Zuhurat tarafından postalanan herşey
-
SONU SÜRPRİZLİ FİLMLER
İLK KORKU Yönetmen: Gregory Hoblit Oyuncular: Richard Gere, Laura Linney, Edward Norton ŞEYTAN ÇIKMAZI Yönetmen: Alan Parker Oyuncular: Mickey Rourke, Robert De Niro, Lisa Bonet KORKUNÇ POLİTİKA Yönetmen: Mark Pellington Oyuncular: Jeff Bridges, Tim Robbins, Joan Cusack ŞEYTAN RUHLU İNSANLAR Yönetmen: Henri-Georges Clouzot Oyuncular: Simone Signoret, Véra Clouzot, Paul Meurisse, Charles Vanel ÖLÜMSÜZ Yönetmen: M. Night Shyamalan Oyuncular: Bruce Willis, Samuel L. Jackson, Robin Wright
-
Kızlık Soyadı
Evlenince soyadının değişmesi kanımca, çok daha büyük problemlere yol açıyor. Kadınlarımız artık çalışıyor, diplomalara sahipler, çağ değişiyor. Kadın kendi soyadı ile okul okuyor diploma alıyor. Bir titre sahip oluyor. Soyadı ile pek çok belge imzalıyor, taahhütlerde bulunuyor, isim ve soyadıyla bir kariyere ve çevreye sahip oluyor. Evlilikle beraber gelen soyadı değişikliği o güne kadar hatırlayamadığı sayıdaki belgede soyadı değişikliği düzeltmesi yapmasını gerektiriyor (Nüfus cüzdanı, pasaport, ehliyet, banka kartları, tapu, sayısız sözleşme ve mukavele, mahkeme kararları, tutanaklar, diploma, ruhsat, muhtar ve belediye kayıtları, çalıştığı kurum kayıtları, okul kayıtları, vesaire...). Söz gelimi okuyup doktor ya da avukat olmuş bir kadın o güne değin sayısız reçete, dilekçe, tutanak imzalamış durumdayken soyadı değişikliği sebebiyle her seferinde o kişinin kendisi olduğunu ispat etmek zorunda kalıyor. Bunun kamu düzeninde yol açtığı karışıklıklar ise çok daha fazla. Hele daha sonra boşanma ve mükerrer evlilikler yaşadıysa varın içler acısı durumu siz düşünün. Kızlık soyadı kullanımı; AİHM kararıyla Avrupa için doğal bir durum iken, AİHM'e aykırı olmayı pek de umursamayan ama insan haklarında etrafa ders vermekten geri kalmayan ülkemiz için kabul edilemez bir durum ve nedense aile birliğini bozuyor. Oysa ki bu durum Türkiye'nin hala bireysel hakları ciddiye almadığının göstergesi. Doğumdan itibaren bildiğiniz, size ait kimliğinizi değiştirmeye gönül rızanız dışında zorlanmanız kabul edilemez. Kadının eşinin soyadını almasını köhne, ataerkil, kadını erkeğe ait bir varlık olarak niteleyen bir zihniyetin devamı olarak görüyorum. Saygılar...
-
Dikkatsiz anne, kotu anne, ilgisiz anne... Butun kotu sifatlara layik anne...
Geçmiş olsun yakışıklı delikanlıya. Aslında böylece acı da olsa neyi ellememesi gerektiği hakkında fikir sahibi olmuştur. Bence artık bu küçük kaza sayesinde birazcık daha dikkatli olacaktır, en azından mutfak robotuna karşı
-
Mavi dünya...
