-
İçerik Sayısı
3.199 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
47
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Smyrna tarafından postalanan herşey
-
Kombu Mayalama Kombu mantarınızla birlikte başlangıç çayınız geldikten sonra en kısa sürede mayalamayı yapın ancak hemen yapamıyorsanız, kavanozun kapağını açıp üzerine bir kağıt havlu koyarak etrafına lastik geçirin, bir süre böyle bekletebilirsiniz. Mantarınız bu başlangıç sıvısı içinde beklerken hava almalı. Bu başlangıç çayını ilk mayalamada kullanacaksınız o yüzden atmayın. Mayalamada her zaman cam veya porselen kavanoz kullanılmalı. Plastik, metal vb. kaplar kullanılmamalı.lKullanılan kap deterjan veya sabun yerine sadece suyla yıkanıp kaynar suyla dezenfekte edilirse çok daha iyi. Çamaşır suyu, deterjan vb. gibi maddeler mantarın içindeki yararlı bakterileri öldürür. (Kaynar suyla dezenfekte ettikten sonra kavanozu soğutun.) Mayalanma temiz, direkt güneş ışığı almayacak şekilde aydınlık, ılık ve hava alan bir yerde yapılmalı. Çiçek, toprak veya çöp kutusu gibi küf oluşturabilecek unsurların yanında veya aşırı nemli, kirli bir ortamda olmamalı. Kullanılan su klorsuz, temiz içme suyu olmalı. Musluk suyu klorlu olduğundan uygun değil. Tek seferde 1 ila 4 litre arasında kombu çayı yapılabilir. Çayınızı taze demleyin. Tomurcuk vs. gibi kokulu çaylar kullanmayın, sade siyah çay kullanın. Dilerseniz sadece yeşil çay veya yeşil + siyah çay karışımı da kullanabilirsiniz. Her yeni demlemede, 1 su bardağı kadar önceki mayalanmış çaydan yeni çaya eklenmeli. Bu hem faydalı bakterilerin yeni çaya geçmesini sağlıyor, hem de karışımın asitlik derecesini ayarlayarak küf oluşumunu engelliyor. Önceki çaydan hiç kalmamışsa asitliği ayarlamak için 1 çorba kaşığı sirke kullanılabilir. Mantarı mümkünse elinizle tutmaktan kaçının ve kaynayan su ile dezenfekte edip soğuttuğunuz ahşap kaşık, spatula veya çubuk gibi araçlarla kullanın. Sıcak olmamalılar, sıcaklık mantara zarar verir ve sıcak su vs. mantarı öldürür. Küf oluşursa mantarı ve çayı atmanız gerekir, malesef çaresi yok ve kurtarılamaz. Ancak mantarın normal mayalanma sürecinde küfe benzer görüntüler oluşabilir, bunları küfle karıştırmayın ve mantarı atmayın. Küf çok nadir oluşur ve çayın üzerinde mavi-yeşil renkte üzeri tozlu kümecikler şeklinde görülür, uzun süre beklemiş çayın üzerinde görülen küf gibi.
- 11 cevap
-
- kombu
- kombumantarı
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
KOMBU ÇAYININ FAYDALARI İşte faydalı olduğu noktalardan bazıları ; * En önemli özelliği ömrü uzatmasıdır. * Tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır. * Vücudun pH dengeni sağlar. * Vücuttaki atık madde ve zehirli maddelerin suda çözülebilir hale gelerek atılmasını sağlar. * Kan dolaşımını hızlandırır. * Metabolizmayı uyarır. * Kalp atış ritmini düzenler. * Kanı temizler. * Sinir sistemini düzenler. * Yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır. * Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir. * Astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir. * Kan şekeri seviyesini sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder. * Alerjileri hafifletir ve zamanla giderir. * Sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler. * Böbrek faliyetlerini geliştirir. * Kanseri önler ve tedavi eder. * İyi bir antioksidan olması nedeniyle, oluşan radyasyona karşı koruyup serbest radikallerle savaşır. * Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar. * Doku sertleşmesini (multiple scloris; MS) tedavi eder. * Damar sertliğini (arterioscloresis) tedavi eder. * Elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir. * Mafsal iltihabı (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir. * Gut hastalığına iyi gelir. * Böbrekteki ve idrardaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür. * Vücuttaki ürik asit ve kolesterolü suda erir hale getirerek vücuttan atılmasına yardımcı olur. * Peklik (kabızlık) problemini giderir. * Hemoroidi tedavi eder. * Yorgunluk bitkinlik ve sinirliliği giderir. * Herpes virüsünün soğuk algınlığı ağrılarını ve uçuk oluşturmasını engeller. * Siğil ve Dysplastik lekeleri yok eder. * Anjine çare olur. * Epstein-Barr virüsüne dayanan kronik yorgunluk hissini tedavi eder, öpüşme hastalığı (mononucleosis) iltihaplanmasını iyileştirir. * Kan sayımını normalize eder. * Akciğerlerdeki bronşiti, öksürük ve balgamı gideririr. * Bademcikleri tedavi eder (sirkeleşmiş çay, gargara şeklinde kullanılabilir). * Kan damarlarını genişleterek ve kardiak kasını uyararak kalp problemlerini giderir. * Adale ağrılarını giderilmesinde yardımcı olur. * Cinsel gücü arttırır. * Kısırlığı yok eder. * Prostatı tedavi eder. Kombu mantarı, tıpkı kefir gibi kendi kendine üreyen bir mantardır. Başlangıçta, ilk kültürü bulduğunuzda kendiniz evde çoğaltarak çayını yapabilirsiniz. Hatta çoğalttığınız mantar kültürlerini de etrafınızdaki insanlarla paylaşabilirsiniz.
