Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ERBAY

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    5.840
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    7

ERBAY tarafından postalanan herşey

  1. Adı Aşktı.... Sonu Ayrılıktı... ne güzel günlerdi onlar... fesat karlara inat uykusunda süslenmiş bir vadiydik sabahın çiyleri bile yeterdi düşlerimizi sulamaya biz telaşlı arıların aradığı çiçeklerin soyaçekimiydik henüz hazır değildi dallarımızdaki meyveler olmaya o zamanlar... yaşadıklarımızın adını hiç sormamıştık ki gözlerimize gecelerimizin aydınlığı günleri giydirir dururdu üzerimize ay ışığında dikerdik gönüllerimizin sığ yırtıklarını şüphe öyle dörtnal koşturamazdı içimizde yağız atlarını derken bir gün... davetsiz bir kervan geldi yerleşti çimenlerimize meraklı bakışlarımızda çözüldü hazanımızın kilitleri nice yağmurun çamurunu taşıyıp durdu içimize hoyrat adımlarda can verdi vadimizin kelebekleri ne çok yaprak kaybettik seninle o kış sönük yıldızlara bile ulaştı tenlerimizdeki yakarış ve dün geldi... artık yastaydık ezilen onca masum tomurcukların ardından önce adını sonra noktasını koyduğumuz neydi anlayamadan “aşktı koynumuzda besleyip yarınlara büyüttüğümüz adı bebeğin ayrılıktı bizi kendi kuyularımıza mahkum eden sondaki derbederliğin.” Aydın Çevik
  2. tam üstüne bastın uşağum..film setinden kaçtımda geldim..ama sizi göremedim..sete geri dönüyorum..:)

  3. Güzel,iyi ahlakın ve sessiz huyların yeridir kardeşim.....son derece mütevazı, alçak gönüllü olarak tanımlıyorum kendisini....

    Görüşmek dileğiyle...

    Sevgiler...

  4. ahucum bu gömleği aldım hawaii için nasıl sence... bunlarda bizi karşılamaya gelen erik adayları... buda sen ve sardunyam çok güzel çıkmışsınız...
  5. gördüğüm düşlerim ömrün benden uzun seni çok seviyorum mutsuzum herşeyin bana inat görmüyor yüzüm rahat çok özlüyorum huzursuzum ben sana dayanamam ayrılıp hiç duramam gözlerimde gece olmuyor güneşi perdeliyor bakışın hem sana ihtiyacım var hemde bana delice al beni bırakma hiç bir an bile kendime aşkın benden de öte bir yere gidemem ki sen benim kalbimsin ya alma yaşayamam ki yok o yollarda bulamazsın gerçek aşkı yangınlarda sönemezsin benden ayrı sen kovsanda yine aynıyım aşığınım............. :pinch:
  6. Pehuhuhu :lol: :lol:
  7. ERBAY

    Çağrışım

    afet
  8. lokman hekim gelse yaram azdırır,yaramı sarmaya yar kendi gelsiiiiiiin.... sende amma hastalanıyon beee 56 chevrolet gibi
  9. tabii ki kanıtlıyacaz Türk erkeği olduğumuzu biz öle hava durumuna göre değişen erkeklerden değiliz... boynunda çiçeklerle karşılayan kızlar onlara hindistan cevizi çekirdeklerinden yaptığım koleksiyonumu gösteririm... ondan sonra beraber raks da edicez lamdada edicez bostan mı erik mi onlar da kim...
  10. kandil geliyo...
  11. ahucum daha öncede demiştim bizde dar bişi yok hepsi geniş... madem öyle diyorsun bende sabah kahvaltısı için beğeneceğini umduğum bi yer ayırttım ondan sonrada havuz başına geçer karpuz yararız... havuzu görüpte banu alkan yürüyüşü yapmaya kalkma sakın bide elimi kana bulamıyım...
  12. Hoşgeldin Tolga...
  13. ERBAY

    Erbay

    aristokrasiye uygun bi durum ahucum bunda bişi yokki... güneşleniyom sadece hep bu gazetecilerin abartması işte nolcak...
  14. neresiymiş orası ahucum bende merak ettim şinci... yav şu objektiflerden bi kurtulamadım gitti zaten...
  15. ERBAY