An an hayalimizde büyüyorsun şimdilik. Annen arasıra karnım eski haline dönebilcek mi diye hayıflanıyor olsa da, ağzı kulaklarına varmış halde sürekli sırıtıp duruyor aslında. Sevgi dolu güvenli bir yuvada yaşadığından tut da, hayatında neler olacağına dek hemen herşeyi konuşuyoruz. Ah bir de ismine karar verebilsek, şimdilik her kafadan bir ses çıkıyor. Çok iyi birisi olacağına eminim. Çünkü iyilik dolu bir annenin karnındasın ve iyilikten beslenip büyüyorsun. Senin her hareketini hissederek bundan çok mutlu olması kıskandırıcı doğrusu ve ayrıca bu bana yapılmış büyük bir haksızlık bence. Ama sen bir doğ belki de annen kıskanacak bu kez bizi kimbilir. Not: Şimdiden 2 yaşına kadar olan tüm ihtiyaçların şimdiden hazır. Ek not: Lütfen doğarken annenin canını fazla yakma tamam mı aslan oğlum, seni çok seviyoruz...
-
Buzdan Kalp
Hani kimi aşklar vardır. Başladığınızda çok güzel gelen, daha sonra bittiğinde içinizdeki sevgi de dahil sizi yok ettiğinde, herşeye ürkek bir şüpheyle baktıran türden. Bitmez göz yaşlarınız, sel olur akar durmaksızın ta ki durgun bir denize dönüşünceye kadar. Alıştım sanırsınız. Ama en zor bölüm daha yeni başlamıştır. Yaşlar göllenir akamadan buharlaşır, hatıralarınızın sıcaklığında, kar olur yağar ruhunuza tekrardan. Donmuş kalbiniz istemeseniz de durmaz atar yeniden cılızca. Her sıcak köşebaşına ısıtmaya çalışırsınız da eritemez buzları hiçbiri eskisi kadar. Kalbinizden süzülen her damlada uzaklaşır bir hatıra. İçiniz üşürken, korkarsınız sıcaktan; verdiği acıdan, öldürdüğü sizden, yeniden yanmaktan. Isınmanın da, sonrasındaki buz kesmenin de korkusuyla alevlenir bitmeyen ızdırabınız. Kanınız damarlarınızda kah akar, kah durur mecalsiz. Zaman tamir eder sizi. Yaklaştığınız bir sıcakta acımaz bu kez içiniz. Bu bahar yazı getirir ardından, ta ki kışa kadar. Nice mevsimler geçer böyle, siz her mevsimin yaz olduğu o yeri bulana kadar... Sonsuz yazım eşsiz karım, bitmeyen baharım canım oğlum...
-
İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- İnanç ve ritüellerimiz....
- Mutluluğum
Ağlıyor oğlum ilk nefesinle Kenetlenmişiz sımsıkı, delice Sen bize sarılıp ağlıyorsun Bense doğuyorum yeniden, sizinle birlikte...- Ototerapi
Şikayetler: - Eksik bir şeylerin varlığı hissi, - Kendi olamama, - Sebebi bilinmeyen iç sıkıntısı. Teşhis: - İstediği Hayatı Yaşayamama, - Amacından Uzaklaşma, - Sosyal Parazitoz. Tedavi: - Hayat amacının doğru belirlenmesi, - Parazitlerin tesbiti ve yok edilmesi, - Hayat planlaması, - Engellerle sabırlı mücadele, - Ortak amaçlı habitat oluşturma. Sonuç: - Huzur, mutluluk ve iyileşme...- Mutluluğum
Almadığım nefesim Bu bir diriliş Işınlarınla başlayan Bizden sonraki, bizden bir yaşam...- Koşarken oluşan sıvı
REGURJİTASYON: Regurjitasyon ile kusma birbiriyle karıştırılan iki belirtidir. Regürjitasyonda, kusmadan farklı olarak mide ya da yemek borusundaki daha çok sıvılar olmak üzere bazı besin maddelerinin karın kasları kasılmadan, herhangi bir zorlama olmaksızın, adeta kendiliğinden ağız boşluğuna gelmeleridir. Yemek borusu ve mide arasındaki kaslardan oluşan kapağın zayıflığı sonucu spor yaparken veya baş aşağı durulan pozisyonlarda mide içeriği ağza gelir. Bu zamanla yemek borusunda yanmayla belirgin Reflu denilen rahatsızlığa yol açabilir. -Midenin aşırı dolu olması, -Yemek borusu duvarında “Divertikül” denilen bir keseleşmenin bulunması, -Yemek borusunda gelişen anormal darlıklar regurjitasyona neden olabilirler. Gastroenteroloji bölümüne baş vurmak gerekir.- Eğitimde Dayak