- 11 cevap
-
- kombu
- kombumantarı
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
KOMBUCHANIN TARİHÇESİ VE YAYILMASI İlk defa kayıtlara Çin'de M.Ö. 220'lerin başında Tsin Dynasty'nin zamanında geçmiştir. Japon savaşçılar bu mantar çayının özelliklerinden dolayı dikkate almışlar ve savaşlarda yanlarında götürmüşlerdir.Kombucha mantar çayının dünyaya yayılmasındaki sebeplerden bir tanesi, bu olabilir.Tarihsel arşivler savaşçıların bu mantar çayını bellerindeki mataralar ile taşıdıklarına dikkat çekmektedir. Tarihçiler çay mantarının ilk kullanımının Uzak Doğu'da olduğuna dikkat çekerler.Özeliikle Japonya, Çin, ve Kore. Ticari yolların vasıtasıyla genişlemiş ve Orta Doğu'lu tüccarlar vasıtasıyla ilk Rusya ile tanıştırılmış daha sonra direk olarak Doğu Avrupa'ya girmiştir.İkinci Dünya Savaşı'nın kaçınılmaz bir sonucu olarak, kombucha yapımında kullanılan gıdaların kıtlığından dolayı o dönemlerde Avrupa'ya yayılamamıştır.Almanya'da yayılması ancak günümüz yüzyıllarında olmuş ve kombuchanın rotası Rusya'dan Almanya'ya kaymıştır.
- 11 cevap
-
- kombu
- kombumantarı
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Kombucha çayı ve Kombu Mantarı Nedir?Kombu Çayı (Kombucha), ilaç olarak da kullanılan fermente edilmiş bir çay çeşididir.Yeşil veya siyah çaydan yapılabilir. Doğu Asya’ya özgü bir çay olup dünyaya yayılmıştır. Fermentasyon esnasında disk biçiminde, jelatinimsi bir zardan meydana gelen mantar oluşur. Kombu mantarı, ve şekerden oluşan bir beslenme solüsyonu içerisinde yaşar ve bu ortamda sürekli üremektedir. Kombu Mantarı, zamanla çayın bütün yüzeyine yayılarak kalınlaşır.
- 11 cevap
-
- kombu
- kombumantarı
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
-
-
Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Smyrna şurada cevap verdi: Admin başlık Havadan Sudan Konular
Yupiii neler görüyorum mis miss teşekkürler- 1.425 cevap
-
- Kahve
- Türk Kahvesi
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Naim Süleymanoğlu hayatını kaybetti
Smyrna şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Fotoğraflı Haberler - Alıntılar
Karaciğer naklinin ardından İstanbul'daki Ataşehir Memorial Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Süleymanoğlu'nun hayatını kaybettiği açıklandı. Süleymanoğlu siroza bağlı karaciğer yetmezliğine bağlı olarak 28 Eylül'den bu yana tedavi görüyordu. 6 Ekim'deki ameliyatla karaciğer nakli yapılan eski halter şampiyonu, son olarak beyindeki kanama ve buna bağlı artan ödem nedeniyle 11 Kasım'da acil ameliyata alınmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleymanoğlu'nun vefatı sonrası "Dünya ve olimpiyatlarda şampiyonumuz olan Naim Süleymanoğlu, haftalardır maalesef yoğun bakımdaydı. Milletimizin başı sağ olsun" açıklamasını yaptı. Taşpınar: Türk halteri çok büyük değerini yitirdi Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada "Türk halteri çok büyük değerini yitirdi." dedi. Naim Süleymanoğlu'nun dünya halter camiasının gelmiş geçmiş en büyük sporcusu olduğunu ifade eden Taşpınar, "46 adet rekor kıran bir 'cep herkülü'ydü. Türk halkının olduğu kadar, tüm dünyada spor camialarının gönlünü kazanmış bir sporcuydu. Başımız sağ olsun." diye konuştu. Naim Süleymanoğlu kimdir? 23 Ocak 1967'de Bulgaristan'ın Kırcaali kentinde doğan Süleymanoğlu, 10 yaşında haltere başladı. Henüz 15 yaşındayken, dünya gençler halter şampiyonasında 52 kiloda iki altın madalya kazandı. Bulgaristan yönetiminin 1984'teki Los Angeles Olimpiyatlarını boykot etmesi nedeniyle 16 yaşında olimpiyatlara katılma şansını kaçıran Süleymanoğlu, 1986'da Avustralya'nın Melbourne kentindeki Dünya Halter Şampiyonası'nda Türkiye Büyükelçiliği'ne sığınarak Türkiye'ye iltica etti. Seul Olimpiyatları'nda Türkiye adına yarışmaya başladı Daha sonra 1988 Seul olimpiyatlarına Türkiye adına katılabilmesi için Türkiye Bulgaristan'a 1 milyon dolar ödeyerek gerekli izinleri aldı. Seul'den başlayarak 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları olmak üzere üç kez olimpiyat şampiyonu oldu. 8 kez dünya şampiyonu olurken 46 rekor kırdı. 2000 yılında Uluslararası Halter Federasyonunun asbaşkanlığı görevine getirildi. Siyasi kariyeri: Naim Süleymanoğlu; 2004 yılında siyasete girdi. Aynı yıl yerel seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) Kıraç Beldesi belediye başkanlığına, 2007 Genel Seçimlerinde yine MHP'den İstanbul milletvekili adayı oldu. Süleymanoğlu iki adaylığında da seçilememişti. -
Dünyanın ilk kafa nakli gerçekleşti
