Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Deluge

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    517
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

Deluge tarafından postalanan herşey

  1. Deluge

    Felsefi Bilgi Nedir?

    Felsefi Bilgi Nedir? Felsefi bilgiyi belirtmek diğerlerinden zordur. Hatta felsefenin en önemli probleminin "bizzat felsefenin kendisinin" ne olduğu probleminin olduğunu söylemek bile mümkündür. Felsefi bilgiyi veya felsefeyi anlamaya çalışırken yapılması gereken en doğru şey; tarih boyunca kendilerine filozof denilen kişilerin "yaptıkları işin kendisine bakmak" olacaktır. Böyle bir bakış açısıyla konuya bakıldığında filozofların farklı zamanlarda, farklı kültürlerde, farklı amaçlar ve farklı işlevlere, farklı somut felsefeler ürettikleri görülecektir. Bununla birlikte bu farklı zamanlarda yaşayan ve farklı amaçlarla farklı felsefeler üreten insanların yaptıkları işin kendisinde bazı "ortak özellikler" olduğu da gözlemlenmektedir. 'Kant' felsefeyi, "Kendisini akla dayanan nedenlerle meşru veya haklı çıkarmak iddiasında bir zihinsel etkinlik biçimi" olarak tanımlamıştır. Bu tanımlama felsefeyi felsefe yapan ve bütün felsefi düşünme örneklerinde ortak olan bir noktayı gayet güzel bir biçimde ortaya koymaktadır. Burada "akla dayanan nedenler" den "İnsanın her türlü deneyimini, gözlemini, bunlara dayalı her türlü akıl yürütmesini ve sezgisini içine alan geniş bir nedenler grubunu" anlamak gerekir. "Haklı çıkarmak veya meşrulaştırmak" iddiasından ise "herhangi bir önermeyi, bu önermeyi ileri sürmeyi mümkün kılan kanıt, temel veya gerçeklerle ortaya koymayı” anlamak gerekir. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  2. Felsefi Düşüncenin Özellikleri Nelerdir? Felsefi düşünce eleştirel bir düşüncedir; yani kendisine veri olarak ele aldığı her türlü malzemeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirir. Bu malzeme; a- Doğrudan doğruya kendisine yöneldiği varlık alanı tarafından kendisine sağlanabileceği gibi b- Bundan daha sık rastlandığı üzere bu varlık alanları ile ilgili olarak başka entelektüel etkinlikler tarafından sağlanan malzeme olabilir. Örneğin felsefeci; Doğrudan doğruya doğa, tarih, toplum üzerinde eleştirel bir bakış açısıyla düşünebileceği gibi kendi deneyleri, Çeşitli bilimler tarafından bu varlık alanlarıyla ilgili olarak kendisine sağlanan veri malzeme üzerine de düşünebilir. Bu son özelliği ile felsefenin “bilginin bilgisi” veya (dönüşlü) “refleksif” bir düşünce faaliyeti olduğu söylenir. Düşünce yani “Refleksiyon”, kendi üzerine dönme anlamına gelir. Burada zihin kendine geri dönerek sahip olduğu bilgiler üzerinde düşünür. Gerek “empirik”, "deneye dayalı yaşamın" kendisi, gerek herhangi bir sanatın icrası veya bilimler bize bir dizi bilgi verirler. Felsefe, esas itibariyle işte bu bilgiler üzerinde düşünmek, onların temelini ve değerini yoklamak, soruşturmak faaliyetidir. Felsefi düşüncenin bir diğer özelliği, "bilimsel düşünce" ile ortak olarak paylaştığı "kavram ve soyutlamalar" kullanması, Ve bunların yardımıyla "ilkeler ve yasalar" ortaya atmasıdır. Bunu da felsefenin genelleyici veya ortak sonuçlara varmak isteyici özelliği olarak ifade edebiliriz. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  3. Felsefenin Analitik ve Sentetik İşlevi: Felsefi düşüncenin bir diğer özelliği, onun “Çözümleyici” ve “sistemleştirici", "Kurucu” yani (analitik) ve (sentetik) işlevidir. Felsefi düşüncenin "analitik" yani “Çözümleyici işlevi" denilince kastedilen; Kişinin kendisinin de içinde bulunduğu ve bir parçasını teşkil ettiği dünyayı anlamak ve kavramak için kendisine sunulan her türlü bilgi, deney, algı ve sezgi sonuçlarından oluşan malzemeyi kendi bilgi, deney, algı ve sezgi yeteneklerine göre yeniden düşünmesi, analiz etmesi, aydınlığa kavuşturması işlevidir. Ancak "felsefi düşünce" yalnızca bununla yetinmez; Dünyayı parçalanmış ve parçalarına ayrılmış bir halde bırakmaz. Buna paralel olan bir diğer düşünme fiili ile bu üzerinde düşünülmüş, çözümlenmiş ve aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden veya verilerden hareketle dünyayı yeniden inşa eder, kurar, bir birlik ve bütünlüğe kavuşturur. Bu da felsefenin "sentetik" veya "sistemleştirici işlevi" dir. “Hume' gibi filozofların, “Sofist" lerin yani "Bilgici"lerin felsefesi, “Çözümleyici işlev" alanında daha üstün duruma geçmelerine karşılık, “Platon', 'Aristoteles', 'İbn-i Sina', 'Hegel” gibi filozoflar, dünyayı bütün parçalarıyla uyumlu bir bütünlük içinde bir yapı olarak yeniden kuran "sistemci filozoflar" olarak kabul edilebilirler.. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  4. Felsefe ve Değerler; Felsefi düşüncenin bilimden farklı olan en önemli başka bir özelliği bilimin yalnızca olgularla ilgilenmesine karşılık, felsefenin olguların yanında aynı zamanda değerler, anlamlar ve idealler ve erekler diye adlandırılan bir varlık türünü veya bunları içine alan bir varlık alanını kendisine konu etmesidir. Bilgelik Sevgisi Olarak Felsefe ... Felsefe deyiminin kök anlamında işaret edildiği gibi felsefe bilgisinin veya bilgeliğin kendisi, ona sahip olma iddiası değil, "Bilginin"; ama bundan daha çok daha özel olarak "bilgeliğin sevgisidir". Bilgelik veya hikmet bilgiden farklı çok daha iddialı ve çok daha zengin bir kavramdır. "Bilgelik" en basit anlamıyla insan hayatının anlamı ve değerine ilişkin derin bilgidir. Bilgelik, Sokrates'in, uğruna ölümü göze aldığı bilgidir. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  5. Değerler Felsefesi nedir? Buradan felsefenin bilimin ele almadığı iyi veya kötü, güzel veya çirkin gibi değerleri ele alan ve genel olarak "Değerler felsefesi" veya "axiology" (Değer Kuramı) adıyla adlandırılan disiplininin kaynağı ve varlık gerekçesi ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi bu iki kavram çiftinden birincisi "Ahlâk Felsefesi”nin (etik), diğeri ise "Sanat Felsefesi”nin (estetik) özel ilgi alanıdır. Aristoteles'in bireysel alanda "iyi veya kötü"yü, siyasal rejim alanında “iyi veya kötü yönetimi” ele alan felsefe disiplinini "siyaset felsefesi" olarak adlandırabiliriz. Değerler felsefesi disiplini içinde “Bilim felsefesi” ve “Din felsefesini” de sayabiliriz. Felsefenin Belli Başlı Disiplinleri ; Belli başlı felsefe disiplinlerini; “Bilgi felsefesi” veya “bilgi teorisi”, “Bilim felsefesi”, “Varlık felsefesi” veya “ontoloji”, Sonra sırasıyla birer değer felsefesi disiplini olarak ele alınması gereken; “Ahlâk felsefesi”, “Sanat felsefesi” veya “estetik”, “Siyaset felsefesi” “Din felsefesi” disiplinleri veya dallarıdır. Bu arada yukarıda sayılan disiplinlerden başka disiplinlerin, örneğin; “Hukuk felsefesi”, “Dil felsefesi”, “Toplum felsefesi” gibi disiplinlerin de felsefenin belli başlı disiplinleri içinde yer aldığını belirtelim. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  6. Deluge

