Zıplanacak içerik

tülvent

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tülvent tarafından postalanan herşey

  1. - Çünki değil: çünkü - Yalnış değil: yanlış -Hitap sözcükleri ve büyük harfle başlar: Sevgili Hocam - tiren değil tren - pılan değil plan - Kısaltmalara getirilen ekler kısaltmanın okunuşuna uyar: TRT'ye, YÖK'ün - Geliom, ewet, yoq tarzında kullanımların kullanılmaması gerekmektedir. - birkaç: bitişik yazılır. bir şey hem "bir" hem de "kaç" olamaz. - fark etmek, terk etmek: ayrı yazılır. Ne ses düşmesi ne kelimelerden birinin anlam kaybetmesi söz konusudur. - meyletmek: bitişik yazılır, çünkü meyil-etmek gibi iki kelime var. "meyil"deki "i" harfi düşüyor. - "felan" denmez, "falan'' denir.
  2. Soru Eki nün Yazılışı. Bu ek gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır... Ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar: Kaldı mı? ... (Doğru kullanım) Kaldımı? ... (Yanlış yazılım) Sen de mi geldin? ... (Doğru kullanım) sendemi geldin ... (Yanlış kullanım) Olur mu? ... (Doğru kullanım) olurmu? ... (Yanlış kullanım) İnsanlık öldü mü? ... (Doğru kullanım) insanlık öldümü? ... (Yanlış kullanım) *Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun? Soru ekinden sonra gelen ekler, bu eke bitişik olarak yazılır: Verecek misin? ... (Doğru kullanım) Verecekmisin? ... (Yanlış kullanım) Okuyor muyuz? Çocuk muyum? Gelecek miydi? * Güler misin, ağlar mısın? * Bize gelecek misiniz? * Sen miydin dün rüyalarıma giren? Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır: Güzel mi güzel! Yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız. Birleşik fiillerde mi soru eki iki kelimenin arasına da gelebilir: Vaz mı geçtin?
  3. "hiçbir" bitişik yazılır, çünkü kelimeyi oluşturan parçalarından birinde anlam kaybı vardır. Bir şey, hem "hiç" hem de "bir" olmaz.
  4. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek etkinlikte Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça, Arapça, Lazca, Süryanice gibi dillerde şiir dinletisi düzenlenecek. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinliklerinde 'ana dil' sürprizi. Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 21 Mayıs'a kadar sürecek. 'Gençlik Haftası' etkinliklerinde,'Dillerin Kardeşliği Şiir Dinletisi' adlı bir program da yer aldı. Yarın saat 16.00'da Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenecek etkinlik çerçevesinde, Türkçe'nin yanı sıra Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça, Arapça, Lazca, Süryanice gibi ülkemizde konuşulan dillerde gençler şiirler okuyacak. Türkiye'nin tüm bölgelerini temsil edecek büyük bölümü öğrencilerden oluşan gençler, anadillerinde yazılmış şiirleri veya yine anadillerinde kaleme aldıkları kendi şiirlerini okuyacaklar. Akşam gazetesinden Ali Ekber Öztürk'ün haberinde, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı'nı organizasyonla görevlendirilen Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın birbirinden ilginç programları da sıralandı. 15-21 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek 'Gençlik Haftası'programında boks gösterisi, bilek güreşi, 'taekwondo ve vücut geliştirme' gibi etkinlikler yer alııyor. "Asker tankının' yerine sivil gençlerin yapacağı 'mekanik tabanca atış gösterisi'nin de olacağı programdaki diğer ilginç gösteriler şunlar: Matrak, wushu, muay thai wai-kru, kata, muaythai müzik ve savaş sanatları, yağlı güreş. Cumhuriyet Haber Portalı
  5. Önemliydi çok. Teşekkürler Freyja
  6. Neden şaşırmadım acabaaa....
  7. Bazen bir fotoğraf çok şey anlatır…
  8. tülvent şurada bir başlık gönderdi: Kadınca