Smyrna şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Fotoğraflı Haberler - Alıntılar
'Herkes imkansız olduğunu söylemişti, dünyanın ilk kafa nakli operasyonu başarılı oldu' Dünyanın ilk kafa nakli İtalyan Profesör Sergio Canavero tarafından gerçekleştirildi. Bir ceset üzerinde gerçekleştirilen ve 18 saat süren kafa nakli ameliyatının en kısa sürede canlı bir insan üzerinde deneneceğini söyledi İngiliz gazete Daily Mail'in haberine göre; 18 saat süren operasyonun başarılı olduğunu söyleyen Profesör Canavero, omurganın, sinirlerin ve kan damarlarının yeniden bağlanmasının mümkün olduğunu gösterdi. Kafa naklinin gerçekleştiğini bu sabah Viyana'da düzenlediği basın toplantısıyla duyuran Profesör Canavero, prosedürün geçen yıl maymuna kafa nakli yapan ekip tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Profesör Canavero, "Herkes imkansız olduğunu söylemişti ancak ameliyat başarılı oldu" açıklamasında bulundu. Profesör Canavero, kafa nakli ameliyatını ilk kez 2015 yılında kamuoyuna açıklamıştı. Ağır engeli bulunan Rus bilgisayar bilimci Valery Spiridonov başlangıçta, dünyanın ilk canlı kafa naklinin yapılmasını kabul etmiş, gönüllü olmuştu. Spiridonov (31 yaşında), kafasının sağlıklı bir beden üzerine nakledilebileceği konusunda oldukça iyimserdi. Ancak daha sonra Spiridonov'un bu kararından vazgeçtiği açıklandı. Şimdi ise ilk kafa naklinin Çin'den birisine uygulanacağı ve bunun için çok sayıda gönüllünün olduğu iddia edildi. Bu bir yarış değil. Tabii ki canlı biri üzerinde ameliyat, ancak doktorun ve uzmanların yüzde 99 başarılı olacaklarına inandıkları zaman gerçekleştirilecek. Planlarımızda bu ameliyatı, yalnızca pahalı bir ötenazinin ilginç bir videosunun ortaya çıkması amacıyla gerçekleştirmek yok. Cumhuriyet -
18’inci Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali sona erdi ve Altın Kedi Ödülleri tarihi İzmir Havagazı Kültür Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir törenle takdim edildi. Renkli ödül töreni İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlendi. Akşamın sunuculuğunu, daha önce de festivale büyük destek veren oyuncu Hakan Bilgin üstlendi. Törende 14 kategoride Altın Kedi ödülleri sahiplerini buldu. Bu sene rekor sayıda başvuru alan festivalde 82 ülkeden, kurmaca, belgesel, animasyon ve deneysel dallarda 400 kısa film sinemaseverlerle buluştu. Ödüller- Ulusal Kurmaca Altın Kedi için ulusal kategoride yarışan filmler jüri başkanı Handan İpekçi ve diğer jüri üyeleri Harika Uygur, Ali Düşenkalkar, Deniz Çakır, Aziz İmamoğlu ve Aytekin Çakmakçı tarafından değerlendirildi. Altın Kedi En İyi Film Ödülü Toprak. Yönetmen Onur Yağız (11dk.) Altın Kedi En İyi İkinci Film Ödülü Kapan. Yönetmen Korhan Günay (8 dk.) Altın Kedi En İyi Üçüncü Film Ödülü Bir İş Görüşmesi. Yönetmen Alkım Özmen (15 dk.) Ödüller – Uluslararası Kurmaca Altın Kedi için uluslararası kategoride yarışan filmler jüri başkanı András Muhi ve diğer jüri üyeleri Alev Fatoş Parsa, Sali Saliji – Sallini ve Murat Tolga Şen tarafından değerlendirildi. Altın Kedi En İyi Film Ödülü Heyvan (Animal). Yönetmen Bahram Ark, Bahman Ark (15 dk. Iran) Altın Kedi En İyi İkinci Film Ödülü Limbo. Yönetmen Konstantina Kotzamani (29 dk. Fransa) Altın Kedi En İyi Üçüncü Film Ödülü 8 Minutes. Yönetmen Giorgi Gogichaishvili, Davit Abramishvili (13 dk. Gürcistan) Festival’de Altın Kedi’ye değer görülen diğer ulusal yapımlar da şöyle; Altın Kedi En İyi Belgesel Ödülü Uzaktaki Kadın. Yönetmen Özgür Demirci (14 dk.) Altın Kedi En İyi Animasyon Ödülü Vadi. Yönetmen Can Erkan, Salih Toprak (10 dk.) Altın Kedi En İyi Deneysel Ödülü Elli Altı, Yönetmen Dilara Şahin (8 dk.) Altın Kedi En İyi Kurgu Ödülü Toprak. Yönetmen Onur Yağız (11dk.) Altın Kedi En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü – Emre Pekçakır Beyoğlu Sineması. Yönetmen Ömer Ferhat Özmen (15min) Altın Kedi En İyi Umut Vaat Eden Genç Oyuncu Ödülü Orhan Öztokat. Mümkün Hayatların En Güzeli. Yönetmen Derin Biricik (17min) Ve Altın Kedi En İyi Umut Vaat Eden Genç Oyuncu Ödülü Miray Şahin. Tel. Yönetmen Berkay Hasbay (15min) Festival’de üniversite öğrencilerinin oyları ile belirlenen Migros Gençlik Ödülü ise yönetmen Serpil Altın’ın, Yüzme Öğreniyorum adlı filmine verildi. 18’inci İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali, başta Kültür Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Sinema Genel Müdürlüğü olmak üzere, Buca Belediyesi, Konak Belediyesi, Bornova Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi ve Fransız Kültür Merkezi’nin katkılarıyla gerçekleşti.