    Felsefe-Bilim İlişkisi

    Felsefe-Bilim İlişkisi Felsefe ve Bilimlerin amacı gerçeğe ulaşmaktır. Her ikisi de insanın anlama ve bilme merakından doğmuştur. Bilimler olayların nasıl meydana geldiklerini araştırır.Felsefe niçin sorusuna cevap aramaya çalışır. Bilimler ,evrenin bazı yönlerini inceledikleri halde felsefe bize evren hakkında birleştirilmiş ve bütünleştirilmiş bilgiler vermek ister. Felsefe bu amaca ulaşmak için diğer bilimlerin verilerinden yararlanır. Felsefe bilimle çeşitli ortak özellikler paylaşır: a- Her ikisi de genel olarak akıl adına konuşurlar ve kendilerini akla dayanan gerçeklerle haklı kılmaya çalışırlar, b- Her ikisi de kavram ve soyutlamalar kullanarak ilke ve yasalara varmak isterler, genellemeler yaparlar. Felsefe ile Bilim arasındaki farklılıkları da şu genel başlıklar altında toplamak mümkündür: 1) Bilimin kavram ve soyutlamaları felsefeninkilere göre daha az geneldir ve özel alanları konu alır, 2) Felsefenin hem olguları hem de değerleri ele almasına karşılık bilim ancak olgularla veya ancak bir olgu olarak değerlerle ilgilenir. (insan bilimleri veya sosyal bilimler); değerler, anlamlar, idealler, erekler böyle olmaları bakımından bilimin konusu olmazlar. Daha basit bir deyişle bilim ele aldığı konular üzerinde iyi, kötü, doğru, yanlış, haklı, haksız vb. türünden değer hükümleri veremez. Onlara erekler, idealler, anlamlar yükleyemez, 3) Bilimin önermelerinin doğrulanabilmelerine karşılık felsefenin önermeleri dar anlamda doğrulanamazlar. Bilime dayanarak hesaplamalar yapıp öngörülerde bulunma imkânına sahip olmamıza karşılık, Felsefede böyle bir şey söz konusu değildir, 4) Bilimsel araştırma ve buluşlar yapma yöntem ve usullerin belli ve öğretilebilir olmalarına karşılık, Felsefenin filozof tarafından bile üzerinde uzlaşılan belli ve standart bir araştırma, düşünme yöntemi belli değildir. Deyim yerindeyse her filozofun kendine has bir felsefe yapma yöntemi vardır. Bu durum Kant'ın "Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilebilir" yönündeki ünlü sözü; Felsefe yapmayı öğrenmenin, bilim yapmayı öğrenmekten çok daha zor olduğu konusunda bizi uyarmasıdır, 5) Bilime dayanarak bilimin uygulaması olan teknolojiler yaratabilmesine karşılık, felsefede yine böyle bir imkân mevcut değildir. Felsefe bir düşünme ve eylemdir. Bir yapma, meydana getirme (sanat) değildir. Dolayısıyla ondan bilimden olduğu gibi bir tekniğin, teknolojinin, sanatın, sanayinin çıkması mümkün değildir. Sonuç olarak; Felsefe bilim değildir... Felsefede bilimde olduğundan daha büyük ölçüde "yaratıcı zekâ”ya, "bilgi birikimine", "seziş ve duyuşlara" ihtiyaç olduğundan söz edilebilir. Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Arslan - Felsefeye Giriş Kitabı
  7. Deluge

    Felsefenin Yararı Nedir?

    Felsefenin Yararı Nedir? Felsefenin yararı veya gerekliliği onun toplumsal-kültürel işlevi ve felsefenin tarihsel gelişimi ile ilgili olarak birkaç şey söylemek gerekir. “Mongolfier kardeşler” icat etmiş oldukları balonla ilk uçuşlarını yapmak istedikleri sırada gösteriyi izlemek için meydanda toplanan seyirciler arasından biri, yanında bulunan tonton tavırlı, yaşlı, saygıdeğer bir baya dönerek biraz saf bir tavırla şu soruyu sorar: "İyi de bu ne işe yarıyor bayım?" Sözü edilen tonton tavırlı yaşlı bay - ki o sıralarda Fransa'yı ziyaret etmekte olan ünlü Amerikalı bilgin ve siyaset adamı Benjamin Franklin'dir, - aynı ölçüde hoşgörülü bir şekilde gülümseyerek şu yanıtı verir: "Yeni doğmuş bir bebek ne işe yarar bayım?" Bu yanıt, felsefenin ve aslında daha genel olarak diğer temel kültürel etkinliklerin son tahlilde ne işe yaradıkları sorusuna verilebilecek en güzel ve en anlamlı yanıttır. Konuya bir işe yaramak açısından baktığımızda en çok işe yaradığı düşünülen bazı etkinliklerimizin bir işe yaramadığını da görebiliriz. Örneğin bilim bile çoğu kez bir işe yaramaz. Felsefe; İnsanı insan yapan ve bir hiç olmaktan kurtaran araştırma ruhunun.., Anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin.., Önemli sorular sorma ve onlara ciddi olarak cevaplar arama özelliğinin.., Erdemli olma ve mutlu yaşama talebinin.., Kısacası bilgeliğe ulaşma özleminin en gerçekçi ifadesidir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.