Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Türkçe Blog 1.2 Yeni Özellikler
Blog iletilerinizi açılım yapabilirsiniz
Blog ve İletilerinizde BBC kodlarını kullanabilirsiniz
Zenginleştirilmiş Yazı Editörünü kullanabilirsiniz.
Blog ayarlarınız satır arası gibi yanıbaşınızda olacak şekilde tasarlanmışıtır.
İçerik bölümlerinizin yerini üstüne basıp hareket ettirdikten sonra bırakabilirsiniz.
Arkadaşlarınızı blog editörü olarak atayabilirsiniz. Bu editörler sizinle aynı yetkiye sahip olurlar.
Özel Kulüp Dizinleri
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki okudum okudum anlamadım
Kendi kendime düşündüm bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin...
Biz erkekler kadınları öpersek erkek değiliz,öpmessek adam değiliz,iltifat ederiz yalan derler,etmessek birakıp giderler,her istediklerine evet dersek karektersiz oluruz karşi çikarsak anlayışsız oluruz çok yanlarına gidersek sıkıldık az gidersek küserler, iyi giyinirsek çapkın oluruz dikkat etmessek zevksizlikle suçlanırız, kıskanırız huyu kötü derler kıskanmasak sevmiyoruz derler.
Bizz erkekler geç kalalım kıyamet kopar kendileri 1 saat geciksinler bunda ne var! Arkdaşlarımızla buluşuruz adı
kadin dedigin güzel olacak arkadas. söyle savurdu mu etegini, ruhun
rüzgarina kayacak. bacaklarin, ayaklarin, bilekten bagli ayakkabiya
tutunan parmaklarin, seyrine doyamayacaksin. bakimli olacak kadin dedigin. saçlari ipek , topuklari pembe, boynu ince, salindi mi kugu gibi zarif olacak ve zarifliginin ortasinda bir hanimefendi barindiracak. güzel olacak ama
kasi, gözü, bacagi, iki meme ucundan önce, sözü dogru, ruhu aydinlik
olacak, güzelligi komple olacak. korkmayacaksin gecenin bir v
Varış
Herkes herkesi seviyor..
Hepsi de başka türlü seviyor.
Herkes herkesi sevmesin,gerek yok
Adam azaldı,sevgi de elden gidiyor.
'Bana sen haklısın diyorlar,
Hayır hayır,ben çok haklıyım.' bilen biliyor.
Bu yarışın dışında kalanlar,
Adamı sevgi,sevgiyi de adam ediyor
.Özdemir Asaf
.
BİR KARDELEN MASALI... Bir varmış bir yokmuş ,uzak ülkelerin birinde, dağların doruklarında güzeller güzeli Dağ Fulyası yaşarmış.Baharın ilk belirtileriyle uzun kar uykusundan uyanır, güneş sıcaklığını iyice hissettirmeye başladığı günlerde tomurcuklanır, yaz boyunca da çiçekleriyle çevresine binbir renkler saçar, kokusu ile, güzelliği ile, güzelliğinden çok o mahçup saf duruşu ile herkesi kendine hayran bırakırmış. Doğa ananın da en sevgili yavrusu, herşeylerden sakınıp gözettiği en nadide çiç
"Bu da ötekiler gibi kendisini ölesiye sevdiğimi bilmedenYaşayıp gidecek"Her durakta ölümsüz bir aşk edineceğimBir bakıştan bir duruştanÇağrışımın sonsuz hazzındanUnutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımdaBelki de yaşanabilecek en uzun serüveni terkedeceğimDaha otobüsün ilk basamağındaKim bilebilir ki?Sonrayı, sonrasını kim bilebilir?Gizli gizli veda edeceğim ona, görmeyecekVe bu duyguyla burkulmuş yüreğimOtobüs camına bağrında kanlı bir ok ileBir aşk levhası çizecek, ah min-el!Bu da ötekile
Anannemin taraçasını yıkamak istiyorum. Tulumbadan çektiğim suyla. Sıcak betona dökülen soğuk suyun, ilkbahar yağmurlarına benzeyen rahiyasını doya doya içime çekmek istiyorum. Ayaklarımın suların içine gömüldüğünü görmek istiyorum, parmak uçlarımın da yumuşayarak pembeleşmesini. Zambaklara, sardunyalara ve akşam sefalarına su vermek istiyorum. Akşam sefası, çiçeklerini açmaya başladığında, güneş o günkü mesaisinin sonuna yaklaşmış demektir. Güneş çok dakiktir, milyonlarca yıldır hiç aksatmadan,