-
Alkışı hakeden yaratıcı baba :)
Smyrna şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Komik ve İlginç Fotoğraflar
-
Bu gazete toprağa ekildiğinde filizler veriyor. Nasıl mı?
Smyrna şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Fotoğraflı Haberler - Alıntılar
Teknoloji alanında yaptıkları yenilikler ile sık sık isimlerinden söz ettiren Japonlar bu kez de ağaç kesilmeden üretilen ve sonrasında toprakla buluştuğunda filizlenip çiçeğe, sebzeye ya da ağaca dönüşen gazeteleri ile gündemdeler. The Mainichi Shimbunsha isimli gazete, çevrecilik adına öyle itinalı bir çalışma yapmış ki, kağıdından mürekkebine, üretiminden doğaya dönüştürülmesine kadar her detay büyük özen gösterilerek gerçekleştirilmiş. Gazetenin kağıdına yerleştirilmiş olan tohumlar toprağa gömüldüğüne filizlenip doğa ile bütünleşiyor. Gazete mürekkebi sebzelerden sağlanıyor. Böylece gazete toprakla buluştuğunda herhangi bir zehirli madde toprağa gönderilmemiş oluyor. Sebzeden üretilen mürekkebin başka bir olumlu yönü daha var. Gübre görevi görmesi ve filizlenen tohumların daha hızlı büyümesini sağlaması. İyi ama neden The Mainichi Shimbunsha, böyle bir projeye imza attı? Bir gazetenin böyle bir projeden ne gibi kârı olabilir? The Mainichi Shimbunsha, yaptığı çevre çalışmaları ile tanınan Dentsu Inc. ajansı ile çalışarak bu projeye imza attı. Proje, bir gazetenin yalnızca bilgi vermek ile kalmasının yeterli olmadığına dikkat çekiyor. Gazetenin bu proje ile insanları küresel sorunlara karşı kayıtsız kalmamaya ve harekete geçirmeye yönelik bir amacı bulunuyor. Toplumsal sorumluluk projesi olarak nitelendirilebilecek olan proje, beklenenin üzerinde bir ilgi ile karşılaşınca gazetenin satış adedi muazzam biçimde artış gösterdi. Gazetenin tirajı 4 milyona ulaştı. Böylece 1872 yılından beri yayın hayatına devam eden The Mainichi Shimbunsha‘nın tirajı %10 oranında artış göstermiş oldu. Yani gazete yaptığı sosyal sorumluluk projesinin yanında maddi olarak da kara geçmiş oldu. Neden biz akıl edemeyiz, neden burada böyle şeyler yapılmaz, yapılsa Japonların gösterdiği şekilde ilgi ile karşılaşır mı? Sorulabilecek çok soru var ama cevapları az buçuk tahmin edebiliyoruz. Çünkü biz okumayız pek. Doğayı da pek önemsemeyiz. Hem bize ne canım Japonlardan. Biz de her yeni gün bir bina ekmiyor muyuz beton tarlalarımıza… İndigo -
Irak-İran sınırında gerçekleşen ve iki ülkeyle birlikte Türkiye, Suriye, Suudi arabistan, İsrail, Kuveyt, Lübnan ve Ürdün'de de hissedilen 7.3 büyüklüğündeki depremde, can kaybı artıyor. İran ve Irak'ta hayatını kaybedenlerin sayısı 328'i aşarken, deprem en fazla can kaybına İran'ın Kirmanşah kentinde yol açtı. Serpol Zehap'ta ise kentin tek hastanesi depremde yıkıldı. Yaralı sayısı şu an en az 2 bin. Şiddetli sarsıntının merkez üssü Süleymaniye ile halepçe'nin kesiştiği nokta. 11.30: İran resmi medyası, can kaybının 328 olduğunu son dakika koduyla duyurdu. Yaralı sayısı en az 2 bin 500. 11.15: Akşam saatlerinde gerçekleşen büyük depremden bu yana büyüklükleri 5.3, 4.9, 4.5, 4.3 olan çok sayıda artçı sarsıntı gerçekleşti. Hamaney seferberlik ilan etti 10.30: Batı kentlerinde büyük hasar olan İran'da dini lider Ayetullah Hamaney ulusal seferberlik ilan etti. Hamaney, ordu birlikleri ve devlet görevlilerinden depremzedelere yardım etmek için seferber olmalarını emretti. 10.05: İran ve Irak'ta birçok kentte elektrikler kesik, soğuk havada geceyi parklar ve sokaklarda geçiren insanlar şoka uğramış durumda. İran Kızılay'ı, en az 70 bin insanın acil yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı. İran'da bugüne kadar olan en ağır depremlerden biri, 2003 yılında gerçekleşti. Merkez üssü tarihi Bam kenti olan 6.6 büyüklüğündeki sarsıntıda 31 insan yaşamını yitirmişti. 01.00 : Irak'ta ölü sayısı dokuz oldu. Yerel kaynaklar, yaklaşık 200 yaralının hastanelere taşındığını bildiriyor. 09.35 : Türk arama kurtarma ekibi, askeri kargo uçağıyla Ankara'dan Irak'ın Süleymaniye kentine hareket etti. AFAD'ın koordine ettiği ekipte doktorlar da bulunuyor. 