y.yılmaz

Gazetevatan.com/ 26.10.2010/ 13.11 2002 seçimlerinden önce AKP ne demişti, ne yaptı diye bir başlık açmıştım, pek rağbet görmediği için de devam etmemiştim. Yalnız söz verip de yapmamak benim için en önemli kriter olduğu için bu konuşmayı buraya taşıma gereği duydum. Ben de daha başka şeyler yazabilirim ama benim dokunulmazlığım yok. Bunun yerine dokunulmazlığı olan hem de dürüst bir insan oğlu olan Kılıçdaroğlu nun konuşmasını naklediyorum ki o da hislerimizin tercümanı oldu zaten.

Bu devirde bizim siyasilerin uğraştığı şeylere bak.

Burda tartışılacak çok konu var ama bence en önemli olan bu güvenliği sağlaması gereken Başbakan ın silahların gölgesinde, tehditlerle seçim yapıldığını itiraf etmesi. Muhalefeti de Sivastan öteye gidememekle suçlarken yine aynı hataya düşerek onların oraya gitmesini sağlamanın kendi görevi olduğunu unutması.

Valla dayı elektriğe dumansız diyemeyeceğim, çünkü fatura gelince duman değil buhar çıkıyor buhar!

Ahmet Taşgetiren/ Bugün Gazetesi/ 24.10.2010

Desenize dün akşam devre arasında dua eden fenerlilerin ömrü bayağı uzadı.

ABD nin de rolünü unutmazsak aynen katılıyorum. Terör maddi destek bulamazsa yok olur, bu desteği kim veriyor, fakir halk mı?

Demek ki, bu telekulakçılar bayağı bir cin. İnsanları içeri atmak için yapmadıkları cinlik kalmadı.

Bakan zam yok demişti! Şaka dimi şaka şaka...

TV de Yaşar Okuyan Başbakanın bir demecini gösterdi, ben de araştırdım, buldum ve iletiyorum: -http://www.haber7yaman.com/gundem/erdogan-silahi-birakip-secime-girsinler.htm- 18.10.2010/ 22.38 Bu ülkede Kürt Sorunu vardır diyerek bu tartışmaları başlatan kim diye insan merak ediyor....

sayın dominik, Almanyada da örtülü ödenek diye bir şey var mı, bunun harcandığı yerleri kim denetliyor? Malum bizde üstü örtüldü mü kimse açamıyor; son zamanlarda da örtülü de rekora koşuyormuşuz.

Bir yanlış daha! Biz askerin şehit olmasına veryansın etmiyoruz, onları şehit edenlerin törenlerle karşılanıp açılım bahanesiyle af edilmelerine isyan ediyoruz. O askerleri oraya sürüp ateş etmek için biryerlerden emir bekleyeceksin diyerek hedef haline getirilmesine karşı çıkıyoruz. Onları şehit edenlerin elebaşısına gidip danışmanlık yapılmasını içimize sindiremiyoruz. Onun sağlığı hakkında Avrupalılara rapor verilmesine bir anlam veremiyoruz. Çocukların taş atmasını önemsemeyerek haklarında özel yasa çıkartıp serbest kalmalarına neden olup bu çocukların da polisi bıçaklamasına veryansın ediyoruz. Bu yasadan faydalanarak bu çocukların kullanılmasına meydan verenlerin bu oyuna gelmelerini hazmedemiyoruz. Bu ülkenin ekmeğini yedikleri halde demokrasi, insan hakkı diyerek parçalanmasına zemin hazırlayanlara, seyirci kalanlara isyan ediyoruz.

Yanlış! Onların anadilini tanıyoruz yalnız konunun istismar edilip yerel dilin ikinci bir resmi dil olmasına karşıyız. TBMM si T.C nin meclisidir ve resmi dili de Türkçe olan bir T.C nin. Dolayısıyla orada resmi dil konuşulmalı, kendi seçmenlerine gittiği zaman da istediği dilde propaganda yapsınlar; bunun yasak olduğunu sanmıyorum. Kürtçe hutbeye izin vereceksiniz ondan sonra da çıkıp Kürtçe propaganda yasak diyeceksiniz. O zaman adama bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler.

Daha önceki iletilerimde de yazmıştım bu başörtüsü çok istismar edilir diye. Netekim çeşitli illerimizden ilköğretimde de başörtüsüne özgürlük istekleri gelmeye başladı. İşin garibi üniversite de kural tanımayanlar, insan haklarından söz edenler ilköğretim de kuralların olduğunu, uyulmazsa devletin çocukları alabileceğinden söz etmeye başladılar.