    Acı Şiir

    Acı Şiir Bir yerleriniz yaralanmıştır mutlaka, ya düşmüşünüzdür çocukken, ya da incinmişinizdir aşıkken Kapanmaz sandığınız ne yaralar kapanmıştır Durmaz sandığınız ne kanlar pıhtılaşmıştır kabuk bağlayıp Hani efkar bir sis gibi çöktüğünde başınıza Bir yüz ararsınız Tüm yüzlerle yerdeğiştiren gözlerinizde Yaranızı kanatan Hep ağrıyan yerinize değmek istercesine Mazoist bir duygu çöreklenir beyninize İşte o zaman Yalnızlığın atlıları Boşanıp dizginlerinden Karanlıkları getirirler doludizgin Bir dönülmez sefere çıkar düşünceler Tozduman içinde göz gözü görmez Ve anlaşılmaz sesler Çıkararak Bağırarak Haykırarak Duyulmak istersiniz Duyulmazsınız Kanayan yerleriniz görünmez karanlıkta Yalnızsınızdır yalnızlıkla Yüzler silinir Acılar diner Gün ışır Yorgun bir gecenin sabahına Yaşananlar zamana karışır Ve insan yeni acılar için Geçmiş acılara alışır... Oğuzkan Bölükbaşı
  16. karpuz geliyo
  17. Melek yüzlü ablacım Doğum günün kutlu olsun.... ALLAH sevdiklerinle beraber mutlu bir hayat sürmeni nasip etsin...
  18. böcüğüm uzun zamandır göremiyordum seni...kimse senin gibi ilaçda yazamıyo gariban kaldım buralarda... arayı fazla açma artık bak bahar geldi yaz geldi pır pır uç buralarda... bu şiiride sana armağan ediyorum... Ve en cok seni özledim ben Karşı komşunun sokağa cıkacağı zamanı beklemeni Her teyzeyi annen gibi sevmeni Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği Islanan sokaklara bakıp duygulanmanın Yaz aksamlarında oturduğum kaldırımı Senı bir kez daha görmek ısterdim... Hiç konusmadan Kısa pantolonlu siyah beyaz halını... Bir lokma boyunu... Diz çöküp yere sımsıkı... ama cok sıkı Sarılmak sana... Gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istıyorum şimdi. Sana kim olduğumu Soylemeden... Arkama bakmadan Ağladığımı sana gostermeden Seni çok özledim Ama cok özledim ÇOCUKLUĞUM...
  19. ahucum sağ kolum yine aristokraaasiyi bir kenara bıraktım şiirseverliğim tuttu üstadımın bu güzel şiirini sana armağan ediyorum.... bu arada tek kelimeyle muhteşemsin... Tek Hece Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim... Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim tac ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim... Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı icin kül eyledim Kerem'i. İbrahim'in atıldığı kor benim... Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di. Hatrım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... İlahimle Mevlana'yı döndürdüm. Yunus'umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'danım, hayır benim, şer benim... Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim Benim için yaratıldı Muhammed (s.a.v) Benim için yağdırıldı o rahmet Evliyanın sözündeki muhabbet Embiyanın yüzündeki nur benim... Nurullah GENÇ
  20. Çok sevdiğim bir üstad olan Nurullah GENÇ'in bu güzel şiirini sana armağan ediyim dedim yağmur teyzecim... biraz uzun ama her kıtada ayrı bir anlam var üstad döktürmüş Yağmur Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat Yıllardır bozu bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Hasretin alev alev içime bir an düştü Değişti hayel köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla Evlerin arasına dikilir yesil bayrak Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydim Yağmur, gülsenimize sensiz, baldiran düştü Düşmanlik içimizde; dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü Bir güzide mektuptur, çağlarin ötesinden Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına Yayılır o en büyük mustu, pazartesinden Beyazlik dokunmuştur gecenin siyahina Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri Paramparça, ateşler sahinin hayalleri Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım O mücella çehreni izleseydim ebedi Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü Katil sinekler deldi hicabın perdesini İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında Tablosunu yapardim yıkılan her kulenin Ebedi aşka giden esrarlı yollarında Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü On asırlık ocağın savururdum külünü Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü Badiye yaylasında koklasaydım izini Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar Seninle yıkasaydım acılar dehlizini Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü Firakınla kavrulur çölde kum taneleri Ahuların içinde sevdan akkor gibidir Erdemin, bereketin doldurur haneleri Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir Şemsiyesi altında yürürsün bulutların Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların Devlerin esrarını aynalara sorsaydım Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından Madeni arzuların ardında seyre daldım Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini Senin için görülen bir düş de ben olsaydim Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır Sesini duymayanlar girdabında boğulur Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin Saatlerin ardında hep kendimi aradim Bir melal zincirine takıldı parmaklarım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü Islaklığı sanadır ahımın, efgahımın İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın Nazarın ok misali karanlıkları deler Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü Nefsinle yeniden çizilecek desenler Çehreler yepyeni bir degişim geçirecek Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler Anneler çocuklara hep seni içirecek Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım... Nurullah Genç
  21. böyle şeylere tepki gösterenler zaten ya ateistler yada dini inancı zayıf olanlar onun için fazla önemsemiyorum...dünyanın her ülkesinde okullarda ibadet etmek,türbanla girmek serbest, mecliste yemin ederken kutsal kitaplarına el basarak yemin ediyorlar...bunlar ülkemizde olmudu cumhuriyet elden gitti diye dini zayıf yada hiç olmayan kimseler ayaklanıyorlar okullarda neler oluyor neler tuvaletlerde sınıflarda çekilen po*no görüntüler internetlerde dolaşıyordu...o görüntülerdeki öğrenciler hepimizin tanıdığı olabilir değilmi...ama dediğim gibi dini inancı olmayanlar için o olayların olması normal bişey çünkü namus din örf adet kavramı yok nasıl olsa genç dimi istediği şeyi yapar...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.