09.00 : Reuters haber ajansı, sarsıntının İsrail'de de hissedildiğini bildiriyor. Yerel medyaya dayandırılan haberde, deprem ülkenin birçok noktasını salladı. Başbakan Yıldırım: İlk yardım konvoyu yola çıktı 08.45 : Başbakan Binali Yıldırım, bu sabah açıklama yaptı: "Türkiye'nin bütün varlığıyla depremzede kardeşlerinin yanında olduğunu bilmelerini istiyoruz. Deprem acısını yaşayan kardeş Irak halkının ihtiyaç duyacağı tıbbi ve gıda yardımı başta olmak üzere bütün talepleri için Türkiye harekete geçmiş, ilk yardım konvoyunu yola çıkarmıştır. Allah'tan dileğimiz daha fazla can kayıplarının yaşanmamasıdır. Bu büyük acıyı yaşayan kardeş Irak halkına ve yönetimine ve Kuzey Irak yönetimine derin üzüntülerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz." Yıkılan binaların altında insanlar var 08.00 : İran'ın Irak sınırında yer alan eyaleti Kermanşah'tan kara haberler geliyor. Eyalete bağlı kentler Kasrı Şirin, Serpulzihab ve Selas Babacani'de 210'dan fazla insan can verdi. Yaralı sayısının binleri bulacağı tahmin ediliyor. İran devlet televizyonu, yıkılan binaların altında çok sayıda insan bulunduğunu bildiriyor. Gerçek tablonun ilerleyen saatlerde ortaya çıkması bekleniyor. Yetkililer, can kaybının artmasından ciddi şekilde endişe duyuyor. Milliyet
- 190 cevap
-
- TÜRKİYEDEKİ SON DEPREMLER
- Deprem Araştırma Enstitüsü
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
-
4 yıl aradan sonra Süper Lig'deBeşiktaş ile karşılaşacak olan Göztepe, sıralamada yakın markajını sürdürdüğü rakibiyle çetin bir mücadeleye çıkıyor. 10 maçta 11 gol atma başarısını elde eden Jahovic'in eksik olacağı Göztepe'de hedef, Beşiktaş'ın yıldızlarını durdumak olacak. Peki, Göztepe Beşiktaş maçı ne zaman saat kaçta hangi kanalda canlı izlenebilecek? İşte, detaylı bilgiler GÖZTEPE BEŞİKTAŞ MAÇI NE ZAMAN SAAT KAÇTA HANGİ KANALDA? Süper Lig'in 11. haftası kapsamında Göztepe, 5 Kasım Pazar günü saat 19.30'da Bornova İlçe Stadyumu'nda Beşiktaş'ı ağırlayacak. Hüseyin Göçek'in yöneteceği, Mustafa Emre Eyisoy ve Kemal Yılmaz'ın yardımcılıklarını üstleneceği mücadele, Bein Sports kanalından canlı yayınlanacak. 14 YIL SONRA LİGDE İLK MÜCADELE İki ekip Süper Lig'de en son, İzmir temsilcisinin küme düştüğü, Beşiktaş'ın şampiyon olduğu 2002-2003 sezonunda karşılaştı. Tarafların ligdeki son maçı 2 Mart 2003 tarihinde İstanbul'da oynandı ve siyah-beyazlılar, kuruluşlarının 100. yılı kutlamalarının da yapıldığı müsabakada 7-3 galip geldi. Öte yandan Beşiktaş ile Göztepe, 2004-2005 sezonunda Türkiye Kupası'nda birbirlerine rakip oldu. Beşiktaş, İzmir'deki 2. tur müsabakasından 1-0 galip ayrıldı.
-
Milyonlarca öğrencinin büyük bir merakla beklediği TEOG'un yerine gelen sistem açıkladı. Liselere geçişte getirilen yeni sistemi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, canlı yayında açıkladı. Bakan Yılmaz açıklamasında, "Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemini getirdik. Öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek" dedi. Mahalli Yerleştirme Sistemi nasıl olacak? Yeni sistemde neler değişti? Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, canlı yayında liseye geçiş sistemine ilişkin detayları açıkladı. Yılmaz, TEOG'un ardından liselere geçişteki yeni sistem hakkında bilgiler verdi. Bakan konuşmasında “Mevcut TEOG’da mutlaka sınava girmek zorundaydınız. Sınav mecburiyeti ortadan kalktı” diye konuştu. Bakan’ın açıklamasından satır başları şöyle; – Yeni sistem tamamlandı. Mevcut sistem bu ana kadar gelenlerin en iyisiydi. Bu sınav yarışının okul dışı kaynaklara öğrenciyi yönlendirdiği şeklinde algı var. – Sınavsız mahalli yerleştirme sistemini getirdik. Öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek. – Öğrencilerin 5 tercih hakkı olacak. Evlatlarımızı kendi tercihlerine alacağız, başvuru esnasında bir ekran önüne gelecek, bu ekrandan 5 tercih yapacak. – Ortaokulla lise arasında bir bağı kurmuş oluyoruz. Bu yüzde 90’un üzerindeki öğrenciler için. Akademik çeşitlilik sağlanacak ve bu okulun başarı yüzdesini yükseltecek. Sınıfınızda bir başarılı öğrenci varsa, o arkasından birçok öğrenciyi de sürükleyecektir. “İSTEYEN ÖĞRENCİLERİN GİREBİLECEĞİ BİR SINAV HAZIRLADIK” – 11 bin 57 lisemiz var. 1 milyon 200 bine yakın, 8. sınıfta öğrencimiz var. Ülke genelinde belirlediğimiz farklı illerdeki sınırlı sayıdaki okulumuza, isteyen 8. sınıf öğrencilerin girebileceği bir sınav hazırladık. Bu liselerin ismini ve sayısı mayıs ayı gibi açıklayacağız. – Bu sistem kaldırıldığında Hakkari’deki bir çocuk istediği liseye girebilecek mi? Bu sistemle onu getirmiş olduk. – Esas gayemiz liselere sınavsız geçişi sağlayabilmektir. Bunun için bizim bütün liselerimizi fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve proje okullar ayarına çıkarmamız lazım. Diğer okulların kalitesini artırdığımız zaman sınavsız geçişi sağlayacağız. “SINAVA GİRMEK ZORUNLU DEĞİL” Yeni sistemin temel felsefesi sınava girmek isteğe bağlı. Velilerimiz çocuklarını bu sınava ister yönlendirir isterse de yönlendirmez. Bir liseye yerleşmek için bu sınava girmek zorunlu değildir. Mevcut TEOG’da mutlaka sınava girmek zorundaydınız. Sınav mecburiyeti ortadan kalktı. 