile olamıyorsun hep gardını almış hayatı bir çift yumruğun ardından yaşıyorsun kırılganlık bir meziyet olmaktan çıktığından beri çok güçlü görünmek için susuyorsun çok susunca çokmu güçlü oluyorsun yoksa kimse farketmesin diye mi içine gömüyorsun yaşadıklarını sessizlik... susuyor insan karşısında biri bağırırken susuyor insan kupkuru bir göl yatağına bakarken ve susuyor insan en sevdiği karşısında ağlarken susuyor insan konuşmuyor konuşmak işleri sarpa sardığında susuyor başka herkez konuşurken dikkat çekmesin diye karışıyor diğer suskunların arasına susuyor işte susma ayıp değil diye....
  18. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    tutulamıyor zamanı hepsi birden geliyor yada hiç gelmiyor nefesim boğazımda düğüm yutkunsam olmuyor bıraksam sesim çıkmıyor dudaklarımın arasından çığlıklar birbirine karışıyor aklımın içinde hangisi daha gerçekti yaşadıklarımın şimdi yaşadığım ne kadar gerçek tahayyüller arasında sırra kadem basmak isterken yakalanıvermiş bir kız çocuğunun geleceğine hala büyüyemedim ben neyin peşindeyim bir yanım isyankar bir yanım kabullenir tüm sorumlulukları ne kadarını hakettim ben aklım fikrim gidip gelmekte bir beyaz gömleğim eksik üzerimde bir de deli doktorum doktorum deli değil aslında sancıları içindeyken zamansız bir doğumun kanayan yerlerim ağrıyor hep ikinci planda kalmış bir oyunculuk yeteneği var kanımda şöhretinin doğundayken bir rock yıldızı uçağı düşmüş kurtulan olmamış anla öyle ünlüyüm yaşasa heykeli dikilecek yaşamadı ama herkes biliyor kastın bana mı hayat? bu kadar zormuydu benle yaşamak... çok mu bekledim çok mu istedim huzurlu bir sonu büyük adam oldum belki ama hala küçük hesaplar peşinde anlık heyecanlar gölgesinde saklanıyorum aklım almıyor hala neyin kafasıydı bu bir avuç insan etrafımda merkezinde ben bu dünyanın sahi mi gerçek mi şimdi zeki müren de bizi görecekmi saflığını özledim parmak uçlarımda sihre dönüşürken yazdıklarım ben yazdıkça büyüyecek mi? içimdeki uysal çocuk yoksa küsüp herkese ben oynamıyorum deyip arkasını dönüp gidecek mi?
  19. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    tutsak bir halktık biz çok sesimiz çıkarmadan kabullendik. üstümüze gelindi biz eyvallah dedik en aza indirgedik sevda sözlerimizi ay sonu hesaplarımızı en başından yaptık belki de bu yüzden biz kapımıza bırakılan her fatura için biraz daha içimize kapandık tutsak bir halktık biz büyük sözlerimiz olmadı bizim büyük önderlerimiz yetinemedik çünkü bize özgürlük verenlerle yasaklar bekledikl üstüste binerken toplu ulaşım araçlarına biz biraz daha sıkışmamak için hep sonraki otobüsü bekledik en çokta zamanımız vardı bizim internetimiz kopunca bağlanmayı bekledik sabah işe gidince akşam olmasını akşam eve gelince hafta sonu tatillerini çok zamanımız vardı bizim verilen sözlerin tutulmasını bekledik kaçan trenin ardından ikincisini ve yaptığımız her hatadan sonra affedilmeyi çağrıları hep beklemeye aldık ne olursak olalaım gidemedik kimsenin yanına hep bir etiket arandık durduk kastımız yoktu belki ama olacaklarada dur demedik sonra küfredip tanrımıza çok mutlu yaşamışız gibi bu dünyada diğer taraftanda vazgeçtik biz küçük mutluluklarla yetinmeyi öğrendikçe küçüldü mutluluklarımız bir süre sonra deliksiz uykuları bile sever olduk süresi azaldı dolulukların biz boşluklar içinde ayıldıkça daha çok içer olduk ne olursan ol yine de gel diyen kalmadı artık mutsuzda olsak yaşadığımız yerde buralardan kalkıp gitmeyi aklımızdan çıkardık...
