Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Freud mânâyı göremiyor,yorumlayamıyor.Bu nokta çok önemli,bütünlük esası.Mesela baba-erkek rekabeti de önemli.Yani sapıkça değil.Hadise şudur:Her oğul ister ki babasını geçsin.Bu tabiatın bilinçli bir davranışıdır ki; tabiat gittikçe evrimleşsin.Bunu bilinçli bir davranışken sapık bir ilişki olarak görüyor.Yanlış.İkinci bir nokta Freud Darwin’in evrimi kabul ediyor,evrimin gerektirdiklerini dile getirmiyor.Evrim sadece maddi bir kalkınma değil ki.Zaten Freud bütün tezlerini;id,ego,süper ego,işte
FREUD VE DİN
Bismillahirrahmanirrahim
Şimdiye kadar kırka yakın temel konuda sohbetler yaptık .Ve bin kişiye yakın insan dinledi.Hem memnun kaldılar,başarılı buldular.Fakat bir noktada bizim açığımız,gediğimiz vardı ki;bugün bu gediği kapatmaya çalışacağız.Bizim o sohbetler gerek Marx’ın,gerek Freud’un,gerek batı materyalist dünyasının bütün eleştirilerine cevap oluşturabilecek altyapı bilgiler veriyordu.Fakat psikanaliz ve psikiyatri açısından Freud’la ilgili çok ciddi bir ki
KIRIK TESTİ
Bir zamanlar devrin hükümdarı otağını Fırat nehrinin başına kurar.Halk sadece toprağa değil kalplere de hükmetmesini bilen hükümdarlarını çok severler.Kendileri de bu hayırlı insan tarafından sevilmek ve bilinmek arzu ederler.
Bu sebeple bazı günler sultanın huzuruna çıkar ona hediyeler götürürler.
Zenginlerin kıymetli hediyeler takdim ettiği bir günde bir fakir ,sultana yaraşır bir hediye arar.
Değerli hiçbir şey bulamayınca evindeki bir tarafı kırık testi aklına gelir.Köyü
Cebeci İstasyonu Ve Sen
Cebeci İstasyonu'nda bir akşam üstü...
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara,
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
Sıcak bir kara sevda,
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu.
Acımsı,buruk,
Mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde.
Sessizliği üstümüzden atamıyorduk,
Bir saçak altında kararsız,yorgun,
Saatlerce duruyorduk,
Kimse görmüyordu bizi...
Cebeci İstasyonu'nda bir akşam üstü...
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.
Cebeci İstasy
Basit Bir Aşk
Bir yer
Ne günışığı
Ne bir fener
Fena halde
Yaşamak duygusu iner
İğne ucundan süzülen umuda
Seninle ben
Yaşamı bilinmeyen iki sevgiliydik
Otobüslere binen
Dolmuş bekleyen
Yağmurda sığınacak yer arayan
Heyecan
Akşam buluşmalarımızdı,
Aynı kapıdan girdiğimiz evde, odaları ısıtan
Nasıl anlatabilirim
Yokluğunu düşündüğümde, bütün mezarların yüzüme açıldığını
Nasıl anlatabilirim sen gülünce, yıldızların yeryüzünden göğe saçıldığını
Çünkü
Orta Çağ'da kaleme alınmış Orta Doğu kökenli edebi eserdir. Şehrazad'ın hükümdar kocasına anlattığı hikâyelerden oluşur.
Hikâyeye göre Fars kralı Şehriyar "Hindistan ile Çin" arasındaki bir adada hüküm sürer (eserin daha sonraki biçimlerinde, Şehriyar'ın Hint ve Çin'de egemenlik sürdüğü yazar). Şehriyar karısının kendisini aldattığını öğrenir ve öfkelenir, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir hanım b
Ergenekon destanı, Göktürkler'in türeyişini anlatan bir Türk destanıdır. Genel olarak, düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türklerin, Ergenekon Ovası'nda yeniden türeyip tekrar eski yurtlarına dönerek düşmanlarıyla çarpışmalarını anlatır.
Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türkler'in üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir ara
DANASINI PARÇALAYAN KURDU BOĞDU..
Çorum’un Osmancık ilçesinde yaklaşık 20 gün önce danası kurt tarafından parçalanan çoban, yeniden sürüsüne saldıran kurdu boğarak öldürdü....