8. SINIF ÖĞRENCİLERİ İÇİN İSTEĞE BAĞLI SINAV – 11 bin 57 lisemiz var. 1 milyon 200 bine yakın, 8. sınıfta öğrencimiz var. Ülke genelinde belirlediğimiz farklı illerdeki sınırlı sayıdaki okulumuza, isteyen 8. sınıf öğrencilerin girebileceği bir sınav hazırladık. Bu liselerin ismini ve sayısı mayıs ayı gibi açıklayacağız. Bu sistem kaldırıldığında Hakkari’deki bir çocuk istediği liseye girebilecek mi? Bu sistemle onu getirmiş olduk. ” SORULARI BİZ HAZIRLIYORUZ” – Soruları biz hazırlıyoruz, sınava kendi okulunun bulunduğu ilde girecek. – Haziran ayının ilk hafta sonunda bu sınav yapılacak. Tek sınav olacak. Sonuçlar haziran ayında açıklanacak. Sınav 60 sorudan oluşacak, 90 dakika olacak ve tek oturum olacak. -6.7.8. sınıf müfredatından sorular hazırlanacak. Çoktan seçmeli olacak, sayısal ve sözel bölümleri olacak. Öğrenciler sınava girince 5 tercih yapabilecekler. Sınava giren ve girmeyen öğrencilerin yerleştirme sonucu aynı anda açıklanacak. – Yeni sistemin temel felsefesi isteyenin sınava girmesi. “YABANCI OKULLAR SINAV YAPABİLİR” -Yabancı okullar isterlerse kendileri özel sınav yapabilirler. – YÖK tarafından daha sade, daha basit sistemi kendi evlatlarımıza tanıtmak için bununla ilgili rehber öğretmenler görevlendirip tanıtım yapacağız. Sözcü
- 1 cevap
-
- i̇smetyılmaz
- millieğitim
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Vücudumuz için oldukça önemli olan probiyotikler besinlerin emilimini kolaylaştırır, toksik maddelerin kana karışmasını önler ve vitamin üretimini destekler. Fermente gıdalar, yüksek miktarda probiyotik özelliğe sahiptir. Bu gıdalara örnek olarak ekşi mayalı ekmek, ev yapımı sirke, boza, tarhana, ev yapımı peynir gibi günlük hayatta oldukça fazla tüketilen örnekler verilebilir. Besinlerin lezzetini korur Belli bir bekleme sürecinden sonra elde edilen fermente gıdalar, hazır gıdalara göre çok daha lezzetlidir. Fermente gıdalara alışkın olmayanlar başta aldıkları yoğun tatları garipseyebilir, ancak bir kez besinlerin gerçek lezzetleriyle tanıştıktan sonra vazgeçemeyeceğinize eminiz. Uygun fiyatlıdır Sağlıklı beslenmek için tercih edilen gıdalar son zamanlarda bir hayli revaçta olsa da, market raflarına gidip fiyat etiketleriyle karşılaştığımızda hayal kırıklıkları yaşayabiliyoruz. Fermente gıdaları evde, kendi imkanlarınızla üretebildiğiniz için kullandığınız malzemeleri uygun fiyatlara elde edebilir, miktarı istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz.
-
Cildi güzelleştirir Egzema, akne, cilt lekesi gibi cilt problemlerinden şikayetçiyseniz beslenme alışkanlıklarınıza daha fazla fermente gıdalar ekleyerek bu semptomları hafifletebilirsiniz. Fermente gıdaların vücudunuzda oluşturduğu sağlıklı bakteriler, bu problemlerin ortaya çıkmasına neden olan iltihapları azaltır ve cildinizi dengeli bir görünüme ve sağlığa kavuşturur. Yani makyaj malzemelerine yatırım yapmak yerine daha çok turşu yiyin! Besin değerleri fazladır Fermente gıdalarda bulunan faydalı bakteriler, besinlerdeki nişasta ve şekeri sindirdikçe, yerine daha fazla vitamin ve besin değeri üretir. Fermente gıdalar B ve K2 vitaminleri, kalsiyum, demir, çinko ve mineraller açısından oldukça zengindir. Probiyotik kaynağıdır
-
Bağışıklık sistemini güçlendirir Bağışıklık sisteminin %80’i bağırsak yoluyla korunur. Dolayısıyla bağırsaklarınızı probiyotik açısından zengin olan fermente gıdalarla desteklemek, vücudunuzun enfeksiyonlara ve virüslere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Daha kolay sindirilir Fermente gıdalar, yediklerinizi daha kolay sindirmenize ve vücudunuzun besinleri hızlı bir şekilde öğütmesine yardımcı olur. Ayrıca fermente gıdalar tüketmek, bağırsaklarınızdaki bakteri ekosistemini dengeler ve sindirim sisteminizin görevini kusursuz bir şekilde yerine getirmesini sağlar. Çölyak hastalığı, mide ekşimesi gibi birçok sağlık problemi sindirim sisteminizle doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla sindirim sisteminize ve bağırsaklarınıza ne kadar iyi bakarsanız bu tür hastalıklar size o kadar uzak olur.
