ERBAY

sizin bölükte gizli gizli mi konuşuyolardı...

Doğum günün kutlu olsun yağmur... inşallah yeni yaşın geride kalan yaşlarından daha güzel geçer... polat hediyeni evine kendi getircekmiş...

sağol aysumcuk... abi sağol.. sanada geçmiş olsun... teşekkür ederim hemşerim...

burhan altıntop...

bi un helvası yaparım parmaklarını yirsin..

bu çok sevdiğim üstad'ın şiiride benden sana hedaye olsun o zaman sağ kolum ahum... Yürüyelim Seninle İstanbul'da Kırmızıyı sevdiğini bilseydim hayallerim kıpkırmızı olurdu İstanbul hala güneşin ardında ufuklarında birkaç kara leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında İstanbul hala sevimli mi sevimli ve hala bir tomucuk tadında yürüyelim seninle İstanbul'da korkusuz bir rüyadır bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü yenilgisiz bir muamma gibidir arar bulusmayan ellerimizi deli rüzgar yine sarhoş, hovarda tam orada, Çamlıca yokuşunda birkaç bulut çekelim gökyüzünden damarlarımızdan geçirelim ve birden bırakalım suların üzerine sen bir defa konuş, sen bir defa gül kumlu ebrular yapalım seninle serpmeli ebrular, bülbülyuvası hercaimenekşe, gonca ve sümbül yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında yürüyelim seninle İstanbul'da boğaziçi magrur türkülerini gözlerine baka baka söyleyin martılar üşüyünce denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi anlayabilir misin neden çıban gibi büyür bağrımda büyürde kelebek olur bu sızı kırmızıyı sevdiğini söyledin bu yüzden mi günlerdir İstanbul'da gül kokusu yayılan tepeler kırmızı, sular kırmızı İstanbul bilmeli ki, sahillerine mehtabı taşıyan senin bakışlarındır İstanbul bilmeliki, limanlardan gemiler önce senin yüreğine açılır uzaklarda bir yerde toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın parmaklarında hüzün sana doğru akan nehrin ağlayan suretidir bir elimizde umut bir elimizde sevda yürüyelim seninle İstanbul'da musiki kesilsin, tükensin yazı çaresiz kalınca mızrap ve şiir ozan bir kenara bıraksın sazı ressam fırçasına neden mi kızgın tuvalde çizgiler, renkler kırmızı kırmızıyı sevdiğini bilince çekilir mi artık güllerin nazı Anadolukavağı'nda her akşam burcu burcu bir rüyadır hayalin karanlık, hüznünü düşürür dağa kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar endamın her sabah iner toprağa hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz ayrılık acıyla süzülür kandan nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler öylesine yorgun, mahzun ve candan İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda uykusundan uyanınca fırtına dalgalar türkümüze aşina olur yüzümüze bakınca deniz fenerleri sahibini arayan gemilerin çığlığıyla vurulur tarih heyelandır hainlerin ardında İstanbul tarihin soylu anası biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız sevdayı kız kulesi'nden yalıların burukluğu altında geçiyoruz sokaklardan delice anlayabilir misin beyoğlu'nda gezinen hayal kırıklığının benden türediğini anlayabilir misin kırmızı neden böyle doldurur aynalara inleyen yüreğimi sana giden yolların kavşağında bir adam direniyor izini bulmak için siliyor tanyerine akan alın terini ufkunda sapsarı umudun rengi mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah arıyor sessizce kaybolan günlerini Gülhane'de simit satan çocuklar nasıl anlasınlar ellerimizin neden böyle çekingen olduğunu Ayasofya önünde tramvay bekleyenler gökyüzüne dokunurken bu acı kimdir diye sorsunlar içlerinden birlikte yürüyen iki yabancı biz gitsek de, İstanbul'da yine de yıllar yılı gezinmeli bu sızı benden bir yaralı şiir kalmalı senden bir tebessüm, bir de kırmızı... Nurullah GENÇ

Sırayla okududum ahucum sürükleyici bir yazı gerçekten,insan okuyunca sanki o olayları yaşamış gibi oluyor...paylaştığın için ve finali benimle yaptıgın için teşekkür ederim..

kuru fasulye

paçanga böreği yerken bende ortak olurdum.... ama burhan altıntop'un yaptıgı paçangalardan olsun....

evet aynen öyle ahucum... ye bakalım sende ne gibi etkiler yapıcak..

bizim burda Tane amca var maalesef bi kaç tane alabilicem...

maşşallah ne diyim artık elini nereye attıysan silip süpürmüşsün 10 parmağında 10 marifet unutturmada bi gün okutalım seni nazar değmesin... aman aman inşallah bundan sonrada gelmez ahucum,çok kötü bi duygu böle nası diyim sanki kendini patlayıncaya kadar şişirilmiş balon gibi hissediyon...

bi ton mu var...tonlamı satılıyo bunlar yoksam.... şöyle toprağı verimli bi yerde al bahçeyi,alırken haber verde sağ kolum ahu etüt çalışması yapsın....

mangal benim ana besin maddem zati sungur... maşallah terbiye mümessili sağ kolum var onca çekirdeği eriği terbiye etti, etleri bilem terbiye ediyo efferim gıı.. aman fazla yemiyelim böle yüksek yerlerde eti fazla kaçırınca aşağılara inince patlıyosun önceki tecrüblerimden biliyom... ( bi ara hastaneye kaldırıyolardı ) ben malzemeleri hazırlıyım yarın öğlen vakti kurarız sofrayı sen bu akşam etleri güzelce terbiye et pişmemek gibi bi terbiyesizlik yapmasınlar...

evet ben yimek yerken çıkış şeritlerinide gelişe çeviriyom böylece 2 katına çıkıyo yeme hızım... evet bundan sonra öğlen yemeklerini burda yiyelim bide çay demleriz odun ateşinde, bide çekirdek çitlettikmi değmeyin keyfimize

söz

kim yetiştirdi onları kıpkırmızı olacak tabii.. e hadi bakalım ALLAH ne verdiyse... ama ben çok hızlı yerim ona göre elini çabuk tut...

bitanesini yarda yiyelim bari bende peynir getiriyim....

kelebek tokası alıyım bende sana

spor ve rejim başka bişi yok....

benzin istasyonuda pek güzelmiş... :lol:

Hoşgeldin...

Hoşgeldin Elif...

iki haftada 5 kilo verdim... 75 kiloyum...

Doğum günün kutlu olsun denizimu...