    ANNE - Başım ağrıyo yav... - Saçın ıslak ıslak çıktın ondan. - Başım dönüyo... - E bi şey yemiyorsun, açlıktan. Anam ilkokul mezunuydu. Ama, doktordu. Popoma fitil sokan tek kadın. Eczacıydı aynı zamanda... - Gözüm morardı. - Gel, patates basayım. - Kepeklerim çoğaldı. - Otur, zeytinyağı süreyim. - Arpacık çıktı galiba. - Yum, sarımsak değdireyim. Hemşireydi... - Öfff, terledim be. - Dur, sırtına havlu sokayım. Röntgen mütehassısıydı... - Öhh-höööaa! - İçme şu zıkkımı. Bebekken, anestezi uzmanıydı... - Dandini dandini dastaaana. Bi ara sünnetçiydi... - Çıkar, pansuman yapıcam. Ürologdu... - Çişin niye sarı bakiiim? Fizyoterapistti... - Dizim ağrıyor. - Benim de belim ağrıyor, geçer. Diyetisyendi... - Mis gibi türlü yaptım, sakın sokakta burger filan yiyip gelme, kola da içme! Cildiyeciydi... - Sırtımda sivilce çıktı. - Çikolata yeme. Laboranttı... - Burnum akıyor. - Ben şimdi sana bi ada çayı kaynatayım, rezene, bal, limon, tarçınla zencefili de ılık ılık iç, sırtına rakıyla aspirini karıştırıp sürelim, uyu, uyan, sabaha bi şeyin kalmaz. Psikiyatrdı... - Nen var oğlum? - Bi şeyim yok. - Var var, canın sıkkın. - Yav bırak, iyiyim. - Yok yok, bilirim ben. - Anne delirtme insanı! - Bak gördün mü? - Neyi gördüm mü? - Sinirlerin bozuk senin. Genetikçiydi... - Babana çektin sen, o da sinirli, bütün kötü huylarını ondan almışın zaten. Veterinerdi... - Anne, bu sene Anneler Günü’nde babama Viagra hediye etmeyi düşünüyorum, bu iyiliğimi unutma. - Defol, terbiyesiz hayvan! Hastasıydım... Hastaydım ona. İyi bakın onlara! Y. ÖZDİL
  9. Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idam edildiği gecenin tanığı gazeteci Burhan Dodanlı, 40 yıl sakladığı idam yaftalarını Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ne bağışladı. Dodanlı, "İdam sehbasında Deniz Gezmiş, tam 52 dakika boyunca yaşadı'' diye konuştu. Dodanlı, süreci yakından izlemesi nedeniyle Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi tanıştığını ifade ederek, ''Ali Paşa'ya, 'verdiğiniz karar Yargıtay ve meclisin onayından geçerse idam safhasını ajans muhabirleri olarak izleyebilir miyiz' dedim. Önce 'mümkün değil' karşılığını verdi. Sonra 'o gün idamın infaz edileceği yerin kapısına kadar gelebilirsen, söz seni içeri alacağım' dedi. Geleceğime ihtimal vermiyordu'' şeklinde konuştu. İdam gecesi sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen bu ana tanıklık etmek için Ulucanlar Cezaevi'ne doğru yola çıktığını anlatan Dodanlı, şöyle konuştu: ''Akşam üzeri yola çıktım. Ancak Samanpazarı'nda çevirdiler. Nereye gittiğimi sordular. 'Evime gidiyorum' dedim. İlk çevirmeyi böyle geçtim. İkinci çevirmeyi de geçtikten sonra komandolar tarafından yakalandım. Askerlere 'beni Ali Paşa'ya götürün ona mesajım var dedim'. Ali Elverdi kısa bir süre sonra geldi. 'Sen misin, gel, gel' dedi. İçeriye aldı beni. Sonra, bu durumdan kimseye bahsetmememi istedi. 28 yıl bahsetmedim, ajansta dahi Ali Elverdi'nin isminden kimseye söz etmedim. Sonra 2000 yılında bir televizyon programına çıkacaktım ve kendisini aradım. 'Paşam, ben televizyona çıkacağım, çok ısrar ederlerse isminizi vereyim mi' dedim. Verebileceğimi söyledi.'' 'DENİZ GEZMİŞ, İNFAZIN ARDINDAN TAM 52 DAKİKA YAŞADI' İdam gecesi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının boynuna asılan yaftaları yine Ali Elverdi'den uzun uğraşlar sonucu aldığını dile getiren Dodanlı, ''Deniz'in odasına girdik, ona yaftadaki özeti okudular. Babasına mektup yazdı. Tabi bu idamları hızla infaz etmek istiyorlardı. Çünkü dönemin Başbakanı ve iki bakanı daha önce asılmıştı 'üçe üç' diyorlardı. İdam sehbasında Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan yaklaşık 15 dakikada hayatını kaybederken, Deniz Gezmiş, tam 52 dakika boyunca yaşadı'' dedi. Burhan Dodanlı ayrıca sonradan o gece ve önceki süreçte yaşananları kaleme aldığı kitabından dolayı İstanbul'da 20 yıl boyunca yargılandığını ve berat ettiğini kaydetti. Dodanlı'nın Tiryaki'ye verdiği Deniz Gezmiş'in yaftasında şu ifadeler yer alıyor: ''Deniz Gezmiş, Ankara 1'Nolu Askeri Mahkemesi'nin 9.10.1971 tarih ve 971-13 esas 971-23 karar sayılı hükmü ile TCK 146-1 maddesi uyarınca ölüm cezasına mahkum edilmiştir.''
  10. Bahar benim balkonuma da geldi...
  11. tülvent şurada yorum gönderdi simin'nın blog başlığı içinde simin-simin'ın/nin Blogu
    Evet, o tülbentlerin altında kim bilir neler saklı, sevgili simin. Gözlerim dolarak okudum yazdıklarını. Keşke etrafımızdaki çığlıkları duyabilse herkes, sizin gibi...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.