-
Düzgün ve sağlıklı beslenmek istediğinizde elinizi ilk attığınız besinler, genelde taze besinler olur. Ancak size iyi gelecek bir beslenme trendi var ki bu trend, alıştığınız sağlıklı beslenme yöntemlerini geride bırakacak; fermente gıdalarla beslenmek. İlk kez Eski Roma’da üzüm sularının bekletilerek sirke yapılmasıyla insanoğlunun hayatına giren gıda fermantasyonu, binlerce yıllık geçmişe dayanan ve eski dönemlerde yaşayan insanların gıdaları uzun süre saklayabilmek için sıkça uyguladığı yöntemlerden biri. Günümüzde ise bu yöntem sahip olduğu artılarla, geçerliliğini sürdürmeye devam ediyor. Peki fermente gıdalar neden sağlıklıdır? Bir besin fermente edildiğinde, içindeki tüm şeker ve karbonatlar günler, haftalar, hatta bazen aylar boyunca laktik asit üreten bakteriler (probiyotikler) tarafından tamamen yok edilir. Bakterilerin besinlerinizi ele geçirip içindeki değerleri tüketmesi kulağa pek hoş gelmese de, bu sağlığınız için oldukça faydalı. Bakterilerin besinlerde ürettiği asidik ortam sayesinde, istenmeyen bakterilerin oluşması engellenir ve bu sayede besinler en lezzetli haliyle saklanmış olur. Fermente gıdaları tüketmek için pek çok geçerli sebebiniz var. Gelin bu sebeplere yakından bakalım.
-
Beşiktaş
Smyrna galeri albümüne şurada fotoğraf ekledi: Beşiktaşlılar Kulübü'nın Beşiktaş Fotoğrafları
-
UEFA Şampiyonlar Ligi
Smyrna şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Beşiktaşlılar Kulübü'nın Beşiktaş Fotoğrafları
Şu albümden: Beşiktaş
Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi'ndeki 4. maçında Monaco ile 1-1 berabere kaldı. -
Galatasaray kulübü nasıl kuruldu
Smyrna şurada bir başlık gönderdi: Galatasaraylılar Kulübü'nın Galatasaray Başlıkları
GALATASARAY SPOR KULÜBÜ, 1905 Galatasaray Spor Kulübü, Türk Spor Tarihi'ndeki öncü olma özelliğini hiç kuşkusuz içinden doğduğu ve gene öncü bir kurum olan Galatasaray Lisesi'nden (Mektebi Sultani) almıştır. Okul ile kulüp arasındaki koparılmaz bağ, yadsınamayacak bir gerçeklik ve övünç kaynağıdır. Devlet adamı yetiştirmek amacıyla II. Beyazıt tarafından 1481'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar. Okul modern konumuna 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur. Okul' un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportif çalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. Bu atılımlar gerçekten bir devrim niteliği taşımaktadırlar. Curel, modern aletler eşliğinde çalıştırdığı öğrencileri sportif açıdan geliştirirken, onlar için Kağıthane'de bir idman Bayramı düzenler. Yıl 1870'tir. Bu etkinlikte başarı gösteren sporcular değişik ödül ve madalyalar kazanır ve yarışmaların sonunda öğrencilere "kuzulu pilav" verilir. Bu da, sonraki yıllarda bir başka geleneğin başlangıcını oluşturur. Curel'den sonra görevi devralan yabancı spor hocaları (M. Moiroux, Signor Martinetti, Stangali gibi), jimnastik ve atletizmin yanı sıra, değişik branşlara da eğilerek (yüzme, kürek, aletli jimnastik), bir ilki daha başlatmış olurlar. Bu çalışmaların ürünü çok geçmeden alınmaya başlanır ve adı Türk Spor Tarihi'ne altın harflerle yazılan Faik Üstünidman'ın yanı sıra, Binbaşı Mazhar Kazancı, Abdurrahman ve Ahmet Robenson kardeşler GSL'nde görev alıp, izcilik, tenis, hokey gibi spor dallarının öğrenciler arasında yaygınlaşmasını sağlarlar. Özellikle Üstünidman'ın ön ayak olmasıyla, öğrenciler futbolla tanışırlar. Ama oynanan futbol, bir kör dövüşünden farklı olmayan ve kural tanımayan bir koşuşturmayı andırmaktadır. Ama futbol GSL' nin Tören Kapısı'ndan adımını atmış ve tam bir salgına dönüşmüştür. 1901 yılında İstanbul'da yaşayan iki İngiliz, James Lafontaine ve Horace Armitage, Rum ve İngiliz oyunculardan oluşan Kadıköy Futbol Kulübü'nü kurmuşlar ama 1903'te takımdaki İngilizler bir anlaşmazlık sonucu ayrılarak Moda Kulübü'nü oluşturmuşlardır. 