Türkiye'deki eğitimde dayak anketi sonuçlarına göre; Toplam 10,185 kişiden; 5,169 (50.8%)'i öğretmen ve 5,016 (49.2%)'i veli imiş. Bir veli olarak, dayak sizce eğitimin bir parçası mıdır? Toplam 4,973 oy Hayır, dayak eğitimin bir parçası değildir 2,690 (54.1%) Evet, dayak eğitimin bir parçasıdır diyen 2,283 (45.9%) Bir öğretmen olarak, dayak sizce eğitimin bir parçası mıdır? Toplam 5,111 oy Hayır, dayak eğitimin bir parçası değildir 2,687 (52.6%) Evet, dayak eğitimin bir parçasıdır diyen 2,424 (47.4%) Başka söze gerek yok.- Eğitimde Dayak
Kızılcık sopasını unutmuşum sahi- Eğitimde Dayak
Pedagojik formasyonda öğrendiklerini sanmıyorum.- Eğitimde Dayak
Kulak çekme, tek ayak üstünde durmak, cetvel, saç çekilmesi, tebeşir fırlatılması, tokat, hakaret...- Tanrı Egoisttir...
İnsandaki merak duygusu, bir kedininkinden çok da farklı değil. Meraklı bir canlının etrafından haberdar olacağı ve yaşam şansını arttıracağı (başını fazla derde sokmazsa tabi) kesindir. İnsandan kat kat büyük olan fillerin beyni çok daha büyük bir bilgi barındırır, ancak bu bilgi çok geniş alanlara ait haritalama tarzı bilgidir. İnsan ellerini kullanabilme ve konuşabilme becerisine de aynı anda sahip olduğundan edindiği bilgileri birbirine aktarabilmekte, hemcinslerinin fikrini de öğrenebilmektedir. İnsanı diğer hayvanlardan ayıran ana özelliklerden biri toplumsal bilgi birikimine de ulaşabilmesidir. Fazla bilgiyle hayvanlardan çok daha üst düzey konuları merak etmekte, sayısız bilim dalını ve keşifleri ortaya çıkarmaktadır. Sayısız merak konusundan biri de doğal olarak kendi oluşumudur. Bu kadar yasanın, bizim dünyada olmamızın, dünyaya geliyor yaşıyor olmamızın bir özel bir sebebi olmak zorunda değil, diğer her şeyin sebebi gibi genel bir varoluştan doğan sürecin bir kısmından ibaret olabiliriz. O evreni ve kendi varlığını sorgulayan canlı kendiliğinden özel bir sebep olmaksızın ortaya çıkmış olabilir. İlla bir amaç için imal edilmiş olması gerekmez. Aynı soruyu bilinçsiz şiddet kullanan bir insanın, bilinçli bilgi dolu birini öldürdüğü evren tarafından niye var edildiği şeklinde de sorabilirsiniz. Evrenimizde her şey zannedildiği ölçüde muhteşem ve mükemmel değil ne de olsa. Yaşamın hiçbir amacı elbette olmayabilir. Kim bilir belki de vardır. Bunu bilmemiz mümkün değil. Ama yeterli bilimsel bilgiye sahip olmadan kendiliğinden olamaz demek, tanrı yoktur demekle eş derecede kişisel düzeyde temennilerdir. Gerçeğe ulaşacak bilgi birikimimiz henüz oluşmamıştır. Tanrının varlığı ve yokluğunu da kanıtlayacak olan sadece bilimdir. Bize düşen ise beklemek.- Makamların Ruhumuza Etkisi
Hüznü gülerek gidermek iyi bir yol olmalı.- Eğitimde Dayak
Sevgili arkadaşlar, bu başlıkta okulda gördüğünüz şiddete dair anılarınız varsa burada paylaşabilir ve bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
- İnanç ve ritüellerimiz....