  20. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    bu uykusuzluğun bir nedeni olmalı telesekretere bırakılan mesajlar hangi insan bilebilir ki o kapıdan çıktığında bir daha geri gelmeyeceğini... sızısı kalır içinde bir kurşun kafanan girer girmez bütün politik saçmalıklar bulanıklaşır ben bununu için mi çıkmıştım yola... karmaşasında bir ömrün sadece günü kurtarıyorsan bir nedeni olmalı uykusuzlukların yorgun yamalak üstelik kör kütük votka kokarken unut bunları bir kaç insan solarken duvarların arasında nasılda yeşeriyor çiçekler hükümlere inat baba, oğul ve kutsal ruh adına kaç sevap bir günahı siler hayatından mükafatı şaraptan nehirlermidir cennet dediğin bu dünyada boğulmuşken alkol deryasında cvennet daha ne kadar güzel olabilir? kuşanıp silahlarımı amaçsız bir savaşa girmek istiyorum mertebeler umrumda değil bir kargaşa esnasında dost kurşunuyla vurulup ölmek istiyorum ardımdan geriye bir metal madalya kalmalı eski bir bob marley şarkısıyla gömülmek istiyorum bir sunak yapılmalı mezar taşıma her ziyarete gelen bir bardak sarap sunmalı ıslandıkça toprağım şarap rengi çiçekler açmalı... inceldiği yerden kırılıyor umudun destek noktaları bir gece ansızın bırakıvermek birikenleri biri bir fotoğraf bırakmalı bolca mavi bir çift beyaz kanat çırpması ve anısı boğaz manzaralı teras katında umarsızca sevişmenin umuma açık bir gösterimin reytingi yüksek reklamı az olur olmaz yerde kesilmesin diye müstehcenliğin +18 ibaresiyle sergilenmeli bir anlamı olmalı bu uykusuzluğun sabaha uzak gecenin köründe kalburüstü manyaklıktı bizimkisi ne sen sustun gerektiğinde nede ben konuştum odaya saçılmış eşyalar ne kadar dağınık bir aşktı bizimkisi hepi topu toplasan bir iç çekiş kalır içinde votkası fazla olmus bir sodanın acısı fazla diye yaşamnaktan vazgeçiyormuşsun gibi hayatın kastın kime? açıklayabiliiyormusun sanki bu uykusuzluğu? sesim kısık fısıldayabilsem seni sevdiğimi söylerdim sen susma sen susarsan eğer uykusuz bir gece daha geçer
  21. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    oysa küçücük mutluluklar yeterdi bize gülümsemek için pazarlıksız bir tanrının kulları olmak için çok istememek için çok şükretmek için günahkar olmadan doğru bildiğimizi oynamak için küçük mutluluklar yeterdi yeni vizyona girmiş bir filmi birlikte izlemek dost meclisinde iki tek atmak ve yarım saat daha uyuyabilseydim demeden uyanabilmek
  22. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    kanına girmek bir kadının gecenin bir yarısı utanmazca bir daha olmayacak söz yalan söylerken kendine insan nasılda komik durumlara düşüyor hepsi toplasan üç dakika usta bir hüzünbazın kelimeleri bunlar hangisine anlam yüklesem altında eziliyor kelimelerim istiyorum işte seni ayıp değil ya ayıpsada kimin umurunda hala 14 yaşında haylaz bir çocuğum ben komşusunun kızına perde arasından bakarken şehvet içinde yakalanmış utanmış yüzü kıpkırmızı kaçmış saklanmış koltuk ardına çıkamamış uzun süre çok korkmuş ama tadı damağında kalmış ilk kaçamağının o gün bugün o küçük çocuk hep yabancı kadınların kafiyesinde devrik bir cümle gibi biraz ukala biraz kendini beğenmiş yakalandıkça arsızlığı artmış...
  23. Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    ayılınca utanacağım sözler yazıyorum kendim hakkında hiç ayılmamalı mı? söyledikçe kendimiaştan çıkarıyorum sonsuza dek susmalı mı? korkmalı mı söylemekten yoksa inadına işemelemi cami duvarlarına çarpılmak umuduyla korkmalı mı? yoksa birşey olmamış gibi hazzına mı bırakmalı kendini büyük sözler söylüyor olmanın koca ormanda bir fidan olamadım belki ama bir fidanın canında kan oldum ben çürümüşlüğündan utanmadan avuclarımın arasına aldığımda zavallı ağrıyan başımı ne çok hayat eskittim ben kısacık ömrümde sesimin yankısı kalırmı geriye biri hatırlarmı ben gittikten sonra ya ayılınca yine utanacakmıyım geri almaya çalışırken hiç söyleyemeyeceklerimi damarlarımda hızla akan kan çıkarınca mavi pelerinini üzerinden yine aynı hızla akarmı yoksa sıradan bir hayata devam edip kaldığı yerden ciddi görünmeye çalışıp üstelik başka insanların hayatında çok mu ileri gider ben mi seçtim bunları büyük adam olmayı ben mi istedim bana mı sordu zaman öperken ilk kadını dudaklarından bir daha geri dönmek istemezmisin diye bana mı soru kaybederken soluğumu bir daha o an'ı bulmak istemezmisin diye...
  24. dua

    Johnydoe şurada bir başlık gönderdi: Dediler ki hayat güzel...
    seviş benimle kahrından ağlıyorken tutuşmuş dudakların tanrım bu kadar acı niye hangi günahın diyetini ödüyor insan yakılsın diye vasiyet mi etmeli bu beden yoksa bağışlamalımı her bir işe yarar organını hangisi daha zor diye merak ediyorum bazen başka bir bedende atan kalp olmakmı gübre olmakmı yeni filizlenecek çınar ağaçlarına üşümek böyle birşey mi ne kadar örütünürsen örtün gecenin ikisinde çığlık atmakmı birisi duyar diye hadi duydu diyelim girmekmi kanına bir yosmanın tanrım beni affet çok isyankar bir kulum hep vermediklerin için seni suçladım kutlarken kendimi kazandıklarım için ben her yenilgimin sorumluluğunu sana yükledim tanrım affet beni ben senin her sınavından ikmale kaldım yetmedi kışkırttım inananları cevapsız sorular saldım akıllara hiç utanmadım bana lütfettiğini güç sanıp bir anlık mutluluğu özgürlük sandım yoruldum izninle şimdi biraz daha yazmalıyım...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.