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Osmancık’a bağlı Tekmen Köyü Saltuk Mahallesi’nde yaşayan Ayhan Menteş’in (50) sürüsüne yaklaşık 20 gün önce bir kurt saldırdı. Hayvanlara saldıran kurt, bir danayı parçaladıktan sonra kaçtı.
İddiaya göre, Ayhan Menteş önceki gün akşam saatlerinde hayvanlarını köye getir
İlk kez hesaplaşıyorum kendimle
Tuhaftır kalemi kağıdı ve seni onca sevmeme rağmen
İlk kez yazıyorum,
Şimdi sen yoksun seni düşünmek var
Çocukken de seni düşünürdüm.
Her gece radyo dinler
Şiir yazardım
Her çarşamba pazara giderdik annemle,
Babam maaş aldığında baklava yerdik.
Dondurmayı da çok severdik ablam üç top yerdi ben iki top
Yalnızca bu yüzden kavga ederdik.
Oysa oysa hayatımın vazgeçilmeziydi ablam
Onun da yüzü hiç gülmedi hayırsızın birine kaçıp mahvetti hayatını
Aklımdan
Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki Elif Elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla
Herbir heceden heceden...
Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola, önceden önceden...
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
Kocaba
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, toprak, deniz.
Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Bir güneştin bir zamanlar, aya kadar kaldındı dün,
Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;
Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördügün?
Ey Vatan gözyaşlarin dinsin, yetiştik çünkü biz.
Beklesin Türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan,
Sel durur, yangın söner elbette bir gün Ey
Yağmurlara yazdım!!
Adını özlem koydum bu sonsuz sana olan sevgimin.
Aşk mıydı o, Neydi çekip kendine, beni bağlayan sana
Yağmurlara yazdım sevdamı yağdıkça aktı bu yüreğe çoğaldı
Yüreğim sevdalı tutuklu kaldı bir kere sevdana..
Kaçışı yok çıkışı yok büyük ceza aldı hasretin ise kanımda dolandı..
Ardına bakmadan gittin bu yüreği koparıp atasım geldi
Sessizliğe vurdum kendimi sonsuz bekleyişler içinde..
Şu anda her şeyden uzak, her şeyden ayrı sevdandan mahrumum ben.
Sadece yalnızlığı
Artık Uzaklardasın
Nasıl anlatamazsan aşkın ne olduğunu
Ben de anlatamıyordum sana dokunduğumda kanatlanıp uçtuğumu
Artık uzaklardasın, göklerde kalmak mümkün olsaydı seni görürdüm
Neden bulut olmayı istemedim masal cinlerinden, pişmanım
Üç dileğim olsaydı
Üçü de seninle olmak olurdu
Uzun bir yaşam boyu
Uykusuz gecelerinden
Mutluluk sağmayı bilirdim ben
Artık uzaklardasın, tutunmak mümkün olsaydı sana, bırakmazdım
Sarmaşıklar ne tutkundur hayata, gökyüzü
Yedi, ya da sekiz yaşlarındaydım... Bir gün babam, eve elinde bir kaç kitapçık ve bir teyp kaseti ile çıkageldi. Okumaya meraklı olduğumu bildiğinden (ablam ve babam 5,5-6 yaşlarındayken bana okuma-yazmayı öğretmişlerdi) , bana sık sık kitaplar getirirdi. Yine o anlardan biri olduğunu düşünmüştüm. Ancak bu sefer , "Bak; sana bunu/bunları getirdim" dememişti. Elindeki kitapçıkları bir kenara koydu ve kaseti kabından çıkararak kasetçalara taktı. Ben de bu arada babamın bir kenara bıraktığı kitapçı
ÇEKİCİN SIRRI
Tahta sap ve demir tokmaktan olusan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta
400-500 milyon yillik bir kayanin içine gömülü olarak bulundu. Modern bir
aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasil girdigi bir yana, çekiçte
kullanilan demirin günümüz demirlerinden bile saf olmasi bilim
adamlarini hayrete düsürdü.
“Kendine güven, sen kendine yetersin” denildi. Baktım; fakat kendimde canavarlara yem olacak bir et parçasından başka birşey göremedim.
HÜZÜNLÜ BİR AKŞAM karanlığında, ruhen ve bedenen bitap düşmüştüm. Karanlıklı bir hal, ruhumu eziyordu. Kurtulmak için vicdanımın içine girdim, kalbime danışmaya başladım. O manevî diyalogun verdiği rehavetle rüya alemine dalmışım.
Sarp, dikenli, engebeli dağ ve tepeleri aştığımı gördüm. Yorgun düşmüş ve susamıştım. Bir nefeslik can kalmıştı b
Baharda Başlayan
Sen heyecanlar taşıyorsun, çocuk neşenle
Ben hayal kuruyorum
Söyleseydin ya, gelip kalbimin bir yerlerine oturacağını
Temizlemeye fırsatım olurdu tozunu toprağını
Geçmişin değdiği raflardaki anıların üzerine biriken
Çünkü hepsi senin yaşında ve güzeldiler
Ve senin gibi geldiler, sonra sessizce çekilip gittiler
Sana söylediğim ne kadar güzel söz varsa şimdi, onlar öğrettiler
Hayatımı bana benzettim başkasına değil
Hiç küsmediğim kendime
Seni de ban
2 BİN YILLIK PİL..
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafindan 1938'de Irak'in baskenti
Bagdat'in yakinlarinda bulunan 2 bin yillik pil, bilim adamlarini
saskina düsürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabin içine
monte edilmis bir bakir silindir, onun etrafindaki demir çubuk ve
testinin agzini kapatan asfalttan olusan bu nesneyi "dünyanin en eski
pili" olarak tanimladi. Pilin 2 volt enerji ürettigi saptandı..
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN
Nasıl başlarım ? :İki şey yapın.Birincisi bu yazının geri kalanını okuyun.İkincisi kendinize bir öğretmen bulun.Bu yazıyı okumanız birkaç dakikanızı alır.Ancak karşılığında çok şeyler öğrenirsiniz.Eğer bir öğretmen bulursanız bunun ödülü çok daha fazla olacaktır.Çok daha fazla ve çabuk öğrenirsiniz.Bu size zamandan ve paradan tasarruf ettirir.Eğer sizde ve öğretmeninizde eğitim sistemli(Trainer system,buddy box) radyo varsa uçmayı daha az riskli ve çabuk öğrenirsiniz.
NEFES ALMADAN NE KADAR YAŞAYABİLİRSİNİZ..?
Bir insanın nefesini tutma süresi en çok suya dalmada söz konusu olur. İnsanlar binlerce yıl denizin 30 metre altına kadar kendi ciğer güçleriyle daldılar, sünger ve inci avcılığı yaptılar. Ne var ki istedikleri kadar sağlam ve güçlü olsunlar nefeslerini tutarak su altında birkaç dakikadan fazla kalabilmeyi başaramadılar.
İnsanlar, dalgıç elbiseleri ile dalmaya 1800′lü yılların başlarında başladılar ama bu sefer de bir hortuma bağıml
Hat sözlükte ''ince, uzun doğru yol, birçok noktaların birbirine bitişerek sıralanmasından meydana gelen çizgi, çizgiye benzeyen şeyler ve yazı'' gibi anlamlara gelir. Bu kelime özellikle İslam kültüründe, yazı ve güzel yazı (hüsnü'lhat, elhattu'lhasen) manalarında kullanılmıştır. Hüsni hat, estetik kurallara bağlı kalarak , ölçülü, güzel yazma sanatıdır; fakat İslam yazıları için kullanılan bir tabirdir. İslam yazılarını güzel yazma ve öğretme hünerine sahip Sanatkara hattat, bu Sanata da hatta
Koç Burcu: Önce güzel kokup kokmadığınıza özen gösterin. Lüks ve pahalı kokuları severler. Ucuz giyinmeyin.
Boğa Burcu: Hayatları yemek, seks ve para üzerine kurulduğundan iyi bir restoran, gece kulübünden daha etkili olur.
İkizler Burcu: Onu yeni açılmış bir yere götürün. Çok zor elde edilen rolü de oynamaya kalkmayın.
Yengeç Burcu: Biraz uzak durun. Onlar sırlarını koruyanlardan hoşlanırlar. Size güvenmesi zaman alacaktır.
Aslan Burcu: Ne kadar para kazandığınızı, başarınızın g