VUR DA ÖYLE GİT İdam mahkumunun söz hakkı vardırBari son arzumu sor da öyle gitArının çiçekte göz hakkı vardırBir buse içimi dur da öyle gitMadem gidiyorsun bura son durakNe adres ne mektup ne resim bırakKendinden bir parça bir cisim bırakSaçından bir kaç tel ver de öyle gitArdımdan bir damla yaş dökeceksenAdımı andıkça ah ah çekeceksenKabrime bir gonca gül dikeceksenNe olur yaşatma vur da öyle gitHem yıllarca oyna gönül sahnemdeHem perdeyi kapat en mutlu demdeSitem oklarına hedef sinemdeAçtığın
BİZİM AŞIK Telefonlar edilir,Telefonlar çalar,Ekrana gider gözler,Basılır ‘yes’ düğmesine uzaklaşılır oradan.Ağıza gider eller,Beden ıssız bir yere.İltifatlar edilir karşılıklı,Alınır randevular.‘Öpüyorum, kendine iyi bak’Kapatılır telefonlar. Randevu yerinde buluşulur,Alışılmış iltifatlar...Sonra kendilerince sözlenmeler,Yüzüklenmeler,Nişan düğün günleri,Gelinlik damatlıklar,Altınlar, gerdanlıklarDefalarca konuşulan kılasik laflar... Ailelere duyurular...Ya amca razı olmaz, ya dayı veya bacı...
Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralının 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini en iyisini ona verirmiş. Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. İkinci eşini de severmiş kral. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, kralın ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında bulunur sorunun çözümünde ona destek verirmiş
Bir tanem!Son mektubunda :"Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun."Seni asarlarsa seni kaybedersem;" diyorsun; "yaşıyamam!"Yaşarsın karıcığım,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısıen fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı.Ölümbir ipte sallanan
merhaba.kendimi anlatmak gibi bir niyetim yok.nihayetinde herkesten çok ta farkım yok.yaşamı anlamlıkılma çabasındayım sadee.körelmiş,köreltilmiş biryaşama aman diyemem.insanları seviyorum.özgürlüğü seviyorum.eşitliğide.çocukların tombul yanaklarıyla koşacağu güzel günleri düşlüyorum ve diyorum ki olacak,olacak
Yine Sana Dair Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende; ben, imkansızlığı seviyorum. Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil... (1948) Nazım Hikmet Ran
Özlemedim SeniHiç özlemedim seniÖzlemek dostluktandırdostluğundan öte bulmalıyım seniSıcaklığını bulmalıyımdokunuşlarını, kenetlenişiTerimizle sulanmalı yeryüzügüneş terimizle ışıldamalı sabah oluncaApansız fırtınalar çıkmalısarsılmalıyımÖzlemekyanında olmak isteğidirgülüşünü görmek biraz daHiç özlemedim seniSaçlarına gül takmambir ırmak gibi akıtırım ovayasoluğunla yanardudaklarımın bozkırıAkkor halindeki ufukbakır bir tel gibi eriyip giderkraterler ortasında kalırımToprak yarılır birdensu kirl
Bindik bir alamete, gidiyoz kıyamete. Öyleydi değil mi, rahmetli Cem Karaca'nın bir şarkısı. Şu Ege şivesiyle söylediği hani. Sabahtan beri dilimde o şarkı. Evladım, miğferini giy, çelik yeleğini tak, şüpheli paketlere yanaşma olur mu çocuum. Kalabalıklara da karışma. Silah sesi duyunca yere yat, ellerini başının arasına al, bekle olur mu evladım. Çocuklar, bugünkü dersimiz hayat bilgisi. Hayatta kalmayı öğrenicez. 182 Arif, söyle bakalım şüpheli paket görünce ne yapmalı? 192 Jale sen söyle, yak
Ah ah o ne cakalar, o ne fiyakalar öyleKüçük dağları yarattın da, büyüklere malzeme mi bitti züppe?Her bir şeyleri de bilirsin, her işte mükemmelsinBir eşin daha olsa, dünya gül gülistan değl mi züppe?En güzel yerlerde sen fingirdersin, alemlerin prensisinTebaan sana layık değil ama elden ne gelir ki züppe?En yakışıklı sensin, en zekisin, en kuvvetlisinİnsanlar sana bakıp ibret alsınlar diye, değil mi züppe?Alaycısın, kibirlisin, ukalalık en büyük meziyetinAma ''kral çıplak'' haberin var mı züpp