1904 yılında ise bu kulüpler, Imogen, Elpis, Strugglers takımlarıyla anlaşarak, İstanbul Futbol Birliği'ni hayata geçirmişler ve bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın yerinde bulunan "Union Club-İttihat Spor" sahasında düzenli karşılaşmalar yapmaya başlamışlardır. Görüldüğü gibi bu takımlar yabancı ya da azınlık takımlarıdır. Türk olmayan ekiplerin gerçekleştirdikleri bu ilk futbol karşılaşmaları, GSL öğrencilerini hem ilgilendirir hem de çok üzer. Artık onların amacı, kendi futbol kulüplerini kurmak, ölesiye sevdikleri bu oyunun kurallarını "hatmetmek" ve yabancılarla boy ölçüşmektir. Türk olmayan takımları yenmek Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen, "Ellinci Yıl" kitabında kuruluş öyküsünü şöyle anlatır: "1 Teşrin 1905'te mektebin beşinci sınıfında edebiyat muallimimiz merhum Mehmet Ata beyin dersi esnasında birkaç arkadaş baş başa vererek Galatasaray'da bir futbol kulübü kurmaya karar verdik. İlk müteşebbisler oyuna ve mücadeleye meyyal arkadaşlardan Asım Tevfik Sonumut, Reşat Şirvani, Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver, Kamil...gibi gençlerdi. Mektepde tahsilde bulunan Bulgar ve Sırp talebesinden çevik ve kuvvetli olanlar da bize iltihak etmişlerdi. Asım'ı muhasebeciliğe, Cevdet'i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de Reis olmuştum. Asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakda mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. Ben Reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. Topumuza evladım gibi bakardım. Zaten varımız yoğumuz da toptu. Mektebe gelirken, domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım. Topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. Bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. Yani o zaman Reisliğe ve diğer vazifelere payeyi, en çok çalışan kazanırdı. Cevdet de ikinci Reisliği formaları yıkadığı için almıştı. "Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek." Kulübün adının Gloria (Zafer) ya da Audace (Cesaret) konulması yolunda görüşler ortaya atılmışsa da, sonuçta Galatasaray olmasında anlaşmaya varılmıştır. Araştırmacı Cem Atabeyoğlu, Galatasaray adının, bu takımın yaptığı ilk maçta Rum ekibini 2-0 yenerken, seyircilerin onlardan "Galata Sarayı efendileri"diye söz etmelerinden doğduğunu yazar. Bunun üzerine kurucular da ismi benimserler ve "Adımız Galata Sarayı olsun" derler. Kurucu Listeler 1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-İstatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar: 1-Ali Sami Yen 2-Asım Sonumut 3-Emin Bülend Serdaroğlu 4-Celal İbrahim 5-B. Nikolof 6-Milo Bakiş 7-Pol Bakiş 8-Bekir Sıtkı Bircan 9-Tahsin Nahit 10-Reşat Şirvanizade 11-Hüseyin Hüsnü 12-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu 13-Abidin Daver 1905'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir: 1-Ali Sami Yen 2-Asım Sonumut 3-Emin Bülend Serdaroğlu 4-Celal İbrahim 5-Bekir Sıtkı Bircan 6-Reşat Şirvanizade 7-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu 8-Abidin Daver. Tüzüğümüzün 5. maddesinde Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucuları aşağıdaki liste halinde yayınlanmıştır: KURUCULAR MADDE 5: Kulüp, Ali Sami Yen ve aşağıda isimleri yazılı arkadaşları tarafından kurulmuştur: (İntisap Tarihi) 1) Ali Sami Yen 01.10.1321 (1905) 2) Asım Tevfik Sonumut 01.10.1321 (1905) 3) Emin Bülent 01.10.1321 (1905) 4) Celal İbrahim 01.10.1321 (1905) 5) Bekir Sıtkı Bircan 01.10.1321 (1905) 6) Reşat Şirvanzade 01.09.1322 (1906) 7) Refik Cevdet Kalpakçıoğlu 01.09.1322 (1906) 8) Abidin Daver 01.09.1322 (1906) 9) Ahmet Robenson 01.09.1322 (1906) 10) Ahmet Adnan Pirioğlu 1323 (1907) 11) Neş'et 01.10.1324 (1908) 12) Ruşen Eşref Ünaydın 01.10.1324 (1908) 13) Yusuf Celal 01.10.1324 (1908) 14) Hasnun Galip 01.10.1324 (1908) 15) Hüseyin Zihni Eden 01.09.1325 (1909) 16) Mehmet Rıza Kara 01.09.1325 (1909) Boris Nikolof (*) 01.10.1321 (1905) Milo Bakiç (*) 01.10.1321 (1905) Paul Bakiç (*) 01.10.1321 (1905) Tahsin Nihat (*) 01.10.1321 (1905) Hüseyin Hüsnü (*) 01.10.1321 (1905) (*) Bu kişilere Kulübün tescil tarihi olan 14 Ağustos 1913 öncesi üyelikten ayrılmaları nedeniyle kurucu numarası verilmemiştir. Kulüp 14 Ağustos 1913 tarihinde görevde olan; * Reis; Ali Sami Yen (1 Numaralı üye) * 2. Reis; Mehmet Rıza Kara (16 Numaralı üye) * Katip; Refik Cevdet Kalpakçıoğlu (7 Numaralı üye) tarafından Beyoğlu Mutasarrıflığına (Kaymakamlık) yapılan müracaat ile resmi olarak tescil ettirilmiştir.-
- galatasaray
- tarihçe
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler: