Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
benim hala camdan bilyelerim var, hala annemin kucağına oturuyorum,babama saçlarımı okşatıyorum...ne zaman karo taşlar olsa ayağımın altında zıplıyorum çevremde insanların olduğu aklıma gelene dek,uzanıp yatağıma, perdelerimi açıp gökyüzünü izlerken hala cevabını bulamadığım soruları düşünüyorum, bir zamanlar yaptığımız uçurtmaları, beni uçurtma aşağıya düşürmesin diye babamın ve abimin ipi su deposuna bağladıkları günleri...
hayatımda gördüğüm ilk kar'ı, ellerim morarana kadar onla oynayış
- Osman Bey, bu delilik nasıl birşey?
- Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır...
Deyince Atatürk :
- Ne demek istiyorsun,bende de mi var ?
Hoşsohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman :
- Ohoooo....Sizde herkesten bin beteri var...İçeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi ?
Atatürk dakikalarca güler...
Kaldır başını kan uykulardan,
Böyle yürek, böyle atardamar,
Atmaz olsun...
Ses ol, ışık ol, yumruk
Fransız bir mağaracı, 27 bin yıllık olduğu tahmin edilen resimlerin bulunduğu prehistorik bir mağara keşfetti. Mağaradaki resimler ünlü Lascaux Mağarası'ndaki fresklerden daha eski.
63 yaşındaki Gerard Jourdy, ülkenin güneybatısındaki Vilhonner bölgesindeki ormanlarda mağarada insan ve hayvan kalıntıları bulduğunu söyledi. Jourdy'nin bulduğu resimlerden biri de kobal mavisi renkli bir el.
Jourdy ayrıca, mağarada sarkıtlardan yapılma bir yüz heykeli de bulduğunu söyledi. Jourdy'nin iddias
Olurda bir gün bu evlerden birinde oturmak zorunda kalırsanız, cam silerken yada arka tarafta bişilerle meşkul olurken aman dikat edin..
Benden uyarması.. )
KIRILDIM
Vurdun kalbime yine öldürücü darbelerini yaraladin beni
Kolumu hemde kanadimi kirdin yaraladin yine sen beni
Neden neler oluyor yine bagirimi dagladinda üzdün beni
Söyle hersey yalanmiydi bir gün uyanacagimiz ruyamiydi
Ben bir sana inanmadimmi sana ve sözlerine güvenmedimmi
SEni sevdigimi hala anlayamadinmi göz yasimi göremedinmi
Bana hasretini cektiriyorsun sende beni birazicik sevmedinmi
Sev dedinde sevmedimmi bende askimi tek sana vermedimmi
Senin kalbin tast
Hannah'ın eski kalbi 10 yıl sonra çalıştırıldı
Bugün 12 yaşında olan Hannah Clarkın henüz 2 yaşındayken kalbinin büyüdüğü fark edildi. Bunun üzerine Hannaha, büyüyen kalbi çıkarılmadan bir vericiden alınan ikinci bir kalp nakledildi. Ama aradan 10 yıl geçtikten sonra, Hannahın vücudu, ikinci kalbi reddetmeye başladı. Muayene sırasında küçük kızın eski kalbinin iyileştiği görüldü. Bir operasyonla 10 yıl önce durdurulan kendi kalbi yeniden çalıştırıldı, takılan ve yıllar sonra duran ikinci kal
Mars'ın yüzeyinde çekilen insan yüzüne benzeyen görüntüler büyük şaşkınlık yarattı.
Mars'taki İNSAN YÜZÜ
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Mars Express adlı uzay gemisinin kamerası Mars'ın yüzeyinde 'insan yüzü'ne benzeyen bir yapı görüntüledi. Mars Express'in üzerine yerleştirilen kameranın Cydonia bölgesinde görüntülediği resimde görülen 'Yüz'ün toprak kayması ile eski bir saçak çöküntüsü oluşumunun neticesinde oluşan bir dağ kitlesi enkazı olduğu düşünülüyor.
Buna benzer bir dağ kitlesi k
Kaybolan Yıllar 2006
***KAYBOLAN YILLAR MÜZİĞİ**
***KAYBOLAN YILLAR SESLİ ŞİİR***
Yönetmen
Zeynep Günay
Senaryo Yazarı Sergin Akyaz
Oyuncu Filmdeki Karakteri
Burak Hakkı Ali
Yeşim Büber Ezel
Saruhan Hünel Esmer
Fikret Hakan Süleyman Çesen
Semra Dinçer Rosa
Muhammed Cangören Hasan
Sema Çeyrekbaşı Meral
Sevtap Parman Şükran
Taner Barlas Selçuk
Dilek Serbest Nazlı
Nihal Menzil Fatoş
Sait Genay Güray
Mahir Günşıray Şeref
Levent Güner Timur
Asl
keşke böyle olmasaydı sonumuz..daha doğrusu keşke sonumuz hiç olmasaydı..eksikliğini hissetmiyo gibi görünsemde sadece etrafımdakileri kandırmayı becerebiliyorum..arasıra kendim de kanıyorum ama çabuk kendime geliyorum..yoksun artk,ben hergece yokluğunu hat safhada hissediyorum ne yazık ki..ve ne acı artık senin kalbin başkasına ait..sen gemileri çoktan yaktn..senin için herşeyi silmek,herşeyden daha kolay geldi sana..banaysa herşeyden daha zor,çok zor..ben hergece seni bekledim,sana gözyaşı dök
. mevsimlik a$k ½
gündüzleri uyumayı sevdim hep
sensizlik bunalımlarımda,
uzun yıllar önümde
ve yaşayamadığım gençliğimde...
,
seni tanımaktı hayatın dönümü
tam zamanıydı aslında gelmenin
ömrümdeki buruk yaprak dökümü
ortaya çıkarıyor yavaş yavaş özümü
,
okusanda bu satırları 1gün
belki yüzün gülümser ya da üzgün
ben yazarım her gece sana
gözyaşlarıma dokunamasan da...
,
bırak artık gidenleri be gülüm
uçağın yanında ki martı olma
sevseydi seni gidenler eğer
arardı seni her ge
DÜNYANIN EN KÜÇÜK ATI..
Şaka değil gerçek, fotoğrafta gördüğünüz bir at. Hem de dünyanın en küçük atı...
ABD’de bir çiftlikte doğan Thumbelina, 43 santimetre boyuyla dünyanın en küçük atı olarak Guinness rekorlar kitabına girdi. 5 yaşındaki kısrak bundan daha fazla büyümeyecek. Minyatür gösteri atı yetiştiren çiftlikte dünyaya gelen Thumbelina bir kovanın üzerinden bile zorla atlayabiliyor.
50 kg ağırlığındaki Thumbelina, normalde 113 kilo ve 90 santimetre boyutlara ulaşan minyat
SEDAT VE BURCU
Gittiğin gün bütün ayrılıkların hesabı benden soruldu..
Bütün acılı şarkıların bütünhazinli sevdaların...
Gittiğin gün her çiçeğe bir göz yaşı..Her kelebeğe bir ağıt..
Banada yüzlerce şiir düştü yazmaya mahkum gözlerim için..
Benki dönüşüne hasret yaşadım bütün bu insanların..
Ve gülüşüne hasret bütün baharların...
Gel görki bir dağa çarpar gibi çarptı yüreğim yokluğuna
Bir ben bilirim gururumu hangi taşlara vurduğumu
Başımı hangi duvarlara ve hangi uçurumlara kö
Sevdim seni delicesine taparcasına !
En temiz duygularımla sevdamla...
Denizler kadar derindi bakışların !
Ağır ağır dalgalandın vurdun yüreğime...
Taştın sığmadın sel oldun aktın içime.
SOR KENDİNE BENİ
Sor sevdiğim,
Sonra kağıttan gemiler yap,
Yelkenleri olmayan,
Direkleri mavi bildiğim,
Sor beni gördüğün her buluta,
Sevdalıların hatırına,
Geceleri yıldızlarda parlayan,
Denizlerin suskunluğuna bırak beni,
Ve çek gökyüzümü üzerine,
Dalıp git hayallerin sonsuzluğuna,
Çocuklar çıkarsa karşına,
Gülümse, uzat ellerini,
Ceplerinden çıkarıp verirler sana,
Tenimde gizlenen dudak izlerini,
Şaşırma,
Sabah olacak birazdan,
Sor beni yağmurlarına,
Sor sev
Sevgilim,
Sana sevgilim diyorum.
"Ayrılık da sevdaya dahil çünkü;
ayrılanlar hâlâ sevgili" dediği gibi İlhan'ın.
Sevgilim, sana sevgilim diyorum,
bir daha hiç demeyeceğim içindir belki.
"Ayrılmamız neyi değiştirecek
ayrılık, yüreğimden silip atabilir mi seni?" derdin.
Kimbilir...
Bu sana son yazışım.
Sözcüklere yüklemeye çalıştığım duygularım,
beyaz kağıtların keskin kenarlarıyla
nasıl da parçalanıyor böyle.
İlk kez, yazmak böyle zor, anlatmak, bu kadar olanaksız.
İçi
BİRTANEM'E
Seni sevdim,
sevgilerin en güzelini vermek için.
Seni düşündüm gecelerce,
en güzel düşlerimde yaşattım seni.
Ne varsa sana adadım elimdekileri,
sana adadım, yüreğimin her zerresini.
Yanlızca sen sev istedim,
sen sar istedim, yüreğimin her köşesini.
Seni gördüm nereye baktıysam,
gözlerime işledim gözlerini.
Ve yalandan uzak,
en temiz sevdayla,
yarınlarımda bir sana yer verdim.
Bir tek, seni yazdım kaderim diye,
bir tek seni istedim, herşeyden çok.
Sen
Öyle bir ilk yaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.