Zuhurat

Rasabali

Ben zaten ortada bir kanıt olduğunu söylemedim. Ama hani şöyle bir felsefe yapalım dedim. Diyelim ki örneğin yarın birgün size bu meşhur Kaf dağında olduğu iddia edilen ağaçtaki ölümsüzlük meyvesinin var olduğunu ispat ediyorlar ve hatta Kaf dağına gidip bu ölümsüzlük meyvesinden yiyor ve ölümsüz oluyorsunuz. Bu o elinizdeki kitapta da var onda önceden söylenmiş olsun. Benim sorum bu durumun sonrası için. Bu durumu o kitabın varlığına delil sayar mısınız, yoksa David Koperfield'in açıklayamadığımız, kendisinin illüzyon olduğunu söylediği o peygamber mucizesine yakın numaraları gibi, bu durumun da ilerde bilim tarafından açıklanabilir olduğuna mı inanırsınız. Buradaki önemli nokta henüz bilimsel olarak açıklanamamış bir olaya agnostik yaklaşmak yerine, sarsılmaz bir güvenle ister ilahi, ister bilimsel, ister sair sebeplerden açıklama geleceğini kabul etmek, bir inançtır ve terazinin aynı kefesindedir. Agnostik düşünce inanç içermez. Var olanlardan, kanıtlanmış olanlardan ibaret bir dünyası vardır, ötesi onun için muammadır. Hani Schrödinger kedi paradoksunda, kutudaki kedinin aynı anda hem ölü, hem de canlı olduğunu söyler. Agnostik yaklaşım bu kutunun açılmadan önce kedinin ne canlı, ne de ölü olduğunun belirsiz olduğunu ve bilinemeyeceğini söylemeye benzer. Canlıcılarla, ölücüler inançları üstüne tartışır durur elbet...

Kontraplak

Kelaynak

ışkın

Predatör

Kırıştırmak

Kırk kilit otu

Ben sayılanları eksik buldum. Canlılar, hayvanlardan ibaret değil. Bir mikrop, bakteri, sivrisinek, yosun, bitki de dahil olmak üzere, tüm canlılar yaşam savaşında. İnsan her adım attığında ayak altlarında basınçtan dolayı kaç milyar calının yaşamının sona erdiğini pek farketmiyor. Nedense hayvanların hayatını, diğer canlı türlerinden daha yaşamayı hak eder görüyor. Her gün vücudumuzun savunma mekanizmaları bize sormadan sayısız canlıyı öldürüyor. Kediniz sırf size daha çok benzediğinden dolayı, yediğiniz havuçtan daha yaşamaya layık diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ölüm, güçlünün güçsüzden ölüme daha dayanıklı olması doğanın temel kurallarından biri. Üstelik ölüme direnebilmek için canlıların evrilmesi, dayanıklılaşması, bugün bizim ve tüm canlıların var olmasının yegane sebebi.

Sevgili meraba Tanrının varlığına dair ne ile karşılaşırsanız, kanıt olarak kabul edersiniz? Somut bir örnek verirmisiniz. Eğer bu kanıt bilimle açıklanamayacak anormal bir durum ise, bu kez bunu tanrı varlığına kanıt mı sayarsınız, yoksa bunun bilimin gelişmesi ve yeni teorilerle daha ilerde açıklanacak bir durum olarak mı görürsünüz?

Kolay seviyorum sanırım. Düşman olamıyorum. Sebebini bilmediğim bir sebepten, ama galiba hayatı sevmemden dolayı hayata dair her şeyi, herkesi seviyorum. Kızgınlıklarım saman alevi. Konuştukça, anladıkça, dinledikçe tüm insanların sevilecek, değişik yanları görebiliyorum. Tüm canlılar, birbirlerinin eksikliklerini tamamlayan bir bütün benim için. Herkesin istediği anlaşılmak, değer verilmek ve aslında sevilmek, fakat sevgiyi vermek onlara yetebilmek zor olan. Demek ki önemli olan sevgi dolu biri olabilmek ve bu arada sevilip sevilmemeyi çok da umursamamak. Mutluluğun anahtarı bu. Beklentileriniz büyüdüğünde, almak ve olmak istedikleriniz arttığında, sevilseniz bile bunu farketmeyebilir, yetinmeyi bilmeyebilirsiniz. Hırslarımız sevgisizliğe giden yolculukta tek yönlü bir biletten ibaret. Mutluluk kendimizi, çevremizi. taşı, toprağı, canlıları kısacası benliğimizle taban tabana zıtlıklar da dahil, hayatımızda var olan herşeyi sevebilme bilincimizde saklı...

Çam

http://youtu.be/Tyuu1dZXKL0 Başımız sağolsun

Boncuk

Emoto'nun budist rahiplerce sevgi okunmuş litresi 150 $'lık meşhur suyu... Sevgili Fuzuli o belgeseli tek izleyen sen değilsin. Emoto sadece bu belgeselden 10 milyon $'dan fazla kazandı...

Aslında semizotunun en önemli özelliği; günümüze kadar pek farkında olmadığımız her derde deva Omega 3'ü, kividen sonra en çok içeren bitkisel gıda olması. E hal böyle olunca depresyon, Alzheimer, kolestrol ve buna bağlı olan damar sertliği de semizotuseverlerin yanına pek uğramazken, Mehmet Öz'ün de tavsiye ettiği üzere bolca yiyen çocuklarda zeka da tavan yapıyor...

Kasımpaşaspor

Dedi naber? Dedim iyidir. Dedi ee dedi dedim ne dedi iyidir. Dedim ne dedin? Dedi ne dedin? Kim dedi, kim ne dedi dedi.

Spinoza’ya göre evren “Makro ve Mikro Kozmos” olarak ikiye ayrılmıştır. “Başlangıçta bir olan bu iki evren, insanın duygu ve tutkularının esiri olması yüzünden ayrışmıştır. Neyin iyi neyin kötü olduğu “makro kozmos”un doğasında belli ve gizlidir. “Mikro kozmos” olarak insan duygu ve tutkularının esiri olmaktan kurtularak makro kozmosun doğasına geri dönüp bu evrensel ilkelere sahip olmalıdır. Zamanla makro ve mikro kozmos bağıntısı kurulur.” ...

incoped

Honki ponki toni nok Çalona bimbo bori rok Muşi muşi hubobo kozi zok Çiki çiki şayne tiki tak tok...