Diyelim ki öyle oldu, Silivridekiler sayesinde yapılan hukuksuzlukları gördük; eskiden görememişiz, bu bile bir şey değil mi, hiç görmemekten daha iyi değil mi, geç gördük diye şikayet etmeyelim mi?

Tamam buldum! Emeğiniz için biz teşekkür ederiz...

Türkçe biliyorlarsa niye Kürtçe konuşmak istediler, bu resmen meydan okumadır ve devlet de buna meydan vermemiştir. Bir ABD li, İngiliz, Alman ile bir görüyorsanız diyecek hiç bir şey yok. Resmi dil Türkçe dendiği halde TBMM de Türkçe konuşmayıp başka bir dilde konuşmak T.C ne meydan okumaktır. Kardeşliğe gelince dağdaki hainlere kardeşim diyenler zaten bizim kardeşimiz olamazlar demiştim!

Güzel Sakaryam çıkmıyor, yine Siirt çıkıyor....

Tebrikler! Bunu herkes söyleyemiyor.

Uyruğunda T.C yazan birinin Kürtçe savunma yapmak istemesi, bunların da haklı olduğunun iddia edilmesi, ülkemizde mahkemeye çıkartılan diğer ülke vatandaşlarıyla bir tutulması komik değil mi? Burası T.C ve mahkemeye çıkanlar da T.C vatandaşı, tabi ki Türkçe savunma yapacaklar. Siz değil miydiniz resmi dil Türkçedir diyen, mahkeme resmi bir kurum değil mi, orada Türkçe konuşmaktan daha doğal ne olabilir. Yargılanan kişiler Türkçe bilmese dediğiniz doğru ama yargıçları tebrik ediyorum bu tuzağa şimdilik düşmemişler.

Gerçekten de öyle, bizden eksik olan hakları neymiş? Dillerini konuşamıyorlarmış, bunlar artık bayatladı, millet eskiden Kürtçe konuşana bayağı bozuluyordu; artık millet de normal karşılamaya başladı, bu artık sorun değil. Terör örgütü üyelerini övmek suç ama adamlar çatır çatır sayın diyorlar. Benim dini bütün vatandaşlarım pkk dan, onu yönetenlerden nefret ettikleri halde bu ortamı hazırlayanlara tam destek veriyor bunu da bir türlü anlamıyorum.

"Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yeni bir söz söylemek gerek." "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Mevlana nın dediği gibi onlar geçmişte kaldı, o gün yapılan hukuksuzlukları görüpte bugün yapılanları görmemek hatta tasvip etmek nasıl izah edilir? O gün belki de Demirelin arkasından gidiyordunuz, bugün konuşmak kolay; siz o gün ne yaptınız? Bugünkü Başbakanın o günlerde yaptıklarını hiç eleştirdiniz mi, onlar ne yaptılar? Bugün yapılan hukuksuzlukları niye görmezden geliyorsunuz, iki yıldır insanlar içerde suçlarını bilmeden olmayan bir örgüte üyelikle suçlanıyorlar, AYM ne, HSYK ya hukuksuz atamalar yapılıyor, yaşı dolmadığı halde atama yapılıyor, hülle atama yapılıyor bunlar niye görünmüyor? Seçim propagandalarındaki haksız rekabet niye görmezden geliniyor, camilere siyaset girer mi? Almanya da kesin sanık olan kişiler burada el üstünde tutuluyor bunun sebebi acaba nedir? Mercedes, ABD firmaları kamuya rüşvet verdiğini söylüyorlar; bu konularda niye hiç bir araştırma yapılmıyor? Hukuksuzluğu, haksızlığı, yolsuzluğu bizimkiler yaparsa mazur görülebilir; başkaları yaparsa suçtur mu diyeceğiz?

Bu katliamsa pkk nın yaptığı soykırım.

sayın dominik, yine karıştırıyorsunuz; 12 Eylül de hukuksuzluğa uğradığını iddia ettiklerin kıyısından, köşesinden olaylara karışanlar, öyle olmasa bile olağan üstü bir yönetim altında yapılan olaylar. Bugün demokratikleşiyoruz diyerek bunları yapanların milletin gözünün içine baka baka yalan söylenmesine biz itiraz ediyoruz. Yargısız infaz yaptıkları insanların da birer birer tutuksuz yargılnmak üzere dışarı bırakıldıklarını görüyoruz. O zaman insan merak ediyor, bu kadar süre içeride niye yatırdılar?

Siz MOSSAD ve İsrail in amaçlarını biliyor musunuz, biliyorsanız Başbakan ın ben BOP eş başkanıyım demesini nasıl yorumluyorsunuz, bu BOP kimin planı ve amacı nedir?